SON DAKİKA
Hava Durumu

#Anıtkabir

İLKHABER-Gazetesi - Anıtkabir haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Anıtkabir haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Etem Çalışkan son yolculuğuna uğurlandı Haber

Etem Çalışkan son yolculuğuna uğurlandı

İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Öğretim Üyesi merhum Prof. Dr. Emin Barın ile 1953 yılının yaz aylarında Anıtkabir'in kitabelerini yazan 97 yaşındaki ressam-hattat Etem Çalışkan, kalça kemiği kırığı ile yatağa bağımlı hale gelmesinin ardından, entübe edilerek yoğun bakıma alınmıştı. Çalışkan, 1 Şubat Cumartesi günü İstanbul'da yaşama veda etti. Ders kitaplarında yer alan Atatürk'ün Gençliğe Hitabe ve İstiklal Marşı'nı yazan kişi olarak tanınan, meşhur Atatürk portresinin çizeri ve Atatürk'ün imzasını stilize eden Çalışkan için dün Levent Afet Yolal Camisi'nde tören düzenlendi. Etem Çalışkan'ın cenazesi, ailesi ve sevenlerinin yanı sıra sanat ve akademi dünyasından birçok ismin katıldığı törenin ardından, memleketi olan Tarsus'ta toprağa verilmek üzere Mersin'e getirildi. Etem Çalışkan için bugün saat 11.00'de Mersin Kültür Merkezi’nde tören düzenlendi. Törene, Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Tarsus Belediye Başkanı Ali Boltaç, Büyük Usta Etem Çalışkan’ın eşi Güngör Çalışkan ile çocukları Raci Çalışkan, Adnan Çalışkan ve Dilek Çalışkan, Altınoran Düşünce ve Sanat Derneği Başkanı Dr. Haluk Uygur, bürokratlar, sivil toplum kuruluşlarının, oda ve derneklerin temsilcileri, sevenleri, sanat dünyasından isimler ile Mersinliler katıldı. Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan, Etem Çalışkan’ın eserleri ile herkesin takdirini kazanan bir sanatçı olduğunu söyleyerek, “Hayat hikâyesi ve eserlerine baktığımda soyadı gibi ‘Çalışkan’ bir insan. Nice yollardan geçmiş ve bir asırlık yaşanmışlık geride bırakmış. Gençlerimize örnek bir yaşam yolculuğunu geride bıraktı. Grafik, resim, kaligrafi, hat, gazetecilik gibi saymakla bitmeyen bir çok mesleğe mensup olmuş ve o mesleklerin en iyisi olmuş. Başta ailesi ve bizler için bir gurur kaynağı” dedi. Başkan Seçer de cenaze treninde yaptığı konuşmasında; Etem Çalışkan’ın bu toprakların yetiştirdiği ve Cumhuriyet aydınlanmasının en önemli ve değerli sanatçılarından birisi olduğunu belirtti. Çalışkan ile görev süresi içerisinde farklı zamanlarda görüşme fırsatları bulduğunu aktaran Başkan Seçer, “Bir hattat ustası, ressam, düşünür, vatansever ve bir Atatürkçü olduğunu, kimliğini Türkiye’de yaşayan her insan kadar ben de biliyorum. Kendisiyle; onun derinliğini, düşünce zenginliğini, hayata ve insanlığa bakışını, vatanına, milletine, Cumhuriyet’in değerlerine, Atatürk Cumhuriyetine ve Türk milletine kazandırdığı erdemlere dair çok değerli sohbetlerimiz oldu” diye konuştu. Büyük usta Etem Çalışkan’ın oğlu Raci Çalışkan da, Etem Çalışkan’ın memleketi Mersin’e getirilmesini sağlayan herkese teşekkür etti. Raci Çalışkan, babasının iyi bir sanatçı ve insan olmasının yanı sıra çok sayıda öğrenciyi de yetiştirdiğini belirterek, “Babama insan olarak baktığınızda bir okuldu. Ömrü boyunca, bir akademinin bir yıl içerisinde yetiştirdiği öğrenci sayısından daha fazla öğrenci yetiştirdi. Şu anda öğrencilerinin öğrencileri üniversitelerde ders veriyor. Bu bizim için çok büyük bir gurur kaynağı. Çünkü sanat zincir halinde ilerliyor. Sanatın en büyük özelliği durdurulamaz olması. Babam da bu durdurulamazlığa yıllar içinde çok katkı sağladı ama bence en büyük katkılarından biri yetiştirdikleri” ifadelerini kullandı. Altınoran Düşünce ve Sanat Derneği Başkanı Dr. Haluk Uygur ise Etem Çalışkan’ın Mersin için çok önemli bir değer olduğunu anlattı. Çalışkan’ın sanat hayatına sığdırdığı unvanı ve ödülleri hatırlatan Uygur, “O, okunan resimler yaptı. Hiçbir zaman bir önce yaptığını yapmadı. Her defasında bir adım öteye gitti. Her yaptığı işte insanlığa bir ders verdi. Her dakika ülkesini düşünen bir insandı. Ressamlığı duvara asmak için değil, ressamlığı insanlığı değiştirmek için bir araç olarak yapardı” ifadelerine yer verdi.   Buradaki törenin ardından Çalışkan'ın cenazesi, Tarsus'un Göçük Köyü'ne getirildi. Çalışkan, öğle namazına müteakip kılınan cenaze namazından sonra toğrağa verildi.

