Probiyotik kullanımına dikkat: “Tek başına bağışıklık sistemini düzenleyemez”
Probiyotik kullanımına dikkat: “Tek başına bağışıklık sistemini düzenleyemez”
Tüketildiğinde insan sağlığı üzerine olumlu etkileri olduğu düşünülen probiyotikler ve prebiyotikler hakkında Gastroenteroloji Uzmanı Dr. İsmail Acar önemli bilgiler paylaştı. “Probiyotikler ve prebiyotikler tek başına bağışıklık sistemini düzenleyemez” diyen Dr. Acar, “Sağlıklı bireylere önermeden önce bağışıklık sistemini ne derece etkilediği ve ne için kullanılacağı dikkatlice değerlendirilmeli” ifadelerini kullandı.
Haber Giriş Tarihi: 18.09.2023 09:14
Haber Güncellenme Tarihi: 18.09.2023 10:55
Kaynak:
Haber Merkezi
ilkhaber-gazetesi.com
Probiyotiklerin ve prebiyotiklerin sağlık açısından faydalı olduğu iddiasıyla giderek daha çok kullanıldığını ifade eden Gastroenteroloji Uzmanı Dr. İsmail Acar, “Probiyotikler, belirli miktarda bakterinin kişiye verilmesi ile bireyin sağlığı üzerinde yararlı etkileri olduğu düşünülen canlı mikroorganizmalardır. Prebiyotikler ise yararlı bağırsak mikroorganizmalarının büyümesini ve/veya işlevini uyaran, sindirilmeyen gıda bileşikleridir. Her ne kadar sindirim sistemimizdeki bakterilerin, cildimizde, solunum yollarımızda ve bağırsaklarımızdaki rollerine ilişkin anlayış hızla ortaya çıksa da vücudumuzdaki bakteriler ile bağışıklık sistemimiz üzerindeki etkileri ile ilgili bilimsel veriler sınırlıdır ve mide bağırsak sistemimizdeki bu mikroorganizmalar ‘kara kutu>’ olarak kalmaya devam etmektedir” dedi. “Yararlı etkileri olduğu gibi zararlı sonuçlarının da olduğu biliniyor”
Probiyotik ve prebiyotik ürünlerin doğrudan bağışıklık fonksiyonlarına etkisi hakkında konuşan Dr. Acar, “Probiyotikler, ince ve kalın bağırsaklarımızda, bağırsak epitelimizle doğrudan etkileşime girerek bağışıklık sistemi üzerinde düzenleyici etkiler ortaya çıkarabiliyor. Alerjik ve otoimmün hastalıkların baskılanması veya bağışıklık sisteminin uyarılması da dahil olmak üzere, bağışıklık sistemimize fayda sağlamak için probiyotik ve prebiyotiklerin verildiği bilimsel çalışmalarda, yararlı etkiler olduğu gibi zararlı sonuçlarının da olduğu biliniyor” ifadelerini kullandı. “Bilimsel çalışmalarla kanıtlanmamıştır”
Probiyotiklerin özellikle antibiyotik kullanımı sonrası görülen ishallerin tedavisinde yararlı olduğunu belirten Dr. Acar, “Ayrıca karın ağrısı, ishal veya kabızlıkla seyreden huzursuz bağırsak sendromu ve hastanede yatışlarda görülen ishallerin tedavisinde probiyotikler kullanılmaktadır. Alerjik astım, dermatit veya egzama gibi hastalıklara herhangi bir faydaları olduğu yapılan bilimsel çalışmalarla kanıtlanmamıştır. Daha da önemlisi, şu anda piyasada bulunan probiyotik ürünler, hastalıkları tedavi etmekten ziyade, hastalıklara yakalanma riskini azaltmak amacıyla, sağlıklı bireylerde kullanılması tavsiye edilmektedir” şeklinde konuştu. “Verdiği tepki kişiye göre değişebilir”
