TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Yenidoğan

İLKHABER-Gazetesi - Yenidoğan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yenidoğan haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Adana Şehir Hastanesi yenidoğan biriminde yoğun mesai Haber

Adana Şehir Hastanesi yenidoğan biriminde yoğun mesai

Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yenidoğan biriminde doktorlar ve hemşireler bebekler adeta gözleri gibi bakıyor. Yenidoğan Yoğun Bakım Sorumlusu Doç. Dr. Selvi Gülaşı, yenidoğan ünitelerinde yüzde 100 dolulukla hizmet verdiklerini anlatarak, bebeklerin adeta kapalı bir kutu olduğunu ve sadece uzmanlar tarafından kontrol edilmesi gerektiğini söyledi. Yenidoğan çetesi operasyonu tüm Türkiye'yi derinden sarstı. Dünyaya gözlerini açan bebeklerin bazıları kimi erken doğum, kimi ise doğum sırasında gelişen problemler nedeniyle yenidoğan yoğun bakım ünitesine alınıyor. Bu bebekler üzerinden yapılan skandallar gündemdeyken uzmanlar, sürece ilişkin bilgiler verdi. “Yüzde 100 dolulukla çalışıyoruz” Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Sorumlusu Doç. Dr. Selvi Gülaşı, konuyla ilgili İhlas Haber Ajansı'na konuştu. Doç. Dr. Gülaşı, her zaman yüzde 100 doluluk ile hizmet verdiklerini anlatarak, “Ünitemizde 5 yenidoğan uzmanı ve 3 yan dal ihtisası yapan uzmanımızla görev yapıyoruz. Hemşirelerimiz yenidoğan sertifikasına sahip. Önümüzdeki günlerde de yeni hemşirelere yenidoğan eğitimi verilip, sertifika verilecek. Ailelere her gün bilgi veriyoruz ve eğitim yapıyoruz. Ünitemizde çok fazla prematüre bebeklerimiz var. Başka ünitelere gönderemiyoruz. Yüzde 100 doluluk ile hizmet veriyoruz” diye konuştu. Yenidoğan bebeklerin sevk sürecinde titiz koordinasyon Bebeklerin sevkinde 112 Acil Çağrı Merkezi'yle koordineli çalıştıklarını vurgulayan Doç. Dr. Selvi Gülaşı, daha sonra şunları söyledi: “Bebeklerin sevkinde 112 Acil Çağrı Merkezi ile ortak çalışıyoruz. Önce 112 Acil Çağrı Merkezi'ne sevk çekiyoruz, daha sonra 112 Acil Çağrı Merkezi, önce devlet hastanelerinde yer araştırıyor. Eğer devlet hastanelerinde yer bulunmaz ise ekipler Adana içerisindeki özel hastaneleri araştırır. Biz yenidoğan birimi olarak Adana içerisinde birbirini tanıyan bir camiayız. Hangi özel hastanede hangi imkanın olduğunu biliyoruz. Hangi bebeğin hangi üniteye uygun olduğunu biliyoruz. O nedenle bebeklerin sevkinde de yine bizler koordineli çalışıyoruz.” “Sağlıklı görünen bebeklerde bile aniden komplikasyon gelişebilir” Yenidoğan bebeklerin adeta kapalı bir kutu olduğunu ve her an komplikasyonlarının gelişebileceğini aktaran Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Sorumlusu Doç. Dr. Selvi Gülaşı, “Bebek çok güzel 3 kilogram ağırlığında doğabilir. Ancak 1 saat sonra nefes almasında sadece inleme sesi olması bebeği yenidoğan yoğun bakımına almamız için bir sebeptir. Çünkü hiçbirimiz normal nefes aldığımızda başka kaslarımızı kullanmıyoruz. Bu bebeklerin çoğu kendiliğinden düzelse de bazen düzelmiyor. Çok sağlıklı bir bebek doğurdunuz ama 3 gün sonra bebek emmiyor ve kusmaya başlıyor. Bu bebeği geldiği zaman yenidoğana alınması ve bir sürü işlemin yapılması arasındaki süre oldukça kısa. Bebek geliyor ve biranda boğazına tüp koyma, göbeğine katater yerleştirme, diyalize girme gibi işleme maruz kalabiliyor. Aileler, ‘Biz bebeği getirdiğimizde böyle değildi' diyebilir ama bu işlemlerin yapılması hayat kurtaran yöntemler. Yenidoğan bebekler gerçekten kapalı bir kutudur. Yenidoğan her bebeğe karşı en önemli görevimiz onu muayene etmektir. Bizler, muayene ile doğuştan olan durumları tespit ve takip ederek hastalıkları önceden görmeyi hedefleriz” ifadelerini kullandı.

