TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Vatan Partisi

İLKHABER-Gazetesi - Vatan Partisi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Vatan Partisi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Vatan Partisi, DEM Parti’nin kapatılması için Yargıtay’a başvurdu Haber

Vatan Partisi, DEM Parti’nin kapatılması için Yargıtay’a başvurdu

Vatan Partisi, Halkların Demokratik Partisi (HDP) sonrası bir başka siyasi parti olan Demokratik Bölgeler Partisi (DEM Parti) hakkında da kapatma davası açılması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurdu. Vatan Partisi Genel Sekreteri Özgür Bursalı, yaptığı açıklamada DEM Partisi'nin faaliyetlerinin ülke bütünlüğünü tehdit ettiğini belirterek bu adımın gerekçesini açıkladı. KAPATMA TALEBİNİN GEREKÇESİ NEDİR? Vatan Partisi yetkilileri, DEM Partisi'nin aldığı kararların ve yürüttüğü politikaların Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na aykırı olduğunu ve ülke bütünlüğünü tehdit ettiğini savunuyor. Partinin bu iddialarına göre, DEM Partisi'nin faaliyetleri, ülkenin bölünmez bütünlüğünü hedef almaktadır. HDP DAVASIYLA BENZERLİK Vatan Partisi'nin DEM Partisi hakkında açtığı dava, daha önce HDP hakkında açtığı kapatma davasıyla benzerlikler taşıyor. Parti, her iki davada da siyasi partilerin faaliyetlerinin anayasal düzeni bozduğunu ve ülke güvenliğini tehdit ettiğini iddia ediyor. Vatan Partisi, HDP davası sürecinde Anayasa Mahkemesi önünde düzenlediği nöbetlerle de dikkat çekmişti. SİYASETTE YENİ BİR TARTIŞMA Vatan Partisi'nin DEM Partisi hakkında açtığı dava, Türkiye siyasetinde yeni bir tartışma başlattı. Bu durum, siyasi partilerin kapatılması konusundaki hukuki süreçlerin ve siyasi partilerin faaliyetlerinin sınırlarının yeniden gündeme gelmesine neden oldu.

Vatan Partisi Adana İl Başkanlığı'ndan Bahçeli’ye tepki: Türkiye kaosa sürüklenmek isteniyor Haber

Vatan Partisi Adana İl Başkanlığı'ndan Bahçeli’ye tepki: Türkiye kaosa sürüklenmek isteniyor

Vatan Partisi Adana İl Başkanlığı, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin terör elebaşı Abdullah Öcalan ve PKK ile ilgili açıklamaları nedeniyle bir basın toplantısı düzenledi. Parti binasında yapılan açıklamada konuşan Vatan Partisi Adana İl Başkanı Süleyman Çelik, TÜSAŞ saldırısında hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet dileyerek sözlerine başladı. Çelik, Bahçeli'nin açıklamalarının ardından yaşanan terör olaylarının Türkiye'yi kaosa sürükleme amacı taşıdığını söyledi. “TÜRKİYE İKİ BÜYÜK SINAVLA KARŞI KARŞIYA” Çelik, Türkiye’nin son günlerde iki kritik olayla karşılaştığını belirtti. İlk olarak, Devlet Bahçeli'nin terör örgütü PKK’yı muhatap alarak, örgütün silah bırakması için Öcalan'ı meclise davet etmesi ve ikinci olarak da TÜSAŞ’a yönelik yapılan terör saldırısını vurguladı. Çelik, “Bu iki olay, Türkiye’de bir hükümet krizi yaşandığının göstergesidir,” ifadelerini kullandı. “EMPERYALİST PLANLARA KARŞI DEVRİMCİ DURUŞ” Türkiye'nin bu zor dönemden bölge ülkeleriyle işbirliği yaparak ve ABD-İsrail planlarını bozarak çıkabileceğine değinen Çelik, milli güçlerin bu süreçte devrimci bir duruş sergileyeceğini belirtti. “Türkiye'nin milli güçleri, emperyalist planlara karşı gereken yanıtı verecektir. Bu mücadelede Vatan Partisi’nin rolü belirleyicidir,” dedi. VATAN PARTİSİ'NDEN MİLLİ GÜÇLERE ÇAĞRI Çelik, tüm milliyetçi ve halkçı vatanseverleri Vatan Partisi çatısı altında toplanmaya davet ederek, “Tam bağımsız, başı dik, huzurlu bir Türkiye için Vatan Partisi’nde birleşelim,” çağrısında bulundu.

Milli devlet bildirgesi imzaya açıldı Haber

Milli devlet bildirgesi imzaya açıldı

Vatan Partisi Adana İl Başkanı Süleyman Çelik,  toplumun öncülerini ve bütün vatandaşları Türkiye Cumhuriyeti’ne sahip çıkmaya ve millidevletbildirgesi.com adresine girerek imza formunu doldurmaya davet etti. İlkhaber Gazetesi'nden Abdurrahim Sağ'ın haberine göre; Çukurova Gazeteciler Cemiyeti’nde basın toplantısı düzenleyen Çelik, milli devlet bildirgesi hakkında bilgiler verdi. ABD’nin dayattığı Atlantik sisteminin özü, milli devleti tasfiye ettiğini savunan Çelik, “TBMM başkanı tarafından gündeme getirilen 64 maddelik Türksüz Anayasa mutabakatı ABD dayatmasıdır ve sistemin çıkmazını yansıtıyor. ABD’nin dayattığı Atlantik sisteminin özü, Milli devletimizi tasfiye etmektir. Bugün mücadele, Milli devlet mevziisindedir. Kararlıyız: Milli devletimizi zaaflardan kurtaracağız. Devletin temel kurumlarını, İstiklal Savaşımızın kazanımları üzerinden yeniden inşa edeceğiz. Güçlü Devleti Güçlü Hükümeti kuracağız. Halkı örgütleyeceğiz. Milli Devleti güçlendiren, emekçi halkın ve bütün milletin ekonomisini ve özgürlüklerini savunan halk hareketlerine önderlik görevine hazırız. Milletimize ve Milli Devletimizin güçlerine güveniyoruz. Milli Devletin Türk milleti gibi bir sahibi var. Milli Devletin Türk Silahlı Kuvvetleri ve Türk Polisi gibi bir silahlı gücü var. Milli Devletin öncüsü Vatan Partisi var” dedi. Çağrıda bulunan Çelik, “Türkiye’nin milli devrimci ve emekçi öncüleri olarak, Türk Milletini güçlü devlet ve üreten millet hedefiyle birleşmeye çağırıyoruz. Türkiye’nin çeşitli siyasal kökenlerden gelen öncülerini, Vatan Partisi’ne üye olmaya ve görev almaya davet ediyoruz. İçine girdiğimiz zor dönemde Milli Devletimizi hep birlikte güçlendirme talebini değerlendirmenize sunuyoruz. Milli Devlet Bildirgesini okumak ve imzalamak için millidevletbildirgesi.com adresine girmenizi rica ederiz” ifadelerini kullandı.

Vatan Partisi’nde seçim çalışmaları sürüyor Haber

Vatan Partisi’nde seçim çalışmaları sürüyor

İlkhaber Gazetesi'inden Selma Duman'ın haberine göre; Adana Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ahmet Suseven, 31 Mart Yerel Seçim çalışmalarını sürdürüyor. Seçimlere kısa bir süre kala çalışmalarını yoğunlaştıran Suseven, mahalle mahalle, sokak sokak dolaşarak halka temas ediyor. Vatandaşları dinleyen ve onların sorunlarına değinen Suseven, seçimi kazanmaları durumunda var olan tüm sorunları çözeceklerini anlatıyor. Adana'nın Seyhan, Yüreğir ve Sarıçam'da bulunan dernekleri, esnafları, vatandaşları ziyaret ederek çalışma yapan Vatan Partisi Adayları halka Vatan Partisi'nin devrimci kamucu programını anlatıyor. Suseven’e çalışmalarında zaman zaman Seyhan Belediye Başkan Adayı Avukat Hatice Nesrin Kılıçay, Çukurova Belediye Başkan Adayı Banu Karahan, Yüreğir Belediye Başkan Adayı Ali Yağrı, Sarıçam Belediye Başkan Adayı Beysun Tankut eşlik ediyor. Suseven ziyaretlerinde üreten belediye üreten kent vurgusuna dikkat çekiyor.  Suseven kentin sorunlarını bildiğini ve bu sorunlara Vatan Partisi olarak çözüm üretmek için yola çıktıklarını belirterek, “Vatan Partisi'nin yöneteceği belediye, üreticilerin yönetiminde, denetiminde ve hizmetindedir. Kentlerimizi üretime ve kamu hizmetine göre planlayacak ve düzenleyeceğiz. Üretimi ve üreticiyi desteklemek için ulaşım, elektrik, ısınma gibi kamu hizmetlerini ucuzlatacak ve zamanla en ileri buluş ve teknolojileri uygulayarak parasız hale getireceğiz” dedi. Halka rağmen değil, halk için kamulaştırma Vatan Partisi'nin temel ilkesi olduğunu dile getiren Suseven, “Kaynaklar rantlara değil, işsize iş sağlayan üretim hizmet projelerine ayrılacaktır. Yeni iş alanları yaratan girişimci desteklenecektir. Havadan para kazanma aracı olan kent rantları, halkın kaynağına dönüştürülecektir. Halka rağmen değil, halk için kamulaştırma Vatan Partisi'nin temel ilkesidir” ifadelerini kullandı.

