TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#yeşil dönüşüm

İLKHABER-Gazetesi - yeşil dönüşüm haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, yeşil dönüşüm haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Çukurova Üniversitesi “Çukurova Araştırma ve İş birliği Çalıştayı Haber

Çukurova Üniversitesi “Çukurova Araştırma ve İş birliği Çalıştayı"na ev sahipliği yaptı

Çukurova Teknokent’te düzenlenen çalıştayın açılış programına Adana Valisi Yavuz Selim Köşger, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Meryem Tuncel, Adana Sanayi Odası Başkanı Zeki Kıvanç, Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Sütcü, Çukurova Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Ahmet Rıfat Duran, İl Sanayi ve Teknoloji Müdürü Remzi Özdoğan, bölge üniversitelerin rektörleri ve çok sayıda çeşitli kurumlardan araştırmacı katıldı. Çalıştayın açılış konuşmasını yapan Adana Valisi Yavuz Selim Köşger, Adana için yeşil dönüşümün önemine vurgu yaptı. Vali Köşger, bu alanda çıkan yenilikçi uygulamaların önemine ve üniversite sanayi iş birliği içerisinde geliştirilecek çözümlerin sağlayacağı değeri katılımcılarla paylaştı. Prof. Dr. Tuncel, “Potansiyeli en iyi şekilde değerlendirmek için, araştırma ve geliştirme faaliyetlerimizi bir araya getirerek sinerji yaratmamız gerektiğine yürekten inanıyorum” Rektör Prof. Dr. Meryem Tuncel de, Çukurova Bölgesi’ndeki araştırma ekosisteminin etkinliğini artırmayı, kurumları ve araştırma altyapıları arasındaki iş birliğini güçlendirmeyi amaçlayan önemli bir çalıştaya ev sahipliği yapmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Çukurova’nın, zengin doğal kaynakları, güçlü sanayi ve tarım yapısıyla sadece Türkiye’nin değil, dünya genelinin dikkatini çeken bir bölge olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Tuncel, “Bu potansiyeli en iyi şekilde değerlendirmek için, araştırma ve geliştirme faaliyetlerimizi bir araya getirerek sinerji yaratmamız gerektiğine yürekten inanıyorum” dedi. “Atacağımız adımlar Çukurova Bölgesi’nin geleceğine yön verecek” “Araştırma altyapılarımızın güçlendirilmesi, iş birliğimizin derinleştirilmesi ve yenilikçi projelerin hayata geçirilmesi, hepimizin ortak sorumluluğudur” diyen Prof. Dr. Tuncel, Çukurova Üniversitesi olarak bu hedefler doğrultusunda atılacak her adımı desteklemeye devam edeceklerini, çevre odaklı sürdürülebilir ekonomik büyümeyi hedefleyen ‘mavi- yeşil büyüme yaklaşımıyla’ üreticilere ve sanayicilere bölge kaynaklarının çevreye duyarlı şekilde kullanılabilmesi için gereken destek ve bilgi birikiminin aktarılmasını amaçladığını ifade ederek, “Birlikte atacağımız adımlar Çukurova Bölgesi’nin geleceğine yön verecek.” şeklinde konuştu. Çalıştayın önemine dikkat çekerek sözlerine başlayan Adana Sanayi Odası Başkanı Zeki Kıvanç, Adana sanayisinin yapısı hakkında katılımcılara bilgi verdi ve Yeşil Mutabakat kapsamında emisyon azaltıcı çevreye duyarlı önlemler alınması gerektiğini vurguladı. AOSB Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Sütcü de, Üniversite-Sanayi iş birliği ve teknoloji transfer ofisi mekanizmalarının sanayici ve bölge açısından önemine değindi. Açılış konuşmalarının devamında Araştırma ve Geliştirme Stratejileri (ARGES) Koordinatörü Prof. Dr. Faruk Karadağ ise ARGES süreçleri çerçevesinde Çukurova Üniversitesi araştırma ekosisteminden, ARGES öncesi ve sonrası kurgusuyla veri yönetimi ve analitiği yaklaşımından, ARGES birimlerinin faaliyetlerinden ve teknokentte yürütülen ve başvurusu yapılan projelerden bahsetti. Yeşil ve mavi dönüşüm odağında birlikte geliştirme ve birlikte başarma  Açılış konuşmalarının ardından TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal tarafından ‘Yeşil ve Mavi Dönüşüm Odağında Birlikte Geliştirme ve Birlikte Başarma’ başlıklı sunum gerçekleştirildi. Prof. Dr. Mandal sunumunda, küresel iklim krizi ve beraberinde ortaya çıkan zorluklar ile mücadelede çözüm odaklı bilimsel yaklaşımlar geliştirmenin gerekliliğine vurgu yaptı. Yüksek kaynak tüketimi ve sera gazı salımı eğilimlerinin değiştirilmesi için gıda ve arazi kullanımı, kaynak verimliliği ve iklim dostu enerji yaklaşımları içeren sürdürülebilirlik dönüşümünün artık bir zorunluluk olduğuna ve bu alanda yürütülen çalışmaların önemine değinen Prof. Dr. Mandal, dünya genelinde kaynak verimliliğinin yetersizliği hakkında bilgiler paylaşarak Avrupa Yeşil Mutabakatı odaklı tarım ve gıda alanında net-sıfır salımlara yönelik 2030 hedeflerini aktardı. Çalıştay öğleden sonraki programına Yeşil Üretim Süreçleri - İş Birliği Olanakları ve Yeşil Araştırma Süreçleri - İş Birliği Olanakları başlığında Çukurova Teknokent Konferans Salonunda, Türkiye Mavi Yeşil Dönüşüm Platformu başlıkları ile de Çukurova Teknokent Seminer Salonunda devam etti. Çalıştayda bölgesel kalkınma çerçevesinde konuların yanı sıra mavi-yeşil dönüşüm başlığı altında Türkiye’nin çeşitli illerinden otuzu aşkın firma temsilcileri ve akademisyenlerin katılımıyla araştırma, ticarileştirme odaklı sunumlar gerçekleştirildi.