Probiyotik ilaçlara bağışıklık sisteminin verdiği tepkinin kişiye göre değişebileceğine değinen de Beykent Üniversitesi Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Dr. İsmail Acar, “Kişide bağışıklık sisteminde zayıflık olmadığında bu değişikliklerin biyolojik etkilerinin ne olacağını tahmin etmek zordur. Ayrıca farklı probiyotik suşları veya ilaç firmalarından ziyade, yani kullandığımız probiyotiğin isminden ziyade, herkesin bağışıklık sistemi ilaca farklı tepkiler vermektedir” dedi. “Yanıt bekleyen birçok soru var”
Probiyotik kullanımı ile ilgili yanıt bekleyen birçok soru bulunduğunu belirten Dr. Acar, “Probiyotik ve prebiyotiklerin tüm sağlıklı kişilerde bağışıklık sistemi üzerinde etkilerini ortaya çıkarmasını bekleyebilir miyiz? İstediğimiz etki nedir? Bir bireyin bağışıklık düzenleyici veya güçlendirici bir ilaçtan en fazla fayda sağlayıp sağlayamayacağına kim karar verebilir? Ayrıca probiyotiklerin bağışıklık sistemini düzenleyici etkilerinin kısa vadeli mi yoksa uzun vadeli mi veya sürekli mi olduğu belirsizliğini korumaktadır” ifadelerini kullandı. “Sağlık durumu belirli aralıklar ile kontrol edilmeli”
“Probiyotiklerin çoğu bağırsakta kalıcı olarak yerleşmediğinden, tüketimlerinden kısa bir süre sonra bağırsaktan atılırlar ve biyolojik etkileri kaybolur” diyen Dr. Acar, “Sağlıklı çocuklarda uzun süreler boyunca probiyotik kullanımının bağışıklık sistemi üzerinde etkileri beklenen bir durumdur, ancak bu durumun kişinin sağlığı üzerinde olumlu mu yoksa olumsuz mu olduğu bilinmemektedir. Yani bir biyolojik mikroorganizma türünün uzun süre uygulanmasının bağışıklık sistemi üzerine sonucunun ne olacağı açık değildir. Acaba bağışıklık sisteminin tepkisini zayıflatır mı? Mikroplara karşı daha duyarlı mı olur? Bu nedenle kişinin bağışıklık sistemi ve sağlık durumu belirli aralıklar ile kontrol edilmelidir” dedi. “Ne için kullanılacağı dikkatlice değerlendirilmeli”
Probiyotiklerin ve prebiyotiklerin tek başına bağışıklık sistemini düzenleyemeyeceğini söyleyen Dr. Acar, “Kişinin genetik geçmişi, bağırsak mikrobiyotasının bileşimi (yani sindirim sistemimizde bulunan yararlı ve zararlı bakteriler), diyeti ve yaşam tarzı gibi kişiye bağlı faktörlerin de aynı derecede veya daha da önemli olduğu bilinmelidir. Sonuç olarak sağlıklı bireylerde kullanılmak üzere bir probiyotik veya prebiyotik önermeden önce, bunun bağışıklık sistemini ne derece etkilediği ve ne için kullanılacağı dikkatlice değerlendirilmeli ve mutlaka uzman doktor görüşüne başvurulmalıdır” şeklinde konuştu.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Probiyotik kullanımına dikkat: “Tek başına bağışıklık sistemini düzenleyemez”
Tüketildiğinde insan sağlığı üzerine olumlu etkileri olduğu düşünülen probiyotikler ve prebiyotikler hakkında Gastroenteroloji Uzmanı Dr. İsmail Acar önemli bilgiler paylaştı. “Probiyotikler ve prebiyotikler tek başına bağışıklık sistemini düzenleyemez” diyen Dr. Acar, “Sağlıklı bireylere önermeden önce bağışıklık sistemini ne derece etkilediği ve ne için kullanılacağı dikkatlice değerlendirilmeli” ifadelerini kullandı.
