TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

# Yumuktepe Höyüğü

İLKHABER-Gazetesi - Yumuktepe Höyüğü haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yumuktepe Höyüğü haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Yumuktepe Höyüğü’nde 9 bin yıllık tarih gün yüzüne çıkarılıyor Haber

Yumuktepe Höyüğü’nde 9 bin yıllık tarih gün yüzüne çıkarılıyor

Mersin'deki 9 bin yıllık Yumuktepe Höyüğü'nde arkeopark projesi kapsamında Prof. Dr. Giulio Palumbi'nin başkanlığında başlatılan kazı çalışmaları sona erdi. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın 'Geleceğe Miras Projesi' kapsamında kazı koordinatörü İnönü Üniversitesi'nden Doç. Dr. Burhan Ulaş tarafından gerçekleştirilen kazılar ise Kasım ayı sonuna kadar devam edecek. Milattan önce 7 binli yıllara uzanan geçmişiyle Anadolu'nun en eski yerleşim yerlerinden merkez Toroslar ilçesindeki Yumuktepe Höyüğü'nde Ağustos ayında başlayan kazılar, İtalya'nın Bari Aldo Moro Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Giulio Palumbi başkanlığında gerçekleştirildi. Bu yıl ki kazılarda, daha önce bulunan Hitit sur duvarının temeli genişletilerek yapı tekniği hakkında bilgiler edinildi. Demirçağ tabakalarında ise tandır biçiminde ocaklar ile Neolitik dönemden beri bölgenin endemik bitkisi olan zeytin çekirdekleri ile hayvan kemikleri bulundu. "Hitit sur duvarı bölgenin büyük bir yapısına işaret ediyor" Kazı Başkanı Prof. Dr. Palumbi, höyüğün kuzey açmalarında başladıkları kazılarda İlk Tunç veya Geç Kalkolitik tabakalara inmeye çalıştıklarını anlattı. Daha önce bulunan Hitit sur duvarının temelini daha da genişleterek yapı tekniğini anladıklarını belirten Palumbi, "Sonunda meşhur Hitit duvarı ortaya çıktı. Büyük taş temel ve üstüne küçük taşlar konularak yapılmış, küçük taşların üzerinde kerpiç oturuyor. Milattan önce 1200'lü yıllara tarihliyoruz. Hitit sur duvarı temeli, bölgede büyük bir yapı olduğunu gösteriyor. Yıkılan Hitit sur duvarı Yeni Hitit Krallığının yaşadığı kriz ve Hitit krallığının sona ermesine ilişkin veriler veriyor" dedi. "Demir Çağ Tandır ocakları ortaya çıkarıldı" Kazı Başkan Yardımcısı Tülay Özaydın, bu yıl 19 Ağustos'tan itibaren çalışmalara başladıklarını söyledi. Çalışma alanının Demir Çağ olduğunu ifade eden Özaydın, "Orta Çağ tabakalarının hemen altından bu sene ilk defa Orta Demir Çağ malzemesine ulaştık. Orta Demir Çağ dediğimiz milattan önce 8. ve 7. yüzyıl malzemeleri. Çok kıymetli Kıbrıs'la ilgili özellikle Doğu Akdeniz'le ilgili malzemelere ulaştık. Çok güzel yerinde ocaklar bulduk. Bu ocaklar; sağlam olarak çıkarabildiğimiz tandır biçiminde ocaklar. İçinden aldığımız malzemelerin arkeometrik çalışmaları yapılacak. Bol miktarda hayvan kemikleriyle karşılaştık. Yan yana yan yana hatta birkaç evreli ocaklar bulduk; sevindiriciydi. Milattan önce 8. ve 7. yüzyıllardan sonra hemen arkasından Hitit malzemesi gelmeye başladı. Böyle olunca Demir Çağı çalışmalarını bu yıl için sonlandırdık" dedi. "Neolitik dönemden kalma zeytin çekirdekleri bulundu" Kazılarda ayrıca bol miktarda zeytin çekirdeği bulduklarına dikkat çeken Özaydın, bunların da arkeometrik çalışmalarının yapılacağını kaydetti. Zeytinin, Neolitik dönemden beri Yumuktepe'nin endemik bir bitkisi olduğunu ifade eden Özaydın, şöyle devam etti: "Şimdi karşılaştırmalı olarak; yani ne kadar bir değişim oldu, evcilleşti mi, aşılandı mı? bilmiyoruz. Bu bilgilere de ulaşmış olacağız. Tabii buğdaylar çıkacak mı? Ne çıkacak fırının içinden? İleriki çalışmalar bize gösterecek. Bunlar 7. ve 8. tabakalarından geldi. Yerinde bulduğumuz için de mutluyuz tabii ki. Yani her yerde bulabiliriz ama yerinde bulduk bu sene. Demir Çağ, Orta Demir Çağı dolgusu içinde bulmaktan memnuniyet duyuyoruz. Bu yıl çalışmalarımızı böyle sonlandırdık" Yumuktepe Höyüğü'nde Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın 'Geleceğe Miras Projesi' kapsamında kazı koordinatörü İnönü Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Burhan Ulaş başkanlığında 10 kişilik ekiple sürdürülen kazılar ise Kasım ayı sonuna kadar devam edecek.

