Ev araba ya da başka bir eşya alırsam bir kurban keseceğim diyen kimse bunu aldığında kurbanı kesmesi gerekir mi?
Yazının Giriş Tarihi: 05.01.2025 14:38
Yazının Güncellenme Tarihi: 05.01.2025 14:39
Ev veya araba almak kan akıtmayı gerektirmez. Yani yeni bir ev ya da araba alındığında kurban kesmek gerekmez. Ancak bu konuda adak yapılmışsa adağın yerine getirilmesi gerekir. Örneğin ev alırsam ya da arabam olursa kan akıtacağım derse ve bunları alırsa, aldığında bu kanı akıtması gerekir. Yani bu kanı akıtması gerekir.
Aynı şekilde kişi adak adamamışsa dilerse bu mala ve nimete nail olduğu için şükür babından bir kurban kesebilir.
Bir diğer husus daha vardır ki o da şudur: “Sadaka belaların define vesile olur” Böyle bir nimetten dolayı kurban kesip tasadduk etmenin muhtemel bir takım kaza ve belaların define vesile olacağı da umulur. Fakat bütün bunların yapılmasında bir adak söz konusu değilse bir vaciplik yoktur.
Yeni bir ev ya da araba alındığında başta yani daha mal alınmadan alırsam keseceğim dememişse araba veya ev aldıktan sonra böyle bir söz vermişse o zaman kurban kesmese günaha düşmez. Şayet kesecek olsa da şükür kurbanı adak kurbanı gibi olmadığından kesilen kurban etinden kesen kişi ve çocukları yiyebilir. Ancak bu adak olarak adanmış ise kesilen kurban etinden kesen kişi ve ailesi yiyemez.
Kabir hayatında hesap var mıdır?
Dinen ölümle başlayıp yeniden dirilmeye kadar devam edecek hayata, kabir hayatı denir. Hz. Peygamber, “Kabir, ahiret duraklarının ilkidir. Bir kimse o duraktan kurtulursa, sonraki durakları daha kolay geçer. Kurtulmazsa, sonrakileri geçmek daha zor olacaktır.” (Tirmizi, “Zühd”, 5.) şeklinde buyurarak, ahiret hayatının ölümle başladığını bizlere bildirmiştir.
İnsanı öldükten sonra kabirde sorgulayacak melekler Münker ve Nekirdir. Bu melekler ölünün kendisine gelerek “Rabb’in kimdir?”, “Peygamberin kimdir?” “Dinin nedir?” diye soracak, iman ve güzel amel sahipleri, bu sorulara doğru cevaplar verecekler ve kendilerine cennet kapıları açılarak gösterilecektir.
Kâfir ve münafıklar ise bu sorulara doğru cevap veremeyecek, onlara da cehennem kapıları açılarak cehennem gösterilecektir. Kâfirler ve münafıklar kabirde acı ve sıkıntı içinde azap görürlerken, müminler nimetler içerisinde mutlu ve sıkıntısız bir hayat süreceklerdir.
Ancak insan, bu dünyadayken yaptıkları veya yapmadıklarından dolayı mahşerde mahkeme-i kübrada hesap verecektir. Buradaki hesaptan sonra insanlar mükâfatlandırılmak için cennete cezalandırılmak içinse cehenneme gönderilecektir.
Müslüman olmayan bir ülkede yaşayan kişi Müslüman olmayan kimsenin kanını alabilir mi?
Tedavi için yapılan kan naklinde, kan verenin Müslüman veya gayr-ı Müslim oluşunun bir farkı yoktur. Müslüman’dan kan alınabileceği gibi, Müslüman olmayandan da kan alınabilir. Aynı şekilde kan veren kimse Müslüman’a kan verebildiği gibi Müslüman olmayan kimseye de kan verebilir. Bunun da dini anlamda hiçbir sakıncası yoktur. Hangi ülkede yaşanırsa da hüküm değişmez.
Günün Ayeti
Allah, insanları günahlar yüzünden hemen yakalayıverseydi, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı.
Fâtır, 35/45.
Günün Hadisi
"İki nimet vardır ki, insanlardan çoğu bu nimetleri değerlendirmekte aldanmıştır: Sağlık, boş vakit."
Buhâri, “Rikak”, 1.
Günün Sözü
Yaşamak için bir nedeni olan herkes, her sıkıntının üstesinden gelebilir
Friedrich Wilhelm Nietzsche
Günün Duası
Allah’ım, bizi bugün yeryüzüne indirdiğin rızkından ve merhametinden mahrum bırakma.
Bunları biliyor muyuz?
Leşker-i Dua Nedir?
Sıkıntı ve darda kalan Müslümanlara duaları ile yardımda bulunan Allah’ın sevgili kulları, salih Müslümanlar demektir.
Günün Nüktesi
Sabır…
Ebû Saîd el-Hudrî’nin naklettiğine göre,
Ensâr'dan bazı kimseler Resûlullah'dan ihtiyaçlarını karşılayacak kadar mal istemişlerdi.
Resûlullah isteyen herkese muhakkak verirdi ve öyle de yaptı. Nihayet yanında infak edilecek hiçbir şey kalmayınca, onlara şöyle buyurdu:
“Yanımda bulunan ne kadar mal varsa, onları sizden asla esirgemem. Şunu da iyi bilin ki, kim (istemeyip) iffetli kalmayı dilerse, Allah onu iffetli kılar. Kim de sabretmeye çalışırsa, Allah ona sabır ihsan eder. Kim insanlardan müstağni olmak isterse, Allah onu müstağni kılar. Sizlere sabırdan daha hayırlı ve daha büyük bir ihsanda bulunulmamıştır!”
