Ayhan Barut: Ülkemizde sokak hayvanları sahipsiz ve yalnız değildir
Sokak hayvanlarına esaret ve ölüm getiren yasa teklifi görüşmelerinde tansiyon yükseldi, komisyon üyesi CHP'li Milletvekilleri teklifin tümüyle geri çekilmesi için tavizsiz mücadele etti. Teklifin görüşüldüğü Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi, CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut, "Yaşamı savunuyoruz, yaşatacağız" diyerek sert sözlerle iktidarı eleştirdi. Önceki gün saat 14.00'da başlayıp dün sabah saat 08.00'a kadar süren ve teklifin ilk 3 maddesinin görüşüldüğü komisyon toplantısı Pazartesi gününe ertelendi.
"Öldürmek, katletmek, çözüm değil”
Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi, CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut, "Sonda söyleyeceğimi başta söylemek istiyorum. Bu yasa teklifi ölüm getiriyor. Öldürmek, katletmek, çözüm değil. Öldürmek, popülasyonu da düşürmüyor. Yaşam; Hayvanıyla, toprağıyla, havasıyla, suyuyla, çiçeğiyle, böceğiyle bir bütündür. Bu yaşam döngüsü çok kıymetlidir. Yaşam döngüsü kırıldığında doğal denge bozulur. Biz yaşam savunucuları da ülkemizi, tüm canlı ve cansız varlıkları, bu hayatı bir bütünlük içerisinde görüyoruz ve sonsuza dek de yaşatmayı istiyoruz. Gönül isterdi ki yaşamın bütünlüğü anlamında bütün canlılar için, toplanmış olalım ancak sokak hayvanlarının ölümü ve esareti isteniyor" diye ifade etti.
“Çözümün başında da her zaman söylediğimiz gibi kısırlaştırmak geliyor”
Ayhan Barut, "Bir yasayla köylerin mahalle olmasıyla bu köy ortadan kalkmıyor, yaşam sürüyor. Türkiye'de yaklaşık 35 -40 bin civarında köy var. En az 25 bin köyde mutlaka köylülerimiz, Anadolu insanı, çoban köpekleri gibi çeşitli köpekler besliyorlar. Her köyde yaklaşık 10 civarında köpek olduğunu düşündüğümüzde, 30 bin köy varsayıp 10’la çarptığımızda 300 binin üzerinde bir köpek yapar. Bunların yarısının dişi, yarısının da erkek olduğunu düşündüğümüzde, ortalama 2 defa yavruladıklarını hesaplarsak, 7-8 tane yavrulama yapıyorlar, yılda 700-800 bin civarında bir popülasyon artıyor. Yani sizin getirmek istediğiniz bu kanunla yok ederek, itlaf ederek bir çözüm olmuyor, çözümü kaynağında halletmek gerekiyor. Çözümün başında da her zaman söylediğimiz gibi kısırlaştırmak geliyor, üretim çiftliklerinin kapatılması gerekiyor ve hayvan satışlarının, ticaretin in de durdurulması gerekiyor” dedi.
“Bu yasanın derhâl geri çekilmesi lazım”
Ayhan Barut, "Şimdi, bir kanun geliyor, canlıların biz de can dostu olarak savunuculuğunu yapıyoruz. Günahtır, Allah'tan korkar insan. Peygamber Efendimiz bu konuda 'Merhametli olmadan imanlı olamazsanız' buyurunca, oradakiler 'Ya Resul Allah hepimiz merhametliyiz' dediklerinde, 'Yalnız insanlara değil, bütün mahlukata merhametli olmak gerekir' diye buyurdu. Şimdi, siz hayvanı öldürmekten, yasal hâle getirmekten bahsediyorsunuz. Kanunen suç olmaktan, kanunen kendinize göre günah olmaktan çıkarmış oluyorsunuz. Ya Allah katında ki günah ne olacak? Yüce 'Verdiğim canı ben alırım' derken size kim veriyor bu yetkiyi? Bu kanun başından bu tarafa hep yanlışlarla dolu ve bu kanunun, bu yasanın derhâl geri çekilmesi lazım."
“Halkımızın da mağdur ve çaresiz olan bu dilsiz canlılara sahip çıkması gerekir”
Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı olan geçmiş dönem Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi'ye seslenen Ayhan Barut, şunları söyledi: "Sayın Başkanım, sizin de Tarım Bakanı olduğunuz dönemde, 26 Kasım 2022'de bir demeciniz vardı, 'Can dostlarımıza şiddeti kabul etmemiz asla mümkün değildir' diye. Çok güzel bir demeç, hakikaten çok güzel ama bugün görüyorum ki burada, Tarım Komisyonu Başkanı olarak bu yasanın geçmesine katkıda bulunuyorsunuz. Yani o gün neydi, bugün niye böyle oldu? Yani aslında siz de bizim gibi düşünüyorsunuz, söylemek istediğim bu. Bakın, gayet güzel ifadeler 'Can dostlarımıza şiddeti kabul etmemiz mümkün değil' dediniz ve Bakanlığınız dönemin de 'Bu sorunu kökten çözmemiz gerekiyor, kurutmamız gerekiyor' dediniz. O günden bugüne gelindi, yine bugünkü anlayışla yine böyle devam ediyor. Burada bizim güzel ülkemizde sokak hayvanları sahipsiz ve yalnız değildir diyorum. Halkımızın da mağdur ve çaresiz olan bu dilsiz canlılara sahip çıkması gerekir. Onları kısırlaştırarak, aşılatarak yaşatmamız gerekir. Bu kanun yasalaşır ve Meclis'ten geçerse bütün günahı, vebali imzayı atanlardadır."