Mersin'deki Yumuktepe Höyüğü'nde neolitik dönem kazıları devam ediyor Haber

Mersin'deki Yumuktepe Höyüğü'nde neolitik dönem kazıları devam ediyor

Mersin'de geçmişi 9 bin yıl öncesine dayanan Yumuktepe Höyüğü'nde kazı çalışmaları sürüyor. 'Geleceğe Miras Projesi' kapsamında gerçekleştirilen kazının koordinatörü İnönü Üniversitesi'nden Doç. Dr. Burhan Ulaş, Neolitik dönem aktarımına ilişkin geçmiş yıllarda elde ettikleri verileri detaylandıracaklarını belirterek, "Yeni tip kaplıca buğdayın Yumuktepe üzerinden Anadolu içlerine, İstanbul ve Balkanlar üzerinden Avrupa'ya doğru yayıldığını söyleyebiliriz" dedi. Toroslar ilçesindeki Yumuktepe Höyüğü'nde arkeopark projesi kapsamında gerçekleştirilen kazı çalışmaları Prof. Dr. Giulio Palumbi'nin başkanlığında yürütülürken, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın başlattığı 'Geleceğe Miras Projesi' çerçevesinde de höyüğün güney yamacında başlatılan kazılar, kazı koordinatörü İnönü Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Burhan Ulaş başkanlığında 10 kişilik ekiple sürdürülüyor. Arkeolojik mirasın korunması ve gelecek nesillere aktarılması hedeflenen, 2024-2028 yıllarını kapsayacak 'Geleceğe Miras Projesi' kapsamında çalışmalarını sürdüren Doç. Dr. Ulaş, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın 2024 yılı itibariyle başlattığı projenin, restorasyon, konservasyon, çevre düzenlemesi ve kazı çalışmalarını kapsayan 4 yıllık bir proje olduğunu söyledi. Çalışmaların tüm yıl içerisinde devam etmesinin hedeflendiğin ifade eden Ulaş, "Biz de Yumuktepe Höyüğü'nde bu yıl Eylül ayının başında Geleceğe Miras Projesi kapsamında çalışmalarımıza başladık. Kasım ayının sonuna kadar kazı çalışmaları olarak devam edecek. Sonrasında ise laboratuvar çalışmalarına geçeceğiz. Yani çanak çömlektir, taş alettir, biyoarkeoloji çalışmaları aynı zamanda Yumuktepe'nin topografyasına ilişkin çalışmalar yapmayı hedefliyoruz. Özellikle Geleceğe Miras Projesi kapsamında Yumuktepe Höyüğü'nde diğer dönemlere göre daha az bilinen neolitik dönem çalışmalarına odaklanmak istiyoruz" diye konuştu. Neolitik dönem tarımına dair yeni bulgular Bu kapsamda Yumuktepe'de güney yamaç açması olarak bilinen bölgede 5x5'lik iki plan karede çalışmalara başladıklarını anlatan Ulaş, daha güneye doğru 3 plankare ve bir de sondaj çalışması daha yaparak neolitik dönem kalıntılarına ulaşmayı hedeflediklerini kaydetti. Projenin arkeolojik kısmı dışında Mersin Büyükşehir Belediyesi ile Kültür ve Turizm Bakanlığı koordinasyonunda devam eden 'Arkeopark Projesi'yle de entegre edilmesinin hedeflendiğini vurgulayan Ulaş, "Bu kapsamda özellikle höyüğün zirvesinde yer alan 8. ve 13. yüzyıllara kadar uzanan Bizans dönemine ait yapı kalıntılarını, özellikle zirvede yer alan kilise ve kiliseye bağlı bir çiftlik yerleşkesinin restorasyonu ve yine çatıyla örtülmesi Geleceğe Miras Projesi kapsamında hedeflenmekte. Bunun dışında neolitik döneme ilişkin kazılarımızda iyi korunmuş mimari yapılar olduğu takdirde bu yapıların da yine Arkeopark Projesi'ne entegre edilmesini hedeflemekteyiz" dedi. Çalışmalarının diğer önemli ayağını da özellikle neolitik dönem tarımına ilişkin geçmiş yıllarda elde ettikleri verileri daha da detaylandırmak olduğuna işaret eden Ulaş, "Yeni verilere ulaşmak noktasında da çalışmalar yürütmeyi planlıyoruz. Bizim Neolitik dönemde bilinen üçlü bir buğday grubu var. Bunlar siyez ve gernik buğdayı. Yine ekmeklik makarnalık buğday. Aslında söz konusu bu buğdaylar yakın doğuda Neolitik dönem yerleşmelerinin tümünde tespit edilen buğdaylar. Yumuktepe'nin özelliği ise yeni tip kaplıca buğday dediğimiz 'Triticum timopheevii' buğdayın ve 'Triticum spelta' (ekmeklik