TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#tarımsal üretim

İLKHABER-Gazetesi - tarımsal üretim haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, tarımsal üretim haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Türkiye’de Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı kadın çiftçi sayısı 300 bini geçti Haber

Türkiye’de Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı kadın çiftçi sayısı 300 bini geçti

Bitkisel üretim yapan ve bu kapsamda Bakanlık tarafından verilen tarımsal desteklerden yararlanmak isteyen üreticiler, öncelikle Çiftçi Kayıt Sistemine (ÇKS) kayıt yaptırıyor. Üreticiler, ÇKS başvurularını tarımsal faaliyet yaptıkları bölgelerdeki Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı il ve ilçe müdürlüklerine giderek ya da e-Devlet Kapısı üzerinden yapabiliyor. ÇKS'ye her yıl belli dönemlerde kayıt yapılıyor ve bu kayıtlara göre son 10 yılda çiftçi sayısında artış görülüyor. Söz konusu dönemde, 'genç' olarak değerlendirilen 40 yaş altı çiftçi kategorisinde önemli artış olurken, kadın çiftçi sayısının katlanarak arttığı belirtiliyor. Bu arada dijital dönüşüm hamleleri kapsamında yine Bakanlık tarafından uygulamaya konulan "Tarım Cebimde" uygulamasıyla da, üreticilerin iş ve işlemleri kolaylaştırılıyor. TEMA Vakfı tarafından Dünya Çiftçi Kadınlar Günü kapsamında yapılan bilgi paylaşımında ise Türkiye’de Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı kadın çiftçi sayısının 300 bini geçtiği, bunun yanında tarımsal üretimde istihdam edilen yaklaşık 2 milyon kadın bulunduğu ifade ediliyor. “Tarımsal üretimde kadınların emeğini ve rolü büyük” Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan da, tarımsal üretimde kadınların emeği ve rolünün önemine dikkati çekti. Kadın çiftçilere pozitif ayrımcılık noktasında verilen desteğin memnuniyet verici olduğunu belirten Doğan, tüm sektörlerde olduğu gibi tarım sektöründe de kadınların yer almasının önemli olduğunu dile getirdi. "Türkiye genelindeki ve ülkemizin tarımsal üretiminin önemli bölümünün karşılandığı Çukurova'daki toprağımızın güçlü savunucusu olan tüm çiftçi kadınlara gösterdikleri çabalar nedeniyle teşekkür ediyoruz" diyen Doğan, şunları kaydetti: "Kadın emeğinin en yoğun olduğu sektörlerden biri de tarım sektörüdür. Tüm sektörlerde olduğu gibi tarım sektöründe de kadınların yer alması, ekonomik kalkınmada bizim için çok önemli. Kadın çiftçilerimiz, kırsal kalkınma ve gıda üretiminde büyük bir rol üstleniyor. Ayrıca, kadın çiftçilere pozitif ayrımcılık noktasında Bakanlık tarafından sağlanan destek de memnuniyet verici. Yüreğir Ziraat Odası olarak, bu desteklerin kapsamının hem kadın hem de tarlaları ve bahçelerinde ülkenin ekonomik kalkınması için ter döken erkek üreticilerimiz için genişletilmesinde yarar olduğunu düşünüyoruz."

Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Doğan: Tarımda planlama ve iklim dostu uygulamalar şart Haber

Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Doğan: Tarımda planlama ve iklim dostu uygulamalar şart

Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, tarımda plansız üretim ve iklim değişikliği gibi sorunların üstesinden gelmek için tarımsal üretimde planlamaya dayalı bir model benimsenmesini ve çiftçilerin piyasa taleplerine uygun üretim yapmalarının teşvik edilmesi gerektiğini söyledi. Doğan, tarım sektörüne katkı sunan çiftçilerin, bir yandan fazla ekilen ürünlerin pazar değerinin düşmesiyle zarar ederken, diğer yandan artan sıcaklıklar ve aşırı hava şartları nedeniyle ürün kayıpları yaşadıklarını hatırlatarak, “Bu durum, çiftçilerin gelirlerinde büyük düşüşlere yol açıyor ve tarım sektörünün sürdürülebilirliği açısından ciddi tehditlerle karşı karşıya kalınıyor” diye konuştu. Plansız üretim ve iklim değişikliği tarımı nasıl etkiliyor? Tarım sektörünün son yıllarda yaşanan plansız üretim ve iklim değişikliğinin olumsuz etkileriyle karşı karşıya olduğunu kaydeden Doğan, sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye'de tarım sektöründe uzun yıllardır süregelen plansız üretim, çiftçilerin en büyük sorunlarından biri haline gelmiştir. Özellikle belirli ürünlerde, piyasa talebinin üzerinde bir üretim gerçekleştirildiğinde, ürün fazlası meydana gelmekte ve bu durum pazar fiyatlarının ciddi şekilde düşmesine neden olmaktadır. Örneğin, bu yıl fazladan ekilen bazı ürünler, çiftçilerin beklediği geliri elde edememesiyle sonuçlanmıştır. Ürün fazlası nedeniyle pazar doygunluğu oluşmuş, fiyatlar düşmüş ve çiftçiler emeğinin karşılığını alamamıştır. Plansız üretim yalnızca ekonomik kayıplara neden olmakla kalmıyor, aynı zamanda doğal kaynakların verimsiz kullanılmasına da yol açıyor. Özellikle su ve toprak gibi kaynakların gereksiz yere tüketilmesi, tarımsal üretimin uzun vadede sürdürülebilirliğini tehdit ediyor. Bu da, ülkenin tarımsal potansiyelini zayıflatıyor ve gıda güvenliğini riske atıyor.” Doğan, bölgede çiftçilerin, iklim değişikliğinin getirdiği zorluklarla da başa çıkmak zorunda kaldığını ifade ederek, “Özellikle son yıllarda artan sıcaklıklar ve aşırı hava olayları, tarımsal üretimi olumsuz yönde etkiliyor. Bu yıl, Çukurova’da sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi nedeniyle ekinler yandı ve çiftçiler büyük ürün kayıpları yaşadı. Aşırı sıcaklar, bitkilerin büyüme sürecini olumsuz etkileyerek verimliliği düşürdü ve hasat döneminde beklenen ürün miktarı elde edilemedi. Ayrıca, iklim değişikliği yalnızca sıcaklık artışıyla sınırlı kalmıyor; aynı zamanda yağış rejimlerinde de düzensizliklere yol açıyor. Beklenmedik kuraklıklar veya ani sağanak yağışlar, tarımsal faaliyetleri sekteye uğratıyor ve çiftçilerin planlarını altüst ediyor. Bu durum, tarımda belirsizliği artırarak çiftçilerin risklerini yönetmelerini zorlaştırıyor" dedi. "Pamuk üreticileri zor durumda destekler yetersiz kalıyor" Doğan, mısıra ve buğdaya verilen desteğin pamukta yetersiz kaldığını belirterek, "Pamuk üreticileri zor durumda kaldı. Pamuk üreticileri, artan maliyetler ve düşük piyasa fiyatları karşısında yeterli gelir elde edemediler. Desteklerin dengesiz dağılımı, bazı bölgelerde pamuk üretiminin azalmasına ve çiftçilerin alternatif ürünlere yönelmesine neden oldu. Pamuk, Türkiye ekonomisi için stratejik öneme sahip bir ürün olmasına rağmen, çiftçilerin bu üründen elde ettiği gelirler son yıllarda azalma eğiliminde. Desteklerin yetersizliği, pamuk üreticilerini zor durumda bırakmakta ve bu durum, pamuk üretimindeki sürekliliği tehlikeye atmaktadır. Çiftçilerin pamuk üretiminden uzaklaşması, hem yerli sanayiye ham madde teminini zorlaştıracak hem de ülkenin pamuk ithalatına bağımlılığını artıracaktır" ifadelerini kullandı. Çiftçilerin geleceği için ne yapılmalı? Doğan, tarım sektöründe yaşanan zorlukların çiftçilerin geleceğe dair kaygılarını artırdığını ifade ederek, "Plansız üretim, iklim değişikliği ve yetersiz destekler gibi sorunların çözüme kavuşturulması, tarım sektörünün sürdürülebilirliği için hayati önem taşımaktadır. Tarımda plansız üretim ve iklim değişikliği gibi sorunların üstesinden gelmek için, öncelikle, tarımsal üretimde planlamaya dayalı bir model benimsenmeli ve çiftçilerin piyasa taleplerine uygun üretim yapmaları teşvik edilmelidir. Bunun yanı sıra, iklim değişikliğinin etkilerini hafifletmek için tarımsal faaliyetlerde iklim dostu uygulamaların yaygınlaştırılması büyük önem taşımaktadır. Devlet desteklerinin çiftçi zarar etmeyecek şekilde dağıtılması, çiftçilerin ekonomik istikrarını sağlamada kilit rol oynayacaktır. Pamuk gibi stratejik ürünlerde desteklerin artırılması, çiftçilerin bu alanda faaliyet göstermeye devam etmelerini teşvik edecektir. Bu sayede, hem tarım sektörünün sürdürülebilirliği sağlanacak hem de ülke ekonomisi güçlendirilecektir" şeklinde konuştu.