Probiyotiklerin ve prebiyotiklerin sağlık açısından faydalı olduğu iddiasıyla giderek daha çok kullanıldığını ifade eden Gastroenteroloji Uzmanı Dr. İsmail Acar, “Probiyotikler, belirli miktarda bakterinin kişiye verilmesi ile bireyin sağlığı üzerinde yararlı etkileri olduğu düşünülen canlı mikroorganizmalardır. Prebiyotikler ise yararlı bağırsak mikroorganizmalarının büyümesini ve/veya işlevini uyaran, sindirilmeyen gıda bileşikleridir. Her ne kadar sindirim sistemimizdeki bakterilerin, cildimizde, solunum yollarımızda ve bağırsaklarımızdaki rollerine ilişkin anlayış hızla ortaya çıksa da vücudumuzdaki bakteriler ile bağışıklık sistemimiz üzerindeki etkileri ile ilgili bilimsel veriler sınırlıdır ve mide bağırsak sistemimizdeki bu mikroorganizmalar ‘kara kutu>’ olarak kalmaya devam etmektedir” dedi.
“Yararlı etkileri olduğu gibi zararlı sonuçlarının da olduğu biliniyor”
Probiyotik ve prebiyotik ürünlerin doğrudan bağışıklık fonksiyonlarına etkisi hakkında konuşan Dr. Acar, “Probiyotikler, ince ve kalın bağırsaklarımızda, bağırsak epitelimizle doğrudan etkileşime girerek bağışıklık sistemi üzerinde düzenleyici etkiler ortaya çıkarabiliyor. Alerjik ve otoimmün hastalıkların baskılanması veya bağışıklık sisteminin uyarılması da dahil olmak üzere, bağışıklık sistemimize fayda sağlamak için probiyotik ve prebiyotiklerin verildiği bilimsel çalışmalarda, yararlı etkiler olduğu gibi zararlı sonuçlarının da olduğu biliniyor” ifadelerini kullandı.
“Bilimsel çalışmalarla kanıtlanmamıştır”
Probiyotiklerin özellikle antibiyotik kullanımı sonrası görülen ishallerin tedavisinde yararlı olduğunu belirten Dr. Acar, “Ayrıca karın ağrısı, ishal veya kabızlıkla seyreden huzursuz bağırsak sendromu ve hastanede yatışlarda görülen ishallerin tedavisinde probiyotikler kullanılmaktadır. Alerjik astım, dermatit veya egzama gibi hastalıklara herhangi bir faydaları olduğu yapılan bilimsel çalışmalarla kanıtlanmamıştır. Daha da önemlisi, şu anda piyasada bulunan probiyotik ürünler, hastalıkları tedavi etmekten ziyade, hastalıklara yakalanma riskini azaltmak amacıyla, sağlıklı bireylerde kullanılması tavsiye edilmektedir” şeklinde konuştu.
“Verdiği tepki kişiye göre değişebilir”
Probiyotik ilaçlara bağışıklık sisteminin verdiği tepkinin kişiye göre değişebileceğine değinen de Beykent Üniversitesi Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Dr. İsmail Acar, “Kişide bağışıklık sisteminde zayıflık olmadığında bu değişikliklerin biyolojik etkilerinin ne olacağını tahmin etmek zordur. Ayrıca farklı probiyotik suşları veya ilaç firmalarından ziyade, yani kullandığımız probiyotiğin isminden ziyade, herkesin bağışıklık sistemi ilaca farklı tepkiler vermektedir” dedi.
“Yanıt bekleyen birçok soru var”
Probiyotik kullanımı ile ilgili yanıt bekleyen birçok soru bulunduğunu belirten Dr. Acar, “Probiyotik ve prebiyotiklerin tüm sağlıklı kişilerde bağışıklık sistemi üzerinde etkilerini ortaya çıkarmasını bekleyebilir miyiz? İstediğimiz etki nedir? Bir bireyin bağışıklık düzenleyici veya güçlendirici bir ilaçtan en fazla fayda sağlayıp sağlayamayacağına kim karar verebilir? Ayrıca probiyotiklerin bağışıklık sistemini düzenleyici etkilerinin kısa vadeli mi yoksa uzun vadeli mi veya sürekli mi olduğu belirsizliğini korumaktadır” ifadelerini kullandı.