Yenidoğan çetesi mağduru anne: Haber

Yenidoğan çetesi mağduru anne: "Yaşadıklarım kan dondurucu"

İstanbul Özel Reyap Hastanesi'nde 2020 yılında sezaryen ile doğum yapan ve yaklaşık 1 ay boyunca bebeği yoğun bakımda kalıp çocuğunda kronik hastalık oluştuğunu anlatan annenin söyledikleri kan dondurdu. Yoğun bakımdaki bebeği için ‘anne sütü' götürünce ‘neden bu kadar çok süt getiriyorsun' cevabını aldığını belirten anne, “O kapılar açıldığında bebeklerin çığlıklarını duyuyorduk. O çığlıkları hiç unutmuyorum” dedi. İstanbul'da yaşayan Neslihan Ünlü P. ve Serdar P. çifti, 2020 yılında doğum için Özel Reyap İstanbul Hastanesi'ne başvurdu. Sezaryen ameliyat olan Neslihan Ünlü P'nin 22 Haziran 2020 tarihinde erkek çocuğu dünyaya geldi. Sağlıklı olarak dünyaya gelen ve adını P. E. P. koydukları bebekleri, solunumu hızlı olduğu söylenerek yoğun bakıma alındı ve 2 gün sonra anne ile birlikte taburcu edileceği söylendi. Fakat belirtilen gün ise aileye solunum düzelmediği söylenip bir o kadar daha sürenin gerektiği ve yoğun bakımda kalmaya devam edileceği bildirildi. Son olarak 1 haftalık süreç geçesinin ardından kan tahlillerinde küçük bebeğin enfeksiyon düzeyi yüksek çıktı. Tekrar yoğun bakıma alınan bebek, 1 hafta daha yoğun bakımda kaldı, süre geçtikten sonra yapılan ultrason çekimlerinde aileye, bebeğin karaciğerinde pıhtı olduğu ve bunun için çocuk gastroenterolojisine gidilmesi gerektiği bildirildi. Sağlıklı doğan bebek, solunum sıkıntısı nedeniyle yoğun bakıma alındı Bebeklerini alan aile iki farklı özel hastanede gastroenteroloji bölümüne gittiklerinde aldıkları yanıt ise kendilerini şoke etti. Çifte, işlemler için geç kalındığı, bebeğin tüm damalarında tıkanmalar yaşadığı ve bu durumun genetiksel olmadığı söylendi. Soluğu tekrar Reyap Hastanesi'nde alan çifte hastanedeki yetkililer özür diledi. Bu durum yüzünden hastaneyi şikayet edeceğini belirten aileye, hastane yönetimi tarafından iddiaya göre, ‘bu tür komplikasyonları kabul ettiğinize dair imza attınız, şikayetçi olabilirsiniz' dendi. Aile, bebeklerini de alıp internet ve çeşitli mecralar üzerinden şikayet yazıları yazdı. “Doktor ilaç vermedi” Şuanda 4 yaşında olan oğlunun kronik portal hipertansiyon hastalığı olduğunu söyleyen anne Neslihan Ünlü P, yenidoğan çetesinin 2023 yılından önce de bu caniliği yaptığını ileri sürdü. Diğer bebeklere uygulananların kendi çocuğuna da uygulandığını söyleyen anne, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Doğum sırasında herhangi bir problem yoktu. Oğlumu verdiler, daha sonra götürdüler. Ben odaya çıktığımda çocuğumun bana getirileceğini düşünüyordum. Doktorlar, ‘solunumu hızlı ve yoğun bakıma alacağız. Çok önemli bir sıkıntısı yok, 1-2 gün duracak ve sizinle birlikte taburcu edeceğiz' dedi. İki gün sonra benim taburcu işlemlerim gerçekleştirilirken, çocuğumu sorduğumda, solunumun düzelmediğini 2-3 gün daha hastanede kalması gerektiği söylendi. 2-3 gün sonra tekrar gittiğimiz de halen bekliyorduk. Muhatap olacağımız insan bulamıyorduk. Pandemi dönemiydi ve kapılar yüzümüze kapanıyordu. Süreç, ‘biz size haber vereceğiz' şeklindeydi. 7. Günde telefon geldi ve oğlumu taburcu edeceklerini ancak son bir kan tahlili yapacaklarını söylediler. Tahlil sonuçlarında ise yüksek derecede enfeksiyon çıktı. Bu şekilde taburcu edemeyeceklerini, en az 7-8 gün hastanede kalacağını söylediler. Neden enfeksiyon kaptığını sorduğumuzda ise hastane enfeksiyonu kaptığını söylediler.” Neslihan Ünü P. yoğun bakımdaki bebeği için süt götürdüğünde ise aldığı cevabın ise çok ilginç olduğunu belirtti. Anne, “Süt götürdüğümde de, yarısını alıyorlardı ve ‘neden bu kadar süt getiriyorsun' diyorlardı ve kapıları yüzümüze kapatıyorlardı. Taburcu olacağı gün ultrason ve tomografiye girileceği, organlarındaki durumlarına bakılacağı söylendi. Bakıldığında karaciğerinde pıhtı göründü, nedenini ise genetik ya da göbeğe takılan katater kaynaklı olabileceği söylendi. 