Küresel ısınma sonucu yapılan erken hasat, ekonomik kayıplara neden oluyor Haber

Küresel ısınma sonucu yapılan erken hasat, ekonomik kayıplara neden oluyor

Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, küresel ısınmanın hasat zamanını erkene almasının verimlilik, ürün kalitesi, hastalık ve zararlılar, su kaynaklarının etkin kullanımı ve ekonomik olarak olumsuz etkiler yarattığını söyledi. Doğan, ilkhaber-gazetesi.com'a yaptığı açıklamada, küresel iklim değişikliğinin tarımsal üretimde olumsuz etkilerine değindi. Türkiye'nin en sıcak kentlerinden olan Adana'da etkili olan kavurucu sıcakların mısır, kavun, karpuz, domates gibi ürünlerde ve ovadaki bahçelerde yetişen meyveleri adeta kavurduğunu ifade eden Doğan, "Aşırı sıcaklar bazı meyve ve sebzelerin tadını ve besin değerini düşüruyor, her üründe hasadı öne çekiyor. Sıcak hava koşulları, bitki hastalıkları ve zararlıları için uygun ortamlar oluşturuyor. Bu da ürünlerin kalitesini ve verimini olumsuz etkiliyor. Erken hasat, su ihtiyacı ve su kaynaklarının yönetimini de etkileyor. Daha sıcak ve kuru koşullar, suyun kıtlaşmasına ve sulama gereksinimlerinin artmasına neden oluyor. Hasat zamanlarındaki değişiklikler, tarım ürünlerinin piyasa fiyatlarını etkiliyor, erken hasat bazı ürünlerin piyasada arzını artırıyor ve bu da fiyatlarda dalgalanmalara yol açabiliyor" dedi. Doğan, küresel ısınmanın, tarımsal üretim takvimlerini önemli ölçüde etkilediğini vurgulayarak, şunları kaydetti:  “Hava sıcaklıklarındaki artış nedeniyle ürünlerin olgunlaşma sürelerinin kısalması ve erken hasat, üreticiler için çeşitli zorluklar ve uyum gerektiren durumlar doğuruyor. Yüreğir'deki çiftçiler, bu yıl hasat sürecindeki bu değişikliğe adapte olmaya çalışırken, iklim değişikliği ile mücadele ve uyum stratejilerine yönelik daha fazla destek beklediklerini ifade ediyor. Üreticilerimiz aynı zamanda bu tür iklim değişikliği etkilerine karşı hazırlıklı olma adına tarım politikalarının ve destekleme mekanizmalarının gözden geçirilmesini, Tarım ve Orman Bakanlığı'nın da bu konuda zaman kaybetmeden desteğini istiyor."

Türkiye'nin tarımsal üretim merkezi Çukurova'da su krizi büyüyor, 'Su yok ekmeyin' uyarısı yapılıyor Haber

Türkiye'nin tarımsal üretim merkezi Çukurova'da su krizi büyüyor, 'Su yok ekmeyin' uyarısı yapılıyor

