Sağlık turizmi uzmanları, Türkiye'nin sağlık altyapısı ve coğrafi konumu sayesinde döviz rezervi açığını kapatabilecek önemli bir potansiyele sahip olduğunu savundu. Uzmanlar, sağlık turizminin Türkiye'de hak ettiği yere gelebilmesi için ciddi bir reklam ve tanıtım desteğine ihtiyaç olduğunu da vurguladı.
Haber Giriş Tarihi: 03.07.2024 12:48
Haber Güncellenme Tarihi: 03.07.2024 13:31
Kaynak:
İHA
Sağlık turizmcileri, sağlık turizminin döviz rezervi açığını kapatabilecek en önemli alanlardan biri olduğunu ifade etti.
Dr. Mehmet Kanpolat, sağlık turizminin, 2002 yılından sonra yapılan yatırımlarla anlam bulduğuna dikkat çekti. Dr. Kanpolat, Antalya'da yapılan G-20 Zirvesi ve pandemi döneminde de bu alanda ivme kazanılmasında etkili olduğunu aktardı. Kanpolat, “Pandemiden önce Türkiye'deki sağlık altyapısının bu kadar güçlü olduğu bilinmiyordu, Antalya'da G-20 zirvesinde liderlerin sağlık ekipleri buraya geldiğinde şehirdeki sağlık altyapılarını görünce şaşırdılar. Sadece bu altyapının Antalya'ya ait olduğunu hissettiler, biz Türkiye genelinde böyle olduğunu söyledik. Sağlık turizmini Türkiye'nin geneline yaymak lazım, çünkü komşu ülkelerle olan ilişkiler var. Doğu ve güneydoğunun Irak'la, Karadeniz'in Türki Cumhuriyetlerle ve Trakya'nın Balkanlarla ilişkileri var" diye konuştu.
"160 ÜLKEYE 3-4 SAAT UZAKLIKTAYIZ"
Türkiye'nin sağlık turizmi alanında coğrafi konumunun da büyük bir avantaj olduğunun altını çizen Dr. Mehmet Kanpolat, ülkenin sağlık turizminde hak ettiği yeri alabilmesi için, ciddi anlamda reklam ve tanıtım desteğine ihtiyacı olduğunu dile getirdi. Kanpolat, "Sağlık turizmi ilk gündeme geldiğinde İstanbul ve Antalya öne çıkıyordu, şimdi artık belirli illere sabitlemek Türkiye'ye haksızlık olur. Ülkemizin ayrıcalığı yaklaşık 160 ülkeye 3-4 saat mesafede bulunuyor ve 4 milyar insana hitap eden coğrafi konumda. Bu ciddi bir avantaj, ancak ülkemizin sağlık alt yapısı bu kadar güçlü olmasına rağmen istediğini çok elde edemiyor. Liderlik anlamında dünyada ilk üçe girecek bir altyapımız var fakat sağlık turizmi Türkiye'de diş ve estetik olarak anılıyor, biz buna çok üzülüyoruz. Antalya'da 3 tane organ nakli merkezi var, İstanbul'da sayısını bilmediğim kadar organ nakil, onkoloji merkezleri var, dolayısıyla da Türkiye sağlık turizminde hak ettiği yeri alabilmesi için, ciddi anlamda reklam ve tanıtımlarla hedef kitleye ulaşıp istediğimiz noktaya gelmeyi amaçlıyoruz" ifadelerine yer verdi.
"TATİLCİLER, SAĞLIK TURİZMİ ELÇİSİ OLUYOR"
Kanpolat, Antalya'nın İstanbul'dan sonra sağlık turizminde ikinci önde gelen şehir olduğunu belirterek, Antalya'nın turizmin başkenti olmasının da sağlık alanında öne çıkmasında etkili olduğunu kaydetti. Kanpolat, şu şekilde devam etti:
"Organ naklindeki başarıları, üniversite hastanesi, devlet hastaneleri, Antalya Şehir hastanesi, 28 özel hastane, sayısı her geçen gün artan diş klinikleri gerçek anlamda sağlık turizmine yönelik. Antalya'nın, diğer illere göre avantajı yaklaşık 18-20 milyon insan her sene Antalya'ya geliyor, şehrin hem deniz kum güneşini hem de sağlık alt yapısını görüyor. Tatil sırasında sağlık hizmeti almaları bile bizi tanıtmak için yeterli oluyor. O yüzden Antalya'nın ciddi bir avantajı var. Sağlık turizmi ülkemizde ilk kez gündeme geldiğinde turist sağlığını çıkardığımızda sağlık turizmi için gelen hasta oranı yüzde 5'i geçmiyordu, şu an sağlık turizmi yapan ve yetki belgesi olan birçok kuruluşta yüzde 40'ı bulan bir artış var. Yabancı hasta yoğunluğundan, yerli hastayla çok çalışamıyoruz diyen kuruluşlarımız da var."
