TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası

İLKHABER-Gazetesi - TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Tayakısı: Ziraat Mühendislerinin hakları korunmalı Haber

Tayakısı: Ziraat Mühendislerinin hakları korunmalı

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Ahencan Tayakısı, 24 Kasım’da gerçekleştirilen Bitki Koruma Ürünleri (BKÜ) Bayi veya Toptancılık Sınavı’nın, amacına uygun olmayan, bitki koruma uygulamaları ile ilgisi olmayan sorularıyla ziraat mühendislerini mağdur ettiğini söyledi. Amacına uygun olmayan sınav ve sınava giren diğer meslek gruplarının da olmasının sınavın mesleki yeterliliği ölçen bir yapıda olmadığına işaret ettiğini belirtti.  “BKÜ sınavını Ziraat Mühendisliği mesleği açısından etik bulmuyor ve esefle kınıyoruz” Ahencan Tayakısı, “İklimsel şartların dikkate alınmadan sınavın tek merkezde, karasal iklimin en sert yaşandığı Ankara’da yapılması, meslektaşlarımızın sınava ulaşımını ve katılımını daha da zorlaştırmıştır. Hatta olumsuz hava koşulları nedeniyle ulaşımda sorun yaşayan bazı meslektaşlarımız sınava girememiştir. Ayrıca Ankara dışından sınava girecek meslektaşlarımızın, sınav giriş ücreti dışında gidiş dönüş ulaşım bedeli, konaklama ve yemek bedelleri de mağduriyet yaşatarak, eşitlik ve adalet ilkelerine aykırı bir tablo oluşturmuştur. Tarım ve Orman Bakanlığına sesleniyoruz. BKÜ sınavını Ziraat Mühendisliği mesleği açısından etik bulmuyor ve esefle kınıyoruz. Nasıl bir insan sağlığı açısından kullanılacak ilaçlara müdahil olamıyor isek, bitki sağlığı açısından da kullanılacak ilaçlara başka meslek grupları müdahil olmamalıdır. Öncesinde olduğu gibi bitki sağlığı ve mücadelesi derslerini almış Ziraat Mühendisleri sınavsız olarak mesul müdürlük belgesi almalıdır” şeklinde konuştu. “Ziraat mühendislerinin hakları ve tarımın geleceği için adil uygulamalar talep ediyoruz” Ziraat mühendislerinin, üreticilerin kaliteli ve güvenli üretim yapmasını sağlamak için çalıştığını belirten Tayakısı şunları söyledi:  “Biz ziraat mühendisleri, üreticinin kaliteli ve güvenli üretim yapması için uğraş vermenin dışında, tüketicilerin uygun ve güvenli gıdaya ulaşmasını sağlamak, ihracatta yaşanacak sorunların önüne geçebilmek, kısacası ülkemiz tarımına katkı sağlamak adına büyük bir özveriyle çalışmaktayız. Mesleğimizin onuru için BKÜ bayi ve toptancılık sınavının iptalini ayrıca Ziraat Mühendisliği dışındaki diğer meslek gruplarına (Eczacı, Kimya Mühendisi, Kimyager, Orman Mühendisi, Orman Teknikeri) BKÜ bayi ve toptancılık yetkisinin verilmemesini istiyoruz. İllaki sınav diretiliyorsa; yetkililerden, BKÜ sınav sürecine ilişkin şeffaflık sağlanmasını, soruların meslek pratiğine uygun şekilde hazırlanmasını ve sınavın daha erişilebilir hale getirilmesini talep ediyoruz. Ayrıca, sınavların ülke genelinde daha fazla merkezde yapılmasının sağlanarak ulaşım sorunlarının ortadan kaldırılmasını önemle vurguluyoruz.”  

