TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#tarım sektörü

İLKHABER-Gazetesi - tarım sektörü haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, tarım sektörü haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Bankaların tarıma kredi desteği 700 milyar liraya yaklaştı Haber

Bankaların tarıma kredi desteği 700 milyar liraya yaklaştı

Bankacılık sektörü, Haziran sonu itibarıyla tarım sektörüne verdiği kredi desteğini 2023 yıl sonuna göre yüzde 18,4 oranında artırdı. Böylece tarım sektörünün nakdi kredi stoku 689 milyar 149 milyon liraya yükseldi. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerinden derlediği bilgilere göre, bankacılık sektörünün tarım alanında faaliyet gösteren firmalara sağladığı kredilerin stoku haziran sonu itibarıyla 689 milyar 149 milyon lira oldu. 2023 yılı sonunda 582 milyar 48,4 milyon lira düzeyinde olan nakdi kredi stoku, 6 aylık süreçte yüzde 18,4 artış gösterdi. Söz konusu dönemde kredi stokunda 107 milyar 100 milyon liralık bir artış yaşandı. Tarım sektörünün sürdürülebilirliği ve faaliyetlerinin devamlılığı  Ziraat Bankası’ndan edindiği bilgiye göre, banka “Tarım Ekosisteminin Finansmanı” stratejisi çerçevesinde ocak-haziran döneminde 42 bini yeni çiftçi olmak üzere 574 bin üreticiye 200 milyar liralık yeni kredi kullandırdı. Bankanın tarımsal alanda kredi kullandırdığı toplam üretici sayısı 1 milyonu, kredi tutarı ise 500 milyar lirayı aşarak tarımsal kredilerdeki yıllık artış oranını yüzde 35’e taşıdı. Bankanın tarımsal kredilerde sektör payı yüzde 70’i geçerken, bu kredi portföyünde hayvansal üretim kredileri yüzde 45’lik payla en çok kullandırılan ürün oldu. Bu kredileri sırasıyla bitkisel üretim, tarımsal mekanizasyon ve diğer üretim konuları izledi. Tarım sektörünün sürdürülebilirliği ve faaliyetlerinin devamlılığı için geniş yelpazede ürün ve hizmetler sunan Ziraat Bankası, üreticilerin tarımsal üretimlerine ilişkin; faaliyet döngüsü, ürün özellikleri ve hasat/satış dönemlerine uygun olarak her türlü işletme ve yatırım kredisi ihtiyaçlarının finansmanı sağlıyor. Banka, 2024 yılında sağladığı sendikasyon kredisinin performans kriteri olan “Sürdürülebilir Tarım Finansmanı” vizyonu kapsamında, kadın ve genç üreticileri daha uygun koşullarda sunduğu finansal destek ile tarıma kazandırmayı hedeflerken, basınçlı sulama sistemleri, tarımda yenilenebilir enerji kullanımı, jeotermal seracılık ve sözleşmeli üretim gibi alanlar başta olmak üzere, tarımsal üretim ve yatırıma katkı sunuyor. Teknoloji tarafında ayrıca, 2024 yılında devreye alınan Ziraat Çiftçi Platformu mobil uygulaması, üreticilerin bankadaki tüm hesaplarını kontrol edebilmesine, tarımsal işletmeleriyle ilgili gelir ve giderlerini, iklim olaylarını, tarımla ilgili gelişme ve haberleri, piyasa fiyatlarını takip edebilmesine olanak tanıyor. DenizBank’ın tarım kredilerinde pazar payı yüzde 48,4 DenizBank KOBİ Bankacılığı, Tarım Bankacılığı ve Kamu Finansmanı Grubu Genel Müdür Yardımcısı Engin Eskiduman konu ile ilgili AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, tarım kredilerinde ocak-haziran döneminde geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 160’lık artış yakaladıklarını, bu artışta enflasyonun yanı sıra, geçen yıl uygulanan regülasyonların da etkisinin olduğunu belirtti. Tarım sektöründe her tarımsal ürünün kendine özgü dinamiklere ve değişken nakit akışına sahip olduğunu vurgulayan Eskiduman, “DenizBank olarak, şu anda ülkemizde üretilen ve ekonomik değere sahip 300’den fazla tarımsal ürün için finansal destek sağlıyoruz. 