“Sağlık durumu belirli aralıklar ile kontrol edilmeli”
“Probiyotiklerin çoğu bağırsakta kalıcı olarak yerleşmediğinden, tüketimlerinden kısa bir süre sonra bağırsaktan atılırlar ve biyolojik etkileri kaybolur” diyen Dr. Acar, “Sağlıklı çocuklarda uzun süreler boyunca probiyotik kullanımının bağışıklık sistemi üzerinde etkileri beklenen bir durumdur, ancak bu durumun kişinin sağlığı üzerinde olumlu mu yoksa olumsuz mu olduğu bilinmemektedir. Yani bir biyolojik mikroorganizma türünün uzun süre uygulanmasının bağışıklık sistemi üzerine sonucunun ne olacağı açık değildir. Acaba bağışıklık sisteminin tepkisini zayıflatır mı? Mikroplara karşı daha duyarlı mı olur? Bu nedenle kişinin bağışıklık sistemi ve sağlık durumu belirli aralıklar ile kontrol edilmelidir” dedi.
“Ne için kullanılacağı dikkatlice değerlendirilmeli”
Probiyotiklerin ve prebiyotiklerin tek başına bağışıklık sistemini düzenleyemeyeceğini söyleyen Dr. Acar, “Kişinin genetik geçmişi, bağırsak mikrobiyotasının bileşimi (yani sindirim sistemimizde bulunan yararlı ve zararlı bakteriler), diyeti ve yaşam tarzı gibi kişiye bağlı faktörlerin de aynı derecede veya daha da önemli olduğu bilinmelidir. Sonuç olarak sağlıklı bireylerde kullanılmak üzere bir probiyotik veya prebiyotik önermeden önce, bunun bağışıklık sistemini ne derece etkilediği ve ne için kullanılacağı dikkatlice değerlendirilmeli ve mutlaka uzman doktor görüşüne başvurulmalıdır” şeklinde konuştu.
Cem Garipoğlu soruşturmasında takipsizlik kararı verildi
Adana'da nişanlısına laf atan iki kişiyi bıçakla yaralayan sanığa 16 yıl 9 ay hapis istemi
Osmaniye’de DEAŞ operasyonu: Yabancı uyruklu şüpheli tutuklandı
İskenderun’da denetim: 10 iş yeri incelendi, 83 kişi sorgulandı
Jandarma'dan NARKOÇELİK-49 operasyonu: 23 ilde büyük uyuşturucu operasyonu
SON HABERLER
Hatay'da deprem sonrası ticaretin kalbi olan Uzun Çarşı ve tarihi caddeler yeniden inşa ediliyor
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, depremde yıkılan Hatay’ın simge noktaları olan Uzun Çarşı, Kemalpaşa ve Kurtuluş caddelerinin yeniden inşası için çalışmalara başladı. Esnaf, geçici prefabrik çarşılarda ticaretlerine devam ederken, yeni iş yerlerine kavuşmak için sabırsızlanıyor.
Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz hakkında soruşturma başlatıldı
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, gazeteciler Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz hakkında "Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçundan soruşturma başlattı. Altaylı'nın yazısı ve Saymaz'ın iddiaları, İletişim Başkanlığı tarafından doğru bulunmadı.
Van’da kaybolan Rojin Kabaiş’in babasından tepki: "Otopsi raporunda ‘suda boğulma’ ifadesi yok"
Van'da kaybolduktan 18 gün sonra cansız bedeni bulunan üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş’in babası Nizamettin Kabaiş, kızının ölümüne dair sosyal medyada yayılan 'suda boğulma' iddialarına tepki gösterdi. Baba Kabaiş, otopsi raporunda böyle bir ifadenin yer almadığını ve söz konusu bilginin yanlış yayıldığını belirtti.