Baki Remzi Suiçmez: Süt varsa, yaşam var Haber

Baki Remzi Suiçmez: Süt varsa, yaşam var

Sütün, tüm canlılar üzerindeki zorunlu besleyici etkisi ve rolüne dikkat çeken TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez, “Stratejik öneme sahip en önemli gıda ürünleri arasında yer alan süt ve süt ürünlerinin yeterli miktarda tüketimini sağlayabilecek yeterli süt ve süt ürünleri üretiminin sağlıklı ve sürdürülebilir bir biçimde yapılabilmesi için dünyadaki ve ülkemizdeki tüm gelişmelerin izlenmesi kadar, mevcut ve oluşabilecek yeni sorunlara yönelik hızlı ve somut çözümlerin gecikmeden yaşama geçirilmesini sağlayacak yeni bir tarım ve gıda sistemine ihtiyaç var.. Biliyoruz ki, üretmezsek, tüketemeyiz. Süt varsa, yaşam var” dedi. İlkhaber Gazetesi'nden Serhat ŞANLI'nın haberine göre; Dünyada her geçen gün nüfus artışına paralel olarak gıda ihtiyacı da artıyor. Bununla beraber, insan beslenmesinde önemli yer teşkil eden ve et, süt, süt ürünleri gibi birçok ihtiyacın kaynağı olan hayvancık da geçmişte olduğu gibi günümüzde de büyük önem taşıyor. Hayvancılık, başta hayvansal gıda üretimi ile beslenmenin yanında hayvancılığa dayalı sanayi sektörüne ham madde sağlama yem sanayi, süt ve süt ürünleri sanayi, dericilik, veteriner ilaç ve hayvancılık ekipmanları vs. gibi istihdam olarak da büyük rol oynuyor. Son yıllarda özellikle maliyetlerdeki artış, üreticinin para kazanamaması hayvancılık sektöründe uzaklaşmaya neden oluyor. 2020 yılında 23 milyon 503 bin ton olan süt üretimimiz, 2023’te ise 21 milyon 480 bin tona gerilemiş durumda.. Sür ve süt ürünleri hakkında önemli açıklamalarda bulunan TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez, “İnsanlık tarihinde toplayıcılık ve avcılıktan bitkisel ve hayvansal üretime geçişle birlikte sütün dünyada en yaygın üretilen ve en değerli tarımsal gıda ürünlerden biri olduğu bilinmektedir. Süt, içeriğindeki temel besin maddelerin güçlü karışımı ile insan beslenmesi ve sağlığı kadar, ülkelerin ekonomik gelişimleri için de son derece önemli bir gıda ürünüdür.” Dedi. Sütün, tüm canlılar üzerindeki zorunlu besleyici etkisi ve rolü olduğuna değinen Suiçmez, “Stratejik öneme sahip en önemli gıda ürünleri arasında yer alan süt ve süt ürünlerinin yeterli miktarda tüketimini sağlayabilecek yeterli süt ve süt ürünleri üretiminin sağlıklı ve sürdürülebilir bir biçimde yapılabilmesi için dünyadaki ve ülkemizdeki tüm gelişmelerin izlenmesi kadar, mevcut ve oluşabilecek yeni sorunlara yönelik hızlı ve somut çözümlerin gecikmeden yaşama geçirilmesini sağlayacak yeni bir tarım ve gıda sistemine ihtiyaç var.. ÜRETEMEZSEK, TÜKETEMEYİZ Sütün, tüm canlılar üzerindeki zorunlu besleyici etkisi ve rolü bir gerçektir. Tüketici olarak süte rafta yeterince ve ucuz ulaşabilmeyi beklerken, sürekli artan girdi fiyatları, yetersiz ve geç ödenen desteklerle süt üreticisinin ahırda ve ağılda ne kadar sürdürülebilir üretim yapabileceğinin tartışıldığı ve tartışılması gerektiği günümüzde, süt sektörünün mevcut durumunun ve potansiyelinin ne kadar farkındayız? Sektörün güçlenmesini bırakın, sürekli artan üretim maliyetleriyle süt üreticisi ne kadar sürdürülebilir üretim yapabilir? Düşünelim, sorgulayalım, tartışalım. Biliyoruz ki, üretmezsek, tüketemeyiz.” Diye konuştu. Süt üretim maliyetlerini etkileyen en büyük unsurun yen maliyeti olduğunu ve çözüm mevcut serbest piyasa ortamında kamunun gerekli ve zamanında müdahaleleri ile tarım ve gıda sistemini üretimden tüketime gerçekten sürdürülebilir kılmasından geçtiğine dikkat çeken TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez şu açıklamalara yer verdi; “OECD ve FAO Tarımsal Durum Raporu’na göre; küresel süt üretiminin yaklaşık yüzde 93'ü taze, işlenmemiş veya hafif işlenmiş (pastörize, fermente vb.) süt ürünleri şeklinde ülke içinde tüketilmektedir. Dünya genelinde süt ürünleri sektörlerinde marjinal verimliliğin artacağı ve bunun da taze süt ürünlerinin gerçek fiyatlarında kademeli bir düşüşe yol açacağı varsayılmaktadır. 