TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Cumhuriyet Halk Partisi

İLKHABER-Gazetesi - Cumhuriyet Halk Partisi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Cumhuriyet Halk Partisi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Ayhan Barut, HIV pozitif çocuk vakalarını araştırmak için bakanlara soru önergesi sundu Haber

Ayhan Barut, HIV pozitif çocuk vakalarını araştırmak için bakanlara soru önergesi sundu

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Ayhan Barut, İzmir'de bir çocuğun ölmesiyle tekrar gündeme gelen, 18 yaş altındaki çok sayıda çocuğun HIV-AIDS'e yakalandığı iddialarını Meclis gündemine taşıdı. Sağlık ve Aile Bakanları'nın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı'na soru önergesi sunan Barut, "Çocuklarımızın korunması ve güvenliği devletin asli sorumluluğudur. İktidar sorumluluğunu yerine getirip önlem alıyor mu?" dedi. "Son günlerde ülkemizde çocuklara yönelik istismar, vahşet ve yaşam hakkı ihlal vakalarının arttı" İzmir’de kemik erimesi şüphesiyle tedavi altına alınan ancak AIDS nedeniyle geçen hafta ölen çocuğun ardından konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Ayhan Barut, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş'a seslendi. Türkiye'de özellikle son dönemde çocuk ve kadınlara yönelik vahşi katliamlarla beraber cinsel saldırıların sıklıkla gündeme geldiğini belirterek şunları söyledi: "Son günlerde ülkemizde çocuklara yönelik istismar, vahşet ve yaşam hakkı ihlal vakalarının artışı ve bu durumun toplumumuzda yarattığı infial korku verici boyutlara ulaşmıştır. İzmir’de 13 yaşındaki bir kız çocuğunun AIDS’e yakalanarak hayatını kaybetmesi ve sonrasında ortaya atılan iddialar da bunlardan biridir."  "Çocuklarımızın güvenliği devletin asli sorumluluğudur" Ayhan Barut, "Bu vakayla birlikte İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi’nde takip edilen HIV pozitif çocuk sayısının 100 olduğu, bunların 20’sine virüsün cinsel yolla bulaştığı ve bu vakaların cinsel istismar sonucu meydana geldiği belirtilmiştir. Çocuklarımızın güvenliği devletin asli sorumluluğudur. Ancak bu vakalar, istismar vakalarının önlenmesi noktasında hangi adımların atıldığını ve iktidarın çocukları koruma konusundaki sorumluluğunu yeterince yerine getirip bu alanda alınan önlemlerin yeterliliği hakkında önemli soru işaretlerine yol açmaktadır" diye ifade etti. CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut'un, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş'ın yanıtlaması istemiyle sunduğu önergede şu sorulara yanıt verilmesi talep edildi: Türkiye’de bilinen, teşhis koyulan 18 yaş altı 250 HIV+ vakasının olduğu doğru mudur? Bu vakalarla ilgili araştırma ve soruşturma yapılmış mıdır? Çocuklarda HIV+ vakalarının 5,6 yıldır artış göstermesinin sebepleri nedir? Bakanlığınız HIV+ çocuk vakalarına ilişkin olarak İlgili kurumlar ile iş birliği içinde midir? Bu vakalarla ilgili detaylı inceleme başlatılmış mıdır ve çocuklarımızı korumak adına alınması gereken ek tedbirler değerlendirilmekte midir? 13 yaşında bir çocuğun AIDS nedeniyle hayatını kaybetmesi, çocuklarımızın korunmasındaki sistematik zaafların en ağır örneklerinden biridir. Bakanlığınızın bu konuda bir sorumluluk üstlenmesi gerektiğini düşünüyor musunuz? Bu trajik vakalar göz önüne alındığında Bakanlığınızın istismar önleme politikaları eksik ya da yetersiz midir? Bakanlığınızın bu konuda bir sorumluluk üstlenmesi gerektiğini düşünüyor musunuz?

CHP Adana İl Başkanlığı, Parti Programı Yenileme Çalıştayı'nı gerçekleştirdi Haber

CHP Adana İl Başkanlığı, Parti Programı Yenileme Çalıştayı'nı gerçekleştirdi

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana İl Başkanlığı, Parti Programı Yenileme Çalıştayı’nı geçtiğimiz hafta sonu Yüreğir Kültür Merkezi’nde gerçekleştirdi. İl Başkanı Anıl Tanburopğlu’nun başkanlığında gerçekleşen çalıştaya; Yüreğir Belediye Başkanı Ali Demirçalı, Karataş Belediye Başkanı Ali, Bedrettin Karataş, ilçe başkanları, eski il başkanları, eski milletvekilleri, meclis üyeleri, kadın ve gençlik kolları başkanları, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve CHP Adana il yönetimi katıldı. Katılımcılar, Parti Programı Yenileme Çalıştayı’nda Türkiye'nin geleceğine dair çeşitli konularda fikirlerini paylaşarak görüş alışverişinde bulundu. CHP Adana İl Başkanı Doç. Dr. Anıl Tanburoğlu, çalıştayın parti programını güncelleme sürecine önemli katkılar sağlayacağını söyledi. CHP Çalıştayı’nda Türkiye’nin geleceğine yönelik öneriler ve görüşler paylaşıldı CHP Parti Programı Yenileme Çalıştayı’nda, katılımcılar için çalışma masaları oluşturuldu, gelecek dönemin yerelde ve genelde parti politikaları ile ilgili görüş ve önerileri paylaşıldı. Katılımcılar, Türkiye’nin ve Adana’nın geleceğine yönelik siyasi, ekonomik ve sosyal konularda fikir alışverişinde bulundular. “Bize düşen görev Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aydınlanma ilkelerine ve ideallerine sahip çıkmaktır” İl Başkanı Anıl Tanburoğlu, “Cumhuriyet Halk Partisi olarak, yeni yüzyılda seçmenin karşısına yeni bir programla çıkmak ve iktidar programı yazabilmek, katılımcı demokrasinin temel ilkeleri doğrultusunda burada bulunan hazirundan görüş alışverişinde bulunmak üzere toplanmış bulunuyoruz. Burada bize düşen görev Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aydınlanma ilkelerine ve ideallerine sahip çıkmaktır, Türkiye Cumhuriyeti’ne sahip çıkmaktır. Çocuklarımızın geleceğinin ve hayallerinin bu ülkede olmasını sağlamaktır. Bu amaç doğrultusunda çalışmalarımıza ara vermeden devam ediyoruz. Bu amacı ancak Atatürkçüler, solcular ve sosyal demokratlar gerçekleştirebilir. Bu yük bizim omuzumuzda yani Cumhuriyet Halk Partililerin omuzundadır. Bu sebeple burada bulunan ve çalıştayımıza fikirleriyle katkı sunan herkese teşekkür ediyorum.”

