Anıtkabir'in kitabelerinin yazımında görev alan Etem Çalışkan vefat etti
Anıtkabir'in kitabelerinin yazımında görev alan Etem Çalışkan vefat etti
İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Öğretim Üyesi merhum Prof. Dr. Emin Barın ile Anıtkabir'in kitabelerini yazan 97 yaşındaki ressam-hattat Etem Çalışkan'dan üzücü haber geldi. Cumhurbaşkanlığı Sanat Onur Ödülü ve Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Fahri Doktora unvanına sahip olan Çalışkan, yaşama veda etti.
Haber Giriş Tarihi: 01.02.2025 13:45
Haber Güncellenme Tarihi: 01.02.2025 14:05
Muhabir:
SARE ALİYE AKÇAY
Anıtkabir'in kitabelerinin yazımında görev alan Etem Çalışkan ile ilgili üzücü haber geldi. İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Öğretim Üyesi merhum Prof. Dr. Emin Barın ile 1953 yılının yaz aylarında Anıtkabir'in kitabelerini yazan 97 yaşındaki ressam-hattat Etem Çalışkan, kalça kemiği kırığı ile yatağa bağımlı hale gelmesinin ardından, entübe edilerek yoğun bakıma alınmıştı.
Cumhurbaşkanlığı Sanat Onur Ödülü ve Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Fahri Doktora unvanına sahip olan Etem Çalışkan'ın vefatını, Altınoran Düşünce ve Sanat Platformu Başkanı Dr. Haluk Uygur duyurdu.
Etem Çalışkan'ın bugüne kadar sergilenmeyen son eserleri, Altınoran Düşünce ve Sanat Platformu etkinliğinde geçen yıl Mayıs ayında Adana'da sanatseverlerle buluşmuştu ve Çalışkan da bu etkinliğe katılmıştı. Dr. Uygur, "Anıtkabir'in hatlarını hocası Prof. Emin Barın ile birlikte yazan, Yüce Atatürk'ün imzasını kaligrafik bir ikon haline dönüştüren, Matisse gibi rengarenk ve Miro gibi neşeli, ülkemizin en yaşlı ressamı Etem Çalışkan, üzgünüm ki yaşama veda etti," dedi.
Dr. Uygur, şunları kaydetti:
"Üzgünüz ki Türkiye'nin en önemli düşünürlerinden, gelecekte dünya ressamları arasında yerini alacak olan, ülkemizin en önemli ressamlarından, hocası Prof. Emin Barın ile birlikte Anıtkabir'in hatlarını yazan, sarı basın kartına sahip gazeteci Altınoran Düşünce ve Sanat Derneği Onur Üyesi, ağabeyimiz, babamız, dedemiz, dostumuz Etem Çalışkan'ı kaybetmiş bulunuyoruz. Hepimizin başı sağ olsun. Şu an Altınoran olarak cenaze işleriyle uğraşmaktayız. Değişebilir olmakla birlikte İstanbul'da yapılacak bir töreni takiben, Etem Çalışkan Pazartesi günü Mersin'de yapılacak bir törenden sonra Tarsus'un Göçük Köyü'nde toprağa verilecek."
Etem Çalışkan, Anıtkabir anılarını 2012 yılında anlatmıştı.
Adana Büyükşehir Belediyesi'nin 2012 yılındaki Altın Koza etkinlikleri kapsamında düzenlenen "13 Kare Sanat Festivali" için davet edildiği Adana'da, okullarda öğrencilerle söyleşi yapmıştı. Öğrencilere, sanatı, anıları ve hayata bakış açısı üzerine sunumlar yapan ve Anıtkabir ile ilgili hayatının en önemli dönemini anlatan Çalışkan, kendi el yazısıyla Atatürk portrelerinin üzerine, Atatürk'ün sözlerini yazıp imzasını da atarak eğitim kurumlarına hediye etmişti.