2021 ve 2022 yıllarındaki yüksek uluslararası fiyatlar, yüksek talep, yüksek girdi maliyetleri ve büyük ihracatçılardan kısıtlı arz yaratmasından kaynaklanmıştır. Tedarik zincirindeki aksamaların hafiflemesi ve marjinal maliyetlerin azalmasıyla birlikte uluslararası süt ürünleri fiyatlarının kısa vadede düşmesi ve uzun vadede COVID-19 öncesi eğilime dönmesi beklenmektedir. 2022'de dünya süt üretimin 935,9 milyon ton civarında olduğu ve gelecek 10 yılda dünya sığır varlığıyla birlikte süt ve süt ürünleri üretiminin et üretimindeki artışı da aşarak yüzde 14 oranında artacağı tahmin edilirken, ülkemizde durum ne olacak? Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Ekonomi ve Politika Geliştirme Enstitüsü (TEPGE) 2023 Süt ve Süt Ürünleri Durum Tahmini Raporu’na göre; Türkiye, 2022 yılında 21,6 milyon ton süt üretimi ile dünya sıralamasında 8., AB ülkeleri arasında 3. en büyük süt üreticisi ülkedir. TÜİK’e göre; 2022 yılında 21 milyon 563 bin 492 ton olan çiğ süt üretimi, 2023 yılında yüzde 0,4 azalarak 21 milyon 481 bin 567 ton oldu. Bu üretimin yüzde 92,9'unu inek sütü, yüzde 4,3'ünü koyun sütü, yüzde 2,5'ini keçi sütü ve yüzde 0,2'sini manda sütü oluşturmaktadır. Hayvansal üretim mutlaka hayvancılığa dayalı bitkisel üretimle birlikte değerlendirilmelidir. Sağlıklı ve sürekli süt ve et üretimi için “yem-süt-et” bütünü birlikte değerlendirilmelidir. Çiğ süt fiyatını etkileyen en önemli faktör çiğ süt maliyetidir. Süt üretim maliyetlerini etkileyen en büyük unsur ise yem maliyetidir. Üreticinin kâr ederek üretime devam edebilmesi için “çiğ süt-yem paritesi” 1/1.5 olmalı, yani 1 litre süt satıldığında 1.5 kg yem alınabilmelidir. Ulusal Süt Konseyi’nin 2024 yılı Ocak ayından bugüne 3 kez açıkladığı çiğ inek sütü tavsiye fiyatı litre başına 11,50 TL, 13,50 TL ve 14,65 TL. Girdi olarak geçen yıl Mart ayına göre mazotun yüzde 98, karma yemin yüzde 40, veteriner harcamalarının yüzde 165 arttığı bir ortamda baskılanan ve gecikerek güncellenen bu fiyatlar gerçekleşen maliyetin altında olup, kesintileri düşünce özellikle küçük üreticiler zarar etmektedir. Ülkemizde geçmiş yıllardan günümüze 0.8-1.3 arasında değişen parite nedeniyle kâr edemeyen üretici alandan çekilmektedir. Hayvanların yem gereksiniminin daha nitelikli ve ucuza karşılanması için önemli kaynaklardan biri mera alanlarımız maalesef amacı dışında kullanıma açılarak azalmaktadır. Yem bitkisi üretim alanlarımız artmazken, bu yıl yem bitkilerine verilecek mazot ve gübre desteği artırılmamıştır. Yemin önemli ölçüde dışa bağımlı olması sonucunda hayvan yetiştiriciliği maliyetleri sürekli artmaktadır. Çiğ süt referans fiyatının baskılanıp dışa bağımlı hale gelen yem fiyatlarının sürekli arttığı bir ortamda süt hayvanları kesime gitmektedir. Süt krizi, et krizini tetiklemekte, kırmızı ette artan tüketici fiyatlarını düşürmek için dışarıdan canlı hayvan ve hazır et ithalatı yapmak çözüm olamamaktadır. Tarımsal ve de işlenmiş gıda üretimin çok önemli bir parçası olan süt sektörünün, ülkemiz halkının beslenmesi için gelecekte sürdürülebilir üretime devam etmek için çaba harcadığı, bir gerçektir. Diğer bir gerçek de artan küresel üretim ve tüketim eğilime paralel olarak gıda güvenilirliğini ve güvencesini sağlamakla yükümlü resmi kurumların, sektör üzerindeki finansal yükü azaltması ve kırsal alanda üretimin devamlılığını sağlaması gerektiğidir. Et Balık Kurumu, Süt Endüstrisi Kurumu, Yem Sanayi özelleştirilip kapatılınca alan serbest piyasanın insafına terk edilmiştir. Sonradan kurulan Ulusal Süt Konseyi ile Et Süt Kurumu piyasayı üretici ve tüketici lehine düzenleyememektedir. Kamunun düzenleme ve denetleme görevini etkin bir şekilde yapmasına yönelik kurumsal yapılar yeniden gündeme gelmelidir. Çözüm; mevcut serbest piyasa ortamında kamunun gerekli ve zamanında müdahaleleri ile tarım ve gıda sistemini üretimden tüketime gerçekten sürdürülebilir kılmasından geçmektedir. Süt üreticilerin kurduğu demokratik, özerk, güçlü kooperatifler ile üretime devam etmesi, kendi ürettiklerini işlemesi, pazarlaması, demokratik güçlü tüketici kooperatifleri ile gıda tedarik zincirinin kısaltılması, üreticinin ürününden para kazandığı ve tüketicinin sağlıklı ucuz gıdaya/süte/ete erişebildiği sistemleri kurmaktır.