2024'ün ilk yarısında en çok tercih edilen ürünlerimiz Tarımsal Eşit Taksitli Krediler ve Üretici Kart oldu. Haziran 2024 itibarıyla özel bankalar arasında yüzde 48,4’lik pazar payına sahibiz ve 75 milyar lira kredi ile lider durumdayız." değerlendirmesini yaptı. Bankanın 2003'te tarım bankacılığına Tarişbank’ı satın alarak adım attığını, 17 şubede 4 ürün ve 1000’e yakın müşteriyle yola çıktıklarını aktaran Eskiduman, şöyle konuştu: "22 senenin sonunda 9 ayrı coğrafi bölgede 319 tarım şubesi, 300’den fazla zirai ürün ve hayvancılık ürünü ile üreticilerine hizmet veren bin kişiyi aşkın büyük bir tarım ailesine dönüştük. Şubelerimizin yanı sıra, 9 bölgede konuşlanmış bölge sorumlularımız ve mobil ekiplerimizle Türkiye’deki 38 bin köyün 31 binine hizmet götürüyoruz. Bu alandaki iş modelimizi, tamamen tarım sektörünün kendine özel ihtiyaçlarından hareketle kurguladık. Aynı yaklaşımla, 2024 yılı itibarıyla Türkiye’de ilk ve alanında tek 'Dinamik Şube' konseptimizi hayata geçirdik. Bu dinamik şubelerimizde, portföy yöneticilerimizin bireysel, KOBİ ve tarım ayırımı olmadan tüm segmentlerin ihtiyaçlarını tek elden anlayıp ortak yönetebildikleri bir sistem oluşturduk.” “Gençleri ve kadınları dahil edecek projeler geliştirmeye özen gösteriyoruz” Kredileri üreticinin ihtiyaçları ve sektörel gereksinimleri göz önünde bulundurarak işletme ve yatırım kredileri olarak iki ana gruba ayırdıklarını, işletme kredileriyle üreticilerin ilgili dönem içerisinde gerçekleştirecekleri tarımsal faaliyet için gerekli girdi finansmanını sağladıklarını belirten Eskiduman, şöyle devam etti: "Yatırım kredilerimiz üreticilerin işlerini büyütmeleri, daha verimli hale getirmeleri, makine ve ekipman alımı ile karlılığı artırmaları için kullanılabilecek uzun vadeli kredileri ifade ediyor. Son yıllarda hayata geçirdiğimiz 2 yeni kredi ürünümüz bulunuyor. Tarım alanında yeni teknolojiler ve servis bazlı çözümler üreten şirketlere yönelik girişim kredimizle, bu alana yönelen startuplara ilk ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik finansman desteği sağlıyoruz. Tarım teknolojileri kredisi sayesinde de üreticiler; sensör, takip cihazları, drone uygulamaları, uydu takip sistemleri gibi donanımları ve ilgili servisleri avantajlı kredi imkanlarıyla satın alabiliyorlar.” Tarım sektörü açısından sürdürülebilirlik kavramını ekonomik, sosyal ve ekolojik boyutlarıyla ele aldıklarını, ana faaliyet alanlarının finansman sağlamak olmasına karşın kırsalın sosyal yapısının korunması ve geliştirilmesi konularına da kaynak ayırdıklarına işaret eden Eskiduman, “Çiftçilerin ortalama yaşının yüksek olması ve gelecek nesillerin tarım sektörüne mesafeli durması gibi konuları göz önünde bulundurarak, özellikle gençleri ve kadınları bu alana dahil edecek projeler geliştirmeye özen gösteriyoruz.” dedi. Sera gazı salınımı konusunda özellikle hayvancılık sektörünün riskli sektörlerden biri olduğunu ifade eden Eskiduman, şunları kaydetti: "Bunun yanı sıra, topraklar kendi haline bırakıldığında hem köylerin sosyal yapısı hem de toprağın dokusu bozuluyor. Artan iklim krizinin yarattığı kuraklık ve erozyon gibi risklerle bu toprakların kaybedilmesi ihtimali beliriyor. Bir diğer önemli konu ise topraklarımızın organik madde ihtiyacının giderek artması. Gıda israfı ciddi bir sorun durumunda. Bugün yüzde 30 ila 50 arasında ürün kaybı yaşanan ürünler var. Biz de bu verilere dayanarak Adana Büyükşehir Belediyesi işbirliğiyle tüm organik atıkları karıştırabileceğimiz ve elde edilen kompostu toprakla harmanlayarak gübreye dönüştürebileceğimiz bir model geliştirdik. Elde ettiğimiz organik madde miktarı yüksek ve maliyeti düşük gübreyi çiftçilerimize hediye etmeyi planlıyoruz.” Eskiduman, kaynakların optimum kullanımı ile en yüksek verimi alacak şekilde sağlanan dönüşümünle hem kaynakların korunacağını, hem sektörün daha karlı ve sürdürülebilir hale geleceğini, hem de köylerin sosyal dokusunun korunacağını söyledi. Akıllı tarım ve buna yönelik teknolojik çözümlere yoğunlaştıklarını belirten Eskiduman, sözlerini, "Sadece bu amaçla hayata geçirdiğimiz ‘Deniz’den Toprağa’ isminde bir platformumuz var. Bu platform sayesinde üreticilerimize her an tarıma dair öneriler, uydu görüntüleri, yetiştiricilik tavsiyeleri veriyoruz. Aynı zamanda onlardan gelen bilgi taleplerini de en kısa sürede karşılayabiliyoruz. Tamamen DenizBank kaynaklarıyla, gelir elde etmeden hayata geçirdiğimiz platformumuz, tarımda dijital dönüşümün amiral gemilerinden bir tanesi." diye tamamladı.