Türkiye'nin tarımsal üretiminin önemli bölümünün karşılandığı en verimli ovalardan olan Çukurova'da su krizi büyüyor. Sulama birliğinden çiftçilere duyurulmak üzere mahalle muhtarlarına gönderilen resmi yazıda, ekim yapılmaması isteniyor. Çukurova'nın başkenti Adana'da su sorunu büyümeye başladı. Tarımsal üretimde Adana'da akla gelmeyecek bir duyuru ile  Seyhan Sol Sahil Sulama Birliği tarafından çiftçilere güzlük ekim yapmamaları uyarısında bulunuldu. Uyarıda, suyun ancak meyve bahçelerine yeteceği, güzlük soğan, patates, sarımsak ve her türlü sebze ekiminin yapılmaması, ekim yapılırsa da su verilemeyeceği ifade edildi. Seyhan Sol Sahil Sulama Birliğinden Yüreğir, Ceyhan ve Karataş ilçelerindeki mahalle muhtarlarına gönderilen resmi yazıda, şu ifadelere yer verildi: "12.07.2024 tarihi itibariyle Seyhan Barajında 357.31 hm3 sulamada kullanılabilir su bulunmakta olup, bu miktarın ancak çok yıllık bitkilerin (Narenciye, Her çeşit meyve bahçesi, Her çeşit Fidan vb.) su ihtiyaçlarını karşılayabileceğinden, güzlük ekim (Soğan-sarımsak. Patates, Her çeşit sebze vb.) yapılması halinde çok yıllık bitkilere su verilmemesi riski oluşacağından, kendi imkanları ile sulama yapabilecek çiftçiler haricinde (Dere yatağı ve drenaj kanallarından sulama yapanlar hariç) güzlük ekim için su verilmesi mevcut su bütçesi ile mümkün görülmemektedir. Bu kapsamda güzlük ürün ekilmesi durumunda mevcut su bütçesi ile su verilemeyeceği konusunun mahalle halkına duyurulması hususunda; Bilgilerinizi ve gereğini arz/rica ederim." Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan: Adana ilimizde su kıtlığı başladı Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan ise  Türkiye'nin en önemli üretim merkezi olan Adana'da  yılın 365 günü ekim, dikim ve hasadın aralıksız devam ettiğini söyledi. Bu ekim ve dikimin devam etmesi için de yine yılın 365 günü suya ihtiyaç olduğunu ifade eden Doğan, şunları kaydetti:  "Adana ilimizde şu an su kıtlığı başlad. 2 ay önce mısırlar bitene kadar su verildi. Mısır sulaması bittikten sonra rotasyona geçildi. Şu andakanala baktığınızda su yok. Beş gün bir bölgeye su veriliyor, beş gün bir bölgeye su veriliyor. Adana'nın kuzeyinde merdiven şeklinde önce Sehan Barajı'mız var. Onun bir üstünde Çatalan Barajı'mız var. Bir üstünde de Yedigöze Barajı'mız var. Bu bu barajlarımız Toros Dağları'ndan, Göksun Nehri'nden  gelen sularla beslenmekte. Şu an barajımıza giren su 4-5 milyon metreküp. Biz aslında Adana bölgesinde mevsiminde günlük 20 metreküp su kullanıyoruz. Şu anda su kullanımı düşük. Baraja giren su seviyesi düştüğü için suyu kullanamıyoruz. Çatalan Barajı'ndan Adana ilimize içme suyu sağlanıyor. 115 metre koddan içme suyu alındığı için şu andaki oradaki kod 115.40 koda inmiş. Yani 40 santimtre üstündeki suyu şu anda kullanıyoruz. O su 40 santim daha aşağıya indiğinde Adana'ya içme suyu alamayacağımız için Yedigöze Barajı'ndan tedbirli olarak oraya su aktarılmakta. Oradaki içme suyunda herhangi bir sıkıntı olmadığı sürece oradaki fazla su sahaya verildiği için şu an çiftçimiz zor durumda.  Sulama birliğinden bütün köy ve mahalle muhtarlıklarına da bildiri gitti. Yalnız güzlük  ürün ekmeğin diye marul, soğan, sarımsak, patates buna benzer ürünler. Sadece ovada dikili ağaçlara su verilecek. Tabii dikili ağaçlara da kışa kadar. Sonbahara kadar su ne kadar yeter yetmez tam olarak bilmiyoruz. Bunun için de bir önlem alamıyoruz. Sadece bunun tek önlemi Çatalan Barajı'ndaki 2 milyar 100 milyon metreküp suyun biz üçte ikisini hayatımız boyunca kullanamıyoruz. Yani 115 metre kota indiğinde 1 milyar 400 milyon metreküp suyumuz barajda boşu boşuna duruyor. Bu kot seviyesinin 110 ve 100 metreye inmesi halinde Çukurova'nın tamamında hiçbir su sorunu kalmayacak.  110 metreye indiğinde de hem bizim mesela belediyemizin içme suyu sağladığı mahalleler  sıkıntıya girmeyecek hem sulama sorunu ortadan kalkacak. Bunun tek nedeni Adana Büyükşehir Belediyesi'yle ortaklaşa oradaki büyük su pompasının aşağıya indirilmesi gerekiyor. Bu çok önemli sorun. Yetkililer bugüne kadar buna müdahale etmedi. Ama bugüne kadar su kıtlığı böyle büyük anlaşılmadı.  Türkiye'nin tamamında su kıtlığı var. Biz aslında su zengini bir ülke değiliz. Su fakiri bir ülkeyiz. Dünyada küresel ısınma ve etkilerini daha fazla hissettirdiği temiz tatlı su kaynakların azaldığı herkes tarafından bilinmekte. Biz toplam tatlı su kaynağımızın yüzde 77'sini tarımda kullanıyoruz. Yüzde 13'ünü üretimde ve ekimde kullanıyoruz. Sadece yüzde 10unu içme suyu ve evsel atıklarda kullanıyoruz. Yani yüzde 77 büyük bir oran. Acilen Çukurova'nın tümünde eski vahşi sulama alışkanlıkların terk edilerek yerini cazibeli kapalı basınçlı sulama sistemine bırakması gerekiyor. Burada hibeler ve destekler çok önemli. Bir mısırı bir soyayı bir pamuğu salma suyla suluyoruz. Ve açık kanallardan su aldığımızda tarlaya su gidene kadar suyun yüzde 50'si hem buharlaşıyor ve sızdığı için de biz suyun yüzde 50'sini kullanamıyoruz. Eğer buraya cazibeli kapalı basınçlı sulama sistemi gelse biz hayatımız boyunca sıkıntı yaşamayacağız."

Alım gücünün düşmesi, yaz aylarının bereketini kışa taşımayı zorlaştırıyor Haber

Alım gücünün düşmesi, yaz aylarının bereketini kışa taşımayı zorlaştırıyor

Türkiye'nin tarımsal üretiminin büyük bir kısmını karşılayan Çukurova'nın verimli topraklarında yetişen ürünlerin kış aylarında tüketilmek üzere kurutmalık ve salça gibi ürünlere dönüştürülmesi, alım gücünün azalması nedeniyle dar gelirli vatandaşlar için zorlayıcı bir hâle geldi. Yılın 12 ayı yörenin ve ülkenin tarımsal üretiminin önemli bölümünü karşılayan Çukurova'nın bereketli topraklarında yetişen sebze ve meyveler, esnaf ile ev hanımları tarafından işlenerek kış aylarında tüketilmek üzere her yıl kurutmalık ve salça gibi ürünlere dönüştürülüyor. Ev hanımlarının maharetli ellerinde işlenen sebze ve meyvelerden yapılan ürünlerin dışında, pazarlardan alınan taze peynirler de salamura ve basma peynir yapılarak kışlık olarak hazırlanıyor. Akdeniz'in mavi suları ile Toros Dağları etekleri arasında kalan binlerce dönüm arazide yer alan Çukurova'da yetişen ürünlerin kışlık olarak hazırlanması ise, artan maliyetler ve alım gücünün düşmesinden dolayı özellikle dar gelirli vatandaşları zorluyor. Sebzeden meyveye, pamuktan hububatta, yer fıstığından zeytine kadar Çukurova yöresindeki ürün zenginliğinin büyük bir şans olduğunu dile getiren dar gelirliler, "Ancak bu zenginlik, bizim mutfağımıza sürekli artan fiyatlar nedeniyle yansımıyor. Geçen yıl uygun fiyatla istediğimiz oranda aldığımız ürünleri, bu yaz alamıyoruz. Kışlık ürünlerimizin oranı, bütçemiz uygun olmadığı için her geçen gün küçülüyor" dedi. Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan da, Adana, Mersin, Hatay ve Osmaniye'yi kapsayan, yarattığı iş gücü ve istihdam sayesinde ülke ekonomisine ciddi katkı sunan Çukurova'nın tarımsal üretimindeki rolünün, girdi fiyatlarının artmasına rağmen toprağı bin bir güçlükle eken çiftçiler sayesinde devam ettiğini söyledi. Çukurova'da tarımsal faaliyet yapan büyük ölçekli üreticilerin sağlanan imkânlarla alınan teknolojik ekipmanlar ve uygulanan modern tekniklerle, dar arazilere sahip küçük ölçekli üreticilerin de daha kısıtlı imkânlarla üretmeye devam ettiğini dile getiren Doğan,  "Artan maliyetler hem üretici hem de tüketiciyi vuruyor. Vatandaşlar, gittikleri pazarlardan evlerine 3-4 poşetle dönüyor. Bu durum, sıcak yaz aylarında hasadı yapılarak tüketiciyle buluşturulan Çukurova'nın tarımsal üretimindeki sürekliliğini tehdit ediyor." dedi. “Tarımsal üretimin önündeki engeller kaldırılmalı” Karpuz, şeftali, kayısı, üzüm, limon, buğday ve pamuk gibi ürünlerin ilk hasadının bu yörede yapıldığını dile getiren Doğan, şunları kaydetti: "Yılda neredeyse 3 ürün veren yöremiz, meyvenin hemen hemen her çeşidi, bunların yanı sıra patlıcan, salatalık, biber, domates, marul, kabak, barbunya, acebek ve taze fasulye gibi çok çeşitli ürün desenine sahip.  Yaz aylarında tüketildiği gibi, geleneksel olarak işlenerek kış aylarına taşınan bu ürünlerin üretiminde sıkıntılar yaşanıyor. Üreticilerin kaliteli ürün elde ederek emeğinin karşılığını alabilmesi, gerek ülke içinde ve gerekse ülke dışında pazar payının artması ve iç pazarda daha fazla tüketilmesi konusunda kapsamlı çalışmalar yapılması kaçınılmaz bir durum. Örneğin ürün alım fiyatlarının birim maliyetinin üzerinde açıklanması, destekleme primlerinin günün şartlarına göre düzenlenmesi gerekir. Kısacası, üreticilerimizin üretim aşamasında önlerine çıkan engellerin kaldırılması lazım.”

