TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#chp

İLKHABER-Gazetesi - chp haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, chp haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Güneşer: Kadına yönelik şiddeti kınamak yetmez, somut adımlar atmalıyız Haber

Güneşer: Kadına yönelik şiddeti kınamak yetmez, somut adımlar atmalıyız

Adana Büyükşehir Belediye Meclisi'nin Kasım ayı oturumlarının üçüncü toplantısında, meclis üyeleri “Kınayarak değil çalışarak yeneceğiz” diyerek kadına yönelik şiddet hakkında tepki gösterdiler. Meclis 2. Başkan Vekili Mustafa Bayar başkanlığında gerçekleşen toplantıda, gündem dışı söz  CHP Meclis Üyesi Gizem Güneşer, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla yaptığı konuşmada, kadınların toplumdaki yerinin ve onlara verilen değerin yetersizliğini vurguladı. Güneşer, şiddetin en çok yakın çevreden kaynaklandığını belirterek, kadın cinayetleri ve şiddetin son bulması için somut adımlar atılması gerektiğine dikkat çekti. “Kadınların güvenliği için söz değil, eylem gerek” CHP Meclis Üyesi Gizem Güneşer, “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü için söz almış bulunmaktayım. Kimi zaman bir anne, abla, kardeş, eş konumunda olan kadınlar toplumlumuzun en değerli üyesidir. Ama ne yazık ki kadınlarımıza gereken değer verilmiyor ve onların can güvenliğini bile sağlamaktan aciz hale geldik. Gün geçmiyor ki TV, gazetelerde, sosyal medyada bir kadın cinayeti, taciz vakası, yaralama, şiddete uğrayan kadın görüntüleri görmemiş olalım. Kadına şiddet en çokta yakınları tarafından kocası, sevgilisi, kardeşi gibi kişiler tarafından uygulanıyor. Kadını kendi malı gibi gören onun bir birey olduğunu kabul etmeyen erkekler, kadına yönelik şiddet fiziksel, ruhsal, sosyal, ekonomik yönden zarar görmesine neden oluyor. 1999 Yılından bu güne farkındalık yaratmak amacıyla her yıl 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü olarak ilan edilmiştir. Birleşmiş Milletlerin global ölçekli gerçekleştirdikleri araştırmalarına göre her 3 kadından  biri şiddetin farklı türlerine maruz kalmaktadır. Ülkemizde ise elimizde bulunan istatistikler kadına yönelik şiddetin acilen son bulması ve artan vakaların kontrol altına alınabilmesi için dünya genelinde uygulanan ve ülkemizin ilk onaylayan ülkelerden biri olmasına rağmen 20 Mart 2021 tarihinde çekildiğimiz İstanbul Sözleşmesini acilen yürürlüğe girdirmeliyiz” şeklinde konuştu. “2024 yılında ise Kasım ayına kadar 388 kadın cinayete kurban gitti” Gizem Güneşer, “Sadece geçtiğimiz Ekim ayında 48 kadın cinayeti, 23 tane şüpheli kadın cinayeti  gerçekleşmiştir. 2023 Yılında 417, 2024 yılında ise Kasım ayına kadar 388 kadın cinayete kurban gitti. Kadına yönelik şiddetin ve cinayetin en büyük nedeni boşanma sebebi. Kadına yönelik şiddetin azalması için öncelikle faillerin caydırıcı uygulamalar uygulanmalı ve can yakıcı olaylar normalleştirilmemeli” diye ifade etti.

Özgür Özel: Haber

Özgür Özel: "Asgari ücret 30 bin lira olmalı"

