TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Çocuğun cinsiyetine baktırmak caiz mi? 

Yazının Giriş Tarihi: 28.11.2024 16:44
Yazının Güncellenme Tarihi: 28.11.2024 16:45

Annenin ve çocuğun sağlığına bir zarar vermeyecekse çocuğun cinsiyetini öğrenmede dinen bir sakınca yoktur. Kaldı ki bugün ki tıp dünyasında çocuğun cinsiyetini öğrenmek ne anneye ne de çocuğun sağlığına zarar vermemektedir. Buna göre cinsiyeti öğrenmek anne ve bebeğe zarar vermediğinden çocuğun cinsiyetini öğrenmede bir sakınca yoktur.

Namaz kıldıran kimse de dinen aranan şartlar nelerdir?

Cemaatle namaz kılmak erkekler için sünnet-i müekkededir. İslam fıkıhçılarına göre Cemaatle kılınan namaz, münferit olarak kılınan namazdan yirmi yedi derece efdaldir. Cemaatle namaz kılabilmek için de bir imam gereklidir. İmamlık yapacak kişilerde şu şartlar aranır:

1. Müslüman olması,

2. Akıllı olması,

3. Buluğ çağına ermiş olması,

4. Erkek olması,

5. Namaz sahih olacak ölçüde Kur'an-ı Kerim'i okuyabilmesi,

6. Kekemelik, pepelik, abdest tutamamak gibi, imamlığa engel bir özrünün bulunmaması.

Bu nitelikleri taşıyan, her Müslüman’ın arkasında, namaz kılmak caizdir.

İnsanın burcu ile ilgili yapılan yorumların dinde yeri var mı?

İnsanın geleceği ile ilgili yapılan burç yorumlarının dini bir dayanağı ve değeri yoktur. Psikolojik açıdan belki kişiyi etkiler. Ancak doğruluk payı olmadığı gibi, eğer gelecek hakkında bilgi vermeye yönelik olursa bu burçları yorumlayan kişinin dini sorumluluğu da olur.

Bu sorumluluk duruma göre bazen büyük günah bazen de insanın imanına zarar verecek türden olabilir.

Ölmeden önce kişinin mezar yeri alması caiz mi?

Kişinin ailesi ile birlikte gömülmek için mezar yeri satın almasında dinen bir sakınca yoktur. Bazen yaşadığımız şehirde mezar yeri bulunmadığını düşünürsek mezar yeri almada hiçbir sakınca yoktur. Çünkü ailece bir arada gömülmek arzusu ile mezar satın alınıyor. Dinimiz açısından bunun bir sakıncası yoktur.

Ancak kişi nerede nasıl öleceğini bilinmediği için kedisine veya akrabalarına mezar satın almak yerine, kendini mezara hazırlaması daha uygundur.

Cemaatle kılınan namazda imamı görmeyenin namazı sahih olur mu?

Şafii mezhebine göre, cemaatle kılınan namazda imama tabi olan kişinin namazının sahih olması için muktedinin uyduğu imamı ya da imama tabi olan birisini görmesi ve imamın sesini duyması gerekir. Aynı zamanda imam ve cemaat aynı mekanda olacak şayet aralarında bir engel olursa namaz yine sahih olmaz. Yani imam içeride namaz kıldırırken cemaat dışarıda olursa ve aralarında da duvar gibi bir engel varsa imam ve cemaat birbirinden habersiz ise bu namaz geçersizdir.

Hanefi mezhebine göre ise, imamın hareketleri görülüyorsa, okuyuşu mikrofonla duyuluyorsa bu namaz sahihtir.

Günün Ayeti

And olsun ki biz, bu Kur'an'da insanlara, düşünsünler diye her türlü misali verdik.

Zumer, 39/27.

Günün Hadisi

Akşama erdin mi, sabahı bekleme, sabaha erdin mi akşamı bekleme.

Buhârî, “Rikak”, 2.

Günün Sözü

Allah nasip ettirmeyeceği şeyi hayal ettirmez.

Hz. Osman

Günün Duası

Ya rabbi sırlarımızı ve ayıplarımızı ifşa eyleme

Bunları biliyor muyuz?

Ehl-i Heva Nedir?

Nefsine uyan, nefsinin arzu ve isteklerinin peşinde koşan kimse demektir.

Günün Nüktesi

Üç soru bir cevap...

Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'ye felsefecilerden bir grup geldi. Soru sormak istediklerini bildirdiler. Mevlânâ bunları Şems-i Tebrîzî'ye havâle etti. Bunun üzerine onun yanına gittiler. Şems-i Tebrîzî hazretleri mescidde, talebelere bir kerpiçle teyemmüm nasıl yapılacağını gösteriyordu. Gelen felsefeciler üç soru sormak istediklerini belirttiler, Şems-i Tebrîzî;

"Sorun!" buyurdu. İçlerinden biri sormaya başladı:

"Allah var dersiniz, ama görünmez, göster de inanalım."

Şems-i Tebrîzî hazretleri;

"Öbür sorunu da sor!" buyurdu.

O;

"Şeytanın ateşten yaratıldığını söylersiniz, sonra da ateşle ona azap edilecek dersiniz hiç ateş ateşe azap eder mi?" dedi.

Şems-i Tebrîzî;

"Peki, öbürünü de sor!" buyurdu.

O;

"Âhirette herkes hakkını alacak, yaptıklarının cezasını çekecek diyorsunuz. Bırakın insanları canları ne istiyorsa yapsınlar, karışmayın!" dedi.

Bunun üzerine Şems-i Tebrîzî, elindeki kuru kerpici adamın başına vurdu. Soru sormaya gelen felsefeci, derhâl zamanın kadısına gidip, davacı oldu. Felsefesi Kadıya:

"Ben, soru sordum, o başıma kerpiç vurdu." dedi.

Şems-i Tebrîzî;

"Ben de sadece cevap verdim." buyurdu.

Kâdı bu işin açıklamasını istedi. Şems-i Tebrîzî şöyle anlattı:

"Efendim, bana Allah’ı göster de inanayım, dedi. Şimdi bu felsefeci, başının ağrısını göstersin de görelim."

O kimse şaşırarak;

"Ağrıyor ama gösteremem." dedi.

Şems-i Tebrîzî;

"İşte Allah da vardır, fakat görünmez.

Yine bana, şeytana ateşle nasıl azap edileceğini sordu. Ben buna toprakla vurdum. Toprak onun başını acıttı. Hâlbuki kendi bedeni de topraktan yaratıldı.

Yine bana;

"Bırakın herkesin canı ne isterse onu yapsın. Bundan dolayı bir hak olmaz." dedi. Benim canım onun başına kerpici vurmak istedi ve vurdum. Niçin hakkını arıyor? Aramasa ya! Bu dünyada küçük bir mesele için hak aranırsa, o sonsuz olan ahiret hayatında niçin hak aranmasın?" buyurdu.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.