CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İzmir’de düzenlenen 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü programında basın özgürlüğünün önemine vurgu yaptı. Özel, gazetecilerin yanında olacaklarını belirterek, "Basını susturmak, halkı susturmaktır" dedi.
Haber Giriş Tarihi: 10.01.2025 19:51
Haber Güncellenme Tarihi: 10.01.2025 19:52
Kaynak:
İHA
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, İzmir programı kapsamında Ege Belediyeler Birliği ev sahipliğinde düzenlenen 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü programına katıldı. Tarihi Havagazı Fabrikası'nda gerçekleştirilen programda basın mensuplarıyla bir araya gelen Özel, gazetecilerin gününü kutladı. Burada konuşan Özel, “İzmir benim için çok kıymetli. Hem komşu kentimiz, 20 dakika yolla Bornova Osman Kibar Meydanı'nda olabilecek kadar İzmir'in içindeyim. Genel başkan sıfatıyla da İzmir'in siyasetini İzmir'e borcu olan siyasetçilerin İzmir'e hizmet etmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu noktada da adım atmak hepimizin boynunun borcu” diye konuştu.
“Terör bitecekse her şeyi yaparım”
Tuvaletleri işleten bir şirkette çalışan insanların, belediyede işe alınmadıkları için protesto etiklerini belirten Özel, şunları kaydetti:
“Gelir protesto eder, hak bu. Bizi engellemedikten sonra istediği pankartı açar, istediği sloganı atar. Ama Türkiye'de işler böyle yürümüyor. Kollukla iş birliği içinde olması gereken basın, kolluğun yanlışını yazınca dava açılabiliyor. Dezenformasyon yasası diye bir şey var, liderler bunu Putin'den öğrendi. AK Parti'nin Genel Başkan Yardımcıları ‘Öyle şey olmayacak' dedi. Ama şimdi gazetecilerin başına ne gelirse bu dezenformasyon yasasından geliyor. Biz 31 Mart seçimlerinden sonra özeleştirilerde hep şunu gördük; ‘Bu bize yakışmaz, öyle bir şey yok. Onların demesiyle terörist mi olacağız' dendi. Ama öyle bir medya gücü, sosyal medyada harcanan milyarlar ve görevini yapması gerekenlerin elinin armut topladığı dönemde gerçek olmayan bilgiyi alenen yayma suçu yoktu. Devlet eliyle CHP'nin terör örgütü yakını olduğu yayıldı. Kimse bir şey yapmadı. Seçimden sonra montaj dendi. Gerçeği söyleyenlere şu anda en kolay yoldan terörist damgası vuruyorlar. CHP el sıkınca ‘DEM'lenmek, el sıkan Devlet Bey olunca ‘barış eli uzatıldı' Tayyip Bey de ‘barış elini taktir etti' oluyor. Bir anda kürsüye Abdullah Öcalan gelsin, çağrı yapsın. Bir yanda ‘Kürt sorunu yoktur, terör sorunu vardır' dedi. Ben bir şehit az gelecekse, üzerine bin görev düşüyorsa hepsini yaparım. Terör bitecekse her şeyi yaparım. Ama başkasının siyasi oyununun parçası olmam.”
“İktidar partisinin Genel Başkanı olarak geleceğim”
“Bir daha kimsenin yandaşlaştıramayacağı, tamamına hâkim olamayacağı Gazetecilik Kanunu, Medya Kanunu için çalışacağız” diyen Özel, sözlerine şunları da ekledi:
“Örneğin birden fazla gazete sahibi olmanın yasaklanabilir. Beş ve on yıl sonra kamu ihalesiyle meşgul olanların gazete sahibi olamadığı, sarı basın kartının sadece gazetecilik meslek örgütü tarafından dağıtılacak. Basın İlan Kurumu'nun gazeteci meslek örgütü tarafından denetlendiği, siyasi saiklerle ilanların dağıtılmadığı bir düzen istiyoruz. Türkgün ilan alırken Sözcü, Evrensel, Birgün, Korkusuz ilan alamıyor. Ne kadar iktidara yakınsan o kadar ilan alıyorsun. Basının bir daha ele geçirilememesini istiyoruz. Eğer basın zapt edilemeseydi Türkiye bu kadar zapt edilemezdi. İzmir'de birçok sıfatla geldim. Umarım birkaç seneye İzmir'e iktidar partisinin genel başkanı olarak geleceğim.”