Buhari, “Rikâk” 20.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Ev araba ya da başka bir eşya alırsam bir kurban keseceğim diyen kimse bunu aldığında kurbanı kesmesi gerekir mi?
Ev veya araba almak kan akıtmayı gerektirmez. Yani yeni bir ev ya da araba alındığında kurban kesmek gerekmez. Ancak bu konuda adak yapılmışsa adağın yerine getirilmesi gerekir. Örneğin ev alırsam ya da arabam olursa kan akıtacağım derse ve bunları alırsa, aldığında bu kanı akıtması gerekir. Yani bu kanı akıtması gerekir.
Aynı şekilde kişi adak adamamışsa dilerse bu mala ve nimete nail olduğu için şükür babından bir kurban kesebilir.
Bir diğer husus daha vardır ki o da şudur: “Sadaka belaların define vesile olur” Böyle bir nimetten dolayı kurban kesip tasadduk etmenin muhtemel bir takım kaza ve belaların define vesile olacağı da umulur. Fakat bütün bunların yapılmasında bir adak söz konusu değilse bir vaciplik yoktur.
Yeni bir ev ya da araba alındığında başta yani daha mal alınmadan alırsam keseceğim dememişse araba veya ev aldıktan sonra böyle bir söz vermişse o zaman kurban kesmese günaha düşmez. Şayet kesecek olsa da şükür kurbanı adak kurbanı gibi olmadığından kesilen kurban etinden kesen kişi ve çocukları yiyebilir. Ancak bu adak olarak adanmış ise kesilen kurban etinden kesen kişi ve ailesi yiyemez.
Kabir hayatında hesap var mıdır?
Dinen ölümle başlayıp yeniden dirilmeye kadar devam edecek hayata, kabir hayatı denir. Hz. Peygamber, “Kabir, ahiret duraklarının ilkidir. Bir kimse o duraktan kurtulursa, sonraki durakları daha kolay geçer. Kurtulmazsa, sonrakileri geçmek daha zor olacaktır.” (Tirmizi, “Zühd”, 5.) şeklinde buyurarak, ahiret hayatının ölümle başladığını bizlere bildirmiştir.
İnsanı öldükten sonra kabirde sorgulayacak melekler Münker ve Nekirdir. Bu melekler ölünün kendisine gelerek “Rabb’in kimdir?”, “Peygamberin kimdir?” “Dinin nedir?” diye soracak, iman ve güzel amel sahipleri, bu sorulara doğru cevaplar verecekler ve kendilerine cennet kapıları açılarak gösterilecektir.
Kâfir ve münafıklar ise bu sorulara doğru cevap veremeyecek, onlara da cehennem kapıları açılarak cehennem gösterilecektir. Kâfirler ve münafıklar kabirde acı ve sıkıntı içinde azap görürlerken, müminler nimetler içerisinde mutlu ve sıkıntısız bir hayat süreceklerdir.
Ancak insan, bu dünyadayken yaptıkları veya yapmadıklarından dolayı mahşerde mahkeme-i kübrada hesap verecektir. Buradaki hesaptan sonra insanlar mükâfatlandırılmak için cennete cezalandırılmak içinse cehenneme gönderilecektir.
Müslüman olmayan bir ülkede yaşayan kişi Müslüman olmayan kimsenin kanını alabilir mi?
Tedavi için yapılan kan naklinde, kan verenin Müslüman veya gayr-ı Müslim oluşunun bir farkı yoktur. Müslüman’dan kan alınabileceği gibi, Müslüman olmayandan da kan alınabilir. Aynı şekilde kan veren kimse Müslüman’a kan verebildiği gibi Müslüman olmayan kimseye de kan verebilir. Bunun da dini anlamda hiçbir sakıncası yoktur. Hangi ülkede yaşanırsa da hüküm değişmez.
Günün Ayeti
Allah, insanları günahlar yüzünden hemen yakalayıverseydi, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı.
Fâtır, 35/45.
Günün Hadisi
"İki nimet vardır ki, insanlardan çoğu bu nimetleri değerlendirmekte aldanmıştır: Sağlık, boş vakit."
Buhâri, “Rikak”, 1.
Günün Sözü
Yaşamak için bir nedeni olan herkes, her sıkıntının üstesinden gelebilir
Friedrich Wilhelm Nietzsche
Günün Duası
Allah’ım, bizi bugün yeryüzüne indirdiğin rızkından ve merhametinden mahrum bırakma.
Bunları biliyor muyuz?
Leşker-i Dua Nedir?
Sıkıntı ve darda kalan Müslümanlara duaları ile yardımda bulunan Allah’ın sevgili kulları, salih Müslümanlar demektir.
Günün Nüktesi
Sabır…
Ebû Saîd el-Hudrî’nin naklettiğine göre,
Ensâr'dan bazı kimseler Resûlullah'dan ihtiyaçlarını karşılayacak kadar mal istemişlerdi.
Resûlullah isteyen herkese muhakkak verirdi ve öyle de yaptı. Nihayet yanında infak edilecek hiçbir şey kalmayınca, onlara şöyle buyurdu:
“Yanımda bulunan ne kadar mal varsa, onları sizden asla esirgemem. Şunu da iyi bilin ki, kim (istemeyip) iffetli kalmayı dilerse, Allah onu iffetli kılar. Kim de sabretmeye çalışırsa, Allah ona sabır ihsan eder. Kim insanlardan müstağni olmak isterse, Allah onu müstağni kılar. Sizlere sabırdan daha hayırlı ve daha büyük bir ihsanda bulunulmamıştır!”
Buhari, “Rikâk” 20.