Atatürk'ün imzasını stilize eden Etem Çalışkan, yarın son yolculuğuna uğurlanacak Haber

Atatürk'ün imzasını stilize eden Etem Çalışkan, yarın son yolculuğuna uğurlanacak

Anıtkabir'in kitabelerinin yazımında görev alan Cumhurbaşkanlığı Sanat Onur Ödülü ve Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Fahri Doktora unvanına sahip Etem Çalışkan, yaşama veda etti. İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Öğretim Üyesi merhum Prof. Dr. Emin Barın ile 1953 yılının yaz aylarında Anıtkabir'in kitabelerini yazan 97 yaşındaki ressam-hattat Etem Çalışkan, kalça kemiği kırığı ile yatağa bağımlı hale gelmesinin ardından, entübe edilerek yoğun bakıma alınmıştı.  Altınoran Düşünce ve Sanat Platformu Başkanı Dr. Haluk Uygur,  "Anıtkabirin hatlarını hocası Prof. Emin Barın ile birlikte yazan, Yüce Atatürk'ün imzasını kaligrafik bir ikon haline dönüştüren, Matise gibi rengarenk ve Miro gibi neşeli, ülkemizin en yaşlı ressamı Etem Çalışkan, üzgünüm ki yaşama veda etti. Üzgünüz ki Türkiye'nin en önemli düşünürlerinden, gelecekte dünya ressamları arasında yerini alacak olan, ülkemizin en önemli ressamlarından, sarı basın kartına sahip gazeteci Altınoran Düşünce ve Sanat Derneği Onur Üyesi, ağabeyimiz, babamız, dedemiz, dostumuz Etem Çalışkan'ı kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyiz" dedi. Dr. Uygur, Etem Çalışkan için bugün İstanbul'da tören düzenleneceğini, yarın da Mersin'in Tarsus'un ilçesi Göçük Köyü'nde son yolculuğuna uğurlanacagını kaydetti