Tarım sektöründen ihracatta ilk yarı rekoru Haber

Tarım sektöründen ihracatta ilk yarı rekoru

Tarım sektörü, bu yılın ilk 6 ayında 17,5 milyar dolarla tüm zamanların en yüksek ilk yarı ihracatına imza attı. Jeopolitik risklerin ve küresel çapta gıda arzına ilişkin sıkıntıların hakim olduğu ocak-haziran döneminde Türkiye'nin tarım ihracatında zirveler görüldü. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerinden derlediği bilgilere göre, Türkiye'nin ihracatı yılın ilk yarısında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2 artarak 125,4 milyar dolara yükseldi. Bu dönemde tarım sektörü 17,5 milyar dolarla tüm zamanların en yüksek ilk yarı ihracatını yakaladı. Dış satım geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5,4 artarken bu alanda faaliyet gösteren 10 sektörden 5'i ilk yarıda ihracat rekoru kırdı. Hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri sektöründe 5,9 milyar dolarlık, yaş meyve ve sebzede 1,7 milyar dolarlık, meyve sebze mamullerinde 1,3 milyar dolarlık, kuru meyve ve mamullerinde 829,5 milyon dolarlık, su ürünleri ve hayvansal mamuller sektöründe ise 1,8 milyar dolarlık dış satım yapıldı. Yıllık bazda hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamullerinde yüzde 6,9, yaş meyve ve sebzede yüzde 1,3, meyve sebze mamullerinde yüzde 20,2, kuru meyve ve mamullerinde yüzde 14,7, su ürünleri ve hayvansal mamuller sektöründe yüzde 9,2 ihracat artışı görüldü. Hububat sektörünün Irak'a ihracatı 1,1 milyar dolara ulaştı Sektörlerin en yüksek ihracat yaptıkları ülkelere bakıldığında, hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri ihracatında başı 1,1 milyar dolarla Irak çekti. Yaş meyve ve sebze sektöründe ilk sırayı 436,6 milyon dolarla Rusya Federasyonu alırken, meyve sebze mamullerinde ABD'ye 208,8 milyon dolarlık ihracat yapıldı. Kuru meyve ve mamullerinde 105,8 milyon dolarla Almanya birinci sırada yer alırken, su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörünün en çok ihracat yaptığı ülke 302,8 milyon dolarla Irak oldu. İller bazında bakıldığında ise İstanbul'dan 1,7 milyar dolarlık hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri, 364,4 milyon dolarlık meyve sebze mamulleri, Mersin'den 429 milyon dolarlık yaş meyve ve sebze, İzmir'den 283,5 milyon dolarlık kuru meyve ve mamulleri, Muğla'dan 385,3 milyon dolarlık su ürünleri ve hayvansal mamuller ihracatı gerçekleşti.

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı: Türkiye'nin su zengini bir ülke olmadığını vurguladı Haber

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı: Türkiye'nin su zengini bir ülke olmadığını vurguladı

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Adana’da ‘Sektör Paydaşları ile Toplantı’ya katıldı. “Sahanın röntgenini çekiyoruz” Burada konuşan Bakan Yumaklı, “Türkiye yüzyılı hedeflerimiz büyük. Türkiye yüzyılı vizyonu açıklandığı andan itibaren bizler de görevimizi icra etmek için sessiz devrimler olarak nitelenen konuları Türkiye’nin gündemine getirdik. Türkiye’nin dört bir tarafından üreticilerimiz ile bir araya gelerek üretimin yapıldığı alanları ve dinamikleri paylaşma imkanı buluyoruz. En yaygın taşra teşkilatı olan bir bakanlık olarak karşılıklı istişareler bizler açısından faydalı. Bu ziyaretlerimize devam ediyoruz. Sahanın röntgenini çekiyoruz. Bugün tarımın başkenti Adana’dayız. Tarımın her zaman için stratejik bir sektör olduğu herkes tarafından söylenir oldu. Elbette tarımsal üretimin sadece gıda arz güvenliği açısından değil sanayimizin de önemli bir ham madde kaynağı olması, ekonomimizin çarklarını çeviren önemli bir sektör olması herkes tarafından kabul edilmiş bir husus” ifadelerini kullandı. “Tarım sektörü çok çabuk etkileniyor” Tarım sektörünün birçok sektöre göre olumsuzluklardan daha çok etkilendiğini aktaran Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, “Tarım sektörünün içerisindeki dinamiklerin çokta göz ardı edilebildiğini görüyoruz. Son dönemlerde oradaki emek ve gayretin tarımsal üretimle alakalı dinamiklerin herkes tarafından bilinmesi önemli. Çünkü tarımsal üretimde sizlerin kontrol edebildikleri ve edemedikleri var. 2 sene önce herkes maske takıyordu. Çok hızlı unutuyoruz. Dolayısıyla iklim değişiklikleri, göç, farklı konjonktür konular, ülkeler arasındaki anlaşmalar bizi etkileyebilir. Tarım sektörünü diğer sektörlerden çok daha hızlı etkileme potansiyeli var” diye konuştu. “Tarım altyapısını korumak gıda güvenliğini korumaktır” Adana’nın tarım altyapısının son 22 yıldır çok güçlendiğini vurgulayan Bakan Yumaklı, daha sonra şunları söyledi: “Son 22 yıldır Adana’nın tarım altyapısı güçlendirilmiş vaziyette. Yaklaşık 85 milyar liralık bir yatırım yapıldı. Su alanında 42 milyar liralık bir yatırım ile tesis ve alan kazandırılmış durumda. Kırsal kalkınma desteklerimiz herkesin malumu. 398 milyon adet fidan toprakla buluşturulmuş. Adana’da toplam alanı 4,5 milyar dekar alan Çukurova ovası koruma altına alınmış durumda. Bütün bunları gıda arz güvenliğimiz olarak görüyoruz. 21 ürünün coğrafi işaret tescili var. Marka konusunun son derece önemli olduğunu, üretmenin ve bunları katma değerli satabilmek çok daha önemli. Bizler gerçekten devrim niteliğinde olan uygulamaları hayata geçirmek için çalışıyoruz. Tarım kanunu yapıldı ve kullanılmayan tarım arazilerinin yeniden ekonomiye kazandırılması, sözleşmeli üretim gibi konular artık yasal düzenleme ile birlikte farklı bir yönüyle hayatımıza girmiş oldu. Bunların arasında çok uzunca bir süredir tarım sayımında TÜİK ile beraber çalışmamız sürüyor. Türkiye gibi tarımsal üretimin çok çeşitli olduğu bir ülkede bunun altyapısını hazırlamadan yapılan uygulama doğru sonuç vermeyecektir. Bu hazırlık süreci olmazsa olmaz. Hayvancılık yol haritası açıklandı. Burada özellikle planlı üretim, gençlere ve kadınlara pozitif ayrımcılık gibi hem bitkisel hem hayvansal hem de su üretiminde tek tek paylaşıyoruz. 5 ana unsur üzerinde tarımsal üretimin yol haritasını çizmiş durumdayız. Bunların da bu sektöre yatırım olarak dönmesi önemli.” “Su zengini bir ülke değiliz” Türkiye’nin su zengini bir ülke olmadığını vurgulayan Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, “Geçen sene Emine Erdoğan’ın öncülüğünde su verimliliği seferberliğini başlatmıştık ancak 6 gün sonra deprem oldu. O nedenle ara verdik ve yılın son çeyreğinde çalışmalara tekrar başladık. Su verimliliği seferberliğini ortaya koyduk. Bunun sadece sosyal bir proje olduğu düşünülüyor ama bu hayati bir konudur. Akdeniz kuşağında en çok etkilenecek ülkeler arasında Türkiye’nin olması nedeniyle bütün faaliyetlerimizde suyu merkeze alıyoruz. Türkiye’de kişi başına bin 313 metreküplük su kapasitesi var. Hiçbir şeye dokunmayıp bu şekilde devam ederse 2,5 katrilyonluk su ile yatırımını olan bir ülkenin 2030’lu yıllarda su fakiri olması muhtemel. Bunu durduramayız ama yönetebiliriz. Bundan sonraki dönemde de sizlerde sıklıkla göreceksiniz. Suyun 77’sini kullanan tarım ve yüzde 13’ünü kullanan sanayi sektörü olmak üzere bütün herkes faaliyetlerini yeniden düşünmek durumunda. Üretim açısından son derece bilgi ve tecrübe seviyesi yüksek illerde çok daha kolay algılanabileceğini düşünüyorum” diye konuştu.Ayrıca Bakan Yumaklı, Adana’ya yapılacak yatırımlardan bahsetti.Konuşmanın ardından toplantı basına kapalı devam etti. Toplantıya Adana Valisi Yavuz Selim Köşger, milletvekilleri ve tarım sektörü temsilcileri ile çiftçiler katıldı.