Çukurovalı mısır üreticileri hükümetten acil müdahale bekliyor Haber

Çukurovalı mısır üreticileri hükümetten acil müdahale bekliyor

Türkiye'nin tarımsal üretiminin önemli bölümünün karşılandığı Çukurova Bölgesi'ndeki mısır üreticilerinin, hükümetten acil müdahale beklediği bildirildi. Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, yaptığı açıklamada, geçen yıl mısır fiyatının yüzde 5 artması nedeniyle üreticilerin başka ürünlere yöneldiğini söyledi. Bu yıl Haziran ayından itibaren mevsim normallerinin çok üzerinde seyreden aşırı sıcakların, mısır rekoltesini olumsuz etkilediğini anlatan Doğan, "Çiftçiler, düşük rekolte beklentisi ve artan maliyetler karşısında, hükümetin, mazot, elektrik, tohum, zirai ilaç, gübre ve işçilik gibi üretim maliyetlerini, piyasa şartlarını ve faiz oranlarını göz önüne alarak mısırda kilogram başına 10 TL olarak müdahale alım fiyatı açıklamasını talep ediyor" dedi. Rekolte düşüşünün çiftçileri zor durumda bıraktığını vurgulayan Doğan, şunları kaydetti: "Üreticilerin mısır ekiminden vazgeçip diğer ürünlere yönelmesi, ülke genelindeki üretimi ve dolayısıyla pazar dengesini tehdit ediyor. Bu süreçte, mısır üretiminde yaşanacak olası bir düşüşün önüne geçmek ve tarım sektörünü desteklemek adına atılacak her adım büyük önem taşıyor. Mısırın kilogram başına 10 TL müdahale alım fiyatının açıklaması çiftçilerin en azından maliyetlerini karşılayabilmeleri ve gelecek yıl için mısır ekimini sürdürebilmeleri açısından büyük önem taşıyor.  Aksi takdirde, mısır üretiminde yaşanacak düşüşün ekonomik etkileri sadece çiftçilerle sınırlı kalmayacak, aynı zamanda gıda sektöründe de ciddi sorunlara yol açabilecek. Çukurova'nın bereketli topraklarında yetişen mısır, hem yerel hem de ulusal ekonomide önemli bir yere sahip. Ancak, mevsim normallerinin çok üzerinde seyreden sıcaklıklar ve iklim değişikliğinin etkileri, tarım üretimini her geçen yıl daha da zorlaştırıyor. Çiftçiler, bu zorluklarla başa çıkabilmek için hükümetin desteğine her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuyor. Mısır üreticileri, beklenen rakamların altında alım fiyatı açıklanmasıyla hüsran yaşayan buğday üreticileri gibi hüsran yaşamak istemiyor ve hükümet yetkililerin duyarlı yaklaşımda bulunacağına inanıyor.  Hükümetin bu kritik dönemde atacağı adımlar, sadece bu yılın hasadını değil, gelecekteki tarım politikalarını da şekillendirecek. Çukurova çiftçileri, piyasa faiz oranlarının yüksekliği ve mazot, elektrik, tohum, zirai ilaç, gübre ve işçilik gibi artan üretim maliyetleri karşısında çaresiz kalmış durumda. Hükümetin açıklayacağı müdahale alım fiyatı, çiftçilerin bu zorlu süreci atlatabilmeleri için büyük bir önem taşıyor. Çiftçiler, müdahale alım fiyatının kilogram başına 10 Tl olarak bir an önce açıklanmasını ve 1 lira prim desteğinin verilmesini de umutla bekliyor."