1 hafta sonra gelin dediler. Bu süreç içerisinde Fırat denilen adam bir doktoru aradı ve ‘ilaç vereyim mi?' dedi. Karşıdaki sanırım ‘hayır' dedi ve ilaç verilmedi. Biz artık şüphelenmeye başladık. 2 hafta sonra gittiğimizde de durum yine aynı olunca, çocuk gastroenteroloji bölümüne gidilmesi gerektiği söylenildi. O hastanede yoktu ve gittiğimiz diğer iki özel hastanenin bu bölümünde de çok geç kalınmış, ilk fark edildiğinde kan sulandırıcı verilmesi halinde bu boyuta gelinmeyeceği, tüm damarların tıkandığı söylendi. O iki özel hastanenin doktorları aralarında konsey oluşturup, bu durumun genetik olmadığını, doktorun göbeğe taktığı kataterden kaynaklı tıkanık olduğunu belirtiler. Biz o sinirle hastaneye gittik ve o Fırat denilen adam geldi. Özür dilediğini ve bazen yoğun bakımda yatan çocukların göbeğine taktıkları kataterin pıhtı attırabildiğini söyledi” diye konuştu. "Çığlıkları unutamıyorum" Yoğun bakımda kapılar açılınca bebek çığlıklarını duyduğunu ifade eden Neslihan Ünlü P., “O kapıya (yoğun bakım servisi) gittiğimiz zaman ‘1 dakika daha görebilir miyiz? diyorduk ‘hayır' diye tersliyorlardı ancak hemşireler ellerinde çay ve kahvelerle güle oynaya o kapılardan çıkıyorlardı. Kapılar açıldığında o çocukların çığlıklarını duysanız, ‘ne yapıyorlar bu çocuklara?' derdiniz. Ne yapıyorlardı bilmiyorum ama o çocukların çığlıklarını hiç unutmuyorum. Kapılar açılıyordu ve bebeklerin çığlıklarını duyuyorduk” dedi. “3 kilo 300 gram oğlumu zayıflamış halde bize verdiler” Anne Neslihan Ünlü P. yaşadıklarını anlatmaya şu sözlerle devam etti: “Hastaneyi mahkemeye vermek istediğimde evraklarımı istedim. Epikrizde çocuğumun sarılık geçirdiğini, entübe olduğunu söylemediler, 3 kilo 300 gram verdiğim oğlumu 1 kilo zayıflamış halde bize verdiler. Mahkemeye vereceğimi söyledim, ‘her türlü komplikasyona karşı eşinizin attığı imza var, isterseniz verebilirsiniz' dediler. O günün psikolojisi mi bilmiyorum ama bir şekilde boyun eğdik, bir şey yapamadık ve konu kapandı. Ben şikayet edebileceğim yerlere şikayet ettim. Şimdi benim çocuğum 4 yaşında ve kronik portal hipertansiyon hastalığı var. Tehlikeli bir hastalık, ömür boyu takip edilmesi gereken hastalık. Ben 2023 yılından daha önce olduğunu düşünüyorum. Bizim dönemimizde pandemi vardı ve böyle bir katliam yapılması için çok uygun bir zamanlamaydı. Benim çocuğumu ya öldüremediler ya da şans eseri benim oğlum hastalıklı olsa da hayatta. Ama bir şekilde bu hastane bu işi bir şekilde kılıfına uydurarak yıllardır yapmış.” “Şimdi bütün parçalar tek tek yerine oturmaya başladı” Yenidoğan çetesini haberleri izleyince fark ettiğini ve Fırat adlı doktorun saç ekilmemiş halini görünce tanıdığını aktaran Neslihan Ünlü P., “Fırat denilen kişiyi saçları ekili halde ilk başta tanıyamadığını, ancak saç ekilmemiş halini görünce tanıdım. “Onu tanıdığım anda ‘benim çocuğumu da bu mahvetti' dedim. Zaten hatasını kabul etmişti. Ben zaten kendimi zor toparlamışken, bu bebek katillerinin elinden benim oğlumun geçmiş olması beni en başa götürdü. Şuan uyuyamıyorum. Bütün parçalar yerine oturmaya başladı. O zaman ki dava etmeyişim cahillik miydi, evladımın acısı mıydı bilmiyorum ama şuan her şeyi en baştan yaşıyorum. Pazartesi günü avukat aracılığıyla suç duyurusunda bulunmayı düşünüyorum” ifadelerine yer verdi.

