TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Türk-İş

İLKHABER-Gazetesi - Türk-İş haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Türk-İş haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Türk-İş 4. Bölge Başkanı Edip Gülnar: Geçim şartları ağırlaştı, işçiler mağdur Haber

Türk-İş 4. Bölge Başkanı Edip Gülnar: Geçim şartları ağırlaştı, işçiler mağdur

Türk-İş, Türkiye genelinde 81 ilde eşzamanlı olarak kamuda örgütlü olduğu iş yerlerinde basın açıklaması ve 1 saatlik oturma eylemi gerçekleştirdi. Adana'da yapılan eylemde, basın açıklaması Uğur Mumcu'da tren garının önünde 120 kişinin katılımıyla Türk-İş 4. Bölge Başkanı Edip Gülnar tarafından okundu. Gülnar, işçilerin artan ekonomik zorluklar nedeniyle mağdur olduğunu belirterek, işçi ücretlerinin üzerindeki vergi yükünün hafifletilmesi ve toplu iş sözleşmelerindeki dengesizliklerin giderilmesi gerektiğini vurguladı. “Bu dönemde olduğu kadar yoksulluk görülmedi, işçiler bu kadar mağdur olmadı” Türk-İş 4. Bölge Başkanı Edip Gülnar, “Bugünkü 4. Eylememizi yapmaktayız. Bugün burada olduğu gibi kamuda çalışan işçiler olarak 81 ilde saat 7’de başlayarak iş saatlerine göre basın açıklaması ve 1 saat işe geç başlama gibi eylemler yapıyoruz. Yaşadığımız sorunlara dikkat çekmek için 81 ilde basın açıklaması yaptık. Yaşadığımız sorunlara dikkat çekmek için önce geçtiğimiz ay 81 ilde basın açıklaması yaptık. Ardından 26 Ağustos’ta Tekirdağ/Çerkezköy’de, 3 Eylül’de ise Zonguldak’ta on binlerce işçinin katıldığı mitingler yaptık. Sesimizi duyurmak istedik. Sağduyulu davranmaya gayret ettik. Diyalog kapılarını açık tuttuk. Ancak bir sonuç alamadık.  Sürekli sabırlı olmamız istendi. Ama bıçak kemiğe dayandı. Bundan sonra sözümüzü meydanlarda yüzbinler ile söyleyeceğiz. Ekonomik krizin bedelini işçiler olarak biz ödemeyeceğiz. Asgari ücretin açlık sınırının altında olduğu, en düşük emekli maaşının asgari ücretten düşük olduğu bir toplumda huzurdan söz edilemez. Geçim şartları ağırlaştı. Ancak bu dönemde olduğu kadar yoksulluk görülmedi, işçiler bu kadar mağdur olmadı” diye ifade etti. “İşçi ücretlerinin üzerindeki vergi yükü azaltılmalıdır” Edip Gülnar basın açıklamasında gelir vergisi oranı bütün işçiler için yüzde 15’de sabitlenmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi: “Ülkemizde gelir adaletini sağlamak için vergide adaletin sağlanması gerekir.  Az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alınmalıdır. Bu ülkenin sağladığı kaynakları kullanarak servet elde edenler var. Ama işçinin ödediği kadar vergi vermiyorlar. İşçiler 12 ay çalışmakta ve fakat 2,5 aylığını vergi olarak ödemek zorunda kalmaktadır. Yaptıkları her harcamada KDV’si, ÖTV’si olmak üzere ödediği dolaylı vergi var.  Vergi sisteminde acil olarak düzenleme yapılmalıdır. Gelir vergisi tarife basamakları ve oranları kabul edilebilir düzeyde güncellenmelidir. İşçi ücretlerinin üzerindeki vergi yükü azaltılmalıdır. Gelir vergisi tarifesi ilk basamağı, geçmiş yıllarda olduğu gibi, brüt asgari ücretin 12 katından az olmamalıdır. Gelir vergisi oranı bütün işçiler için yüzde 15’de sabitlenmelidir. İşçilere yapılan sosyal amaçlı ödemelerden vergi kesilmemelidir.” “Toplu iş sözleşmelerindeki ücret zammı oranı arasındaki fark ortadan kaldırılmalıdır” Gülnar, “Kamu kesimi toplu iş sözleşmelerinde yaşanan sıkıntıyı biliyorsunuz. 2023 yılında Çerçeve Anlaşma Protokolü kapsamında imzalanan toplu iş sözleşmelerinin yürürlük başlangıç tarihleri farklıdır. Enflasyonun yüksek olması sebebiyle, sözleşme başlangıç tarihleri arasındaki bir aylık zaman farkı bile ücret zammı açısından soruna yol açmıştır. Kamuda bir ücret dengesizliği ortaya çıkmıştır.  Bu sorun, işyerlerinde huzursuzluğa yol açmaktadır.  Ücretlerde ortaya çıkan farklılık, çalışma barışını ve üretimi olumsuz noktaya taşıyabilecek noktaya gelmiştir.  Acilen, ek çerçeve anlaşma protokolü yapılması talebimizi yaptık.   Yürürlük başlangıç süresi Ocak ayı olanlarla, 1 Şubat ve ilerleyen aylarda olan toplu iş sözleşmelerindeki ücret zammı oranı arasındaki fark ortadan kaldırılmalıdır” diye ifade etti. “İşçinin hak kaybına uğramasının önüne geçilmelidir” Edip Gülnar SGK sistemindeki sorun nedeniyle emekli olacak işçilerin yaşadıkları sorunlara değinerek şunları söyledi: “Sosyal güvenlik sistemimizde birçok sorun çözüm beklemektedir. Ancak bu sorunlara yenileri de eklenmektedir. Emekli aylığı bağlanmasında geçmişte yapılan düzenlemelerin ne anlama geldiği bugün daha iyi anlaşılmaktadır.  Aynı işyerinde aynı dönemde çalışan iki işçiye emekli aylığı başvuru tarihleri farklı olduğu için farklı aylık bağlanabilmektedir.  Uygulanan sosyal güvenlik sistemi nedeniyle, enflasyon farkının yüksek olduğu bu dönemde, 2024 yılı içerisinde emekli aylığı talebinde bulunanların emekli aylıkları, 2025 yılında başvuracaklara göre daha fazla olacaktır. Bu durum birçok işçinin emeklilik başvurusu yapmasına sebep olmaktadır. Nitelikli çalışanlar oluşacak fark sebebiyle emekli olmayı tercih etmektedir.  Bu mağduriyetin yaşanmaması için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. İşçinin hak kaybına uğramasının önüne geçilmelidir.” “Bozulan ekonominin bedelini biz ödemeyeceğiz” Gülnar, “TÜRK-İŞ; sadece işçinin değil, emeklinin, çiftçinin, esnafın yani dar ve sabit gelirli geniş kesimlerin insana yakışır şartlarda yaşaması için mücadele etmektedir.  Sendikalı işçi ile örgütsüz işçi, memur ile işçi, sigortalı işçi ile kayıtdışı çalışanı ve mülteciyi karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar. İşsizlerin iş beklentisiyle çalışanlara baskı kurulmak isteniyor. Türkiye ucuz işgücü ülkesi olmayacaktır. Rekabet düşük işçi maliyet sağlanmamalıdır.  Zorlu çalışma şartlarını biz yaşıyoruz. Geçim sıkıntısını biz çekiyoruz.  Bozulan ekonominin bedelini biz ödemeyeceğiz” dedi.

