İbadetin imana olumlu ya da olumsuz bir etkisi var mı?
Yazının Giriş Tarihi: 14.10.2024 17:04
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.10.2024 17:05
İman, inanılması gereken hususlar açısından artmaz ve eksilmez. Bir kimse, iman esaslarının tümünü kabul edip de, bir ya da birkaçına inanmazsa, iman etmiş sayılmaz. Bu durumda, iman gerçekleşmediğinden, artması ve eksilmesi söz konusu değildir. Ancak güçlü ve zayıf olmak açısından farklılık gösterir; kiminin imanı kuvvetli, kiminin zayıftır.
İmanda bu çeşit farklılığın bulunduğuna Kur'an-ı Kerim'de işaret edilmiştir: “Herhangi bir sure indirildiğinde, içlerinden (alaylı bir şekilde) 'bu hanginizin imanını artırdı?' diyenler olur. İman etmiş olanlara gelince, inen sure onların imanını artırmıştır.” (Tevbe 9/124); “O, inananların imanlarını kat kat artırmaları için kalplerine huzur ve güven indirendir.” (Fetih 48/4); “Allah'ın ayetleri kendilerine okunduğu zaman (bu) onların (mü'minlerin) imanlarını artırır.” (Enfal 8/2)
Buna göre kişi günah işleye işleye imanını zayıflatmaktadır. Aynı şekilde kişi hayır işleye işleye ibadet ede ede de imanı artar.
İmanın altı şartını kapsayan Amentü’nün anlamı nedir?
Amentü, iman ettim anlamında, iman esasları hakkında kullanılan bir tabirdir. Zira Arapçada inanç esaslarını topluca bildiren cümleler "amentü" kelimesiyle başlamaktadır ki şu cümlelerdir:
Âmentü billâhi ve melēiketihî ve kütübihî ve rusülihî ve'l yevmi'l-âhıri ve bi'l-kaderi hayrihî ve şerrihi mine'llâhi teâlâ ve'l-ba'sü ba'de'l mevti hakkun Eşhedü en lâ ilâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve rasûlüh.
Anlamı: “Ben, Allah-u Teâlâ'ya, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe, kadere; hayır ve şerrin Allah-u Teâlâ'nın yaratmasıyla olduğuna inandım. Öldükten sonra dirilmek de haktır. Ben, şehadet ederim ki, Allâh-u Teâlâ'dan başka ilâh yoktur. Ve yine şehadet ederim ki, Muhammed Onun kulu ve peygamberidir.
Ölen kimsenin cenaze namazı iki kez kılınabilir mi?
Vefat eden kimsenin cenaze namazını kılmak farz-ı kifâyedir. Yani bir kaç kişinin kılması diğer Müslümanlar üzerinden sorumluluğu düşürür. Müslüman bir kimse vefat ettiğinde onun mazını kılmak gerekir. Bu namaz kılan için farzı kifaye, namazı kılınan ölü içinse bir duadır.
Hanefi mezhebine göre, cenaze namazı bir defa kılınır. Cenaze namazını ikinci defa kılmak mekruhtur.
Şafii mezhebine göre ise, vefat etmiş bir kimsenin cenaze namazına yetişmemiş ya da hazır bulunamamış bir kimsenin kılınmış olsa bile tekrar cenaze namazını kılmasında bir sakınca yoktur.
Örneğin Ankara'da vefat eden birinin cenaze namazı Ankara'da kılınsa sonra cenaze memleketine getirilse kılınan namaza katılamamış olanlar namazı kılabilirler.
Günün Ayeti
"İnsanların kendi eliyle yaptıklarından dolayı, karada ve denizde fesad, bozulma çıktı."
(Rûm, 30/41)
Günün Hadisi
Kim başkasında gördüğü bir ayıbı kınarsa, o ayıp onun da başına gelmeden ölmez.
Tirmizî, "Kıyame", 53.