Gürer: Emekliler, sandıkta vereceği oyla ülkenin geleceğini belirleyecek Haber

Gürer: Emekliler, sandıkta vereceği oyla ülkenin geleceğini belirleyecek

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, CHP Genel Merkezi’nin görevlendirmesiyle geldiği Kırıkkale’de katıldığı toplantıda, ülkenin derin bir yoksulluğa sürüklendiğini ifade etti. Kırıkkale CHP İl Başkanı Av. Onur Yüksel Bozdağ, CHP Merkez İlçe Başkanı Yücel Kızık, Kırıkkale Belediye Başkanı Ahmet Önal ile Kırıkkale merkezde ve CHP Balışeyh İlçe Başkanı Burhan Altıntop ile ilçede toplantılara katılan Gürer, yaptığı konuşmalarda bir an önce seçimle bu iktidarın yönetim anlayışından ülkeyi kurtarmak gerektiğini belirtti. “Emekli, sandıkta vereceği oy ve seçeceği tercihle çok önemli bir rol oynuyor” Ömer Fethi Gürer, “Ülkemizde 2 milyon 300 bin kayıtlı çiftçi var. Kırsalda yaşayan nüfus %6’lara kadar düşmüş. Çiftçi, yaşadığı sorunun farkında. Esas olan, tamamı seçmen olan emeklilerimiz. Ülkemizde 16 milyon emekli var. Seçim sonucu, emekli oyları doğrudan yansıyor. Bir yerde emekli kime oy veriyorsa, o iktidar olma olasılığı artıyor. Emekli, sandıkta vereceği oy ve seçeceği tercihle çok önemli bir rol oynuyor” diye ifade etti. “Asgari ücret 30 bin lira olmazsa ve emekli maaşı asgari ücrete eşitlenmezse, yoksulluk daha da yaygınlaşacaktır” Gürer, “Emekli, açlık sınırı altında yaşama mahkûm edildi. Emekli, yaşamının en güzel yıllarında ülkeye hizmet etti, prim ödedi. Emekli olup rahat edeceğini düşündü. Ancak emekliliğe erdiğinde yokluk ve yoksullukla tanıştı. Düşük emekli maaşı ile yaşamı daraldı. TÜİK rakam saptaması ile düşük ücrete mahkûm edildi. Ocak ayında emekli maaşları asgari ücret düzeyine çıkarılmalıdır. Asgari ücret en az 30 bin TL olmalıdır. Enflasyon düşmezse, bu maaş dahi yılın ortasına varmadan eriyecektir. Asgari ücret 30 bin lira olmazsa ve emekli maaşı asgari ücrete eşitlenmezse, yoksulluk daha da yaygınlaşacaktır” şeklinde konuştu. Emekli vatandaşlar, “Toplum olarak yaşadığımızı ve yaşatılanı fark ediyoruz” CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer’e dert yanan emekliler şunları söyledi: “Biz bittik. Bu kere sandık önümüze gelsin, bizi bitirenleri de biz bitireceğiz. Toplum olarak yaşadığımızı ve yaşatılanı fark ediyoruz. Büyük bir baskı var. İktidar aleyhinde konuşan içeri atılacak gibi bir korku var. Bu kere sandıkta işi bitireceğiz” dedi. “Ülkemizde en büyük seçmen kitlesi emekliler” Ömer Fethi Gürer, “Ülke sorunlarını da çözümünü de biliyoruz. Bu sürecin değişimi, seçmenin oyunun kıymetini bilmesi ile mümkündür. Sandık gelince gereğini yapacağız diyorsunuz. Bu çok önemli. İktidarı muhalefet eleştirir, yanlışını gündeme getirir. İktidarı ise sandık değiştirir. Ülkemizde en büyük seçmen kitlesi emeklilerimizdir. Yaşadıklarını ve yaşatılanları unutmadan sandıkta hesap sorabildiklerinde, sorunlarının çözüme ereceğini göreceklerdir. Seçmen, vereceği oyla nasıl yaşayacağına da karar veriyor. Biz sizin yanınızda, sizin sorunlarınıza çözümü de bilen partiyiz. Bizi iktidara getirdiğinizde sorunları nasıl çözdüğümüze tanıklık edeceksiniz. CHP olarak mutlu azınlık değil, toplumun her kesiminin sorunlarını çözen, halka hizmet eden ve hesap veren bir parti olacağız. Şeffaf, liyakata dayalı kadrolarla hak, hukuk, adaletten ayrılmayan, partizanlık yapmayan; yoksullukla mücadele edip herkesin işi, aşı olsun, geleceği güzel olsun diye çalışacağız” dedi. “Emekliye zulüm ediliyor” Gürer sözlerine son verirken şunları söyledi: “Asgari ücret taban ücret iken ortalama ücrete dönüştü. Asgari ücret de emekli maaşı da açlık sınırı altında olmayacak. Hakça, insanca bir yaşam kuracağız. Hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Başta emekliler ve işsizler olmak üzere her kesim sorunlar yaşıyor. Emekliye zulüm ediliyor. Toplumun yüzünü güldürecek bir yönetim anlayışı ile zulüm dönemini sona erdireceğiz.”

