TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Unicef

İLKHABER-Gazetesi - Unicef haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Unicef haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

UNICEF: Lübnan'da 3 haftada 400 bin çocuk yerinden edildi Haber

UNICEF: Lübnan'da 3 haftada 400 bin çocuk yerinden edildi

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Lübnan'da son 3 haftada 400 bin çocuğun yerinden edildiğini duyurdu. İsrail'in Lübnan'a yönelik saldırıları nedeniyle halk başkent Beyrut'a ve kuzeye doğru göç etmeye devam ediyor. UNICEF İcra Direktörü Yardımcısı Ted Chaiban ve Birleşmiş Milletler'e (BM) bağlı Dünya Gıda Programı (WFP) İcra Direktörü Yardımcısı Carl Skau, Lübnan'ın doğusundaki Zahle kentinde çatışmalar nedeniyle göç eden ailelerin kaldığı okulu ziyaret etti. Chaiban yaptığı açıklamada, son 3 haftada Lübnan'da şiddettin korkunç bir şekilde arttığını, bundan tüm çocukların etkilendiğini ve çatışmanın bir savaşa dönüştüğünü söyledi. Lübnan'da saldırıların başlamasından bu yana 400 bini çocuk toplam 1.2 milyon kişinin yerinden edildiğini belirten Chaiban, yerinden edilen ailelerin ve çocukların bir kısmının akrabalarının yanına yerleştiğini ancak bir kısmının barınma merkezlerinde kaldığını ifade etti. BM merkezlerinde kalan çocuklara psikolojik destek verildiğini kaydeden Chaiban, ülkenin gerçek ihtiyacının insan hakları ihlalinin durması, sivillerin ve sivil alt yapının korunması, ateşkesin sağlanması olduğunu vurguladı. Chaiban, "Beni etkileyen şey, bu savaşın üç haftadır devam ediyor olması ve bundan çok sayıda çocuğun etkilenmiş olması. Bugün biz burada otururken, 1,2 milyon çocuk eğitimden mahrum bırakıldı. Devlet okulları ya erişilemez hale geldi, ya savaş nedeniyle hasar gördü ya da barınak olarak kullanılıyor. Bu ülkenin, yaşadığı her şeye ek olarak ihtiyaç duyduğu son şey, kayıp bir nesil riskidir" dedi. "Sağlık hizmetlerindeki kriz" Yerinden edilen çocukların, üç veya dört ailenin bir sınıfta kaldığı ve bin kişinin 12 tuvaleti kullandığı aşırı kalabalık okullarda yaşadığını vurgulayan Chaiban, "Endişelendiğim şey, eğitimlerini kaybetme riski altında olan yüz binlerce Lübnanlı, Suriyeli, Filistinli çocuğumuz olması" ifadesini kullandı. Saldırılar nedeniyle ayrıca 100'den fazla sağlık ocağının hizmet dışı kaldığını, 12 hastanenin ise artık hizmet veremediğini veya kısmen açık olduğunu kaydeden Chabian, su alt yapısının da saldırıların hedefi olduğunu ifade ederek, son 3 haftada yaklaşık 350 bin kişiye su sağlayan 26 su deposunun hasar gördüğünü söyledi. Chaiban ve Skau yaptıkları ortak açıklamada, “Uluslararası insancıl hukuka saygı gösterilmelidir. Tüm taraflar sivillerin ve sivil altyapının korunmasına öncelik vermelidir. Buna okulların, hastanelerin, su sistemlerinin korunması ve çatışma bölgelerinden kaçan siviller için güvenli geçiş sağlanması da dahildir. Hiçbir çocuk yerleşim bölgelerinde patlayıcı silahların ayrım gözetmeksizin kullanılmasıyla karşı karşıya kalmamalıdır. Onlara hayat kurtarıcı yardım ulaştırmaya çalışan herkes korunmalıdır” ifadesini kullandı. Lübnan Sağlık Bakanlığı, 8 Ekim 2023'ten bu yana İsrail saldırılarında ölenlerin sayısının 2 bin 309'a, yaralananların sayısının ise 10 bin 782'ye ulaştığını açıkladı.

