TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

# Türkiye Büyük Millet Meclisi

İLKHABER-Gazetesi - Türkiye Büyük Millet Meclisi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Türkiye Büyük Millet Meclisi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Şevkin: Türkiye, iş cinayetleriyle anılan bir ülke oldu Haber

Şevkin: Türkiye, iş cinayetleriyle anılan bir ülke oldu

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin, 2023 yılında 1932, 2024 yılının ilk 8 ayında en az 1201 işçinin iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiğini vurguladı.  İş cinayetlerinin araştırılması için Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) Araştırma Önergesi sundu. Dr. Şevkin, araştırma önergesine dayanak olarak, iş güvenliğinde sınıfta kalan Türkiye’de bilimsel ölçütlerden hareket edilerek kamusal bir işçi sağlığı ve güvenliği sisteminin halen yaşama geçirilmemiş olmasının sonuçlarını, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi raporlarının gösterdiğini söyledi. Türkiye’de 2023 yılında 1932 işçi, 2024 yılının ilk 8 ayında ise en az 1201 işçinin iş cinayetlerinde yaşamını yitirirken; İliç’teki maden ocağında yaşanan katliamda göçük altında kalan 9 emekçinin cenazesine aylar sonra ulaşılabildiğini hatırlatan Dr. Şevkin, “İş cinayetlerinin esas sorumluları yargılanmıyor. Tüm bunlar, insan yaşamının ne kadar değersiz görüldüğünü ortaya koyuyor. İşyerlerinde işçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanması bir tercih değil zorunluluk ve temel bir insan hakkıdır.  Kanayan bir yara haline gelen, küçük çocukların dahi yaşama veda ettiği acı olayların sona ermesi, iş cinayetlerinin bitirilmesi amacıyla meclis araştırması açılmasını talep ediyoruz” dedi. “Ölen insanlara bile şirkatlerin almadığı önlemlerin suçu yükleniyor” Dr. Şevkin, şu ifadelere yer verdi: “Geçen yıl Şirvan’da yeraltı bakır madeninde yaşanan göçük sonrası hazırlanan bilirkişi raporunda yaşamını yitiren iki maden mühendisinin asli kusurlu olarak suçlandığı biliniyor. Ölü insanlara bile şirketlerin ya da devletin almadığı önlemlerin suçu yüklenmektedir. İliç Maden Faciası’nda da görüldüğü üzere bilirkişi raporlarında ve savcılık tarafından yapılan işlemlerde sahadaki mühendisler gözaltına alınarak asli kusurlu olarak suçlanırken, yönetim kurulu ve genel müdürü temsilen görevlendirilen işveren vekili de tali kusurlu olarak belirlenmiştir. Maden işletmesi ve cevher hazırlama ve zenginleştirme tesislerini denetlemekle görevli bakanlıklar bilirkişi raporu ve savcılık tutanaklarında yer almamıştır” şeklinde konuştu. Şevkin, “İşçilerimizin cinayete kurban gitmemesi adına önlem alınması için gerekli bütçeyi sağlayacak kişi ya da tehlike durumunda işi durduracak ya da yavaşlatacak fiili yetkili şirket yönetim kurulu ya da işveren/işveren vekilidir. Şirketlerin önlem almadığı durumlarda da gerekli işlemleri yapmak bakanlıkların sorumluluğundadır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı; işletmelerde işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatına uygun bir şekilde çalışıp çalışılmadığının denetimini ve takibini yapmakla görevlidir. Ayrıca çocuk işçi çalıştırılmaması için gerekli düzenlemeleri de yapmak durumundadır” diye ifade etti.

