tip Haberleri - Son Dakika tip Haber Güncel Gelişmeler

2024 TUS 2. dönem yerleştirme sonuçları açıklandı!

2024 Tıpta Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı (TUS) 2. dönem yerleştirme sonuçları, ÖSYM tarafından erişime açıldı. 21-31 Ekim tarihleri arasında yapılan tercihlerin ardından, adaylar yerleştirme sonuçlarını öğrenmek için ÖSYM’nin resmi internet sitesini ziyaret edebilirler. TUS 2. Dönem Yerleştirme Sonuçları Nasıl Öğrenilir? ÖSYM, 2024 TUS 2. dönem tercih sonuçlarını 5 Kasım 2024 tarihinde saat 11:30 itibarıyla ilan etti. Adaylar, T.C. kimlik numaraları ve aday şifreleriyle https://sonuc.osym.gov.tr adresinden yerleştirme sonuçlarını sorgulayabilirler. Boş Kontenjanlar ve Taban Puanlar TUS 2. dönem yerleştirme sonuçlarının yanı sıra, boş kontenjanlar ve taban puanları da adaylar için duyurulmuştur. Bu bilgilere ÖSYM’nin resmi web sitesi üzerinden ulaşılabilir. Yerleştirme sonuçlarına dair daha fazla bilgi ve boş kontenjanlar için, TUS 2. Dönem Yerleştirme Sonuçları sorgulama ekranını ziyaret edebilirsiniz. TUS/2 Boş Kontenjanlar ve Taban Puanları İçin Tıklayın

Dünyada ilk kez görülen 'Giresun Sendromu' nedir?

Giresun Eğitim ve Araştırma Hastanesi, dünya çapında yankı uyandıran bir şifa başarısına imzası attı. Tüm organların yer değiştirmesi ve siroz salgınlarındaki gelişmelerle tanımlanan 'Giresun Sendromu', tıp dünyasında büyük ilgi topladı. Bu durum, literatürde geçen nadir ve ilk vaka olarak kaydedildi. Dünyada İlk Kez Görülen 'Giresun Sendromu' Tıp Literatürüne Girdi Giresun'da tıp dünyasında ses getiren bir vaka ortaya çıktı. Giresun Eğitim ve Araştırma Hastanesi doktorları, tüm organların yer değiştirmesi ve buna bağlı olarak siroz arızaları bir hastayı tanımlayarak tıp literatürüne 'Giresun Sendromu' adıyla kazandırıldı. Hastalığı dünyada ilk kez risk ekibi, bu nadir durum ulusal ve uluslararası kongrelerde sunarak bilim dünyasının odağına dikkat çekti. 'GİRESUN SENDROMU' NEDİR? Gastroenteroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Cumhur Dülger , yaptığı açıklamada, bu vakanın dünya tıbbında eşi benzeri olmadığını belirtti, "Dünyada ilk defa tüm organları ayna görüntüsünde ters dönmüş bir hastamızda kalp ameliyatına bağlı siroz tekniği. Bu vakayı tıp literatürüne kazandırıldı ve 'Giresun Sendromu' adını verdik" dedi. Organların yerleşiminin en düşük düzeyde olduğu, ancak bu vakada tüm organların yer değiştirdiğini ve buna ek olarak siroz özelliklerini vurgulayan Dülger, "Bu masraflar normal kapasitelerinde çalışamıyor, yürüyemiyor ve ömürleri kısalıyor. Dr. Gökhan Aydın , belirtilerin göstergeleri hakkında bilgi verir, "Hasta, kalp sirozu ile başvurdu. En önemli belirtiler arasında nefes darlığı, kalpte akıcı ve halsizlik mevcut. Hastanın tüm organlarının yer değiştirdiğini fark ettik ve literatürde saklandığını anladık" dedi. Aydın, literatürde benzer bir vaka durumunu ifade ederek tedavi sürecini büyük bir dikkatle yaklaştıklarını belirtti. Başhekim Dr. Fazlı Kulaklı ise bu başarının Giresun'un adını dünyaya duyurduğunu belirterek, "Bir sendromun elde edilmesi çok zor, ancak Giresun'dan çıkan bu başarı, tıp dünyasında büyük bir yankı uyandıracak.

2024 Nobel Tıp Ödülü sahibi Victor Ambros kimdir?

2024 Nobel Tıp Ödülü’nü kazanan Victor Ambros, hayatı ve kariyeriyle ilgili merak edilen birçok soruyu yanıtlıyor. Bilim dünyasında önemli bir figür haline gelen Ambros, mikroRNA alanındaki çalışmalarıyla bu prestijli ödülü kazandı. Victor Ambros Kimdir? Victor R. Ambros, 1953 yılında ABD'nin New Hampshire eyaletinde dünyaya geldi. Lisans eğitimini 1975 yılında Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nde (MIT) biyoloji alanında tamamladıktan sonra, 1979 yılında aynı üniversiteden doktorasını aldı. Eğitim hayatı boyunca gösterdiği başarılar, onu genetik ve moleküler biyoloji alanında önemli bir isim haline getirdi. Ambros, 2008 yılından bu yana Massachusetts Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde görev yapıyor. Burada yaptığı çalışmalar, mikroRNA’ların gen düzenlemesi ve hücresel işlevler üzerindeki etkilerini araştırarak tıp alanına önemli katkılarda bulundu.

TİP Adana'da Can Atalay için açıklama yaptı, çok sayıda kişi destek verdi

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Adana İl örgütü Hatay Milletvekili Can Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesiyle ilgili İnönü Parkı’nda basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya çok sayıda STK ve kişi destek verdi. TİP Hatay Milletvekili Atalay'ın Anayasa Mahkemesi'nin ihlal kararına rağmen, Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından hukuka aykırı bir biçimde milletvekillği düşürüldü. Atalay için verilen karara Adana'da da sivil toplum kuruluşlarından ve çok sayıda kişiden tepki yağdı. İLK OLARAK CAN ATALAY'IN MEKTUBU OKUNDU Grup, İnönü Parkı'nda Atalay için açıklama gerçekleştirdi. Açıklamada TİP Adana İl Başkan Yardımcısı Azad Baran Emiroğlu, Can Atalay'ın konuyla ilgili yazdığı mektubunu okudu. Sonrasında söz alan Kesk Dönem Sözcüsü Belgin Işık, Atalay'ın vekilliğinin düşürülmesine ilişkin tepkisini dile getirdi. Işık, "Can Atalay, sadece bir avukat, sadece bir milletvekili değildir. Muktedirleri rahatsız eden bir hak savunucudur da aynı zamanda" dedi. IŞIK: RAHATI BOZULANLAR CAN ATALAY'A DÜŞMANCA TUTUM İÇİNE GİRMİŞLERDİR Can Atalay'ın nerede bir hak ihlali, nerede bir çaresizlik, nerede bir acı varsa orada bulunduğunu dile getiren Işık, "Çare olmak için hem hukuki destek veren bir avukat olmuş hem de sorunları görünür kılmak ve çözümünü sağlamak için yetkilileri ve kamuoyunu harekete geçirmeye çalışan bir eylemci olmuştur. Rahatsız ettiği için rahatları bozulanlar, Can Atalay’a düşmanca tutum içine girmişlerdir. Bu ülkenin ağacına, suyuna, hayvanına, insanına, sinemasına, korusuna, kitabına, gazetecisine, yazarına sahip çıkmış, kimi zaman savunuculuk kimi zaman örgütleyicilik rolünü üstlenmiştir" şeklinde konuştu. IŞIK: BU HAKSIZLIK CAN ATALAY NEZDİNDE TÜM TOPLUMA YAPILMIŞTIR Işık, Can Atalay'ın Soma Faciası, Ermenek maden kazası, Hendek Fabrikası patlaması, Aladağ yangını, Çorlu tren kazası, yapılaştırılmasına direnen Validebağ Korusu gönülleri, Taksim Dayanışması gibi Türkiye'deki birçok toplumsal davada avukatlık yaptığını hatırlattı ve konuşmasının devamında şunları söyledi: "Rahatları bozulanlar, Can Atalay’ı Gezi Parkı davasında 2022'de 18 yıl hapis cezasına çarptırmış olmasına rağmen 2023 genel seçimlerinde Türkiye İşçi Partisinden Hatay milletvekili seçilmiştir. 30 Ocak 2024 tarihinde tutukluluğu hakkında Anayasa Mahkemesinin iki kez hak ihlâli kararı vermesine rağmen milletvekilliği mecliste bir yazı okutularak hukuksuzca düşürülmüştür. Hâlen Silivri Cezaevi'nde bulunan Hatay Milletvekili Can Atalay’ın nezdinde tüm topluma yapılan bu haksız, adaletsiz, anayasasızlığa yol açan bu tutum ve halkın iradesini, anayasayı yok sayan bu darbe zihniyeti karşısında bizler KESK olarak adalet, hukuk, emek, özgürlük, demokrasi, laiklik ve eşitlik için birleşik mücadelemizle direneceğimizi buradan dile getirmek istiyoruz." KAYA: BU ÜLKEDE DEMOKRASİ KIRINTISI KALMAMIŞTIR Sol Parti Adana İl Başkanı Halil İbrahim Kaya'da, "Bu ülkede artık demokrasi kırıntısı kalmamıştır" cümlesini kullandı. Kaya, Can Atalay'ın özgürlük için birleşme çağrısında bulundu. METİN: ANAYASA MAHKEMESİ KARARINA UYMAMAK KÖTÜ SONUÇLAR DOĞURUR ÇHD İl Başkanı Baran Taygun Metin, "Süreç hakkında hukuki açıdan sönlenecek o kadar çok şey var ki..." dedi ve bu ülkede hiçbir zaman hukuk olmadığını söyledi ve Anayasa Mahkamesi kararına uyulmamasının kötü sonuçlar doğuracağını dile getirdi. ÖKTEN: CAN ATALAY TÜM TÜRKİYE'NİN VEKİLİDİR Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi adına kısa bir konuşma yapan Türk Tabipler Birliği 2. Başkanı Ali İhsan Ökten, "Dün TBMM'de demokrasi adına kara bir gün yaşandı. Can Atalay'ın milletvekilliği düşürüldü. Halkın oylarıyla seçilmiş Can Atalay'ın hukuksuz bir kararla vekilliği düşürüldü. Can Atalay bundan sonra sadece Hatay'ın değil, Adana'nın da, İstanbul'un da, Ankara'nın da milletvekilidir. Kısaca Can Atalay, tüm Türkiye'nin milletvekilidir. Bundan sonraki dayanışmamızı büyütmemiz gerekir. Bu sorun demokrasi, hak, hukuk ve anayasasızlaştırma sorunudur."

TİP bir kez daha "Can Atalay için özgürlük" istedi

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Adana İl Örgütü Can Atalay’ın tutukluluk halinin devam etmesiyle ilgili Atatürk Parkı’nda açıklama gerçekleştirdi. Açıklamayı TİP Adana temsilcilerinden Tufan Ünlüeser yaptı. Ünlüeser, bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm mücadelesine sahip çıkanlara yapılan zulmün bitmediğini ve hala devam ettiğini kaydetti. Can Atalay’ın esareti için adalet nöbeti tutmak adına burada toplandıklarının altını çizen Ünlüeser, “Bugünün bir özelliği daha var. Can’ın amcası Şerafettin Atalay’ın katledilişinin de yıldönümü. 53 yıl önce bugün, 27 Ocak 1971 de TİP Amasya İl Başkanı Şerafettin Atalay faili belli bir biçimde katledildi. Dün Türkiye’de faili belli cinayetleri yapanların yerini bugün din tüccarı, sermaye uşağı bir çete düzeninin elemanları almıştır” şeklinde konuştu. Amca Şerafettin Atalay’ı susturduğunu sanan düzenin bugün yeğen Can Atalayı’da susturmaya çalıştığını söyleyen Ünlüeser, konuşmasını şu şekilde sonlandırdı: “Gezi’nin ve insan olmanın ruhu dün Amasya’da, İstanbul’da bugün ülkenin her yerinde dolaşmaktadır. Susmuyoruz, gitmiyoruz, buradayız.” Açıklamanın ardından grup Atatürk Parkı’nda oturma eylemi gerçekleştirdi.

