20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü ve Filistinli çocukların acı gerçeği
Yazının Giriş Tarihi: 20.11.2024 11:10
Yazının Güncellenme Tarihi: 20.11.2024 11:13
Bugün, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü. Bu özel gün, her çocuğun temel haklarının güvence altına alındığı, eşit fırsatlarla büyüyebileceği, sevgi dolu bir dünyada yaşama hakkına sahip olduğu bir dünya için farkındalık yaratmak amacıyla kutlanıyor. Ancak bu yıl, Dünya Çocuk Hakları Günü, ne yazık ki sadece sevgi, barış ve adaletin savunulduğu bir gün olmanın ötesine geçti. Çünkü bugün, çocukların en temel haklarının ihlal edildiği, masumiyetlerinin yok sayıldığı, hayatlarının hiçe sayıldığı bir dünyada yaşıyoruz. Ve her zamanki gibi, bu acımasız gerçeklerin en ağır bedelini ödeyen yine çocuklar oluyor.
Dünya Çocuk Hakları Günü, 1989 yılında Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin yıl dönümü olarak ilan edilmişti. Bu sözleşme, her çocuğun yaşam hakkını, eğitim hakkını, sağlıklı bir ortamda büyüme hakkını güvence altına almayı amaçlıyor. Aynı zamanda çocukları ayrımcılıktan, şiddetten, istismardan korumayı hedefliyor. Ancak 20 Kasım, çocuk hakları için mücadele günü olmasına rağmen, dünya üzerinde hâlâ milyonlarca çocuk bu temel haklardan yoksun bir şekilde yaşam mücadelesi veriyor.
Bu yazının kaleme alındığı gün, dünyanın dört bir yanında çocukların yaşadığı zorluklar, bize çocuk haklarının ne kadar büyük bir savunmaya ihtiyaç duyduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Ama belki de en çarpıcı örnek, Filistin’de yaşanan trajedi.
Filistinli Çocukların Acı Gerçeği
Filistin, yıllardır süren savaşların ve çatışmaların acımasızca sürdüğü bir coğrafya. Burada yaşanan dram, sadece yetişkinlerin değil, en masum varlıkların, yani çocukların hayatını da yok ediyor. İsrail askerlerinin, çocukları hedef alarak gerçekleştirdiği operasyonlar, insanlığın vicdanını derinden sarsıyor.
İsrail askerleri tarafından öldürülen onlarca çocuk, bir kez daha çocuk hakları ihlallerinin boyutlarını gözler önüne seriyor. Oysa bu çocukların tek istedikleri, tıpkı diğer çocuklar gibi güvende olmak, okula gitmek, oyun oynamak ve büyümekti. Ancak bu hakları onlardan, savaşın ve nefretin ortasında çalındı.
Çatışmaların ortasında kalan bu masum çocuklar, bazen bombaların altında, bazen de kurşunların hedefi olarak hayatlarını kaybettiler. Onların geride bıraktığı tek şey, kalbinde bir hayal kırıklığı ve gözlerinde kaybolmuş umutlar oldu.
Bir Çocuğun Hayatı Hiçbir Politikaya Alet Edilmemelidir
Gözlerini dünyaya yeni açan bir bebek, bir masum çocuk, etnik kökeni, dini ya da milliyeti ne olursa olsun, sadece sevilmeyi, korunmayı ve güvenli bir şekilde büyümeyi hak eder. Hiçbir çocuğun yaşamı, siyasetin veya savaşların kurbanı olmamalıdır. Bir çocuğun gülümsemesi, dünyadaki en değerli şeydir ve bu gülümseme hiçbir koşulda kaybolmamalıdır.
Dünya Çocuk Hakları Günü’nde, tüm çocuklar için daha güvenli, sağlıklı ve barış dolu bir dünya hayalini gerçeğe dönüştürmek en büyük sorumluluğumuz olmalı.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Fatma AKÇAY
20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü ve Filistinli çocukların acı gerçeği
Bugün, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü. Bu özel gün, her çocuğun temel haklarının güvence altına alındığı, eşit fırsatlarla büyüyebileceği, sevgi dolu bir dünyada yaşama hakkına sahip olduğu bir dünya için farkındalık yaratmak amacıyla kutlanıyor. Ancak bu yıl, Dünya Çocuk Hakları Günü, ne yazık ki sadece sevgi, barış ve adaletin savunulduğu bir gün olmanın ötesine geçti. Çünkü bugün, çocukların en temel haklarının ihlal edildiği, masumiyetlerinin yok sayıldığı, hayatlarının hiçe sayıldığı bir dünyada yaşıyoruz. Ve her zamanki gibi, bu acımasız gerçeklerin en ağır bedelini ödeyen yine çocuklar oluyor.
Dünya Çocuk Hakları Günü, 1989 yılında Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin yıl dönümü olarak ilan edilmişti. Bu sözleşme, her çocuğun yaşam hakkını, eğitim hakkını, sağlıklı bir ortamda büyüme hakkını güvence altına almayı amaçlıyor. Aynı zamanda çocukları ayrımcılıktan, şiddetten, istismardan korumayı hedefliyor. Ancak 20 Kasım, çocuk hakları için mücadele günü olmasına rağmen, dünya üzerinde hâlâ milyonlarca çocuk bu temel haklardan yoksun bir şekilde yaşam mücadelesi veriyor.
Bu yazının kaleme alındığı gün, dünyanın dört bir yanında çocukların yaşadığı zorluklar, bize çocuk haklarının ne kadar büyük bir savunmaya ihtiyaç duyduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Ama belki de en çarpıcı örnek, Filistin’de yaşanan trajedi.
Filistinli Çocukların Acı Gerçeği
Filistin, yıllardır süren savaşların ve çatışmaların acımasızca sürdüğü bir coğrafya. Burada yaşanan dram, sadece yetişkinlerin değil, en masum varlıkların, yani çocukların hayatını da yok ediyor. İsrail askerlerinin, çocukları hedef alarak gerçekleştirdiği operasyonlar, insanlığın vicdanını derinden sarsıyor.
İsrail askerleri tarafından öldürülen onlarca çocuk, bir kez daha çocuk hakları ihlallerinin boyutlarını gözler önüne seriyor. Oysa bu çocukların tek istedikleri, tıpkı diğer çocuklar gibi güvende olmak, okula gitmek, oyun oynamak ve büyümekti. Ancak bu hakları onlardan, savaşın ve nefretin ortasında çalındı.
Çatışmaların ortasında kalan bu masum çocuklar, bazen bombaların altında, bazen de kurşunların hedefi olarak hayatlarını kaybettiler. Onların geride bıraktığı tek şey, kalbinde bir hayal kırıklığı ve gözlerinde kaybolmuş umutlar oldu.
Bir Çocuğun Hayatı Hiçbir Politikaya Alet Edilmemelidir
Gözlerini dünyaya yeni açan bir bebek, bir masum çocuk, etnik kökeni, dini ya da milliyeti ne olursa olsun, sadece sevilmeyi, korunmayı ve güvenli bir şekilde büyümeyi hak eder. Hiçbir çocuğun yaşamı, siyasetin veya savaşların kurbanı olmamalıdır. Bir çocuğun gülümsemesi, dünyadaki en değerli şeydir ve bu gülümseme hiçbir koşulda kaybolmamalıdır.
Dünya Çocuk Hakları Günü’nde, tüm çocuklar için daha güvenli, sağlıklı ve barış dolu bir dünya hayalini gerçeğe dönüştürmek en büyük sorumluluğumuz olmalı.