TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Van Gölü

İLKHABER-Gazetesi - Van Gölü haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Van Gölü haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Van Gölü'nde kaybolan Rojin Kabaiş için arama çalışmaları sürüyor Haber

Van Gölü'nde kaybolan Rojin Kabaiş için arama çalışmaları sürüyor

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) öğrencisi 21 yaşındaki Rojin Kabaiş için Van Gölü’nde arama çalışmaları devem ederken, acılı aile ise kızlarından gelecek bir haber için umutlu bekleyişlerini sürdürüyor. Van YYÜ Çocuk Gelişimi Bölümü öğrencisi Diyarbakırlı Rojin Kabaiş, yeni kazandığı okulu için Van’a geldikten 2 gün sonra 27 Eylül 2024 tarihinde kaldığı yurttan yemek yedikten sonra Van Gölü sahiline inmek üzere yurttan ayrılıyor. Yolda annesiyle cep telefonuyla görüntülü görüşen ve bir büfeye de uğrayan Kabaiş, geldiği sahilde bir süre bankta oturarak Van Gölü’nü seyrediyor. Daha sonra kamera açısından çıkan kızdan bir daha haber alınamıyor. 28 Eylül günü sahilde dolaşan öğrencilerin bulduğu cep telefonu, su şişesi ve kekin bulunması üzerine Rojin Kabaiş için eşyalarının bulunduğu Van Gölü’nde sahil güvenlik ve polis ekipleri tarafından arama çalışmaları başlatıldı. Dünden bu yana kendisinden haber alınamayan Kabaiş’in babası Nizamettin ve anne Aygül Kabaiş de Diyarbakır’dan Van’a gelerek yürütülen çalışmaları yakından takip ediyor. Arama çalışmalarına destek Gazetecilere açıklamalarda bulunan genç kızın babası Nizamettin Kabaiş, Batman’da çalışırken haberi aldığını ve hemen Van’a geldiğini belirtti. Kızının kaybolmasıyla ilgili yurt yetkililerinin kendilerine geç haber verdiğini söyleyen baba Kabaiş, "Hesapladım aradan 18 saat geçmiş sonra bizi aradılar. Kızım cuma günü akşam saat 18.30 sıralarında kaldığı yurtta yemek yedikten sonra çıkmış. O sırada annesiyle konuşmuş. Annesine demiş ki, markete gidip kahve alacağım. Annesi ona ‘al hemen yurda geri dön, geç kalma’ demiş. O da ‘tamam’ demiş. Daha sonra arkadaşı ona mesaj atmış mesaja da bakmamış. Annesi aramış, telefonu çalmış ama cevap vermemiş. Kızımın kaybolmasıyla ilgili ertesi gün saat 11.45'te beni aradılar. O gece bana haber vermediler. Çocuk yurda gelmemişse neden bana haber vermediler? Ben onlardan şikayetçiyim. Kızımın gelmediğini bana söylediler. Bana niye bu kadar geç haber verdiklerini söyledim. Telefon, kulaklık, su ve keki sahilin kenarında öğrenciler bulmuş. Yurttan çıktıktan sonra sahile kadar gelmiş. Oradan da kameranın görüş alanından çıkıyor. Cep telefonu, kulaklık, su ve keki bırakmış orada. Burası da güvenlik kamerasının görmediği bir yer" dedi. Arama çalışmaları devam ediyor Kaybolmadan 3 gün önce kızını kendisinin üniversiteye getirdiğini ve 2 gündür de okula gittiğini söyleyen baba Kabaiş, "Yurt yetkilileri polis merkezine de geç haber vermişler. Dün 11.00 sıralarında onlara haber vermişler, bana da 11.45'te haber verdiler. Kızımın hiçbir sıkıntısı yoktu. Bizimle hiçbir sorunu yoktu. Buraya yeni geldiği için yakın bir arkadaşı da yoktu. Van'a ilk geliyor. Arama çalışmaları devam ediyor. Şu ana kadar bir haber alamadık" diye konuştu. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Şevli de sahile gelerek arama çalışmaları yürüten ekiplerden bilgi alarak aile fertleriyle bir süre görüştü.

