Eylül ayında, Adana’da mevsim normallerinin çok üzerinde seyreden sıcaklıklar, hem yetişkinlerin hem de çocukların yaşamlarını zorlaştırıyor. Hissedilen sıcaklıkların 45 dereceyi bulduğu bu dönemde, çocuklar tehlikeye rağmen okulu bırakarak sulama kanalında yüzmeye gidiyorlar.
Yüreğir ilçesinde başlayan 2024-2025 eğitim-öğretim yılı, çocukların okula adapte olmasını beklerken, birçok öğrenci eğitim yerine sulama kanalını tercih ediyor.
Bu çocuklar, sulama kanalını adeta bir serinleme ve eğlence alanı olarak görüyor.
Ancak bu tercih, onların sağlığını ve güvenliğini ciddi şekilde tehdit ediyor. Sulama kanalları, temiz su kaynakları değil, aynı zamanda güçlü akıntılar gibi riskle dolu.
Sulama kanallarında yüzmenin sağlıklı ve güvenli bir serinleme yöntemi olmadığı gerçeği, çoğu çocuk tarafından göz ardı ediliyor.
Bu noktada ailelerin ve eğitimcilerin üstüne büyük bir sorumluluk düşüyor. Aileler, çocuklarına güvenli davranışların önemini anlatmalı ve alternatif serinleme yöntemleri sunmalıdır.
Eğitimciler ise, okulda çocukları tehlikeler hakkında bilgilendirmeli ve güvenli alanlarda vakit geçirmelerini teşvik etmelidir. Çocuklara, tehlikeli sulama kanalları yerine, güvenli ve kontrollü alanlarda serinlemenin yolları öğretilmelidir.
Adana’daki bu sıcak hava koşulları, çocukların güvenliğini tehdit eden önemli bir sorun haline gelmiş durumda. Bu sorunun çözümü, toplumsal farkındalık ve eğitimle mümkün olabilir. Sıcak hava koşullarına rağmen, çocukların sağlığını korumak ve güvenli bir çevre sağlamak için daha fazla çaba gösterilmelidir. Hem ailelerin hem de eğitimcilerin iş birliğiyle, çocukların sağlığını ve güvenliğini korumak mümkün olacaktır.
Yeterince boğulma vakası canımızı acıttı. Çocuklarımızı bu alışkanlıktan koruyalım!
Açlığın, susuzluğun ve umutsuzluğun kalbinin attığı coğrafya. Her gün yeni bir ölüm, her gün yeni bir dramın adı Gazze...
Orada yaşananlar her vicdanı derinden sarsıyor. Ancak bu derin acıya tepki verme şeklimiz, bazen farkında olmadan daha büyük bir soruna yol açıyor.
Bugün Mersin sahilinde "Gazz
Yine yandı yüreğimiz. Yine alev alev yandı ormanlarımız. Antalya, Adana, Karabük, Eskişehir...
Farklı şehirlerde aynı acı tablo: alevlere teslim olmuş yeşil alanlar, kaçırılan canlar, dumandan etkilenen hayvanlar, boşaltılan köyler. Türkiye dört bir yandan alevlere karşı savaş veriyor. Peki ya biz
Bugün 24 Temmuz Gazeteciler için kalemini, kamerasını, mikrofonunu doğrular için kullanan herkesin “iyi ki bu meslekteyim” dediği özel bir gün.
Tam 117 yıl önce, 24 Temmuz 1908’de sansür ilk kez resmen kaldırıldı. Gazeteler o gün ilk defa “baskıya gitmeden önce” hükümetten onay almak zorunda kalmad
Temmuz ortasındayız. Güneş sabahın erken saatlerinde kendini göstermeye başlıyor, öğleye doğru gökyüzü sanki ateş topuna dönüyor. Meteoroloji verileri alarm veriyor; "mevsim normallerinin üzerinde sıcaklıklar" artık sıradan bir uyarı değil, her yıl daha da dayanılmaz hale gelen bir gerçeklik.
İnsan
Türkiye’nin yakın tarihindeki en önemli dönüm noktalarından biri olan 15 Temmuz, sadece bir darbe girişimi değil; aynı zamanda milletin birlik, beraberlik ve demokrasiye olan sarsılmaz bağlılığının destanıdır.
O gece, sokaklara dökülen milyonlarca insan, bayraklarıyla tankların önüne yatarak, sadec
Bazen bir şehir ismi, haritada küçük bir nokta gibi görünse de bir halkın, bir neslin, hatta insanlığın vicdanında koca bir yara olarak yer eder.