Türkiye İşçi Partisi’nden emekli maaşıyla ilgili açıklama

Tip Çukurova İlçe Örgütü Adana’da İnönü Parkı’nda emekli maaşlarıyla ilgili açıklama gerçekleştirdi. Açıklamayı Tip Çukurova İlçe Örgütü adında Şenay Özkan yaptı. Özkan, “Bugün burada Türkiye İşçi Partisi Çukurova İlçe Örgütü olarak emeklilerimizle birbirimizin sesine ses olmak, hep birlikte sesimizi yükseltmek, iktidarın emekliye reva gördüğü sadaka gibi bir artışı değil hakkımız olanı almak adına bir kere daha haykırmak için toplandık” dedi. 2002 yılının en düşük emekli maaşı asgari ücretin yüzde 24 üzerindeyken bugün tam yüzde 40 altında kaldığına vurgu yapan Özkan, “Her yeni güne yeni zamlarla uyandığımız, 17 bin TL asgari ücretin dahi açlık sınırının altında kaldığı bir yerde emeklilerin durumu ne yazık ki vahimdir” şeklinde konuştu. Ömrünü çalışmakla geçiren emeklinin en rahat etmesi gereken bu dönemde rahat olamadığının altını çizen Özkan, “Rahatlaması söz konusu bile değilken gezip eğlenmesi, seyahat etmesi, torunlarına hediye alması, okuması, sosyal aktivitelerde bulunması imkansız hale geldi. Emeklilerin en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz bir duruma sokularak adeta açlıkla sınanması reva mıdır?” cümlelerini kullandı. Özkan, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “İnsan onurunu yerle bir eden, günlük harcaması 35 milyon yani 3 bin 500 emeklinin maaşına karşılık gelen saray rejiminin emeklisine reva gördüğü yüzde 5’lik artışı da aklımızla dalga geçercesine “Emekliler yılı” ilan edilen bu yılı da kabul etmiyoruz. Görünen o ki kimse bize hakkımız olanı öylece vermeyecek. O yüzden artık susmayacağız ve hakkımız olanı alana kadar haykıracağız. İşçiler, emekliler her birimiz kendi sendikalarımızda örgütleneceğiz. Tüm bu süreçlerde TİP olarak geçmişte olduğu gibi bugün de emeklilerimizle, emekçilerimizle yan yana omuz omuza yürümeye devam edeceğiz. Birleşe birleşe kazanacağız.”