Adanalı buğday üreticileri üzgün: Alım fiyatında güncelleme yapılmayacak Haber

Adanalı buğday üreticileri üzgün: Alım fiyatında güncelleme yapılmayacak

Türkiye'nin tarımsal üretiminin önemli bölümünün karşılandığı Adana'da buğday üretimi yapan çiftçiler, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın buğday alım fiyatında güncelleme yapılmayacağına yönelik açıklamasına üzüldü. 2023-2024 üretim sezonunda yağışların düzensiz ve geç gelmesi ve sıcaklıkların aniden yükselmesinin bazı bölgelerde bitkide dane oluşumunu olumsuz etkilediğini belirten Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, arpa ve buğdayda rekoltenin düşeceği göz önünde bulundurularak, açıklanan müdahale alım fiyatlarının revize edilmesini talep etmişti. Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, açıklanan buğday alım fiyatının, çiftçilerin ekonomik sıkıntılarla karşı karşıya kalmasına yol açtığını belirterek, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın bu konuda güncelleme yapılmayacağına yönelik açıklamasının, üreticileri üzdüğünü söyledi. Mehmet Akın Doğan, geçtiğimiz günlerde TMO tarafından yapılan açıklamaya göre; 2024 mahsulü hububat alım fiyatlarının (2. gruplar için) ton başına; makarnalık buğdayda 10.000 TL, ekmeklik buğdayda 9.25 TL, arpada 7.25 TL olarak belirlendiğini anımsatarak, “Söz konusu açıklamada, ‘Bakanlığımızca, Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı üreticilerimize buğday için ton başına 1.750 TL'ye kadar, arpa için ton başına 750 TL'ye kadar fark ödemesi desteği verilecektir. Bakanlığımızca verilecek fark ödemesi desteği ile birlikte üreticilerimizin eline ton başına; makarnalık buğdayda 11.750 TL,  ekmeklik buğdayda 11.000 TL, arpada 8.000 TL geçecektir.’ ifadeleri yer almıştı. Türkiye'nin tarımsal üretiminin önemli bölümünün karşılandığı Adana'da buğday üretimi yapan çiftçiler, 15 TL olmasını bekledikleri buğday alım fiyatının düşük olmasıyla hüsrana uğradı” dedi. Mehmet Akın Doğan, gerek Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar ve gerek ülke genelindeki Ziraat Odaları Başkanları tarafından buğday ve arpada müdahale alım fiyatlarının revize edilmesini sıklıkla dile getirdiklerini vurgulayarak, şunları kaydetti: "Örneğin Adana'da bu sezon kent genelinde 1 milyon 330 bin dekar alanda buğday ekildi. Toplam 750 bin tona yakın rekolte beklenen kentimizdeki üreticiler, açıklanan fiyattan memnun olmadı. Ton başına 15 bin lira alım fiyatı, prim desteğinin ise ton başına 3 bin TL olmasını istiyorduk. Ancak ‘Evdeki hesap çarşıya uymadı’ misali, açıklanan fiyatlar ovadaki üreticileri gerçekten hüsrana uğrattı. Alım fiyatlarının revize edileceği umuduyla beklerken, Sayın Bakan Yumaklı’nın alım fiyatında güncelleme yapılmayacağını ifade etmesi, tüm üreticilerin boynunu büktü. 'Buğday, stratejik bir ürün olarak hem ekonomik büyüme hem de gıda güvenliği için vazgeçilmez' İstihdamdan ihracata, gıda sanayisinden enerji üretimine kadar geniş bir yelpazede etkili olan buğday, stratejik bir ürün olarak hem ekonomik büyüme hem de gıda güvenliği için vazgeçilmezdir.  Geçen yıl Haziran ayında ekmek 5 TL idi, bugün ekmek 2 TL'lik artışla 10 TL oldu. Yani ekmeğe buğday fiyatları henüz açıklanmadan yüzde 100 zam geldi. Dekarda veya kilo başına üretim maliyeti belli olan buğday alım fiyatının Türkiye şartlarına göre revize edilmesini umutla bekliyoruz. Bu, sürdürülebilir tarım açısından son derece önemli.”