Türk-İş, 24 Eylül'de meydanlara iniyor Haber

Türk-İş, 24 Eylül'de meydanlara iniyor

Türk-İş, ekonomik kriz ve çalışma hayatındaki zorluklar nedeniyle bir kez daha meydanlara iniyor. 24 Eylül Salı günü, Türkiye genelinde tüm illerde kamuda örgütlü oldukları iş yerlerinin önünde basın açıklamaları yapacak olan sendika, 1 saatlik oturma eylemi düzenleyecek. Sendikanın amacı, işçilerin yaşadığı ekonomik sıkıntılara dikkat çekmek ve bu zorlukların bedelini işçilerin ödememesi gerektiğini vurgulamak. “Ekonomik krizin bedelini işçiler olarak biz ödemeyeceğiz” Türk-İş 4. Bölge Başkanı Edip Gülnar, “Başta işçiler olmak üzere, toplumun büyük bir bölümünün yaşama şartlarını ağırlaştırmaktadır. Yani mutlu bir azınlık dışında halkımız geçim sıkıntısıyla mücadele etmektedir. Sesimizi duyurmak istedik. Sağduyulu davranmaya gayret ettik. Diyalog kapılarını açık tuttuk. Ancak bir sonuç alamadık. Sürekli sabırlı olmamız istendi. Ama bıçak kemiğe dayandı. Bundan sonra sözümüzü meydanlarda yüzbinler ile söyleyeceğiz. Ekonomik krizin bedelini işçiler olarak biz ödemeyeceğiz” şeklinde konuştu. “İşçisi, emeklisi kışı nasıl geçireceğiz diye kara kara düşünüyor” Edip Gülnar, “Büyükşehirlerde ev kiraları ortalamada asgari ücretin üzerine çıktı. Okullar açıldı, eğitim masrafları altından kalkılamaz bir hale geldi. Analar, babalar ‘çocuğumuzu okula nasıl göndereceğiz’ diyor. Elektriğe ve doğalgaza geçtiğimiz aylarda yüzde 38 zam geldi. Önümüz kış… İşçisi, emeklisi kışı nasıl geçireceğiz diye kara kara düşünüyor. Kişi başına düşen gelir artıyor ama işçinin ve emeklisinin geliri değil sefaleti artıyor.  Ülkemizde gelir adaleti hızla bozuldu.  İşçilerin milli gelirden aldığı pay azalırken işverenlerin payı her geçen gün artmaktadır. Buradan tekrar söylüyoruz: Asgari ücretin açlık sınırının altında olduğu, en düşük emekli maaşının asgari ücretten de düşük olduğu bir toplumda huzuru tesis etmek mümkün değildir. Sosyal barış olmaz” diye ifade etti. “Enflasyonu düşürmek için fedakârlığı kazancını ve servetini artıranlar yapmalıdır” Gülnar, “Geçmiş yıllarda da ekonomik krizler yaşandı. Geçim şartları ağırlaştı. Ancak bu dönemde olduğu kadar yoksulluk görülmedi. İşçiler mağdur olmadı.   Enflasyon kadar ücret zammı yoksulluğun sürmesidir.  Kaldı ki açıklanan enflasyon yaşadığımızı gerçeğin çok uzağındadır. Bizi yansıtmıyor.  Açıklanan resmi enflasyona göre belirlenen ücret zammı bizi daha da yoksullaştırıyor. Gerçek enflasyon oranları açıklanmazsa bu kayıp daha da artacaktır.  Enflasyonun bir an önce gerçek seviyesinde açıklanması için gerekli adımlar atılmalıdır. İşçiler enflasyonun sebebi değildir. Enflasyonu düşürmek için fedakârlığı kazancını ve servetini artıranlar yapmalıdır” dedi.  “Gelir vergisi tarife basamakları ve oranları kabul edilebilir düzeyde güncellenmelidir” Edip Gülnar açıklamasında vergide adalete değinerek şunları söyledi: “Ülkemizde gelir adaletini sağlamak için vergide adaletin sağlanması gerekir.   Az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alınmalıdır. Bu ülkenin sağladığı kaynakları kullanarak servet elde edenler var. Ama işçinin ödediği kadar vergi vermiyorlar. İşçiler 12 ay çalışmakta ve fakat 2,5 aylığını vergi olarak ödemek zorunda kalmaktadır. Yaptıkları her harcamada KDV’si, ÖTV’si olmak üzere ödediği dolaylı vergi var. Vergi sisteminde acil olarak düzenleme yapılmalıdır. Gelir vergisi tarife basamakları ve oranları kabul edilebilir düzeyde güncellenmelidir. İşçi ücretlerinin üzerindeki vergi yükü azaltılmalıdır. Gelir vergisi tarifesi ilk basamağı, geçmiş yıllarda olduğu gibi, brüt asgari ücretin 12 katından az olmamalıdır. Gelir vergisi oranı bütün işçiler için yüzde 15’de sabitlenmelidir. İşçilere yapılan sosyal amaçlı ödemelerden vergi kesilmemelidir. Kamu kesimi toplu iş sözleşmelerinde yaşanan sıkıntıyı biliyorsunuz. 2023 yılında Çerçeve Anlaşma Protokolü kapsamında imzalanan toplu iş sözleşmelerinin yürürlük başlangıç tarihleri farklıdır. Enflasyonun yüksek olması sebebiyle, sözleşme başlangıç tarihleri arasındaki bir aylık zaman farkı bile ücret zammı açısından soruna yol açmıştır. Kamuda bir ücret dengesizliği ortaya çıkmıştır.  Bu sorun, işyerlerinde huzursuzluğa yol açmaktadır.” “İşçinin hak kaybına uğramasının önüne geçilmelidir” Türk-İş 4. Bölge Başkanı Edip Gülnar, Sosyal güvenlik sistemimizde birçok sorun çözüm beklemektedir. Ancak bu sorunlara yenileri de eklenmektedir. Emekli aylığı bağlanmasında geçmişte yapılan düzenlemelerin ne anlama geldiği bugün daha iyi anlaşılmaktadır.   Aynı işyerinde aynı dönemde çalışan iki işçiye emekli aylığı başvuru tarihleri farklı olduğu için farklı aylık bağlanabilmektedir.  Uygulanan sosyal güvenlik sistemi nedeniyle, enflasyon farkının yüksek olduğu bu dönemde, 2024 yılı içerisinde emekli aylığı talebinde bulunanların emekli aylıkları, 2025 yılında başvuracaklara göre daha fazla olacaktır. Bu durum birçok işçinin emeklilik başvurusu yapmasına sebep olmaktadır. Nitelikli çalışanlar oluşacak fark sebebiyle emekli olmayı tercih etmektedir.  Bu mağduriyetin yaşanmaması için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. İşçinin hak kaybına uğramasının önüne geçilmelidir” şeklinde konuştu. “Kıdem tazminatı tavan miktarının brüt asgari ücretin 7,5 katı olması gerekmektedir” Gülnar kıdem tazminatının işçiler açısından önemine değinerek şu ifadeleri kullandı: “Geçimini emeği ile sağlayan işçilerin emeklilik döneminde önemli bir güvencesi alacağı kıdem tazminatıdır.  İşçiler geçmiş yıllarda kıdem tazminatları ile iyi kötü bir ev alabilmekte, çocuklarını evlendirmekteydi.  Bu sebeple yıllarca kıdem tazminatına her el uzatıldığında, meydanlarda “kızımın çeyizi oğlumun düğün parası” dedik, ortadan kaldırılmasına karşı durduk.  TÜRK-İŞ olarak verdiğimiz mücadeleyle bu güne kadar kıdem tazminatına dokundurtmadık. Ancak kıdem tazminatı da zaman içinde eridi.   Kıdem tazminatı tavanı uygulaması işçilerin mağduriyetini her geçen gün arttırdı. Bu mağduriyetin ortadan kaldırılması için kıdem tazminatı tavan miktarının brüt asgari ücretin 7,5 katı olması gerekmektedir.”  “Türkiye ucuz işgücü ülkesi olmayacaktır” Edip Gülnar açıklamasını sonlandırırken Türkiye ucuz işgücü ülkesi olmayacağına değinerek şunları söyledi: “TÜRK-İŞ; sadece işçinin değil, emeklinin, çiftçinin, esnafın yani dar ve sabit gelirli geniş kesimlerin insana yakışır şartlarda yaşaması için mücadele etmektedir.  Sendikalı işçi ile örgütsüz işçi, memur ile işçi, sigortalı işçi ile kayıt dışı çalışanı ve mülteciyi karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar. İşsizlerin iş beklentisiyle çalışanlara baskı kurulmak isteniyor. Türkiye ucuz işgücü ülkesi olmayacaktır. Rekabet düşük işçi maliyet sağlanmamalıdır. Zorlu çalışma şartlarını biz yaşıyoruz. Geçim sıkıntısını biz çekiyoruz.  Bozulan ekonominin bedelini biz ödemeyeceğiz.”  