“İthal vekil konusunda teminat benim”
İthal vekil konusunda teminatın kendisi olduğunun altını çizen Özel, “En ağır fatura İzmir'e çıktı. Bazı arkadaşlarımız kendi istekleri dışında geldi. İki genel başkan yardımcımız iki bölgede de birinci sırada oldu. Bir partinin genel başkan yardımcısı, doğal olarak burada performans gösteremiyor. İzmir'de yük birkaç arkadaşımızın sırtında. Keşke imkan olsa İzmir'de seçimi komple yenilesek. Elbette kontenjan vekil olur ama olacaksa bile İzmir ile bağı olan konmalı. Hatta bizim İzmir'e borcumuz var. İzmir ile helalleşme olacak. Belediye başkanlığında gördünüz. Kadın dedik kadın koyduk, genç dedik genç koyduk” ifadelerini kullandı.
"Ekonomik darbe girişimi"
İzmir'deki 31 ilçenin 31'ni neredeyse alacaklarını, Menemen'de genel seçimde oylarının çok önde olduğunu ifade eden Özel, “Bizim İzmir'e borcumuz büyük. İlk yılın zorluklarını yaşadık. Finansal bir toplanma için İzmir'e 1,7 milyarlık saldırıda bulundular. Bu yapılanı askeri yolla yapsalar askeri darbe olurdu. Yaptıkları mali darbe. Belediyeye maaş ödettirmemeye çalışıyorlar. Otobüs çalışmasın, çöp toplanmasın, oradan siyaset yapacak. Bu ekonomik darbe girişimi. Askeri darbe gibi anayasal suçu olmasa da vicdanen bence şiddete bulaşmamakla birlikte zihniyet olarak aynı kötücül aklın ürünü” diye sözlerine ekledi.
"Basın şehitlerimizi saygıyla anıyorum"
Ege Belediyeler Birliği Başkanı ve Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek ise “Bugün buraya sadece basın toplantısı için değil demokrasimizin can damarını oluşturan basın özgürlüğünü savunma mücadelesine destek vermek için geldik. Gazetecilerin çalışanı çalışmayanı olmaz. Ama 10 Ocak Gazeteciler günü, basın tarihinde çetin bir mücadelenin günüdür. 1961 yılında yürürlüğe giren 212 sayılı kanunla, çalışma şartlarını iyileştiren, yasal zemine oturtan gazetecilerin ülkemize örnek direnişin günüdür. Tüm basın şehitlerini saygı ve minnetle anıyorum. Basın susturulmak ve mahkûm edilmek isteniyor ancak basın ulusun sesidir. Basın özgürlüğü, sadece basın emekçilerinin meselesi değildir. Tarafsız ve korkusuz basın demokratik bir toplumun teminatıdır. Basın özgürlüğüne sahip çıkmak, demokrasiye sıkı sıkı sarılmaktır. Özgür bir basın olmadan demokratik bir toplum inşa edilemez. Basını susturmak halkı susturmaktır. Sansüre hayır diyenlerin göreve gelmesi zorunluluktur. Basın hürdür, asla sansür edilemez. Halkın çıkarlarını savunmaya kararlılıkla devam edeceğiz. Biz basın özgürlüğünü sadece hak değil ulusal bir ihtiyaç olarak görüyoruz. Türkiye'nin geleceği gazetecilerimizin kalemiyle, mikrofonuyla ve cesaretiyle şekillenecektir. Hep birlikte özgürlüklerin genişletildiği adaletin sağlandığı bir Türkiye'yi inşa edeceğimizden şüphem yoktur” açıklamalarına yer verdi.