UNICEF'ten Gazze ve Batı Şeria'da çocuklar için 'kayıp nesil riski' uyarısı Haber

UNICEF'ten Gazze ve Batı Şeria'da çocuklar için 'kayıp nesil riski' uyarısı

Birleşmiş Milletler (BM) Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) İcra Direktörü Yardımcısı Ted Chaiban, Gazze ve Batı Şeria’ya yaptığı ziyaretlerin ardından video konferans yoluyla basın toplantısı düzenledi. “7 Ekim korkunç bir gündü ancak o günden sonra her gün çocuklar için korkunç bir gün oldu” diyen Chaiban, Gazze’de değil Batı Şeria’daki İsrail saldırılarına atıf yaparak, “Çocuklar aylarca öğrenme fırsatını kaybettikleri için kayıp bir nesil riskiyle karşı karşıyayız.” dedi. Chaiban, Gazze’de okullara, hastanelere ve yerinden edilmiş kişilere yönelik yıkıcı saldırıların devam ettiğini vurgulayarak, çocukların şiddetli şekilde iyi beslenme yetersizliği, solunum yolu enfeksiyonları ve diğer ölümcül hastalıklara karşı yokluk içinde hayatta kalma mücadelesi verdiğini aktardı. Gazze’nin hiçbir yerinde saldırılara karşı siviller için “güvenli alan” bulunmadığını vurgulayan Chaiban, hayati derecede ihtiyaç duyulan insani yardım girişlerinin de sınırdan çok az geçiş noktası olması ve dağıtımdaki düzen konusunda endişeler nedeniyle günde 15 kamyona düştüğüne hatırlattı. Chaiban, İsrail saldırıları altındaki çocukların zihin sağlığı durumu hakkındaki bir soruya da şu karşılığı verdi: "7 Ekim'de bu savaş başlamadan önce bile Gazze'yi kapsayan anketler, çocukların yüzde 70'inden fazlasının içinde bulundukları yaşam koşulları göz önüne alındığında aşırı stres altında olduğunu gösteriyordu. Şu anda Gazze'deki her bir çocuk ciddi zihinsel sağlık ve psikososyal stres yaşıyor." “Birçok askeri operasyon şehirleri ciddi şekilde etkiledi” Öte yandan, Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’daki gerginlik için “barut fıçısı” tabirini kullanan Chaiban, “İsrail’in birçok askeri operasyonu şehirleri ciddi şekilde etkiledi, çok sayıda ev hasar gördü veya yıkıldı. Ekim 2023'ten bu yana artan şiddet ve hareket kısıtlamaları yeni engeller yarattı.” dedi. Chaiban, Batı Şeria’da çocukların korkudan dışarı çıkıp okula gidemediğini, durumun savunulamaz olduğunu, gerginliğin azaltılması gerektiğini vurgulayarak, “Bütün bunların ışığında, acil bir ateşkese ihtiyacımız var.” ifadesini kullandı. İsrail saldırılarının çocuklar ve aileler üzerindeki etkisini vurgulamayı sürdüreceklerini belirten Chaiban, “Gazze'de devam eden yıkım ve Batı Şeria'da tırmanan şiddet bölgeye barış ve güvenlik getirmeyecektir. Bu barış ve güvenlik ancak İsrailli ve Filistinli çocuklar ile gelecek nesillerin haklarını ve refahını önceleyen müzakere edilmiş bir siyasi çözümle sağlanabilir.” diye konuştu.