buğdayın en ilkel türü) adı verilen ekmeklik buğdayın Yumuktepe'de tespit edilmesi çok önemli" diye konuştu. Kazı Koordinatörü Ulaş'tan açıklamalar Yeni tip kaplıca buğdayın önemine işaret eden Ulaş, şöyle devam etti: "Şu ana kadar diğer buğdaylar 'verimli hilal' olarak adlandırdığımız coğrafyadaki bütün neolitik yerleşmelerde tespit edilirken, yeni tip kaplıca buğdayın en eski kalıntıları sadece Anadolu'da tespit edildi. Bunlardan Cafer Höyüğü sayabiliriz. Yaklaşık olarak milattan önce 8500 yıllarına dayanıyor. Ve yine Orta Anadolu'da Boncuklu Höyük, Aşık Höyük gibi çanak çömleksiz neolitik dönem yerleşmelerinde bu buğday türü tespit edildi. Biz de Yumuktepe'de söz konusu buğday türünü tespit ettik. Bu buğdayın Anadolu'dan daha fazla Avrupa'da tarımının yapıldığını söyleyebiliriz. Verimli hilal denen coğrafya, İsrail Filistin'den başlıyor, batı İran'dan kuzey Suriye ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ni kapsayan bir coğrafya; hilal şeklinde bir forma sahip olduğu için verimli hilal olarak adlandırılıyor. Bu verimli hilalin sadece Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve Orta Anadolu Bölgesi'nde tespit edilen bu yeni tip kaplıca buğday, Avrupa'daki 20'nin üzerinde neolitik yerleşimlerde tespit edildi. Avrupa'nın kuzeyine kadar bir yayılımı söz konusu. Polonya'ya kadar giden bir buğdaydan bahsediyoruz. Ve bu yönüyle Avrupalı neolitik çiftçiler tarafından daha fazla tercih edilen bir buğday türüyle karşı karşıyayız. Yumuktepe Höyüğü'nde bunun tespiti, Yumuktepe'nin söz konusu buğday türünün Avrupa'ya yayılımında bir yerleşme olduğunu bize gösteriyor. Bu anlamıyla yeni tip kaplıca buğdayın Yumuktepe üzerinden Anadolu içlerine, İstanbul ve Balkanlar üzerinden Avrupa'ya doğru yayıldığını söyleyebiliriz." Antik DNA araştırmaları 'Triticum spelta' buğdayın tarımının, genel arkeobotanik literatüründe Tunç Çağı'nda yapıldığının düşünüldüğünü ifade eden Ulaş, "Ama burada bulduğumuz, yine İstanbul Yenikapı'da bulduğumuz bazı buğday türlerini morfolojik olarak ayırt etmekte güçlük çektik. Bunun üzerine ODTÜ'de moleküler biyoloji bölümündeki Prof. Dr. Zeki Kaya ve ekibiyle antik DNA çalışması yaptık ve Yumuktepe'de yine 'Triticum spelta' buğdayını tespit ettik. Bu iki buğdayın da aslında benzer özellikleri var. Neolitik dönem tarımına ilişkin daha önce bilinen ve kabul edilen birçok teoriyi değiştirmesi açısından oldukça önemli veriler olarak karşımıza çıkıyor" dedi. Kültürlerin buluşma noktası Yeni dönem çalışmalarında neolitik dönem tarımının anlaşılması açısından bir odaklanmanın söz konusu olacağına belirten Ulaş, daha ayrıntılı çalışmalar yapacaklarını kaydetti. Hem arkeobotanik, hem de moleküler biyolojiyi kullanarak daha ayrıntılı bilgilere ulaşmaya çalışacaklarını vurgulayan Ulaş, "Yumuktepe'de kesintisiz olarak yaklaşık olarak 9 bin yıllık bir yerleşme söz konusu. Tüm bu tarihi süreçler boyunca aslında bugün nasıl Mersin kenti, liman kenti olarak biliniyor. Mersin aynı zamanda kültürlerin kavşak noktası. Bütün tarihi süreç boyunca biz Mersin'in Yumuktepe özgülünde bu rolü oynadığını biliyoruz. Hem Suriye ile hem Güneydoğu Anadolu Bölgesi ile hem Orta Anadolu ile hatta Akdeniz ve yine Avrupa'yla kültürel anlamda bir etkileşimin olduğunu, neolitik döneminden itibaren bu etkileşimin devam ettiğini biliyoruz. 8. ve 13. yüzyıla tarihlenen Bizans tabakasında; özellikle son dönemlerinde hem Suriye hem de Mısır'daki Türk İslam devletleriyle etkileşim içerisinde olduğu, Fatimi'lerle iletişim içerisinde olduğunu yani bütün bu tarihi süreç içerisinde günümüzde olduğu gibi bu kültürlerin bir buluşma noktası, kavşak noktası olduğunu söyleyebiliriz" dedi.