Suseven: Vatan Partisi geleceğin partisi Haber

Suseven: Vatan Partisi geleceğin partisi

Yerel Seçimler için son düzlüğe girildi. Bu kadar kısa zaman kala partiler ve adaylar ulaşabildiği kadar insana ulaşıp, projelerini ve anlatıyor. Vatan Partisi Adana Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ahmet Suseven’de seçimler için hız kesmeden çalışmaya devam ediyor. Suseven, “Akdeniz Mahallesi Halk Buluşması’nda partililer ve halkla bir araya gelerek projelerinden, fikirlerinden ve partisinin bakış açısından bahsetti. Suseven, partilerin şu anki durumuna da değinerek çeşitli eleştirilerde bulundu. Suseven, “Tabii bir seçim yarışının içine tekrardan girdik. Bir seçim yarışı ama benim gördüğüm seçim yarışından çok bir israf yarışı. Müthiş bir israf var. Şimdi ben size bir rakam vereyim. Bu aldığımız bir rakam. Sadece pankarta 5 yüz milyon lira yatırılmış. Bu Adana'da tabii. Seçim kurulu da bir karar aldı biliyorsunuz. Seçim kurulu dedi ki: Bu pankartları istemiyoruz. Ana caddedekiler toplandı” dedi. Yani bu milletin 5 yüz milyon lirasının tek sefer kullanılacak bir şeye basıldığından söz eden Suseven, “Ve seçim kurulunun aldığı kararla çöpe atıldı. Şimdi buna otobüsleri dahil edin. Otobüs giydirmeleri dahil edin. Mazotları dahil edin. Bina giydirmelerini dahil edin, sağa sola dağıtılan paraları dahil edin. Tahmin ediyorum bu seçim sonuna kadar 2 milyar liranın üzerinde bir para harcanacak. Şimdi ben bu duruma bakıyorum ve bir de dönüp Adana'ya bakıyorum. Hatta dönüp Akdeniz Mahallesi'ne bakıyorum. Geçtiğimiz zamanda buraya yine gelmiştim ve konuşmuştuk. Burada bir arıtma sorunu var. Ara ara o kokuyu alıyorsunuz, duyuyorsunuz. Ya bu 5 yüz milyondan ben düşünüyorum da 2 milyon lirasını ayırsaydık da şu Akdeniz Mahallesi'nin arıtma sorununu çözseydik” şeklinde konuştu. Suseven, konuşmasının devamında şu sorunlara değindi: Daha önce iki gün önce de Belediyeevleri Mahallesi'nde geziyoruz. Oradaki esnaf diyor ki iki haftaya bir bizim elektriğimiz bir gün boyunca kesilir E demek ki bir sorun var. E biz bu pankartı harcadığımız beş yüz milyondan iki milyon ayırıp buraya yatırsaydık da bu elektrik sorununu çözseydik milletin. Yani kafa aslında millete yatırımda değil. Kafa nerede? Kafa ‘Biz bu seçimi alalım da ne olursa olsun’ kafasında. Çünkü sonunda büyük rantlar var. Bakın Adana deyince aklınıza ne gelir? Benim vallahi düşünüyorum bir kebabı gelir. Bir de narenciyesi geliyor aklıma. Vallahi narenciye ağaçları sökülüyor Adana'da. O hale gelmiş. Niye sökülüyor?” Adana’nın narenciyesinin kurtarılması gerektiğinden de söz eden Suseven, “Adana'nın, narenciyesini kurtarmak demek, Adana'nın üretimini, ekonomisini kurtarmak demek. Bir pamuğumuz vardı değil mi? Pamuk ne oldu şimdi? Karataş'ın belli başlı bölgesinde birkaç dönüm ekiliyor. Biz geldiğimizde narenciyeyi pamuk gibi yapmayacağız. Pamuğu da yeniden canlandıracağız ayrıca” cümlelerini kullandı. “SAYIN SONER ÇETİN, AKİF KEMAL AKAY, MUSTAFA ÇAY… ŞİMDİ BUNLARI TEKRARDAN ADAY YAPILMADILAR” Suseven, devamında şunları kaydetti: “Tabii bu seçim dönemi sadece bir israf dönemi değil. Çok acayip bir süreç yaşadık seçimden önce. Hepiniz şahit oldunuz. İsimlerini de verelim. Sayın Soner Çetin, Akif Kemal Akay, Mustafa Çay… Şimdi bunları tekrardan aday yapılmadılar. Tabii partilerin inisiyatifidir. Ona bir şey demeyiz. Ama anında yani aday olmadıklarını öğrendikleri anda koşturdular başka partilerin kapılarına. Ettiler. Tabii istifa ettiler, yeni partilerine gidip bizi aday yapın dediler. Aday da oldular. Bu sistem bize şunu gösteriyor; partiler arasındaki duvarlar, sınırlar kalkmış. Hepsi birbirlerinin aynısı. Çünkü hepsi rantta yarışıyor. Hepsi ‘Cebimize ne indiririz? Amcamızın oğluna ne iş verebiliriz?’ diye yarışıyor. Ortada hiçbir ilke kalmamış. Tabii bu bir taraftan da şuna neden oluyor. En nihayetinde bu millet, bu toplum, bu arkadaşlarımızı seçtiler. Yani gittiler Cumhuriyet Halk Partisi'nden adayken bastılar. Bakın Cumhuriyet Halk Partisi'ne verilen oylar hop İYİ Parti'ye geçti. Bakın şimdi buradaki şeyde, belediyede İYİ Parti'nin artık. Yani burada acayip bir durum yaşanıyor. Bunun bir önemli göstergesi bence müthiş bir nitelik düşüklüğü var.” “BU NİTELİK DÜŞÜKLÜĞÜ SLOGANLARA YANSIYOR” Bu duruma birkaç örnek vermek istediğine değinen Suseven, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu nitelik düşüklüğü sloganlara yansıyor. Şimdi Gelecek Partisi'nin bir Çukurova Belediye Başkan adayı var. İsmi İrfan Sayar. Sloganı ne biliyor musunuz? ‘Alayına ayar İrfan Sayar’ diyor. İYİ Parti'nin Erdemli Belediye Başkan adayı Mehmet Tutar. Diyor ki ‘Sizin elinizden bir tek Mehmet Tutar’. Yani bakın sırf soy ismiyle uyumlu olsun diye slogan belirlemişler. Sonra ben dönüyorum bir de bizim partimizin sloganına bakıyorum. Bir şey anlatmaya çalışıyoruz topluma. Diyoruz ki ‘Rantçı sisteme son. Kamu hizmeti devrimi için Vatan Partisi’ diyoruz. Bakın bir şey anlatmayı ifade etmeye çalışıyoruz. Ama sistem partilerinin geldiği durum maalesef bu. Vaziyet bu. Yani çünkü bir de şöyle bir durumları var. Diyorlar ki ‘Zaten cepte, zaten bana oy verecekler. Bir şey anlatmama gerek yok ki. Bir şey ifade etmeme gerek yok ki. O yüzden ben garanti olduğum için ne desem, ne söylesem, bir şey anlatmama bile gerek yok’ diyerek böyle sloganlar belirleniyor. Ama bizim Türkiye'ye, bu millete sorumluluğumuz var. Ve o noktada gereğini yapıyoruz. Bu bizim sloganlarımıza da yansıyor.” “BİZ GELDİĞİMİZDE BU ŞİRKET BELEDİYECİLİĞİNİ DE BİTİRECEĞİZ” Suseven, “Biz geldiğimizde bu şirket belediyeciliğini de bitireceğiz. Önümüze görev olarak koyuyoruz. Tabii ‘her yiğidin bir yoğurt yiyişi var’ derler. Bizim de bir yoğurt yiyişimiz var. Demokrasiyi de bize anlatırken çocukluktan beri hatırlarım şöyle dediler: Milletin yönetime dahil olması. Yani yönetime dahil olarak ne yapacak? Gidecek millet oy verecek sonra da yönetilecek. Şimdi ben bunu, bu anlayışı doğru bulmuyorum. Bu anlayışı şöyle düzeltmek lazım. Tamam yönetime dahil olacak ama nasıl olacak? Birincisi bir kere “halk meclisleri” kurmamız lazım. Yani gidiyorum esnaflarda hep dile getiriyorlar, gezdiğimiz esnaflar. Diyorlar ki; ‘Vallahi bir seçim dönemi geliyorlar. Onun dışında kimseyi gördüğümüz yok. Biz bunu ortadan kaldırmak için meclis kuracağız. Mesela diyelim ki Yüzüncüyıl esnafından bir meclis kuracağız. Oturacaklar. Belediyeden de bir sorumlusu olacak. Gelecek o belediye sorumlusu dinleyecek, not alacak. O sorunlara hemen müdahale edeceğiz. Yani halkı yönetime dahil etmek böyle olur. Öbür türlü, hadi oy verin, biz seçilelim. Bu işin kaymağını biz yiyelim diyerek bir yere varmaz. Nitekim sonuç da ortada. Sağ olsun Zeydan Bey hakikaten alt geçitler yaptı. Özellikle genel seçimden sonra çalıştı. Keşke o tempoyu beş yıl boyunca gösterseydi” dedi. Yani hizmet etmekten maalesef aciz yöneticilerimiz var, yönetici anlayışımız var. Tabii ben bu noktada şöyle görüyorum. Bu sistem, bu düzen bir kabadayı düzeni. Bu sistem kabadayı üretiyor. Ama tabii bir mahallede bir kabadayı var diye susmak olmaz. Şimdi kabadayı niye kabadayılığına devam eder? Karşına bir ‘höt’ diyen olmadığı için. İşte bu parti, bu Vatan Partisi o kabadadayıya ‘Höt’ diyecek partidir. “VATAN PARTİSİ ÖNÜMÜZDEKİ SÜREÇTE ÖNEMLİ BİR YER EDİNECEK ÜRETİCİLERİN, MİLLİ HÜKÜMETİN MERKEZİNDE OLACAK, TÜRKİYE'Yİ YÖNETECEK PARTİ” O nedenle halktan destek ve oy istediklerine vurgu yapan Suseven, konuşmasını şu sözlerle noktaladı: “Yani Vatan Partisi önümüzdeki süreçte önemli bir yer edinecek üreticilerin, milli hükümetin merkezinde olacak, Türkiye'yi yönetecek parti. Bu nedenle şimdiden partimize gelin, üye olun da diyoruz. Sadece oy vermek de değil, birlikte mücadele etmek istiyorum sizlerle. Birlikte mücadele edelim ve Türkiye'nin geleceğini hatta Türkiye de değil, bölgemizin geleceğini birlikte değiştirelim. Bakın, Suriye'yle dostluğu savunuyoruz biz. Biz bunu da bitireceğiz. Hem Türkiye'nin hem bölge ülkelerin sorunlarını çözmek için sizlerden yetki talep ediyoruz.”