Bakan Özhaseki:2026'dan itibaren AB ülkelerine karbon salınımını ispat etme zorunluluğu getiriliyor Haber

Bakan Özhaseki:2026'dan itibaren AB ülkelerine karbon salınımını ispat etme zorunluluğu getiriliyor

Kocaeli'de düzenlenen ödül törenine katılan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, "2026'dan itibaren Avrupa Birliği ülkelerine herhangi mal satıyorsanız nasıl ürettiğinizi ispat etmek durumundasınız. Karbon salınımındaki oranınızı göstermek zorundasınız. Yani ülkeyi, ortamı kirleterek mi ürettiniz, yoksa titizlik gösterip yeşil dönüşümü sağlayıp mı ürettiniz. Eğer ürünü çevreyi kirleterek üretmişseniz sizden ek vergiler alınacak. O ek vergi belki satışınıza değmeyecek, karınızı götürür, dışarıya ihracat yapamayacaksınız" dedi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Kocaeli'de çevre ödülleri törenine katıldı. Törene Kocaeli Valisi Seddar Yavuz, Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın ve çok sayıda sanayici katıldı. Bakanlığının iş gücünün fazla olduğunu söyleyen Bakan Özhaseki, "Bakanlığımız 3 isim ve 3 konudan oluşuyor. Çevre, şehircilik ve iklim değişikliği. Her birinin kendine göre önemli alanı var. Bu dönem bir de üzerimizde depremin getirmiş olduğu yükler var. Özellikle Marmara çevresinde olabilecek olası depremin hazırlıkları konusu için çok daha zor ve ağır bir yükle karşı karşıyayız. Bizler deprem ülkesiyiz. Bu gerçeği hepimiz bilelim ve öyle hareket edelim. Bir kümes bile yaptıracaksak bu gerçeği bilerek hareket ederek yaptırılalım. Bilim adamları diyorlar ki Himalayalar'dan başlayarak Alpler'e doğru uzanan çizgi üzerinde 5 tane riskli ülke var, birisi Türkiye. Aletli ölçümün başladığı günden bugüne kadar gelindiğinde denizlerimizde ve karalarımızda meydana gelen 6 ve üzerinde şiddetli yıkıcı diye tarif ettiğimiz deprem sayısı 231. Sadece ana karamızda meydana gelen 6 ve üzerinde şiddetli yıkıcı deprem sayısı ise 60'ın üzerinde. Ölen insan sayımız 130 bin. Maddi hasar milyarlarca dolar ve yine bilim adamları diyorlar ki nüfusumuzun yüzde 70'i birinci ve ikinci derecede deprem bölgelerinde yaşıyor. Şu anda Türkiye'de kırılmamış, tespit edilebilen 485 fay hattı var. Ne zaman kırılacak, kaç şiddetle kırılacak, gece mi, gündüz mü bizi yakalayacak bilemiyoruz" diye konuştu. "Sene sonuna kadar 200 bin konutu teslim edeceğiz" 6 şubat depremlerine değinen Özhaseki, "6 Şubat'ta karşı karşıya kaldığımız 9 saat arayla 2 şiddetli depremin bile hasarını onarabilmek için büyük bir çaba devam ediyor. 2 depremde 18 ilimiz etkilendi. 14 milyon insan zarar gördü. 680 bin konut, 170 bin civarında iş yeri yıkıldı. 50 binin üzerinde şehidimiz var. Maddi hasar 100 milyar doların üzerinde. İşin manevi zararını zaten tarif edecek bir şey yok. Bize düşen deprem ülkesi olduğumuzu bilmek ve buna uygun hareket etmek. Karşımıza çıkan manzarada devlet olarak çok hızlı refleks gösterdik. Orada binlerce konut yapılıyor.. Bin 950 şantiyemiz var. 153 bin kişi deprem bölgelerinde, inşaatlarımızda çalışıyor. Dünyanın en büyük şantiyesi diyebiliriz. 4 bin 333 köyde de köy evi yapılıyor. Merkezleri yıkılan Hatay, Adıyaman, Kahramanmaraş, Malatya gibi şehirlerin merkezlerini, meydanlarını yapıyoruz. Meydana açılan ana caddeleri adam etmeye çalışıyoruz. Altyapılarıyla ilgili 65 milyar lira temin ettim. Bütün şehirlerin, su, kanal arıtma tesisi gibi tesisleri yeniliyoruz. Yüz binlerce ev yapılıyor. Şu anda 76 bin konutu teslim ettik. Sene sonuna kadar 200 bine tamamlayacağız. Gelecek senenin ortalarında ve sonuna doğru da inşallah bütün hak sahiplerinin haklarını vermiş olacağız" şeklinde konuştu. "İklim değişikliğinin getirmiş olduğu birçok sorunla da karşı karşıyayız" Çevre konusuna değinen Bakan Özhaseki, “Amacımız ülkemizin doğasını koruyarak kalkınmayı sağlayabilmek. İkisini aynı anda yapabilmeyi hedefliyoruz. Bir taraftan iklim değişikliğinin getirmiş olduğu birçok sorunla da karşı karşıyayız. En son veriler; dünyanın ısısının 1.45 derece arttığı, içinde bulunduğumuz Akdeniz Havzası'nın ise daha fazla oranda arttığı, eğer bu 2 derece çıkarsa önce gıda krizinin kopacağı, 3 derece yükselirse bu ısı, dünyada birçok yerde iklim krizinden dolayı çölleşmenin başlayacağı ve milyonlarca insanın göç tehdidiyle karşı karşıya kalacağı şeklinde. Büyük tehlikeyle karşı karşıyayız. Bunun sebebi de sanayi devrimiyle birlikte üretimin korkunç şekilde artması, onun tüketimi tetiklemesi ve neticesinde dışarıya atmış olduğumuz atıklar. Üretirken ortaya salmış olduğumuz karbon salınımı. Çevredeki bu tahribattan dolayı da geçtiğimiz yıl Türkiye'de bin civarında büyük felaketle karşı karşıya kaldık. Yangınlar, seller, heyelanlar, müsilajlar arka arkaya geliyor" ifadelerini kullandı. "Marmara'ya kıyısı olan şehirlerin yüzde 50'si kaba tutucularla pisliği tutuyor" Dünya Bankası bir takım veriler yayınladığını söyleyen Bakan Özhaseki, "Onların verilerine göre her sene 2.1 milyar ton çöp dışarıya atılıyor. Bir başka veriye göre her yıl 8 milyon ton atılmaması gerek atık okyanuslara karışıyor. 2 milyardan fazla insan temiz suya ulaşamıyor ve böyle giderse 2050 yılına doğru vardığımızda dünya nüfusunun 10 milyar civarında olacağı, 100 milyonlarca insanın ülke değiştirmek için sınırları zorlayacağız ve bunun da harpleri beraberinde getireceği tespitleri var. Bu dünya bizim ortak evimiz. Bu anlamda da çevreyle ilgili üstümüze düşenleri hakkıyla yapmaya çalışıyoruz. Bir müsait belası var. Daha önce de Türkiye'de müsilaj oluşmuş. Sadece 2 yıl önce ortaya çıkan bir bela değil. En büyük sebebi olarak durağan deniz, ısınma ve evsel atıklardan ortaya çıkmış olan azot ve fosfor. Kocaeli'nin bir sorumluluğu gözükmüyor. Ama neredeyse Marmara'ya kıyısı olan şehirlerin yüzde 50'si kaba tutucularla pisliği tutuyor, olduğu gibi denize veriyorlar. Bu azot, fosfor canlı çeşitliğini öldürüyor, aşağıda çamur birikimine sebep oluyor, üst tarafta müsilaj oluşturuyor ve hep beraber temizlemeye çalışıyoruz" dedi. "Karbon salınımındaki oranınızı göstermek zorundasınız" Yeşil dönüşümden bahseden Bakan Mehmet Özhaseki, "1 Ocak 2026'dan itibaren Avrupa Birliği ülkelerine herhangi bir mal satıyorsanız ki şu anda belirlenmiş 6 sektör var. Burada sormaya başlayacaklar, nasıl ürettiniz diyecekler. Bu sektörler demir çelik, alüminyum, çimento, gübre, elektrik ve hidrojen. Siz nasıl ürettiğinizi ispat etmek durumundasınız. Karbon salınımındaki oranınızı göstermek zorundasınız. Yani özetle ülkeyi, ortamı kirleterek mi ürettiniz, yoksa titizlik gösterip yeşil dönüşümü sağlayıp mı ürettiniz. Hangi şekilde malı dışarıya satıyorsunuz onu soracaklar. Eğer kirleterek üretmişseniz sizden ek vergiler alınacak. O ek vergi belki satışınıza değmeyecek, karınızı götürür, dışarıya ihracat yapamayacaksınız. Böyle tehditle ve tehlikeyle karşı karşıyayız. Tabii bu konuda herkes gayret içerisinde. Bakanlık olarak sorumluluk bizde olduğu için özellikle sanayi odalarımız istedikleri zaman ekibimizi gönderiyoruz. Şu ana kadar 400 binden fazla sanayicimize eğitim verildi. Yani gelecekte bir buçuk sene sonra karşınıza çıkacak olan manzaranın ne olduğunu şimdiden çok iyi görmenizi sağlamaya çalışıyoruz" diye konuştu. "Atık su arıtma tesislerimiz sayısı neredeyse bin 200'e çıktı" "Yeşil dönüşüm ihtiyari konu değil mecburiyettir" diyen Bakan Özhaseki, "Bakanlık olarak çevreyle ilgili o kadar çok çalışma yapılıyor ki bazen anlatmakta da zorluk çekiyoruz. Bir taraftan Paris İklim Anlaşmasına taraf olduk. Taahhütlerimizi yerine getirmeye çalışıyoruz. İklim kanunu hazırladık, yakın zamanda meclise havale ediyoruz. Yeşil alanları arttırıyoruz. Orman varlığını son yıllarda arttıran nadir ülkelerden birisiyiz. Atık su arıtma tesislerimiz sayısı neredeyse bin 200'e çıktı. Nüfusun yüzde 90'dan fazlasını vermiş olduğu atık suları arıtarak tabiata veriyoruz. Marmara'ya kirlilik verenler hariç. Türkiye'de organik atıkların da gübreye dönüştürüldüğü ortamı 6-7 senedir uyguluyoruz. Yüzde 35'lere kadar çıktık. Elde ettiğimiz gelir sadece 185 milyar lira. Sadece 498 milyon ağaç kesilmekten kurtuldu. Evde hanım efendilerle başlıyor. Belediye başkanı arkadaşlara rica ediyoruz kampanya başlatacağız. Değişik çöp poşetleri vererek devam edeceğimiz bir ortam olarak gözüküyor" şeklinde konuştu. "Yıllık 20 milyar cam şişe, alüminyum dışarıya atıyoruz" Bakanlık olarak 3 projeleri olduğunun altını çizen Özhaseki, "Birincisi ‘Denizler halkındır' projesi. Bundan 15 gün önce ilan ettim. Halkın denizlere ulaşmasını engelleyen ne varsa bertaraf edeceğiz. Bununla ilgili ihbar hatları kuruldu. Yıkımlar da başladı. Bunu ciddiyetle takip edeceğiz. İkincisi mapa şamandıra projesi. Türkiye'de 100 binin üzerinde yat var. Dünyanın en güzel koylarından sahibiz. Rastgele ağaçlara bağlıyorlar. Sonra da çapa atıyorlar ve kirlilikleri de çoğu zaman gösterdiğimiz yere, arıtma tesislerinin girişlerini vermiyorlar. Birçok kaptanla konuştum. Neredeyse tamamı, ‘Biz gemilerimizdeki kirlilikleri biraz açığa çıkınca denize veriyoruz' diyorlar. Günahtır, bu koylar bir daha elimize geçmez. Eğer bunları kirletirsek şimdi nasıl ki dip çamuru için trilyonlar harcıyoruz, adeta canımız çıkıyorsa yarın bir gün o koyların hepsini zehirlemiş oluruz. Bunlarla ilgili de çok ciddi önlemler başlıyor. Üçüncü projemiz depozite sistem. 1 litre ile 3 litrelik günlük kullandığımız şişe sayısı yıllık 20 milyar. Yıllık 20 milyar cam şişe, alüminyum dışarıya atıyoruz. Tabiatta yüzyıllarca kalıyor, erimiyor. Depozito sistemini kuruyoruz. Onun bedeli olacak. Önce biraz alıştıralım diye 5 bin yerde büyük, marketlerde, parklarda veyahut da insanların uğrak yerlerinde o makineleri kuracağız. Vatandaş şişe getirdiğinde bizden bedel alacak. Ama bir müddet sonra üzerinde o şişenin veyahut da o ambalajın rakamını ödeyecek, ama tekrar geldiğinde telefonla barkodu okuduktan sonra o parayı alabilecek. Verdiği parayı alacak, bu sisteme de geçtiğimizde tahmin ediyorum ki o yirmi milyar şişenin büyük bölümü de geri dönmüş olacak" ifadelerini kullandı. Konuşmanın ardından çevre ödülleri takdim edildi.