Gülnar: Kıdem tazminatı bizim kırmızı çizgimizdir Haber

Gülnar: Kıdem tazminatı bizim kırmızı çizgimizdir

Türk-İş 4. Bölge Başkanı Edip Gülnar, kıdem tazminatının korunmasının sendikanın önemli önceliklerinden biri olduğunu ifade etti. Başkan Kurulu toplantısı Türk-İş’e bağlı Sendika Başkanlarının katılımı ile Türk-İş 4. Bölge Başkanı Edip Gülnar, başkanlığında yapıldı. Toplantıda konuşan Gülnar, kıdem tazminatında yapılacak herhangi bir düzenlemenin, ülkedeki mevcut ekonomik durumu daha da kötüleştireceğini belirtti. “Türkiye, gelir dağılımı eşitsizliğinde Avrupa'da birinci, dünyada 28. sıradadır” Türk-İş 4. Bölge Başkanı Edip Gülnar, açıklanan enflasyon oranlarının kabul edilebilir bir yanı olmadığını belirterek şunları söyledi: “Yaşanan enflasyon ile açıklanan enflasyon arasında uçurum vardır. İşçilere, emeklilere yapılan düşük zamlar, her geçen gün yoksulu daha da yoksul hale getirmektedir. İşçinin alım gücü hızla düşmektedir. İşçilerin milli gelinden aldığı pay azalırken işverenlerin payı her geçen gün artmaktadır. Ülkemizde gelir adaleti hızla bozulmaktadır. Türkiye, gelir dağılımı eşitsizliğinde Avrupa'da birinci, dünyada 28. sıradadır. Gerçek enflasyon oranları açıklanmazsa bu eşitsizlik daha da artacaktır. Enflasyonun yükselmesinde hiçbir sorumluluğu olmayan işçilerin enflasyonu düşürmek için de fedakârlık etmesi beklenmemelidir.” “Vergideki adaletsizliği, haksızlığı ve dün olduğu gibi bugünde, yarında dile getirmeye devam edeceğiz” Ülke ve kent gündeminin ele alındığı toplantının ardından Başkanlar Kurulu adına açıklamalarda bulunan Türk-İş 4. Bölge Başkanı Edip Gülnar, “Çalışan emekçinin iki maaşını bir yılda vergiden dolayı alıyorlar, böyle sistem dünyanın bir ülkesinde yok, Bu haksızlığın son bulmasını, vergide adaletin sağlanmasını, az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alınasını istiyoruz. Geçtiğimiz haftalarda 81 İl’de Türk-İş’e bağlı tüm sendikalar olarak ortak basın açıklaması gerçekleştirdik. Ardından Türk İş Konfederasyonumuz iki ilimizde geniş katılımlı işçi mitingleri yaptı. Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde veya Ankara Tandoğan Meydan’ında da geniş katılımlı bir toplantı yapılması planlanıyor. Vergideki adaletsizliği, haksızlığı ve dün olduğu gibi bugünde, yarında dile getirmeye devam edeceğiz” diye ifade etti. "Kıdem tazminatında yapılacak herhangi bir düzenleme ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik kaosu daha da büyütecektir”  Türk-İş 4. Bölge Başkanı Edip Gülnar, “Türk-İş olarak bu konuda tavrımız nettir. Kıdem tazminatı bizim kırmızıçizgimizdir. Kıdem tazminatında yapılacak herhangi bir düzenleme ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik kaosu daha da büyütecektir.  Orta Vadeli Program’ın (OVP) ‘Fiyat İstikrarı ve Finansal İstikrar’ bölümünde ‘öncelikli reform alanı’ olarak düzenlenmek istenen “İkinci Basamak Emeklilik Sistemi” işçilerde önemli bir endişe ve rahatsızlığa yol açmıştır. Kıdem tazminatının özüne yönelik herhangi bir düzenleme işçilerin verimliliğini, çalışma motivasyonunu olumsuz etkileyecek, iş barışını bozacaktır.  İşçiler için geleceğinin güvencesi olan kıdem tazminatının enflasyonla aşınmasına artık dur denilmeli, kıdem tazminatında hak kaybına neden olabilecek girişimler artık sona ermelidir” şeklinde konuştu.

Ramazan Ağar, TÜRK-İŞ eylem takvimini açıkladı Haber

Ramazan Ağar, TÜRK-İŞ eylem takvimini açıkladı

TÜRK-İŞ Genel Başkanı Yardımcısı Ramazan Ağar, 6 Ağustos da Başkanlar Kurulu’nda almış oldukları kararı deklare etti. İlkhaber Gazetesi'nden Bayram BULUT'un haberine göre; Adana’da bulunan TÜRK-İŞ Adana 4. Bölge Temsilciliği’nde basın toplantısı düzenleyen Ağar, almış oldukları kararları tek tek paylaştı.  Türk-İş’in 6 Ağustos’ta Türk-İş Başkanlar Kurulunda almış olduğu Türkiye çapında eylem planımızın hem nasıl yapılacağını, hangi günde yapılacağı hakkında bilgi vermek adına bölgelere dağılmış durumda olduklarını aktaran Ağar, “Çalışma hayatında büyük sıkıntılar olması nedeniyle, çalışma düzenin bozulması, kamuda işverenin büyük oranda dengesizleştiğinden dolayı, enflasyonun dengesiz seyir etmesinden dolayı, verginin büyük adaletsizlik olmasından dolayı, emeklilik sisteminin tamamen bozulmasından dolayı, kamuda çalışan taşeron işçilerinin hala kadroya alınmadığından dolayı, 696 sayılı kanun hükmünde kadroya geçen arkadaşlarımızın hala sıkıntılarının büyük oranda devam etmesinden dolayı, tasarruf genelgesinin yayınlanan kararlara tepkilerimizden dolayı, asgari ücretle değil bütün çalışanların ‘artık zordayız çalışamıyoruz’ feryatlarından dolayı bir arada bulunuyoruz” dedi. Yapacakları etkinlikler hakkında bilgiler veren Ağar, “Biz Adana bölgesinde Şırnak'ından, Antalya'sından, Kayseri'sinden, Niğde’sinden, Hatay'ından, Antalya'sından, Maraş'ından bu bölgelerde Türk İş’e bağlı sendikaların toplandığını söyledi.  20 Ağustos'ta 81 ilde Türk İş İl Temsilcilerimiz, Bölge Temsilcilerimiz, temsilcilerimiz, bölge temsilcilerimiz, dolayısıyla il binalarımızın önünde, bölge binalarımızın önünde büyük kitlesel basın açıklaması yapılacak. Bu seksen bir ilde yapılacak bir eylem planı. 26 Ağustos'ta saat on yedi otuzda Çerkezköy'de Türk İş Genel Başkanımızın başkanlığında büyük bir açık hava mitingi yapacağız. Yine üç Eylül'de Zonguldak'ta yine Türk İş Genel Başkanımızın başkanlığında büyük kitlesel açık hava mitingi yapacağız. Bu sıkıntılarımızla dile getireceğiz” ifadelerini kullandı. İnsanların büyük çoğunluğunun geçim sıkıntısı çektiklerini dile getiren Ağar, “Çalışan insanlarımız büyük oranda rahatsız. Geçinemiyoruz diyoruz, elbette geçiremiyoruz.  Ben Adana çocuğuyum.   Adana'da asgari ücretle çalışan işçi kardeşlerimizin ev kirası verdiğini, ayrıca bir evine eşya almışsa taksit verdiğini, bir düğüne giderken komşusunun, akrabasının düğüne giderken çeyrek altın götürdüğünü hatta bir çeyrek altın alıp da biriktirdiğini de bilen biriyim. Ama şimdi bir komşunuzun, bir arkadaşınızın düğününe giderken bile çeyrek altın götüremiyoruz. Çeyrek altın şimdi lüks oldu. Gram dahi götüremeyen arkadaşlarımız var. Bu düzen niye bozuldu? Sadece bir şikayetçi değiliz. Bu ülkede hem işçi arkadaşlarımız, çalışanlarımız, tam bu da özel sektör, memur arkadaşlarımız, hem emekli arkadaşlarımız, hem esnafımız, hem çiftçimiz, yani ülkenin yüzde yetmişini temsil eden insanlarımız rahatsızsa bu çalışma hayatında ülkemizde bir sorun vardır. Bu sorunu çözmekle elbette ki ülkemizi yönetenlerin bir çözüm bulmaları lazım. Herkes rahatsız. Şimdi bir tasarruf genelgesi yayınlandı. O tasarruf genelgesinde nerede tasarruf edildiğini ben hala çözmüş değilim.O tasarruf genelgesini iki defa, üç defa okudum. Kamuda servisler kaldırıldı” diye konuştu.    Ağar sözlerini şöyle sürdürdü; “Çalışanın, emeklinin hakkını arıyoruz. Sokaktaki enflasyonu en iyi biz biliyoruz. Üyelerimizin başta olmak üzere tüm emekçilerin taleplerini dile getiriyoruz. Emeğimizin karşılığı olan gelirimizin enflasyon verilerine kurban edilmesine karşı açık bir tavır alıyoruz. Bir kez daha belirtiyoruz. Hayat pahalı yüksek enflasyon, adaletsiz vergi sistemi, işsizlik kayıt dışı istihdam, güvencesiz çalıştırma sorunları altında ezilmeyeceğiz. Bozulan ekonominin bedelini biz ödemeyeceğiz. 616 sayılı kanun hükmünde kararla kadroya girilen işçilerin kanundan doğan haklarını aramaya devam edeceğiz. KİT'lerde ve kamuda taşeron işçilik kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Örgütlenmeler önündeki engelleri tek tek aşacağız. Bugün buradayız. Yarın Diyarbakır'dayız. Yarın İstanbul'dayız. Yarın İzmir'deyiz. Yarın Bursa'dayız, 14 Ağustos'ta Trabzon'da yine 14 Ağustos'ta Ankara'da olacağız. Bu tür planlarımızı görüşüp ondan sonra eylem planlarımızda da devam edeceğiz.”

