Geçtiğimiz hafta İstanbul'da bulunma şansım oldu ve bu süreçte deneyimlediğim aşırı sıcaklık ve nem oranı, bana Adana'yı aratmadı desek yeridir. Adanalı biri olarak, sıcak ve nemli havalara alışkınım; fakat İstanbul'un bu beklenmedik sıcaklık dalgası beni bile şaşkına çevirdi.

İstanbul, genellikle serin esintileri ve Boğaz'ın ferahlatıcı etkisiyle bilinir. Ancak bu kez, nem oranının yüksekliği ve bunaltıcı sıcaklık, şehri adeta bir fırına çevirdi. İnsanlar gölgelik alanlar ve klimalı mekanlarda serinlemeye çalışırken, sokaklar boşaldı ve hareketlilik azaldı. Bu durum, İstanbul'un yoğun ve hareketli hayatına alışkın olanlar için oldukça şaşırtıcıydı.

Adana, yaz aylarında kavurucu sıcaklarıyla meşhurdur. Sıcak hava dalgaları ve yüksek nem oranı, Adanalılar için sıradan bir yaz günüdür. Ancak İstanbul'da yaşadığım bu deneyim, iklim değişikliklerinin ve küresel ısınmanın etkilerini bir kez daha gözler önüne serdi. Şehirlerimizdeki bu ani ve beklenmedik sıcaklık artışları, iklim krizinin bir sonucu olarak karşımıza çıkıyor ve yaşam şartlarımızı her geçen gün zorlaştırıyor.

İstanbul'daki bu sıcak hava dalgası, şehirde yaşayanların günlük yaşamlarını da etkiledi. Toplu taşıma araçlarında klimaların yetersiz kalması, trafikteki yoğunluk ve sokaklardaki aşırı sıcaklık, insanların yaşam kalitesini düşürdü. Parklar, sahil kenarları ve açık alanlar, serinlemek isteyenlerle dolup taştı.

Bu sıcaklık dalgaları, şehirlerde yaşayan bizler için büyük bir uyarı niteliğinde. İklim değişikliğinin etkileri her geçen gün daha da belirgin hale geliyor ve bizlerin bu konuda bilinçlenmesi gerekiyor. Doğal kaynaklarımızı korumak, çevreye duyarlı davranışlar sergilemek ve sürdürülebilir bir gelecek için adımlar atmak, hepimizin ortak sorumluluğu.

Adana'nın kavurucu sıcaklarını bilen biri olarak, İstanbul'da yaşadığım bu deneyim bana iklim değişikliğinin ne kadar ciddi bir tehdit olduğunu bir kez daha hatırlattı. Şehirlerimizin ve gezegenimizin geleceği için daha duyarlı olmalıyız. Sıcaklık ve nem artışlarına karşı önlemler almalı, çevremizi koruyarak gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmalıyız.