TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#süryani

İLKHABER-Gazetesi - süryani haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, süryani haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Mardin'de 400 yıllık Süryani Çarşısı açıldı Haber

Mardin'de 400 yıllık Süryani Çarşısı açıldı

Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın desteğiyle gerçekleştirilen Dargeçit Sokak Sağlıklaştırma Projesi, yerel yönetimlerin ve çeşitli kurumların katkılarıyla hayata geçirildi. Proje, sadece tarihi yapıların restorasyonu değil, aynı zamanda bölgenin sosyal ve ekonomik canlılığını artırmayı da hedefliyor. 400 yıllık Süryani Çarşısı açıldı Dargeçit ilçesinde açılışı yapılan 400 yıllık Süryani Çarşısı, kültürel mirasın korunması açısından büyük bir öneme sahip. Vali Tuncay Akkoyun, açılışta yaptığı konuşmada, devletin güçlü iradesi ve sağladığı destekler sayesinde Dargeçit'in hızla geliştiğini belirtti. Akkoyun, "Bu proje, vatandaşların doğduğu ve büyüdüğü topraklarda yaşamaya devam etmelerini, tarihi eserlerine ve kültürel mirasına sahip çıkmalarını sağlıyor," dedi. Sokak Sağlıklaştırma Projesi'nin, yalnızca fiziksel bir dönüşüm değil, aynı zamanda ilçedeki ticaret ve dayanışma kültürünü de güçlendireceğine inandığını ifade eden Akkoyun, "Bu projenin sosyal yaşamı canlandıracağına, ticaretin ve turizmin hareketlenmesine, iş imkanlarının artmasına zemin hazırlayacağına inanıyoruz," şeklinde konuştu. Proje kapsamında, yaklaşık 600 metre uzunluğundaki alanda, Safa Caddesi, Kılıç Sokak, Demokrasi Sokak ve Kilise Sokak'ta çeşitli restorasyon ve iyileştirme çalışmaları gerçekleştirildi. Vali Akkoyun, Demokrasi Sokak'ta 62 dükkanın restorasyonunun tamamlandığını, ayrıca 8 betonarme yapının yıkıldığını belirtti. Tescilli dükkanların kemerleri ve tonozlarının restore edildiğini, yalıtım, altyapı ve aydınlatma işlemlerinin de tamamlandığını vurguladı. Dargeçit Tarihi Eski Çarşısı'nın açılışına Dargeçit Kaymakamı Muhammed Enes İpek, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Tahsin Saruhan ve çok sayıda vatandaş katıldı. Açılış, bölgedeki tarihi değerlerin korunması ve canlandırılması adına umut verici bir adım olarak değerlendirildi.

Mardin'de Süryani Mor Dimet'i Anma ve Kültür Etkinliği Düzenlendi Haber

Mardin'de Süryani Mor Dimet'i Anma ve Kültür Etkinliği Düzenlendi

Mardin'in Savur ilçesinde, "Süryani Mor Dimet'i Anma ve Kültür Etkinliği" gerçekleştirildi. Kaymakamlık, Savur Belediyesi ve Dereiçi Derneği işbirliğiyle düzenlenen etkinlik, kırsal Dereiçi Mahallesi'nde yapıldı. Etkinliğe Mardin Valisi Tuncay Akkoyun, Savur Kaymakamı Fatih Çevik ve Belediye Başkanı Engin Uğur Hamidi gibi birçok önemli isim katıldı. Vali Akkoyun: "Mardin Turizmde Hızla İlerliyor" Etkinlikte konuşan Vali Tuncay Akkoyun, Türkiye’nin her alanda geliştiğini vurguladı. Son yıllarda huzur ve barış ortamının sağlanmasıyla birlikte yatırım, sanayi ve istihdamın arttığını belirten Akkoyun, Mardin'in turizm şehri olma yolunda hızla ilerlediğini ifade etti. "Savur da bu ilerlemeden nasibini alacak," diyen Akkoyun, devletin sağladığı huzur o rtamıyla birlikte altyapı çalışmalarının yapıldığını kaydetti. Vali Akkoyun, "Birlik ve beraberliğin en güzel yaşandığı şehir Mardin. Birlikte yaşamanın en güzel örneği burada," şeklinde konuştu. Kaymakam Çevik: "Dereiçi Önemli Bir Destinasyon Olacak" Savur Kaymakamı Fatih Çevik, mahallede yapılan çalışmalara değinerek Dereiçi'nin kısa zamanda önemli bir destinasyon merkezi haline geleceğini söyledi. Belediye Başkanı Engin Uğur Hamidi de gerçekleştirdikleri etkinliği her yıl festival şeklinde sürdürmeyi planladıklarını belirtti. Akademisyenlerden Süryani Kültürü Sunumu Etkinlikte Dereiçi Derneği Başkanı Fuat Kilit'in yanı sıra akademisyenler de "Süryani Kültürü ve Mimarisi" konulu bir sunum gerçekleştirdi. Ayrıca etkinlik kapsamında Mor Dimet Manastırı'nda ayin yapıldı, Mor Yuhanon Dilimoyo Kilisesi ziyaret edildi ve müzik dinletisi sunuldu. Katılımcılar Etkinliğe Mardin Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Akbulut, İl Emniyet Müdürü Cebrail Buğday, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Tahsin Saruhan ve Mardin Kültür ve Turizm İl Müdürü Ayhan Gök gibi önemli isimler ile yurt dışında yaşayan Süryaniler ve yerel vatandaşlar katıldı.

Süryani ne demek? Tarih boyunca var olan bir kültürün izinde Haber

Süryani ne demek? Tarih boyunca var olan bir kültürün izinde

Süryani, tarih boyunca var olan köklü bir kültürün temsilcisidir. Süryanilerin kökeni, tarihleri ve kültürel mirasları hakkında merak edilen birçok bilgi bulunmaktadır. Bu makalede, Süryanilerin kökeni, tarihleri ve kültürel miraslarına dair önemli bilgileri bulabileceksiniz. Süryanilerin Kökeni Süryaniler, tarih boyunca var olan köklü bir kültürün temsilcileridir. Kökenlerine dair çeşitli teoriler bulunmakla birlikte, Süryanilerin atalarının Mezopotamya bölgesinde yaşayan antik halklardan geldiği düşünülmektedir. Bu bölge, günümüzde Türkiye, Irak, Suriye ve İran'ın bir kısmını içermektedir. Antik dönemde Süryaniler, Mezopotamya'nın verimli topraklarında yerleşik hayata geçmiş ve kendi krallıklarını kurmuşlardır. Süryaniler, Asur İmparatorluğu'nun bir parçası olarak güçlü bir politik ve kültürel etkiye sahip olmuşlardır. Ayrıca, Süryanilerin Roma İmparatorluğu döneminde de önemli bir varlığı vardır. Süryanilerin kökeni hakkında yapılan araştırmalar, genetik ve dilbilimsel verileri kullanarak atalarının Orta Doğu'nun yerli halklarından geldiğini göstermektedir. Süryaniler, tarih boyunca farklı kültürlerle etkileşim halinde olmuş ve bu etkileşimler kültürel miraslarının zenginliğini oluşturmuştur. Süryanilerin kökeni ve ataları hakkında daha fazla bilgi edinmek için, arkeolojik buluntular, yazılı kaynaklar ve genetik araştırmalar gibi farklı disiplinlerin çalışmaları incelenmelidir. Bu sayede Süryanilerin tarih boyunca nasıl bir yolculuk yaptığı ve kültürel kimliklerinin nasıl şekillendiği daha iyi anlaşılabilir. Süryanilerin Tarihi Süryanilerin tarihi, binlerce yıllık bir geçmişe sahip olan bu eski ve köklü topluluğun yaşadığı dönemleri ve önemli olayları kapsar. Süryaniler, Orta Doğu'nun tarih sahnesinde uzun süre boyunca varlıklarını sürdürmüşlerdir. Süryanilerin tarihine bakıldığında, antik dönemden başlayarak Asur İmparatorluğu ve Roma İmparatorluğu gibi büyük güçlerin egemenlikleri altında yaşadıkları görülür. Bu dönemlerde Süryaniler, kendi kültürlerini koruyarak ve geliştirerek önemli bir etkiye sahip olmuşlardır. Antik dönemde Süryaniler, Mezopotamya bölgesinde birçok yerleşim kurmuşlardır. Süryanilerin en parlak dönemlerinden biri Asur İmparatorluğu dönemidir. Asur İmparatorluğu'nun başkenti Ninova'da Süryaniler, bilim, sanat, ve edebiyat alanlarında büyük bir ilerleme kaydetmişlerdir. Roma İmparatorluğu döneminde ise Süryaniler, Mezopotamya'nın Hristiyanlaşmasında önemli bir rol oynamışlardır. Süryanilerin bu dönemde kurdukları kiliseler ve geliştirdikleri dini yaşamları, Hristiyanlığın yayılmasında etkili olmuştur. Ortaçağ döneminde Süryaniler, Ortadoğu'da birçok yerleşim kurarak kültürel etkileşimlere ön ayak olmuşlardır. Süryanilerin bu dönemdeki kiliseleri ve manastırları, mimari açıdan büyük bir öneme sahiptir. Süryanilerin tarihi, bu dönemlerde yaşadıkları olaylar ve kültürel etkileşimlerle