Bebek acil hastaları için kurulan haksız sevk ağı: 47 şüpheli hakkında iddianame Haber

Bebek acil hastaları için kurulan haksız sevk ağı: 47 şüpheli hakkında iddianame

İstanbul'da bebek acil hastalarının özel hastanelere sevk edilerek ölümlerine neden olduğu öne sürülen 47 şüpheli hakkında iddianame hazırlandı. İddianamede, bazı şüphelilerin etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediği belirtildi. Şüphelilerin yöntemleri ve hedefleri 112 Acil Çağrı Merkezi çalışanlarıyla işbirliği yaparak, bebek acil hastalarını anlaşmalı özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk eden şüphelilerin, bu süreçte haksız kazanç sağladıkları iddia ediliyor. Şüphelilerin ifadelerine göre, bebeklerin sağlığı tehlikeye atılarak, hastanelerin yoğun bakım ünitelerinin doluluğu artırılmak istenmiş. Şüphelilerin ifadeleri ve etkin pişmanlık talepleri İddianamede, örgüt elebaşı olduğu değerlendirilen Dr. Fırat Sarı'nın etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istemediği belirtilirken, Sarı, yasalara uygun bir şekilde danışmanlık yaptığını savundu. Diğer şüphelilerden Dr. İlker Gönen, suç işlediğini düşünmediğini belirtirken, ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir etkin pişmanlık talebinde bulundu. Hemşirelerin itirafları ve usulsüzlükler Şüpheli hemşire Hakan Doğukan Taşçı, usulsüz işlerin içine kendisini sokan kişinin Dr. Fırat Sarı olduğunu öne sürdü. Hemşire Hasan Basri Gök de benzer şekilde etkin pişmanlık talebinde bulunarak, hastanelerde düzenlenen usulsüz raporlamaların altını çizdi. Sonuç ve yasal süreç Hazırlanan iddianame ile birlikte şüphelilerin yargı sürecinin başlayacağı bildirildi. İddianamede yer alan ifadelere göre, şüphelilerin geçmişte yaptıkları usulsüzlüklerin araştırılması ve benzer olayların yaşanmaması için gerekli adımların atılması bekleniyor.