Emine Erdoğan, Aile Şenliği'nde çocuklar ve ailelerle buluştu Haber

Emine Erdoğan, Aile Şenliği'nde çocuklar ve ailelerle buluştu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, UNICEF ile kimsesiz çocuklara yönelik iş birliğini artırma gayretinde olduklarını belirterek, "Çünkü inanıyoruz ki çocuklar, uğruna savaşılacak yegane hazine, insanlığın ortak emanetidir. Bombalar altında hayatta kalmaya çalışan Gazze'nin çocuklarına, açlıkla mücadele eden Yemen'in çocuklarına, evini defalarca terk etmek zorunda kalan Kırım'ın, Ukrayna'nın çocuklarına dünya bir gelecek borçlu" dedi. Emine Erdoğan, İstanbul Valiliği tarafından düzenlenen İstanbul Çocukları Vakfı Koruyucu Aile Şenliği'ne katıldı. Burada konuşan Erdoğan, şenlik vesilesiyle çocuklar ve koruyucu aileleriyle bir araya gelmekten memnuniyet duyduğunu belirtti. Aileleri bir araya getiren, birbirilerini tanıma ve yakınlaşma imkanı sunan etkinliklerin yapılıyor olmasını çok kıymetli bulduğunu söyleyen Erdoğan, "Yavrularımızın ve ailelerinin bugün buradan yüzlerinde tebessüm, kalplerinde neşe ile ayrılmasını temenni ediyorum" dedi. Erdoğan, çocukluğun, geleceğin ekildiği bir toprak gibi olduğunu vurgulayarak, "Çocukluk; cesaret, doğruluk gibi erdemlerin, merhamet, sevgi gibi güzel duyguların ruha işlendiği ömrün en kıymetli dönemidir. Merak ve keşfetme duygusuna güçlü bir vicdanın eşlik ettiği her çocuk, yetişkinliğinde çevresini güzelleştiren birer iyilik pınarına dönüşür. Çocuklarımızın içindeki bu potansiyel, ancak sevgi ve güven ortamında köklenip yeşerebilir. Bu imkana sahip olmayan çocuklarımıza gönüllü aile olan koruyucu anne ve babalarımız, yalnızca bir çocuğun geleceğini değil, toplumdaki huzuru da inşa eder" ifadelerini kullandı. "Koruyucu aileler çocukların hayat hikayesini adeta baştan yazdı" Koruyucu ailelerin, çocukların hayat hikayesini adeta baştan yazdığını dile getiren Erdoğan, "Her biriniz bu hikayenin başkahramanısınız. Koruyucu aileleri olduğunuz günden itibaren çocuklarımızın ilk öğretmeni, can yoldaşı, rol modellerisiniz. Sunduğunuz himayeyle onlara yaşamları boyunca yüreklerinde taşıyacakları mutlu bir çocukluk hediye ediyorsunuz. Gönüllülüğünüzle acının yerini sevinç, yalnızlığın yerini muhabbet, kimsesizliğin yerini güven duygusu alıyor. Rengarenk boyadıkları resimleri, uyumadan önce kurdukları hayalleri, evi şenlendiren neşeleri sizlerin eseri. Bu anlamlı yolculukta kazandığınız deneyimlerinizi paylaşarak başka gönüllü anne babalara da ilham olmanızı diliyorum" dedi. Erdoğan, Türk toplumunda açığı kapatma, eksiği tamamlama ve boşu doldurmanın adeta bir refleks gibi olduğunu kaydederek, "Bu topraklar, kökleri eskilere dayanan, kadim bir dayanışma ve vakıfçılık kültürü ile bilinir. Eytam Nezareti, Darülaceze, Darüşşafaka gibi tarihi asırlar öncesine uzanan kurumlar, kültürümüzdeki ötekine karşı merhamet temelli bakışın eserleridir" diye konuştu. Koruyucu ailelik 4 farklı modelle teşvik ediliyor Bugün Gönül Elçileri Projesi ile muhafaza etmeye ve yaygınlaştırmaya çalıştıkları koruyucu ailelik müessesinin de bu geleneğin bir mirası olduğunu dile getiren Erdoğan, şunları söyledi: "2002 yılında koruyucu aile yanındaki çocuk sayımız, ülke genelinde 515 iken, bugün ne mutlu ki yalnızca İstanbul'da 1263'e ulaştı. Türkiye genelinde koruyucu aile yanında yaşayan 10 bin 266 çocuğumuzun 1132'si ise özel gereksinimli. Bu özel çocuklarımıza, tüm zorluklara rağmen gönüllü anne babalık yapan ailelerimiz, hayatta karşılıksız sevginin