Eğitim İş Adana 1 Nolu Şubesi, İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde bulundukları okullardan topladıkları çöpler ve temizlik malzemeleriyle basın açıklaması düzenledi. Okullarda temizlik ve güvenlik personeli eksikliğinin öğrencilerin sağlığı ve güvenliğini tehdit ettiğini belirten Eğitim İş yetkilileri, bu sorunların çözülmesi gerektiğini belirtti.
Haber Giriş Tarihi: 16.09.2024 17:08
Haber Güncellenme Tarihi: 16.09.2024 17:08
Kaynak:
Meryem Ünal
Eğitim İş Adana 1 Nolu Şubesi, Adana İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde basın açıklaması düzenleyerek görev aldıkları okullarda topladıkları çöpleri ve temizlik malzemelerini getirdi. Eğitim İş Adana 2 Nolu Şube Başkanı Sema Akgün ve 1 No'lu Yeni Şube Başkanı Hatice Hazar tarafından okunan açıklamalarda, okullarda temizlik ve güvenlik personeli eksikliğinin öğrencilerin sağlığı ve güvenliği açısından büyük bir tehdit oluşturduğu ifade edildi.
Akgün, “Eğitimde tasarruf olmaz”
Eğitim İş Adana 2 Nolu Şube Başkanı Sema Akgün, 19,9 milyon öğrencinin eğitim öğretim yılına başladığı bu dönemde, okullarımızda temizlik ve güvenlik personeli eksiklikleri, hem eğitimin niteliğini hem de çocuklarımızın sağlığını ciddi şekilde tehdit etmektedir. Eğitimde tasarruf olmaz! Çocuklarımızın geleceği, sağlığı ve güvenliği siyasi hesaplara kurban edilemez!” şeklinde konuştu.
Akgün, “Eğitim emekçileri, demokratik kitle örgütleri ve velilerimizle birlikte tüm Türkiye'de alanlardayız”
Akgün, Eğitim-İş olarak, okullarda gerekli hijyenin sağlanması, temizlik sorunlarının giderilmesi, okulların daha güvenli olması, iş gücü uyum protokolünün iptal edilmesi, temizlik ve güvenlik personeli ihtiyacının kalıcı kadrolu personelle sağlanması için eğitim emekçileri, demokratik kitle örgütleri ve velilerimizle birlikte tüm Türkiye'de alanlardayız” diye ifade etti.
Akgün, “Çocuklarımızın yetiştirildiği okullar tam anlamıyla kaderine terk edilmiş durumda”
Sema Akgün basın açıklamasında temizlik ve güvenlik ihtiyaçlarının önemli bir konu olduğuna değinerek şunları söyledi: Aydınlık yarınlarımızın güvencesi çocuklarımızın yetiştirildiği okullar tam anlamıyla kaderine terk edilmiş durumda. Eğitim-İş olarak yıllardır okulların temizlik ve güvenlik ihtiyaçlarının giderilmesi için işinin uzmanı insanların kadrolu biçimde istihdam edilmesi gerektiğinin altını çiziyoruz. Özellikle pandemi sürecinde okulların hijyenik olmasının önemi herkesçe kavranmış olmasına rağmen ve okullarımızda artan şiddet olayları koca bir tehlike olarak gözümüzün önünde büyürken Millî Eğitim Bakanlığı bu sorunlar karşısında bugüne dek bir çözüm iradesi göstermemiştir. Bugün ise sorunu daha da beter hale getirmeyi seçmiştir. 29 Ağustos 2024 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan İşgücü Programlarının Yürütülmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik, kamu kurumlarında kalıcı istihdam yerine geçici ve düşük ücretli sömürünün önünü açmıştır. Bu yönetmeliğe göre haftanın 3 günü 8 bin 447 TL’ye çalıştırılacak kişilerle okulların ne güvenliği ne temizliği sağlanabilir, üstelik bu asla kabul edilemeyecek bir emek sömürüsüdür.”
1 No'lu Yeni Şube Başkanı Hatice Hazar, Asgari ücretin açlık sınırının ve resmi enflasyon oranının bile altında kaldığı bir ülkede, bizzat devleti yönetenlerin herhangi bir iş için asgari ücretin altında bir ücret teklif etmesi utanç vericidir ve hukuksuzdur. Üstelik MEB tarafından cazipmiş gibi ambalajlanan bu sistemin işsiz yurttaşlar tarafından dahi ne kadar kabul edilemez bulunduğu sendikamıza yurdun dört bir yanından gelen telefonlarla ispat bulmuştur. Hemen her ilden birçok okul yöneticisi, bu koşullarda çalışacak insan bulamadıklarını, gelenlerin de okulları ve şartları görüp bir daha dönmemek üzere okuldan çıktığını anlatıyor. Yani okulların sabun, tuvalet kağıdı gibi hayati ihtiyaçlarını bile gideremeyip bu ihtiyaçları velilerin sırtına yükledi” dedi.