Türk-İş: Açlık ve yoksulluk sınırı asgari ücreti geçti Haber

Türk-İş: Açlık ve yoksulluk sınırı asgari ücreti geçti

Türk-İş'in Temmuz ayı araştırması, Türkiye'de yaşayan milyonlarca insan için alarm zillerini çaldı. Artan gıda fiyatlarıyla birlikte açlık ve yoksulluk sınırı arasındaki makas giderek açılırken, asgari ücretin yeterli olmadığı bir kez daha ortaya çıktı. DÖRT KİŞİLİK BİR AİLENİN GIDA HARCAMASI 19 BİN TL'Yİ AŞTI Araştırmaya göre, Ankara'da yaşayan dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı, yani açlık sınırı Temmuz ayında 19 bin 234 TL'ye yükseldi. Bu rakam, asgari ücretin çok üzerinde bulunuyor ve ailenin temel ihtiyaçlarını karşılamakta bile zorlandığını gösteriyor.    YOKSULLUK SINIRI 62 BİN TL'Yİ AŞTI Sadece gıda değil, giyim, konut, ulaşım gibi diğer temel ihtiyaçlar için yapılan harcamalar da göz önüne alındığında, yoksulluk sınırı Temmuz ayında 62 bin 652 TL'ye ulaştı. Bu rakam, bekar bir çalışanın aylık yaşam maliyetinin ise 24 bin 901 TL olduğu anlamına geliyor. GIDA FİYATLARI HIZLA ARTIYOR Gıda fiyatlarındaki artış, açlık ve yoksulluk sınırındaki yükselişte en büyük etkenlerden biri. Son yedi ayda gıda fiyatları yüzde 33,28 oranında artarken, son bir yılda bu oran yüzde 64,99'a ulaştı. ASGARİ ÜCRET YETERSİZ KALDI Bu veriler, asgari ücretin yaşam maliyetlerine yetişmekte yetersiz kaldığını açıkça gösteriyor. Asgari ücretle çalışan bir ailenin, temel ihtiyaçlarını karşılaması neredeyse imkansız hale geldi.

Ergün Atalay, Türk- İş Başkanları ile bir araya geldi Haber

Ergün Atalay, Türk- İş Başkanları ile bir araya geldi

Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Türk-İş’e bağlı Sendika Başkanlarıyla bir araya geldi. Holiday Otel’de yapılan toplantıda Türk-İş Genel Başkan Yardımcısı ve Türkiye Yol-İş Sendikası Genel Başkanı Ramazan Ağar, Türk-İş 4. Bölge Başkanı Edip Gülnar’ın da hazır bulunduğu toplantıda Ergün Atalay, gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Taşeron çalıştırma ve vergi konularına dikkat çeken Atalay, iş hayatının en önemli sorunlarının başında taşeron ve vergi dilimindeki adaletsizlik olduğunu aktardı. İlkhaber Gazetesi'nden Firdevs ARSLAN'ın haberine göre; Yıllardır çözümü için uğraş verdikleri taşeron sorununun gündemlerinde ki yerini koruduğuna dikkat çeken Atalay, “Her fırsatta verilen sözlerin çözümü hususunda hükümet nezdinde görüşmelerimiz devam ediyor. Bizim ana gündemimizin diğer en önemli konusu ise, vergi kesintileri olacak, bu konu üzerine yoğunlaşacağız. Sadece Türk-İş olarak değil, diğer işçi sendikaları ile bir araya gelerek bir eylem planı hazırlayacağız, sonrasında Bölge Temsilciliklerinde, Şubelerimizde, Genel Merkezlerimizde açıklamalar yapacağız, yani üzerimize düşen ne varsa yapacağız. Onun için bizim bu seneki işimiz vergi kesintileriyle ilgili problemleri çözmek olacak.  Aslında bizim sıkıntılarımız hiç bitmiyor, muhakkak başka bir sorun çıkıyor karşımıza” diye konuştu. Türkiye’nin en çok üyeye sahip işçi konfederasyonunun Genel Başkanlığını yaptığını ifade eden Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, “Türk-İş makamı çok önemli, görev yaptığım süre içinde bu makamın hakkını vermeye çalışıyorum. İnsanım, beşerim, çalışmalarımda işçinin hakkını savunmada üzerime düşün ne varsa en iyisini, en adilini en hakkını vermeye çalışıyorum. Sizlerde 4 milyonluk bir ailenin temsilcilerisiniz bu duygularla hareket etmelisiniz” ifadelerini kullandı.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, TÜRK-İŞ'i ziyaret etti Haber