Anıtkabir'in kitabelerinin yazımında görev alan Etem Çalışkan vefat etti  Haber

Anıtkabir'in kitabelerinin yazımında görev alan Etem Çalışkan vefat etti 

Anıtkabir'in kitabelerinin yazımında görev alan Etem Çalışkan ile ilgili üzücü haber geldi. İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Öğretim Üyesi merhum Prof. Dr. Emin Barın ile 1953 yılının yaz aylarında Anıtkabir'in kitabelerini yazan 97 yaşındaki ressam-hattat Etem Çalışkan, kalça kemiği kırığı ile yatağa bağımlı hale gelmesinin ardından, entübe edilerek yoğun bakıma alınmıştı. Cumhurbaşkanlığı Sanat Onur Ödülü ve Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Fahri Doktora unvanına sahip olan Etem Çalışkan'ın vefatını, Altınoran Düşünce ve Sanat Platformu Başkanı Dr. Haluk Uygur duyurdu. Etem Çalışkan'ın bugüne kadar sergilenmeyen son eserleri, Altınoran Düşünce ve Sanat Platformu etkinliğinde geçen yıl Mayıs ayında Adana'da sanatseverlerle buluşmuştu ve Çalışkan da bu etkinliğe katılmıştı. Dr. Uygur, "Anıtkabir'in hatlarını hocası Prof. Emin Barın ile birlikte yazan, Yüce Atatürk'ün imzasını kaligrafik bir ikon haline dönüştüren, Matisse gibi rengarenk ve Miro gibi neşeli, ülkemizin en yaşlı ressamı Etem Çalışkan, üzgünüm ki yaşama veda etti," dedi. Dr. Uygur, şunları kaydetti: "Üzgünüz ki Türkiye'nin en önemli düşünürlerinden, gelecekte dünya ressamları arasında yerini alacak olan, ülkemizin en önemli ressamlarından, hocası Prof. Emin Barın ile birlikte Anıtkabir'in hatlarını yazan, sarı basın kartına sahip gazeteci Altınoran Düşünce ve Sanat Derneği Onur Üyesi, ağabeyimiz, babamız, dedemiz, dostumuz Etem Çalışkan'ı kaybetmiş bulunuyoruz. Hepimizin başı sağ olsun. Şu an Altınoran olarak cenaze işleriyle uğraşmaktayız. Değişebilir olmakla birlikte İstanbul'da yapılacak bir töreni takiben, Etem Çalışkan Pazartesi günü Mersin'de yapılacak bir törenden sonra Tarsus'un Göçük Köyü'nde toprağa verilecek." Etem Çalışkan, Anıtkabir anılarını 2012 yılında anlatmıştı. Adana Büyükşehir Belediyesi'nin 2012 yılındaki Altın Koza etkinlikleri kapsamında düzenlenen "13 Kare Sanat Festivali" için davet edildiği Adana'da, okullarda öğrencilerle söyleşi yapmıştı. Öğrencilere, sanatı, anıları ve hayata bakış açısı üzerine sunumlar yapan ve Anıtkabir ile ilgili hayatının en önemli dönemini anlatan Çalışkan, kendi el yazısıyla Atatürk portrelerinin üzerine, Atatürk'ün sözlerini yazıp imzasını da atarak eğitim kurumlarına hediye etmişti. Etem Çalışkan, unutamadığı 1953 yılının yaz aylarıyla ilgili şunları kaydetmişti: "İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'ndeki öğrenciliğimin ikinci yılıydı. Akademinin afiş atölyesinde öğrenciyken, 1987 yılında vefat eden Prof. Dr. Emin Barın'dan yazı dersi aldım. Yaşamım boyunca büyük onur duyacağım bir çalışmayı, yine o yıl hattat Emin Barın ile yaptım. Emin Barın, yazı üzerine Almanya'da öğrenim görmüş ve dolayısıyla yazının hem kitabelerde hem de kağıt üzerinde ne olduğunu uygulamasıyla biliyordu. Anıtkabir inşaatının yapımı da o yıl bitecekti. Daha önce uluslararası yarışmalar açılmış, ihaleler yapılmıştı. Anıtkabir'in yazı işi, verdiği