Hazar, “Devlet okullarının pisliğe ve dış tehditlere terk edilmesini kabul etmiyoruz”
Hazar, “Bugün okullarımıza ‘sağlıklı eğitim, güvenli okul’ kokartlarıyla giderek işyerlerimizi eylem alanımız yaptık. Şimdi de Türkiye’nin her ilindeki meydanlardan sesleniyoruz: Savaşlarda bile hedef alınmayan, dünyanın en güvenli binaları olması gereken devlet okullarının pisliğe ve dış tehditlere terk edilmesini kabul etmiyoruz. Okula gelirken hangi hastalığı kapacağımızı, kim tarafından şiddete uğrayacağımızı düşünmek istemiyoruz” diye ifade etti.
Hazar, “Sağlıklı eğitim, güvenli okul haktır”
Sağlıklı eğitim ve güvenli okul, eğitim emekçileri için de öğrencilerimiz için de bir haktır, bu haktan vazgeçmeyeceğiz! Bir ülke için okulların pislik içinde olmasından, 3. sayfa haberlerinin rutin mekanları haline gelmesinden daha büyük bir itibarsızlık olmayacağını hatırlatıyoruz. Sağlıklı eğitim, güvenli okul haktır; Hakkımızı alacağız!
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Akgün: Okullarımız kaderine terk edildi
Eğitim İş Adana 1 Nolu Şubesi, İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde bulundukları okullardan topladıkları çöpler ve temizlik malzemeleriyle basın açıklaması düzenledi. Okullarda temizlik ve güvenlik personeli eksikliğinin öğrencilerin sağlığı ve güvenliğini tehdit ettiğini belirten Eğitim İş yetkilileri, bu sorunların çözülmesi gerektiğini belirtti.
Eğitim İş Adana 1 Nolu Şubesi, Adana İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde basın açıklaması düzenleyerek görev aldıkları okullarda topladıkları çöpleri ve temizlik malzemelerini getirdi. Eğitim İş Adana 2 Nolu Şube Başkanı Sema Akgün ve 1 No'lu Yeni Şube Başkanı Hatice Hazar tarafından okunan açıklamalarda, okullarda temizlik ve güvenlik personeli eksikliğinin öğrencilerin sağlığı ve güvenliği açısından büyük bir tehdit oluşturduğu ifade edildi.
Akgün, “Eğitimde tasarruf olmaz”
Eğitim İş Adana 2 Nolu Şube Başkanı Sema Akgün, 19,9 milyon öğrencinin eğitim öğretim yılına başladığı bu dönemde, okullarımızda temizlik ve güvenlik personeli eksiklikleri, hem eğitimin niteliğini hem de çocuklarımızın sağlığını ciddi şekilde tehdit etmektedir. Eğitimde tasarruf olmaz! Çocuklarımızın geleceği, sağlığı ve güvenliği siyasi hesaplara kurban edilemez!” şeklinde konuştu.
Akgün, “Eğitim emekçileri, demokratik kitle örgütleri ve velilerimizle birlikte tüm Türkiye'de alanlardayız”
Akgün, Eğitim-İş olarak, okullarda gerekli hijyenin sağlanması, temizlik sorunlarının giderilmesi, okulların daha güvenli olması, iş gücü uyum protokolünün iptal edilmesi, temizlik ve güvenlik personeli ihtiyacının kalıcı kadrolu personelle sağlanması için eğitim emekçileri, demokratik kitle örgütleri ve velilerimizle birlikte tüm Türkiye'de alanlardayız” diye ifade etti.
Akgün, “Çocuklarımızın yetiştirildiği okullar tam anlamıyla kaderine terk edilmiş durumda”
Sema Akgün basın açıklamasında temizlik ve güvenlik ihtiyaçlarının önemli bir konu olduğuna değinerek şunları söyledi: Aydınlık yarınlarımızın güvencesi çocuklarımızın yetiştirildiği okullar tam anlamıyla kaderine terk edilmiş durumda. Eğitim-İş olarak yıllardır okulların temizlik ve güvenlik ihtiyaçlarının giderilmesi için işinin uzmanı insanların kadrolu biçimde istihdam edilmesi gerektiğinin altını çiziyoruz. Özellikle pandemi sürecinde okulların hijyenik olmasının önemi herkesçe kavranmış olmasına rağmen ve okullarımızda artan şiddet olayları koca bir tehlike olarak gözümüzün önünde büyürken Millî Eğitim Bakanlığı bu sorunlar karşısında bugüne dek bir çözüm iradesi göstermemiştir. Bugün ise sorunu daha da beter hale getirmeyi seçmiştir. 29 Ağustos 2024 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan İşgücü Programlarının Yürütülmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik, kamu kurumlarında kalıcı istihdam yerine geçici ve düşük ücretli sömürünün önünü açmıştır. Bu yönetmeliğe göre haftanın 3 günü 8 bin 447 TL’ye çalıştırılacak kişilerle okulların ne güvenliği ne temizliği sağlanabilir, üstelik bu asla kabul edilemeyecek bir emek sömürüsüdür.”
