Özgür Özel'in yerli markaları 'Boykot' çağrısı ötekileştirmekten başka bir şey değil!
Yazının Giriş Tarihi: 25.03.2025 13:10
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.03.2025 13:25
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu "yolsuzluk" soruşturmasından tutuklanması üzerine CHP'liler ve bu duruma tepki gösteren vatandaşlar sokağa döküldü. Siyasetçiler Saraçhane'de vatandaşlara hitap etti. Dün CHP Genel Başkanı Özgür Özel kendilerine destek vermeyen sessiz kalan medya kuruluşlarını, markaları ve işlermeleri hedef alarak 'boykot' çağrısından bulundu. CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in, bazı Türk markaları ve işletmeleri hedef alarak halkı boykot etmeye çağırması, yalnızca ekonomik bir etki yaratmakla kalmayıp, toplumsal bağları zayıflatacak, kutuplaşmayı arttıracak gibi görünüyor. Kabaca benden olmayanı boykot edin diyor.. İyi de o da senin senden olması önemli mi?
İdeolojik duruş nedeniyle cezalandırılmayı hak ediyorlar mı?
Özgür Özel’in açıkladığı boykot listesinde yer alan markalar, günlük hayatımızda sıkça karşılaştığımız ve ülke ekonomisi için önemli olan Türk işletmeleri. Bu markalar, her bir çalışanı, her bir üreteniyle bu ülkenin bir parçası ve milyonlarca insana istihdam sağlayan, ekonomiye katkıda bulunan kuruluşlardır. Herhangi bir sebeple bir siyasi görüş veya bir devlet yetkilisiyle uyuşmazlık nedeniyle, bu işletmeleri hedef almak, ekonomik olarak zayıflatmak, sadece o markaların değil, tüm çalışanlarının hayatını olumsuz yönde etkiler. Bu noktada sorulması gereken soru şu: Gerçekten bu markalar ve onların işçileri, sadece bir siyasi görüş ya da ideolojik duruş nedeniyle cezalandırılmayı hak ediyorlar mı?
İnfluencer'lar da Eylemcilerin Hedefinde!
Aynı şekilde influencer'lar da benzer bir durumla karşı karşıya. Sessiz kalmayı tercih ettikleri için linç ediliyorlar. Bu insanlar, sizinle aynı görüşü paylaşmak zorunda mı? Ya da sokağa çıkmak zorunda mı? Velev ki aynı görüşte olmasalar ya da kaosa çekilmek istenmeseler, sessiz kalmayı tercih ettiklerinde neden linç edilmek zorundalar?
Boykot çağrıları, fikir özgürlüğü çerçevesinde anlaşılabilir, fakat Türkiye gibi bir ülkede, kendi vatandaşına yöneltilen bu tür çağrılar ne kadar sağlıklı olabilir?
Bunun yerine, Türk halkı olarak, kendi markalarımıza ve işletmelerimize sahip çıkmalıyız. Bir markanın sahibi, ister siyasi anlamda iktidara yakın ister uzak olsun, tüm çalışanları, tüm emekçileri, topluma katkı sağlayan insanlardır. Bu insanları yalnızca bir siyasi görüş yüzünden dışlamak, ötekileştirmek, Türk halkına yapılacak en büyük haksızlıklardan biridir.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
İLKHABER-Gazetesi
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Fatma AKÇAY
Özgür Özel'in yerli markaları 'Boykot' çağrısı ötekileştirmekten başka bir şey değil!
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu "yolsuzluk" soruşturmasından tutuklanması üzerine CHP'liler ve bu duruma tepki gösteren vatandaşlar sokağa döküldü. Siyasetçiler Saraçhane'de vatandaşlara hitap etti. Dün CHP Genel Başkanı Özgür Özel kendilerine destek vermeyen sessiz kalan medya kuruluşlarını, markaları ve işlermeleri hedef alarak 'boykot' çağrısından bulundu. CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in, bazı Türk markaları ve işletmeleri hedef alarak halkı boykot etmeye çağırması, yalnızca ekonomik bir etki yaratmakla kalmayıp, toplumsal bağları zayıflatacak, kutuplaşmayı arttıracak gibi görünüyor. Kabaca benden olmayanı boykot edin diyor.. İyi de o da senin senden olması önemli mi?
İdeolojik duruş nedeniyle cezalandırılmayı hak ediyorlar mı?
Özgür Özel’in açıkladığı boykot listesinde yer alan markalar, günlük hayatımızda sıkça karşılaştığımız ve ülke ekonomisi için önemli olan Türk işletmeleri. Bu markalar, her bir çalışanı, her bir üreteniyle bu ülkenin bir parçası ve milyonlarca insana istihdam sağlayan, ekonomiye katkıda bulunan kuruluşlardır. Herhangi bir sebeple bir siyasi görüş veya bir devlet yetkilisiyle uyuşmazlık nedeniyle, bu işletmeleri hedef almak, ekonomik olarak zayıflatmak, sadece o markaların değil, tüm çalışanlarının hayatını olumsuz yönde etkiler. Bu noktada sorulması gereken soru şu: Gerçekten bu markalar ve onların işçileri, sadece bir siyasi görüş ya da ideolojik duruş nedeniyle cezalandırılmayı hak ediyorlar mı?
İnfluencer'lar da Eylemcilerin Hedefinde!
Aynı şekilde influencer'lar da benzer bir durumla karşı karşıya. Sessiz kalmayı tercih ettikleri için linç ediliyorlar. Bu insanlar, sizinle aynı görüşü paylaşmak zorunda mı? Ya da sokağa çıkmak zorunda mı? Velev ki aynı görüşte olmasalar ya da kaosa çekilmek istenmeseler, sessiz kalmayı tercih ettiklerinde neden linç edilmek zorundalar?
Boykot çağrıları, fikir özgürlüğü çerçevesinde anlaşılabilir, fakat Türkiye gibi bir ülkede, kendi vatandaşına yöneltilen bu tür çağrılar ne kadar sağlıklı olabilir?
Bunun yerine, Türk halkı olarak, kendi markalarımıza ve işletmelerimize sahip çıkmalıyız. Bir markanın sahibi, ister siyasi anlamda iktidara yakın ister uzak olsun, tüm çalışanları, tüm emekçileri, topluma katkı sağlayan insanlardır. Bu insanları yalnızca bir siyasi görüş yüzünden dışlamak, ötekileştirmek, Türk halkına yapılacak en büyük haksızlıklardan biridir.