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada asgari ücretin 30 bin lira olması gerektiğini belirterek hükümete sert eleştirilerde bulundu. Asgari ücretin mevcut seviyesinin yetersiz olduğunu vurgulayan Özel, "Bütün sendikalara çağrımız, asgari ücretin 30 bin lira olması gerektiğidir. Bu olmazsa, mücadeleye devam edeceğiz" dedi. Ayrıca emekli maaşlarının asgari ücrete eşitlenmesi gerektiğini söyleyen Özel, "Emeklilere her ay bir asgari ücret verilmelidir" ifadelerini kullandı. Özel, eğitimdeki sorunlara da dikkat çekerek, mülakat sisteminin devam edeceği açıklamalarıyla ilgili hükümeti eleştirdi. İlk olarak, İzmir'den gelen büyük bir facia haberiyle başladığını belirten Özel, yaşanan durumu üzüntüyle karşıladıklarını ve İzmir Belediye Başkanı'nın hızla bölgeye dönmek üzere yola çıktığını söyledi. Özel, devletin çocukları korumakla sorumlu olduğunu ancak bu konuda eksiklikler olduğunu vurguladı. ÖZGÜR ÖZEL: ''ASGARİ ÜCRETİN 30 BİN YL OLMASINI BEKLİYORUZ'' Özel'in konuşmasında öne çıkan diğer bir konu ise asgari ücretle ilgiliydi. AK Parti hükümetini eleştiren Özel, "Asgari ücretin 30 bin lira olmasını bekliyoruz. Tüm sendikalara çağrımız bu yöndedir. Eğer 30 bin lira olursa bu mücadeleye başlayacağız, yoksa bu memleketi size dar edeceğiz" dedi. Özel, ayrıca emekli maaşlarının da asgari ücrete denk olacak şekilde düzenlenmesi gerektiğini belirterek, "Emekli maaşı asgari ücrete eşit olmalı ve derhal bu ay her emekliye bir asgari ücret yatırılmalıdır" şeklinde konuştu. Özel, hükümetin enflasyonla mücadele konusunda yeterli adımları atamadığını ifade ederek, "Asgari ücretliye gerçek enflasyon yansıtılmalı. Eğer enflasyon yüzde 50 ise, asgari ücretin 24 bin lira olması gerekir. 30 bin lira altındaki asgari ücret tekliflerine karşı duracağız" dedi. Özel, ayrıca eğitim konusuna da değindi. 2002 yılında dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’e öğretmen atamaları ile ilgili hesap soran kişilerin, bugün milyonlarca atanamayan öğretmen ile ülkeyi karşı karşıya bıraktığını belirtti. Yeni Milli Eğitim Bakanı'nın mülakat sistemini kaldıracakları yönündeki açıklamalarına da tepki gösteren Özel, "Mülakat kaldırıldı dediler, ancak şimdi eski düzenin devam edeceğini söylüyorlar. Bu sorun çözülmeden eğitimde adalet sağlanamaz" dedi. Özel, partisinin taleplerinin arkasında duracaklarını ve halkın yanında olmaya devam edeceklerini belirterek sözlerini tamamladı.

CHP’li Gürer: Tarımda sorunlar katlanarak artıyor, üreticiler desteksiz kaldı Haber