1 No'lu Yeni Şube Başkanı Hatice Hazar, Asgari ücretin açlık sınırının ve resmi enflasyon oranının bile altında kaldığı bir ülkede, bizzat devleti yönetenlerin herhangi bir iş için asgari ücretin altında bir ücret teklif etmesi utanç vericidir ve hukuksuzdur. Üstelik MEB tarafından cazipmiş gibi ambalajlanan bu sistemin işsiz yurttaşlar tarafından dahi ne kadar kabul edilemez bulunduğu sendikamıza yurdun dört bir yanından gelen telefonlarla ispat bulmuştur. Hemen her ilden birçok okul yöneticisi, bu koşullarda çalışacak insan bulamadıklarını, gelenlerin de okulları ve şartları görüp bir daha dönmemek üzere okuldan çıktığını anlatıyor. Yani okulların sabun, tuvalet kağıdı gibi hayati ihtiyaçlarını bile gideremeyip bu ihtiyaçları velilerin sırtına yükledi” dedi.
Hazar, “Devlet okullarının pisliğe ve dış tehditlere terk edilmesini kabul etmiyoruz”
Hazar, “Bugün okullarımıza ‘sağlıklı eğitim, güvenli okul’ kokartlarıyla giderek işyerlerimizi eylem alanımız yaptık. Şimdi de Türkiye’nin her ilindeki meydanlardan sesleniyoruz: Savaşlarda bile hedef alınmayan, dünyanın en güvenli binaları olması gereken devlet okullarının pisliğe ve dış tehditlere terk edilmesini kabul etmiyoruz. Okula gelirken hangi hastalığı kapacağımızı, kim tarafından şiddete uğrayacağımızı düşünmek istemiyoruz” diye ifade etti.
Hazar, “Sağlıklı eğitim, güvenli okul haktır”
Sağlıklı eğitim ve güvenli okul, eğitim emekçileri için de öğrencilerimiz için de bir haktır, bu haktan vazgeçmeyeceğiz! Bir ülke için okulların pislik içinde olmasından, 3. sayfa haberlerinin rutin mekanları haline gelmesinden daha büyük bir itibarsızlık olmayacağını hatırlatıyoruz. Sağlıklı eğitim, güvenli okul haktır; Hakkımızı alacağız!
Kaynak: Meryem Ünal
Özgür Özel’den Cumhurbaşkanlığı adaylığı açıklaması: "Aday değilim, olmayacağım"
Usulsüz çakar kullananlara ağır ceza: 96 bin TL para cezası ve araç men edilecek
Adana’da firari hükümlüler jandarma operasyonuyla yakalandı
Adana’da 22 Kasım Diş Hekimliği Günü etkinliklerle kutlanmaya başladı
Adana’da ‘Engelsiz İletişim’ semineriyle toplumda farkındalık yaratıyor
SON HABERLER
Kemal Kılıçdaroğlu 25 sayfalık savunmasını yaptı
Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında "kamu görevlisine hakaret" iddiasıyla açılan davanın ilk duruşması bugün görüldü.
Ölümünde sorumluluğunun bulunduğu bebeği duruşmada hatırlamadı
İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın görülmesine beşinci gününde devam ediyor. Bağcılar Medilife Hastanesi’nde yenidoğan yoğun bakım sorumlu doktoru olarak çalışan ve 4 bebeğin ölümünde sorumluluğu olduğu iddianamede belirtilen Dursun Eryılmaz, verilen aranın ardından savunma yaptı. Eryılmaz savunmasında, bir bebeğin ölümü ile ilgili basın tarafından linç edildiğini söylerken, ölümünden sorumlu tutulduğu bir başka bebeği ise hatırlamadı.
Adanalı işçi dönerini kediye kaptırdı
Adana’da bir işçinin kısa süreliğine içeri gitmesini fırsat bilen bir kedi, işçinin yemeğini kaptığı gibi kaçtı. O anlar güvenlik kamerası tarafından anbean kaydedildi.