İlişkilerde kişisel alan ve bunun önemiyle alakalı Psikolojik Danışman Ekrem Çağrı Öztürk bilgiler verdi.
Haber Giriş Tarihi: 10.02.2024 16:20
Haber Güncellenme Tarihi: 10.02.2024 16:20
Kaynak:
BÜLTEN
Hayat bir bütünleşip ayrışma sanatıdır. Aynı akordiyon gibi. Anlamlı bir müziğin çıkması için akordiyonun uygun zamanda ve hızda birleşip ayrılması gerekir. Bizlerde istek ve ihtiyaçlarımızın farkında olup bu doğrultuda bütünleşip ayrışmayı yaşadığımız sürece hayatımız daha anlamlı ve keyifli hale gelir. Bütünleşip ayrışma hayatımızın her yerinde mikro ve makro düzeylerde karşımıza çıkar. Örneğin nefes alıp verirken bile her an nefesimizle bütünleşip ayrışıyoruz. Yemek yerken, su içerken, spor yaparken her bir eylemimiz içinde onlarca bütünleşip ayrışmayı barındırıyor. Nefesimizle bütünleşip ayrışmazsak boğulabiliriz. Su ile hiç bütünleşmez yani su içmezsek başımız ağrır, yorgun düşer belki zamanla böbreklerimiz zarar görür ve yaşamsal faaliyetlerimizi yerine getiremeyiz. Bu basit örneklerde görüldüğü gibi vücudumuz ihtiyaçlarımız doğrultusunda ne yapmamız gerektiğini bize ufak sinyallerle anlatıyor. Anlaması daha güç olan yerlerden biri ilişkilerdir. Romantik ilişkilerde, ebeveyn ilişkilerinde, iş ve arkadaşlık ilişkilerinde nerede bütünleşip nerede ayrışmamız gerektiğini fark etmek bazen kolay olmayabilir.
Bazı anneler çocuklarının kendinden ayrılmadığını ve kendileri olmadan bir şey yapamadığını ifade ederler. Oysa kendilerine zaman ayırmayıp aktivitelerde bulunmayarak sürekli çocuklarının yanında olduklarını görmezler. Bir bebek annesine bağlı doğar. Annesinin dokunuşuna, sevgisine, doyurmasına ihtiyacı vardır. Fiziksel ve duygusal büyümesi ile ihtiyaçları değişir. Öğretmenleri, arkadaşları, işi ve yaptığı aktivitelerle bütünleşip aileden ayrışmaya başlar. Ebeveynlerin yapması gereken en önemli şeylerden biri de bu sağlıklı ayrışmayı sağlamaktır. Fakat anne çocuğuna bağımlı ise çocukta ayrışmayı öğrenemeyebilir. Yetişkinliğinde sürekli ilgi isteyen ve kendi başına bir şey yapmaktan hoşlanmayan biri haline dönüşebilir. Bu yüzden karşı tarafla kesintisiz bir iletişim kurmak isteyebilir. Yaptığı her hareketi dikkatle yapmaya ve karşı tarafı kaybetmemeye çalışır. Eğer iletişimde bir kesinti olur veya soğuk davranıldığını hissederse yoğun üzüntü yaşayabilir. Çünkü bu tarz iletişim onun için terk edilmeye eş değer olabilir. Kendi ile kaldığında ne yapacağını bilmediği için derin yalnızlık hisseder. Fakat karşı tarafa hiç alan yaratmayarak en korktuğu sonucu kendi elleriyle yaratır. İlişkide kendi alanlarını yaratmayıp ayrışmama hali aynı nefes örneğinde olduğu gibi ilişkiyi boğar.
Kimi ebeveynlerde vicdan yaptırarak manipülasyona maruz bıraktığını farketmez. ‘Sizin için nelere katlandım, her şeyi sizin için yaptım, hiç arayıp sormuyorsun, bizim senden başka kimimiz var’ diyerek zamanla çocuklarının üzerine yük bırakırlar. Çocuklar ‘ Zorlansan da katlan, sen de insanlar için çabala, kendi istek ve ihtiyaçlarından daha çok başkalarınınkini önemse’ şeklinde duyar bu mesajları. Bu kişiler kendine alan yaratmak yerine yöneticilerine hayır diyemeyerek fazla mesai yapar, arkadaşlarına ve partnerlerinin söylemlerini daha fazla önemseyerek fikirlerini belirtmekten çekinebilirler.
Psikolojik Danışman Ekrem Çağrı Öztürk ,'' İstek ve ihtiyaçların dolaylı yoldan ifade edilmesi, sınır konulmaması ilişkilere zarar verir. İlişkideki bireysel alanların artması demek birleşme anlarında paylaşımın artmasına yardımcı olur. Bağımlı ilişki yerini bağlılığa dönüştürür. İlişki zenginleşir ve kişiler birbirini beslemeye başlar. ''dedi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İlişkilerde kişisel alan bırakmanın önemi nedir?
İlişkilerde kişisel alan ve bunun önemiyle alakalı Psikolojik Danışman Ekrem Çağrı Öztürk bilgiler verdi.
