TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Türk mutfağı

İLKHABER-Gazetesi - Türk mutfağı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Türk mutfağı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Uluslararası Mersin Maratonu’na katılacak Kenyalı maratoncular, yerel lezzetleri keşfediyor Haber

Uluslararası Mersin Maratonu’na katılacak Kenyalı maratoncular, yerel lezzetleri keşfediyor

Mersin Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Hizmetleri Dairesi Başkanlığı tarafından bu yıl da düzenlenecek olan Uluslararası Mersin Maratonu’na katılacak Kenyalı maratoncular, Darısekisi Örnek Köyü’nde antrenman yaptı. Mersin'in konuğu olan yabancı sporcular Truphena Chepchirchir ve Mark Kosgey Kiptoo,  doğanın içinde çalışmalarını sürdürürken, yerel gelenekleri tanıtma fırsatı da buldu. Maraton öncesi, Kenyhalı koşucular Truphena Chepchirchir ve Mark Kosgey Kiptoo, Mersin’in mutfağını keşfetmek için de ter döktü.  Truphena Chepchirchir sıkma hamuru açtı Kenyalı kadın maratoncu Truphena Chepchirchir, Mersin’in geleneksel lezzetlerinden biri olan sıkma hamurunun nasıl açıldığını öğrendi ve köy odasında hünerlerini sergiledi. Geleneksel bir Türk mutfağı öğesi olan sıkma hamurunu açmak için ustaları bir süre izleyen Chepchirchir, hamurun incecik açılmasında ne kadar başarılı olduğunu gösterdi. Türk mutfağına olan ilgisini dile getiren Chepchirchir, Mersin’de farklı tatlarla tanışmaktan büyük keyif aldığını belirtti. Mark Kosgey Kiptoo sacda pişirdi Maraton öncesi Mersin’e gelen diğer Kenyalı maratoncu Mark Kosgey Kiptoo de yerel geleneği deneyimleyen isimlerden oldu. Kiptoo, Chepchirchir'in ekmek tahtasında açtığı sıkma hamurunu ateşte ustalıkla pişirdi.  Mersin’in geleneksel pişirme yöntemiyle yapılan sac yemeklerini hazırlayan ustalarla birlikte çalışan Kiptoo, Türk mutfağındaki bu farklı pişirme yöntemini öğrenmekten dolayı oldukça mutlu olduğunu ifade etti. Chepchirchir ve Kiptoo, hazırladıkları sıkmaları daha sonra afiyetle yedi. Sporcuların tercümanlıklarını ise ‘Hello Mersin’ kursiyerleri yaptı. Mersin Maratonu coşkusu yükseliyor Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Hizmetleri Dairesi Başkanlığı öncülüğünde 15 Aralık’ta düzenlenecek 6. Uluslararası Mersin Maratonu'nda yerli ve yabancı çok sayıda sporcu yer alacak. Maraton 15 Aralık Pazar günü gerçekleştirilecek.

Türk mutfağını markalaşması adına ünlü Şef Mehmet Yalçınkaya önerilerini paylaştı Haber

Türk mutfağını markalaşması adına ünlü Şef Mehmet Yalçınkaya önerilerini paylaştı