 Başkan Doğan'dan, çiftçilere destek çağrısı Haber

 Başkan Doğan'dan, çiftçilere destek çağrısı

Mehmet Akın Doğan, değişen piyasa şartları, iklim değişiklikleri, doğal afetler, yüksek girdi maliyetleri, düşük tarımsal verimlilik ve pazarlama zorlukları gibi çeşitli faktörlerin sonucunda çiftçilerin finansal sorunlar yaşadığına dikkat çekerek, ‘’ Tarım sektörü, ekonominin temel direklerinden biri olmasına rağmen, çiftçileri etkileyen finansal zorluklar giderek artıyor. Bu zorlukların üstesinden gelmek ve çiftçilerin sürdürülebilir bir şekilde faaliyet göstermelerini sağlamak için acil önlemler alınması gerekmektedir’’ dedi. Doğan, çiftçilerin finansal sorunlarını hafifletmek ve sektörü desteklemek amacıyla, banka kredi limitlerinin yükseltilmesi ve mevcut borçların ertelenmesi gibi önlemlerin alınması gerektiğinin altını çizerek, “Bu adımlar, çiftçilerin nakit akışlarını düzenlemelerine ve işletmelerini devam ettirmelerine imkân tanıyacaktır. Banka kredi limitlerinin yükseltilmesi, çiftçilerin ihtiyaç duydukları finansmana daha kolay erişim sağlayacak ve işletmelerini genişletmelerine veya modernize etmelerine yardımcı olacaktır. Aynı zamanda, mevcut borçların ertelenmesi, çiftçilerin mali durumlarını düzeltebilmeleri ve daha sürdürülebilir bir şekilde faaliyet gösterebilmeleri için zaman kazandıracaktır ‘’ diye konuştu. Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, tarım sektörünün, bir ülkenin gıda güvenliği ve ekonomik istikrarı için hayati öneme sahip olduğunu söyleyerek, “Bu nedenle, çiftçilerin finansal sıkıntılarına çözüm bulmak, sadece çiftçilere değil, aynı zamanda toplumun geneline de fayda sağlayacaktır. Bu vesileyle, hükümeti, bankaları ve diğer ilgili kuruluşları, çiftçilerin finansal sorunlarını dikkate alarak gerekli adımları atmaya çağırıyoruz. Çiftçilerin desteklenmesi, tarım sektörünün sürdürülebilirliğini sağlamak ve gelecek nesillere güvenli bir tarım ortamı bırakmak için önemli bir adım olacaktır’’ ifadelerini kullandı.

AK Parti Genel Başkanvekili Yıldırım, Antalya'da tarım sektörü temsilcileriyle buluştu: Haber

AK Parti Genel Başkanvekili Yıldırım, Antalya'da tarım sektörü temsilcileriyle buluştu:

ANTALYA (AA) - AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, "Önümüzdeki senenin ortalarında enflasyonda gözle görülür bir gerilemeye şahit olacağız ve 2025, inşallah enflasyonun tek haneli olacağı yıllar olacak." dedi.Yıldırım, Antalya'nın Aksu ilçesinde "Şehir Buluşmaları 2023" programı kapsamında tarım sektörü temsilcileriyle bir araya geldi.Yıldırım, Antalya'nın Türkiye'ye katma değer sağlayan, tarım sektörü gibi dünyada gittikçe önemi artan stratejik hale gelen bir sektörde yüzleri güldürdüğünü belirtti.Teknoloji gelişmesine rağmen toprağın öneminin her zaman yerini koruduğunu söyleyen Yıldırım, Antalya'nın turizmin yanı sıra tarımda da önemli bir kent olduğunu kaydetti.AK Parti'nin kuruluşunun 22. yılını geride bıraktıklarını anlatan Yıldırım, "17 seçimi geride bıraktık. Her seçimde milletimiz sevabımızla, günahımızla karnesini verdi. Her seçimde yüzümüzü size karşı 'ak' eyledi. 21 yıllık iktidarın yaptıkları da çok var ama yapamadıkları da var. Demokrasi tarihinde AK Parti döneminin bir başka örneği yok. Bir insan ömrünün dörtte birinden fazla süredir bizimle berabersiniz. Birlikte yol yürüyoruz. Siz göndermeden biz bir yere gidecek değiliz. Kararı verecek sizsiniz yerelde de genelde de." dedi.- "Ay yıldızlı bayrağı yere düşürmedik, ezanları dindirmedik"Milletin her seçimde "Biz Recep Tayyip Erdoğan'a güveniyoruz." dediğini aktaran Yıldırım, şöyle konuştu:"Millete ne kadar şükran duysak azdır. Bölge ve dünya zor şartlardan geçiyor. 21 yılı geride bıraktık ama başımıza gelen pişmiş tavuğun başına gelmedi. İktidarımızın ilk yılında vesayet odakları Balyoz, Ergenekon gibi dayatmalarla iktidarı alaşağı etmeye çalıştılar. Ardından 2008-2009 ekonomik krizi. 2014'te enflasyon yüzde 5'in altına düştü. Türkiye'nin bu sıçrayışı üzerine yine düğmeye bastılar. Gezi olaylarını başlattılar. Bunun da üstesinden geldik. Ardından 17-25 Aralık yargı darbe girişimi ile karşımıza çıktılar. En son da 15 Temmuz hain darbe girişimini yapmaya çalıştılar. Biz, ay yıldızlı bayrağı yere düşürmedik, ezanları dindirmedik. Alçaklara hak ettiği dersi verdik. Milletimiz, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının bize emanet ettiği bu toprakları hiç kimsenin ellerinden alamayacağını söyledi. Hainlere hak ettiği dersi veren bu yüce milletin bir ferdi olduğum için gurur duyuyorum." Kovid-19 salgınının ardından bütün dünyada bir belirsizlik yaşandığına dikkati çeken Yıldırım, şunları kaydetti:"Salgın felaketi bir şekilde bütün dünyanın düzenini bozdu. Öngörülebilirlik kayboldu, belirsizlik hakim oldu. Krizleri yönetebilirsiniz ama belirsizliği yönetemezsiniz. İşte biz 6 Şubat'ta dünyanın bugüne kadar karşılaştığı en büyük felaketle karşılaştık. 