Etem Çalışkan, unutamadığı 1953 yılının yaz aylarıyla ilgili şunları kaydetmişti:
"İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'ndeki öğrenciliğimin ikinci yılıydı. Akademinin afiş atölyesinde öğrenciyken, 1987 yılında vefat eden Prof. Dr. Emin Barın'dan yazı dersi aldım. Yaşamım boyunca büyük onur duyacağım bir çalışmayı, yine o yıl hattat Emin Barın ile yaptım. Emin Barın, yazı üzerine Almanya'da öğrenim görmüş ve dolayısıyla yazının hem kitabelerde hem de kağıt üzerinde ne olduğunu uygulamasıyla biliyordu. Anıtkabir inşaatının yapımı da o yıl bitecekti. Daha önce uluslararası yarışmalar açılmış, ihaleler yapılmıştı. Anıtkabir'in yazı işi, verdiği projeyle Emin Barın'a verilmişti. Böylece Anıtkabir'in yazısını Emin Barın üstlenmiş oldu. Emin Barın hocam, bana o yaz birlikte çalışacağımızı söyledi.
Emin Barın hocama ne yapacağımızı sorduğumda, bana Anıtkabir'in kitabelerini yazacağımızı söyledi. Önce anlamadım, hocamın söylediği sorumluluğu ve yüksek onuru birden kavrayamadım. Ama bildim ki hocam bana iyi bir görev verdi. Daha sonra yazılacak projeleri gördüm. Anıtkabir'deki kulelerin ayrı ayrı isimleri vardı. Bu kulelerin içine yazılacak yazılar, Ankara'da yetkililer tarafından oluşturulan heyet tarafından belirlenmişti. Bu yazılar hocama gönderildi. Oturup kartondan yazı kalıpları hazırladık günlerce. Ben, ölçülerine göre bu yazıları kağıt üzerine metrelerce yan yana yapıştırarak yazdım. Onları hocam kontrol eder, daha sonra Anıtkabir'e götürür, oradaki taş işçilerine teslim ederdim.
Daha önce götürdüğüm ve taş işçilerinin yaptığı işleri de kontrol ederdim. Çok onurlu ve sorumluluk taşıyan bir işle karşı karşıya idim. Anıtkabir'in şeref holünde sağlı sollu duvardaki kabartmaları yapanlar, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'ndeki bölümlerin hocalarıydı. Onları görünce heyecanlanırdım. Anıtkabir'e gittiğimde sık sık zamanın Bayındırlık Bakanı Kemal Zeytinoğlu'nu görürdüm. Dönemin Başbakanı Adnan Menderes'i, Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ı da gördüm. Çünkü herkes çalışmaların bitirilmesini takip ediyordu."
10 Kasım 1953
10 Kasım 1953'te Atatürk'ün naaşı Etnografya Müzesi'nden alınarak Anıtkabir'de defnedildi. Defin işlemi sırasında Emin Barın ile Anıtkabir'de bulundum. Emin Barın hocam bana "Bir daha hiç göremezsin, gel beraber" dedi. Aşağıya indik. Atatürk'ün beyaz mermerlerden çevrili mezarını gördüm. Anadolu'nun her yerinden getirilen topraklar buraya serpilmiş. Hocamın elinde de kendi deri üzerine yazdığı ve gümüş muhafaza içindeki Atatürk'ün ölüm tutanağı vardı. Bu tutanak oraya yerleştirildi. Gümüş muhafaza içinde Atatürk'ün kabrine gömülen ölüm tutanağını ben gördüm, biliyorum, Emin Barın hocam gördü biliyor, ama belgesi yok. Şimdi toprağın altında. En büyük üzüntüm, bu tutanağın fotoğrafını çekmemek veya çektirmemek oldu. Emin Barın hocam da daha sonra bunun için üzüntü duydu. Barın, bunun için "Ah ah" diye dövündü."