İstanbul'da bebek ölümlerine yol açan skandal: 47 şüpheli hakkında iddianame hazırlandı Haber

İstanbul'da bebek ölümlerine yol açan skandal: 47 şüpheli hakkında iddianame hazırlandı

İstanbul'da sağlık sistemini hedef alan çarpıcı bir skandalın detayları gün yüzüne çıktı. Bebek acil hastalarının, anlaşmalı özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edilmesi ve bu süreçte yaşanan ihmaller sonucunda ölümlerine sebep olduğu iddia edilen 47 şüpheli hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame, sağlık hizmetlerinde güvenin sarsılmasına neden oldu. İddianamede, şüphelilerin aralarındaki telefon görüşmelerine dayanan tape kayıtları ile birlikte, toplamda 197 suç eylemi belgelendi. 112 Acil Çağrı Merkezi çalışanlarının da dahil olduğu bu karmaşık yapının, sağlık alanında yaşanan ciddi sorunları ve sorumsuzlukları gözler önüne serdiği belirtildi. Bebek acil hastalarını anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları öne sürülen şüpheliler hakkında hazırlanan iddianamede, 197 suç eylemine ilişkin tape kayıtları yer aldı. İstanbul'da, 112 Acil Çağrı Merkezi'nde çalışan kişilerle ortak hareket ederek, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları öne sürülen 22'si tutuklu 47 şüpheli hakkında hazırlanan iddianamede, 197 suç eylemine ilişkin tape kayıtları yer aldı. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 1399 sayfalık iddianamede, suça konu 197 eylem sıralandı. Bu eylemlere ilişkin, şüphelilerin telefon konuşmalarını içeren tape kayıtları ve bunlarla ilgili değerlendirmeler de iddianameye girdi. Bir şüpheli ve hastane çalışanının konuşması şu şekilde yer aldı: "A.K: Denetim geldi mi sana da diyecektim. Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Geldi. Bu çocuk entübe gözüküyor sistemde. A.K: Benim burada üç koli dosya vardı, iyi ki onları fark etmediler. Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Bu normal değil. Ben on beş yıldır çalışıyorum. Hayatımda böyle bir denetime girmedim. Cezalık bir şey değil. Ceza kesmek istediğinde gelir iki tane şeye bakar cezasını keser, parasını alır, çıkar gider. A.K: Doğukan sence sadece Fırat Hoca'nın işletmelerine mi yapıldı? Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Sanmıyorum. Fırat Hoca bu kadar önemli bir insan değil. İstanbul'da bu kadar koordineli bir iş yapmazlar." Bebek bir hastanın durumuyla ilgili örgüt elebaşı olduğu değerlendirilen şüpheliler Fırat Sarı ve İlker Gönen'in konuşmalarıysa iddianamede şu şekilde yer buldu: "Şüpheli İlker Gönen: Şimdi Serenay beni aradı. Sabah beş buçukta diyalize giren var ya, o ölecek ben diyalizi yandan takmak zorunda kaldım. İlk çalıştı sonra çalışmayı durdurdu. Şüpheli Fırat Sarı: Durdu ha. Şüpheli İlker Gönen: Ölecek zaten çocuk. Beş buçukta damar yolu gitmiş, Serenay damar yolu için gelmiş. Satılmış niye geliyorsun diye kızmış." İddianamede, hayatını kaybeden bir bebekle ilgili Hemşire Çağla Durmuş ve Dr. İlker Gönen'in konuşmaları da yer aldı. Konuşmalar şöyle: "Şüpheli Çağla Durmuş: Hocam Karakoç ex. Şu anda şey, kalp tepe atılması seksen, satürasyonu otuz ama o seksen de adrenalinle yani. Şüpheli İlker Gönen: Adrenalinle, tamam yapacak bir şey yok. Şüpheli Çağla Durmuş: Aynen öyle ölüm morlukları falan da oluştu. Şüpheli İlker Gönen: Tamam. Şüpheli Çağla Durmuş: Aileye de kötüleşti diye haber verdik şimdi şu