"TÜRKİYE'DE HASTA TEDAVİSİ, YURT DIŞINDAN ÇOK DAHA UCUZ"
Sağlık turizmi için Türkiye'ye gelen vatandaşların tedavilerini kendi ülkelerine göre çok uygun fiyatlarla gerçekleştirdiklerine değinen Dr. Kanpolat, fiyat politikası açısından sağlık sektöründe Türkiye'nin en avantajlı ülkelerden biri olduğunu söyledi. Kanpolat, şöyle konuştu:
"Sağlık turizmi için yurt dışından gelen vatandaşlara uygulanan tedavi masrafı çok uygun, mesela bir İtalyan hasta için ülkesinde yaklaşık 40 bin euro olan bir hizmet burada 6 bin euro civarında. Ekonomik açıdan Türkiye açıkçası en avantajlı ülkelerden bir tanesi. Sağlık turizminde öne çıkan diğer ülkelere baktığımızda bir eksiğimiz yok, organ nakli onkoloji A grubu ameliyatlarda Türkiye dünya birincisi olabilir. Sağlık turizmi ekonomik açıdan çok önemli, döviz rezervi açığını kapatabileceğimiz en önemli alanlardan bir tanesi. Bir işletme kurduğunuzda; fizibilitesini, yatırımını yapıyorsunuz ama Türkiye'de bunun için şu an yatırıma ihtiyaç yok, fizibilitesi hazır. Sadece gelecek olan hasta için çabalamamız gerekiyor."
Türkiye'ye sağlık turizmi için hasta gönderen ülkelerin de altyapıya yatırım yapmaya başladığını bildiren Kanpolat, bürokratik yapılandırmaları hızlandırıp, merdiven altı kuruluşlarla mücadelenin önemine de vurgu yaptı.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Sağlık Turizmi döviz rezervi açığını kapatabilir
Sağlık turizmi uzmanları, Türkiye'nin sağlık altyapısı ve coğrafi konumu sayesinde döviz rezervi açığını kapatabilecek önemli bir potansiyele sahip olduğunu savundu. Uzmanlar, sağlık turizminin Türkiye'de hak ettiği yere gelebilmesi için ciddi bir reklam ve tanıtım desteğine ihtiyaç olduğunu da vurguladı.
Sağlık turizmcileri, sağlık turizminin döviz rezervi açığını kapatabilecek en önemli alanlardan biri olduğunu ifade etti.
Dr. Mehmet Kanpolat, sağlık turizminin, 2002 yılından sonra yapılan yatırımlarla anlam bulduğuna dikkat çekti. Dr. Kanpolat, Antalya'da yapılan G-20 Zirvesi ve pandemi döneminde de bu alanda ivme kazanılmasında etkili olduğunu aktardı. Kanpolat, “Pandemiden önce Türkiye'deki sağlık altyapısının bu kadar güçlü olduğu bilinmiyordu, Antalya'da G-20 zirvesinde liderlerin sağlık ekipleri buraya geldiğinde şehirdeki sağlık altyapılarını görünce şaşırdılar. Sadece bu altyapının Antalya'ya ait olduğunu hissettiler, biz Türkiye genelinde böyle olduğunu söyledik. Sağlık turizmini Türkiye'nin geneline yaymak lazım, çünkü komşu ülkelerle olan ilişkiler var. Doğu ve güneydoğunun Irak'la, Karadeniz'in Türki Cumhuriyetlerle ve Trakya'nın Balkanlarla ilişkileri var" diye konuştu.
"160 ÜLKEYE 3-4 SAAT UZAKLIKTAYIZ"
Türkiye'nin sağlık turizmi alanında coğrafi konumunun da büyük bir avantaj olduğunun altını çizen Dr. Mehmet Kanpolat, ülkenin sağlık turizminde hak ettiği yeri alabilmesi için, ciddi anlamda reklam ve tanıtım desteğine ihtiyacı olduğunu dile getirdi. Kanpolat, "Sağlık turizmi ilk gündeme geldiğinde İstanbul ve Antalya öne çıkıyordu, şimdi artık belirli illere sabitlemek Türkiye'ye haksızlık olur. Ülkemizin ayrıcalığı yaklaşık 160 ülkeye 3-4 saat mesafede bulunuyor ve 4 milyar insana hitap eden coğrafi konumda. Bu ciddi bir avantaj, ancak ülkemizin sağlık alt yapısı bu kadar güçlü olmasına rağmen istediğini çok elde edemiyor. Liderlik anlamında dünyada ilk üçe girecek bir altyapımız var fakat sağlık turizmi Türkiye'de diş ve estetik olarak anılıyor, biz buna çok üzülüyoruz. Antalya'da 3 tane organ nakli merkezi var, İstanbul'da sayısını bilmediğim kadar organ nakil, onkoloji merkezleri var, dolayısıyla da Türkiye sağlık turizminde hak ettiği yeri alabilmesi için, ciddi anlamda reklam ve tanıtımlarla hedef kitleye ulaşıp istediğimiz noktaya gelmeyi amaçlıyoruz" ifadelerine yer verdi.
