Hak anlamında Müslüman ile gayr-i Müslim arasında bir fark var mı?
Yazının Giriş Tarihi: 01.11.2024 19:53
Yazının Güncellenme Tarihi: 01.11.2024 19:53
Hak anlamında Müslüman ile gayr-i Müslim arasında bir fark var mı?
İster Müslüman, ister gayr-ı Müslim olsun, başkasının hakkını yemek, gasp etmek vebal ve sorumluluğu çok ağır bir günahtır. Kul hakkı anlamında Müslüman ile Müslüman olmayan insan arasında bir fark yoktur. İster Müslüman’ın, ister gayr-ı Müslim’in olsun, dünyada ödenmeyen veya helallik elde edilmeyen hakkın karşılığı ahirette sorulur.
Bu itibarla; gerek Müslüman, gerek gayr-ı Müslim olsun, bir başkasının üzerimize geçmiş haklarını kendilerine iade etmek, ölmüşlerse, varislerine vermek veya onlarla helalaşmak gerekir. 0 da mümkün değilse Müslüman hakkı için, bir hayır kurumuna tasaddukta bulunmak ve gayr-ı Müslim hakkı için de amme menfaatine olan bir işe sarf etmek suretiyle bu dünyada ödeşme yoluna gidilmelidir.
Tabi kul hakkı sahibine veya mirasçılarına verilmedikçe düşmez. Hayrına vermek ya da amme menfaatine harcamak umulur ki anlayışı ile verilmektedir. Yoksa kul hakkı kesin affedilecek diye değil.
İbadetlerin niyetini herhangi bir dilde yapmak caiz mi?
İbadetlerde niyetin hangi dilde yapıldığının bir anlamı yoktur. Hangi ibadet olursa olsun hangi dilde yapılırsa yapılsın fark etmeksizin o ibadet geçerlidir. Örneğin: Namaza başlamak için niyet etmek gerekir. Bu niyeti getirirken de niyetin Arapça olma zorunluluğu yoktur.
Dileyen niyeti Arapça dileyen Türkçe, Farsça... ya da başka bir dilde niyet edebilir bunun namaza hiç bir zararı yoktur.
Ezan ve kamet arasında yapılan duanın kabul olduğu doğru mudur?
Dua her zaman kabul olma durumu vardır. Ancak bazı özel vakitlerde yapılan duaların kabul görüp reddedilmeyeceğine ilişkin hadis-i şerifler vardır. Ezan okunurken, ezanla kamet arasında ve kamet getirildiğinde yapılacak dualar da bu kabildendir.
Bu konuda Hz. Peygamber şöyle buyurmaktadır: “Ezan ile kamet arasında yapılan dua reddedilmez.” (Ebû Dâvûd, “Salât”, 35.)
Dolayısıyla her vakitte duanın kabul olması söz konusu olduğu gibi aynı şekilde ezan ve kamet arasında yapılan dua kabul edilir.
Kişi hata ile adağının etinden yemişse ne yapması gerekir?
Adak kurbanının etinden, adağı yapan kişinin yemesi caiz olmadığı gibi; bu kişinin usûl ve fürûu yani annesi, babası, nineleri, dedeleri, çocukları, torunları sayılan kimseler yiyemezler.
Adak kurbanının etini bu sayılanlar dışında kalan ve dinen fakir olan kimseler yiyebilirler. Şayet adak kurbanını kesen kişi bu adaktan yemiş ise fıkıhçılara göre yediği miktarın fiyatını fakirlere para olarak verecektir.
Günün Ayeti
De ki: "Rabbimin rahmet hazinelerine siz sahip olsaydınız, tükenir korkusuyla yine de cimrilik ederdiniz. Zaten insanlar pek cimridir."
İsrâ, 17/100.
Günün Hadisi
“Fakirleri kollayıp gözetiniz. Aranızdaki zayıflar sayesinde Allah’dan yardım görüp ve mızıklandığınızdan şüpheniz olmasın.”
(Ebû Dâvûd, "Cihâd", 70.)
Günün Duası
Allah’ım hayırsız bir yaşamdan ve imansız bir ölümden bizi koru
Günün Sözü
Kötü insanla arkadaş olma, zira sana kendi yaptığı kötülükleri öğretir.
Cafer-i Sâdık
Bunları biliyor muyuz?
Berâet-i Zimmet Nedir?
Aksine bir delil bulunmadığı müddetçe kişinin suçsuz ve borçsuz olması demektir.
Günün Nüktesi
Cömert ile Cimri…
Ebû Hüreyre’nin Resûlullah’tan şöyle dediğini işittiği nakledilmiştir:
“Cimri kimse ile cömert kimse, göğüslerinden boğazlarına kadar demirden birer zırh giyinmiş iki kişiye benzerler. Cömert kimse, infak ettikçe üzerindeki zırh genişler, parmaklarını örter ve ayak izlerini siler. Cimriye gelince, infak etmek istese dahi (zırhın) her halkası olduğu yere yapışır kalır; her ne kadar genişletmeye çalışsa da genişlemez (Bir türlü infak edemez.).” (Buhârî, “Zekât”, 28.)