projeyle Emin Barın'a verilmişti. Böylece Anıtkabir'in yazısını Emin Barın üstlenmiş oldu. Emin Barın hocam, bana o yaz birlikte çalışacağımızı söyledi. Emin Barın hocama ne yapacağımızı sorduğumda, bana Anıtkabir'in kitabelerini yazacağımızı söyledi. Önce anlamadım, hocamın söylediği sorumluluğu ve yüksek onuru birden kavrayamadım. Ama bildim ki hocam bana iyi bir görev verdi. Daha sonra yazılacak projeleri gördüm. Anıtkabir'deki kulelerin ayrı ayrı isimleri vardı. Bu kulelerin içine yazılacak yazılar, Ankara'da yetkililer tarafından oluşturulan heyet tarafından belirlenmişti. Bu yazılar hocama gönderildi. Oturup kartondan yazı kalıpları hazırladık günlerce. Ben, ölçülerine göre bu yazıları kağıt üzerine metrelerce yan yana yapıştırarak yazdım. Onları hocam kontrol eder, daha sonra Anıtkabir'e götürür, oradaki taş işçilerine teslim ederdim. Daha önce götürdüğüm ve taş işçilerinin yaptığı işleri de kontrol ederdim. Çok onurlu ve sorumluluk taşıyan bir işle karşı karşıya idim. Anıtkabir'in şeref holünde sağlı sollu duvardaki kabartmaları yapanlar, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'ndeki bölümlerin hocalarıydı. Onları görünce heyecanlanırdım. Anıtkabir'e gittiğimde sık sık zamanın Bayındırlık Bakanı Kemal Zeytinoğlu'nu görürdüm. Dönemin Başbakanı Adnan Menderes'i, Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ı da gördüm. Çünkü herkes çalışmaların bitirilmesini takip ediyordu." 10 Kasım 1953 10 Kasım 1953'te Atatürk'ün naaşı Etnografya Müzesi'nden alınarak Anıtkabir'de defnedildi. Defin işlemi sırasında Emin Barın ile Anıtkabir'de bulundum. Emin Barın hocam bana "Bir daha hiç göremezsin, gel beraber" dedi. Aşağıya indik. Atatürk'ün beyaz mermerlerden çevrili mezarını gördüm. Anadolu'nun her yerinden getirilen topraklar buraya serpilmiş. Hocamın elinde de kendi deri üzerine yazdığı ve gümüş muhafaza içindeki Atatürk'ün ölüm tutanağı vardı. Bu tutanak oraya yerleştirildi. Gümüş muhafaza içinde Atatürk'ün kabrine gömülen ölüm tutanağını ben gördüm, biliyorum, Emin Barın hocam gördü biliyor, ama belgesi yok. Şimdi toprağın altında. En büyük üzüntüm, bu tutanağın fotoğrafını çekmemek veya çektirmemek oldu. Emin Barın hocam da daha sonra bunun için üzüntü duydu. Barın, bunun için "Ah ah" diye dövündü." "Kitabelerdeki yazılar mimari yapıyla uygun" Çalışkan, kitabelerdeki yazı karakterlerinin Anıtkabir'in mimari yapısıyla uygun olduğunu da belirterek şöyle devam etmişti: "Camilerdeki yazılar da mimari ile birleşmiştir. Onlar da uyumludur. Rastgele yazılar, kitabeler konmaz. Ama şimdi Anıtkabir'deki bu kitabeler incelenmiyor. Anıtkabir'e gidenler bakıp okumuyor. Ölüm tutanağının fotoğrafını çektirmemizin dışında, Anıtkabir'deki kitabelerin ziyaretçilerce incelenip okunmaması ve Anıtkabir'in yapımına emeği geçenlerin hatırlanmaması da beni çok üzüyor. Anıtkabir'e hizmet edenlerin içinde hayatta olan az kişilerden biri olarak konuşuyorum. Anıtkabir'i yapanları kimse aramıyor, sormuyor. Neden? Mimarların, heykeltıraşların ve emeği geçenlerin hepsinin ayrı ayrı tanıtımının yapılması lazım. Bugün bunu bir eksiklik olarak görüyorum."