Tekrar görülen Van Gölü canavarı hakkında yeni iddialar Haber

Tekrar görülen Van Gölü canavarı hakkında yeni iddialar

Tarih boyunca farklı medeniyetlerin efsanevi anlatılarına konu olan Van Gölü Canavarı, yeniden gündeme geldi. Geçtiğimiz günlerde Van'ın Gevaş ilçesinde, Akdamar Adası'nın karşı tarafında suda hareket eden gizemli bir cismin görüntülendiği iddia edildi. Van Gölü Canavarı'na inanılan bu cismi takip eden vatandaş, görüntülerini sosyal medyada paylaştı ve bu görüntü, efsanenin yeniden canlanmasına yol açtı. Teknolojiyle Canavar Görüntüleri Arttı geçmişten günümüze birçok kişinin Van Gölü Canavarı'nı sattığını iddia ediyor, bölgedeki halk arasında yaygın olarak konuşulan bir konu oldu. Özellikle güncel gelişmelerle birlikte, gölde hareket eden çeşitli nesneleri görüntüleyerek, yeni cep telefonları ve kameralar aracılığıyla canavarı yakaladıklarını öne sürdü. Ancak bu görüntüler henüz raporlanmış değil. Tarihi Kaynaklarda da Yer Aldı Van Gölü Canavarı efsanesi, sadece modern dönemde değil, Osmanlı döneminde de kayıtlara geçti. O dönem gazetelerde sahildeki insanların kaçırdığı iddiaları yer alırken, 1990'lı yıllarda canavarca üretimin devam ettiğini gösteren haberler uluslararası basında da yankı bulmuştu. Yıllar geçtikçe değişen bu iddialar azalsa da efsane, dilden dile yaşamaya devam etti. Yeni Görüntüyle Tartışmalar Yeniden Alevlendi Son olarak Gevaş'ta rekabet etti ve Van Gölü Canavarı bir mağazada bu yeni görüntüdeydi, sosyal hızlar hızla yayılarak yeni tartışmaların fitilini ateşledi. Vatandaşlar, gölde suda hareket eden büyük cismi canavara bağlarken, bazılarının bu doğa olaylarında ya da başka bir canlı olabileceği iddiasında bulundu. Bilim insanları her zamanki gibi bu tür iddiaların net olarak genişletilebildiğine dikkat çekiyor.

Van Gölü Havzası, Türkiye'deki kelebek türlerinin yarısından fazlasına ev sahipliği yapıyor Haber

Van Gölü Havzası, Türkiye'deki kelebek türlerinin yarısından fazlasına ev sahipliği yapıyor

Van Gölü Havzası, Türkiye'nin zengin florası ve yüksek rakımı sayesinde pek çok endemik kelebek türüne ev sahipliği yapıyor. 400’den fazla kelebek türünün tespit edildiği Türkiye’de, Van Gölü Havzası’nda 230’dan fazla tür bulunuyor. Bu da bölgeyi kelebek gözlemcileri ve doğa fotoğrafçıları için eşsiz bir destinasyon haline getiriyor. Her yıl nisan ayı başından eylül ayı sonuna kadar, farklı kelebek türleri bu bölgede gözlemleniyor ve kayıt altına alınıyor. KELEBEK TÜRLERİ İÇİN ELVERİŞLİ KOŞULLAR Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Öğretim Görevlisi ve kelebek gözlemcisi Oktay Subaşı, Van Gölü Havzası’nın kelebekler için zengin bir yaşam alanı sunduğunu belirtti. Subaşı, bölgenin yüksek dağları, sulak alanları, zengin bitki örtüsü ve zirai ilaçlamanın az olması gibi faktörlerin bu çeşitliliğe katkı sağladığını ifade etti. 23 yıldır bölgedeki kelebekleri fotoğraflayan Subaşı, Van ve Bitlis’teki kelebek çeşitliliğinin Türkiye’nin diğer bölgelerine göre daha fazla olduğunu vurguladı. ENDEMİK TÜRLER VAN GÖLÜ HAVZASI’NDA Subaşı, Van ve Bitlis’te yaşayan bazı endemik kelebek türlerine dikkat çekti. “Romanov Gelinciği”, “Step Fistosu”, “Işgın Zümrütü” ve “Zegris” gibi kelebekler Bitlis bölgesinde sıkça görülürken, “Rosenin Çokgözlüsü”, “Şehzade”, “İran Ateşi” ve “Çokgözlü Van Esmeri” kelebek türleri Van ve çevresinde gözlemleniyor. Bu endemik türlerin büyük çoğunluğu sadece Van Gölü Havzası’nda bulunuyor, bu da bölgeyi kelebek türleri açısından oldukça özel kılıyor. TÜRKİYE’NİN BAŞKA YERİNDE GÖRÜLMEYEN TÜRLER Van’ın Çatak ilçesinde görülen “Şehzade kelebeği” gibi özel türler, Van ve Bitlis’te gözlemlenebiliyor. Subaşı, Van Gölü Havzası’nda uçan kelebeklerin Türkiye’nin başka bölgelerinde nadiren görüldüğünü belirterek, bu zenginliği korumanın önemine vurgu yaptı.