aşamayacağı engel olmadığının birer ispatı. Bu süreçte devletimiz de koruyucu ailelerimize, çocuklarımızın ihtiyaçlarını karşılarken, sunabileceği tüm imkanları seferber etmeye devam ediyor. Farklı beklentilere hitap edecek, 'akraba ve yakın çevre', 'süreli', 'geçici' ve 'uzmanlaşmış' olmak üzere 4 farklı model ile koruyucu aileliği teşvik ediyor ve kolaylaştırıyor." Erdoğan, 12. yılını tamamlayan Gönül Elçileri Projesinin küresel ölçekte ilgi ve takdir görmeye başlamasını da memnuniyet verici bir gelişme olarak ifade etti. Gönül Elçileri Projesi ve Koruyucu Ailelik modellerinin, Birleşmiş Milletler Çocuk Programı UNICEF'in raporlarında, "Dünya için umut vaat eden proje" olarak değerlendirildiğini aktaran Erdoğan, "Diğer çalışmalarımızda olduğu gibi, koruyucu ailelik konusunda da edindiğimiz bilgi ve tecrübeleri, projemizi uygulama örneği olarak ele alan ve iş birliği yapmak isteyen her ülke ile paylaşmaya hazırız" dedi.   "Çocuklar uğruna savaşılacak yegane hazine" Emine Erdoğan, bu çerçevede, Azerbaycan ve Özbekistan ile Türkiye'nin Aile Bakanlıkları arasında ortak çalışmalar yürütüldüğünü aktararak, "Aynı şekilde, UNICEF ile kimsesiz çocuklara yönelik iş birliğimizi artırma gayretinde olduğumuzu da ifade etmek isterim. Çünkü inanıyoruz ki çocuklar uğruna savaşılacak yegane hazine, insanlığın ortak emanetidir. Bombalar altında hayatta kalmaya çalışan Gazze'nin çocuklarına, açlıkla mücadele eden Yemen'in çocuklarına, evini defalarca terk etmek zorunda kalan Kırım'ın, Ukrayna'nın çocuklarına, dünya bir gelecek borçlu" diye konuştu. Bugün Gazze'de, ailesinden hiçbir üyenin sağ kalmadığı ve yaralı olarak kurtarılan çocuk sayısının çok yüksek olduğunu ve bu nedenle onlara özel bir tanım geliştirildiğini vurgulayan Erdoğan, "İsimleri yok, hepsi 'Ailesi Hayatta Kalmayan Yaralı Çocuk'. Oysa tıpkı tüm kimsesiz kalmış çocuklar gibi savaş hayatlarını gölgelemeden önce onların da bir ismi, hayatı, hayali ve ailesi vardı. Kalıcı bir barış ve adaletin, ancak dünyanın tüm çocuklarına adil bir gelecek vaat edebildiğinde mümkün olduğuna yürekten inanıyorum" ifadelerini kullandı. Erdoğan, organizasyona ev sahipliği yapan İstanbul Valisi Davut Gül ve eşi Gülden Gül ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na teşekkür ederek, "Koruyucu ailelerimiz ve çocuklarımız arasında yeni dostlukların filizlenmesine imkan verecek böylesi buluşmaların, bütün illerimize örnek olmasını diliyorum" dedi. Koruyucu aile yanında büyüyen Hatice Kaya müzik dinletisi sundu Programda, koruyucu aile yanında büyüyen ve konservatuarı bitirmesinin ardından müzik öğretmeni olarak atanan görme engelli Hatice Kaya'nın müzik dinletisi ile halk oyunları ekibinin gösterisini ilgiyle izleyen Erdoğan, "Gerçekleştirdiği müzik dinletisiyle yüreklerimize şifa olan Hatice kızımızı ve özel gösterileri için halk oyunları ekibini tebrik ederim" dedi. Erdoğan, konuşmasının ardından katılımcılarla "Biz büyük bir aileyiz" fotoğrafı çektirdi, etkinlik alanındaki çocukları ziyaret etti. Çocuklara patlamış mısır, patates kızartması ve kağıt helva dağıtan Erdoğan, çocukların halat çekme yarışmasını izledi. İstanbul Valiliğinin ev sahipliğindeki programa Emine Erdoğan'ın yanı sıra Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın eşi Hatice Nur Yerlikaya, İstanbul Valisi Davut Gül ve eşi Gülden Gül, İstanbul Çocukları Vakfı'nın Mütevelli Heyeti ile yönetim kurulu üyeleri, milletvekilleri, koruyucu aileler ve yanlarında kalan çocuklar katıldı.