Vatan Partisi Genel Sekreteri Bursalı Adana’ya geldi, halkla buluştu Haber

Vatan Partisi Genel Sekreteri Bursalı Adana’ya geldi, halkla buluştu

Vatan Partisi Genel Sekreteri Özgür Bursalı Adana’ya gelerek “Akdeniz Mahallesi Halk Buluşması” gerçekleştirdi. Halk buluşmasına Bursalı başta olmak üzere; Vatan Partisi Adana Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ahmet Suseven, partililer ve çok sayıda mahalle sakini katıldı. Bursalı ve Suseven halk buluşmasında coşku ve heyecanla karşılandı. Burada konuşma gerçekleştiren, genel ve yerel siyasetten, kendi politikalarından söz eden Vatan Partisi Genel Sekreteri Özgür Bursalı, “Biz esas sizden öğrenmeye, sizi dinlemeye geldik. Tabii şimdi Türkiye bir seçime gidiyor. 20 gün bile kalmadı. 15 gün sonra hepimiz gideceğiz sandıklara. Oylar kullanılacak. Kapatılacak. Açılacak. Birileri başkan olacak. Ama 1 Nisan'da güneş doğmaya devam edecek. Dünya dönmeye devam edecek. Biz mevcut zorluklarımızı çekmeye devam edeceğiz” dedi. “HER GÜN BU ZORLUKLARLA BURUN BURUNAYIZ” Türkiye'de şu anda 2 tane manzara olduğundan söz eden Bursalı, “Yani bir bize gösterilen, dayatılan televizyonlardan, radyolardan, dizilerden, filmlerden sistemin bize gösterdiği bir gerçek var. Bir de bizim gerçek sorunlarımız var. Televizyonları açtığımız zaman bize dayatılanı görüyoruz. Yerel seçim dedikoduları. Kim kimin kuyusunu kazıyor? Kim kimin arkasından iş çeviriyor? Kim hangi partiye geçmiş? Kim kimle nasıl kavga etmiş? Nasıl bir kayıkçı kavgası var? Boş vaatler, dedikodular hep bunları izletiyorlar bize. Ve en sonunda da diyorlar ki 'Bir tane bu bir de bu ar bunlardan birini seçmek zorundasınız.' Bir de gerçekler var. Yani insanımızın, halkımızın, milletimizin yaşadığı sorunlar var. Ekonomik sorunlar var. Bir kere en başta hepimizin sıcak hissettiği sorunlar. Devlet 5 yüz milyar dolar borca batmış. Millet borca batmış. Hepimiz faize çalışır hale gelmişiz. Daha belki bugün fark etmişsinizdir bankalar bildirimler attı telefonlara. Yani her gün bu zorluklarla burun burunayız” şeklinde konuştu. “BİZİ EL KAPISINA MAHKUM ETTİLER” Çiftçilerin traktörüne gönlünün rahatlığıyla mazotunu dolduramadığından söz eden Bursalı, konuşmasının devamında şunları söyledi: “Elektriği çevirirken elli kere hesap edip çeviriyoruz. Pazara gittiğimiz zaman file dolacak mı, dolmayacak mı, kaça dolacak? Onu hesap eder durumdayız. Emeklilerimizin dertlerini zaten hiç saymaya gerek yok herhalde. Resmen ölüme terk edilmiş durumda. Gençlerimiz işsiz. Yani bu ekonomi nereden tutarsanız tutun bitmiş durumda. Çünkü sistem bitmiş. Ya bir ülke, bir devlet hele hele Türkiye gibi bu kadar geniş, güçlü ekonomik kaynakları, potansiyeli olan, bu kadar ahlaklı, çalışkan, faziletli insanları olan bir millet. 5 yüz milyar dolar borca batar mı? Bu devlet işte boynuna kadar borca batmış. Niye? 1980'den sonra bizi bir yola soktular. Dediler ki 'Üretmeyin. Üretim kötüdür. Dışarıdan alalım, ucuza alalım'. Tarıma durdurdular. Hayvancılığı durdurdular. Sanayiciyi baltaladılar. Bizi el kapısına mahkum ettiler. Batıya bağlandık. En sonunda ne oldu? O 40-50 yıllık deniz bizi borca batırdı ve artık o deniz bitti. Şimdi bu aslında yeni bir şeyin habercisi. Biz size onun haberini vermeye geldik.” “ARTIK BU SİSTEM BİTTİ” Bursalı, “Bakın biz diğer partiler gibi burnumuzun ucuna bakmıyoruz. Mevcut sistem partilerinden Vatan Partisi'nin farkı ne? Şimdi bu sistemin efendileri faizciler, bankacılar, tefeciler, Dolar borsa vurguncuları, mafya rantçıları olmuş. Hani Atatürk'ümüz diyordu ya, 'Üreten köylü milletin efendisidir' diye. Üretici dışlanmış, faizciler milletin efendisi olmuş. Vurguncular, milletin efendisi olmuş. Birileri tepelerde zenginleşmeye devam ederken bu millet 17 bin lira, 11 bin lira emekli maaşıyla uğraşıyor. Oğlumu okutabilecek miyim? Ay sonunu getirebilecek miyim diye uğraşıyor. Yani devletçe ve milletçe borca batmışsınız ama birileri hala zenginleşmeye devam ediyor. Bu şunun göstergesi: Artık sistem bitti. Bu böyle yürümüyor. Toprak ekilmiyorsa sanayinin çarkı dönmüyorsa ve insanlar evine gönül rahatlığıyla artık alışveriş yapamayacak hale geldiyse bu sistem bitti demek” cümlelerini kullandı. “TÜRKİYE'NİN ÖNÜNDEKİ HER TÜRLÜ SORUNLARI BİR TEK ŞEYLE AŞABİLİRİZ: ÜRETMEYLE” Yeni bir sistemin geldiğini vurgulayan Bursalı, o sistemin üretimci bir sistem olduğunu kaydederek konu hakkında şu cümleleri kullandı: “Vatan Partisi eşittir üretim. Biz diyoruz ki; Türkiye'nin önündeki her türlü sorunları bir tek şeyle aşabiliriz: Üretimle. Üretirsek iş sahibi oluruz. Üretirsek mutlu yaşarız. Üretirsek başımız dik olur. Üretirsek el pençe divan kimsenin kapılarında kul köle olmayız. Ama üretmemiz lazım. Türkiye'nin kaynakları var. Bakın bugün emekli de para bekliyor. Değil mi? Hatta belediye başkan adayları bile şimdi çıktı. 