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, TÜRK-İŞ'i ziyaret etti

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Işıkhan, geçtiğimiz yıl içerisinde, çalışma hayatında katılımcı sosyal diyalog anlayışının en önemli temsil mekanizmaları olan; Üçlü Danışma Kurulu’nu, Kamu Personeli Danışma Kurulu’nu ve Ortak Paylaşım Platformu’nu gerçekleştirdiklerini ifade ederek, Çalışma Meclisi’nin ise bu platformlar arasında, en kapsamlı ve en kritik öneme sahip istişare meclislerinden biri olduğunu söyledi. "Beş yıllık bir aradan sonra Çalışma Meclisi’ni 29-30 Nisan 2024 tarihinde yeniden topluyoruz" Bakan Işıkhan, Çalışma Meclisi’nin en kapsamlı ve en kritik öneme sahip istişare meclislerinden biri olduğunu söyleyerek, “Bu meclis, ülkemizde 1947 yılından beri, çalışma hayatını ilgilendiren temel konulara ilişkin sorunları gündeme getirmekte ve hazırlanan politikaları tüm tarafların katkılarıyla hayata geçirmektedir. En son toplanan 12. Çalışma Meclisi, bildiğiniz gibi 2019 yılında, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın teşrifleriyle gerçekleştirilmişti. Beş yıllık bir aradan sonra Meclisi yeniden topluyoruz. 13. Çalışma Meclisi’ni de yine Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleriyle 29-30 Nisan 2024 tarihlerinde Ankara’da gerçekleştirmeyi planlıyoruz” dedi. 13. Çalışma Meclisi’nin gündeminin “Türkiye Yüzyılında Çalışma Hayatı: Emeğin, Sendikal Örgütlenmenin ve İstihdamın Geleceği” olarak belirlendiğini ifade eden Bakan Işıkhan, “Üç gün sürecek program boyunca; ilgili bakanlıklarımız, kamu kurum ve kuruluşlarımız, işçi, işveren ve kamu görevlileri sendikaları ve konfederasyonlarımız, akademisyenlerimiz, iş dünyamız, uluslararası kuruluşlar ve sivil toplum örgütlerinin temsilcilerinin katılımıyla çeşitli paneller düzenlenecektir. Bugün de davetimizi gerçekleştirmek üzere TÜRK-İŞ'i ziyarete geldik. Ülkemiz, çalışma hayatı adına çok büyük önem taşıyan bu ortak platformun şekillenmesinde TÜRK-İŞ camiasının da önemli katkılar sunacağına inanıyoruz” şeklinde konuştu. "Cumhuriyetimizin 100 yıllık birikiminin verdiği güçle birlikte, 2024 yılında kendimize yeni hedefler belirledik" Hedefler büyüdükçe, karşılarına çıkan engellerin de aynı oranda büyüyerek çeşitlendiğini söyleyen Bakan Işıkhan, “Ancak temelleri sağlam ekonomik ve sosyal altyapımız; her türlü engeli azim ve kararlılıkla, daha çok üreterek, daha çok çalışarak aşmamızı sağladı. Tüm bu badirelere, küresel salgınlara, savaşlara ve tüm finansal krizlere rağmen istikrarla büyüyen ekonomimiz, dünyada her geçen gün artan gücümüz, her geçen gün daha da güçlenen jeopolitik ve jeostratejik konumumuz bize, gerek ulusal gerekse uluslararası ölçekte büyük sorumluluklar yüklemeye devam ediyor. Mimarı Sayın Cumhurbaşkanımız olan, ülkemiz için önümüzdeki yüzyılın yol haritası niteliği taşıyan Türkiye Yüzyılı vizyon ve hedefi, bu sorumluluğun zorunlu bir sonucudur. Gerek ekonomik gerekse sosyal politikalarımızı küresel perspektifle şekillendiren bu sorumluluk, devlet ve millet olarak bizim, her bakımdan güçlü olmamızı gerekli kılmaktadır. Biz de bu gücü; çalışan ve üreten insanlarımızla büyüteceğimize inanıyoruz. Çalışma Meclisinde; pandeminin ve asrın felaketi olarak adlandırdığımız depremlerin, istihdam ve üretim noktasında sebep olduğu olumsuz etkileri en aza indirmek adına hayata geçirdiğimiz özel politikaları yeniden ele alacak, daha uzun vadeli çözümler üreteceğiz. Bu ve daha pek çok konunun kapsamlı olarak ele alınacağı 13. Çalışma Meclisimizin şimdiden hayırlara vesile olmasını diliyorum” diye konuştu. “İşçimizin, emekçimizin hakkının korunması, her zaman öncelikli meselemiz olmuştur” Bakan Işıkhan, önümüzdeki