MTSO'dan, üyelerinin geleceğini şekillendirecek toplantı Haber

MTSO'dan, üyelerinin geleceğini şekillendirecek toplantı

Mersin Sanayi ve Ticaret Odası (MTSO) üyelerini geleceğe hazırlamaya yönelik olarak dünya ticaretinde çığır açacak yapay zekâ ve yeşil dönüşüme yönelik farkındalık çalışmalarının ardından Komiteler Ortak Toplantısı gerçekleştirdi. MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Sefa Çakır, Meclis Başkanı Hamit İzol ve Yönetim Kurulu Üyelerinin de katıldığı toplantının konuğu Fütürist & Seri Girişimci Alphan Manas oldu. Toplantının açılışında konuşan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Sefa Çakır meslek komitelerinin odanın hazırladığı projelerin ve vizyonunun mutfağı olduğunu söyledi. Meslek Komitelerinin etkin çalışmasının önemine değinen Çakır, “Komitelerimiz geçen yıl 22 sektör toplantısı, 16 seminer ve konferans düzenlemiş. Beş adet eğitim organize etmiş, 50 kurum ziyareti, yedi adet sektörel komite toplantısı gerçekleştirmiş. İki adet meslek komiteleri ortak toplantısı yapılmış. Dokuz yurt içi fuar katılımı sağlanmıştır. Meslek komitelerimizin aldığı kararlara istinaden; mahkemelerden, vergi dairesine birçok kamu kurumundan, gayrimenkul eksperliğine kadar 644 yazışma yapılmıştır. Meslek Komitelerimizin 2024 Ocak-Mayıs performansına bakıldığında ise hem nitelik ve verimlilik, hem de etkileri açısından çok daha etkili olduğunu görüyoruz." dedi. Çakır, zor bir süreçten geçildiğini belirterek, harcamalarda ve yatırımlarda büyüme stratejilerinde dikkatli olunması gerektiğine dikkati çekti.  Firmalar ne kadar güçlüyse Mersin ekonomisinin de o kadar güçlü olacağını kaydeden Çakır, verilen emeklerin hedefe ulaşması gerektiğini vurguladı, birlikte hareket etmenin önemine değindi. Çakır, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Nasıl ki Türkiye’ye inovasyon kavramını öğreten, Türkiye’nin ilk bölgesel yenilik stratejisini uygulayan Oda bizsek, herkes bilsin ki Meslek Komitelerimiz, Meclisimiz, Yönetim ve çalışanlarımızla, kent ekonomisindeki yeşil dönüşümü, dijitalleşmeyi, verimliliği, kümelenme ve yenilikçi mesleki eğitimi hayata geçirecek kurum da yine biz olacağız” MTSO Meclis Başkanı Hamit İzol ise, “MTSO bu şehrin çimentosu, birleştirici gücü. Biz, birlikte bir gücüz ve bu birlikteliğimizi her zaman devam ettirelim” dedi Manas: Girişimciliğin geleceği var, girişimcilere önayak olun İş dünyası ve işin geleceği konulu sunumunda Fütürist Alphan Manas önümüzdeki süreçte birçok sektörün yok olup birçoğunun da dönüşeceğini söyledi. Bunun şimdiden başladığına işaret eden Manas, “Girişimciliğin ise geleceği var. Tek kişilik milyar dolarlık girişimler olacak. Lütfen Oda olarak girişimcilere önayak olun. Bu girişimlerin süreleri geçmişteki kadar uzun soluklu olmayacak. Gelecekte işçilik maliyetleri, ulaşım, lojistik yakıt harcamaları minimum düzeye inecek. Otonom teslimatlar, yolda üretim, robot mağazalar, dronla teslimat dolapları devreye girecek” dedi. 2030’dan sonra yazılımcı ihtiyacı kalmayacağını, endüstriyel tasarımcıların öne çıkacağını, tarım sektörünün yazılımdan daha değerli olabileceğini dile getiren Manas, bu alanda da dikey tarıma ve az su kullanım sistemlerine geçileceğini bildirdi. Toplantı, MTSO Genel Sekreteri Mahmut Taşhan’ın Odanın kurumsal yapısı hakkında verdiği bilgiler ve Başkan Hakan Sefa Çakır’ın komite üyelerinin sorularını yanıtlamasıyla sona erdi.

KOBİ’lere yüzde 90 oranında Yeşil Dönüşüm desteği sağlanacak Haber

KOBİ’lere yüzde 90 oranında Yeşil Dönüşüm desteği sağlanacak

Dünya Bankası desteğiyle Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın koordinasyonunda yürütülen proje kapsamında TÜBİTAK ve KOSGEB tarafından yürütülen çalışmalarla KOBİ'lere yüzde 90 oranında Yeşil Dönüşüm desteği sağlanacak. Adana Sanayi Odası Eğitim ve Danışmanlık A.Ş, Türkiye Yeşil Sanayi Projesi kapsamında KOBİ'lerin yeşil dönüşüm mevzuatlarına uyum sağlamaları için alacakları teknik yardım hizmetlerine ilişkin TÜBİTAK 1831 Yeşil İnovasyon Teknoloji Mentörlük Çağrısı'nda çözüm ortağı oldu. Adana Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Kıvanç, Adana Sanayi Odası Eğitim ve Danışmanlık A.Ş.’nin TÜBİTAK 1831 Yeşil İnovasyon Teknoloji Mentörlük Çağrısı kapsamında 25 firmadan birisi olduğunu söyledi. Başkan Kıvanç, “TÜBİTAK 1831 Yeşil İnovasyon Teknoloji Mentörlük Çağrısında 25 çözüm ortağından biri olarak olarak Adana Sanayi Odası Eğitim ve Danışmanlık A.Ş. seçildi. Bu kapsamda, KOBİ'lere Karbon Ayak İzi Hesaplanması, Atık Yönetimi, Su/Atık Su Yönetimi, Enerji Yönetimi, Yalın Yönetimi gibi konularda hizmet sunağız.” dedi. Adana Sanayi Kampüsü bünyesinde sanayicimizin ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde Yetkinlik ve Dijital Dönüşüm Merkezi, Yenilik Merkezi, Enerji Verimliliği Merkezi, Mesleki Eğitim ve Belgelendirme Merkezi, Su Verimliliği Merkezinin faaliyette olduğunu ifade eden Kıvanç, “Bu merkez, önümüzdeki dönemde vereceği hizmetler ile iş dünyamızın rekabet gücünü artıracak, sürdürülebilirlik ve verimlilik alanlarında yeni fırsatlar yaratacak. Ülkemizin kalkınmasına önemli katkılar sağlayacaktır.” diye konuştu Başkan Kıvanç, söz konusu desteğin, KOBİ'ler için önemli bir fırsat olduğunu vurgulayarak, “KOBİ’lerin çözüm ortağından alacakları yeşil dönüşüm mentörlük hizmetine ilişkin maliyetler 16 Mayıs 2024 tarihinde açılan TÜBİTAK 1601 Yenilik ve Girişimcilik Alanlarında Kapasite Artırılmasına Yönelik Destek Programı altında desteklenecektir. Bu çağrı ile KOBİ’lerin çözüm ortağından alacakları yeşil dönüşüm mentörlük hizmeti maliyetleri yüzde 90 oranında desteklenecektir.” İfadelerini kullandı. Adana Sanayi Odası olarak faaliyete aldığımız Sanayi Kampüsü bünyesinde bu hizmeti tüm bölgedeki KOBİ’lerimize sağlayacaklarını dile getiren Adana Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Kıvanç, şunları kaydetti: “Avrupa Birliği, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması Yönetmeliği 2026 yılında devreye tam anlamıyla girdiğinde iş çok geç olacak. İlave vergiler gelecek. Bunun için bu merkezimizden bugün alacağınız hizmetler bu sürece hazırlanmanızda büyük katkı sağlayacaktır. İşte bu noktada KOBİ’ler için TÜBİTAK 1601 Yenilik ve Girişimcilik Alanlarında Kapasite Artırılmasına Yönelik Destek Programı çok önemli. Buradan alacağız destekler ile işletmenizde yeşil dönüşüm süreçlerine büyük katkı sağlayacaksınız.”