Hatay'da depremzede 169 üreticiye tarımsal malzeme desteği verildi Haber

Hatay'da depremzede 169 üreticiye tarımsal malzeme desteği verildi

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023'teki depremlerden etkilenen Hatay'da, tarımsal üretimde devamlılığın sağlanması için 169 üreticiye bazıları yüzde 50 hibe destekli çeşitli malzemeler dağıtıldı. Tarım ve Orman Bakanlığının koordinatörlüğünde İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından yürütülen "Seralara Can Suyu" projesi ile Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) işbirliğinde yürütülen proje kapsamında, depremlerden etkilenen üreticilere destek programı hazırlandı. Program kapsamında belirlenen 119 depremzede üreticiye sera örtüsü yüzde 50 hibe desteğiyle, 50 üreticiye de gübre, tuzak, eldiven, ilaç ve ilaçlama pompası ücretsiz sağlandı. Samandağ İlçe Tarım Müdürlüğü bahçesinde gerçekleştirilen programda, malzemeleri Hatay Valisi Mustafa Masatlı üreticilere verdi. Masatlı, burada gazetecilere, depremlerden etkilenen tarım ve hayvancılığın toparlanması için desteklerin sürdüğünü söyledi. Hatay'da örtü altı üretimin büyük önem taşıdığını vurgulayan Masatlı, "Üreticilerimizin en önemli gider kaynaklarından olan örtü altı tarımın ilimizde en yoğun olarak yürütüldüğü Samandağ, Arsuz ve Defne ilçelerimizde 119 üreticimize yaklaşık 6 milyon 912 bin lira bedelli sera malzemesinin yüzde 50 hibe bedelli olarak dağıtımını gerçekleştirecek olmanın mutluluğunu hep birlikte yaşıyoruz. Projeyle Samandağ, Arsuz ve Defne'de yaklaşık 220 dekar sera alanının üzeri örtülerek üretimde süreklilik, verim ve kalite sağlanmış olacaktır." diye konuştu. Masatlı, desteklerin kentin ekonomisine de olumlu katkı sağlayacağına inandıklarını, 50 üreticiye de 512 bin lira değerinde malzeme sunulduğunu anlatarak, "Tüm bu çalışmalarımızın amacı, depremden etkilenen çiftçilerimizin en kısa sürede normal üretim faaliyetlerine dönmelerini sağlamak, geçim kaynaklarını korumak ve devamlılığını tesis etmektir. Bu zor günleri her geçen gün geride bırakırken, devlet ve millet dayanışmasıyla birlik ve beraberlik içinde hareket etmeye devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.

Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan: Tarımda bilinçli üretimi artırmaya çalışıyoruz Haber

Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan: Tarımda bilinçli üretimi artırmaya çalışıyoruz

Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan, her geçen gün daha fazla çiftçiye ulaşarak tarımda daha bilinçli ve daha kaliteli üretimi artırmaya çalıştıklarını söyledi. Tarım Koordinasyon Kurulu Toplantısı, Vali Pehlivan başkanlığında gerçekleştirildi. Toplantıda; tarımda daha verimli ve daha yüksek kaliteli üretim gerçekleştirilmesi, bu kapsamda zararlılarla etkin mücadele edilmesi, tarıma dayalı ticaretin geliştirilmesi konularına yönelik tespitler ve öneriler paylaşıldı. Geleceğe yönelik atılacak adımlar değerlendirildi, muhtelif kararlar alındı. Vali Pehlivan, Mersin'in bereketli Çukurova topraklarının içerisinde yer aldığını ifade etti. İlin ekonomik faaliyetleri arasında tarım sektörünün, tarımsal üretimin, ürünlerin işlenmesinin ve pazarlanmasının önemli bir yer tuttuğunu dile getiren Pehlivan, "Mersin olarak 29 tarımsal ürün hasılatında ülke genelinde ilk 3’te yer alıyoruz. 9 üründe birinci, 11 üründe ikinci, 9 üründe de üçüncü durumdayız. Ürün çeşidimiz çok fazla, ziyadesiyle üretim hasılamız yüksek. Tarımsal üretim ve tarıma dayalı ticaret konularında kısa, orta ve uzun vadede atılacak adımlarla ilgili, toplantımıza iştirak eden Tarım ve Orman Bakanlığımızdan daire başkanlarımız gerekli bilgileri paylaştı, sektör temsilcilerinden gelen talepleri dinledi ve yanıtladı. Bakanlığa iletilecek olanları da not aldı" dedi. "Her geçen gün daha fazla çiftçimize ulaşıyoruz" 'Çiftçimiz nerede biz de orada' ilkesiyle hareket ettiklerini belirten Pehlivan, çiftçilerin yanında olduklarını ve her zaman da yanlarında olmaya devam edeceklerini kaydetti. Tarım ve Orman Bakanlığı başta olmak üzere devleti ilgili bütün birimleri tarafından sağlanan destekler, hibeler, teşvikler ve geleceğe yönelik projeleri hakkında çiftçileri ilgili birimler marifetiyle bilgilendirdiklerini ifade eden Pehlivan, "Halihazırda devam eden veya yeni başlatılan uygulamalarla üretim kalitesini, verimini artırmaya yönelik bilimsel nitelik taşıyan konular hakkında bilgilendirici, eğitici sunumlar yaptırıyoruz. Her geçen gün daha fazla çiftçimize ulaşarak tarımda daha bilinçli ve daha kaliteli üretimi artırmaya çalışıyoruz" diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.