Adanalı çocukların sorunları konuşuldu Haber

Adanalı çocukların sorunları konuşuldu

Adana Büyükşehir Belediyesi ve Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu’nun UNICEF birlikte gerçekleştirdiği toplantıda Adanalı çocukların sorunları irdelendi. Adana Büyükşehir Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanlığı Çocuk Hizmetleri Şube Müdürlüğü koordinasyonunda, Adana Büyükşehir Belediyesi ve Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu UNICEF toplantısını gerçekleştirdi. Yapılan toplantıda, Adana Büyükşehir Belediyesi’nin “çocuklarla ilgili veri ve bulguları, Adana’da yaşayan çocuklarla ilgili temel sorun alanları, çocukların eğitim sorunları, çocuk işçiliği sorunu ve çocuk işçiliği alanında yapılan ve yapılabilecek çalışmalar, sağlık sorunları ile çocuk yaşta ve zorla evlilikler” konularına değinilerek, çocuk koruma alanındaki çalışmalar konuşuldu. Adana Büyükşehir Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanlığı, Sağlık ve Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı, Göç ve Göçmen İşleri Şube Müdürlüğü ile Gençlik Spor Daire Başkanlıklarının sunumlarının da yer aldığı toplantıda, çocuk hizmetleri (eğitim/erken çocukluk eğitimi, çocuk katılımı, çocuk koruma, afet ve acil durum) konusundaki uygulamalar ve faaliyetler anlatıldı.  Toplantı, UNICEF ve Adana Büyükşehir Belediyesi’nin olası iş birliği alanları üzerine gerçekleştirilen değerlendirme ile sona erdi.

Yardım Yolda Adli Yardım Servis Aracı’nın anahtarı Erinç Sağkan’a teslim edildi Haber