Bu çocuklar kışın esmer, yazın sarışın oluyor Haber

Bu çocuklar kışın esmer, yazın sarışın oluyor

Dünyanın en büyük sodalı gölü olan Van Gölü’nde yaz tatili boyunca yüzen çocukların saç renklerinin sarıya dönmesi herkesi şaşırtmaya devam ediyor. Van Gölü’nün kıyısında yaşayan çocuklar yaz tatili boyunca serinlemek için gün boyunca göle giriyor. Yüksek oranda sodalı suyun ve güneşin etkisiyle gölde sürekli yüzen çocukların saç rengi ise sarıya bürünüyor. Yaz aylarında gölün sodalı suyunda saçları etkilenen çocukların kış aylarında tekrar kendi rengine dönüyor. Gölde az yüzen çocuklarla gölde daha fazla yüzen çocukların saç renklerinde ise farklılık bulunuyor. “Saçlarımız sararsın ama vücudumuz yanmasın” Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Dursun Odabaşı Tıp Merkezi Dermatoloji (Cildiye) Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hatice Uce Özkol, Van Gölü’nde yüzen çocukların saç ve kirpik renklerinin sarı olduğunu belirtti. Bunun en önemli nedeninin sodalı suyun açıcı etkisi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Özkol, “Çocuklar uzun süre maruz kalınca bu açıcı etkilerden dolayı saçları sararıyor. Kışa doğru tekrar normale dönüyor. Çocuklar için herhangi bir zararı yok. Tabi çocukların cildinin yanmaması lazım. Vücutlarını korumaları lazım. Her bir yanık cilt kanseri riskini arttırır. O açıdan saçlarımız sararsın ama vücudumuz yanmasın diyoruz” dedi. “Sarı olunca daha popüler oluyorlar” Çocukların güneş kremi kullanmasını ve güneş ışınlarının dik olduğu saatlerde yüzmemesi gerektiği konusunda uyarıda bulunan Özkol, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yaşlı hastalarımızda görüyoruz, hepsinin çocukluk çağlarında güneş maruziyeti var. Bu güneş maruziyetini en aza indirmek, bu yanıkları en aza indirmek için aileleri uyarmak gerekiyor. Çocuklarımızı göle sokalım ama onları güneşten koruyalım, ileri yaşlarda kanser riskini azaltmak için. Sarışın olmalarının tabii ki avantajı var. Biliyorsunuz Doğu Anadolu'da sarışın az, bir Karadeniz gibi değil, sarı olunca daha popüler oluyorlar. Çocuklar özellikle saçlarını sarartmak için daha sık göle giriyorlar. En büyük sebebi rakım, güneş ve sodadır.” Yaz tatili boyunca göre girdiklerini ifade eden çocuklar ise kışın esmer olduklarını, yazın ise sarışın olduklarını kaydettiler.

Van Gölü'nde av sezonu için bakımları yapılan tekneler göle indirildi Haber

Van Gölü'nde av sezonu için bakımları yapılan tekneler göle indirildi

Van Gölü'nde endemik bir tür olan inci kefalini avlayarak geçimini sağlayan balıkçılar, av yasağı süresince karaya çekerek boyayıp onarımdan geçirdikleri teknelerini vinç yardımıyla suya indirdi. Dünyanın en büyük sodalı gölü olan Van Gölü'nün tuzlu ve sodalı suyunda yaşayabilen fakat üremek için tatlı sulara göç eden inci kefali, havzada 20 bin insanın geçim kaynağını oluşturuyor. Van Gölü'nde 15 Nisan-15 Temmuz tarihleri arasında yumurtalarını bırakmak için tatlı sulara göç eden inci kefalinin neslinin korunması amacıyla başlatılan av yasağında sona gelindi. Av yasağı sürecinde gölün tuzlu ve sodalı suyundan yıpranan teknelerini karaya çeken balıkçılar ise, bu sürede teknelerinin gerekli tüm bakımlarını yaptı. Balıkçılar, av sezonuna hazır hale getirdikleri teknelerini vinç yardımıyla Van Gölü'ne indirdi. “SEZONDA BEKLENTİMİZ YÜKSEK” Ahmet Çıkla isimli balıkçı, av yasağının başladığı 15 Nisan tarihinde teknelerini bakım için karaya aldıklarını belirtti. Bakım ve onarımlarını yaptıkları teknelerini av sezonunun başladığı 15 Temmuz'a hazır hale getirdiklerini ifade eden Çıkla, “2 yıl boyunca Van Gölü'nün sodalı ve tuzlu suyunda yıpranan teknelerimizi bakıma alarak yeniden boyadık. 15 Temmuz'da ‘Vira Bismillah' deyip sezonu başlatacağız. Van Gölü bu yıl iyi bir yağış aldı. Yağışlar akarsuların debilerini de yükseltti. Bu yüzden inci kefalinin üreme sezonu çok iyi geçti. Bu sezonda beklentimiz yüksek” dedi. “Bakım için üç aylık yasak sürecinden faydalanıyoruz” Van Gölü'nde 20 yılı aşkın bir süredir balıkçılık yaptığını dile getiren Hakan Çıkla ise, “Yapılan araştırmalara göre Van Gölü'nün kaldırma kuvveti denizlere göre biraz daha yüksek. Sodalı olduğu için boyayı kabartma özelliği var. Birçok boya çeşidini denedik, en fazla iki yıl götürüyor. İki yılın sonunda tekrar boyanması lazım. Bakım için üç aylık yasak sürecinden faydalanıyoruz. Yağmur ve kar yağışından dolayı su debisi 40-50 santimetre civarında yükseldi. Bu yüzden bereketli bir sezon bekliyoruz” diye konuştu.