Dünyada ilk: Kalp damar hastalıkları için spesifik "gen" grupları inceleniyor

Her yıl dünyada 17 milyon civarında insanın ölümüne neden olan kalp ve damar hastalıklarıyla ilgili çalışmaya başlayan Mersin Üniversitesi (MÜ) Tıp Fakültesi Tıbbı Biyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serdal Arslan, "Projemiz kardiyovasküler hastalıklarla ilgili dünyada ilk yapılan çalışma. Bu çalışmada kalp tıkanıklığına sebep olan damarlardaki spesifik genleri araştırmayı hedefliyoruz. Kalp damarının tıkanmasına neden olan bu genleri tespit ettiğimizde spesifik ilaç hedeflerini tespit etmiş olacağız" dedi. MÜ Tıp Fakültesi Tıbbı Biyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serdal Arslan ile kardiyologlar, kalp-damar cerrahları başta olmak üzere alanında uzmanlardan oluşan ekip TÜBİTAK desteğiyle kalp damarının tıkanmasına neden olan genler üzerinde çalışma başlattı. 3 yıl sürecek olan çalışma çerçevesinde tıkanıklığa neden olan genlerin tespit edilerek ilerleyen süreçte doğru tedaviyi sağlayacak ilaçların geliştirilmesinin hedeflendiği belirtildi. "17 MİLYONA YAKIN İNSANIN BU HASTALIKTAN ÖLDÜĞÜ DÜŞÜNÜLÜYOR" Projenin kardiyovasküler hastalıklarla ilgili dünyada ilk yapılan çalışma olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Serdal Arslan, "Kardiyovasküler hastalıklar dünyada ölüm oranı en yüksek olan ve yaklaşık Avrupa ülkelerinde 210 milyon euro maliyeti olan bir hastalık. Her yıl 17 milyona yakın insanın bu hastalıktan öldüğü düşünülüyor. Bu çalışmada kalp tıkanıklığına sebep olan damarlardaki spesifik genleri araştırmayı hedefliyoruz. Kalp damarının tıkanmasına neden olan bu genleri tespit ettiğimizde spesifik ilaç hedeflerini tespit etmiş olacağız. Dünyada ilk olan bir proje özellikle kardiyovasküler hastalıklarda hastalığın tedavisine yönelik bundan sonraki stratejileri geliştirmemizi sağlayacak. Yaklaşık 3 yıl sürecek bu projenin sonunda hedef genlerimizi belirlediğimizde hedef genlerinin tedavisine yönelik de yeni projeler geliştirip kardiyovasküler hastalıkların tedavisine yönelik ilaç geliştirmeyi hedefliyoruz" diye konuştu. Projenin TÜBİTAK desteği ile gerçekleştiğinin altını çizen Prof. Dr. Arslan, "Ayrıca bu projede kardiyologlar, kalp-damar cerrahları ve çalışan arkadaşlarımız proje ekip elemanı olarak bulunmakta. Her bir çalışma için farklı kendi alanında uzman yeterli arkadaşlarımız proje ekibinde bulunmakta" ifadelerini kullandı. "DÜNYADA ŞİMDİYE KADAR HİÇ ÇALIŞILMAMIŞ SPESİFİK GEN GRUPLARINI ÇALIŞIYORUZ" Projede dünyada şimdiye kadar hiç çalışılmamış spesifik gen gruplarını çalıştıklarını belirten Arslan, "Biz proje çalışma süreci içerisinde hedef genlerimizi belirlediğimizde bu genlerin ilaç hedefi olup olmadığını test etme potansiyeline sahibiz. Süreç içerisinde bunları deneyip ilaç potansiyeli olup olmadığını görmek istiyoruz. Eğer bunu görürsek daha önce, daha erken bir aşamada ilaç geliştirmeye yönelik çalışmalarımıza başlamak istiyoruz. Bu konuda dünyada çok büyük maliyetli ve çok fazla insanın muzdarip olduğu bir hastalık olması nedeniyle yaklaşık kanserden ölümlerin bile iki katına yakın oranda ölüm oranı olan bir hastalık. Bu konuyla ilgili bir ilaç bile geliştirme potansiyeline sahip olsak, geliştirebilsek birçok insanın tedavisine katkı sağlayacağımız gibi ülke ekonomisine de çok büyük katkı sağlama imkanımız var. Kardiyovasküler hastalıklar gen-çevre etkileşiminin sonucu oluşmuş hastalıklar. Sigara içme, obezite, yanlış beslenme, hareketsizlik bu hastalıkları tetiklemekte. Dünyada ilk defa gerçekleştireceğimiz bu projede bu çevresel etkenlerin farklı genleri nasıl çalıştırdığı, nasıl etkilediği ve hastalığa nasıl neden olduğunu araştırmak istiyoruz. Bu çevresel etkiler sonucunda değişen genleri tespit edebilirsek, bu genleri değiştirerek plak oluşumunu engellemeyi ve hatalığı tedavi etmeyi düşünüyoruz" diyerek sözlerini tamamladı.