Anıtkabir'in kitabelerinin yazımında görev alan Etem Çalışkan'dan üzücü haber Haber

Anıtkabir'in kitabelerinin yazımında görev alan Etem Çalışkan'dan üzücü haber

İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Öğretim Üyesi merhum Prof. Dr. Emin Barın ile 1953 yılının yaz aylarında Anıtkabir'in kitabelerini yazan 97 yaşındaki ressam-hattat Etem Çalışkan'ın, kalça kemiği kırığı ile yatağa bağımlı hale gelmesinin ardından, entübe edilerek yoğun bakımda tedavi gördüğü bildirildi. Cumhurbaşkanlığı Sanat Onur Ödülü ve Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Fahri Doktora unvanına sahip olan Etem Çalışkan'ın sağlık durumuyla ilgili gelişmeyi, Altınoran Düşünce ve Sanat Platformu Başkanı Dr. Haluk Uygur duyurdu. Etem Çalışkan'ın, bugüne kadar sergilenmeyen son eserlerinin Altınoran Düşünce ve Sanat Platformu etkinliğinde geçen yıl Mayıs ayında sanatseverlerle buluştuğunu ve Çalışkan'ın da bu etkinliğe katıldığını anımsatan Dr. Uygur, "Anıtkabirin hatlarını hocası Prof. Emin Barın ile birlikte yazan, Yüce Atatürk'ün imzasını kaligrafik bir ikon haline dönüştüren, Matise gibi rengarenk ve Miro gibi neşeli, ülkemizin en yaşlı ressamı Etem Çalışkan, üzgünüm ki entübe olmuş biçimde yoğun bakımda tedavi görüyor. İstanbul'da ziyaret ettiğimde yaşamsal değerlerinin çökmüş olmasına rağmen zihinsel aktivitesinin bir dehaya yakışacak şekilde açık olduğuna şahit oldum. 97 yaşındaki Etem Çalışkan'ın kulağı hiç duymuyor, gözü hiç görmüyor. Maalesef kalça kırığı nedeniyle yatağa bağımlı. Ama zihni hala parlak. Kendisine acil şifalar diliyorum" dedi. Anıtkabir anılarını 2012 yılında anlatmıştı Etem Çalışkan, Adana Büyükşehir Belediyesi'nin 2012 yılındaki Altın Koza etkinlikleri kapsamında düzenlenen ''13 Kare Sanat Festivali'' için davet edildiği Adana'da, okullarda öğrencilerle söyleşi yapmıştı. Öğrencilere, sanatı, anıları ve hayata bakış açısı üzerinde sunumlar yapan ve Anıtkabir ile ilgili hayatının en önemli dönemini anlatan Çalışkan, kendi el yazısıyla Atatürk portrelerinin üzerine, Atatürk'ün sözlerini yazıp imzasını da atarak eğitim kurumlarına hediye etmişti. Etem Çalışkan, unutamadığı 1953 yılının yaz ayları ile ilgili şunları kaydetmişti: "İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'ndeki öğrenciliğimin ikinci yılıydı. Akademinin afiş atölyesinde öğrenciyken, 1987 yılında vefat eden Prof. Dr. Emin Barın'dan yazı dersi aldım. Yaşamım boyunca büyük onur duyacağım bir çalışmayı, yine o yıl hattat Emin Barın ile yaptım. Emin Barın, yazı üzerine Almanya'da öğrenim görmüş ve dolayısıyla yazının hem kitabelerde, hem de kağıt üzerinde ne olduğunu uygulamasıyla biliyordu. Anıtkabir inşaatının yapımı da o yıl bitecekti. Daha önce uluslararası yarışmalar açılmış, ihaleler yapılmıştı. Anıtkabir'in yazı işi, verdiği projeyle Emin Barın'da kalmıştı. Böylece Anıtkabir'in yazısını Emin Barın üstlenmiş oldu. Emin Barın hocam, bana o yaz birlikte çalışacaklarını söyledi. Emin Barın