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Hak anlamında Müslüman ile gayr-i Müslim arasında bir fark var mı?
Hak anlamında Müslüman ile gayr-i Müslim arasında bir fark var mı?
İster Müslüman, ister gayr-ı Müslim olsun, başkasının hakkını yemek, gasp etmek vebal ve sorumluluğu çok ağır bir günahtır. Kul hakkı anlamında Müslüman ile Müslüman olmayan insan arasında bir fark yoktur. İster Müslüman’ın, ister gayr-ı Müslim’in olsun, dünyada ödenmeyen veya helallik elde edilmeyen hakkın karşılığı ahirette sorulur.
Bu itibarla; gerek Müslüman, gerek gayr-ı Müslim olsun, bir başkasının üzerimize geçmiş haklarını kendilerine iade etmek, ölmüşlerse, varislerine vermek veya onlarla helalaşmak gerekir. 0 da mümkün değilse Müslüman hakkı için, bir hayır kurumuna tasaddukta bulunmak ve gayr-ı Müslim hakkı için de amme menfaatine olan bir işe sarf etmek suretiyle bu dünyada ödeşme yoluna gidilmelidir.
Tabi kul hakkı sahibine veya mirasçılarına verilmedikçe düşmez. Hayrına vermek ya da amme menfaatine harcamak umulur ki anlayışı ile verilmektedir. Yoksa kul hakkı kesin affedilecek diye değil.
İbadetlerin niyetini herhangi bir dilde yapmak caiz mi?
İbadetlerde niyetin hangi dilde yapıldığının bir anlamı yoktur. Hangi ibadet olursa olsun hangi dilde yapılırsa yapılsın fark etmeksizin o ibadet geçerlidir. Örneğin: Namaza başlamak için niyet etmek gerekir. Bu niyeti getirirken de niyetin Arapça olma zorunluluğu yoktur.
Dileyen niyeti Arapça dileyen Türkçe, Farsça... ya da başka bir dilde niyet edebilir bunun namaza hiç bir zararı yoktur.
Ezan ve kamet arasında yapılan duanın kabul olduğu doğru mudur?
Dua her zaman kabul olma durumu vardır. Ancak bazı özel vakitlerde yapılan duaların kabul görüp reddedilmeyeceğine ilişkin hadis-i şerifler vardır. Ezan okunurken, ezanla kamet arasında ve kamet getirildiğinde yapılacak dualar da bu kabildendir.
Bu konuda Hz. Peygamber şöyle buyurmaktadır: “Ezan ile kamet arasında yapılan dua reddedilmez.” (Ebû Dâvûd, “Salât”, 35.)
Dolayısıyla her vakitte duanın kabul olması söz konusu olduğu gibi aynı şekilde ezan ve kamet arasında yapılan dua kabul edilir.
Kişi hata ile adağının etinden yemişse ne yapması gerekir?
Adak kurbanının etinden, adağı yapan kişinin yemesi caiz olmadığı gibi; bu kişinin usûl ve fürûu yani annesi, babası, nineleri, dedeleri, çocukları, torunları sayılan kimseler yiyemezler.
Adak kurbanının etini bu sayılanlar dışında kalan ve dinen fakir olan kimseler yiyebilirler. Şayet adak kurbanını kesen kişi bu adaktan yemiş ise fıkıhçılara göre yediği miktarın fiyatını fakirlere para olarak verecektir.
Günün Ayeti
De ki: "Rabbimin rahmet hazinelerine siz sahip olsaydınız, tükenir korkusuyla yine de cimrilik ederdiniz. Zaten insanlar pek cimridir."
İsrâ, 17/100.
Günün Hadisi
“Fakirleri kollayıp gözetiniz. Aranızdaki zayıflar sayesinde Allah’dan yardım görüp ve mızıklandığınızdan şüpheniz olmasın.”
(Ebû Dâvûd, "Cihâd", 70.)
Günün Duası
Allah’ım hayırsız bir yaşamdan ve imansız bir ölümden bizi koru
Günün Sözü
Kötü insanla arkadaş olma, zira sana kendi yaptığı kötülükleri öğretir.
Cafer-i Sâdık
Bunları biliyor muyuz?
Berâet-i Zimmet Nedir?
Aksine bir delil bulunmadığı müddetçe kişinin suçsuz ve borçsuz olması demektir.
Günün Nüktesi
Cömert ile Cimri…
Ebû Hüreyre’nin Resûlullah’tan şöyle dediğini işittiği nakledilmiştir:
“Cimri kimse ile cömert kimse, göğüslerinden boğazlarına kadar demirden birer zırh giyinmiş iki kişiye benzerler. Cömert kimse, infak ettikçe üzerindeki zırh genişler, parmaklarını örter ve ayak izlerini siler. Cimriye gelince, infak etmek istese dahi (zırhın) her halkası olduğu yere yapışır kalır; her ne kadar genişletmeye çalışsa da genişlemez (Bir türlü infak edemez.).” (Buhârî, “Zekât”, 28.)