Günün Sözü
Taşı delen suyun kuvveti değil, damlaların sürekliliğidir.
Günün Duası
Allah’ım bugün beni hep güzel ve hayırlı haber alan ve güzel ve hayırlı haber veren kullarından eyle.
Bunları Biliyor muyuz?
Mevlevilik Nedir?
Mevlana Celaleddin-i Rumi'ye nispet edilen tarikatın adıdır.
Günün Nüktesi
Dön namazını tekrar kıl…
Resulullah efendimiz, bir gün mescitte ashabıyla birlikte otururken, ismi Hallad olan, namazı yeni öğrenmiş bir bedevi zat girdi. Rüku ve secdesini tam yapmadığı bir namaz kıldı.
Sonra huzura gelerek selam verdi. Resulullah Efendimiz selamını aldı ve.
- Dön namazını tekrar kıl, buyurdu.
O zat dönerek, önceki kıldığı gibi namazını tekrar kıldı. Resul-i Zişan,
- Dön tekrar kıl; çünkü sen, namaz kılmış olmadın! buyurdu.
Bu hal üç defa tekerrür edince Hallad:
- Ya Resulullah! Seni hak ile gönderen Allah’a yemin olsun ki, ancak bu kadar biliyorum, doğrusunu bana öğretir misin? dedi.
Bunun üzerine Efendimiz:
- Namaz kılmak isteyince güzelce abdest al, kıbleye dön, iftitah tekbirini al, kolayına geldiği kadar Kur’an oku, sonra rükua varıp sükunet buluncaya kadar dur. Sonra başın büsbütün doğruluncaya kadar ayakta kal, sonra secdeye varıp mutmain oluncaya kadar dur, başını kaldırıp hareketsiz kalıncaya kadar otur.
Bunları bütün namazlarda böylece yaparsan namazın tam olur, bundan neyi eksiltirsen namazı eksiltmiş olursun, buyurdu.
(Buharî, “Ezan”, 95; Müslim, “Salât”, 45.)
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Doç. Dr. Zeki Uyanık
İbadetin imana olumlu ya da olumsuz bir etkisi var mı?
İman, inanılması gereken hususlar açısından artmaz ve eksilmez. Bir kimse, iman esaslarının tümünü kabul edip de, bir ya da birkaçına inanmazsa, iman etmiş sayılmaz. Bu durumda, iman gerçekleşmediğinden, artması ve eksilmesi söz konusu değildir. Ancak güçlü ve zayıf olmak açısından farklılık gösterir; kiminin imanı kuvvetli, kiminin zayıftır.
İmanda bu çeşit farklılığın bulunduğuna Kur'an-ı Kerim'de işaret edilmiştir: “Herhangi bir sure indirildiğinde, içlerinden (alaylı bir şekilde) 'bu hanginizin imanını artırdı?' diyenler olur. İman etmiş olanlara gelince, inen sure onların imanını artırmıştır.” (Tevbe 9/124); “O, inananların imanlarını kat kat artırmaları için kalplerine huzur ve güven indirendir.” (Fetih 48/4); “Allah'ın ayetleri kendilerine okunduğu zaman (bu) onların (mü'minlerin) imanlarını artırır.” (Enfal 8/2)
Buna göre kişi günah işleye işleye imanını zayıflatmaktadır. Aynı şekilde kişi hayır işleye işleye ibadet ede ede de imanı artar.
İmanın altı şartını kapsayan Amentü’nün anlamı nedir?
Amentü, iman ettim anlamında, iman esasları hakkında kullanılan bir tabirdir. Zira Arapçada inanç esaslarını topluca bildiren cümleler "amentü" kelimesiyle başlamaktadır ki şu cümlelerdir:
Âmentü billâhi ve melēiketihî ve kütübihî ve rusülihî ve'l yevmi'l-âhıri ve bi'l-kaderi hayrihî ve şerrihi mine'llâhi teâlâ ve'l-ba'sü ba'de'l mevti hakkun Eşhedü en lâ ilâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve rasûlüh.