Yumuktepe Höyüğü'nde Hitit dönemine ait buluntulara rastlandı Haber

Yumuktepe Höyüğü'nde Hitit dönemine ait buluntulara rastlandı

Mersin'deki 9 bin yıllık Yumuktepe Höyüğü'nde arkeopark projesi kapsamında başlatılan kazı çalışmaları Prof. Dr. Giulio Palumbi'nin başkanlığında sürüyor. Höyükte 3 ayrı noktada kazılar sürdürülürken, çalışmalarda Hitit dönemi sur izlerine rastlandı. Kazı Başkanı Prof. Dr. Giulio Palumbi, "Bu sezon hem Orta Çağ'a ait büyük bir taş temel bulduk hem büyük bir kerpiç duvar bulduk. Bu kerpiç duvarı Hitit dönemine ait ve büyük ihtimalle Hitit yerleşimi sur duvarı" dedi. Milattan önce 7 binli yıllara uzanan geçmişiyle Anadolu'nun en eski yerleşim yerlerinden merkez Toroslar ilçesindeki Yumuktepe Höyüğü'nde bu sene de hummalı çalışma başladı. İtalya'nın Bari Aldo Moro Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Giulio Palumbi başkanlığında yapılan kazılar, bu yıl 3 ayrı noktada gerçekleştirilecek. Bu yılki kazıların önemli ayaklarından birini de höyüğün açık hava müzesi olabilmesi için hazırlıkların tamamlanması olacak. Hitit Dönemine Ait Surlar ve Demir Çağ Kalıntıları Keşfedildi Kazı Başkanı Prof. Dr. Palumbi, 10 gün önce başladıkları kazılarda şu ana kadar iki önemli bulguya ulaştıklarını söyledi. Bizans dönemine ait yapının alt bölümünde kazı çalışmalarını sürdüren Palumbi, "Bu sezon hem Orta Çağ'a ait büyük bir taş temel bulduk, hem de büyük bir kerpiç duvar bulduk. Bu kerpiç duvarı Hitit dönemine ait ve büyük ihtimalle Hitit yerleşimi sur duvarı" dedi. Hem Demir Çağı, hem Hitit Çağ tabakaları, hem de Geç Kalkolitik tabakalarına ulaşmak için çalışmaların süreceğini ifade eden Palumbi, "Bundan sonra daha aşağı ineceğiz, daha prehistorik tabakalar göstermek için. Bu sezonda ilk Tunç veya Geç Kalkolitik tabakalara inmeye çalışıyoruz. İlk olarak en eski Tunç, ilk Tunç, en geç Kalkolitik tabakaları bulmayı umuyoruz" diye konuştu. Kazı Başkan Yardımcısı Özaydın: "Kıbrıs Etkili Kapalı Kabın Parçasını Bulduk" Orta Demir Çağ tabakasında çalışma yürüten Kazı Başkan Yardımcısı Arkeolog Tülay Özaydın da milattan önce birinci binde yaşanan Demir Çağ yerleşiminin erken safhalarını bulmaya çalıştıklarını söyledi. Özaydın, "Şu anda