hocama ne yapacağımızı sorduğumda, bana Anıtkabir'in kitabelerini yazacağımızı söyledi. Önce anlamadım, hocamın söylediğindeki sorumluluğu ve yüksek onuru birden kavrayamadım. Ama bildim ki, hocam bana iyi bir görev verdi. Daha sonra yazılacak projeleri gördüm. Anıtkabir'deki kulelerin ayrı ayrı isimleri var. Bu kulelerin içine yazılacak yazılar, Ankara'da yetkililer tarafından oluşturulan heyet tarafından belirlenmiş. Bu yazılar hocama gönderildi. Oturup kartondan yazı kalıpları hazırladık günlerce. Ben ölçülerine göre bu yazıları kağıt üzerine metrelerce yan yana yapıştırarak yazdım. Onları hocam kontrol eder, daha sonra Anıtkabir'e götürür, oradaki taş işçilerine teslim ederdim. Daha önce götürdüğüm ve taş işçilerinin yaptığı işleri de kontrol ederdim. Çok onurlu ve sorumluluk taşıyan bir işle karşı karşıya idim. Anıtkabir'in şeref holünde sağlı sollu duvardaki kabartmaları yapanlar, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'ndeki bölümlerin hocalarıydı. Onları görünce heyecanlanırdım. Anıtkabir'e gittiğimde sık sık zamanın Bayındırlık Bakanı Kemal Zeytinoğlu'nu görürdüm. Dönemin Başbakanı Adnan Menderes'i, Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ı da gördüm. Çünkü herkes çalışmaların bitirilmesini takip ediyordu. 10 Kasım 1953 10 Kasım 1953'te Atatürk'ün naaşı Etnografya Müzesi'nden alınarak Anıtkabir'de defnedildi. Defin işlemi sırasında Emin Barın ile Anıtkabir'de bulundum. Emin Barın hocam bana 'bir daha hiç göremezsin gel beraber' dedi. Aşağıya indik. Atatürk'ün beyaz mermerlerden çevrili mezarını gördüm. Anadolu'nun her yerinden getirilen topraklar buraya serpilmiş. Hocamın elinde de kendi deri üzerine yazdığı ve gümüş muhafaza içindeki Atatürk'ün ölüm tutanağı vardı. Bu tutanak oraya yerleştirildi. Gümüş muhafaza içinde Atatürk'ün kabrine gömülen ölüm tutanağını ben gördüm biliyorum, Emin Barın hocam gördü biliyor, ama belgesi yok. Şimdi toprağın altında. En büyük üzüntüm, bu tutanağın fotoğrafını çekmemek veya çektirmememiz oldu. Emin Barın hocam da daha sonra bunun için üzüntü duydu. Barın, bunun için 'Ah ah' diye dövündü.'' "Kitabelerdeki yazılar mimari yapıyla uygun" Çalışkan, kitabelerdeki yazı karakterlerinin Anıtkabir'in mimari yapısıyla uygun olduğunu da belirterek şöyle devam etmişti: "Camilerdeki yazılar da mimari ile birleşmiştir. Onlar da uyumludur. Rastgele yazılar, kitabeler konmaz. Ama şimdi Anıtkabir'deki bu kitabeler incelenmiyor. Anıtkabir'e gidenler bakıp okumuyor. Ölüm tutanağının fotoğrafını çektirmememizin dışında, Anıtkabir'deki kitabelerin ziyaretçilerce incelenip okunmaması ve Anıtkabir'in yapımına emeği geçenlerin hatırlanmaması da beni çok üzüyor. Anıtkabir'e hizmet edenlerin içinde hayatta olan az kişilerden biri olarak konuşuyorum. Anıtkabir'i yapanları kimse aramıyor, sormuyor, neden  Mimarların, heykeltıraşların ve emeği geçenlerin hepsinin ayrı ayrı tanıtımının yapılması lazım. Bugün bunu bir eksiklik olarak görüyorum.''