'Şöyle vereceğim, böyle vereceğim. Emekliye şu kadar vereceğim'. Herkes saçıyor bol keseden vaatler. Onlara şunu sorun. 'Hangi kaynakla? Hangi parayı dağıtacaksın? Nereden bulacaksın?' Soru budur. Bakın bu soruyu bizden başka kimse toplumun önüne getirmiyor. Kaynak gösterin diyeceksiniz, kaynak. Bu kadar dağıtıyorsun. Hangi parayla yapacaksın bunu? Hangi belediye bütçesiyle yapacaksın? Hangi hükümet bütçesiyle yapacaksın? Orada verecekleri cevap yok. Hatırlamıyorlar sonra zaten vaatlerini. Ama biz bu milletin bu sorunlarını çözecek kaynağı gösteriyoruz. Çok basit. Türkiye'nin sorunlarını çözecek para var. Bir, dışarıya bu milletin alın teriyle üretilmiş, yaratılmış değerler kıyı bankalarına kaçırılmış. 5 yüz milyar dolar. Buralarda üretilen kaynaklar kıyı bankalarında yatıyor. Büyük zenginler 5 yüz milyar doları götürmüş. Türkiye'nin borcu ne kadar? O da 5 yüz milyar dolar. Yani sadece onları getirsek Türkiye'ye, Türkiye'nin dış borcu kapanıyor.” “TÜRKİYE’NİN PARASI VAR” “Bankalar yüzde 300, yüzde 400 her yıl kar yapıyorlar. Karlarına kar katıyorlar. Zaten diyoruz ya ‘Hepimiz faizle çalışıyoruz’ diye. Benim çiftçim mazotunu dolduramayacak. Benim emeklim açlığa mahkum edilecek, süründürülecek. Benim gencim iş bulamayacak ama bir yandan faizler, kaynaklar, bankalar Türkiye'nin kralı olacak. İşte biz oraya kurumlar vergisi çıkartacağız. Oradaki kaynakları Türkiye adına değerlendireceğiz. Büyük zenginlerimizin kasasında 3 yüz milyar lira kasalara kitlenmiş altın var. Onlar da bir kaynak” diyen Bursalı, Türkiye’nin parası olduğunu kaydetti. “BİZ MİLLETE BOŞ VAAT SAÇIP YALAN SÖYLEYECEK BİR PARTİ DEĞİLİZ” Bursalı, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Türkiye'nin parası yok değil. O bankalarda var, yurt dışına kaçırılmış var. Birilerinin kasalarında var. Onları ekonomiye sokacak bir program lazım. O da hangi hangi şeyi öncelediğinizle ilgili. Biz emekliyi öncelersek, genci öncelersek, bu ülkenin yatırımını öncelersek, üretimi öncelersek kaynakları halk için kullanırız. Kamu için kullanırız. İnsanlarımız için kullanırız. Ama bizim baş tacımız üretici olmazsa, baş tacımız faizci olursa, özel çıkar olursa kaynaklar oraya gider. Bütün mesele budur. Ve o yüzden sistem bitince sistemin partileri buna bir cevap üretemiyor. Buraya bir çözüm getiremiyor. Çözüm ne? diyorsunuz ama çözüm yok. Herkes bir şeyler anlatıyor. Pankartlara yazıyorlar. 'İyi olacak. Güzel olacak. Güneş doğacak.' Ama bu milletin sorununu çözecek somut bir program kimse oturup Vatan Partisi dışında bu milletin önüne koymuyor. Biz diyoruz ki zorluklar var. Hiç kimse birbirini kandırmasın. Yerel seçimden sonra o zorluklar daha da katlanacak. Biz millete boş vaat saçıp yalan söyleyecek bir parti değiliz. Seçimden sonra faizler, enflasyon giderek katlanacak maalesef. Ama diyoruz ki çözüm de var. Fakat çözüm bu mevcut sistem partilerinin içinde yok. Çünkü hepsi o sistemin içinde entegre. Bakın 'Türkiye'nin parası yok' deyip duruyoruz ya. 2 ay önce devletin kasasında mevcut 5 tane siyasi partiye 6,7 milyar, yani toplamda 7 milyar hazine yardımı yapıldı. Bunun içinde PKK'nın partisi de dahil. Yedi milyar lira. Kimi parası o para? Halkın parası.” “O PANKARTLARIN PARASI NEREDEN ÇIKIYOR?” Bursalı, devamında şu cümlelere yer verdi: “Etrafa bakıyorsunuz, pankarttan insan caddeleri, sokakları göremez hale gelmiş. Adana'da herhalde o daha da fazla. O pankartların parası nereden çıkıyor? Yani en sonunda hepsi halkın parası, kamunun parası. Ve o pankartları asıyorlar. Onların paralarını yarın nasıl çıkartacaklarını çok iyi bilerek asıyorlar. İhalelerden, komisyonlardan, yandaşlardan çıkartacaklar. Bir şekilde en sonunda sizin cebinizden onlar çıkacak. Yani şunu demek istiyorum. Türkiye'nin kaynağı var ama o kaynak üreticiye mi gidecek? Halkımıza mı gidecek, yatırıma mı gidecek yoksa bu vurgunculara mı gidecek? Karar bu. Bakın yol yapalım, kanalizasyon yapalım, işte şurayı düzeltelim falan. Bunlar yapılır. Yol da yapılır, köprü