Türk mutfağının markalaşma sürecini ele almak ve gastronomi öğrencileri ile sektör buluşmasını sağlamak adına İstanbul Gelişim Üniversitesi, “Türk Gastronomisinde Marka Kimliği Oluşturma Süreci” söyleşisi düzenledi. Etkinliğe sektörden birçok önemli ismin yanında ana konuşmacı olarak ünlü şef ve aşçı Mehmet Yalçınkaya da katılım sağladı. Söyleşi başlangıcında, 6 Şubat depreminde üniversite adına afet bölgesine gönderilen 100.000 kumanyalık yardım tırlarına destek sağlayan gastronomi sektörünün ünlü isimlerine plaket takdim edildi. Etkinlikte, Şef Mehmet Yalçınkaya ise öğrencilerle hem tecrübelerini paylaştı hem de Türk mutfağının markalaşması adına neler yapılması gerektiğine dair önemli tavsiyelerde bulundu. Sektör için kendilerinden sonra gelecek olan nesle yol açmak adına gençlerle buluşmayı önemsediklerini söyleyen Mehmet Yalçınkaya, “Sektörde kendi yerimize gelecek insanları hazırlamak için elimizden geldiği kadar gastronomi öğrencileri ile bir araya geliyoruz. Üniversitedeki arkadaşlarımızın kendi alanlarında daha ileriye gidebilmesi için neler yapmaları gerektiğine dair tecrübelerimizi aktarıyoruz. Böylelikle onlara yol açmaya çalışıyoruz” dedi. “Değerlendirme kuruluşları ile gastronomide kendimize çeki düzen vermemiz sağlanıyor” Gastronomi alanında son yıllarda Türkiye’de çok önemli gelişmelerin olduğunu da aktaran Yalçınkaya, “Türkiye’de son dönemde özellikle gastronomi ile ilgili çok önemli gelişmeler var. Bu gelişmeleri konuşmamız lazım çünkü Türkiye’ye 2 tane çok önemli derecelendirme kuruluşu geldi. Bu kuruluşların ülkemize gelmesi gastronomi anlamında bizim de kendimize bir taraftan çeki düzen vermemizi sağlıyor. İnsanlar farklı yerlere gittiğinde bu tür derecelendirme kuruluşlarına bakarak işletmelere yemeğe gidiyorlar. Gastronomi gerçekten çok önemli. Yemek geliri biraz turizm gelirinin içerisinde gözükse de aslında bizim yiyecek-içecek sektörü olarak çok büyük payımız var. Dolayısıyla Michelin yıldızlı gibi ödüllü restoranların gelişmesi yurt dışındaki birçok kişinin dikkatini çekecektir. Uluslararası restoranlar açılacaktır. Bu restoranlara Türk malzemeleri gidecektir. Bu ürünler gidince de ülkemize ciddi anlamda ekonomik katkı sağlanacaktır” şeklinde konuştu. “Bizim mutfağımız dünyada her ilde, ilçede yok. Tanınırlık artırılmalı, her yere restoran açmalıyız” Türk mutfağının markalaşması adına tanınırlığının artırılması gerektiğinin altını çizen Yalçınkaya; bu anlamda dünya ülkelerinde, illerinde ve ilçelerinde Türk restoranlarının açılması gerektiğini ifade etti. Yalçınkaya aynı zamanda sektörün markalaşması adına yapılması gerekilenleri sıraladığı konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Türk mutfağının kaçıncı sırada olduğunu bir kenara bıraktık. Bunları tartışmanın hiç kimseye bir faydası yok. Dolayısıyla biz Türk mutfağı markasını dünyanın farklı ülkelerinde restoranlar açarak, oraya insanların gelmesini sağlayıp, buralara ülkemizden ürünler satarak ülke ekonomisine nasıl katkıda bulunabiliriz, nasıl İspanya gibi san sebastian oluşturabiliriz gibi konulara odaklanmalıyız. Türk mutfağı dünyanın sayılı mutfaklarındandır diyoruz ama kime göre? Hiç kimse benim yoğurdum ekşi demez. Evet, Türk mutfağı genişlik, hacim, mozaik olması anlamında gerçekten dünyanın sayılı mutfaklarından. Fakat bu uluslararası boyutta nerede? Bunu ele almalıyız. Dünyadaki farklı ülkelerin illerine, ilçelerine gittiğinizde İtalyan, Çin, Fransa restoranlarını bulabiliyorsunuz. Fakat bizim mutfağımız her ilde, ilçede yok. Evet, biz döner ve kebap olarak varız ve bu yemeklerimizin de başımızın üstünde yeri var da biz dünyadaki illerde ne kadar restoran açabilirsek o kadar nar ekşisi, siyez bulguru satarız. Mesela İtalyan mutfağında dünyanın her iline İtalya’dan parmesan gidiyor. Bizim de kendimize ait ürünlerin bu restoranlar vasıtasıyla yayılmasına bakmalıyız. Yani sizin tanınırlığınız, ‘nerede, ne kadar varsınız’ ile ilgilidir. Çeşit sayısı ile olmuyor. Bu çeşitleri bu restoranlara koyup, insanlara tattırmak, yedirmek ve bu ürünleri de buralara satabilmemiz gerekiyor.” Gastronomi sektörünün geleceğine inandıkları için üniversite olarak bu alana çok fazla önem verdiklerini söyleyen İGÜ Gastronomi Bölümleri Koordinatörü Doç. Dr. Serdar Egeli de, “Gastronomi sektörünün bir adım öne gitmesi için neler gerektiğini bugün şefimizle birlikte değerlendireceğiz. Gastronomiyi hem ekonomik hem sosyal hem de çevresel boyutla ele alabiliriz. Ekonomik boyutu en fazla kâr getiren sektörlerden biri. Sosyal açıdan baktığımızda da gastronomi olmazsa olmazımız ve sosyalleşmenin en temel unsurlarından. Çevresel olarak da son yıllarda iklim krizleri ve buna bağlı olarak sürdürülebilirlik konusu ana teması zaten. Üniversitemizin de sürdürebilirlik ana teması olduğu için bu çerçevede gastronomi bölümünü önemsiyoruz. Önemsediğimiz için de lisansımız, yüksek lisansımız, geçen sene açtığımız Ekmekçilik ve Pastacılık bölümümüz, dünyaya şef ihraç ettiğimiz Gastronomi İngilizce bölümümüz üniversite bünyemizde mevcut. Ciddi çalışmalarla ilerliyor, AR-GE çalışmaları yapıyoruz. Geçen sene çıkarttığımız Türk Mutfağı kitabından tutun da geleceğe yönelik vizyonlarımız adına önemli çalışmalar gerçekleştiriyoruz” dedi. Etkinlik sonrasında da Cumhuriyetin 100. yılına ithafen Kurtuluş Savaşı ve Çanakkale Savaşlarını yâd etmek adına Balıkesir yöresine ait seferberlik çöreği ve hoşaf gastronomi öğrencileri tarafından ikram edildi.