Yardım Yolda Adli Yardım Servis Aracı’nın anahtarı Erinç Sağkan’a teslim edildi

6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından UNICEF tarafından oluşturulan “Kahramanmaraş Depremi Müdahale Planı” içerisinde yer alan “Depremden Etkilenen Çocuklar ve Bakım Verenleri için Hukuki Güçlendirme, Yardım ve Koruma Programı (LEAP)” kapsamında deprem bölgelerine gönderilmek üzere hazırlanan Yardım Yolda Adli Yardım Servis Aracı, Adana’da Türkiye Barolar Birliği (TTB)’ye teslim edildi.Yolda Adli Yardım Servis Aracı’nın Mayıs ayı içerisinde   tüm depremden etkilenen bölgelere giderek faaliyetlerini sürdüreceği bildirildi. Yolda Adli Yardım Servis Aracının Anahtarı Teslim Edildi İlkhaber Gazetesi'nden Bayram BULUT'un haberine göre; Adana Adliyesi önünde Yolda Adli Yardım Servis Aracı’nın teslimi için tören düzenlendi. Programın ilk ayağını oluşturan Adana' da UNICEF Türkiye Temsilcisi Paolo Marchi, TBB Başkanı Erinç Sağkan'a  tır'ın anahtarını teslim etti. Ardından   Yolda Adli Yardım Servis Aracı’nın açılışı kurdele kesilerek yapıldı. Burada bir açıklama yapan UNICEF Türkiye Temsilcisi Paolo Marchi, “Çok heyecanlıyım çünkü burada çok önemli bir anı yaşıyoruz. Türkiye’de en hassas durumda olan kişilere ve erişilmesi zor olan çocuklara bugün tır’ımızı teslim edeceğiz” dedi Unıcef İle Proje Hayata Geçirildi TBB Başkanı Erinç Sağkan ise, projenin depremden etkilenen çocuklara ve bakım verenlere adli yardım kapsamında, hukuki yardımda ve destekte bulunmak üzere başlattıkları bir proje olduğunu söyledi. Türkiye Barolar Birliği’nin, UNICEF ile birlikte projeyi hayata geçirdiklerini söyleyen Sağkan, “İnsanların ayağına götürülmesi için hayata geçirdiğimiz adli yardım tır’ın içerisinde iki meslektaşımızın doğrudan çocuklarla ve bakım verenler de görüşebileceği odaları, toplantı odası, bilgisayarları, televizyonları, yardımcı personeller için ayrılan alanlar, duşakabinler, engelli rampasına kadar her şeyi düşünülmüş bir proje” dedi. Çocukların Adalete Erişiminin Sağlanması Bakımından Bir Araç Teslim Alıyorum  Burada sadece bir tır teslimi yapılmadığını, çocukların adalete erişmesinin sağlanması bakımından bir araç teslim aldığını dile getiren Sağkan, “Deprem bölgesindeki bütün illerimiz de doğrudan çocukların adalete erişiminde, avukatların konteyner kentlere, çadır kentlere giderek doğrudan bakım verenlere ve çocuklara ulaşmalarını sağlayacak bir araç. Sadece bir tır teslimi değil bu aslında, çocukların adalete erişiminin sağlanması bakımından bir araç teslim alıyorum. Hayata geçirilmesi çok kolay olmadığı için ilk önce projelendirmemiz gerekiyordu. Bu anlamda hem Çocuk Hakları Merkezimize hem Avrupa Birliği projelerini yürüten merkezimize ayrı ayrı teşekkür etmek istiyorum” diye konuştu.