"İzmir basınının yanındayız"
Hem CHP'liler olarak hem de İzmirlilerin sorumluluk verdiği yerel yöneticileri olarak, namusla ahlakıyla, toplumun vicdanına ses olmak için gecesini gündüzüne katan gazetecilerin her zaman yanında olduklarını anlatan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, şöyle konuştu:
"İzmir'imizin yerel basının güçlenmesi için her zaman yanında olacağız. Bunu İzmir'de gazetecilik yapan değerli arkadaşlarımız biliyor. Gazetecilik ne kadar özgür yapılıyorsa o ülkede demokrasi o kadar iyi işler. Halkın bilinçli olması da o derece sağlanır. İçinde yaşadığımız dönem maalesef yandaş olmayan herkesin baskı altında olduğu bir dönem. Burada yandaş olarak tabir edilen kötü örnekler bir yerde gazeteciliği kirletiyor. Bunlardan kendimizi korumak için tarafsız bir şekilde görevini yapan basın emekçilerinin her zaman yanındayız. Biz İzmir olarak bu duruşu göstermeye devam edeceğiz. Umuyorum, önümüzdeki yıllarda CHP iktidarıyla gazetecilerimiz çok daha özgür bir şekilde görevlerini yerine getirdiği, işsiz olmadıkları, güvencesiz olmadıkları bir ortamı hep beraber sağlayacağız.”
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Özel: Basın hürdür, asla sansür edilemez
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İzmir’de düzenlenen 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü programında basın özgürlüğünün önemine vurgu yaptı. Özel, gazetecilerin yanında olacaklarını belirterek, "Basını susturmak, halkı susturmaktır" dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, İzmir programı kapsamında Ege Belediyeler Birliği ev sahipliğinde düzenlenen 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü programına katıldı. Tarihi Havagazı Fabrikası'nda gerçekleştirilen programda basın mensuplarıyla bir araya gelen Özel, gazetecilerin gününü kutladı. Burada konuşan Özel, “İzmir benim için çok kıymetli. Hem komşu kentimiz, 20 dakika yolla Bornova Osman Kibar Meydanı'nda olabilecek kadar İzmir'in içindeyim. Genel başkan sıfatıyla da İzmir'in siyasetini İzmir'e borcu olan siyasetçilerin İzmir'e hizmet etmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu noktada da adım atmak hepimizin boynunun borcu” diye konuştu.
“Terör bitecekse her şeyi yaparım”
Tuvaletleri işleten bir şirkette çalışan insanların, belediyede işe alınmadıkları için protesto etiklerini belirten Özel, şunları kaydetti:
“Gelir protesto eder, hak bu. Bizi engellemedikten sonra istediği pankartı açar, istediği sloganı atar. Ama Türkiye'de işler böyle yürümüyor. Kollukla iş birliği içinde olması gereken basın, kolluğun yanlışını yazınca dava açılabiliyor. Dezenformasyon yasası diye bir şey var, liderler bunu Putin'den öğrendi. AK Parti'nin Genel Başkan Yardımcıları ‘Öyle şey olmayacak' dedi. Ama şimdi gazetecilerin başına ne gelirse bu dezenformasyon yasasından geliyor. Biz 31 Mart seçimlerinden sonra özeleştirilerde hep şunu gördük; ‘Bu bize yakışmaz, öyle bir şey yok. Onların demesiyle terörist mi olacağız' dendi. Ama öyle bir medya gücü, sosyal medyada harcanan milyarlar ve görevini yapması gerekenlerin elinin armut topladığı dönemde gerçek olmayan bilgiyi alenen yayma suçu yoktu. Devlet eliyle CHP'nin terör örgütü yakını olduğu yayıldı. Kimse bir şey yapmadı. Seçimden sonra montaj dendi. Gerçeği söyleyenlere şu anda en kolay yoldan terörist damgası vuruyorlar. CHP el sıkınca ‘DEM'lenmek, el sıkan Devlet Bey olunca ‘barış eli uzatıldı' Tayyip Bey de ‘barış elini taktir etti' oluyor. Bir anda kürsüye Abdullah Öcalan gelsin, çağrı yapsın. Bir yanda ‘Kürt sorunu yoktur, terör sorunu vardır' dedi. Ben bir şehit az gelecekse, üzerine bin görev düşüyorsa hepsini yaparım. Terör bitecekse her şeyi yaparım. Ama başkasının siyasi oyununun parçası olmam.”