CHP’li Gürer: Tarımda sorunlar katlanarak artıyor, üreticiler desteksiz kaldı

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, Türkiye'nin tarım politikalarındaki eksikliklere ve üreticilerin yaşadığı zorlukları iktidarın seyrettiğini söyledi . Gürer, “Tarım ve Orman Bakanı sanki tarımda hiçbir sorun yokmuş gibi konuları anlatıyor. Köye, tarlaya, üretim alanlarına gittiğimizde bu yıl üretilen ürünlerin çoğunun tarlada kaldığını yerinde görüyoruz. Üretici için kara bir yıl yaşandı. Sebze üretiminde artış çöpe gitti. Hasat bitti. Çiftçiden ürün çıktı. Bu kere rafta tüketiciye ürün fiyatı katlanarak artışla satış sağlanıyor” dedi. “ÜRÜNLER TARLADA ÇÜRÜDÜ, ÜRETİCİ KAZANAMADI” Bu yıl, yüksek girdi maliyetlerine rağmen üreticinin ürününden para kazanamadığını söyleyen CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Nakliye ve işçilik maliyetleri, ürünün tarla satış fiyatını karşılamadı. Üretici emeğinin karşılığını alamadı.” ifadelerini kullandı. Gürer, tarımda üretim planlamasına ancak 22 yıl sonra geçildiğini belirterek, planlama eksikliğinin büyük sorunlara yol açtığını vurguladı. “Cumhurbaşkanlığı programında yer aldığı biçimiyle, 7 milyar 333 milyon liralık arz açığı olan ürünlerde 2025 yılında ithalat yapılacak. Türkiye'nin Avrupa'da ya da dünyada gıdada ilk sırada yer aldığı ürünler fındık, kayısı, narenciye gibi ürünlerdir. Buğdayda açığımız devam ediyor, bitkisel ham yağ ve ayçiçek tohumu gibi ürünlerde de açığımız sürüyor. Pirinç, Mısır, Soya, Fasulye, Mercimek, Ayçiçek gibi benzer ürünlerde de açığımız devam ediyor. 21 üründe arz açığımız var. Bunlar, stratejik önemi olan ürünlerdir. Onun için Türkiye'nin tarım politikalarını ihraç ettiği ürünler üzerinden değil, ithal ettiği ürünler üzerinden okumak gerekir.” dedi. “HAYVAN İTHALATI SORU İŞARETLERİ YARATIYOR” Hayvancılık sektöründe de büyük sorunlar olduğunu belirten CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Hayvancılıkta hayvan varlığını üst üste toplayarak “hayvan varlığımız arttı” demek yerine, 2 yılda 1 milyon 200 bin hayvan neden ithal edildi, bunun açıklanması lazım. Eğer Türkiye'de hayvan varlığı yeterli ise, bu ithalata ihtiyaç duyulması demek ya bir rant uğruna ya da farklı bir amaçla yapılıyor demektir. Çünkü yeterli hayvan varlığının olduğu yerde neden et ve hayvan ithalatı devam eder? Neden et piyasası istikrarlı değil? Bu soru boşlukta kalıyor.” diye konuştu. “SU FAKİRİ TÜRKİYE’DE MODERN SULAMA YÖNTEMLERİ YETERSİZ” Türkiye’nin su fakiri bir ülke olduğunu ve modern sulama yöntemlerinde çok geride kaldığını belirten Ömer Fethi Gürer, “Hala modern sulamanın %35'lerde olduğu, su fakiri bir ülkede, sorunların bu süreçten sonra da artarak devam etmesi, gıda arzında sorunları da beraberinde getirecektir. Bunun için modern sulama yöntemlerine hızla geçilmeli, Akdeniz'e ve Karadeniz'e akan ve doğrudan yeryüzüne çıkan su kaynakları doğru değerlendirilmeli. Türkiye'nin tarımda yapacak çok işi var, çünkü kayıp 22 yıl var. 22 yılda tarım resmen çökertildi. Yeniden ayağa kaldırılması için alınması gereken önlemler başta çiftçi, besici, üreticiler olmak üzere, onların girdi maliyetleri düşürülmeden, ürünleri değer bulmadan, kooperatifçilik geliştirilmeden ve arz açığı olan ürünlerde doğru bir planlama yapılmadan, tarımdaki sorunların bitmesi olası değildir.” şeklinde konuştu. “TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ ÜRETİCİNİN YANINDA OLMALI” Patates üretiminde de büyük sıkıntılar yaşandığını dile getiren CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Niğde bölgesinde 1 milyon ton patates yetişiyor. Bu patatesin, bu yıl tarlada %35'i satılmalı, %65'i ise depolanmalıydı. Ama öyle olmadı, neredeyse tamamına yakını depolandı. Çünkü kışlık patates için tüccarın verdiği fiyat, maliyetin neredeyse yarısıydı. Şu anda ürün depoda. Bu konuda çağrıda bulunduk, Toprak Mahsulleri Ofisi eliyle ürünün alınması yönünde. Bu konuda yapılması gereken, Toprak Mahsulleri Ofisi'nin ürünü