Depremlerden en çok etkilenen çocuklar oldu Haber

Depremlerden en çok etkilenen çocuklar oldu

6 Şubat 2023'te yaşanan iki büyük depremin ardından oluşan çok sayıda artçı sarsıntı, iki ülke genelinde binlerce çocuğun yaralanmasına ve hayatını kaybetmesine yol açtı. Deprem nedeniyle aileler evsiz kaldı; temiz su, eğitim ve tıbbi bakım gibi temel hizmetlere erişemedi. Bu durum, savunmasız çocuklar için koruma risklerini daha da arttırdı. Bölgedeki ailelere insani yardımlar aracılığıyla destek sağlansa da, özellikle de Suriye'de devam eden çatışmalar ve süregiden krizler, çocukların yaşamlarını ve refah durumlarını tehdit etmeye devam ediyor. Suriye genelinde yaklaşık 7,5 milyon çocuk, insani yardıma muhtaç durumda. Türkiye'de ise 3,2 milyon çocuk halen temel hizmetlere erişemiyor. UNICEF, 2024 yılında, savunmasız durumdaki 1,7 milyon çocuğa ulaşmayı planlıyor. Depremlerden birkaç hafta sonra her iki ülkeyi de ziyaret eden UNICEF Genel Direktörü Catherine Russell konuyla ilgili olarak; “Bir yıl önce Türkiye ve Suriye'yi sarsan depremler milyonlarca çocuğun hayatını bir anda altüst etti. Binlerce kişi hayatını kaybetti. Evler, okullar ve sağlık merkezleri yıkıldı. Çok sayıda çocuk, güvende olma duygusunu yitirdi. Devlet desteği ve insani yardımlar, ailelerin hayatlarını yeniden yoluna koymalarına ve çocukların içinde bulundukları durumu idark etmelerine yardımcı oldu. Ancak bunlara rağmen, özellikle de Suriye'nin kuzeyinde çok sayıda aile, sonu gelmeyen insani krizden etkilenmeye devam ediyor" dedi. Suriye'de yaklaşık 13 yıldır devam eden çatışmalar, yıkım ve insani kriz, çocukları dünyanın en karmaşık acil durumlarından birinin ortasında bıraktı. Ekonomik krizin büyümesi, yerel düşmanlıkların artması, kitlesel göçün yaygınlaşması, kamu altyapısının ve temel hizmetlerin çökme noktasına gelmesi nedeniyle yaklaşık 7,5 milyon çocuk yardıma ihtiyaç duyuyor. Su şebekeleri, sıhhi sistemler ve halk sağlığı hizmetleri gibi temel hizmetler, yıllardır bunlara çok az yatırım yapıldığı ya da hiç yatırım yapılmadığı için büyük bir baskı altında bulunuyor. Bu durum, uzun süreli kuraklık ve su krizi ile birlikte, çocukları tekrarlanan salgın hastalıklar karşısında savunmasız bir durumda bırakıyor. Gıda güvensizliğini de arttırarak çocukların yetersiz beslenmesine ve ölüm oranlarının artmasına yol açıyor. Ülkedeki ailelerin yaklaşık yüzde 90'ı yoksulluk içinde yaşarken, yüzde 50'den fazlası gıda güvensizliği ile karşı karşıya. Devam eden ekonomik kriz, hane içlerinde olumsuz nitelikteki başa çıkma mekanizmalarına daha fazla başvurulmasına neden oluyor. Bu durum, özellikle de hane reisinin kadın olduğu koşullarda gözlenirken, toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin ve çocuk sömürüsünün normalleştirilmesine de yol açıyor.  Türkiye'de ise depremler, 4 milyonu aşkın çocuğun eğitimini aksattı. UNICEF, söz konusu çocukların yaklaşık bir milyonunun örgün ve yaygın eğitim hizmetlerine erişimini destekledi.  Eğitime erişimin arttırılması için büyük bir çaba sarf edilmesine rağmen, Türkiye'de deprem bölgesinde yaşayan çok sayıda çocuğun eğitimi halen arzu edilen durumda değil. UNICEF, 2,4 milyon çocuk da dahil olmak üzere 4,7 milyon insanın hem kısa hem de uzun vadeli ihtiyaçlarına cevap vermek için hükümet ve sivil toplum ortaklarıyla birlikte çalışmaya devam ediyor. Bu kapsamda 1,5 milyonu aşkın çocuk ve bakım veren kişilerin zihin sağlığı ve psikososyal destek hizmetlerine, 3 milyondan fazla insanın ise temiz suya erişimine destek sağladı. UNICEF, Türkiye’deki çalışmalarına devam ederek depremlerden etkilenen çocukları desteklemek ve daha uzun vadeli kalkınma planları için sağlam bir temel oluşturmak amacıyla 116 milyon dolarlık fon çağrısında bulunuyor. UNICEF, Suriye’de 5,4 milyon çocuk da dahil olmak üzere 8,5 milyon insana temel yaşam hizmetleri sunabilmek için 401,7 milyon dolar tutarında fona ihtiyaç duyuyor. Özellikle de su, sanitasyon, sağlık ve eğitim alanında fon sağlanması gerekiyor. Koruma hizmetleri de öncelikli konulardan biri olmaya devam ediyor. Russell, "Türkiye'de depremden etkilenen çocukların durumu iyileşmeye devam ediyor, ancak halen yapılması gereken çok şey var. Suriye'deki çocukların ve ailelerin insani durumu ise giderek kötüleşiyor. Eğitim hizmetleri, su şebekeleri ve sıhhi sistemler gibi temel hizmetleri eski haline getirmek için daha fazla insani yardım ve kaynak gerekiyor. Bunlar sağlanmadığı takdirde, Suriye'deki çocuklar, yoksulluğun ve krizin yol açtığı kısır döngüden asla kurtulamayacak”, dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.