“İktidar partisinin Genel Başkanı olarak geleceğim”
“Bir daha kimsenin yandaşlaştıramayacağı, tamamına hâkim olamayacağı Gazetecilik Kanunu, Medya Kanunu için çalışacağız” diyen Özel, sözlerine şunları da ekledi:
“Örneğin birden fazla gazete sahibi olmanın yasaklanabilir. Beş ve on yıl sonra kamu ihalesiyle meşgul olanların gazete sahibi olamadığı, sarı basın kartının sadece gazetecilik meslek örgütü tarafından dağıtılacak. Basın İlan Kurumu'nun gazeteci meslek örgütü tarafından denetlendiği, siyasi saiklerle ilanların dağıtılmadığı bir düzen istiyoruz. Türkgün ilan alırken Sözcü, Evrensel, Birgün, Korkusuz ilan alamıyor. Ne kadar iktidara yakınsan o kadar ilan alıyorsun. Basının bir daha ele geçirilememesini istiyoruz. Eğer basın zapt edilemeseydi Türkiye bu kadar zapt edilemezdi. İzmir'de birçok sıfatla geldim. Umarım birkaç seneye İzmir'e iktidar partisinin genel başkanı olarak geleceğim.”
“İthal vekil konusunda teminat benim”
İthal vekil konusunda teminatın kendisi olduğunun altını çizen Özel, “En ağır fatura İzmir'e çıktı. Bazı arkadaşlarımız kendi istekleri dışında geldi. İki genel başkan yardımcımız iki bölgede de birinci sırada oldu. Bir partinin genel başkan yardımcısı, doğal olarak burada performans gösteremiyor. İzmir'de yük birkaç arkadaşımızın sırtında. Keşke imkan olsa İzmir'de seçimi komple yenilesek. Elbette kontenjan vekil olur ama olacaksa bile İzmir ile bağı olan konmalı. Hatta bizim İzmir'e borcumuz var. İzmir ile helalleşme olacak. Belediye başkanlığında gördünüz. Kadın dedik kadın koyduk, genç dedik genç koyduk” ifadelerini kullandı.
"Ekonomik darbe girişimi"
İzmir'deki 31 ilçenin 31'ni neredeyse alacaklarını, Menemen'de genel seçimde oylarının çok önde olduğunu ifade eden Özel, “Bizim İzmir'e borcumuz büyük. İlk yılın zorluklarını yaşadık. Finansal bir toplanma için İzmir'e 1,7 milyarlık saldırıda bulundular. Bu yapılanı askeri yolla yapsalar askeri darbe olurdu. Yaptıkları mali darbe. Belediyeye maaş ödettirmemeye çalışıyorlar. Otobüs çalışmasın, çöp toplanmasın, oradan siyaset yapacak. Bu ekonomik darbe girişimi. Askeri darbe gibi anayasal suçu olmasa da vicdanen bence şiddete bulaşmamakla birlikte zihniyet olarak aynı kötücül aklın ürünü” diye sözlerine ekledi.