alıp bedava dağıtması değil; üretim maliyeti artı makul kârla ürünü alması ve rafta ürün fiyatı arttığı zaman, Tarım Kredi Kooperatifleri eliyle ve diğer satış kanalları ile piyasayı dengelemesidir. Toprak Mahsulleri Ofisi'nin böyle de bir görevi vardır.” dedi. ÜRETİCİNİN KAZANCI DÜŞERKEN, TÜKETİCİ FAHİŞ FİYATLARLA KARŞILAŞIYOR CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Ürün üreticiden çıktıktan sonra fiyatı artıyor, üretici kazanmıyor, tüketici pahalı ürüne mahkûm ediliyor ve bu aradaki aracılık sistemine karşı bir düzenleme bugüne kadar gerçekleşmedi. En önemli sorunlardan biri de bu: Tarladaki ürünün üretim maliyetini düşürmek, tüketiciye ulaşım kanallarını daraltmak. Böylece fahiş fiyat ortadan kalkar. Domates tarlada bir buçuk liraydı, markette şimdi 100 liraya dayanmış durumda. Biber, patlıcan, bu yıl üreticisine para kazandırmayan ürünlerin raf fiyatları hızla yükseliyor. Markete gittiğiniz zamanki fiyat, hasat bittiği için, doğal olarak özellikle de seralarda yetiştirildiğinden nakliyesi, bakım giderleri dahil fiyatı da artırıyor. Bu şunu gösteriyor: Türkiye, planlamayı sadece üretim aşamasında değil, tüketimde de doğru şekilde yapmalıdır. İşlenmiş gıdaya, dondurulmuş gıdaya, katma değerli ürünlere dönük çalışmalar gerçekleştirilmeli. Bazı ülkeler kavunu kurutuyor, biz de kavun tarlada çöp oluyor. Domates kurutuluyor, hem de salça yapılıyor; bizde yine çöp oluyor. Bunun gibi kurutma, işleme, dondurma ya da katma değerli ürüne dönüştürme tesislerinin sayısının arttırılması ve teşvik edilmesi, ürünün yıl boyu kullanılabilir boyuta taşınacak düzenlemelerin beraberinde getirilmesi lazım. Yani, tarlada ürünün çöp olması kabul edilebilir bir durum değil. Ama 2024 yılı, çiftçinin ürettiği neredeyse tüm ürünlerin tarlada çöp olmasına yol açtı.” diye konuştu. GİRDİ MALİYETLERİ VE ÇİFTÇİNİN ARTAN BORÇLARI Çiftçilerin en büyük sorunlarından birinin de girdi fiyatlarının yüksekliği olduğunu belirten CHP Milletvekili Gürer, “Bu yıl, geçen yıla göre buğday , arpa %3, pancarda ise %28'lik artışın verilmesi ile alım fiyatlarının düşük tutulması, gelecek yıllarda sorunların artmasına yol açacaktır. Çiftçi kayıt sistemine dahil çiftçilerin TARSİM'den de faydalanmasının yolunun açılması, sigorta sisteminin de yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Çünkü bu yıl görüldü ki, mevsiminden yaklaşık bir ay önce ürünlerin oluşması başka sorunlar da yarattı.” Dedi. TARIMDA ZARARLILAR VE ÜRÜN KAYBI Türkiye’nin tarımında, zararlılar nedeniyle ciddi üretim kayıpları yaşadığını belirten Gürer, “Ülkemizde tarıma yönelik sorunlarda farklılaşmalar da yoğunlaştı. Akdeniz sineği, beyaz sinek, domates güvesi ve tarla faresi gibi zararlılar bitkileri önemli ölçüde, üretim anlamında zarar verdi. Fındıkta da kokarca, Türkiye'de gündem olmasına rağmen hala önlem alınmadı. Akdeniz sineğini özellikle narenciye dışında, Niğde'de dahi şeftaliden elmaya kadar birden çok ürüne verdiği zarara karşı tuzak denilen uygulama hariç bir ilaç geliştirilmedi. Yaklaşık 10 yıldır bu zararlar var, ama daha da yaygınlaşıyor.” diye konuştu. 2025 YILI TARIM PLANLAMASI VE ÇİFTÇİLERİN BEKLENTİLERİ CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “2025 yılı doğru planlanmalı. Üretilen ürüne alım fiyatı, çiftçinin ve üreticinin kârını sağlayacak boyutta taşınmalı. Girdi fiyatları mutlak suretle düşürülmeli. Yem ve gübre gibi sübvanse edilmesi gereken ve desteklenmesi gereken girdiler için yeterli destek verilmeli. 2025 yılı bütçesinde, milli gelirin %1'i 615 milyar, bu da Tarım Kanunu'nun 21. maddesine göre çiftçiye verilmesi gereken destek tutarıdır. Bugün Sayın Bakan da açıkladı; verilen destek 135 milyar lira. Bu 135 milyar lira, çiftçinin beklediği bir destek değil, Milli gelirin % 1 Çiftçiye verilmeli idi. Çiftçilerin bankalara borçları artıyor, sorunları katlanıyor, tarlasına haciz geliyor. Bu süreçte üretenin yanında olunmazsa, 2025 yılında sıkıntılar daha da katlanacaktır.” diye konuştu.