CHP'li Barut: Yargıtay'ın Can Atalay kararı hukuksuzluk

ADANA (İLKHABER) - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Ayhan Barut, Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin Milletvekili Can Atalay hakkındaki Anayasa Mahkemesi ihlal kararına sert tepki gösterdi. TBMM Genel Kurulu'nda konuşan Barut, "Yargıtay eliyle yapılan açık bir hukuksuzluk örneğidir. Anayasal suçtur. Bu karar Anayasal düzene açık bir meydan okumadır. Derhal bu yanlıştan dönülmelidir! Hukuksuzluğa geçit vermeyeceğiz!" dedi. Ayhan Barut, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yaşanan vahim durumu eleştirerek, "Ülkemizde uzun süredir, 'Hak, hukuk, adalet' şiarıyla mücadele eden bizlerin, ne kadar haklı bir talep için çaba gösterdiğimiz bir kez daha anlaşılmıştır. Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) tutuklu TİP Milletvekili Can Atalay hakkındaki ihlal kararına karşı verdiği hüküm asla kabul edilemez" ifadelerini kullandı. "Adalet mülkün temelidir" ilkesini hatırlatarak Anayasa ve adalet vurgusu yapan Barut,, "Yargıtay eliyle yapılan açık bir hukuksuzluk örneğidir. Anayasal suçtur. Bu karar Anayasal düzene açık bir meydan okumadır. Derhal bu yanlıştan dönülmelidir! Bilindiği gibi, 'Adalet mülkün temelidir.' İktidar başta olmak üzere, Yargıtay 3. Ceza Dairesi üyeleri ve İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi üyelerini, tüm yargı mensuplarını Anayasa’ya, yasalara ve Anayasa Mahkemesi kararlarına uymaya davet ediyoruz. Hukuksuzluğa geçit vermeyeceğiz!" şeklinde konuştu.

TİP’in “Özgürlük Yürüyüşü” Adana’da gerçekleşti

Ahmet AKDENİZ ADANA (İLKHABER) - Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş'ın TİP Hatay Milletvekili Can Atalay tahliye edilmemesine karşı başlattığı "Özgürlük Yürüyüşü" dokuzuncu Günü’nde Adana’da gerçekleşti. Erkan Baş’ın sabah saatlerinde İncirlik Mahallesi girişinde başlattığı yürüyüşe Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Aladağ aileleri adına Ali Köylü, TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, Adana Milletvekili Ayhan Barut, CHP Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin, CHP Adana İl Başkanı Anıl Tanburoğlu, CHP 26. Dönem Milletvekili İbrahim Özdiş, yangınında çocuklarını kaybeden aileler adına Ali Köylü ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri eşlik etti. Erkan Baş burada yaptığı açıklamada Adana ve Can Atalay isimleri yan yana geldiğinde Aladağ’da yitirdiğimiz kız kardeşlerimiz geliyor” diyen Baş, “Bir tarikat yurdunda bilirkişi raporlarına göre ihmal nedeni ile, dolayısıyla cinayet sonucu hayatını kaybeden bu ülkenin yoksullaştırılmış evlatları geliyor. Aladağ dendiğinde aklımıza her ne yaparlarsa yapsınlar sırtları sıvanıp hayatlarına aynı biçimde devam eden tarikatlar, ama bunun karşısına dikildiği için suçlanan, düşmanlaştırılan insanlar geliyor, evlatlarımızın aydınlık geleceği için mücadele etmek gerektiği, özgürlük mücadelesinin yoksulların ekmek mücadelesi ile nasıl bağlı olduğu geliyor. Ekmeği için, aydınlık yarınları için mücadele eden tüm insanlarla beraber bu yobazların karanlığına karşı sesimizi yükseltmek Türkiye’de özgürlük mücadelesinin önemli adımlarından bir tanesi. Biz bugün adımlarımızı tarikatların karanlığına teslim olmayacağını göstermek için, özgürlük için atıyoruz” dedi. Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’da, “Adalet yoksa, hukuk yoksa hiçbir şey yok” diyen Karalar, Özgürlük arayışında herkes Can Atalay için yürüyenlere destek vermesi gerektiğini dile getirerek, demokrasi mücadelesinin yanında olduklarını anlattı. Konuşmaların ardından kent merkezine doğru D-400 Karayolu üzerinden yürüyüş gerçekleşti.