Barut: Adıyaman’da sorunlar artık görülmeli, çözüm için adım atılmalı Haber

Barut: Adıyaman’da sorunlar artık görülmeli, çözüm için adım atılmalı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Ayhan Barut, CHP Genel Merkezi'nin görevlendirmesiyle geldiği Adıyaman'da 2 gün boyunca kentin dört bir yanında esnaf, yurttaş, üretici ve muhtarlarla bir araya geldi. Depremin ve ekonomik krizin vurduğu Adıyaman'da yurttaşların yaralarını sarmak için çare aradığına dikkat çeken Barut, "Kime dokunsak feryat duyuyor, ah işitiyoruz. Pazarda esnaf satamıyor, yurttaş alamıyor. Gençlerimiz işsizlik kıskacında, tütün üreticilerimiz perişan halde. Deprem mağduru yurttaşlarımız çaresizlik içinde. Yetkilileri Adıyaman özelinde halkın sorunlarını görmeye, çare bulmaya çağırıyoruz" dedi. Ayhan Barut Adıyaman’da depremzede vatandaşlarla bir araya geldi Tüm yurtta olduğu gibi CHP Genel Merkezi'nce Adıyaman'da görevlendirilen CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut, kentin temel geçim kaynağı olan tütün üretimi, esnaf ve temsilcileriyle buluşma, pazar yeri ve sokaklarda yurttaş görüşmeleri, muhtarlarla buluşmalar, deprem mağduriyeti konularında depremzedelerle görüşmeler gerçekleştirdi. İki gün boyunca süren çalışmalarda Adıyaman İl Başkanı Engin Doğan, İlçe Başkanları ve parti yöneticileri ve CHP üyeleri de yer aldı. CHP Heyeti yoğun geçen çalışma programı kapsamında Adıyaman Tütüncüler Pazarı, Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası,  İnşaatçılar Esnaf ve Sanatkarlar Odası, Esnaf Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi, Muhtarlar Derneği ile Pazar Pazarı'nda esnaf ve yurttaşlarla buluşup, deprem mağduriyeti konusunda yurttaşlarla görüştü. “Adıyaman’da tütün üreticisi ve esnaf zorluklarla boğuşuyor” Ayhan Barut, "Depremin büyük yıkım ve acılara yol açtığı Adıyaman'da hala yaralar sarılmış, barınmadan eğitime, sağlıktan ulaşıma yaşanan sorunlar çözülmüş değil. Tütün üreticisi maliyetini karşılayamıyor. Çiftçi üretemiyor, destek verilmiyor, halkımız çile çekiyor. Esnaf 100-150 liralık bir kilo tütünü kargoyla göndermek için 50 lira kargo parası ödüyor, esnafa büyük cezalar yazılıyor, yerli tütün sanki gümrük malıymış gibi davalar açılıyor. Bu durum kabul edilemez” şeklinde konuştu.   

Dr. Şevkin: Depremden sonra ekonomik krizle mücadele eden halkın yükü artıyor Haber