Taş fırında pişen bayramlık baklavalar tezgahta Haber

Taş fırında pişen bayramlık baklavalar tezgahta

Türk mutfağının en önemli tatlıları arasında yer alan baklava üretiminde Kurban Bayramı öncesinde sipariş yoğunluğu başladı. Geleneksel yöntemlerle meşe odununda taş fırında pişirilen baklavaya artan talep, Kurban Bayramı’na sayılı günler kala baklava ustalarına yoğun mesai harcatıyor. Yapılacak tepsinin boyutunda kesilen baklava yufkaları, sade yağ kullanılarak çeşidine göre fıstıklı, cevizli şeklinde tepsilere yerleştiriliyor. Hazırlanan tepsiler, pişmesi için meşe odununun közünde ısınan taş fırına sürülüyor. Pişen ve çıtır çıtır olan baklavalara son olarak hazırlanan sıcak şerbet dökülüyor. Dinlenen baklavalar en son baklavacıda tezgaha koyularak alıcısını bekliyor. “Baklavaları geleneksel usullerle yapıyoruz, kara fırında pişiriyoruz” Baklava yapmaya 9 yaşında başlayan ve 30 yıldır mesleğe devam eden İbrahim Taşdemir (39), “30 yıldan beri bu mesleği yapmaktayım. 9 yaşında başladım mesleğe. Baklavaları geleneksel usullerle yapıyoruz, kara fırında pişiriyoruz. Elimizden geldiğince müşteriye iyi hizmet sunmaya çalışıyoruz. Günlük üretiyoruz, günlük satıyoruz. Tatlımız erken biter, biz erken saatte camımıza yazarız ‘tatlımız bitti’ diye. Bayram yoğunluğumuz başladı. Bayram siparişlerimiz günlük ortalama 70-80 tepsi civarında. Bu talebi karşılamak için arife gününe kadar yoğun bir şekilde çalışıyoruz” dedi. “Yiyemeyeceğimiz bir şeyi tezgahımıza koyup satmıyoruz” İyi baklavanın nasıl anlaşılacağını ve vatandaşların nelere dikkat etmesi gerektiği konusunda bilgi veren Taşdemir, “Vatandaşların iyi bir baklava seçmesi için önerimiz var. Fıstığın kilosu 600-650 lira bandında, sade yağın kilosu 300-350 lira bandında, bunların bir maliyeti var. Bu maliyete göre hassasiyet gösterip tercih ederlerse mutlu olurlar. Alınabilecek iyi bir baklavanın maliyetti 350 lira civarında. Daha üstü de vardır daha altı da vardır. Daha altına inince merdiven altı dediğimiz baklavalar çıkmakta. Biz yiyemeyeceğimiz bir şeyi tezgahımıza koyup satmıyoruz” şeklinde konuştu.

Burdur'da Türk Mutfağı Haftası etkinliği düzenlendi Haber

Burdur'da Türk Mutfağı Haftası etkinliği düzenlendi

BURDUR (AA) - Burdur'da Türk Mutfağı Haftası dolayısıyla düzenlenen etkinlikte, 7 saniyede pişirilen coğrafi işaretli Gölhisar kavurması tanıtılarak katılımcılara ikram edildi.Tarihi Baki Bey Konağı'nda düzenlenen program, Burdur Müzesi'nden mehter takımı yürüyüşle başladı.Gölhisar ilçesine özgü coğrafi işaret tescil belgeli, 7 saniyede pişirilen Gölhisar kavurmasının tanıtıldığı etkinlikte keşkek dövüldü, düğülcük tatlısı yapıldı.İl Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Emre Gürsoy, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın himayesinde eşi Emine Erdoğan'ın öncülüğünde 21-27 Mayıs'ın Türk Mutfağı Haftası ilan edildiğini, bu haftayla Türk mutfağının zenginliğinin ulusal ve uluslararası alanda tanıtılmasının amaçlandığını söyledi.Türk mutfağının farklı kültür ve medeniyetlerle zenginleşerek bugünkü halini aldığını belirten Gürsoy, "Bakanlığımızın başlattığı bu projeyle Türk mutfağının kadim reçetelerini dünyaya tanıtmayı hedefliyoruz." dedi.Programda en büyük ilgiyi hızlı pişmesiyle ünlenen Gölhisar kavurması çekti.Gölhisar kavurması, yağsız dana etinin yaprak şeklinde doğranmasının ardından yüksek ateşteki sacın içine hayvanın iç yağı konularak yapılıyor. Eriyen yağın içine atılan etler 7 saniyede pişiyor. Üzerine tuz dökülüp metal tabaklara alınan kavurma, yanında domates, soğan, biber ve koyun yoğurduyla servis ediliyor.Programa katılan Burdur Valisi Ali Arslantaş ve protokol üyeleri, yöreye özgü lezzetleri Türk sanat müziği eşliğinde tattı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.