Doç. Dr. Şirin Gülcen Eren: ‘Yeryüzü Mühürleri’ ülkemizi ilgili bilim alanlarında ilerici ve lider konuma getirecektir
Süleyman Demirel Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şirin Gülcen Eren, yerleşmeler ve medeniyetler tarihine yenilikçi bir bakış açısı kazandıracak bir yöntem geliştirdi. ‘Yeryüzü Mühürleri’ olarak adlandırılan bu teknik, tarihi gerçeklikleri arazi düzenindeki yeryüzü mühürleri motif, desen ve katmanları üzerinden analiz etmeyi amaçlıyor. Patentli olan bu yöntem, bilgisayar programları ve yapay zekâ kullanımıyla teknolojik bir boyut kazanıyor. Doç. Dr. Eren, buluşun ülkemizi bilimsel gelişmede ileri bir konuma taşıyabileceğini ve derin öğrenme yöntemleri için bir katalog oluşturma niteliğine sahip olduğunu belirtiyor.
‘Buluş’un sahibi, Süleyman Demirel Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şirin Gülcen Eren, mühürlerin tespitinin teknik çizim, temel tasarım, resim bilgisi, haritacılık ve mekânsal planlama bilgisi gerektirmesi nedeniyle teknik bir yöntem olduğunu söyledi. Doç. Dr. Eren, “Buluş, bilgisayar programları, yapay zekâ kullanımı veya metaverse yoluyla üretim ve sıralamaya katkısı nedeniyle teknolojik boyut kazanmaktadır” dedi.
“Buluş, bir Antik Dönem ve öncesi mekânsal ağ sistematiğine ait çıktı ürün elde etme yöntemi olarak da tanımlanabilmektedir”
‘Buluş’un korunması gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Eren, “Buluşun, ülkemizi bilimsel gelişmede önemli bir konuma yerleştirmesi de beklenmektedir. Başka bir ifadeyle, ülkemiz tarafından bulunan bir yöntem olması ve hizmet sunumu yoluyla uygulanması halinde, ülkemizi ilgili bilim alanlarında ilerici ve lider konuma getirecektir. Japonya, ülkemizde çeşitli tarihi ve arkeolojik çalışmalarda bulunmakta ve önemli düzeyde katkı sağlamaktadır. Japonya’da, yöntemin bilgisayar programları veya metaverse kullanılarak yapılan versiyonu tescil edilmiştir. Buluş, bir Antik Dönem ve öncesi mekânsal ağ sistematiğine ait çıktı ürün elde etme yöntemi olarak da tanımlanabilmektedir” diye ifade etti.
“Derin öğrenme yöntemleri için katalog oluşturma niteliğindedir”
Doç. Dr. Eren, “Yerleşmelerin tarihi yanı sıra, yerleşmelerin konumları, sınırları, gelişim yönleri ve dönüşüm biçimlerini ile yolları ve tarım parsellerinin belirlenecek olması nedeniyle de önemlidir. Buluş, tasarım, arkeoloji, şehir planlama, tarih, kentleşme tarihi, kentsel arkeoloji, tarihi coğrafya, tarihi katmanlama ve kartografya disiplin veya alt disiplin alanlarının çalışmalarına katkı koyabilir niteliktedir. Buluş, Antik Dönem fiziki yapıları ve arkeolojik buluntular veya bunların incelenmesi ve analizini içermez. Ancak Buluş; söz konusu disiplin alanlarının çalışmalarının destekleyicisi ve tamamlayıcısıdır. Buluş çıktısı, sanayide ve hizmet sektöründe kullanılabilir niteliktedir. Uygulaması, manuel olarak veya teknik ve teknolojik bir üretim birlikteliği gerektirdiğinden, buluş çıktısı, talep edilen bir alana özel ölçekli veya ölçeksiz olarak çalışılarak üretilebilir. Buluş çıktısı; medeniyetlerin izlerini süren özel ve tüzel kişi veya kurumlar ya da devletler tarafından talep edilebilir. Kurum ve kuruluşlara üretim amaçlı lisanslama yapılabilir. Mevcut teknolojiler kullanılmış ama derin öğrenme yöntemleri için katalog oluşturma niteliğindedir” dedi.