Dr. Şevkin: Depremden sonra ekonomik krizle mücadele eden halkın yükü artıyor

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekilleri, Türkiye genelinde vatandaşların sorunlarını dinlemek ve çözüm önerileri sunmak amacıyla saha çalışmalarına devam ediyor. Bu kapsamda CHP Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin ve Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç, Kahramanmaraş’ta düzenlenen ziyaretlerde halkla buluştu. Depremin ağır sonuçlarını yaşayan ve ekonomik sıkıntılarla mücadele eden bölge halkının sorunlarını dinleyen milletvekilleri, konut teslimlerinin gecikmesi ve yaşanan ekonomik sıkıntılara dikkat çekti. Dr. Şevkin, "Deprem felaketi sonrası halk ekonomik krizle boğuşuyor” Dr. Müzeyyen Şevkin, “Depremin yıkıcı etkisini gördüğümüz şehirde ailesini, sevdiklerini kaybeden insanlar şimdi de ekonomik sorunla karşı karşıya. Hükümet ne yazık ki bugüne kadar somut çözüm sunamadığı gibi ekonomideki bütün başarısızlıklarının tamamını emeklinin, işçinin, ücretlinin, asgari ücretlinin, çiftçinin, esnafın, KOBİ’lerin sırtına yüklüyor. Büyük bir vergi yüküyle karşı karşıya bırakıyor” şeklinde konuştu. Deprem bölgesinde esnaf zor durumda Vatandaşlar evlerine ekmek götürme telaşıyla her yeni güne kabusla uyandıklarını belirtirken, esnaflar günün ilerleyen saatlerine rağmen siftah yapamamaktan, yıkılan işyerlerinin depremin üzerinden 2 yıla yakın bir süre geçmesine rağmen henüz yapılmamasından, küçük konteynerlerden oluşan işyerlerinde iş yapamamaktan şikayet etti. Bir kadın esnafın, “Çabalarımızla kirayı çıkarmaya çalışıyoruz. Bütün esnaf, dükkan sahibi, faturalar ve giderler için çalışıyoruz. Bu üçgende gidip geliyoruz. Bize bir şey kalmıyor” dedi. Konteynerkent sakinleri ise, “Sağlık ocağımız yok. İnternetimiz yok. Güvenliğimiz yok. Çocuklarımızın bir kütüphanesi vardı onu da kapattılar. Dışarıdan bakınca normal bir hayat sürdüğümüz sanılıyor ancak 7 kişi bir barakada yaşamak zorunda kalıyoruz” diye ifade etti. Depremin üzerinden 2 sene geçti ama evleri hala teslim edilmedi Kahramanmaraş’ta 6 Şubat depremlerinde evleri ve işyerleri yıkılan ve konteynerlerden oluşan küçük küçük işyerlerine zorunlu olarak taşınan, geçen süre zarfında merkezi idareden hiç bir destek almayan ancak geriye dönük yüksek miktarlarda elektrik, su faturası ve vergi ödeyen, ödemelerde kolaylık sağlanmayan esnaf ve sanatkarlar, “Sorunumuz büyük. Depremin üzerinden neredeyse 2 yıl geçti ancak hâlâ evlerimiz teslim edilmedi, işyerlerimiz de herhangi bir kazancımız da yok!” diye konuştu.  

Ömer Fethi Gürer, hayvancılıkta yüksek maliyetler ve ithalat sorununu gündeme getirdi Haber

Ömer Fethi Gürer, hayvancılıkta yüksek maliyetler ve ithalat sorununu gündeme getirdi