adrenalin etkisi geçene kadar kapattım kuvözün entübe... Makinada birazdan ex kabul ederiz yani. Şüpheli İlker Gönen: Hahaha, neyse bir şey diyecektim de... Şüpheli İlker Gönen: Aspirasyondan mı öldü yani? Şüpheli Çağla Durmuş: Yani, ya zaten rengi falan iyi değildi, onun öleceği belliydi ama şey yani aspire etmiş. Şüpheli İlker Gönen: Sabah gördük hayvan gibi ağlıyo, tamam rengi kötüydü ama. Şüpheli Çağla Durmuş: Onun bir o süreci kaybetmişiz yani biz, dönebilme sürecini. Şüpheli İlker Gönen: Uff tamam, yapacak bir şey yok yani. Şüpheli İlker Gönen: Hah yani neyse Dursun abiyi gönderme. Aile gelene kadar tamam mı? Şüpheli Çağla Durmuş: Hı hı tamam. Ben dosyada kötüleşip entübe olmuş gibi göstereyim. Şüpheli İlker Gönen: Tamam." Bebeğin babasının şüpheli ölüm şikayeti üzerine ise şüpheliler arasında şu konuşma geçti: Şüpheli İlker Gönen: O tedaviler IV görünsün ha. Oral görülmesin. Şüpheli Çağla Durmuş: Tamam tamam. Şüpheli İlker Gönen: Şöyle, Fırat abiyi aradım meşgul. Şöyle diyeceksin, böyle böyle kötüleşti, işte ondan sonra entübe ettik, solunumuna baktık kalbi düştü. Müdahalesini yaptık ıvır zıvır. Dursun abiyle ağzın bir olsun yani. İddianamede, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden bebekle ilgili üç şüphelinin konuşmaları da yer aldı: Şüpheli Bahar Kanık: Hocam kalbi, Halime'nin kalbi yokmuş, cpr yapalım mı? Şüpheli Fırat Sarı: Cpr bir iki tane dokunun, dönerse döndü. Dönerse biraz daha yaşasın ben gelinceye kadar. Şüpheli Bahar Kanık: Valla siz gelinceye kadar... Kusura bakmayın. Şüpheli Fırat Sarı: Ölmesin ha. Bahar Kanık: Sarıkaya'nın da valla fişini çekecem gelmezseniz. Şüpheli Fırat Sarı: Nasıl?Haha dedemin fişi. Şüpheli Bahar Kanık: Haha çekicem fişi haha. Şüpheli Fırat Sarı: Ölen mi oldu Ecem? Şüpheli Ecem Koç: Başımız sağ olsun hocam Halime. Şüpheli Fırat Sarı: Öldü mü gerçekten? Şüpheli Ecem Koç: Öldü hocam, cpr'ını yaptık, adrenalini yaptık. Cpr'la da adrenalinle de dönmedi. Adrenalin kalbi geldi bir kendi kendine gitti. Zaten cpr'a da yanıt vermedi. Şüpheli Fırat Sarı: Tamam. Yarım saat, kırk dakikaya oradayım geliyorum. Şüpheli Ecem Koç: Ha geliyorsunuz, tamam hocam biz şu an ellemiyoruz makinaya bağlı. Şüpheli Fırat Sarı: Ellemeyin, bilgi de vermeyin, orada dursun. Şüpheli Ecem Koç: Aynen aynen açık duruyor her şey monitörde açık... Hiçbir şey yapmıyoruz. İddianamede, bebek bir hastaya müdahale edilmediğiyle ilgili konuşmalar ise şöyle sıralandı: Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Kanka hasta kötüydü de bir tane bebek ölüyordu diyecektim. Gizlice girip iki dakika cpr yap çocuğa diyecektim de... Şüpheli Hüseyin Günerhan: Nerede? Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Güneyde. Şüpheli Hüseyin Güneyhan: Güneyden bize ne? Bırak bebek ölsün ki rahat şikayet edek... Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Hoca demiş ki kayarsa tüpünü çek demiş, yaşamaz bu demiş. İddianamede, bir kişinin çalıştığı hastaneyi CİMER'e şikayet etmesiyle ilgili şüpheliyle arasında geçen konuşmalar da yer aldı: O.Ö: Şey gitmiş tabi bizim avukat .... Halil anlaşma olmamış. Tabii ben de şimdi mahkeme sürecine de giriyoruz SABİM'e, CİMER'e dayiyim, döşiyim diyorum. Şüpheli Hüseyin Günerhan: Daya döşe kanka. O.Ö: Nasıl bir şey yazayım? Şüpheli Hüseyin Günerhan: Kanka şey yaz, usulsüz hasta alımlarını yaz 112'den. O.