hafta 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla bu yılki kutlamaların, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılını ve Türkiye Yüzyılı’nı başlatan milat olması sebebiyle önceki yıllardan çok daha anlamlı, çok daha farklı bir atmosferde gerçekleştirileceğini dile getirdi. Bakan Işıkhan, “Hafta boyunca düzenleyeceğimiz çeşitli programlar eşliğinde, büyük ve güçlü Türkiye’nin çalışan, üreten, alın teri döken işçisiyle, emekçisiyle yediden yetmişe tüm vatandaşlarımızla birlikte emek dünyamızın bu özel gününü tam manasıyla idrak edeceğimiz bir gün olacak. Emek; bizim hem maddi hem de manevi dünyamızda müstesna bir yere sahip kutsal bir kavramdır. Bu hassasiyetle işçimizin, emekçimizin hakkının korunması, her zaman öncelikli meselemiz olmuştur. Sendikalaşma hakkından sosyal güvenliğe kadar her alanda öncelikle çalışanlarımızın menfaatlerini gözettik. Emeğin ve alın terinin müdafaasının da en az kendisi kadar önemli olduğunu bilerek, sendikal faaliyetlerin en büyük destekçisi yine biz olduk ve olmaya da devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. "Ülkemizin kalkınmasının en önemli gücü emekçilerimizdir" Bir taraftan emeğin hakkını korurken diğer yandan da bu hakkın istismar edilmesine hiçbir zaman müsaade etmediklerine dikkat çeken Bakan Işıkhan, “1 Mayıs’ı her yıl dönümünde, huzursuzluk gününe çevirmek isteyenler, çözümün ve uzlaşmanın değil; sadece sorunun bir parçası olmayı bilinçli bir şekilde tercih etmektedirler. Bunlar, emeği savunmak değil bunun istismarı peşinde oldukları gün gibi ortadadır. Hak, hukuk ve adalet kavramlarının sloganla değil icraatla tesis edilebileceğini unutmamalıyız. İşçilerimiz, emekçilerimiz; ideolojik sloganların değil, samimi icraatların muhatabı olmalıdır. Emekçilerimiz, bir yandan evine ekmek götürmenin derdindeyken, bir yandan da ülkemizin büyümesi için çalışıyorlar. Ülkemizin kalkınmasının en önemli güçlerinden birisi belki de en önemlisi; emekçilerimizdir. Dolayısıyla vatan-millet sevdasını yüreğinde barındıran işçilerimizin; ülkemize zarar verecek, ilerleyişimizi ve büyümemizi sekteye uğratacak, toplumu gerecek hiçbir eylemin içinde yer almaları mümkün değildir” şeklinde konuştu. Bakan Işıkhan, böyle zamanları toplumsal kaos için bir fırsat olarak görerek günün sonunda arkalarında bıraktıkları dağınıklığı yine emekçilere toplatan bir anlayışın iyi niyetinin sorgulanması gerektiğini söyleyerek, “Böyle zamanları, toplumsal kaos için bir fırsat olarak görerek günün sonunda arkalarında bıraktıkları dağınıklığı yine emekçilerimize toplatan anlayışın iyi niyeti sorgulanmalıdır. Bunlar eski Türkiye’de kalan icraatlardır. Bugünün öneminin farkında olan ve 1 Mayıs’ı temsil ettiği anlayışa ve ruha yakışır şekilde kutsal addettiğimiz emeğin ve dayanışmanın sembolü haline getirerek bayram olarak ilan eden yine Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki hükümetimiz olmuştur” ifadelerini kullandı. "İşçinin, emekçinin ve çalışanların alın teri Taksim Meydanı’na sığmayacak kadar büyüktür" İşçinin, emekçinin ve çalışanların alın terinin Taksim Meydanı’na sığmayacak kadar büyük olduğunu ifade eden Bakan Işıkhan, 1977 yılında Taksim Meydanı’nda kaybedilen 34 işçi ve emekçiyi de rahmetle yâd ettiğini ifade etti. Bakan Işıkhan, “Bildiğiniz gibi; 1 Mayıs’ta kaybettiğimiz canlarımızı Taksim’de anmak için sendikalarımıza, sınırla katılımlarına izin verilmektedir. Bu sebeple çalışan, üreten, büyüyen Türkiye’nin ortak değeri olan bu günü anlam ve önemine uygun şekilde tüm Türkiye olarak yediden yetmişe tüm vatandaşlarımızla birlikte, bütün meydanlarımızda, emeğin ve üretim olduğu her mecrada bir bayram havasında idrak edeceğiz” dedi.