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer Kırıkkale ili Beyobası köyünde, besicilik yapan Fatih Keskin’i çiftliğinde ziyaret etti. CHP Niğde Milletvekili ve Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, hayvancılık yapan Fatih Keskin’den hayvancılık sektördeki sıkıntıları yerinde dinledi. Gürer, vatandaşların raflardaki et fiyatlarından şikâyet ettiğini belirtirek, üreticilerin de kazanç sağlayamadığını anlattığına dikkat çekti. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Rafta eti alan vatandaş pahalıya eti aldığını söylüyor ama üretici de ‘Ben bu hayvanlara bakıyorum, besliyorum, kesime götürüyorum, para kazanamıyorum. Kesimhaneden sonra fiyat artışı başlıyor ama bu bize yansımıyor ’ diyor” şeklinde ifade etti. Beyobası köyüne Kırıkkale  CHP İl Başkanı Onur Yüksel Bozdağan Balışeyh  İlçe Başkanı Burhan Altıntop   İle birlikte giden CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer,  Et ve süt önemli gıda ürünü. Bu ürünler hayvancılık ile elde ediliyor. Bir büyükbaş hayvanın yetişmesi için en az 240 gün bakım gerekiyor, yem, ahır ve veteriner giderlerinin sürekli arttırıyor. Bu hayvancılığın sürdürülebilir bir yanı var mı böyle giderse?” diye besici Keskin’e sordu. Besici Keskin, “Sürdürebilmemiz için çeşitli şartlar bize elverirse, şartlarda yardımcı olsalar biz yaparız mesleğimizi. Köyümüzü terk etmeyiz” şeklinde yanıtını verdi. Ömer Fethi Gürer, “Doğal olarak buradaki sorun, önce yem fiyatlarının yüksek olması. Ahır giderleriniz arttı, veteriner gideri var, aşı var. Bayramınız yok, seyranınız yok, hep çalışmak zorunda kalıyorsunuz. Kolay değil yapılan iş” diye ifade etti. Gürer, hayvancılık yapan Fatih Keskin'e, "Buzağı ölümü var mı burada?" diye sordu. Keskin, sektörde yaşadıkları zorlukları şu şekilde anlattı: “Buzağı ölümü elimizden geldiği kadar kendi çarelerimizle tedavi uygulamaya çalışıyoruz, fazla da yapmıyoruz sayın vekilim. Ama ilaçlar pahalı, veterinerler yetersiz. Şimdi tarım ilçe müdürlüğü hangi bir köylüye yetişecek? İlaçta destek yok, veterinerden destek yok, mazottan destek yok, buzağıdan destek yok, yemden destek yok. Aslında tarım ilçe müdürlüklerimiz falan da geliyorlar ama kadroları yetersiz. Geliyorlar ama imkanları yok, altlarında araçları yok.” CHP’li vekil Ömer Fethi Gürer’in, hayvancılık maliyetleri ve zarar durumunu sorması üzerine Fatih Keskin, “Adam  ithal Angus mal getiriyor. Getir bana Avrupa’dan damızlık düveyi, ver benim elime; eti de ben üreteyim sana. Niye gidiyorsun Uruguay’dan mal getiriyorsun kardeşim? Ben yapamıyor muyum, ben beceremiyor muyum?” dedi. İthal hayvancılığa karşı olduğunu belirten Keskin, yerli üreticinin desteklenmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi: “Uruguay’dan adam mal getiriyor. Bana destek ver, ben üreteyim. Ben karşılayayım senin et ihtiyacını. Bizim hayvanımız 10’du, 15’ti, 20 giderek sayı arttı ama şimdi tekrar küçülüyoruz. Çünkü niye? Giderimizi Karşılamıyor. Çoluk çocuk kimi okula gidiyor, kimi bilmem nereye gidiyor. Artık kendi gücümüz de yetmiyor. “Son 2 yılda Türkiye 1 milyon 200 bin hayvan ithal etti” Ömer Fethi Gürer, ithalat politikalarının yerli üretimi olumsuz etkilediğini belirterek, “Yetkililer ‘sorun yok’ diyorlar, ama son 2 yılda Türkiye 1 milyon 200 bin hayvan ithal etti. Türkiye kendi kendine yeterli boyuta gelip, et sorununu da etten mamul ürün sorununa da çözüm bulabilir. Bunun için planlama, öngörü ve alana gelip bu işi yapan insanlarla konuşulursa çare var. Çare yok değil. O raftaki etin fiyatının düşmesi yemin fiyatının düşmesi ile doğru ilgili.” şeklinde konuştu.  “Süt üreticileri zor durumda yem desteği verilmeli”  Hayvancılıkla uğraşanların girdilerdeki maliyet artışları nedeniyle zorluk yaşadığını ifade eden CHP Milletvekili Ömer Fethi  Gürer, süt üreticilerinin durumuna dikkat çekerek şunları söyledi: “Ulusal Süt Konseyi 14,65 TL fiyat verip onun altında da süt alımının yolu hala açıksa, bunun yansıması bu işi yapanlar bu işten vazgeçiyor. Süt üreticiliği yapan para kazanmazsa hayvanını kesime veriyor. Faiz de yüksek, götürüyor parasını faize yatırıyor. Yorulmadan para kazanıyor. Öyle olunca hayvancılık da zor bir iş. Yani ailece işin içindeler. Geliyorlar işte, tatili yok, bayramı yok, seyranı yok. Onun için yetkililere çağrımızdır. Yem sübvanse edilip en az %50 yemde destek verilmeli. Ahır giderleri karşılanmalı, hayvan refahını artırıcı önlemler alınıp hayvan refahı sağlanarak daha çok verim alınmalı. Buradaki bir sorun da hayvanın da refahı tam sağlanmazsa ondan verim de alınamıyor. Onun da yolu; bu konuda bilgiyle, bilimsellikle sorunları doğru çözüm üreten veteriner destekli bir yapıyla halledebiliriz. Yetkililere buradan bir kez daha bu konuda da çağrı yapalım.” dedi.

