Yoksulluk oranı 2024'te %13,6'ya yükseldi
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2024 yılına ait Yoksulluk ve Yaşam Koşulları İstatistikleri'ni açıkladı. Verilere göre, Türkiye'de göreli yoksulluk oranı %13,6'ya çıkarak bir önceki yıla göre %0,1 oranında arttı. 2024 yılında medyan gelirin %50'si dikkate alındığında, toplumun belirli bir kısmı hala yoksulluk sınırının altında yaşamaya devam ediyor. Öte yandan, eğitim durumu, hanehalkı tipi ve bölgesel farklar gibi birçok faktör yoksulluk oranlarında önemli değişikliklere yol açtı. Yoksulluk oranının en düşük olduğu gruplar arasında ise yükseköğretim mezunları yer alırken, eğitim seviyesi düşük bireyler yoksulluk oranının en yüksek olduğu kesim oldu.
Eşdeğer Hanehalkı Gelirine Göre Yoksulluk Oranı
Hanehalkı büyüklüğü ve kompozisyonu dikkate alınarak yapılan hesaplamalara göre, eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert geliri üzerinden yapılan yoksulluk ölçümü, medyan gelirin %50'si dikkate alınarak yapılıyor. 2024 yılı itibariyle bu oran %13,6 olarak belirlenirken, medyan gelirin %60'ı dikkate alındığında yoksulluk oranı %21,2 oldu.
Eğitim Düzeyine Göre Yoksulluk Dağılımı
Eğitim durumu da yoksulluk oranını önemli ölçüde etkileyen bir faktör. 2024 yılı verilerine göre, bir okul bitirmeyenlerin yoksulluk oranı %24,7 gibi yüksek bir seviyeye ulaşırken, lise altı eğitimlilerde bu oran %13,6, lise ve dengi okul mezunlarında ise %7,4 oldu. En düşük yoksulluk oranı ise yükseköğretim mezunlarında %2,7 ile kaydedildi.
Maddi ve Sosyal Yoksunluk Oranı %13,3'e Geriledi
2024 yılı itibariyle maddi ve sosyal yoksunluk oranı %13,3 olarak belirlenirken, bu oran bir önceki yıl %14,4 olarak hesaplanmıştı. Maddi ve sosyal yoksunluk, hanelerin çeşitli yaşam ihtiyaçlarını karşılayamama durumunu ifade eder ve bu yıl 1,1 puanlık bir azalma gösterdi.
Hanehalkı Tipine Göre Yoksulluk Oranları
Yoksulluk oranları hanehalkı tipiyle de doğrudan ilişkilidir. Tek kişilik hanelerde yoksulluk oranı %6,5 olarak kaydedilirken, tek çekirdek aileli hanelerde ise bu oran %13,4'e yükseldi. Çekirdek aile bulunmayan birden fazla kişiden oluşan hanelerde ise yoksulluk oranı %10,8 olarak belirlendi.
Göreli Yoksulluk Oranı En Düşük TRC1 Bölgesinde: Gaziantep, Adıyaman ve Kilis'te %4,7
2024 yılı itibariyle, en düşük göreli yoksulluk oranı %4,7 ile TRC1 bölgesi (Gaziantep, Adıyaman, Kilis) olarak belirlendi.
Bölgesel analizlere göre, yoksulluk oranının en yüksek olduğu bölgeler ise TR71 (Kırıkkale, Aksaray, Niğde, Nevşehir, Kırşehir) %14,6 ile ilk sırada yer aldı. TR82 (Kastamonu, Çankırı, Sinop) bölgesinde ise yoksulluk oranı %12,3 olarak kaydedildi.
TRC1 bölgesi, yoksullukla mücadelede başarılı bir performans sergileyerek, diğer bölgelere göre önemli bir farkla en düşük yoksulluk oranını yakalamış oldu. Diğer yandan, TRC2 bölgesi (Şanlıurfa, Diyarbakır) de %6,4 oranıyla düşük yoksulluk oranına sahip bir diğer bölge olarak öne çıktı.
Sürekli Yoksulluk Oranı %13,7'ye Yükseldi
Dört yıl boyunca panel veri kullanılarak hesaplanan sürekli yoksulluk oranı ise 2024 yılı itibariyle %13,7 olarak belirlendi. Bu oran, bir önceki yıla göre 0,7 puan artış gösterdi.
Yaşam Koşulları ve Çevresel Sorunlar
Yaşam koşullarıyla ilgili yapılan değerlendirmelere göre, Türkiye genelinde %31,3'lük bir kesim, sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçeveleri gibi temel konut sorunları yaşarken, %30,2'si ise ısınma sorunlarıyla karşı karşıya. Ayrıca, %21,7'lik bir kesim, hava kirliliği ve çevre kirliliği gibi sorunlarla mücadele ediyor.
Borç ve Taksit Ödemeleri
2024 yılında, %56,8'lik bir kesim, çeşitli borç ve taksit ödemeleri yapmak zorunda kaldı. Konut masraflarının büyük yük getirdiğini belirten hanelerin oranı ise %13,6'ya geriledi.
Konut Sahipliği Durumu
Ev sahipliği oranı 2024 yılı itibariyle %56,1 olarak gerçekleşti. Bu oran bir önceki yıla göre 0,1 puan azalmış olsa da, kirada oturanların oranı %28,0 olarak kaydedildi. Ayrıca, kendi konutunda oturmayan ancak kira ödemeyen hanelerin oranı ise %15,0 oldu.
Yoksulluk ve Sosyal Dışlanma Riski
Yoksulluk ve sosyal dışlanma riski altındaki bireylerin oranı ise %29,3 olarak hesaplandı. Yaş gruplarına göre bu oranlar farklılık gösterdi: 0-17 yaş grubunda %38,9, 18-64 yaş grubunda %26,3 ve 65 yaş ve üstü grupta ise %23,3 olarak kaydedildi.