bulunduğumuz tabaka Demir Çağ, Orta Demir Çağı tabakası; onunla ilgili çalışma yapıyoruz" dedi. Kazı sırasında bulduğu parçayı gösteren Özaydın, "Bu gördüğünüz konsantrik bezemeli, Kıbrıs etkili bir kapalı kabın parçasını bulduk. Birkaç tane daha örnek bulduk. Bunun altında eğer erken Demir Çağ'ın tabakalarına ulaşabilirsek, Yumuktepe'deki Demir Çağ stratigrafisini belirlemiş olacağız. Bunlar, milattan önce 8. yüzyıl, 7. yüzyıla ait. Daha erkeni var mı yani milattan önce 9. yüzyıla ulaşıyor mu onu öğrenmeye çalışıyoruz. Bu dönem 6., 7., 8. dönem ticaretle ilgili kozmopolit yerleşmelerin olduğu bir dönem. Deniz ticaretiyle, ticaretle birçok malzemenin geldiği, birçok etkenin olduğu, doğuyla, batıyla, adalarla, Kıbrıs'la özellikle ilişkilerin bir olduğu dönem" şeklinde konuştu. Dr. Özlem Aytek: "En Erken Tabakalar Milattan Önce 6500'e Tarihleniyor" Yumuktepe Höyüğü'nde en erken tabakaların olduğu bölümde çalışma yürüten Kazı Başkan Yardımcısı Pamukkale Üniversitesi'nden Dr. Özlem Aytek ise çalışma yaptığı alanla ilgili bilgi verdi. En erken tabaka dedikleri ilk yerleşik yaşamın başladığı alanda olduklarını belirten Aytek, şöyle devam etti: "Yaklaşık olarak milattan önce 6500'le tarihleniyor burası. Bu tarihleri genel olarak mimari anlamda baktığımızda çok daha fazla yenilemeyle ve çoklu alan kullanımıyla tanımlayabiliriz. Genelde taş temel üzerine kerpiç mimari görüyoruz ve içerisinde ağırlıklı olarak siloların olduğu bir birimden bahsedebiliriz. Siloların içeriside şu ana kadar tanımlanmış olan; mesela ağırlıklı olarak mercimek gibi yoğun botanik kalıntılarıyla beraber buluyoruz. Bu seneki çalışmalarımızda alanımızı biraz daha genişlettik ve buradaki kendi içindeki kronolojisini daha iyi anlamaya yönelik bir hedefimiz var. Mimari anlamda baktığımızda, çok yenileme evresi var, yan yana yapılmış alanlar var. Bunların içerisinde ne gibi alanların içlik olarak kullanıldığı ne gibi alanların depolama için kullanıldığına dair fikirler elde etmeye çalışıyoruz. Umarım sezon sonunda daha fazla bilgiye daha çok şey söyleyebileceğiz." Yumuktepe Höyüğü'ndeki kazı çalışmalarının 5 Ekim'e kadar sürdürülmesi planlanıyor.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.