Anlamı: “Ben, Allah-u Teâlâ'ya, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe, kadere; hayır ve şerrin Allah-u Teâlâ'nın yaratmasıyla olduğuna inandım. Öldükten sonra dirilmek de haktır. Ben, şehadet ederim ki, Allâh-u Teâlâ'dan başka ilâh yoktur. Ve yine şehadet ederim ki, Muhammed Onun kulu ve peygamberidir.
Ölen kimsenin cenaze namazı iki kez kılınabilir mi?
Vefat eden kimsenin cenaze namazını kılmak farz-ı kifâyedir. Yani bir kaç kişinin kılması diğer Müslümanlar üzerinden sorumluluğu düşürür. Müslüman bir kimse vefat ettiğinde onun mazını kılmak gerekir. Bu namaz kılan için farzı kifaye, namazı kılınan ölü içinse bir duadır.
Hanefi mezhebine göre, cenaze namazı bir defa kılınır. Cenaze namazını ikinci defa kılmak mekruhtur.
Şafii mezhebine göre ise, vefat etmiş bir kimsenin cenaze namazına yetişmemiş ya da hazır bulunamamış bir kimsenin kılınmış olsa bile tekrar cenaze namazını kılmasında bir sakınca yoktur.
Örneğin Ankara'da vefat eden birinin cenaze namazı Ankara'da kılınsa sonra cenaze memleketine getirilse kılınan namaza katılamamış olanlar namazı kılabilirler.
Günün Ayeti
"İnsanların kendi eliyle yaptıklarından dolayı, karada ve denizde fesad, bozulma çıktı."
(Rûm, 30/41)
Günün Hadisi
Kim başkasında gördüğü bir ayıbı kınarsa, o ayıp onun da başına gelmeden ölmez.
Tirmizî, "Kıyame", 53.
Günün Sözü
Taşı delen suyun kuvveti değil, damlaların sürekliliğidir.
Günün Duası
Allah’ım bugün beni hep güzel ve hayırlı haber alan ve güzel ve hayırlı haber veren kullarından eyle.
Bunları Biliyor muyuz?
Mevlevilik Nedir?
Mevlana Celaleddin-i Rumi'ye nispet edilen tarikatın adıdır.
Günün Nüktesi
Dön namazını tekrar kıl…
Resulullah efendimiz, bir gün mescitte ashabıyla birlikte otururken, ismi Hallad olan, namazı yeni öğrenmiş bir bedevi zat girdi. Rüku ve secdesini tam yapmadığı bir namaz kıldı.
Sonra huzura gelerek selam verdi. Resulullah Efendimiz selamını aldı ve.
- Dön namazını tekrar kıl, buyurdu.
O zat dönerek, önceki kıldığı gibi namazını tekrar kıldı. Resul-i Zişan,
- Dön tekrar kıl; çünkü sen, namaz kılmış olmadın! buyurdu.
Bu hal üç defa tekerrür edince Hallad:
- Ya Resulullah! Seni hak ile gönderen Allah’a yemin olsun ki, ancak bu kadar biliyorum, doğrusunu bana öğretir misin? dedi.
Bunun üzerine Efendimiz:
- Namaz kılmak isteyince güzelce abdest al, kıbleye dön, iftitah tekbirini al, kolayına geldiği kadar Kur’an oku, sonra rükua varıp sükunet buluncaya kadar dur. Sonra başın büsbütün doğruluncaya kadar ayakta kal, sonra secdeye varıp mutmain oluncaya kadar dur, başını kaldırıp hareketsiz kalıncaya kadar otur.
Bunları bütün namazlarda böylece yaparsan namazın tam olur, bundan neyi eksiltirsen namazı eksiltmiş olursun, buyurdu.
(Buharî, “Ezan”, 95; Müslim, “Salât”, 45.)