Korkut: Pamukta dışa bağımlılık sürüyor Haber

Korkut: Pamukta dışa bağımlılık sürüyor

ALİ GÜRELİ ADANA (İLKHABER) - TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Feyzullah Korkut, Türkiye'nin pamukta dışa bağımlılığının uzun yıllardır devam ettiğini ve sadece 2022 yılında yaklaşık 5 milyar dolarlık pamuk ithal edildiğini belirtti. Pamuk üretiminin artırılması için girdi maliyetlerinin düşürülmesi ve gerçek anlamda desteklenmesi gerektiğini vurgulayan Korkut, 2022 yılında Türkiye'de 5,7 milyon dekarlık alanda 2,75 milyon ton kütlü pamuk üretildiğini ve bununla birlikte 1 milyon 17 bin 500 ton lif pamuk elde edildiğini açıkladı. 2022 YILINDA 2,75 MİLYON TON KÜTLÜ PAMUK ÜRETİLDİ Pamuğun yüksek katma değer taşıyan bir ürün olduğuna vurgu yaparak, asıl ve yan ürünlerinin yaklaşık otuz farklı sanayi sektörüne ham madde sağladığını vurgulayan Korkut, 2022 yılında üretilen 2 milyon 750 bin ton kütlü pamuktan sadece 1 milyon 17 bin 500 ton lif pamuğun yanı sıra 1 milyon 650 bin ton çiğit elde edildiğini paylaştı. Türkiye'nin pamuk üretiminde öncü olan illeri sıralarken, Şanlıurfa (%40), Diyarbakır (%15), Aydın (%10), Hatay (%9), İzmir (%6) ve Adana (%5) gibi altı ilin 2022 yılı pamuk üretiminin %85'ini karşıladığını belirtti. Çiftçilerin tohum, gübre, ilaç, mazot ve elektrik gibi temel maliyetlerini karşılayabilmesi için bu unsurların sübvanse edilmesinin gerekliliğine vurgu yapan Korkut, çiftçilerin geleceğe yönelik plan yapabilmesi ve pamuk üretimine devam edebilmesi için tahmini taban fiyatın önceden açıklanması ve desteklemelerin avans olarak ödenmesinin pamuk ekim alanının artmasına katkı sağlayabileceğini belirtti. Son olarak, ithalat nedeniyle kaybedilen dövizin yerel ekonomide kalması ve pamuk üreticilerinin tekrar pamuk ekmeye yönlendirilmesi amacıyla iyi bir planlama ve gerçekçi desteklemelerin önemine değindi. 2023 YILI KÜTLÜ PAMUK MALİYET TABLOSU MASRAF UNSURLARI BİRİM FİYAT ÜRÜN TL/da TARLA KİRASI 2.500,00 TOHUM BEDELİ 3 kg 72,00 216,00 AKARYAKIT GİDERİ 25 lt 23,40 585,00     GÜBRE BEDELİ 50 kg 20.20.0  (50*10,70) 535,00     1.145,00 40  kg AMONYUM SÜLFAT (40*7,00) 280,00 30  kg ÜRE (30*11,00) 330,00 SU BEDELİ 156,00 ZİRAİ  MÜCADELE GİDERLERİ 1.600,00 SULAMA  İŞÇİLİĞİ YÖVMİYESİ 1 300,00 300,00 ÇAPA, SEYRELTME İŞÇİLİĞİ  YÖVMİYESİ 2 300,00 600,00 HASAT  VE NAKLİYE 750,00 MASRAFLAR TOPLAMI 7.852,00 YAPILAN  MASRAFLARIN  NORMAL FAİZİ 14% 1.099,28 GENEL İDARE GİDERLERİ VE  AMORTİSMAN 5% 392,60 GENEL  TOPLAM (TL/da) 9.343,88 ORTALAMA  VERİM (kg) 430 1  kg KÜTLÜ PAMUK MALİYETİ 21,73 ÜRETİCİ KARI 35% 7,61 OLMASI  GEREKEN FİYAT 29,34

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.