REWA Anatolia fuarı: AOSB'de yeşil dönüşüm oturumu başarıyla gerçekleştirildi Haber

REWA Anatolia fuarı: AOSB'de yeşil dönüşüm oturumu başarıyla gerçekleştirildi

Yeşil dönüşüm konusunda birçok öncü ve Türkiye genelinde ilk olma özelliği taşıyan çalışmaların hayata geçirildiği AOSB’nin Bölge Müdürü Ersin Akpınar'ın yönetimindeki oturumda, sektörün önde gelen isimleri döngüsel ekonomi, yeşil mutabakat çalışmaları ve plastik geri dönüşümü gibi kritik konuları hakkında katılımcılarla değerli bilgiler paylaştı. Oturumun moderatörü AOSB Bölge Müdürü Ersin Akpınar, kuruluşu 50 yıl öncesine dayanan bölge hakkında genel bilgiler paylaştıktan sonra Yeşil Dönüşüm konusundaki çalışmalarından söz etti. Akpınar, verimlilik ve sürdürülebilirlik kavramının günümüzün en önemli konuları arasında yer aldığını belirterek, “Değişimi ve sürekli yenilenmeyi destekleyen, yaşanabilir bir çevre, sürdürülebilir ekonomik gelişme ve Türkiye'nin rekabetçi gücüne katkı için AR-GE ve inovasyona önem veriyor, yenilikçi hizmetler ve yeşil dönüşüm konusunda hayata geçirdiğimiz projelerle katılımcılarımıza öncülük ediyoruz” dedi. Yeşil mutabakat Akpınar, Türkiye’deki OSB’ler içinde Yeşil Mutabakatın ilk adımlarının Adana Organize Sanayi Bölgesi Bölge Müdürlüğü’nce atıldığını bildirdi. Akpınar, bu çerçevede, iki çalıştay düzenlendiğini, temiz, döngüsel bir ekonomiye geçerek kaynakların verimli kullanımını artırmayı, biyolojik çeşitliliği eski haline getirmeyi ve kirliliği azaltmayı öngören Yeşil Mutabakata uyum konusunda katılımcılarına öncülük ettiklerini vurguladı. Arıtma tesisi Sanayi kuruluşları için arıtmanın en önemli konuların başında geldiğini belirten Akpınar, AOSB’nin dünya standartlarında artıma tesisine sahip olduğuna dikkati çekerek, şunları söyledi: “AOSB Evsel ve Endüstriyel Atıksu Arıtma Tesisine bölgemizdeki katılımcıların faaliyetleri sonucu gelen evsel ve endüstriyel tüm atık sular Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği Sektör Tablomuz olan Tablo 19 (Karışık Endüstriyel Atıksuların Alıcı Ortama Deşarj Standartları) limit değerlerine uygun olarak arıtılmaktadır. Merkezi Atıksu Arıtma Tesisi'nde arıtma faaliyeti kaynaklı oluşan 190813 atık kodlu tüm arıtma çamurları (ayda ortalama 3000 ton) Atık Yönetimi Yönetmeliği gereği lisanslı taşıyıcılar ile lisanslı bertaraf firmalarına gönderilmektedir. Arıtma çamurunun kurumumuz içerisinde nihai bertarafının yapılabilmesi için yurtiçi ve yurtdışı kurutma, yakma, piroliz vb. tesisleri ziyaret edilerek ilgili teknolojiler yerinde görülmüştür. Mevcut arıtma tesisi ve projelendirmesi süren yeni atıksu arıtma tesisinin kapasitesi gözetilerek 180 ton/gün kapasiteli çamur bertaraf tesisi yapılması planlanmaktadır.” Akpınar, sunumunda, bölgedeki GES yatırımları, AOSB tarafından geliştirilen Türkiye’nin ilk kurum bazlı “Sera Gazı Hesaplama Yazılımı”, "Avrupa Yeşil Mutabakatı Çerçevesinde AOSB'nin Eko-Endüstriyel Parka Dönüştürülmesi Amacıyla Döngüsel Ekonomi ve Endüstriyel Simbiyoz'un Geliştirilmesi" isimli TUBİTAK-1005 Projesi, üniversite ve sanayi işbirliği çalışmaları, Dünya Bankası destekli projeleri, sürdürülebilirlik ödülleri ile Sanayi Odaklı Ar-Ge ve İnovasyon Proje Yarışması konusunda da bilgiler verdi. AOSB’nin vizyonu Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İstemi İstemi Berk, Adana OSB’nin sürdürülebilirlik alanında attığı adımlarla vizyoner olduğunu gösterdiğini belirterek, sözlerine başladı. Berk, Paris Anlaşması, Avrupa Yeşil Mutabakatı, Sınırda Karbon Düzenlemesi gibi düzenlemelere karşı ülke genelinde farkındalık oluştuğunu belirterek, “Farkındalığın ardından davranış değişikliği noktasına geldik. Bu regülasyonlara uyum sağlamalıyız, aksi takdirde ihracatımız sekteye uğrayacak. Çünkü, ülke olarak ihracatımızın yüzde 40’ını AB ülkelerine yapıyoruz. AB cephesinden baktığımızda ise Türkiye olarak AB pazarının yüzde 3,4’ünü ifade ediyoruz. Bu AB nezdinde önemli değil ve bizi başka ülkelerle ikame edebilir. Ama biz AB pazarında bulunmak zorundayız” dedi. Berk, ihracat yapan firmalar için birtakım yükümlükler getiren düzenlemelerin şimdilik 6 sektörü kapsadığını ancak, 2026’dan itibaren plastik mamul ve ham maddelerini de kapsayacağını kaydetti. Oturumda, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Ali Küçüker, “Plastik Sektöründe Döngüsel Ekonomi ve Endüstriyel Simbiyoz Uygulamaları” konulu sunumunda, döngüsel ekonominin önemine vurgu yaptı. Küçüker, bakanlığın yakın zamanda döngüsel ekonomi eylem planı açıklayacağını belirterek, “Döngüsel ekonomi ve simbiyoz sadece atık ve hammadde değişimini değil bilgi değişimini, ekipmanların birlikte kullanımı gibi konuları da kapsadığını vurguladı. Küçüker, gelecekte yaşanması beklenen su krizlerinden de söz ederek, “2050 yılında Dicle ve Fırat Nehirleri dışındaki nehirler debilerinin yüzde 10’unu kullanabilecek” dedi.