Dr. Şevkin: İstanbul Sözleşmesi kaldırıldıktan sonra bin 113 kadın öldürüldü, 701 kadın da şüpheli şekilde ölü bulundu Haber

Dr. Şevkin: İstanbul Sözleşmesi kaldırıldıktan sonra bin 113 kadın öldürüldü, 701 kadın da şüpheli şekilde ölü bulundu

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin, Türkiye’de kadın cinayetlerinin artık son bulması gerektiğini vurguladı. TBMM’de son yıllarda artış gösteren kadın cinayetleri nedeniyle gündem dışı konuşan Dr. Şevkin, konuşmasının başında Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü ölümünün 86'ncı yılında andı. Dr. Şevkin, "Dünya barışının öncüsü, bütün yaşamı boyunca insanlar arasında renk, dil, din, ırk ayrımı yapmayan, eşi olmayan devlet adamı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk” tanımını meclis kürsüsünden okudu, “Atatürk’ün anısı önünde saygıyla eğiliyorum” dedi. “Ülkemizde her gün en az 3 kadın öldürülüyor ve maalesef, en az 500 kadın her yıl cinayete maruz kalıyor” Dr. Şevkin, “Kadınları öldürülen bir ülkede yaşamaktan utanç duyduğumu burada ifade etmek isterim. Ülkemiz, âdeta kan gölüne döndü; nefret söyleminin alabildiğine arttığı, silahların bir tıkla bilgisayar üzerinden alınabildiği, her yerin kadın cinayeti mahalline dönüştüğü bir ortam var ne yazık ki. Ülkemizde her gün en az 3 kadın öldürülüyor ve maalesef, en az 500 kadın her yıl cinayete maruz kalıyor. Bunu bir rakam olarak ifade etmekten de çok büyük zül duyduğumu ifade etmek isterim” şeklinde konuştu. “Kadın cinayetleri artış gösterirken şüpheli şekilde yaşamını yitiren kadınların sayısı da her geçen gün artıyor” 2008-2023 yılları arasında 4 bin 401 kadının erkekler tarafından katledildiğini, 2024 yılının ilk on ayında 343 kadının cinayete maruz kaldığını, 217 kadının ise şüpheli bir şekilde hayatını kaybettiğini dile getiren Dr. Şevkin şunları söyledi: “Türkiye'de ne yazık ki kadın cinayetleri artış gösterirken şüpheli şekilde yaşamını yitiren kadınların sayısı da her geçen gün artıyor. Geçtiğimiz pazartesi günü, bir polis tarafından cinayete kurban giden Fahriye Asena Eskikanbur için ailesine taziyeye gittiğimde, annesi ne dedi biliyor musunuz? "Kızımı öksüz büyüttüm, bakıcılık yaparak büyüttüm. Ben bir kör kurşuna gitsin diye mi büyüttüm kızımı?" dedi. Yine, öldürülen kadınlardan birisi Manisa'nın Demirci ilçesinde polis lojmanında kafasından vurulmuş hâlde bulunan Yeşim Akbaş. Annesi "Mahkeme üzerindeki baskı kalksın" diyor. Değerli milletvekilleri, ne cevap vereceğiz bu annelere?” “Daha ne kadar kadının öldürülmesi gerekiyor?” Dr. Şevkin, “Değerli AK PARTİ milletvekilleri, değerli MHP milletvekilleri; sizlerin vicdanına sesleniyorum. Aynı sayaç gibi her gün kadın cinayetleri artıyor, buna ne zaman "Dur!" diyeceğiz, bir "Dur!" demeyecek miyiz? Gerçekten yüreğiniz sızlamıyor mu, vicdanınız sızlamıyor mu? Korkunç bir olayla