"TATİLCİLER, SAĞLIK TURİZMİ ELÇİSİ OLUYOR"
Kanpolat, Antalya'nın İstanbul'dan sonra sağlık turizminde ikinci önde gelen şehir olduğunu belirterek, Antalya'nın turizmin başkenti olmasının da sağlık alanında öne çıkmasında etkili olduğunu kaydetti. Kanpolat, şu şekilde devam etti:
"Organ naklindeki başarıları, üniversite hastanesi, devlet hastaneleri, Antalya Şehir hastanesi, 28 özel hastane, sayısı her geçen gün artan diş klinikleri gerçek anlamda sağlık turizmine yönelik. Antalya'nın, diğer illere göre avantajı yaklaşık 18-20 milyon insan her sene Antalya'ya geliyor, şehrin hem deniz kum güneşini hem de sağlık alt yapısını görüyor. Tatil sırasında sağlık hizmeti almaları bile bizi tanıtmak için yeterli oluyor. O yüzden Antalya'nın ciddi bir avantajı var. Sağlık turizmi ülkemizde ilk kez gündeme geldiğinde turist sağlığını çıkardığımızda sağlık turizmi için gelen hasta oranı yüzde 5'i geçmiyordu, şu an sağlık turizmi yapan ve yetki belgesi olan birçok kuruluşta yüzde 40'ı bulan bir artış var. Yabancı hasta yoğunluğundan, yerli hastayla çok çalışamıyoruz diyen kuruluşlarımız da var."
"TÜRKİYE'DE HASTA TEDAVİSİ, YURT DIŞINDAN ÇOK DAHA UCUZ"
Sağlık turizmi için Türkiye'ye gelen vatandaşların tedavilerini kendi ülkelerine göre çok uygun fiyatlarla gerçekleştirdiklerine değinen Dr. Kanpolat, fiyat politikası açısından sağlık sektöründe Türkiye'nin en avantajlı ülkelerden biri olduğunu söyledi. Kanpolat, şöyle konuştu:
"Sağlık turizmi için yurt dışından gelen vatandaşlara uygulanan tedavi masrafı çok uygun, mesela bir İtalyan hasta için ülkesinde yaklaşık 40 bin euro olan bir hizmet burada 6 bin euro civarında. Ekonomik açıdan Türkiye açıkçası en avantajlı ülkelerden bir tanesi. Sağlık turizminde öne çıkan diğer ülkelere baktığımızda bir eksiğimiz yok, organ nakli onkoloji A grubu ameliyatlarda Türkiye dünya birincisi olabilir. Sağlık turizmi ekonomik açıdan çok önemli, döviz rezervi açığını kapatabileceğimiz en önemli alanlardan bir tanesi. Bir işletme kurduğunuzda; fizibilitesini, yatırımını yapıyorsunuz ama Türkiye'de bunun için şu an yatırıma ihtiyaç yok, fizibilitesi hazır. Sadece gelecek olan hasta için çabalamamız gerekiyor."
Türkiye'ye sağlık turizmi için hasta gönderen ülkelerin de altyapıya yatırım yapmaya başladığını bildiren Kanpolat, bürokratik yapılandırmaları hızlandırıp, merdiven altı kuruluşlarla mücadelenin önemine de vurgu yaptı.
Kaynak: İHA
Özgür Özel’den Cumhurbaşkanlığı adaylığı açıklaması: "Aday değilim, olmayacağım"
Usulsüz çakar kullananlara ağır ceza: 96 bin TL para cezası ve araç men edilecek
Adana’da firari hükümlüler jandarma operasyonuyla yakalandı
Adana’da ‘Engelsiz İletişim’ semineriyle toplumda farkındalık yaratıyor
Adana’da 22 Kasım Diş Hekimliği Günü etkinliklerle kutlanmaya başladı
SON HABERLER
Tutar Yapı Sitesi davasında duruşma 7 şubat 2025’e ertelendi
Adana’da 6 Şubat 2023 depreminde yıkılan Tutar Yapı Sitesi C Blok’un davasında sanıklar, 21 ay sonra ilk kez yargılandı. Tutukluluk halleri devam eden sanıkların duruşması, 7 Şubat 2025’e ertelendi.
Demirspor taraftarlarından Sancak'a çağrı: Artık gerekeni yapın
TFF Süper Lig takımlarından Adana Demirspor taraftarları, yönetim kurulu başkanlığını bırakan Murat Sancak'a çağrıda bulundu.
Kemal Kılıçdaroğlu 25 sayfalık savunmasını yaptı
Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında "kamu görevlisine hakaret" iddiasıyla açılan davanın ilk duruşması bugün görüldü.