şekillenmiştir. Süryanilerin tarih boyunca varlıklarını sürdürebilmeleri, kültürel miraslarını korumaları ve geliştirmeleriyle mümkün olmuştur. Süryanilerin Antik Dönemi Süryanilerin antik dönemi, tarih boyunca önemli bir yer tutan yerleşimleri, krallıkları ve etkileşimleriyle dikkat çekmektedir. Antik dönemde Süryaniler, Mezopotamya bölgesinde yoğun bir şekilde yaşamışlardır. Bu dönemde Süryaniler, Asur İmparatorluğu'nun etkisi altında kalmış ve bu imparatorluğa önemli katkılarda bulunmuşlardır. Süryanilerin antik dönemdeki yerleşimleri, Mezopotamya'nın çeşitli bölgelerine yayılmıştır. Özellikle Nusaybin, Edessa (Urfa), Harran ve Tur Abdin gibi bölgeler, Süryanilerin yoğun olarak yaşadığı merkezler olmuştur. Bu yerleşimlerde Süryaniler, kendi kültürlerini ve dillerini korumuşlar ve önemli ticaret merkezleri oluşturmuşlardır. Antik dönemde Süryaniler, kendi krallıklarını kurmuşlar ve bu krallıklar altında bağımsız bir şekilde yönetimlerini sürdürmüşlerdir. Özellikle Osroene Krallığı ve Adiabene Krallığı, Süryanilerin önemli krallıkları arasında yer almaktadır. Bu krallıklar, Süryanilerin kültürel ve siyasi açıdan güçlü oldukları dönemleri temsil etmektedir. Süryanilerin antik dönemdeki en önemli etkileşimleri, Asur İmparatorluğu ile olan ilişkileridir. Asur İmparatorluğu, Süryanilere hem siyasi hem de kültürel açıdan büyük bir etki yapmıştır. Süryaniler, Asur İmparatorluğu'nun egemenliği altında kalmış ve bu imparatorluğun bir parçası olarak önemli roller üstlenmişlerdir. Aynı zamanda Süryaniler, Asur İmparatorluğu'nun dili olan Akadca'yı da kullanmış ve bu dilde önemli eserler üretmişlerdir. Süryanilerin Asur İmparatorluğu Dönemi Süryaniler, tarih boyunca birçok önemli dönemde etkili olmuş bir topluluktur. Bu dönemlerden biri de Asur İmparatorluğu dönemidir. Asur İmparatorluğu, M.Ö. 24. yüzyılda kurulan ve M.Ö. 7. yüzyıla kadar varlığını sürdüren bir imparatorluktur. Süryaniler, bu dönemde Asur İmparatorluğu'nun önemli bir parçası olarak varlıklarını sürdürmüşlerdir. Asur İmparatorluğu döneminde Süryaniler, hem siyasi hem de kültürel anlamda büyük bir rol oynamışlardır. Süryaniler, Asur İmparatorluğu'nun başkenti Ninova'da önemli bir yerleşim alanı oluşturmuşlardır. Ayrıca, Süryanilerin dili olan Süryanice, Asur İmparatorluğu'nun resmi dillerinden biri olarak kullanılmıştır. Süryanilerin Asur İmparatorluğu dönemindeki etkisi sadece dil ve yerleşim alanlarıyla sınırlı değildir. Süryaniler, Asur İmparatorluğu'nun çeşitli sektörlerinde aktif bir şekilde yer almışlardır. Özellikle ticaret, sanat ve zanaat alanlarında Süryanilerin etkisi oldukça büyüktür. Süryaniler, Asur İmparatorluğu'nun zengin kültürel mirasına katkıda bulunmuş ve imparatorluk içinde önemli bir yer edinmişlerdir. Asur İmparatorluğu döneminde Süryanilerin etkisi, sadece imparatorluk içinde değil, aynı zamanda dış ilişkilerde de görülmüştür. Süryaniler, Asur İmparatorluğu'nun komşu bölgeleriyle ticaret yapmış, kültürel etkileşimlerde bulunmuş ve bu sayede Asur İmparatorluğu'nun gücünü