13 milyon insanın doğrudan etkilendiği bu felaket - bunu samimiyetle söylüyorum - başka bir ülkenin başına gelseydi hiçbir şey yapamazlardı. Ama hamdolsun bu millet ve başındaki bu devlet öylesine hızlı hareket etti ki zamanla yarıştık. Orada enkaz altındakilerin, yardıma ihtiyaç duyanların imdadına saatler içinde yetiştik."- Rusya-Ukrayna savaşıUkrayna ve Rusya ile 40 milyar doların üzerinde ticaretlerinin olduğunu anlatan Yıldırım, "İki ülkenin savaşa girmesiyle bu durum olumsuz etkilendi. Tabii savaşın getirdiği güvenlik sorunu da var. Her an bu savaş yayılabilir. Ukrayna ve Rusya'ya binlerce kilometre uzaktakiler savaşın devam etmesini istiyor. Çünkü yeni silahlarını, teknolojilerini deniyorlar. Kafkaslar, Avrasya coğrafyasına ve Türkiye'ye bu savaş üzerinden mesaj vermeye çalışıyorlar. Bir yandan komşumuz Yunanistan'ı cesaretlendiriyorlar. İstiyorlar ki bu bölgede istikrarsızlık olsun, terör devam etsin." ifadelerini kullandı.Türkiye'nin terörü artık yerinde imha ettiğine işaret eden Yıldırım, insanların artık Hakkari, Şırnak, Van'a rahatlıkla gidebildiğini, turizmini, ticaretini gerçekleştirebildiğini vurguladı.- "Enflasyon 2025'te tek haneye düşecek"Türkiye'de alın teri dökenin, üretenin karşılığını aldığını anlatan Yıldırım, şunları kaydetti: "Yüksek enflasyon' diye bir sorunumuz var. Bunun da en büyük mağduru sabit gelirli insanlardır. Tarımda, sanayide, hizmet sektöründe üretenler mutlaka karşılığını alıyor. Bunu görüyoruz. Erzincan'a da Sivas'a da Kars'a da gittim. Her yerde üretici memnun. Çünkü enflasyon olsa bile ürünü de o derece para ediyor. Sabit gelirliler en fazla etkileniyor. Onların da yükünü hafifletmek için elimizden geleni yapıyoruz. 3 yıllık ekonomi programı açıklandı. Enflasyonla mücadele birinci konu olarak gündeme oturdu. Önümüzdeki senenin ortalarında enflasyonda gözle görülür bir gerilemeye şahit olacağız ve 2025, inşallah enflasyonun tek haneli olacağı yıllar olacak. İnşallah başka öngörülmedik bir gelişme olmaz ise çünkü bölge fokur fokur kaynıyor. Bunu başaracağız. Siz, bize güvenmeye devam edin. Üretmeye devam edin, karşılığını her zaman alacaksınız."Programa, AK Parti Antalya Milletvekilleri Tuba Vural Çokal, Atay Uslu, İbrahim Ethem Taş, MHP Antalya Milletvekili Abdurrahman Başkan ile AK Parti Antalya İl Başkanı Ali Çetin de katıldı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.