TÜİOSB Başkanı Akyürek Balta’ya 'Yılın Kadın Üst Düzey Yöneticisi' ödülü Haber

TÜİOSB Başkanı Akyürek Balta’ya 'Yılın Kadın Üst Düzey Yöneticisi' ödülü

Akyürek Balta, Akdeniz Havzasının geleceğini masaya yatıran 'Mid of Med Akdeniz Havzası İş Dünyası Zirvesi’ne katıldı. Akyürek Balta, organizasyon çerçevesinde yer alan ve İzmir’de 4’üncüsü düzenlenen İş Dünyası Girişimcilik Başarı Ödülleri kapsamında, 'Yılın Kadın Üst Düzey Yöneticisi' ödülüne layık görüldü. Türkiye’de organize sanayi bölgesi kuran ilk kadın başkanı olma özelliğini taşıyan Gül Akyürek Balta, aynı zamanda 400 organize sanayi bölgesini bünyesinde barındıran Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu OSBÜK’ün ilk ve tek kadın yönetim kurulu üyesi olarak görev yapıyor ve Yeşil Dönüşüm ve Sürdürülebilirlik İhtisas Kurulu Başkanlığını yürütüyor. "Akdeniz Havzasında katma değeri yüksek iş birlikleri gerekli" Akdeniz Bölgesindeki iş dünyası aktörlerini bir araya getiren zirvenin ‘Akdeniz için doğaya pozitif bir ekonomiye yol haritası oluşturma’ başlıklı panelinde konuşan Akyürek Balta, “Akdeniz Havzasındaki ülkelerin bölge zenginliğini, katma değeri yüksek iş birlikleriyle artırması mümkün ve bence gerekli. Verimli ve rasyonel politikalarla ülkeler arasındaki iş birliğini geliştirmemiz, inanıyorum ki bölge kalkınmasına çok büyük değerler katacak ve bu sayede Akdeniz Havzası, dünyanın yine ve yeniden ticaret merkezlerinden biri olacak” diye konuştu. "Temiz üretimden sorumluyuz" “Üretim ve aynı zamanda tüketimin aktörleri olan bizler; temiz üretim, yeşil bir çevre ve gelecek adına sorumluyuz ve üretimde yeşil ekonomi dışında bir seçenek olmadığı gerçeğini kabul etmeliyiz. Doğaya pozitif bir ekonominin yol haritasını da ancak yeşil ekonomiye geçiş ile çizebiliriz” diyen Gül Akyürek Balta, yeşil dönüşüm ve bu bağlamdaki TÜİOSB çalışmalarını anlattı. Konuşmasında yeşil dönüşüm ve sürdürülebilir gelecek vurgusu yapan Akyürek Balta, şu ifadeleri kullandı; "Gerek Akdeniz Havzası gerekse dünya için üretimin olmazsa olmazları yeşil ekonomi, ikiz dönüşüm, üretim süreçlerinde karbonsuzlaşma, sürdürülebilir malzemeler, döngüsel ekonomi iş modelleri, yenilenebilir ve temiz enerji, döngüsel tedarik zinciri, yeşil satın alma, yeşil dönüşümde rol model olacak organize sanayi bölgeleri, dijitalleşme ve eko-endüstriyel alanlardır. Yeşil dönüşüm, yenilikçi teknolojileri, verimlilik önlemlerini ve sürdürülebilir üretim uygulamalarını içeren bir olgu. Atık azaltma, yenilenebilir ve verimli enerji kullanımı, karbonsuzlaştırma, su kaynaklarının maksimum fayda ile kullanılması sözünü ettiğimiz dönüşüm ile sağlanacak hedefleri içeriyor. Dolayısıyla sanayide yeşil dönüşüme geçilmesiyle, çevresel ve ekonomik faydalarla birlikte sürdürülebilir bir geleceği de hedeflemiş oluyoruz." Türkiye’nin yeşil doğan ilk OSB’si TÜİOSB TÜİOSB olarak, bu gelişmelerin tam ortasında yer alan, AB Yeşil Mutabakatı başta olmak üzere yeşil ekonominin tüm gereklerini tüm işlev alanlarında yerine getirmeye yönelik olarak kurgulanan ve en önemlisi de Türkiye’nin yeşil doğan ilk organize sanayi bölgesi olduklarını vurgulayan Gül Akyürek Balta, "Yani biz yeşil ekonomik dönüşümü, kuruluşundan itibaren gerçekleştiren bir özelliğe sahibiz, 'AB Yeşil Mutabakatı’nın tüm kriterlerine uygun olarak inşa ediliyoruz. 2019 yılında temelimiz atıldı ve alt yapı ihale sürecimiz tamamlandı. Bölgemiz Dünya Bankası Finansmanlı Organize Sanayi Bölgeleri Projesi çerçevesinde yer alıyor. Bu bağlamda temel altyapı projelerimiz Dünya Bankası tarafından finanse ediliyor. Aslında Tarsus’ta yeşil dönüşüm başta olmak üzere dünyadaki tüm yeniliklerini içeren yeni nesil bir üs kuruyoruz. Dijital ve yeşil ekonomiyi içeren ikiz dönüşümü, inşa edildiğimiz andan itibaren gerçekleştiriyoruz. Önemli bir özelliğimiz de tüm yatırımcılarımızın ihracatçılardan oluşması. 100 fabrikayla, 10 bin kişiye istihdam sağlayacak olan bölgemizin yeşil OSB özelliği taşıması, yatırımcılarımızın ileride sınırda karbon düzenlemesi konusunda herhangi bir cezaya maruz kalmasının da önüne geçecek" ifadelerini kullandı. İzmir İş Kadınları Derneği (İZİKAD) tarafından İzmir’de düzenlenen 'Mid of Med Akdeniz Havzası İş Dünyası Zirvesi', Akdeniz Bölgesinde ekonomik işbirliği potansiyelinin ortaya çıkarılmasını amaçlıyor.