Adana Barosu Anıtkabir'i ziyaret etti Haber

Adana Barosu Anıtkabir'i ziyaret etti

Adana Barosu 33. Dönem Başkanı Av. Volkan Böke, Yönetim Kurulu Üyeleri ve avukatlar, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün anısına Anıtkabir'i ziyaret etti. Heyet, askerler eşliğinde mozoleye çelenk sunarak saygı duruşunda bulundu. Av. Volkan Böke, Anıtkabir özel defterine yazdığı mesajında, Cumhuriyetin ikinci yüzyılında hukukun üstünlüğü ve demokrasiye inanan meslektaşlarıyla birlikte Atatürk'ün huzurunda bulunduklarını belirtti. Böke, Adana'nın Atatürk'ün ilk bağımsızlık hislerinin doğduğu şehir olduğunu vurgulayarak, meslektaşlarıyla birlikte ülkenin milli ve manevi değerlerini savunarak daha güçlü bir geleceğe ulaşmak için çalışacaklarını ifade etti. Adana Barosu Başkanı Av. Volkan Böke anıtkabirde deftere şunları yazdı:  Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Aziz Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, Adana Barosu 33. Dönem Baro Başkanı olarak huzurunuzdayım. Kahraman milletimizle verdiğiniz istiklal mücadelesi sonrasında kurulan laik, çağdaş, sosyal bir hukuk devleti olan Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında; ulus egemenliğine, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye inanan meslektaşlarımızla birlikte huzurunuzdayız. Milletimizin ebedi varlığını, devletimizin bölünmez bütünlüğünü korumak ve yüceltmek için getirdiğiniz ilke ve inkılaplar öncülüğünde barışı, emeği, adaleti, hukuku, demokrasiyi, temel hak ve hürriyetleri, milli ve manevi değerlerimizi savunarak ülkemizi ve milletimizi daha güçlü bir geleceğe taşımak için kararlılıkla çalışacağız. "Efendiler, bende bu vekayiin ilk hissi teşebbüsü, bu memlekette, bu güzel Adana'da doğmuştur" dediğiniz güzel Adana'dan fikri hür, vicdani hür, irfanı hür meslektaşlarımız ve milletimizle birlikte yaktığımız meşaleyi ve bu azmi arz ederim. Aziz hatıranız önünde özlem, saygı ve minnetle... Arz ederim."

Final Eğitim Kurumları 45. yılında Anıtkabir’i ziyaret etti Haber

Final Eğitim Kurumları 45. yılında Anıtkabir’i ziyaret etti

Final Eğitim Kurumları, kuruluşunun 45’inci yıldönümünü anlamlı bir etkinlikle kutladı. Türkiye genelindeki eğitim kurumlarından gelen 3 bin 200 öğrenci ve öğretmenin katılımıyla Anıtkabir’i ziyaret eden Final Eğitim Kurumları, bu etkinliği gelenekselleştirmeyi hedeflediklerini duyurdu. Ziyaret sırasında, Aslanlı Yol'da yürüyen katılımcılar, mozoleye çelenk koyarak Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün manevi huzurunda saygı duruşunda bulundu. “Aziz Türk milletinin çocuklarının eğitimi için birlik beraberlik içerisinde çalışmaya devam ediyoruz” İbrahim Taşel, “Ulu Önderimiz, Başöğretmenimiz Aziz Mustafa Kemal Atatürk, Final Eğitim Kurumları olarak ebediyete intikal edişinizin 86. yılında, manevi huzurunuzda büyük bir heyecan ve gurur içinde kalabalık bir öğrenci ve eğitimci grubuyla bulunuyoruz. Sizin ifade ettiğiniz gibi insan hayatındaki en büyük kazanımların millet sevgisi ve eğitim olduğunu biliyor, Aziz Türk milletinin çocuklarının eğitimi için birlik beraberlik içerisinde çalışmaya devam ediyoruz” şeklinde konuştu. “ATA’mızın huzurunda olmanın verdiği mutluluk ve gururu tarif etmem imkânsız” Taşel, “3 bin 200 kişilik rekor katılımımızla bugün, ATA’mızın huzurunda olmanın verdiği mutluluk ve gururu tarif etmem imkânsız. Bu yıl, Türkiye genelindeki tüm kurumlarımızla gerçekleştirdiğimiz ziyaret, artık Final Eğitim Kurumlarının bir parçası haline gelecek. Her yıl 10 Kasım’da Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün manevi huzurunda yerimizi alacağımıza söz veriyorum” diye ifade etti.