CHP'li Şevkin’den Bakan Kurum’a İliç tepkisi: Modern bir ülkede böyle bir bakan istifa eder Haber

CHP'li Şevkin’den Bakan Kurum’a İliç tepkisi: Modern bir ülkede böyle bir bakan istifa eder

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'un TBMM İliç Komisyonu'na bilgi vermemesine tepki gösterdi. Bakan Murat Kurum’un istifa etmesi gerektiğini kaydeden Dr. Şevkin, "İliç'te birinci derecede asli kusurlusunuz ve bir gün gelip komisyona konuşmadınız. Modern bir ülkede böyle bir bakan istifa eder. 9 insan öldü. Bir gün bile gelip hesap vermediniz" dedi. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın 2025 yılı bütçe görüşmelerinde söz alan CHP Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin, Bakan Kurum'a 13 Şubat 2024'te Erzincan'ın İliç ilçesinde Çöpler Maden Ocağı’nda liç yığının kayması nedeniyle toprak altında kalan 9 işçinin ölümünü hatırlattı. Kurum'un TBMM İliç Araştırma Komisyonu'na katılmamasını eleştiren Dr. Şevkin, "İliç'te birinci derecede asli kusurlusunuz ve bir gün gelip komisyona konuşmadınız. Bir gün komisyona konuşmadınız. Siz üstelik bakan olarak ödüllendirildiniz. Modern bir ülkede böyle bir bakan istifa eder" dedi.  Kurum'un "Hazmedemiyorsunuz" şeklindeki yanıtına tepki gösteren Şevkin, "Neyi hazmedeceğiz? 9 insan öldü, 9 insan öldü. Bir gün bile gelip hesap vermediniz" dedi. “MODERN BİR ÜLKEDE İSTİFA ETMENİZ GEREKİYORDU” Murat Kurum'un "Aziz millet için bu hizmetleri yapmaya devam edeceğiz" ifadesi üzerine Dr. Şevkin, "Ne hizmeti yaptınız. Ormanlar katlediliyor, madenlerde her yerleri talan ediyorsunuz. Fay yasasını mı çıkardınız, insanlar depremlerde ölüyor. Neyi düzenlediniz? Bir kelime İliç’ten bahsedilmedi. Rahmetle dahi anmadınız. Modern bir ülkede istifa etmeniz gerekiyor, siz ödüllendirildiniz" diye konuştu.  “İLİÇ RAPORU MECLİSE SUNULMUYOR, KARARTILMAK İSTENEN BİR TAKIM İŞLER Mİ VAR?” İliç Araştırma Komisyonu’nun çalışmalarını tamamladığını, muhalefetin şerhini ve önerilerini sunduğunu ancak aradan bir aydan fazla zaman geçmesine rağmen komisyon raporunun meclise sunulmadığını vurgulayan Dr. Şevkin, Bakan Murat Kurum’a dönerek, “Karartılmak istenen bir takım işler mi var?” sorusunu yöneltti. “GEREKLİ MEVZUAT DEĞİŞİKLİĞİ 20 YILLIK SÜREDE YAPILMADI” 6 Şubat depremleri, İliç maden faciası veya asbest mağduriyeti nedeniyle karşı karşıya bırakılan yerleşimlerin artık günlük hayatın bir parçası olduğunu, yaşanan bu olayların Türkiye’nin afet ve çevre krizlerine ne kadar hazırlıksız ve dayanıksız olduğunu açıkça gösterdiğini dile getiren Dr. Şevkin, “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı; bu önlemleri 2004 yılında düzenlenen Deprem Şurası’nda ‘Türkiye Afet Risk Azaltma’ önlemleri alacaktı. Bunların büyük bir kısmı süresi dolmuş olmasına rağmen hayata geçirilmemiştir. Deprem şûrasında “İmar Kanunu'nda mikro bölgeleme, kentsel risk sektörleri, sakınım planı ve yeni imar araçlarının yer alması sağlanmalıdır" kararı bulunmasına rağmen ne yazık ki hâlâ gerekli mevzuat değişikliği yirmi yıllık sürede yapılmamıştır” diye konuştu. “DEPREM RAPORLARI TOZLU RAFLARDA KALMASIN” İki kez deprem komisyonunda bulunduğunu, hem İzmir Bayraklı depreminden sonra hem de 11 şehri vuran depremlerden sonra her iki deprem raporunda da çok önemli önermeler olduğuna dikkat çeken Dr. Şevkin, şunları söyledi: “İkinci deprem raporunda bin sayfanın üzerinde önermeler var. Birinci deprem raporunda da 500 sayfanın üzerinde önermeler var ve hayati önemde. Pek çok kurumun, kuruluşun dinlendiği, aylarca çalışmanın yapıldığı son derece önemli raporlar sunulmuştur. Biz, bunların tozlu raflarda tüketilmemesi gerektiğini düşünüyoruz, hayata geçirilmesini elbette çok önemsiyoruz.  Afetzedelere yeni yerleşim yeri belirlenmesi ve kalıcı konutların inşası konusunda Bakanlığınızda birçok müşavir firma görevlendirilmiş ve bu kuruluşlara ödenek aktarılmıştır. Bu müşavir firmalar hangi kriterlere göre belirlenmiştir. “KAMU MÜHENDİSLERİ DÜŞÜK ÜCRETLERLE ÇALIŞIYOR” Bakanlığınızda binlerce mühendis ve mimar çalışan bulunurken neden yandaş müşavir firmalara milyonlarca lira para akıtılmaktadır ve bu mühendisler devreye konulmamaktadır? Bu arada kamu mühendislerinin de çok düşük ücretlerle çalıştığının da altını defaten burada çizmek isterim. Gerçekten bu konuda da kamu mühendisleri çok büyük sıkıntılar yaşamaktadırlar.”

Özgür Özel: Bakırhan’ın görüşlerine katılmıyorum, ancak cevap sözle verilmeli Haber