Türk-İş 4. Bölge Temsilcisi Gülnar: Seçimden galip çıkan rahatsız edilmemeli, görevini en iyi şekilde yapması sağlanmalıdır Haber

Türk-İş 4. Bölge Temsilcisi Gülnar: Seçimden galip çıkan rahatsız edilmemeli, görevini en iyi şekilde yapması sağlanmalıdır

Türk-İş 4. Bölge Başkanı Edip Gülnar, 31 Mart Pazar Günü yapılan yerel seçimlere ilişkin açıklamasında,  "Seçimden galip çıkan rahatsız edilmemeli, görevini en iyi şekilde yapması sağlanmalıdır. Kişinin temel hak ve özgürlüğü üzerine yapılacak herhangi bir olumsuz girişim, ülkemiz demokrasinin yara almasına sebep olacaktır" dedi. Gülnar, açıklamasında, halkın oylarıyla seçilen belediye başkanlarını, meclis üyelerini ve muhtarları tebrik etti. Seçimlerde halkın hür iradesinin sandığa yansıdığını belirten Gülnar, çıkan sonuca herkesin saygı duyması gerektiğini ifade etti. Seçim sonrası kısır tartışmaların bitmesi ve gereksiz gündem oluşturarak ülke gündeminin meşgul edilmemesini istedikleri dile getiren Türk-İş 4. Bölge Başkanı Gülnar, "Bundan sonra olması gereken, seçilen belediye başkanlarının bulundukları ilde, ilçede ve beldelerde halka vaat ettiği projeleri zaman kaybetmeden hayata geçirmeye başlamasıdır" dedi. Demokrasi şöleni havasında geçen seçimde ortaya çıkan sonuçlara yapılan itirazların hoş olmadığını savunan Gülnar, şunları kaydetti: "Kim olursa olsun, kaybedenler sorunu kendi içinde aramalıdır. Seçimden galip çıkan rahatsız edilmemeli, görevini en iyi şekilde yapması sağlanmalıdır. Kişinin temel hak ve özgürlüğü üzerine yapılacak herhangi bir olumsuz girişim, ülkemiz demokrasinin yara almasına sebep olacaktır. Huzursuzluğa yol açacak, halkın hür iradesiyle verdiği oylara ipotek koymaya çalışmak, kim olursa olsun siyasi ahlaka yakışmayan bir girişim olarak siyaset sahnesinde yerini alacaktır." Gülnar, başta Adanalı hemşerileri olmak üzere Türk-İş Konfederasyonuna bağlı sendikaların yönetim kadroları ve üyelerinin Ramazan Bayramı’nı da kutladı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.