Srebrenitsa, işte tam da böyle bir yerdir. Bosna Hersek’in doğusunda, sıradan bir kasabaydı belki. Ama 11 Temmuz 1995’te sıradanlığı sonsuza dek bozuld
Yaz ayları geldiğinde insanın içini bir telaş, bir heyecan sarar. Havanın ısınması, okulların tatil olması, bavul hazırlıkları ve “Bu yaz nereye gitsek?” sorusu, her yıl olduğu gibi bu yıl da gündemimizin en tatlı haliyle karşımızda.
Ve ne büyük şanstır ki biz, üç tarafı denizlerle çevrili, her köş
Yemyeşil ülkemizde yaz mevsimi geldiğinde akıllara sadece deniz, tatil ve güneş gelmiyor. Bu aylar aynı zamanda orman yangınlarının en çok yaşandığı, binlerce ağacın kül olduğu, hayvanların yuvalarını kaybettiği ve doğanın yıllarca sürecek yaralar aldığı bir dönem. Üstelik çoğu zaman bu felaketlerin
Muharrem ayı, İslam takviminde “haram aylar” arasında yer alır; kan dökmenin, zulmün, husumetin yasaklandığı bir vakit dilimini müjdeler. Bu ayın en önemli günü ise Muharrem’in 10’uncu günü, Aşure Günü’dür. Geleneğimizde “Aşure vermek, almak kadar kıymetlidir” deriz; paylaşmanın, farklılıkları harma
Modern dünya bizden hep daha hızlı, daha üretken, daha rekabetçi olmamızı bekliyor. Sabah gözümüzü açtığımız anda bildirimlerle karşılaşıyor, akşam başımızı yastığa koyana dek gündemin, işlerin, hedeflerin içinde koşturuyoruz.
Bu hızın ortasında “yavaşlamak” artık bir tembellik değil, bir zorunlulu
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
İLKHABER-Gazetesi
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Fatma AKÇAY
Adana'da tehlikeli eğlence
Eylül ayında, Adana’da mevsim normallerinin çok üzerinde seyreden sıcaklıklar, hem yetişkinlerin hem de çocukların yaşamlarını zorlaştırıyor. Hissedilen sıcaklıkların 45 dereceyi bulduğu bu dönemde, çocuklar tehlikeye rağmen okulu bırakarak sulama kanalında yüzmeye gidiyorlar.
Yüreğir ilçesinde başlayan 2024-2025 eğitim-öğretim yılı, çocukların okula adapte olmasını beklerken, birçok öğrenci eğitim yerine sulama kanalını tercih ediyor.
Bu çocuklar, sulama kanalını adeta bir serinleme ve eğlence alanı olarak görüyor.
Ancak bu tercih, onların sağlığını ve güvenliğini ciddi şekilde tehdit ediyor. Sulama kanalları, temiz su kaynakları değil, aynı zamanda güçlü akıntılar gibi riskle dolu.
Sulama kanallarında yüzmenin sağlıklı ve güvenli bir serinleme yöntemi olmadığı gerçeği, çoğu çocuk tarafından göz ardı ediliyor.
Bu noktada ailelerin ve eğitimcilerin üstüne büyük bir sorumluluk düşüyor. Aileler, çocuklarına güvenli davranışların önemini anlatmalı ve alternatif serinleme yöntemleri sunmalıdır.
Eğitimciler ise, okulda çocukları tehlikeler hakkında bilgilendirmeli ve güvenli alanlarda vakit geçirmelerini teşvik etmelidir. Çocuklara, tehlikeli sulama kanalları yerine, güvenli ve kontrollü alanlarda serinlemenin yolları öğretilmelidir.
Adana’daki bu sıcak hava koşulları, çocukların güvenliğini tehdit eden önemli bir sorun haline gelmiş durumda. Bu sorunun çözümü, toplumsal farkındalık ve eğitimle mümkün olabilir. Sıcak hava koşullarına rağmen, çocukların sağlığını korumak ve güvenli bir çevre sağlamak için daha fazla çaba gösterilmelidir. Hem ailelerin hem de eğitimcilerin iş birliğiyle, çocukların sağlığını ve güvenliğini korumak mümkün olacaktır.
Yeterince boğulma vakası canımızı acıttı. Çocuklarımızı bu alışkanlıktan koruyalım!
Bu eylem Gazze’ye yardım değil, doğaya ihanettir!