Özgür Özel: Bakırhan’ın görüşlerine katılmıyorum, ancak cevap sözle verilmeli

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan hakkında başlatılan soruşturma ile ilgili, “Sayın Bakırhan'ın ifade ettiği görüşlere katılmıyorum. En sert şekilde de bu görüşlere karşı çıkıyorum. Fakat bir söz söyledi ve sözün cevabının söz ile verilmesi gerekir" dedi. "Bakırhan’ın söylediklerine karşıyım, ama soruşturma haksız" CHP Genel Başkanı Özgür Özel, yayıncı İlhan Erdost'un kabri başında düzenlenen anma programına katıldı. Erdost'un ailesi ve sevenlerinin katıldığı programda Erdost'un mezarına güller bırakılarak, şiirler okundu. Anma etkinliği sonrasında basın mensuplarının sorularını cevaplayan Özgür Özel, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan hakkında başlatılan soruşturma ile ilgili soru üzerine, “Sayın Bakırhan'ın ifade ettiği görüşlere katılmıyorum. En sert şekilde de bu görüşlere karşı çıkıyorum. Fakat bir söz söyledi ve sözün cevabının söz ile verilmesi gerekir. Bir siyasi partinin genel başkanına kullanmış olduğu ifadelerden dolayı soruşturma başlatalım, onu yollayalım, sonra dokunulmazlık tartışması başlatalım gibi ülkeyi bu tip yönetme pratiğinin Türkiye'yi ne hale getirdiği ortada. Tuncer Bakırhan'ın söylediği o cümlelerin, o tartışılan cümlelerin herhangi bir yeriyle bir mutabakatım olmadığı gibi en sert şekilde karşı çıkıyorum” ifadelerini kullandı. "Kayyum atamaları yanlış, halkın seçimine saygı gösterilmeli" Esenyurt Belediyesi ile başlayan kayyum atamalarının diğer belediyelerle devam edeceği, bunlardan birisinin de Ankara Büyükşehir Belediyesi olacağı iddiaları ile ilgili soru üzerine Özel, “Esenyurt meselesindeki tavrımız, tutumumuz; hangi partinin belediyesi olursa olsun halkın seçtiği halka hesap verir. Suç işlediyse de mahkemeye hesap verir. Mahkeme sonuçlanıp kesinleşince halk adına, Türk milleti adına kararını ilan eder. O güne kadar soruşturmanın başladığı gün kayyum atamak mahkemeyi de tanımamaktır, halkı da tanımamaktır ve son derece yanlış bir iştir. Melih Gökçek'in trol orduları, birtakım operasyon adamları ve hesapları şimdi de Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız, geçtiğimiz hafta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız üzerine yoğunlaşan bir ateş vardı. Şimdi de Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız hakkında geçmişte olmuş ve soruşturmaya dahi gerek duyulmamış hususlara ilişkin birtakım soruşturmalar yürütülüyor gibi duyuyorum. Bir taraftan da şunları duyuyorum; Milli İstihbarat Teşkilat'ına (MİT) verilen bir talimat ile 'eşeleyin, deşeleyin aman bir şeyler bulun, işte bir türlü ilişkilendirmeler yapalım' filan. Hiç bunlara kalkışmasınlar. Gözümüz üzerlerinde, her şeyden haberimiz var” diye konuştu. "Soylu, Siyasi bukalemun Bahçeli’nin söylediklerini şimdi o tekrar ediyor" Özel, Süleyman Soylu'nun bir röportajda "Bahçeli'nin ortaya koyduğu son çıkış, Türkiye'nin önüne konulmuş büyük bir fırsattır. Samimidir, önümüzdeki yarım asrın ne olacağına yönelik bir anlayışın bütün dünyaya ve Türkiye'ye sorusudur" şeklindeki sözlerini nasıl değerlendirdiği sorusu üzerine şöyle konuştu: “Süleyman Soylu tam da budur. Süleyman Soylu, siyasi bukalemundur. Süleyman Soylu geçmişte Erdoğan'a neler diyordu. Yanına çağırdı, koşarak gitti. Erdoğan'ı en çok savunan oydu. Geçmişte çözüm süreci konusunda önce olumlamaları vardı, sonra çözüm süreci terk edildikten sonraki en sert ve hak ihlalleriyle dolu, demokrasiyi ayaklar altına alan süreci de en çok savunan, o sürecin cellatlarından biriydi. Seçimlerde de meydan meydan gezip, ‘Ankara'yı Mansur Yavaş kazanırsa su faturalarını DHKP-C militanları dağıtacak' diyordu. 'İstanbul'u Ekrem İmamoğlu kazanırsa İSPARK'ı PKK'ye verecekler' diyordu. En son seçimde de 'Eğer CHP iktidar olursa, Apo'yu salma planları var' diyordu. ‘Bunun sözünü verdiler' diyordu. Bugün kimin ne söz verdiğini görüyoruz. Sayın Bahçeli'nin ifadelerini bu sefer de Süleyman Soylu söylüyor. Soylu, siyasi bukalemundur. Bunda şaşıracak bir şey yok. Hayvanat bahçesini gezerken atın renk değiştirdiğini görürseniz şaşırırsınız. Bukalemunun renk değiştirmesine kim niye şaşırsın.''

