Tuz Gölü şifa turizminin yeni merkezi olarak parlıyor
Tuz Gölü şifa turizminin yeni merkezi olarak parlıyor
Türkiye'nin ikinci büyük gölü Tuz Gölü, doğal şifasıyla yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı haline geldi. Ayak hastalıklarına iyi geldiği bilinen tuzlu suda çıplak ayakla yürüme deneyimi sunan göl, eşsiz manzarasıyla her yaştan ziyaretçiye keyifli bir doğa ve sağlık turu vaat ediyor.
Haber Giriş Tarihi: 21.06.2024 15:56
Haber Güncellenme Tarihi: 21.06.2024 15:56
Kaynak:
İHA
Türkiye'nin yüzde 60'lık tuz ihtiyacını karşılayan ve ülkenin ikinci büyük gölü unvanını taşıyan Tuz Gölü şifa turizminin de merkezi haline geliyor.
Aksaray, Ankara ve Konya illerinin sınırlarını birleştiren ve Türkiye'nin ikinci büyük gölü olan Tuz Gölü havaların ısınmasıyla birlikte şifa turizmine kapılarını açtı. Türkiye'nin 2 milyon ton tuz hasadı ile yüzde 60'lık tuz ihtiyacını karşılayan göl yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı olmaya devam ediyor. Plaj havasında Tuz Gölü'nde yürüyüş yapan ziyaretçilerin kimisi doğa hobisini gidermek, kimisi de tuzlu suda şifa bulmak için çıplak ayakla yürüyor. Son yıllarda yürüme turizmi adıyla sıkça ziyaret edilen Tuz Gölü, ayak mantarı, ayak kokusu sorunu ve egzama gibi hastalıklara karşı şifalı olarak biliniyor. Özellikle havaların ısınması ile birlikte her gün yüzlerce yerli ve yabancı turist Tuz Gölü'nün eşsiz manzarasını izlemek ve şifalı olduğuna inanılan tuzlu suda çıplak ayakla yürüyebilmek için geliyor. 7'den 70'e her yaştan ziyaretçinin geldiği Tuz Gölü eşsiz manzarasıyla da ziyaretçilerine eşsiz bir görsel sunuyor. Küçük çocuklar tuzlu suda oyunlar oynarken, aileler ise Tuz Gölü'nde fotoğraf çektiriyor.
Belçika'dan memleketi Kırıkkale'ye izne gelen gurbetçi Oktay Gök (53), Tuz Gölü'nü araştırdıktan sonra ilgi duyarak ziyaret ettiğini söyledi.
Gök, "Bayram tatilini geçirmek için Belçika'dan geldim. Gezmek için bugünde Tuz Gölü'ne gidelim dedik. Kırıkkale'den sırf burası için geldim. Su çok güzel ve sağlıklı olduğunu duydum. Göçmen kuşlarını ,flamingoları duyunca hoşuma gitti. Buranın ülkenin tuz ihtiyacını karşılaması da çok güzel" diye konuştu.
Tuz Gölü kıyısında yaşadığını belirten Tolga Aksoy da, "Buralı olduğumuz için geldik ve geziyoruz. Burayı herkese tavsiye ediyoruz. Göl çok güzel olduğu kadar şifalı su ayak hastalıklarına iyi geliyor" dedi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Tuz Gölü şifa turizminin yeni merkezi olarak parlıyor
Türkiye'nin ikinci büyük gölü Tuz Gölü, doğal şifasıyla yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı haline geldi. Ayak hastalıklarına iyi geldiği bilinen tuzlu suda çıplak ayakla yürüme deneyimi sunan göl, eşsiz manzarasıyla her yaştan ziyaretçiye keyifli bir doğa ve sağlık turu vaat ediyor.
Türkiye'nin yüzde 60'lık tuz ihtiyacını karşılayan ve ülkenin ikinci büyük gölü unvanını taşıyan Tuz Gölü şifa turizminin de merkezi haline geliyor.
