Sudan macerasının tarihsel sürecini detaylarıyla anlatan Gürer, Türkiye'nin Sudan'daki tarım projesinin geçmişine ve yaşanan sorunlara vurgu yaptı. Projede yer alan şirketin yönetim kurulu üyelerinin milyonlarca lira almasına dikkat çeken Gürer, projenin başarısızlıkla sonuçlandığını belirtti.
Sudan ile 2007 yılında imzalanan tarımsal iş birliği anlaşmalarını hatırlatan Gürer, iş birliği anlaşmalarının 2007 yılında imzalandığını, projenin 2014 yılında gündeme geldiğini ve 2015'te Türk müteşebbislerin 780.500 hektarlık tarım alanına sahip olacağının açıklandığını ifade etti. Gürer, 2014 yılında duyurulan projenin, Türkiye'nin tarım arazilerini etkilemeyecek bir şekilde Sudan'da uygulanacağı vaadiyle başladığını ancak yaşanan iç karışıklıklar ve tarıma uygun olmayan araziler nedeniyle başarısızlıkla sonuçlandığını ifade etti.
Gürer, projenin sürecinde yaşanan aksaklıkları ve sorunları Meclis gündemine taşıdıklarını, ancak alınan cevapların ilginç olduğunu belirtti. Özellikle 2018 yılında şirketin kurulmasının ardından belirlenen arazinin iç karışıklıklar nedeniyle işe yaramayacağının ortaya çıktığını ve 2021'de raporlandığını ifade etti. Ayrıca, projenin enerji ve kaynak harcamalarını detaylı bir şekilde anlatarak, yönetim kurulu üyelerinin aldığı ücret ve huzur haklarına dair Sayıştay raporundan bahsetti.
Gürer, Türkiye'nin tarım sorunlarına odaklanması ve yurt içindeki tarımsal projelere kaynak ayırması gerektiğini belirterek, çiftçilere yönelik desteklerin yeterli olmadığını ve tarım arazilerinin azaldığını ifade etti. Gürer, 2024 bütçesinden çiftçilere ayrılan destek miktarını eleştirerek, Tarım Kanunu'nun öngördüğü destek miktarına ulaşılamadığını söyledi. Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü'nün (TİGEM) Sudan'a gidip tarım yapma çabasını eleştiren Gürer, önce kendi topraklarını işlemeleri gerektiğini belirtti.
Türkiye'de tarım sorunlarının olduğu bir dönemde neden Sudan'a gidildiğini sorgulayan Gürer, Türkiye'nin kendi tarım sorunlarına odaklanması gerektiğini savundu. GAP bölgesindeki çalışmaların tamamlanması ve KOP bölgesindeki sulama sorunlarının aşılması gerektiğini vurgulayarak, Türkiye'nin kendi kendine yetebilen bir tarım ülkesi olması gerektiğini belirtti.
Çiftçilere sağlanan destek miktarının yetersiz olduğunu ifade eden Gürer, 1980'lerde 28 milyon hektar olan tarım arazisinin günümüzde 23 milyon hektara gerilemesini eleştirdi. 2024 yılı bütçesinden çiftçilere ayrılan destek miktarının Tarım Kanunu'na göre yetersiz olduğunu belirterek, çiftçilere millî gelirin yüzde 1'i oranında destek sağlandığında 411 milyar lira destek verilmesi gerektiğini söyledi.Türkiye'nin tarım politikalarını gözden geçirmesi ve gerçekçi stratejiler geliştirmesi gerektiğini vurgulayan Ömer Fethi Gürer, ülkenin tarım sektörünün milli güvenlik kadar önemli olduğunu dile getirdi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
CHP'li Gürer, Sudan tarım projesinin feshedilmesini eleştirdi
CHP'li Gürer, Türkiye'nin Sudan ile ortak yürüttüğü tarım projesinin Cumhurbaşkanı tarafından feshedilmesini TBMM Genel Kurulu'nda eleştirdi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyon Üyesi Ömer Fethi Gürer, Türkiye'nin Sudan ile ortak yürüttüğü tarım projesinin Cumhurbaşkanı tarafından feshedilmesini TBMM Genel Kurulu'nda eleştirdi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyon Üyesi Ömer Fethi Gürer, Türkiye'nin Sudan'da yürüttüğü tarım projesinin Cumhurbaşkanı kararıyla sona erdirilmesini eleştirdi. Gürer, Meclis Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, projenin başarısızlığını vurgulayarak Türkiye'nin kendi çiftçilerine vermediği desteği yurtdışında çarçur ettiğini savundu.
Sudan macerasının tarihsel sürecini detaylarıyla anlatan Gürer, Türkiye'nin Sudan'daki tarım projesinin geçmişine ve yaşanan sorunlara vurgu yaptı. Projede yer alan şirketin yönetim kurulu üyelerinin milyonlarca lira almasına dikkat çeken Gürer, projenin başarısızlıkla sonuçlandığını belirtti.
