Bir tüccar alış veriş yaparak kazanç elde edip alışveriş ve bina gibi şeyler satın alırsa, şayet satılan üzere satın almışsa tabiatıyla ticaret eşyası olduğunuz yıl sonunda mevcut olan bütün ticaret malıyla birlikte hesaplayarak zekatını destekler.

Yoksa ticaret için değil, satın alınan şeylerde oturmak veya kiraya vermek üzere satın almışsa artık ticaret malı sayılmadığından zekata tabi değildir. Ancak kırılan elde edilen kazanç nisaba bağlı olursa ve yanında bir yıl değişen zekatını bulamaz.

İşi ve sağlığı olanın dilencilik yapması caiz mi?

Bir günlük sızıntı bulunan kimsenin dilenmesi dinen haramdır. Sıhhati yerinde olan, çalışıp ticaret yapabilecek halde olan kimsenin de, yiyecek, içecek veya bunları almak için istemesi, dilenmesi uygun değildir. Ancak aç veya hasta olanın yiyecek istemesinde bir aksaklık yoktur. Fakat parasını harama sarf edene sadaka verilmez. Buna göre eli ayağı tutan, çalışabilecek sıhhatte olanın bir günlükte olsa iaşesi olanın dilenmesi dinen uygun değildir.

Yaşadığımız şehirden başka bir şehre yolculuklar eden bir kimse iftarı hangi şehre göre ulaştırır?

İkamet ettiği şehirden başka bir şehre veya ülkelerde herhangi bir yolculukta olmayan kimsenin orucunu iftar vaktinin bulunduğu şehre göre yapar. Faraza Adana'da ikamet eden bir kimse ramazan yerinde Adana'dan Ankara'ya gittiğinde sahurunu Adana'ya, iftarını da Ankara'ya göre yapar.

Orucun fidyesini birden fazla zavallıya vermek caiz mi?

Tutulamayan oruçların fidyeleri bir zayıfa verilebileceği gibi birçok zayıfa da ödenebilir. Önemli olan bu fidyenin hak eden fakire bilgisidir.

Fıtır sadakasını vermek için zengin olmak şart mı?

Hanefi mezhebine göre fıtır sadakası yükümlülüğüsü sayılmak için kişinin varlığının olması gerekir. Varlıklı olma parası Hanefilere göre meskeni, ev eşyası, elbisesi, bilinen bir yıllık geçim masrafları ile borçları dışında artıcı nitelikte olsun olmasın 85 gr altın değerinde mal olan kimse bu mala sahip olduktan sonra bir yıl geçmiş olma şartı da aranmaksızın fıtır sadakası ile kullanılabilir.

Şafii mezhebi fıkıkçılarına göre, fıtır sadakasının farz olması için zenginlik değerleri olan nisaba malik olması şart değildir. Şafiilere göre zengin, fakir her Müslüman fıtır sadakası ile çalışmaktadır. Ancak şafiilere göre fıtır sadakası için kişinin temel ihtiyaçlarının yanı sıra bayram günü ve gecesini yetecek kadar azağa sahip olması gerekir.

Oruçluyken tavla veya okey oynayan kimsenin orucuna bir zararı gelir mi?

Tavla, okey veya kağıt oynamak yasaklandığı ve kumarın kabul edildiği için haramdır. Dolayısıyla Müslüman kimse ister parasına, isterse çaya, isterse zaman geçirmeye başlasın kumar oynamaz oynadığında haram işlem olur.

Ancak kağıt, tavla, okey tarzı oyunları yasak ve haramla birlikte orucu bozmaz. Zira orucu bozanlar arasında manevi şeyler yoktur. Yeme, içme, cinsel ilişki gibi maddi sorunlar bozar.

Buna göre oruçluyken tavla, okey, kağıt oynayan kimsenin oynadığı oyun haramla beraber orucunu bozmaz ancak orucun da ruhuna uygun değildir.

Günün Ayeti

Oruç gecelerinde kadınlara yaklaşmak boyutu helâl kılındı. Onlar, size örtüdürler, siz de onların örtüsünüz. Allah, (Ramazan gecelerinde hanımlarınıza yaklaşarak) kendinize zulmetmekte bilmekte de tövbenizi kabul edip sizi affetti. Artık eşlerinize yaklaşın ve Allah'ın sizin için yazıp takdir etmiş olduğu şeyleri arayın. Şafağın aydınlığı gecenin varlığından ayırt edilinceye (tan yeri ağarıncaya kadar) yiyin, için. Sonra da akşama kadar orucu tam tutun. Bakara, 2/187.

Günün Hadisi

" Herhangi birinizin iftar etmek istediği zaman orucunu hurma ile açsın. Hurma olmazsa, su ile iftar etsin. Su temizdir. "

Ebû Dâvûd, “Savm”, 21.

Günün Sözü

“İbadet bir kuş olsaydı, şüphesiz onun kanatlarının namazını kılıp oruç yapardı.”

Yahya bin Muaz

Günün Duası

Allah'ım, sen affedicisin, affetmeyi seversin bizi ramazan ve orucun hürmetine affeyle.

Ramazan Kavramları?

Sıla-i Rahim Nedir?

Akrabayı, yani ana, baba, dede, çocuklar ve torunları; Süt ve evlilik yoluyla olan yakınları ziyaret etmek, gözetmek ve onlara yardım etmek demektir.

Günün Nüktesi

Reyyan Kapısı…

Hz. Peygamber şöyle buyurdu:

"Cennette reyyân denilen bir kapı vardır ki, kıyamet günü oradan ancak oruçlular girer, yetişen başka kimse giremeyecektir. Oruçlular nerede? diye çağrılır. Onlar da katılırlar ve o kapıdan başkası asla giremez. Oruçlular girince o kapı ve bir daha uzaktaki kimse girmez."

(Buhârî, “Savm”, 4.)