TÜİOSB temel altyapı ihalesi sonuçlandı Haber

TÜİOSB temel altyapı ihalesi sonuçlandı

Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğünde gerçekleştirilen sözleşme imza törenine, TÜİOSB Yönetim Kurulu Başkanı ve OSBÜK Yönetim Kurulu Üyesi Gül Akyürek Balta, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Bölgeleri Genel Müdürü Abdurrahman Aydın, TÜİOSB Başkan Vekili Armağan Öner, Mevzuat ve Teknik Hizmet Daire Başkanı Haşim Cihan Demirköprülü ile ihaleyi kazanan AKM Yapı Taahhüt San. ve Tic. A.Ş. ve Dillingham Construction International Inc. ortak girişimi yetkilileri yer aldı. TÜİOSB Başkanı ve OSBÜK Yönetim Kurulu Üyesi Gül Akyürek Balta, temel altyapı ihale sürecinin tamamlanmasının TÜİOSB için önemli bir hamle olduğunu belirterek, “Önemli bir aşamayı daha tamamladık. Bu yıl fabrika inşaatlarımızın büyük bölümünü bitirmeyi planlıyoruz. Bugüne kadar çalışmalarımızda yanımızda olan ve destekleyen tüm katılımcılarımıza teşekkür ediyorum. Sözleşmemizin bölgemize ve ülkemize hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Bölgemiz ile ilgili tüm adımlarımızda yine katılımcılarımız ile birlikte ilerleyeceğiz” dedi. Yeni ilave alana yoğun ilgi TÜİOSB’nin istikrarlı ve emin adımlarla ilerlediğini belirten Akyürek Balta, 125 hektarlık ilave alan için yeni katılımcıların yoğun ilgisi olduğunu, bölgede inşaatların devam ettiğini ifade ederek, bu yıl fabrika inşaatlarının büyük oranda tamamlanacağını ve 2025 yılında birçoğunun işletmeye geçeceğini öngördüklerini söyledi. Türkiye’nin yeşil doğan ilk OSB’si TÜİOSB’nin Türkiye’nin yeşil doğan ilk OSB’si olduğunu hatırlatan Akyürek Balta, “TÜİOSB 2018 yılında resmi olarak kuruluşunu gerçekleştirdi. 2019 yılında temel attık. Bölgemiz Dünya Bankası Finansmanlı Organize Sanayi Bölgeleri Projesi çerçevesinde yer alıyor. Bu bağlamda temel altyapı projelerimiz Dünya Bankası tarafından finanse edildi. 2021 yılında yol ve arazi kazı-dolgu inşaat işlerimizi başlattık. Bölge arazi düzenleme çalışmalarımızı ve arsa tahsislerimizi 2023 yılı içerisinde gerçekleştirdik. Şimdi de 125 hektarlık ilave alanımız için çağrımızı yaparak yeni yatırımcı başvurularını almaya başladık. 11 Ocak 2024 tarihinde temel altyapı ihale sürecimizi tamamladık ve sözleşmemizi imzaladık. Adım adım üretime yaklaşıyoruz” diye konuştu. TÜOSB ayrıcalıkları TÜİOSB’nin 100 fabrikayla, 10 bin kişiye istihdam imkânı sağlayacak bir dijital tarım ve gıda ekosistemi kurmak için hazırlandığına dikkat çeken Akyürek Balta, TÜİOSB’nin ayrıcalıklarından şöyle söz etti: “TÜİOSB, akıllı teknik alt yapıların yanı sıra Ar-Ge Yenilikçilik ve Dijital Dönüşüm Merkezi, Tarım ve Gıda Teknolojileri Test Merkezi, Gıda İnovasyon Merkezi, Dijital Tarım ve Gıda Endüstrisi Eğitim Kompleksi, Ortak Lojistik Merkezi, Güneş Enerji Santrali Projesi ve DigiGreenFoodValley sertifika sistemi ile bölgenin ve Türkiye’nin dönüşümüne liderlik yapacak bir marka. OSBÜK ve MEXT Dijital Dönüşüm ve Yetkinlik Gelişim Merkezi ile yaptığımız iş birliği protokolü ile dijitalleşme projemiz hayata geçecek. Bu proje ile hedefimiz; gelecek 100 yılın pazarlarında Türkiye’nin tüm gıda ve tarımsal ürünlerini ihracata kazandıracak bir üretim üssünü oluşturmak. Proje ile işletmelerin teknik bilgi altyapısı hazırlanarak, uluslararası piyasalarda rekabet güçlerinin artırılması sağlanacak. Protokol çerçevesinde, firmaların Ar-Ge ve yenilikçilik kapasiteleri geliştirilecek, markalaşmalarını kolaylaştıracak girişimler desteklenecek. Aynı zamanda yatırımcıların finansman kaynaklarına erişimleri kolaylaştırılacak. Yatırımcılarımıza hizmet verecek dijital dönüşüm merkezimizle üretimin uçtan uca izlenebilirliği sağlanacak.” Yatırımcıya önemli avantajlar TÜİOSB’nin yatırımcıları için önemli avantajları olduğunu aktaran Akyürek Balta, şöyle devam etti: “Endüstriyel simbiyozla atık yönetim tesisimiz, ortak sağlık güvenlik birimi ve çevre laboratuvarı gibi yatırımlarımızla ekonomik avantajların da üssü olmayı hedefledik. Bölgemizde kurulacak yağmur suyu toplama merkezimizle, atık sular ileri teknoloji kullanılarak arıtılacak ve tarımsal sulama suyu olarak değerlendirilecek. TÜİOSB, aynı zamanda enerjide kendi kendine yetebilecek bir OSB olacak. Yatırımcımız fabrikasını kurarken eş zamanlı Güneş Enerji Sistemini (GES) de kuracak. Böylece hem enerji verimliliği hem de uygun maliyetli enerji tüketimini sağlamış olacağız.” Yeşil dönüşüm zorunlu! Üretimde yeşil dönüşümün zorunluluğuna da değinen Akyürek Balta, “OSB’lerimiz ve sanayicilerimiz bu gerçekle ilerlemeli ve yeşil dönüşümün temelini oluşturan AB Yeşil Mutabakatı kriterleri için hızlı hareket etmeliler. AB pazarından yararlanmak için yeşil dönüşüm olmazsa olmaz. TÜİOSB, Türkiye’nin yeşil doğan ilk OSB’si olarak bu bağlamda önemli bir örnek teşkil ediyor” ifadelerini kullandı.