Van Gölü’nde binlerce martı öldü Haber

Van Gölü’nde binlerce martı öldü

Van YYÜ Yaban Hayvanları Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Prof. Dr. Lokman Aslan, bu yıl yaşanan kuraklıktan dolayı inci kefali göçünün erken tamamlanmasına bağlı olarak martı ölümlerinin arttığını söyledi. Üreme zamanlarında insanların olmadığı ve kendileri için tehlike oluşturmayan güvenli yerleri tercih eden martılar, Van Gölü’ndeki adaları seçiyor. Van Gölü üzerinde yer alan ve dev martı yuvası olarak bilinen Adır Adası’nda her yıl olduğu gibi bu yıl da toplu martı ölümleri yaşandı. Ancak bu yıl ölümlerin geçmiş yıllara oranla daha fazla olması bölge halkını tedirgin etti. Toplu ölümlerinin yaşandığı Tuşba ilçesine bağlı Adır Mahallesi’nde inceleme yapan Van YYÜ Yaban Hayvanları Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Prof. Dr. Lokman Aslan, durumun salgınla ilgisinin olmadığını söyledi. Prof. Dr. Aslan, genç martı ölümlerinin açlığa bağlı stres olduğunu açıkladı. “Bu yıl martı ölümleri daha da arttı” Konuya ilişkin konuşan Prof. Dr. Aslan, Van Gölü Havzası’nın birçok yaban hayvana ev sahipliği yaptığını belirtti. Son günlerde çok sayıda martı ölümlerinin yaşandığını ifade eden Prof. Dr. Aslan, “Martılar güvenli ve gıdanın olduğu yerlere yerleşirler. Van Gölü Havzasında yaşayan martılar da üremek için biyolojik düşmanları olmadığı adaları tercih etmektedir. Van Gölü’ndeki en büyük ada olan Adır Adası başta olmak üzere Çarpanak ve Akdamar adalarında kuluçkaya yatan martılar, üremelerini tamamlayıp tekrar dönmektedirler. Mart ayının başlarında Adır Adası’na gelen martılar, Ağustos’un başına kadar üremelerini tamamlarlar. Martılar; akarsulara göç eden inci kefalleriyle bolca beslenmekte ve bu beslemeye bağlı olarak da üremesini artırmaktadır. Ancak bu sene kuraklığın etkisiyle inci kefallerinin göçlerini erken tamamlaması, ekolojik dengede bir bozukluk meydana getirdi. Bu nedenle her sene yaşanan martı ölümlerinin sayısı bu yıl daha da artmış oldu” dedi. “Ölümler vatandaşı tedirgin etti” Ölümlerin nedeni tespit etmek amacıyla bölgedeki numuneleri değerlendirdiklerini dile getiren Aslan, “Ölüm nedenlerinin salgın hastalığa bağlı olmadığını tespit ettik. İnci kefallerinin göçünün erken tamamlamasına bağlı olarak martılardaki stresi artırdı ve ölüm biraz daha fazla görüldü. Bu ölümler vatandaşı tedirgin etti ama salgın bir hastalığın olmadığı sonucuna varıldı. Yaptığımız incelemelerde bu seneki martı yavrularında ölüm görüldü. Bir yerde gıda ve güvenlik sorunu olduğu zaman üreme de sona erer. Bu şekilde devam etmesi durumunda martılar üremek için kendilerine göre bir yöntem belirleyecektir. Daha güvenlikli ve gıdanın bol olduğu alanlarda kuluçkaya yatacaklardır. Dışarıdan insan müdahalesi olmadan ekolojik denge seyrini devam ettirir” diye konuştu. “Ölen martıların toplanmasını istiyoruz” Van Gölü’nde 30 yıldır balıkçılık yapan Ahmet Çıkla ise sahilde yiyecek bulamayan çok sayıda martının öldüğünü belirterek, “Bölgede yaşayanlar olarak bu durumdan rahatsızız. Çevre kirliliğinden dolayı ölen martıların toplanmasını talep ediyoruz” şeklinde konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.