"Kitabelerdeki yazılar mimari yapıyla uygun"
Çalışkan, kitabelerdeki yazı karakterlerinin Anıtkabir'in mimari yapısıyla uygun olduğunu da belirterek şöyle devam etmişti:
"Camilerdeki yazılar da mimari ile birleşmiştir. Onlar da uyumludur. Rastgele yazılar, kitabeler konmaz. Ama şimdi Anıtkabir'deki bu kitabeler incelenmiyor. Anıtkabir'e gidenler bakıp okumuyor. Ölüm tutanağının fotoğrafını çektirmemizin dışında, Anıtkabir'deki kitabelerin ziyaretçilerce incelenip okunmaması ve Anıtkabir'in yapımına emeği geçenlerin hatırlanmaması da beni çok üzüyor. Anıtkabir'e hizmet edenlerin içinde hayatta olan az kişilerden biri olarak konuşuyorum. Anıtkabir'i yapanları kimse aramıyor, sormuyor. Neden? Mimarların, heykeltıraşların ve emeği geçenlerin hepsinin ayrı ayrı tanıtımının yapılması lazım. Bugün bunu bir eksiklik olarak görüyorum."
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
İLKHABER-Gazetesi
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Anıtkabir'in kitabelerinin yazımında görev alan Etem Çalışkan vefat etti
İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Öğretim Üyesi merhum Prof. Dr. Emin Barın ile Anıtkabir'in kitabelerini yazan 97 yaşındaki ressam-hattat Etem Çalışkan'dan üzücü haber geldi. Cumhurbaşkanlığı Sanat Onur Ödülü ve Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Fahri Doktora unvanına sahip olan Çalışkan, yaşama veda etti.
Anıtkabir'in kitabelerinin yazımında görev alan Etem Çalışkan ile ilgili üzücü haber geldi. İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Öğretim Üyesi merhum Prof. Dr. Emin Barın ile 1953 yılının yaz aylarında Anıtkabir'in kitabelerini yazan 97 yaşındaki ressam-hattat Etem Çalışkan, kalça kemiği kırığı ile yatağa bağımlı hale gelmesinin ardından, entübe edilerek yoğun bakıma alınmıştı.
Cumhurbaşkanlığı Sanat Onur Ödülü ve Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Fahri Doktora unvanına sahip olan Etem Çalışkan'ın vefatını, Altınoran Düşünce ve Sanat Platformu Başkanı Dr. Haluk Uygur duyurdu.
Etem Çalışkan'ın bugüne kadar sergilenmeyen son eserleri, Altınoran Düşünce ve Sanat Platformu etkinliğinde geçen yıl Mayıs ayında Adana'da sanatseverlerle buluşmuştu ve Çalışkan da bu etkinliğe katılmıştı. Dr. Uygur, "Anıtkabir'in hatlarını hocası Prof. Emin Barın ile birlikte yazan, Yüce Atatürk'ün imzasını kaligrafik bir ikon haline dönüştüren, Matisse gibi rengarenk ve Miro gibi neşeli, ülkemizin en yaşlı ressamı Etem Çalışkan, üzgünüm ki yaşama veda etti," dedi.
Dr. Uygur, şunları kaydetti:
"Üzgünüz ki Türkiye'nin en önemli düşünürlerinden, gelecekte dünya ressamları arasında yerini alacak olan, ülkemizin en önemli ressamlarından, hocası Prof. Emin Barın ile birlikte Anıtkabir'in hatlarını yazan, sarı basın kartına sahip gazeteci Altınoran Düşünce ve Sanat Derneği Onur Üyesi, ağabeyimiz, babamız, dedemiz, dostumuz Etem Çalışkan'ı kaybetmiş bulunuyoruz. Hepimizin başı sağ olsun. Şu an Altınoran olarak cenaze işleriyle uğraşmaktayız. Değişebilir olmakla birlikte İstanbul'da yapılacak bir töreni takiben, Etem Çalışkan Pazartesi günü Mersin'de yapılacak bir törenden sonra Tarsus'un Göçük Köyü'nde toprağa verilecek."
Etem Çalışkan, Anıtkabir anılarını 2012 yılında anlatmıştı.
Adana Büyükşehir Belediyesi'nin 2012 yılındaki Altın Koza etkinlikleri kapsamında düzenlenen "13 Kare Sanat Festivali" için davet edildiği Adana'da, okullarda öğrencilerle söyleşi yapmıştı. Öğrencilere, sanatı, anıları ve hayata bakış açısı üzerine sunumlar yapan ve Anıtkabir ile ilgili hayatının en önemli dönemini anlatan Çalışkan, kendi el yazısıyla Atatürk portrelerinin üzerine, Atatürk'ün sözlerini yazıp imzasını da atarak eğitim kurumlarına hediye etmişti.