Gürer: İthal alkollü içeceklerde ciddi artış oldu Haber

Gürer: İthal alkollü içeceklerde ciddi artış oldu

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) yaptığı konuşmada, alkollü içeceklerin özelleştirilmesinin ardından ithal ve kaçak içki kullanımının büyük oranda arttığına dikkat çekti. Gürer, "İçkiden sağlanan gelir hazine kayıtlarına giriyor ve kamuda maaş olarak kullanılıyor. Ancak TEKEL'in yok edilmesi ve özel sektörün alkollü içecek üretmeye başlamasıyla birlikte ithal alkollü içeceklerde ciddi bir artış yaşandı" dedi. “Ülkemizde kamuya ait TEKEL adeta yok edildi” Gürer konuşmasında alkollü içkilerin özelleştirilmesinin ardından ithal ve kaçak içki kullanımının arttığına değinerek şunları söyledi: “İçkiden sağlanan gelir hazine kayıtlarına giriyor, farklı alanlarda ve de maaş olarak kamuda kullanılıyor. Ülkemizde kamuya ait TEKEL adeta yok edildi. Bu süreç sonrası özel sektör alkollü içecekler üretmeye başladı. İthal alkollü içeceklerde ciddi artış oldu. Kolay savunma yöntemi olarak, turizmin bu konuda etkili olduğu öne sürülmektedir. Bu durumda, kamudaki bazı fabrikaların bırakılarak rekabetçi bir süreç yaratılması ve devlete daha fazla gelir sağlanması mümkün olabilirdi. Ancak alkollü içki fabrikalarının özelleştirilmesi, sanki alkollü içkiler tamamen bitecekmiş gibi bir hava yaratırken, geldiğimiz noktada ithal ve kaçak içki kullanımında patlama yaşandı. “Alkollü içecek ithalatındaki yüksek artış dikkat çekicidir” Alkollü içeceklerin ithalatında da dikkat çeken bir artış yaşandığını belirten CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer konu hakkında şunları söyledi: “2002 yılında, Türkiye 166 ton bira, 6 ton şarap, 6 bin 169 ton viski, 53 ton cin, 46 ton votka ve 94 ton likör ithal edilmişti. 2023 yılı itibariyle, bira ithalatı 12 bin 780 ton artarak 12 bin 946 tona, şarap ithalatı 366 ton artarak 372 tona, viski ithalatı 21 bin 714 ton artarak 27 bin 883 tona, votka ithalatı 6 bin 523 ton artarak 6 bin 569 tona likör ise 3 bin 892 ton artarak 3 bin 986 tona yükseldi. Rakamlardan da görüldüğü üzere alkollü içecek ithalatındaki yüksek artış dikkat çekicidir.” dedi. “2024 yılının ilk beş ayında, alkollü içecek ithalatı için ödenen toplam tutar 98 milyon 323 bin dolar” CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “2024 yılının ilk beş ayında, alkollü içecek ithalatı için ödenen toplam tutar 98 milyon 323 bin dolar oldu. Bu dönemde 6 bin 361 ton bira için 10 milyon 968 bin dolar, 46 ton şarap için 389 bin dolar, 11 bin 951 ton viski için 64 milyon 685 bin dolar, bin 509 ton cin için 5 milyon 286 bin dolar, 2 bin 799 ton votka için 7 milyon 873 bin dolar ve bin 980 ton likör için 9 milyon 118 bin dolar ödendi” diye ifade etti. “Alkollü içeceklerde uygulanan yüksek ÖTV oranları, kural dışı ürünlere yöneltiyor” Ömer Fethi Gürer, “Son dönemde fiyatlarda ve vergi yükünde büyük artışlar yaşandı. Özellikle alkollü içeceklerde uygulanan yüksek ÖTV oranları, kural dışı ürünlere yöneltiyor. Bu durum, yalnızca ekonomik açıdan değil, aynı zamanda halk sağlığı açısından da tehlike oluşturuyor. 2024 yılı için belirlenen ÖTV gelir hedefi, 2022 yılına kıyasla neredeyse üç katına çıkmış durumda. Bu artış, daha ucuz ve güvenilir olmayan ürünleri tercih etmeye zorluyor. Kural dışı ürünlerin içeriği belirsiz ve sağlığa zarar verebilecek maddeler içeriyor olabilir. Bu durum hem bireylerin hem de toplumun sağlığı için büyük bir risk teşkil ediyor” dedi.

Orhan Sümer: Asgari ücretlinin yoksul sayılabilmesi için 4 kat, emeklinin ise 5 kat maaşının artması gerekiyor Haber

Orhan Sümer: Asgari ücretlinin yoksul sayılabilmesi için 4 kat, emeklinin ise 5 kat maaşının artması gerekiyor