ve etkisini genişletmişlerdir. Süryanilerin Roma İmparatorluğu Dönemi Süryaniler, Roma İmparatorluğu döneminde önemli bir yerleşim grubu olarak varlıklarını sürdürdüler. Roma İmparatorluğu'nun genişlemesiyle birlikte, Süryanilerin yaşadığı bölgeler de Roma egemenliği altına girdi. Bu dönemde Süryanilerin yerleşimleri, Anadolu, Suriye, Mezopotamya ve Mısır gibi farklı bölgelerde yoğunlaşmıştır. Süryanilerin Roma İmparatorluğu dönemindeki kültürleri oldukça zengindi. Süryaniler, Roma etkisiyle birlikte kendi kültürel öğelerini de korumayı başardılar. Bu dönemde Süryanilerin dini yaşamları da önemli bir yer tutuyordu. Hristiyanlık, Roma İmparatorluğu'nun resmi dini olduğu için Süryanilerin çoğunluğu Hristiyanlık dinine mensuptu. Süryaniler, Roma İmparatorluğu döneminde kiliseler inşa etmiş, dini törenler düzenlemiş ve dini metinler üretmişlerdir. Süryanilerin Roma İmparatorluğu dönemindeki kültürel mirası da oldukça zengin bir şekilde devam etmiştir. Süryaniler, Roma İmparatorluğu'nun etkisiyle edebiyat, sanat ve müzik alanlarında önemli eserler üretmişlerdir. Süryanice dilinde yazılan edebi eserler, bu dönemde büyük bir gelişme göstermiştir. Süryanilerin sanatı da dönemin etkisiyle gelişmiş ve farklı sanat formlarında eserler ortaya çıkmıştır. Ayrıca Süryanilerin müziği de dönemin kültürel etkilerini yansıtan zengin bir repertuvara sahiptir. Süryanilerin Ortaçağ Dönemi Süryanilerin Ortaçağ Dönemi, tarih boyunca önemli bir dönem olarak kabul edilir. Bu dönemde Süryaniler, çeşitli bölgelerde yerleşimler kurmuşlar ve önemli kiliseler inşa etmişlerdir. Aynı zamanda kültürel etkileşimler de bu dönemde yoğunlaşmıştır. Süryanilerin Ortaçağ dönemindeki yerleşimleri, genellikle Mezopotamya, Suriye, Anadolu ve İran gibi bölgelerde yoğunlaşmıştır. Bu bölgelerde Süryaniler, kendi topluluklarını oluşturmuş ve kendilerine özgü bir yaşam sürdürmüşlerdir. Süryanilerin bu bölgelerdeki yerleşimleri, kültürlerini ve dilini koruma çabalarının bir göstergesidir. Ortaçağ döneminde Süryaniler, önemli kiliseler inşa etmişlerdir. Bu kiliseler, Süryanilerin dini yaşamlarının merkezi haline gelmiştir. Kiliseler, Süryanilerin ibadetlerini gerçekleştirdiği ve dini liderlerini yetiştirdiği yerler olmuştur. Ayrıca kiliseler, Süryanilerin kültürel mirasının da önemli bir parçasıdır. Süryanilerin Ortaçağ dönemindeki kültürel etkileşimleri de oldukça zengindir. Süryaniler, çeşitli kültürel etkileşimlerden etkilenmiş ve kendi kültürlerini de diğer toplumlarla paylaşmışlardır. Bu etkileşimler, Süryanilerin edebiyat, sanat ve müzik gibi alanlarda da kendilerini göstermelerini sağlamıştır. Süryanilerin Kültürel Mirası Süryaniler, tarih boyunca zengin bir kültürel mirasa sahip olan bir toplumdur. Dil, edebiyat, sanat ve müzik gibi alanlarda önemli katkılar yapmışlardır. Süryanilerin kültürel mirası, hem kendi toplumlarına özgü öğeleri içerirken hem de çevre kültürler üzerinde derin etkiler bırakmıştır. Dil ve Edebiyat: Süryanilerin dil olarak Süryanice'yi kullanmışlardır. Süryanice, kökeni