Etem Çalışkan, unutamadığı 1953 yılının yaz aylarıyla ilgili şunları kaydetmişti:
"İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'ndeki öğrenciliğimin ikinci yılıydı. Akademinin afiş atölyesinde öğrenciyken, 1987 yılında vefat eden Prof. Dr. Emin Barın'dan yazı dersi aldım. Yaşamım boyunca büyük onur duyacağım bir çalışmayı, yine o yıl hattat Emin Barın ile yaptım. Emin Barın, yazı üzerine Almanya'da öğrenim görmüş ve dolayısıyla yazının hem kitabelerde hem de kağıt üzerinde ne olduğunu uygulamasıyla biliyordu. Anıtkabir inşaatının yapımı da o yıl bitecekti. Daha önce uluslararası yarışmalar açılmış, ihaleler yapılmıştı. Anıtkabir'in yazı işi, verdiği projeyle Emin Barın'a verilmişti. Böylece Anıtkabir'in yazısını Emin Barın üstlenmiş oldu. Emin Barın hocam, bana o yaz birlikte çalışacağımızı söyledi.
Emin Barın hocama ne yapacağımızı sorduğumda, bana Anıtkabir'in kitabelerini yazacağımızı söyledi. Önce anlamadım, hocamın söylediği sorumluluğu ve yüksek onuru birden kavrayamadım. Ama bildim ki hocam bana iyi bir görev verdi. Daha sonra yazılacak projeleri gördüm. Anıtkabir'deki kulelerin ayrı ayrı isimleri vardı. Bu kulelerin içine yazılacak yazılar, Ankara'da yetkililer tarafından oluşturulan heyet tarafından belirlenmişti. Bu yazılar hocama gönderildi. Oturup kartondan yazı kalıpları hazırladık günlerce. Ben, ölçülerine göre bu yazıları kağıt üzerine metrelerce yan yana yapıştırarak yazdım. Onları hocam kontrol eder, daha sonra Anıtkabir'e götürür, oradaki taş işçilerine teslim ederdim.
Daha önce götürdüğüm ve taş işçilerinin yaptığı işleri de kontrol ederdim. Çok onurlu ve sorumluluk taşıyan bir işle karşı karşıya idim. Anıtkabir'in şeref holünde sağlı sollu duvardaki kabartmaları yapanlar, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'ndeki bölümlerin hocalarıydı. Onları görünce heyecanlanırdım. Anıtkabir'e gittiğimde sık sık zamanın Bayındırlık Bakanı Kemal Zeytinoğlu'nu görürdüm. Dönemin Başbakanı Adnan Menderes'i, Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ı da gördüm. Çünkü herkes çalışmaların bitirilmesini takip ediyordu."
10 Kasım 1953
10 Kasım 1953'te Atatürk'ün naaşı Etnografya Müzesi'nden alınarak Anıtkabir'de defnedildi. Defin işlemi sırasında Emin Barın ile Anıtkabir'de bulundum. Emin Barın hocam bana "Bir daha hiç göremezsin, gel beraber" dedi. Aşağıya indik. Atatürk'ün beyaz mermerlerden çevrili mezarını gördüm. Anadolu'nun her yerinden getirilen topraklar buraya serpilmiş. Hocamın elinde de kendi deri üzerine yazdığı ve gümüş muhafaza içindeki Atatürk'ün ölüm tutanağı vardı. Bu tutanak oraya yerleştirildi. Gümüş muhafaza içinde Atatürk'ün kabrine gömülen ölüm tutanağını ben gördüm, biliyorum, Emin Barın hocam gördü biliyor, ama belgesi yok. Şimdi toprağın altında. En büyük üzüntüm, bu tutanağın fotoğrafını çekmemek veya çektirmemek oldu. Emin Barın hocam da daha sonra bunun için üzüntü duydu. Barın, bunun için "Ah ah" diye dövündü."