10 Kasım'da Anıtkabir’i ziyaret edenlerin sayısı rekor kırdı Haber

10 Kasım'da Anıtkabir’i ziyaret edenlerin sayısı rekor kırdı

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, vefatının 86. yıl dönümünde Türkiye’nin dört bir yanında düzenlenen etkinliklerle anıldı. Başkent Ankara’daki Anıtkabir, Atatürk’ü anmak için gelen binlerce vatandaşla doldu taştı. Saat 09.05’te, tüm Türkiye’nin saygı duruşuna geçtiği anda, Anıtkabir’de duygusal anlar yaşandı. Vatandaşlar, Atatürk’ün mozolesi önünde çiçekler sunarak dua etti. Ulus’ta da Atatürk’ün hatırası için gerçekleştirilen anma törenlerinde, metrolar 09.05’te durduruldu. İstasyonlarda bulunan yolcular, duraklayan trenlerin içinde ayağa kalkarak Ata’larını andı. Ülke genelindeki saygı duruşlarına her yaştan vatandaş katıldı, okullarda öğrenciler, kamu kurumlarında çalışanlar ve sivil toplum kuruluşları tarafından çeşitli etkinlikler düzenlendi. ''ONUN YOLUNDA YÜRÜYORUZ'' 10 Kasım Atatürk'ü Anma Günü'nde Anıtkabir'e akın eden vatandaşlar arasında, özellikle gençler ve öğrenciler yoğun bir katılım gösterdi. Ziyaretçilerden lise öğrencisi Zeynep Aydın, ''Bugün burada olmak, kendimizi onun yolunda yürüyen bir nesil olarak görmek çok anlamlı. Bütün Türkiye'nin birleştiği bu günde, bizler de ona olan minnettarlığımızı gösterdik."ifadelerini kullandı. İstanbul'dan Ankara'ya Anıtkabir'e Mustafa Kemal Atatürk'ü anmak için gelen Rabia Demir, ''Bugün hem hüzünlü hem de gururlu bir gün Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ü anıyoruz. Bize de böyle güzel bir ülke ve Cumhuriyet bıraktığı için çok onurluyuz, gururluyuz'' dedi. 10 Kasım'da Anıtkabir'i 1 milyon 92 bin 365 kişi ziyaret etti Milli Savunma Bakanlığı, 10 Kasım Atatürk'ü Anma Günü'nde Anıtkabir’i ziyaret edenlere dair bir açıklama yaptı. Bakanlık, dün gerçekleştirilen anma etkinliklerinde 1 milyon 92 bin 365 kişinin Anıtkabir’i ziyaret ettiğini duyurdu. Bu sayı, 10 Kasım tarihinde Anıtkabir’e yapılan en yoğun ziyaret olarak kayıtlara geçti. Açıklamada, “Cumhuriyetimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, ebediyete irtihalinin 86. yılında bir kez daha rahmet, minnet ve saygıyla anıyoruz” ifadelerine yer verildi. Ziyaretçi Sayıları Yıl Boyunca Yükseldi Anıtkabir Komutanlığı'nın resmi internet sitesinde yer alan verilere göre, Anıtkabir’i yıl boyu birçok vatandaş ziyaret etti. 2024 yılı içerisinde Ocak ayında 229 bin 426, Şubat’ta 226 bin 403, Mart’ta 223 bin 689, Nisan’da 513 bin 605, Mayıs’ta 577 bin 623, Haziran’da 345 bin 753, Temmuz’da 388 bin 418, Ağustos’ta 728 bin 761, Eylül’de 386 bin 751, Ekim’de ise 1 milyon 146 bin 77 kişi Anıtkabir’i ziyaret etti. 10 Kasım’da ise Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü anmak için Anıtkabir’i ziyaret edenlerin sayısı zirveye ulaşarak, bu tarihe özel en yüksek ziyaretçi sayısı kaydedildi.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
İLKHABER-Gazetesi En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.