Aksaray, Ankara ve Konya illerinin sınırlarını birleştiren ve Türkiye'nin ikinci büyük gölü olan Tuz Gölü havaların ısınmasıyla birlikte şifa turizmine kapılarını açtı. Türkiye'nin 2 milyon ton tuz hasadı ile yüzde 60'lık tuz ihtiyacını karşılayan göl yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı olmaya devam ediyor. Plaj havasında Tuz Gölü'nde yürüyüş yapan ziyaretçilerin kimisi doğa hobisini gidermek, kimisi de tuzlu suda şifa bulmak için çıplak ayakla yürüyor. Son yıllarda yürüme turizmi adıyla sıkça ziyaret edilen Tuz Gölü, ayak mantarı, ayak kokusu sorunu ve egzama gibi hastalıklara karşı şifalı olarak biliniyor. Özellikle havaların ısınması ile birlikte her gün yüzlerce yerli ve yabancı turist Tuz Gölü'nün eşsiz manzarasını izlemek ve şifalı olduğuna inanılan tuzlu suda çıplak ayakla yürüyebilmek için geliyor. 7'den 70'e her yaştan ziyaretçinin geldiği Tuz Gölü eşsiz manzarasıyla da ziyaretçilerine eşsiz bir görsel sunuyor. Küçük çocuklar tuzlu suda oyunlar oynarken, aileler ise Tuz Gölü'nde fotoğraf çektiriyor.
Belçika'dan memleketi Kırıkkale'ye izne gelen gurbetçi Oktay Gök (53), Tuz Gölü'nü araştırdıktan sonra ilgi duyarak ziyaret ettiğini söyledi.
Gök, "Bayram tatilini geçirmek için Belçika'dan geldim. Gezmek için bugünde Tuz Gölü'ne gidelim dedik. Kırıkkale'den sırf burası için geldim. Su çok güzel ve sağlıklı olduğunu duydum. Göçmen kuşlarını ,flamingoları duyunca hoşuma gitti. Buranın ülkenin tuz ihtiyacını karşılaması da çok güzel" diye konuştu.
Tuz Gölü kıyısında yaşadığını belirten Tolga Aksoy da, "Buralı olduğumuz için geldik ve geziyoruz. Burayı herkese tavsiye ediyoruz. Göl çok güzel olduğu kadar şifalı su ayak hastalıklarına iyi geliyor" dedi.
Kaynak: İHA
Ankara’da akraba aileler arasında alacak verecek meselesi: 2 ölü, 4 yaralı
Gaziler Günü dolayısı ile Adana'da Atatürk Parkı’na çelenk bırakıldı
Ceyhan Belediye Başkanı Kadir Aydar’a siyasi yasak getirildi
Pusuya düşerek yaralanan Gazi Cem İrik: ‘O an öleceğimi düşündüm’
THY'den Göbeklitepe'nin mirası: "Dünyanın İlk Ekmeği" uçuşlarda yolculara ikram edilecek
Adana hava durumu | 19 Eylül 2024 Adana'da beklenen yağmur geliyor
Adana Emniyet Müdürü Arıkan, Yüreğir’de muhtarlarla buluştu
19 Eylül Gaziler Günü’nde Adana Valisi Köşger’i Gaziler ziyaret etti
Mansur Yavaş CHP'den istifamı etti? Mansur Yavaş konuyla ilgili açıklama yaptı
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya Diyarbakır'daki terörle mücadeleyi ve yatırımları açıkladı
SON HABERLER
Ankara'da 'sahte bal' operasyonu: Yüzlerce ton ele geçirildi
Ankara'nın Akyurt ilçesinde yapılan operasyonda, sahte bal yapımında kullanılan 8 bin 150 ton glikoz, früktoz ve şeker ile çeşitli markalara ait 100 bin bal etiketi ele geçirildi.
Türkiye, Fransa'da başlayacak Le Monde Festivali'nde tanıtılacak
Fransa'nın başkenti Paris'te yarın başlayacak Le Monde Festivali'nde Türkiye, gastronomisi ve kültürüyle tanıtılacak.
UNICEF'ten Gazze ve Batı Şeria'da çocuklar için 'kayıp nesil riski' uyarısı
UNICEF İcra Direktörü Yardımcısı Ted Chaiban, Gazze ve işgal altındaki Batı Şeria'da yaşayan Filistinli çocuklar aylarca öğrenme fırsatını kaybettikleri için "kayıp bir nesil riskiyle karşı karşıya" olunduğunu söyledi.