de yapılır, kaldırım da yapılır. Türkiye'nin derdi şu an bunlar değil. Elbette şehrimizin de dertleri var. Ama Türkiye'nin temel problemlerini çözmeden Adana'mızın da problemlerini çözemeyiz. Konya’mızın da çözemeyiz, Muğla’mızın da çözemeyiz, Şırnak'ın da, Edirne'nin de çözemeyiz. O yüzden Türkiye'nin önünde çok köklü bir karar süreci, bir değişiklik süreci var. Böyle televizyonlardaki gibi değişimden bahsetmiyorum. Yeni bir sistem geliyor. Eğer üretimden yana olmazsa hükümet, halktan yana olmazsa gerçek dostlarıyla kucaklaşmazsa, ekonomisini düzeltecek kaynaklar yaratamazsa kimse Türkiye'nin tepesinde kalamaz. Ve o sıkışmayı şimdi görüyoruz. Amerika bize dayatıyor. İsrail bize dayatıyor. Onlara bağlanıyoruz. Gerçek dostlarımıza sırtımızı dönüyoruz. Suriye dibimizde, komşumuz sırtımızı dönmüşüz. 15 yıldır kavgalıyız. Rusya'ya dirsek atıyoruz. İran'a dirsek atıyoruz. Çin'e kadar dirsek atıyoruz. Halbuki ekonomiler orada. Enerji kaynakları orada. Türkiye'nin gerçek dostları orada. Ama birileri ta Atlantik'in ötesinden binlerce kilometre öteden gelip bizim Türkiye'deki politikamızı belirlemeye çalışıyor. Bunlara mahkum değiliz. Çünkü bu millet her şeyin en güzeline, en temizine layık. Çünkü bu millet tertemiz bir millet. Çok güzel bir halkımız var. Hep halkı aşağılarlar ya. Bu halk her şeyin farkındadır. Farkına varacaktır, ferasetlidir, öngörülüdür. Çünkü çalışkandır. Binlerce yıllık bir devlet, millet birikimimiz var. Son yüz elli yıldır ve işte Atatürk'le zirveye çıkan bir değerimiz var. Ve hala bakın o ayakta duruyor. O canlılık ayakta duruyor. Türkiye kendisine güvenecek. En başta üretecek, bağımsız olacak. 'Ben kendi ayaklarımın üzerinde dururum. El kapısına kimse beni mahkum edemez' diyecek. Üretimini sağlayacak. Hani Mustafa Kemal Paşa diyor: Bağımsızlık ancak ekonomik bağımsızlıkla birleşince anlamlı hale gelir ve ayakta kalırsınız. İşte hem ekonomide hem güvenlikte bizim Bizim başımız dik olacak. Çünkü bu milletin başını kimse yere eğdiremez. Ha bazı partiler gelir, Türkiye'yi yönetmeye kalkarlar. Onlar başını eğebilirler ama bu millet eğmez.” “BİZ BU MİLLETE ADANMIŞ BİR PARTİYİZ” Vatan Partisi’nin bu halkın içinde bir parti olduğunu söyleyen Bursalı, “Bu mahallelerin içinde büyüyen bir parti. Elli yıldır bu milletin birliği, bağımsız yaşaması, üretmesi, başı dik yaşaması için Genel Başkanımız Doğu Perinçek; o kıdemli kuşak, 7 ateşten geçmiş kadrolar kol kola hepimiz bu vatana, bu halka adanmış insanlarız. Ve pırıl pırıl bir partiyle sizden yetki istiyoruz. Bu partide kariyer hesapları yok. Bu partide kim ne kadar vurgun yapacak? Rantları kim paylaşacak? İhaleleri kim yedirecek? Kayınçoya kim yardım edecek? Bacanağın cebini kim dolduracak? Bunlar yok. Bu partide halk, millet, üretici, çiftçi, sanayici, genç, emekli var. Bu partide bu milletin çıkarları var. Biz bu millete adanmış bir partiyiz. Ve gerçek ekranda, sosyal medyada, sağda, solda gördükleriniz değil. Türkiye o gerçekle yakın zamanda buluşacak. Bu sistem tıkanmıştır. Sistemin tıkandığı yerde yeni bir sistem yükselir. İşte biz o yeni üretimden, halktan, insanımızdan yana olan sistemin önderi partiyiz” dedi. “BİZİM GİBİ PARTİLERİN ZAMANI 50 YILDA 1 GELİR” Bursalı, konuşmasının devamında şu konulara değinerek son verdi: “Bizim gibi partilerin zamanı 50 yılda 1 gelir. Ama geldi mi tam gelir. İşte şimdi bizim günlerimiz geliyor. O yüzden ben size belediye seçimleri anlatmadım. Ki belediyelerin de hali aynı. Bakın belediyeler Nedir? Kamu kurumlarıdır. Yani kamu için hizmet yapan, vatandaşın ihtiyaçlarını gören, halkın yararı için çalışan kurumlardır. Ama belediyeler şirketleştirilmiş. Belediyeler şirket olmuş. Bugün altı yüz bin kişi belediye şirket işçisi. Bugün belediyelerde işler özelleştirilmiş birtakım şirketlere devredilmiş. O şirketler kim? Onun yakını, onun bacanağı, onun torunu filan. Ya belediye demek kamu demek. Biz belediyede şirketçilik, özel çıkaracılık falan hepsini reddediyoruz. Ve kamu hizmeti bayrağını açıyoruz. Yani rant için değil, halk için belediye. Bu bizim diğer partilerden temel farkımız. O bakımdan işte siz devleti küçültürseniz, devleti özelleştirirseniz belediyeleri de özelleştirirsiniz. Ve biz o bakımdan diyoruz Türkiye'nin sorununu çözmeden belediyelerimizin de, şehirlerimizin de, kentlerimizin de sorununu çözemeyiz diye. Zaten almış başını, dertler yürümüş. Torpil, adam kayırma, rüşvet... Hepsini