Aramice'ye dayanan bir dildir ve Süryanilerin tarihi ve kültürel kimliklerinin önemli bir parçasıdır. Süryanice, eski Süryanilerin yazılı mirasını korumak için kullanılan bir dil olmuştur. Süryanilerin edebiyatı da Süryanice üzerine kuruludur ve birçok önemli esere ev sahipliği yapmıştır. Bu eserler arasında dini metinler, şiirler ve tarihî belgeler bulunmaktadır. Sanat ve Müzik: Süryaniler, sanatta ve müzikte de önemli bir mirasa sahiptir. Süryanilerin sanatı, mimari, resim, heykel ve mozaik gibi çeşitli alanlarda kendini gösterir. Özellikle kilise mimarisi, Süryanilerin sanatsal yeteneklerini yansıtan önemli bir örnektir. Süryanilerin müziği ise dini ve kültürel törenlerde önemli bir rol oynamıştır. Süryanilerin geleneksel müziği, özgün enstrümanlar ve karakteristik melodilerle doludur. Bu şekilde, Süryanilerin dil, edebiyat, sanat ve müzik gibi kültürel mirasları, hem kendi toplumlarının zenginliğini yansıtmakta hem de genel kültürel çeşitlilik ve zenginlik üzerinde etkilerini sürdürmektedir. Süryanice Dil ve Edebiyat Süryanice, Süryanilerin dilleri arasında önemli bir yere sahip olan bir dildir. Bu dil, Süryanilerin kültürel mirasının önemli bir parçasıdır ve tarih boyunca birçok önemli eserin yazılmasına olanak sağlamıştır. Süryanice dilinin yapısı, tarihi ve Süryanice edebiyatın önemi hakkında bilgi veren bu bölümde, bu konulara daha yakından bakalım. Süryanice dilinin yapısı oldukça zengindir ve kökeni Süryanilerin tarihine kadar uzanır. Bu dil, Süryanilerin kimliklerini ve kültürlerini ifade etmek için kullanılmıştır. Süryanice, Aramice dil ailesine ait bir dil olarak bilinir ve bu dil ailesi, Mezopotamya bölgesindeki birçok antik medeniyet tarafından konuşulmuştur. Süryanice, özellikle Hristiyanlıkla ilişkilendirilir ve Süryanilerin dini metinlerini yazmak ve iletmek için kullanılmıştır. Süryanice dilinin tarihi, binlerce yıl öncesine kadar uzanır. Bu dil, Süryanilerin antik dönemlerinden itibaren kullanılmış ve gelişmiştir. Süryanice, Süryanilerin Asur İmparatorluğu ve Roma İmparatorluğu dönemlerinde de yaygın olarak kullanılan bir dildir. Bu dönemlerde Süryanice, edebiyat, felsefe, teoloji ve hukuk gibi birçok alanda önemli eserlerin yazılmasına olanak sağlamıştır. Süryanice edebiyatı, Süryanilerin kültürel mirasının önemli bir parçasıdır. Bu edebiyat, Süryanilerin düşüncelerini, duygularını ve inançlarını ifade etmek için kullanılmıştır. Süryanice edebiyatında şiir, hikaye, tarih, teoloji ve felsefe gibi farklı türlerde eserler bulunur. Bu eserler, Süryanilerin kültürel kimliklerini korumalarına ve gelecek nesillere aktarmalarına yardımcı olmuştur. Süryani Sanat ve Müzik Süryani kültürü, zengin sanat ve müzik geleneğiyle tanınır. Süryani sanatı, çeşitli alanlarda kendini gösterir ve farklı formlarda ifade edilir. Bu sanatın çeşitleri, özellikleri ve Süryani müziğinin önemi hakkında daha fazla bilgi edinelim. Süryani sanatı, öncelikle el işçiliği ve süslemeleriyle tanınır. El dokuması halılar, kilimler ve danteller, Süryani