Sudan ile 2007 yılında imzalanan tarımsal iş birliği anlaşmalarını hatırlatan Gürer, iş birliği anlaşmalarının 2007 yılında imzalandığını, projenin 2014 yılında gündeme geldiğini ve 2015'te Türk müteşebbislerin 780.500 hektarlık tarım alanına sahip olacağının açıklandığını ifade etti. Gürer, 2014 yılında duyurulan projenin, Türkiye'nin tarım arazilerini etkilemeyecek bir şekilde Sudan'da uygulanacağı vaadiyle başladığını ancak yaşanan iç karışıklıklar ve tarıma uygun olmayan araziler nedeniyle başarısızlıkla sonuçlandığını ifade etti.
Gürer, projenin sürecinde yaşanan aksaklıkları ve sorunları Meclis gündemine taşıdıklarını, ancak alınan cevapların ilginç olduğunu belirtti. Özellikle 2018 yılında şirketin kurulmasının ardından belirlenen arazinin iç karışıklıklar nedeniyle işe yaramayacağının ortaya çıktığını ve 2021'de raporlandığını ifade etti. Ayrıca, projenin enerji ve kaynak harcamalarını detaylı bir şekilde anlatarak, yönetim kurulu üyelerinin aldığı ücret ve huzur haklarına dair Sayıştay raporundan bahsetti.
Gürer, Türkiye'nin tarım sorunlarına odaklanması ve yurt içindeki tarımsal projelere kaynak ayırması gerektiğini belirterek, çiftçilere yönelik desteklerin yeterli olmadığını ve tarım arazilerinin azaldığını ifade etti. Gürer, 2024 bütçesinden çiftçilere ayrılan destek miktarını eleştirerek, Tarım Kanunu'nun öngördüğü destek miktarına ulaşılamadığını söyledi. Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü'nün (TİGEM) Sudan'a gidip tarım yapma çabasını eleştiren Gürer, önce kendi topraklarını işlemeleri gerektiğini belirtti.
Türkiye'de tarım sorunlarının olduğu bir dönemde neden Sudan'a gidildiğini sorgulayan Gürer, Türkiye'nin kendi tarım sorunlarına odaklanması gerektiğini savundu. GAP bölgesindeki çalışmaların tamamlanması ve KOP bölgesindeki sulama sorunlarının aşılması gerektiğini vurgulayarak, Türkiye'nin kendi kendine yetebilen bir tarım ülkesi olması gerektiğini belirtti.
Çiftçilere sağlanan destek miktarının yetersiz olduğunu ifade eden Gürer, 1980'lerde 28 milyon hektar olan tarım arazisinin günümüzde 23 milyon hektara gerilemesini eleştirdi. 2024 yılı bütçesinden çiftçilere ayrılan destek miktarının Tarım Kanunu'na göre yetersiz olduğunu belirterek, çiftçilere millî gelirin yüzde 1'i oranında destek sağlandığında 411 milyar lira destek verilmesi gerektiğini söyledi.Türkiye'nin tarım politikalarını gözden geçirmesi ve gerçekçi stratejiler geliştirmesi gerektiğini vurgulayan Ömer Fethi Gürer, ülkenin tarım sektörünün milli güvenlik kadar önemli olduğunu dile getirdi.
Cem Garipoğlu soruşturmasında takipsizlik kararı verildi
Adana'da nişanlısına laf atan iki kişiyi bıçakla yaralayan sanığa 16 yıl 9 ay hapis istemi
Osmaniye’de DEAŞ operasyonu: Yabancı uyruklu şüpheli tutuklandı
İskenderun’da denetim: 10 iş yeri incelendi, 83 kişi sorgulandı
Jandarma'dan NARKOÇELİK-49 operasyonu: 23 ilde büyük uyuşturucu operasyonu
SON HABERLER
Hatay'da deprem sonrası ticaretin kalbi olan Uzun Çarşı ve tarihi caddeler yeniden inşa ediliyor
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, depremde yıkılan Hatay’ın simge noktaları olan Uzun Çarşı, Kemalpaşa ve Kurtuluş caddelerinin yeniden inşası için çalışmalara başladı. Esnaf, geçici prefabrik çarşılarda ticaretlerine devam ederken, yeni iş yerlerine kavuşmak için sabırsızlanıyor.
Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz hakkında soruşturma başlatıldı
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, gazeteciler Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz hakkında "Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçundan soruşturma başlattı. Altaylı'nın yazısı ve Saymaz'ın iddiaları, İletişim Başkanlığı tarafından doğru bulunmadı.
Van’da kaybolan Rojin Kabaiş’in babasından tepki: "Otopsi raporunda ‘suda boğulma’ ifadesi yok"
Van'da kaybolduktan 18 gün sonra cansız bedeni bulunan üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş’in babası Nizamettin Kabaiş, kızının ölümüne dair sosyal medyada yayılan 'suda boğulma' iddialarına tepki gösterdi. Baba Kabaiş, otopsi raporunda böyle bir ifadenin yer almadığını ve söz konusu bilginin yanlış yayıldığını belirtti.