Ö: Nasıl oluyor? Şüpheli Hüseyin Günerhan: 112 ayağı olmadan hasta kabul ediyorlar de, protokolsüz hasta kabul ediyorlar diye yaz ondan sonra. O.Ö: Mert olayı mı? Şüpheli Hüseyin Günerhan: Hıhı Mert olayı kanka. O.Ö: İsmini bile veririm de senin arkadaşın olduğuna dua etsin o. Şüpheli Hüseyin Günerhan: İsmini de ver, benim umurumda değil o. Şüpheli Hüseyin Günerhan: Kanka bunu yaz, ondan sonra erişkindeki dosya mosyaları yazabilirsin usulsüz diye. O.Ö: Hasta çarşafları mı? Şüpheli Hüseyin Günerhan: Hıhı hasta basamaklarını şişiriyorlar, usulsüzlükler, çarşafları şişiriyorlar dersin. Eks bekletiyorlar, yatışını uzatıyorlar hastaların diyebilirsin. O.Ö: Aynen aynen bunları yazayım. İddianamede, hastanede tedavi gören 6 aylık bebeğin ölümüyle ilgili iki şüphelinin konuşmasına şu şekilde yer verildi: Şüpheli Tuğçe Toptemel: Besledikten sonra bebek kötüleşti. Ben başına gittim sonra Gizem geldi, sonra bebek kusmaya başladı, acaba aspire mi etmiş olabilir, bir akciğerine falan baksa mıydınız hani aspire etmiş olabilir mi? Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Yani aspire etmiş olabilir de bu çocuk büyük çocuk prematüre değil ki. Şüpheli Tuğçe Toptemel: Bayağı bir kustu. Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Prematüre değil ki hemen ölsün çocuk yani orada bir yarım saatlik can çekişmesi lazım o çocuğun, yani ben bunun açıklamasını yapamam, çocuk ölü anladın mı yani çocuk ölmüş ve bu çocuk rahat 2-3 saat önce ölmüş, çocuk kaskatı buz kesmiş. Şüpgeli Tuğçe Toptemel: Neyden ölü? Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Yani bu çocuk böyle anlık bir şey değil, bu çocuğa cpr bile yapılmaz, bu çocuk kim bilir ne zaman öldü, ya bir anomalisi yok, kalp anomalisi yok bir şeyi yok, genetik bir hastalığı yok, normal altı aylık çocuk, ben ailesine ne diyeceğim? Şüpheli Tuğçe Toptemel: Desetüre hiç olmadı biz bakımındaydık hiç olmadı, kameraları izle istersen hiç olmadı çünkü gözüme bir de büyük bebek ya bir de siyahi, siyah bir bebek olduğu için gözüm hep ondaydı, acaba morarırsa görmeyiz diye. Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Ya Tuğçe birazcık morarsa anlaşılmaz da çocuğun dudakları mosmor. Yani ben bunu daha nasıl hocaya ne diyeceğim, hoca gönderdi dün çocuğu, ailesine ne diyecem, aile zaten yabancı ortalığı ayağa kaldıracak, ortalığı yıkacaklar hastaneyi zaten büyük çocuk, almam bile yasak onu oraya." İddianamede, şüpheli Fırat Sarı'yla ilgili soruşturma olduğuna dair ise şu konuşmalar yer aldı: Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Hocam şimdi bu denetim Sağlık Bakanlığı falan fasa fiso, benim korktuğum şey bu değil, Fırat hocayı örgütlü suç işlemekten yargılayacaklar, adamlar dava açmış, ben Fırat hocanın kaç tane emniyet müdürlüğünden dosyasını topladım. Şüpheli Şeyhmus Çelik: Ne örgütü ya, ne örgütü ya? Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Hocam, adamlar sen yalandan sahte yani tedavi yapıyorsun, doktor koymuyor dosyalarda oynama yapıyor, hocam bizim telefonlarımız bile dinleniyor olabilir, bunları kimseye hoca söylettirmiyor bana. Şüpheli Şeyhmus Çelik: Telefon dinlenebilir, doğrudur. Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Hocam dinleniyor, biz Whatsapp'tan konuşuyoruz Fırat hocayla hep, anladın. Şüpheli Şeyhmus Çelik: Valla doğrudur, Whatsapp'tan konuşmak lazım, dinlenir doğrudur e yazdığın zaten."