"Basın şehitlerimizi saygıyla anıyorum"
Ege Belediyeler Birliği Başkanı ve Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek ise “Bugün buraya sadece basın toplantısı için değil demokrasimizin can damarını oluşturan basın özgürlüğünü savunma mücadelesine destek vermek için geldik. Gazetecilerin çalışanı çalışmayanı olmaz. Ama 10 Ocak Gazeteciler günü, basın tarihinde çetin bir mücadelenin günüdür. 1961 yılında yürürlüğe giren 212 sayılı kanunla, çalışma şartlarını iyileştiren, yasal zemine oturtan gazetecilerin ülkemize örnek direnişin günüdür. Tüm basın şehitlerini saygı ve minnetle anıyorum. Basın susturulmak ve mahkûm edilmek isteniyor ancak basın ulusun sesidir. Basın özgürlüğü, sadece basın emekçilerinin meselesi değildir. Tarafsız ve korkusuz basın demokratik bir toplumun teminatıdır. Basın özgürlüğüne sahip çıkmak, demokrasiye sıkı sıkı sarılmaktır. Özgür bir basın olmadan demokratik bir toplum inşa edilemez. Basını susturmak halkı susturmaktır. Sansüre hayır diyenlerin göreve gelmesi zorunluluktur. Basın hürdür, asla sansür edilemez. Halkın çıkarlarını savunmaya kararlılıkla devam edeceğiz. Biz basın özgürlüğünü sadece hak değil ulusal bir ihtiyaç olarak görüyoruz. Türkiye'nin geleceği gazetecilerimizin kalemiyle, mikrofonuyla ve cesaretiyle şekillenecektir. Hep birlikte özgürlüklerin genişletildiği adaletin sağlandığı bir Türkiye'yi inşa edeceğimizden şüphem yoktur” açıklamalarına yer verdi.
"İzmir basınının yanındayız"
Hem CHP'liler olarak hem de İzmirlilerin sorumluluk verdiği yerel yöneticileri olarak, namusla ahlakıyla, toplumun vicdanına ses olmak için gecesini gündüzüne katan gazetecilerin her zaman yanında olduklarını anlatan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, şöyle konuştu:
"İzmir'imizin yerel basının güçlenmesi için her zaman yanında olacağız. Bunu İzmir'de gazetecilik yapan değerli arkadaşlarımız biliyor. Gazetecilik ne kadar özgür yapılıyorsa o ülkede demokrasi o kadar iyi işler. Halkın bilinçli olması da o derece sağlanır. İçinde yaşadığımız dönem maalesef yandaş olmayan herkesin baskı altında olduğu bir dönem. Burada yandaş olarak tabir edilen kötü örnekler bir yerde gazeteciliği kirletiyor. Bunlardan kendimizi korumak için tarafsız bir şekilde görevini yapan basın emekçilerinin her zaman yanındayız. Biz İzmir olarak bu duruşu göstermeye devam edeceğiz. Umuyorum, önümüzdeki yıllarda CHP iktidarıyla gazetecilerimiz çok daha özgür bir şekilde görevlerini yerine getirdiği, işsiz olmadıkları, güvencesiz olmadıkları bir ortamı hep beraber sağlayacağız.”
Kaynak: İHA
Adana'da 18 bin uyuşturucu hapla yakalanan şüpheli tutuklandı
Türk Silahlı Kuvvetleri 20 PKK/YPG’li teröristi etkisiz hale getirdi
AÖF güz dönemi final sınavı tarihleri ve giriş belgesi detayları açıklandı!
Malatya'da tekstil işçilerini taşıyan servis aracı takla attı: 1 ölü, 16 yaralı
Mersin merkezli operasyon: 190 milyon TL'lik dolandırıcılık çetesi çökertildi
SON HABERLER
Memur-Sen, 4688 Sayılı Kanun ve Toplu Sözleşme Hükümleri üzerine sempozyum düzenledi
Kamu görevlilerinin zam oranları ve kazanımlarının belirlenmesinde etkili olan 4688 sayılı Kanun’un ve toplu sözleşme hükümlerinin yargıya yansıyan ihtilafları ele almak amacıyla Memur-Sen tarafından sempozyum gerçekleştirildi.
Osmaniye'deki Bilge Sitesi davasında 2 sanık tahliye edildi
6 Şubat 2023’teki depremde 105 kişinin hayatını kaybetmesine yol açan Bilge Sitesi'nin yıkılmasında sorumlu tutulan 3 sanıktan 2'si, 21'er yıl hapis cezasının ardından tahliye edildi.
Hatay'da depremde hayatını kaybeden gazeteciler için anma programı düzenlendi
Hatay Basın Cemiyeti tarafından, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023'teki depremlerde hayatını kaybeden gazeteciler için düzenlenen anma programında, Kur'an-ı Kerim okundu, dua edildi ve şehit gazetecilerin aileleriyle birlikte onların anısı yaşatıldı.