"Kitabelerdeki yazılar mimari yapıyla uygun"
Çalışkan, kitabelerdeki yazı karakterlerinin Anıtkabir'in mimari yapısıyla uygun olduğunu da belirterek şöyle devam etmişti:
"Camilerdeki yazılar da mimari ile birleşmiştir. Onlar da uyumludur. Rastgele yazılar, kitabeler konmaz. Ama şimdi Anıtkabir'deki bu kitabeler incelenmiyor. Anıtkabir'e gidenler bakıp okumuyor. Ölüm tutanağının fotoğrafını çektirmemizin dışında, Anıtkabir'deki kitabelerin ziyaretçilerce incelenip okunmaması ve Anıtkabir'in yapımına emeği geçenlerin hatırlanmaması da beni çok üzüyor. Anıtkabir'e hizmet edenlerin içinde hayatta olan az kişilerden biri olarak konuşuyorum. Anıtkabir'i yapanları kimse aramıyor, sormuyor. Neden? Mimarların, heykeltıraşların ve emeği geçenlerin hepsinin ayrı ayrı tanıtımının yapılması lazım. Bugün bunu bir eksiklik olarak görüyorum."
Kaynak: SARE ALİYE AKÇAY
Adana Büyükşehir Belediyesi ve Yeşilay’dan madde bağımlılığına karşı ortak mücadele
6 Mart Perşembe TV Yayın Akışı: TRT1, ATV, Kanal D, Show TV, TV8, Star TV Yayın Programları
A101 6 Mart 2025 aktüel ürünler kataloğu yayınlandı: Teknolojik cihazlardan mutfak eşyalarına kadar birçok ürün uygun fiyatlarla satışta!
BİM 7 Mart Aktüel Kataloğu: Mini Fırın, Elektrikli Ocak ve Akıllı Saatle Büyük Fırsatlar
Belgrad Ormanı'nda kaybolan Ece Gürel bulundu
Adana Büyükşehir Belediyesi ve Yeşilay’dan madde bağımlılığına karşı ortak mücadele
6 Mart Perşembe TV Yayın Akışı: TRT1, ATV, Kanal D, Show TV, TV8, Star TV Yayın Programları
A101 6 Mart 2025 aktüel ürünler kataloğu yayınlandı: Teknolojik cihazlardan mutfak eşyalarına kadar birçok ürün uygun fiyatlarla satışta!
BİM 7 Mart Aktüel Kataloğu: Mini Fırın, Elektrikli Ocak ve Akıllı Saatle Büyük Fırsatlar
Belgrad Ormanı'nda kaybolan Ece Gürel bulundu
Adana Büyükşehir Belediyesi ve Yeşilay’dan madde bağımlılığına karşı ortak mücadele
SON HABERLER
Denizli'de sahte MİT mensubu kendini işe aldırdı, dolandırmadığı kimse kalmadı
Denizli'de kendisini MİT Bölge Başkanı ve jandarma istihbarat yüzbaşı olarak tanıtarak kamu görevlilerinden iş adamlarına kadar çok sayıda kişiyi dolandıran Adnan K., JASAT’ın operasyonuyla yakalandı.
TÜİK’in verilerine göre kadınlar, erkeklerden 5,3 yıl daha uzun yaşıyor!
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayınlanan 2024 yılına ait "İstatistiklerle Kadın" raporu, kadınların yaşam süresi, eğitim durumu, iş gücüne katılımı ve sosyal koşullarına dair önemli bulguları gözler önüne serdi. Özellikle kadınların erkeklere göre daha uzun yaşaması dikkat çekti.
DEİK Başkanı Yalçındağ: Türkiye’siz bir Avrupa güvenliği ve ticareti mümkün değil
DEİK Türkiye-Avrupa İş Konseyleri Koordinatör Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ, Avrupa Birliği ve Türkiye-Avrupa ilişkilerinin geleceğine dair önemli açıklamalarda bulundu. Yalçındağ, Türkiye’nin Avrupa’dan bağımsız düşünülemeyeceğini vurgulayarak, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ve ticari iş birliklerinin artırılması çağrısında bulundu.