Bebeklerin ölümüne neden olan çete lideri doktor PKK üyesi çıktı Haber

Bebeklerin ölümüne neden olan çete lideri doktor PKK üyesi çıktı

İstanbul’da bebekleri anlaşmalı hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarla ölümlerine neden olduğu iddia edilen 'Yenidoğan Çetesi' lideri Fırat Sarı’nın ifadesi gün yüzüne çıktı. Sarı, ifade sırasında cezaevinde geçirdiği süreyi ve mesleki geçmişini aktardı. “PKK Üyeliğinden Ceza Aldım” Fırat Sarı, tıp eğitimi sırasında PKK örgüt üyeliğinden hüküm giyerek yaklaşık 5 yıl cezaevinde kaldığını belirtti. “Cezaevinden sonra okuluma tekrar dönerek okulumu bitirip mezun oldum” diyen Sarı, Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olduğunu ve zorunlu hizmetini Bingöl’ün Kığı ilçesinde tamamladığını ifade etti. Suçlamaları Reddetti Sarı, kendisine yöneltilen suçlamaları kesin bir dille reddetti. “Yeni doğan yoğun bakımında yetersiz hemşire çalıştırılması ve bakımsızlıktan bebeklerin ölmesi gibi iddialar doğru değildir. Normalde yoğun bakımda 4 bebeğe 1 hemşire bakmalıdır. Benim tam zamanlı bir doktor olarak görevim var. Her şey prosedüre uygundur” şeklinde konuştu. Finansal Hareketler ve Motivasyon Ödemeleri Hesap hareketleri incelendiğinde gelen paraların danışmanlık verdiği hastane çalışanlarına motivasyon amaçlı gönderildiğini belirten Sarı, “Benim hastanelerde çalışan sağlık çalışanlarına talimat vermem söz konusu değildir. Uygulanmayan tedavilerin gösterilmesi gibi bir durumun olmaması için gereken tüm tedbirler alındı” ifadelerini kullandı. Olayın Ardındaki Gerçekler İstanbul’da yürütülen soruşturma kapsamında, Sarı’nın liderliğindeki çetenin bebekleri kasten ölüme terk ettiği iddia ediliyor. Fezleke Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmiş, iddianame hazırlanarak Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’ne iletilmişti. Soruşturmanın devam ettiği bu olay, sağlık sistemindeki suiistimalleri bir kez daha gözler önüne serdi. Sarı’nın ifadesinin ardından, konuya ilişkin kamuoyunun ilgisi artmaya devam ediyor.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.