Yavaş Dükkân, tüketicileri doğa dostu ürünlerle buluşturuyor
Doğa Derneği ve Seferihisar Doğa Okulu’nun çalışmalarını desteklemek amacıyla kurulan Yavaş Dükkân, doğanın ve doğa kültürünün yaşaması amacıyla başta gıda olmak üzere temel ihtiyaç ürünlerini üreticiden tüketiciye ulaştırıyor. Bu ürünler, hem tehlike altında olan türleri ve ekosistemleri hem de doğa kültürünü destekleyen üretimler arasından seçiliyor.
Yavaş Dükkân’ın ürün kriterleri arasında, satışa sunulacak olan ürünün önemli doğa alanı veya kadim bir havzada üretilmesi, doğa kültürünü devam ettiren bir yöntem ve yine doğa kültürünü yaşatan bir topluluk tarafından üretilmesi yer alıyor.
Doğanın hakları gözetilerek Anadolu’nun 'kurda kuşa aşa prensibiyle' üretilmesi, üretim sırasında ekosistemlerin ve bitki örtüsünün bütünlüğünün korunması, alanda bulunan canlıların yaşam döngüsüne müdahale edilmemesi, bulunduğu coğrafyadaki biyolojik çeşitliliği destekleyen yöntemlerle üretilmesi, toprağı ve kalitesini koruyarak, anız yakmak gibi zararlı faaliyetlerin olmaması, bölgenin coğrafi ve iklim koşulları ile bölgedeki ekosistemlerle uyumlu üretim yöntemleri gibi ayrıntılar da, diğer kriterleri oluşturuyor.
Yerel ve köy çeşitleri olması, en az bir kuşaktır aktarılan tohumların kullanılması, tohum veya fidanlarda geleneksel ıslah yöntemlerinin kullanılması, sentetik koruyucu maddelerin kullanılmaması koşulu da aranan bu ürünler, Doğa Derneği’nin Yavaş Dükkân’ında tüketiciyle buluşturuluyor.
Doğa Derneği'nin www.yavasdukkan.net sayfasından satılan ürünler arasında, uygun koşullarda uzun süre dayanabilen Ege zeytinliklerinden soğuk sıkım Örfene zeytinyağları, kahvaltı sofralarının vazgeçilmezi bal çeşitleri ve tahin, ana öğünleri zenginleştirecek Doğanşehir fasulyesi, Karaçeltik pirinci ve karakılçık unu, aromatik ve şifalı yağlardan elde edilen kantaron, defne, kekik ve adaçayı yağı, sağlıklı atıştırmalık kuru üzüm, deniz tuzu ve doğa dostu sabun, yemeklerin süsü kabuklu ak susam, şifa dolu kış çayları ve aynı zamanda doğa tişörtleri de yer alıyor.
Ürünlerin yetiştiği bölgeler
Satışa sunulan Çekişte Zeytin, İzmir Seferihisar Orhanlı’daki kadim zeytin ormanlarında yetişen erkence türü zeytinlerden üretiliyor. Seferihisar’daki adıyla Furma Zeytin, Türkiye’de sadece İzmir Yarımadası’nda yoğunlukla erkence türü zeytin ağaçlarında görülüyor. Hurma zeytin olarak da biliniyor. Phoma cinsi mantarların ince kabuklu erkence zeytin tanelerini işlemesiyle oluşuyor. Furmalaşan ya da hurmalaşan zeytin meyveleri acılığını kaybederek dalından yenmeye hazır hale geliyor. Furma, ağaçtan doğrudan yenebilen tek zeytin türü. Furma zeytinin besin değeri de Phoma mantarı nedeniyle artıyor.
Örfene Zeytinyağı, İzmir’in kadim zeytin ormanlarının ve bu ormanlarda yaşayan canlıların imecesiyle üretiliyor. Tüm dünyada iyi, temiz ve adil gıda için çalışmalar yürüten Slow Food tarafından, küçük üreticileri ve kaliteli doğa dostu üretimleri korumak için geliştirilmiş bir ürün tescil modeli olan "presidium" olarak tescillenen Örfene zeytinyağı, Türkiye’deki ilk "presidium" zeytinyağı olma özelliğini taşıyor.
Artvin, Maçahel, Efeler Köyü’nde üretilen kestane balı ise Türkiye’nin ilk ve tek biyosfer rezervi olan doğal ormanlarında üretiliyor. Karçal Dağları Önemli Doğa Alanı’nda bulunan bu ormanlar ve bölgeye endemik olan Kafkas arıları, genetik önemleri nedeni ile koruma altında bulunuyor.
Bozkır Balı, Beypazarı’nın güneyinde Kargı Vadisi’nin etrafındaki bozkır alanda özellikle kekiklerin, meşelerin, ardıçların olduğu el değmemiş bozkırlarda üretiliyor. Arılara herhangi bir ek gıda verilmiyor ve zirai ilaç kullanılmıyor.
Doğanşehir Fasulyesi, Malatya Doğanşehir’e bağlı Karaterzi Köyü’nde üretiliyor. Dermason türü olan bu fasulyenin yetiştiği Karaterzi, üç Önemli Doğa Alanı’nın ortasında yer alıyor. Karaterzi’de üreticiler, fasulyeleri ekmek için 20 Nisan’dan itibaren hazırlanmaya başlıyor. Bir önceki yılın mahsulünden saklanan fasulyeler, nisan sonunda havalar uygun giderse toprakla buluşturuluyor. Fasulyeler yerli tohum olduğu için tarım zehirleri veya kimyasal gübre kullanılmıyor.
Karaçeltik Pirinci, Bolu’nun Seben ilçesindeki Çeltikdere köyünde ve Uludere kenarında yetişiyor. Bir akarsuyun oluşturduğu mendereslerde atalık tohumlardan yetiştirilen Karaçeltik pirinci, herhangi bir kimyasal zehir kullanılmadan üretiliyor. Her yıl Hıdırellez günü toprakla buluşturulan pirinçler, ekim ayında tarladan hasat ediliyor.
Karakılçık unu, İzmir Orhanlı Vadisi Kadim Üretim Havzası’nda yüzlerce yıldır devir daim yapan tohumlarla üretiliyor. Sulanmadan, kimyasal zehir ve gübre kullanılmadan yetiştirilen buğdaylar, kabuğu alınmadan öğütülüyor. Hiçbir ek işlem görmüyor.
Doğal Tıp Uzmanı (Fitoterapist, Homeopat) ve Sağlıklı Yaşam Danışmanı Şaduman Karaca’nın, 25 yılı bulan bilgi ve tecrübesi ‘Fitosofia’ çayları ile şifaya dönüşüyor. Bitki bilgeliği anlamına gelen Fitosofia çaylarında kullanılan bitkiler, Şaduman Karaca’nın danışmanlık verdiği öğrenciler ya da kadın girişimi çiftliklerinden geliyor. Bitkilerin üretildikleri çiftliklerde kimyasal gübre, herbisit veya pestisit kullanılmıyor.
Erkence Zeytinyağı Sabunu ise kendine has kokusunu ve özelliğini zeytin ormanlarının içerisinde yer alan aromatik bitkilerden alıyor. Erkence türü zeytinyağı Seferihisar’ın Orhanlı Köyü’nde yüzyıllardır sabun üretiminde de kullanıyor. Bu sabunlar, geleneksel bilgiyle üretilmeye devam ediyor.