Özgür Özel: Kürtler ikinci sınıf vatandaş hissetmedikçe sorun demokratik yollarla çözülmeli Haber

Özgür Özel: Kürtler ikinci sınıf vatandaş hissetmedikçe sorun demokratik yollarla çözülmeli

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP Eskişehir İl Başkanlığı tarafından düzenlenen “Bilim ve Demokrasi Işığında Yükseköğretimi Yeniden Düşünmek” başlıklı programa katıldı. Programda akademisyenler, partililer ve üniversite öğrencileri de yer aldı. Özel, burada yaptığı konuşmada, üniversitelerle ilgili önemli reform planlarını ve toplumsal sorunları ele aldı. CHP Lideri, geçtiğimiz haftalarda Esenyurt’ta CHP’li belediye başkanına kayyum atanmasını sert bir şekilde eleştirdi. "Olağanüstü durumla karşı karşıyayız ve bu durumda olağan davranışlar sergilemek mümkün değil" diyen Özel, bu kayyum atamalarına tepki göstererek, partisinin bu dönemde olağanüstü önlemler alacağını vurguladı. Ayrıca, İstanbul’a yaptığı ani ziyaretle Merkez Yönetim Kurulu’nu toplayarak, gelecek bütçe görüşmeleri öncesinde önemli stratejik kararlar aldıklarını belirtti. Özel, Türkiye'deki KYK yurtlarının yetersizliğine dikkat çekerek, yalnızca öğrencilerin 'üne yurt imkanı sunulduğunu, İstanbul gibi büyük şehirlerde bu oranın %2,6’ya düştüğünü vurguladı. "100 öğrenciden 87’sine, 'Git nerede kalırsan kal' diyorlar" diyen Özel, yurtlara yeterli kaynak aktarılmadığını ve bunun siyasi bir yaklaşım olduğunu belirtti. Ayrıca, TOKİ’nin lüks konut projeleri yerine, öğrenci yurtları yapmanın öncelikli hale getirilmesi gerektiğini ifade etti. “YÖK'Ü KALDIRIP ÜNİVERSİTELERİ ÖZGÜRLEŞTİRECEĞİZ" Özgür Özel, Türkiye’deki yükseköğretim sisteminin, öğrenciler ve akademisyenler için daha özgür ve bilimsel temellere dayalı hale getirilmesi gerektiğini söyledi. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) kaldırılacak ve üniversiteler, bilimsel ve yönetsel özerklik kazanacak. Bu değişikliklerin anayasal güvence altına alınacağını belirten Özel, üniversitelerin özgürleştirilmesi için çalışmalar yapacaklarını ifade etti. “AHMET TÜRK'E KAYYUM ATAYACAK KADAR İLERİ GİDEBİLİYORLAR” Özel, Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk’e kayyum atanmasını da sert bir şekilde eleştirerek, "Ahmet Türk'e kayyum atayacak kadar ileri gidebiliyorlar" dedi. Kayyum uygulamalarına karşı durduklarını vurgulayan Özel, sorunların çözülmesi için tüm siyasi partilerin bir araya gelmesi gerektiğini ve açık, şeffaf bir ortamda toplumsal mutabakat sağlanması gerektiğini ifade etti. Özel, "Bizim Cumhuriyet Halk Partisi olarak temel yaklaşımımız şudur ki hiçbir Kürt, 'Ben ikinci sınıf vatandaş hissetmiyorum' diyene kadar bu sorun demokratik yollarla çözülmelidir" diyerek, bu sorunun çözülmesi için demokratik yolların izlenmesi gerektiğini dile getirdi.