28.07.2025 16:05Açlığın, susuzluğun ve umutsuzluğun kalbinin attığı coğrafya. Her gün yeni bir ölüm, her gün yeni bir dramın adı Gazze... Orada yaşananlar her vicdanı derinden sarsıyor. Ancak bu derin acıya tepki verme şeklimiz, bazen farkında olmadan daha büyük bir soruna yol açıyor. Bugün Mersin sahilinde "Gazz
Çevreye duyarlı olalım!
25.07.2025 16:37Yine yandı yüreğimiz. Yine alev alev yandı ormanlarımız. Antalya, Adana, Karabük, Eskişehir... Farklı şehirlerde aynı acı tablo: alevlere teslim olmuş yeşil alanlar, kaçırılan canlar, dumandan etkilenen hayvanlar, boşaltılan köyler. Türkiye dört bir yandan alevlere karşı savaş veriyor. Peki ya biz
24 Temmuz Basın Bayramı kutlu olsun!
24.07.2025 17:22Bugün 24 Temmuz Gazeteciler için kalemini, kamerasını, mikrofonunu doğrular için kullanan herkesin “iyi ki bu meslekteyim” dediği özel bir gün. Tam 117 yıl önce, 24 Temmuz 1908’de sansür ilk kez resmen kaldırıldı. Gazeteler o gün ilk defa “baskıya gitmeden önce” hükümetten onay almak zorunda kalmad
Kedi ve köpekler için bir kap su
20.07.2025 13:16Temmuz ortasındayız. Güneş sabahın erken saatlerinde kendini göstermeye başlıyor, öğleye doğru gökyüzü sanki ateş topuna dönüyor. Meteoroloji verileri alarm veriyor; "mevsim normallerinin üzerinde sıcaklıklar" artık sıradan bir uyarı değil, her yıl daha da dayanılmaz hale gelen bir gerçeklik. İnsan
15 Temmuz: Unutulmaması Gereken Demokrasi Nöbeti
15.07.2025 11:02Türkiye’nin yakın tarihindeki en önemli dönüm noktalarından biri olan 15 Temmuz, sadece bir darbe girişimi değil; aynı zamanda milletin birlik, beraberlik ve demokrasiye olan sarsılmaz bağlılığının destanıdır. O gece, sokaklara dökülen milyonlarca insan, bayraklarıyla tankların önüne yatarak, sadec
Srebrenitsa: Unutulursa tekrar eder
11.07.2025 11:21Bazen bir şehir ismi, haritada küçük bir nokta gibi görünse de bir halkın, bir neslin, hatta insanlığın vicdanında koca bir yara olarak yer eder. Srebrenitsa, işte tam da böyle bir yerdir. Bosna Hersek’in doğusunda, sıradan bir kasabaydı belki. Ama 11 Temmuz 1995’te sıradanlığı sonsuza dek bozuld
Üç tarafı denizlerle çevrili cennet ülkede tatil
09.07.2025 16:21Yaz ayları geldiğinde insanın içini bir telaş, bir heyecan sarar. Havanın ısınması, okulların tatil olması, bavul hazırlıkları ve “Bu yaz nereye gitsek?” sorusu, her yıl olduğu gibi bu yıl da gündemimizin en tatlı haliyle karşımızda. Ve ne büyük şanstır ki biz, üç tarafı denizlerle çevrili, her köş
Piknikçiler yangına sebep olmayın!
04.07.2025 10:50Yemyeşil ülkemizde yaz mevsimi geldiğinde akıllara sadece deniz, tatil ve güneş gelmiyor. Bu aylar aynı zamanda orman yangınlarının en çok yaşandığı, binlerce ağacın kül olduğu, hayvanların yuvalarını kaybettiği ve doğanın yıllarca sürecek yaralar aldığı bir dönem. Üstelik çoğu zaman bu felaketlerin
Muharrem Ayı
02.07.2025 15:02Muharrem ayı, İslam takviminde “haram aylar” arasında yer alır; kan dökmenin, zulmün, husumetin yasaklandığı bir vakit dilimini müjdeler. Bu ayın en önemli günü ise Muharrem’in 10’uncu günü, Aşure Günü’dür. Geleneğimizde “Aşure vermek, almak kadar kıymetlidir” deriz; paylaşmanın, farklılıkları harma
Hayatın kendisi bir yarış değil!
27.06.2025 16:55Modern dünya bizden hep daha hızlı, daha üretken, daha rekabetçi olmamızı bekliyor. Sabah gözümüzü açtığımız anda bildirimlerle karşılaşıyor, akşam başımızı yastığa koyana dek gündemin, işlerin, hedeflerin içinde koşturuyoruz. Bu hızın ortasında “yavaşlamak” artık bir tembellik değil, bir zorunlulu