Hayat bir bütünleşip ayrışma sanatıdır. Aynı akordiyon gibi. Anlamlı bir müziğin çıkması için akordiyonun uygun zamanda ve hızda birleşip ayrılması gerekir. Bizlerde istek ve ihtiyaçlarımızın farkında olup bu doğrultuda bütünleşip ayrışmayı yaşadığımız sürece hayatımız daha anlamlı ve keyifli hale gelir. Bütünleşip ayrışma hayatımızın her yerinde mikro ve makro düzeylerde karşımıza çıkar. Örneğin nefes alıp verirken bile her an nefesimizle bütünleşip ayrışıyoruz. Yemek yerken, su içerken, spor yaparken her bir eylemimiz içinde onlarca bütünleşip ayrışmayı barındırıyor. Nefesimizle bütünleşip ayrışmazsak boğulabiliriz. Su ile hiç bütünleşmez yani su içmezsek başımız ağrır, yorgun düşer belki zamanla böbreklerimiz zarar görür ve yaşamsal faaliyetlerimizi yerine getiremeyiz. Bu basit örneklerde görüldüğü gibi vücudumuz ihtiyaçlarımız doğrultusunda ne yapmamız gerektiğini bize ufak sinyallerle anlatıyor. Anlaması daha güç olan yerlerden biri ilişkilerdir. Romantik ilişkilerde, ebeveyn ilişkilerinde, iş ve arkadaşlık ilişkilerinde nerede bütünleşip nerede ayrışmamız gerektiğini fark etmek bazen kolay olmayabilir.
Bazı anneler çocuklarının kendinden ayrılmadığını ve kendileri olmadan bir şey yapamadığını ifade ederler. Oysa kendilerine zaman ayırmayıp aktivitelerde bulunmayarak sürekli çocuklarının yanında olduklarını görmezler. Bir bebek annesine bağlı doğar. Annesinin dokunuşuna, sevgisine, doyurmasına ihtiyacı vardır. Fiziksel ve duygusal büyümesi ile ihtiyaçları değişir. Öğretmenleri, arkadaşları, işi ve yaptığı aktivitelerle bütünleşip aileden ayrışmaya başlar. Ebeveynlerin yapması gereken en önemli şeylerden biri de bu sağlıklı ayrışmayı sağlamaktır. Fakat anne çocuğuna bağımlı ise çocukta ayrışmayı öğrenemeyebilir. Yetişkinliğinde sürekli ilgi isteyen ve kendi başına bir şey yapmaktan hoşlanmayan biri haline dönüşebilir. Bu yüzden karşı tarafla kesintisiz bir iletişim kurmak isteyebilir. Yaptığı her hareketi dikkatle yapmaya ve karşı tarafı kaybetmemeye çalışır. Eğer iletişimde bir kesinti olur veya soğuk davranıldığını hissederse yoğun üzüntü yaşayabilir. Çünkü bu tarz iletişim onun için terk edilmeye eş değer olabilir. Kendi ile kaldığında ne yapacağını bilmediği için derin yalnızlık hisseder. Fakat karşı tarafa hiç alan yaratmayarak en korktuğu sonucu kendi elleriyle yaratır. İlişkide kendi alanlarını yaratmayıp ayrışmama hali aynı nefes örneğinde olduğu gibi ilişkiyi boğar.
Kimi ebeveynlerde vicdan yaptırarak manipülasyona maruz bıraktığını farketmez. ‘Sizin için nelere katlandım, her şeyi sizin için yaptım, hiç arayıp sormuyorsun, bizim senden başka kimimiz var’ diyerek zamanla çocuklarının üzerine yük bırakırlar. Çocuklar ‘ Zorlansan da katlan, sen de insanlar için çabala, kendi istek ve ihtiyaçlarından daha çok başkalarınınkini önemse’ şeklinde duyar bu mesajları. Bu kişiler kendine alan yaratmak yerine yöneticilerine hayır diyemeyerek fazla mesai yapar, arkadaşlarına ve partnerlerinin söylemlerini daha fazla önemseyerek fikirlerini belirtmekten çekinebilirler.
Psikolojik Danışman Ekrem Çağrı Öztürk ,'' İstek ve ihtiyaçların dolaylı yoldan ifade edilmesi, sınır konulmaması ilişkilere zarar verir. İlişkideki bireysel alanların artması demek birleşme anlarında paylaşımın artmasına yardımcı olur. Bağımlı ilişki yerini bağlılığa dönüştürür. İlişki zenginleşir ve kişiler birbirini beslemeye başlar. ''dedi.
Kaynak: BÜLTEN
Özgür Özel’den Cumhurbaşkanlığı adaylığı açıklaması: "Aday değilim, olmayacağım"
Usulsüz çakar kullananlara ağır ceza: 96 bin TL para cezası ve araç men edilecek
Adana’da firari hükümlüler jandarma operasyonuyla yakalandı
Adana’da ‘Engelsiz İletişim’ semineriyle toplumda farkındalık yaratıyor
Antalya'da bıçaklı şahıs cemaat tarafından taşla kovalandı
SON HABERLER
SASA Polyester Tesisleri'nde buhar panik yarattı
Adana'daki SASA Polyester Fabrikası'nın PTA tesisinde buhar denemesi sırasında bir borunun kapağı açıldı. Panik anları kameralara yansırken, olayda can kaybı ya da yaralanma yaşanmadı.
Tunceli ve Ovacık Belediye Başkanları görevden alındı
İçişleri Bakanlığı, Tunceli Belediye Başkanı Cevdet Konak ve Ovacık Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün, "PKK/KCK terör örgütüne üye olmak" suçundan aldıkları hapis cezası ve devam eden soruşturmalar nedeniyle görevden uzaklaştırıldığını duyurdu.
Tutar Yapı Sitesi davasında duruşma 7 şubat 2025’e ertelendi
Adana’da 6 Şubat 2023 depreminde yıkılan Tutar Yapı Sitesi C Blok’un davasında sanıklar, 21 ay sonra ilk kez yargılandı. Tutukluluk halleri devam eden sanıkların duruşması, 7 Şubat 2025’e ertelendi.