Özgür Özel: 30 bin lira asgari ücreti hep beraber savunalım Haber

Özgür Özel: 30 bin lira asgari ücreti hep beraber savunalım

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Bir yılı değerlendiren bir kamp yapmak üzere Antalya'ya gittikleri sırada Esenyurt Belediye Başkanına darbe girişiminde bulunulduğunu savunan Özel, “Esenyurt halkının seçilmiş belediye başkanına darbe girişimi başlayınca kampı iptal ettik, bütün grubumuzu İstanbul'a çağırdık, başında ve sonunda birer MYK toplantısı yaptık. Sabahın erken saatlerinden günün ilerleyen saatlerine kadar grup toplantıları, Parti Meclisi toplantısına kadar bütün meseleleri ele aldık. Öncelikle, 6 büyük hiçbir partiye aidiyeti olmayan firmaların anketlerini kampta her birimiz inceledik. CHP geçen sene bugün kararsızlar dağıtıldığında dahi en yüksek ölçüldüğü ankette 19 ortalama 17 ile büyük bir ümitsizlikle karşı karşıya iken bugünden itibaren 81 il başkanının kenetlenmesi, örgütümüzün kenetlenmesi, grubumuzun mücadelesiyle ve aday belirlemede kadınlara, gençlere güvenerek yaptığımız işlerle ve toplumun değişime açtığı krediyle yükseliş başlıyor. Seçim dönemine gelindiğinde partinin oyu yüzde 30'u geçiyor ve o büyük zafer geliyor. Ölçe değerlendirme böyle bir şey, sürprizlerle ya da temenniyle değil ne olacağını bile bile siyaset yapmak. O günden beri de aynı ortalamaya bakarak gidiyoruz” şeklinde konuştu. Anayasa tartışmaları Türkiye'ye ve CHP'ye üç büyük saldırı olduğunu ifade eden Özel, "Saldırılardan birincisi Meclis Başkanı'nı da alet ederek, ittifak ortaklarını konuşturarak 'Yeni anayasa konuşalım. Bir masa kuralım oturalım anayasa konuşalım' Cevabımız net olmuş; 'Mevcut anayasaya uymayanla anayasa yapılmaz, anayasa konuşulmaz' dedik. Vera, babası Tayfun'a ve Gezi tutuklularının hepsi ailelerine kavuşmadan, AİHM kararlarına uyulmadan, AYM karalarına harfiyen uyulmadan, mahkemeyi kazanan KHK'lılar haklarına kavuşmadan yani tam bir anayasal uyum olmadan bu kapıyı bu maksatla çalmayın dedik. O kapı orada kapandı. Ama niyet anayasa değiştirmek ve gündemi değiştirmek. Biz 'asgari ücrete zam' diyoruz, emekli, sendikal mücadele, yoksulluk konuşuyoruz. 'Aman dediler bütün anketlerde bunlar yukarıda, gündemi alalım' dediler. Toplum hayat pahalılığı altında ezilirken, kadınlar, çocuklar, köpekler, ormanlar yaşam tehdidi altındayken bu sefer üçüncü dünya savaşını konuşmaya, İsrail'in Türkiye'ye saldıracağını Meclis kürsüsünden söylemeye başladılar. Güvenlik konuşsunlar, yoksulluk konuşmasınlar diye bir tartışma başlattılar. 'Ülkenin Cumhurbaşkanı böyle korku siyaseti yapamaz, kapalı oturum yapın' dedik. Eğer hak verirsek susacağız ve destek vereceğiz ama bunu siyaseten yapıyorsan ifşa edeceğiz. Hep beraber gördük ki orada bir şey konuşulmadı” ifadelerini kullandı. Asgari ücret üzerine çağrı Kürsüden sendikalara seslenen Özel, “Yeni yeni kendisine gelenlere, görevlerini hatırlayanlara, her ay açlık ve yoksulluk rakamı açıklayanlara söylüyorum. Biz büyük bir mücadele vereceğiz asgari ücret için. Hepinizin, her işçiden daha evladının sütü alınmadan maaştan sendika aidatı kesenlere eğer asgari ücrete hak ettiği zam yapılmazsa ki hak eden zam gerçek zam yani asgari ücretlinin yaşadığı tüketim, asgari ücretlinin kendi enflasyonunu giderecek zam yüzde 80'dir, 35 bin liradır. Ama hiç değilse hak ettiği, beklediği ve biraz olsun nefes alacağı 30 bin lira asgari ücreti hep beraber savunalım. Ve buradan seslenelim ki; asgari ücrette kabul edilebilir son fiyat 30. '30 yoksa biz bu işte yokuz' diyebiliyorsanız biz bu parayı alırız. Bu mücadeleye davet ediyorum herkesi" diye konuştu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin bugün yaptığı grup toplantısındaki konuşmasına ilişkin ise Özel, “Sözüme değer veren, bu iktidara güvenmeyen muhalefete ve partimdeki tüm üyelere, partime oy veren herkese sesleniyorum: Bir büyük oyun var. Bugün o oyunun ne olduğu çıktı. Açıkça söyledi: ‘Anayasa'yı değiştirsek fena mı olur? Çıksa umut hakkından yararlansa. Anayasa'yı değiştirsek fena mı olur? Recep Tayyip Erdoğan bir daha seçilse ne olur?' Hesap bu. Bir al-vere girmişler. Bir pazarlık etmişler. Belki o pazarlıkta nihayete ermişler ya da eremeyip bir yerde tıkanmışlar. Şu anda ya zorlayıcı bir şantajla ya da bir algı yönetimiyle karşı karşıyayız. Karşıdaki kötü niyetliler hem ‘Abdullah Öcalan gelsin, Meclis'in kürsüsüne varsın. Buradan konuşma yapsın' diyor hem de öbür yandan Esenyurt'a, Mardin'e kayyum atayıp ‘Biz terörle mücadele ediyoruz' görüntüsü veriyor. Burada onların kitlesi, Abdullah Öcalan'a ip atınca da ayağa kalkıp alkışlıyor, Abdullah Öcalan'a halı serip davet edince de alkışlıyor. MHP grubundan bahsediyorum. Veya AK Parti'nin çevresinden onlara oy verenlerden her ihtimalde, her ihtimalde bir destek alma ve bu desteği sürdürmeye oynayan ama milletin aklını küçümseyen, vicdanını küçümseyen bir yaklaşım var” dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.