Akbank'tan İGE kefaleti ile KOBİ'lere yeşil dönüşüm için özel finansman desteği Haber

Akbank'tan İGE kefaleti ile KOBİ'lere yeşil dönüşüm için özel finansman desteği

Akbank ve İhracatı Geliştirme AŞ (İGE) iş birliğiyle sunulan "İGE-Akbank Yeşil Dönüşüm Kefalet Destek Paketi", KOBİ'ler için yeşil dönüşüm yolculuğunda yüzde 80 İGE kefalet desteği ile 18,8 milyon TL'ye kadar uygun vadeli kredi fırsatı sunuyor. Bankadan yapılan açıklamaya göre, Akbank, Türkiye'de faaliyet gösteren KOBİ'ler için İGE kefaletiyle "İGE-Akbank Yeşil Dönüşüm Kefalet Destek Paketi"ni sunuyor. "İGE-Akbank Yeşil Dönüşüm Kefalet Destek Paketi", mal ve hizmet ihraç eden KOBİ'lerin finansman ihtiyaçlarının giderilmesine ve yeşil dönüşüm sürecine katkı sağlamayı amaçlıyor. İGE kefaleti, kredi kullanımında KOBİ'lere teminat çözümü sunarken, Akbank da KOBİ Eko Dönüşüm Paketi ile KOBİ'lere, yenilenebilir enerji, enerji ve kaynak verimliliği, döngüsel ekonomi gibi birçok alanda finansman desteği sağlayacak. "İGE-Akbank Yeşil Dönüşüm Kefalet Destek Paketi" ile KOBİ'ler yeşil dönüşüm yolculuğunda yüzde 80 İGE kefalet desteği ile 18,8 milyon TL ve 24 aya kadar kredi alabilecek. - Yeşil Dönüşüm Kefalet Destek Paketi sektörde bir ilk Açıklamada görüşlerine yer verilen Akbank KOBİ Bankacılığı Genel Müdür Yardımcısı Bülent Oğuz, banka olarak, KOBİ'lerin sürdürülebilir büyümesine destek olmak için yenilikçi çözümler ürettiklerine dikkati çekerek, "İGE ile yaptığımız iş birliği sayesinde, sektörde ilk defa yeşil dönüşüm için bir kefalet kuruluşu ile bir banka el ele bir ürün çıkarıyor. Daha önce farklı kefalet kuruluşlarının tüm bankalarla birlikte oluşturduğu ürünler mevcuttu ancak bu ürün sadece İGE ve tek banka olarak Akbank'ı kapsıyor." ifadelerini kullandı. Oğuz, Türkiye'de yaklaşık 3,5 milyon küçük ve orta ölçekli işletmenin bulunduğunu belirterek, KOBİ'lerin bu paket sayesinde hem teminat sıkıntısını aşacağını hem de uluslararası ticari arenada uygulanacak yeni düzenlemelere ve mevzuata uyumlanmak için yol gösterici bir finansman desteği alacağını kaydetti. Yeşil dönüşümün sadece büyük firmalar için değil, tüm işletmeler için önemli bir fırsat olduğunu vurgulayan Oğuz, Akbank olarak, KOBİ'lerin bu fırsatı değerlendirmelerine yardımcı olmak istediklerini bildirdi. İGE Genel Müdürü Kasım Akdeniz de Akbank ile yaptıkları iş birliği kapsamında oluşturdukları kefalet destek paketinin Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde ihracatçıların karşılaşacakları ek maliyetleri finanse etme yolunda önemli bir çözüm sunduğunu ifade etti. Akdeniz, "Bu sayede ihracatçılarımız, yeşil dönüşüm için gerekli olan yatırımları gerçekleştirirken, uluslararası pazarda rekabet güçlerini artırma yönünde de önemli bir avantaj elde edecekler. İGE olarak ihracatçılarımızı destekleyecek yenilik ve geliştirmelerin odağında yer almaya, finansmana erişimi kolaylaştırmak için yeni projeler üretmeye devam edeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.

AOSB, yeşil dönüşümde öncü rol üstleniyor Haber

AOSB, yeşil dönüşümde öncü rol üstleniyor

ADANA (İLKHABER) - Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi (AOSB), yeşil dönüşümde öncü rol üstleniyor. AOSB Bölge Müdürü Ersin Akpınar, İstanbul TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi'nde gerçekleşen güneş enerjisi ve enerji depolama fuarında yaptığı sunumda, AOSB'nin yeşil dönüşüm çalışmaları hakkında bilgi verdi. Akpınar, Türkiye'deki OSB'ler içinde Yeşil Mutabakatın ilk adımlarının Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi Bölge Müdürlüğü'nce atıldığını, bu çerçevesinde, iki çalıştay düzenlendiğini bildirdi. Akpınar, 2021 yılının Mayıs ayında ise Yeşil OSB ve Sürdürülebilirlik biriminin kurulduğunu ifade etti. Akpınar, sera gazı salınımının azaltılması, enerjiden tarıma çok sayıda sektörü ilgilendiren konu olarak gündemdeki yerini korurken, çevreci çalışmaları önceliğine alan Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi Bölge Müdürlüğü olarak geliştirdikleri Türkiye'nin ilk kurum bazlı "Sera Gazı Hesaplama Yazılımı" konusunda da bilgi verdi. Akpınar, şöyle devam etti: “Küresel ısınmanın başlıca sorumlusu olarak gösterilen ve karbondioksit cinsinden ölçülen sera gazının dünyaya bıraktığı zarar ise karbon ayak izi olarak tanımlanmaktadır. Konunun öneminden hareketle Yeşil OSB ve Sürdürülebilirlik Birimi tarafından geliştirilen Kurum Bazlı Sera Gazı Hesaplama Yazılımı Türkiye'de bir ilk olması açısından büyük önem taşıyor. Bu yazılımımız TSE tarafından da onaylanmıştır.” Akpınar, AOSB çalışanlarından 10 personelin sera gazı hesaplama uzmanlık sertifikası aldığını ve AOSB firmalarına yeşil mutabakat çerçevesinde 2022 yılı içerisinde eğitim süreçlerinin tamamlanarak, sera gazı ölçüm süreçlerinin başlatıldığını belirtti. Akpınar, süreçleri devam eden projelerinden de söz ederek, şu bilgileri verdi: “AOSB Bölge Müdürlüğü olarak daha önceden yapılan çalışmalar, Ticaret Bakanlığı'nın Eylem Planını açıklamasından sonra projelendirilmeye başlanmıştır. Bu çerçevesinde AOSB'den farklı sektörlerde 22 Pilot firma belirlenerek; Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve TSE ile paydaş olunarak ‘Avrupa Yeşil Mutabakatı Çerçevesinde AOSB'nin Eko-Endüstriyel Parka Dönüştürülmesi Amacıyla Döngüsel Ekonomi ve Endüstriyel Simbiyoz'un Geliştirilmesi’ isimli Projesi onaylanmış ve süreci devam ediyor. Projemizde Kadir Has Üniversitesi, 9 Eylül Üniversitesi, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi ve İzmir Ekonomi Üniversitesinden akademisyenlerimiz yer alıyor.” Akpınar, AOSB Bölge Müdürlüğü olarak yürütülen bu projenin ülkemizin sürdürülebilir kalkınma sürecine uyum sağlaması için Türkiye sanayisinde atılması gereken adımları belirlemesi açısından oldukça önemli olduğuna dikkati çekti. Akpınar, sözlerini “Yeşil OSB, Yeşil Gelecek” sloganıyla tamamladı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.