yaşıyoruz? İnsanlarımız hastanede yatak bulmak için bile bir tanıdık arar hale gelmiş. Böyle bir sistem olur mu? O yüzden bunların hepsini de reddedeceğimiz bir belediye anlayışı, yönetim anlayışı, Vatan Partisi olarak getiriyoruz. Diyoruz ki bizim belediyelerimiz de rüşvet sökmez kartvizit geçmez, torpil işlemez. Biz bu halkın, bu milletin belediyesi olarak çalışmalarımızı yapacağız ve bu halk için çalışacağız. Herkesin belediyesi olacak. Ve bizim belediyelerimize şirketçilik yok. Kamu çıkarı var. Halkın çıkarı var. Bizim belediyelerimizde bugün git yarın gel. Yok. Vatandaş gelince onun sorununu çözeceksin. Çözmeden kapıdan ayırmayacaksın. Ve bu milletin gururunu, onurunu ayağa kaldırmak zorundayız. Maalesef milletimizi sadakaya alıştırdılar. Şu kadar vereyim. Bu kadar vereyim. 2 torba bilmem ne vereyim. 3 torba gıda kolisi vereyim. Biz sadaka istemiyoruz. İş, yatırım, üretim istiyoruz. Bu milletin sadakaya ihtiyacı yok. O yüzden bu sadakacı partilere de bu seçimde bir bir dur diyelim. Bu ülkede biz yatırım yapacağız. İş alanları olacak. Fabrikalar olacak. Herkes iş sahibi olacak. Türkiye'nin sorununu bu çözer. İşte bunun adına biz 'Üretim devrimi' diyoruz. Üreten Türkiye olursa üreten Adana olur. Üreten Adana olursa üreten Akdeniz Mahallesi olur. Üretirsek mutlu oluruz. Üretirsek başımız dik olur. Üretirsek bağımsız oluruz. Hepsi birbirinin kavgasında. Kimisi koltuk kavgasında, kimisi para kavgasında, kimisi rant kavgasında. Hiç kimse halkın kavgasında değil. Emekçinin kavgasında değil. Bu milletin kavgasında değil. Gencin kavgasında değil, emeklinin kavgasında değil. Hepsi tel tel tel tel dökülüyor. Pankartlarını da okuyun. 'İyi olacak, güzel olacak' bilmem ne. Çözüm yok. Bu sistemin partileri çözüm üretemezler. Çünkü hepsi bu sisteme entegre. Biz o sistemin dışındaki partiyiz. O yüzden diyorum, yazın bir yere yakın gelecekte Türkiye'yi yönetecek partiyiz. Türkiye'de üreticiler hükümet olacak. Türkiye'de halk hükümet olacak. Siyaseti de onlara bırakmayalım. Siyaseti buradaki pırıl pırıl insanlar yapsın. Tertemiz insanlar yapsın. Çünkü Vatan Partisi bu milletin emekçi ocaklarından yetişen, bu insanlara kendisini adamış bir partidir. Biz kendimize güveniyoruz. Çünkü size güveniyoruz. Türkiye'nin yakın geleceğini görüyoruz. Ve sizi cesarete davet ediyoruz. Sizler cesur insanlarsınız. Öngörülü insanlarsınız. İşlerin nereye gittiğini gören insanlarsınız. Ama hep önümüzde iki tane seçenek dayatıldığı için hepimiz gidiyoruz o seçeneklere oy veriyoruz. Fakat benim sizden ricam doğru olanı, haklı olanı güçlendirelim. Buna ihtiyaç var. Yoksa dizlerimizi döver dururuz. Ama bir basamak yaratalım. Bir omuz verelim. Her zaman böyle istemeye istemeye bazı partilere oy veriyoruz sonra da 'Elimiz kırılsaydı da vermeseydik'. Bu pişmanlığı duymayalım. Yaşamayalım. Ve bir ders verelim bu sistemin partilerine. Şunu soruyoruz hep. 'Ya bugüne kadar oy verdiklerimiz bize ne verdi?' Hep aldılar. Bir vericiler var, bir alıcılar var. Bütün zorlukları bu millet çeksin. Bütün fedakarlığı bu millet yapsın. Bütün çalışkanlığı bu millet yapsın. Her türlü yükün altına sizler girin. Kim için birileri için. Biraz o birilerine bir ders verelim. Bakın hepinizin huzuruna çıktık. Alnımız açık, başımız dik. Bu millete çözüm getiriyoruz. Ağlamıyoruz. Dizimizi dövmüyoruz. Diyoruz ki: Çözüm var. Üreteceğiz, birleşeceğiz. Kaynakları gösteriyoruz. Ve sizin karşınıza aday pırıl pırıl insanlar adaylar çıkartıyoruz. Sizden insanlar getiriyoruz. Gidin 31 Mart'ta pusulayı Vatan Partisi'nin adaylarına vurun ve bir omuz verin. Omuz verin de Türkiye'nin yakın geleceğini de kurtaralım. Bu ülke bizim ülkemiz. Başka gidecek bir yerimiz yok. Bu vatan bizim vatanımız. Bu millet ayaklar altında kalmaz. Türkiye bölünmez. Türkiye borca batamaz. Türkiye'yi başı dik bir Türkiye yapacak. Üreten bir Türkiye yapacak. Belediyeleri halkın belediyesi yapacak bir irade var. Sizden oy istiyor, yetki istiyor, güç istiyor.” SUSEVEN DESTEK İSTEDİ, İDDİALI OLDUĞUNU BELİRTTİ Vatan Partisi Adana Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ahmet Suseven de Adana’da halk için çalışacağını, halkla her zaman içiçe olacağını ve iddialı olduğunu aktardı. Suseven, Adana’nın yeni bir seçeneği olduğundan söz etti ve halkın desteğini istedi. Konuşmaların ardından Bursalı ve Suseven, halkla samimi bir şekilde sohbet ederek dertlerini dinledi.