TBMM Kit Komisyonu Üyesi ve CHP Adana Milletvekili Orhan Sümer, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yaptığı konuşmada "Vergi Düzenleme Kanunu" ve Türkiye'nin ekonomik durumu hakkında önemli açıklamalarda bulundu. “Vatandaşlarımız dişinden tırnağından arttırdığını AFAD’ın kampanyalarına yatırdı” Orhan Sümer, “Depremden zarar görmüş illerimizde, taş üzerine taş koyacak, insanlarımıza dokunacak, dertlerine çözüm olacak, acılarını biraz olsun hafifletecek tüm uygulamalara CHP olarak biz destek veririz. Ancak işin içinde AKP olunca, 22 yıldır uyguladığı yöntemleri de bildiğimiz için sormadan edemiyoruz. Depremden sonra milyarlarca lira bağış toplandı, televizyonlarda kampanyalar yapıldı, yurt dışından bağışlar gönderildi. Vatandaşlarımız dişinden tırnağından arttırdığını AFAD’ın kampanyalarına yatırdı. Defalarca sorduk cevap alamıyoruz. Deprem yardımlarına ne oldu değerli arkadaşlar?” diye ifade etti. “Vatandaş evine ekmek götürebilmek için 3 üncü 4 üncü işte çalışılıyor” Orhan Sümer Türkiye’de ağır bir ekonomik krizin içerisine girdiğini belirterek şunları söyledi: “Zengin zümreye ve iktidara yakın oluşumlara tanınan vergi istisnaları, artan yoksulluk, baskıcı yönetim ve yanlış politikalarla birleşerek Türkiye ağır bir ekonomik krizin içerisine girmiştir. İktidar kriz yokmuş gibi davranabilir. Ben buradan vicdanlarınıza sormak istiyorum Türkiye’de açlık sınırı 19 Bin lira, Asgari ücret 17 Bin Lira. Yoksulluk Sınırı 65 Bin Lira Emekli Maaşı 12 Bin 500 Lira. Asgari ücretlinin yoksul sayılabilmesi için 4 kat, emeklinin ise 5 kat maaşının artması gerekiyor. Vatandaş evine ekmek götürebilmek için 3 üncü 4 üncü işte çalışılıyor.” “Yüreğir Belediyesinin toplam borcu 884 milyon lira” Orhan Sümer, “İktidar tarafından sgk prim borcu olan Belediyelerin gelirlerine Maliye Bakanlığı’nın el koyacağı açıklanıyor. 31 Mart’ta Türkiye Genelindeki Belediyelerin çoğu Cumhuriyet Halk Partisi’ne geçince AKP İktidarı kendi yönetimlerindeyken ödemediği borcu şimdi tahsil etmek istiyor. Bakın Memleketim Adana’dan bir örnek vermek istiyorum. Yüreğir İlçe Belediyesi’ni tam 30 yıl sonra CHP kazandı. Tam 30 yıl, çeyrek asırdan fazla. Bunun 20 yılını AKP yönetti. Daha 4 ay önce CHP’ye geçen Yüreğir Belediyesinin toplam borcu 884 milyon lira. Şimdi tablo buyken Saray’dan açıklama geliyor Borcu olan belediyelerin gelirlerine el koyacağız deniyor. Madem öyle, 20 yıl sizin yönetiminizde olan  borcu onlarca yıl neden tahsil etmediniz? Şimdi mi aklınıza geldi tahsil etmek? Aynı durum Bursa Büyükşehir’de Denizli’de, Manisa’da ve birçok il ve ilçeler için de geçerli. Yıllarca belediyeleri yandaşa rant kapısı olarak gören zihniyet ekonomiyi batırıp seçimleri kaybedince belediyelere çökmeye çalışıyor” dedi.

Barut: Çukurova afet bölgesi ilan edilsin, üreticilere maddi destek verilsin Haber

Barut: Çukurova afet bölgesi ilan edilsin, üreticilere maddi destek verilsin

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut küresel iklim değişikliği ve kuraklık nedeniyle ciddi verim kaybı yaşayan Çukurovalı çiftçilerin zararlarının tespit edilip karşılanmasını istedi. Meclis'te Çukurova'nın afet bölgesi ilan edilmesini talep eden Barut şunları söyledi: "Aşırı sıcak, kuraklık ve verim kayıpları nedeniyle Çukurova afet bölgesi ilan edilsin. Çiftçimizin zararı tespit edilip karşılansın. Üreticilerimize işin sürmesi için maddi destek verilsin." "Küresel iklim değişikliği  ülke tarımı ve çiftçimizi olumsuz etkiliyor” Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nda söz alan Ayhan Barut şunları söyledi: "Küresel iklim değişikliği  ülke tarımı ve çiftçimizi olumsuz etkiliyor. Her gün daha da ağırlaşan maliyet yükü altında ezilen ve ürünü para etmeyen çiftçimiz, bir yandan da iklim değişikliğiyle ilgili ulusal ve bölgesel planlama yapamayan iktidarın yanlışlarıyla mağdur oluyor." “Susuzluk tarıma ve çiftçimize darbe vurmuştur” Ayhan Barut, şunları kaydetti: "Çukurova Bölgesinde her yıl olduğu gibi bu sene de artan sıcaklar ve bununla alakalı 'Susuzluk' tarıma ve çiftçimize darbe vurmuştur. Yağış yetersizliği ve aşırı sıcaklar, bölgemizde tarımsal üretime ve çiftçiye zarar vermiş, narenciyeden ayçiçeğine, mısırdan pamuğa birçok üründe ciddi verim kaybı yaşanmıştır. DSİ ve Sulama Birlikleri'nin su tasarrufu için rotasyon uygulaması da üreticilerimizi perişan etmiştir. İklim değişikliğine bağlı etkin ve acil eylem planı çağrılarımız karşılıksız kalmış, başta kapalı sulama sistemleri yatırımları talebimiz karşılık bulmamıştır. Hal böyleyken iktidarı ve Tarım Bakanlığı'nı göreve çağırıyoruz. Öncelikle aşırı sıcak, kuraklık ve verim kayıpları nedeniyle Çukurova afet bölgesi ilan edilsin. Çiftçimizin zararı tespit edilip karşılansın. Üreticilerimize işin sürmesi için maddi destek verilsin” diye ifade etti.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.