karşı karşıyayız. Daha ne kadar kadının öldürülmesi gerekiyor. Bakın, 1 Temmuz 2021'den, İstanbul Sözleşmesi'nin kaldırıldığından bugüne tam bin 113 kadın öldürüldü, 701 kadın da şüpheli şekilde ölü bulundu. Bunları rakam olarak ifade ediyoruz, her birinin arkasında bir hikâye var. Sözleşmeden çıkılan 2021 yılında 280 kadın cinayeti yaşanırken takip eden bir yıl sonra yüzde 20 artmış. Niye İstanbul Sözleşmesi'nden çıkıyoruz? Bize soruldu mu? Bu Meclisten onayla geçen İstanbul Sözleşmesi hiçbir kadına sorularak kaldırıldı mı? Böyle bir şeye hakkımız var mı? "6284 sayılı yasa" diyorsunuz, onun da etkin uygulanmaması nedeniyle her gün 3 kadın cinayetiyle karşı karşıya kalıyoruz. Ben bu konuşmayı geçen hafta yapacaktım, o günden bugüne rakamları güncellemek durumunda kaldım. Ne acı, öyle değil mi? Yani gerçekten yüreğimiz daralıyor. Kadına yönelik şiddetle mücadele etmenin tek yolu, bu sorunun sebebi olan toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldırmak, bu mücadelenin en net ve kapsamlı ifadesi İstanbul Sözleşmesi'ni yeniden hayata geçirmektir. “Sözleşmeyi yeniden hayata geçirmezsek 6284 sayılı Yasa'nın etkin olarak kullanılmasını sağlamazsak daha çok kadın cinayetleri yaşanacak” Dr. Müzeyyen Şevkin, “Kadınları şiddete karşı korumak, kadına yönelik her türlü ev içi şiddeti önlemek, kovuşturmak ve tamamen sona erdirmek amacını güden İstanbul Sözleşmesi kadınlar için yaşamsal önemdedir ve yeniden hayata geçirilmelidir. Sözleşmeyi yeniden hayata geçirmezsek 6284 sayılı Yasa'nın etkin olarak kullanılmasını sağlamazsak daha çok kadın cinayetleri için burada konuşmaya devam edeceğiz ne yazık ki. Bakın, her gün birçok kadın maalesef ateşli silahlarla yaşamdan koparılıyor. Bireysel silahlanmanın önü alınmıyor. Ruhsatsız silah sayısının 36 milyona dayandığını buradan sizlere bir kez daha hatırlatmak isterim” diye ifade etti. “Kadına yönelik şiddetle mücadele için uluslararası sözleşmeler uygulanmalı” Dr. Şevkin sözlerine son verirken şunları söyledi: “Türkiye'de sadece kadın cinayetlerini değil, bu nefret söyleminin, bu nefret dilinin, cinayetleri alabildiğine artırdığı ve insanların neredeyse normal bir şekilde ölmediği bir ülke hâline dönüştürdüğü bir süreci yaşıyoruz. Derhâl bu silahsızlanma sağlanmalı, bir tıkla internetten silah alınmasının önüne geçilmeli, bu şiddet söylemine son verilmeli. Kadına yönelik şiddetin, tacizin tecavüzün sonlanması, suçluların hak ettiği cezayı almalarına dönük müeyyidelerin uygulanması, mağdurların haklarını aramasına yönelik var olan yasaların hayata geçirilmesi büyük önem arz etmektedir. Kadınların siyasete katılımı, eşit temsili ve uluslararası sözleşmelerin hayata geçirilmesi önemlidir diyorum. Artık yeter, kadın cinayetleri son bulsun, son bulsun, son bulsun diyorum.”  

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.