Vatan Partisi Adana İl Başkanlığından Kılıçdaroğlu'na tepki Haber

Vatan Partisi Adana İl Başkanlığından Kılıçdaroğlu'na tepki

ADANA (AA) - Vatan Partisi Adana İl Başkanlığı üyeleri, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) komuta kademesine yönelik sözlerine tepki gösterdi.İnönü Parkı’nda bir araya gelen Vatan Partisi Adana İl Başkanlığı üyeleri, "Kılıçdaroğlu, Türk ordusuna düşmanlığını ilan etti. Komutanlarımızın yanındayız" yazılı pankart açarak çeşitli sloganlar attı.İl Başkanı Ahmet Suseven, burada yaptığı açıklamada, Kemal Kılıçdaroğlu'nun 10 Ocak'ta Meclis kürsüsünde yaptığı konuşmada TSK'nın komuta kademesine yönelik sözlerini eleştirdi.Kılıçdaroğlu'nun açıklamasını protesto ettiklerini belirten Suseven, şunları kaydetti:"Bu açıklamada yalnızca komutanlarımıza hakaret yoktur. ABD'nin Türkiye'ye yönelik silah kullanma sürecine girdiğinin işareti vardır. Kemal Kılıçdaroğlu, bu açıklamaları rastgele yapmıyor. Buradaki tehdit, ABD'nin Türkiye'ye yönelik doğrudan silah kullanma yönündeki tavrı ve iradesidir. Açıklanan budur. Bugün hedef aldıkları komutanlar, 15 Temmuz'da, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarında en önde botlarını giyip savaşmışlardır. PKK'yı hendeklere gömmüşlerdir. İkinci İsrail planını bozmuşlardır. Mavi Vatan'da kahramanca bayrak açmışlardır. Komutanlarımız, bir siyasi partiyi değil, Türkiye’nin bağımsızlığını milli gururunu, ürettiği silahları, obüsleri gururla alkışlamaktadırlar. Milletin ruh halini, sevinçlerini paylaşmaktadırlar. İşte bizim komutanlarımız bunlardır."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.