kadınlarının ustalıkla yarattığı eserlerdir. Bu el işçiliği ürünleri, karmaşık desenleri ve canlı renkleriyle dikkat çeker. Ayrıca, Süryani sanatında ahşap oymacılığı ve mozaik işçiliği de önemli bir yer tutar. Ahşap oymacılığıyla yapılan süslemeler, detaylı motifler ve figürlerle süslenmiş mobilyalar ve heykeller şeklinde ortaya çıkar. Mozaik işçiliği ise cam, seramik ve taş parçalarının bir araya getirilerek oluşturulan renkli ve göz alıcı kompozisyonlardır. Süryani müziği, kültürlerinin önemli bir parçasıdır ve toplumun sosyal ve dini yaşamında büyük bir rol oynar. Süryani müziği, kendine özgü enstrümanlar ve özgün melodilerle karakterizedir. Bu müzik türü, duygusal ve etkileyici bir niteliğe sahiptir ve genellikle dinî törenlerde ve festivallerde icra edilir. Süryani müziğinin en önemli enstrümanları arasında kemane, ud, davul ve zurna yer alır. Bu enstrümanlar, müziğe derinlik ve ritim katarak Süryani müziğinin özgün tarzını yaratır. Süryani sanatının çeşitliliği ve müziğinin önemi, kültürel miraslarının zenginliğini ve derinliğini yansıtır. Bu sanat ve müzik formları, Süryanilerin kimliklerini ve kültürel bağlarını sürdürmelerinde önemli bir rol oynamaktadır. Sıkça Sorulan Sorular Süryani nedir? Süryaniler, tarih boyunca var olan bir kültürün mensuplarıdır. Süryanilerin kökeni Mezopotamya'ya dayanır ve Süryanice adında bir dilleri vardır. Süryanilerin tarihi nasıldır? Süryaniler, antik dönemden günümüze kadar uzanan zengin bir tarihe sahiptir. Asur İmparatorluğu dönemi ve Roma İmparatorluğu dönemi gibi önemli dönemlerde etkili olmuşlardır. Süryanilerin kültürel mirası nelerdir? Süryanilerin kültürel mirası dil, edebiyat, sanat ve müzik gibi çeşitli alanları kapsar. Süryanice dilinin yapısı ve Süryanice edebiyatın önemi büyük bir değere sahiptir. Ayrıca Süryani sanatı ve müziği de benzersiz özelliklere sahiptir. Süryanilerin Ortaçağ dönemi hakkında bilgi verebilir misiniz? Süryaniler, Ortaçağ döneminde önemli yerleşimlere sahip olmuşlardır. Kiliseleri ve kültürel etkileşimleriyle dikkat çekmişlerdir. Süryanilerin günümüzdeki durumu nedir? Günümüzde Süryaniler, farklı ülkelerde yaşayan bir diaspora olarak varlıklarını sürdürmektedir. Kültürel miraslarını korumaya çalışmakta ve kendi dillerini yaşatmaya çabalamaktadırlar.

Dünyaya mesaj veren düğün Haber

Dünyaya mesaj veren düğün

Adnan AVUKA MARDİN(İLKHABER) - Herkes tarafından   sevilen ve sayılan Mardinspor’un eski ünlü futbolcularından  Süryani kuyumcu  Suphi Gül’ün İngilizce öğretmeni kızı Sevgi Gül ile  merhum  Halis Çiftçi’nin  oğlu Levent Çiftçi, düzenlenen muhteşem bir düğün töreniyle evliler kervanına katılırken, düğünde her dinden ve her dilden davetlinin olması düğünü daha da renklendirdi. Ortaya çıkan kardeşlik tablosu dünya ülkelerine anlamlı mesaj olarak algılandı. Genç çiftin nikahı önce tarihi Kırklar Kilisesi’nde Mardin-Diyarbakır Metropoliti Saliba Özmen ile Kırklar Kilisesi Başpapazı Gabriel  Akyüz tarafından kıyıldıktan sonra akşam üzeri tüm aile fertleri ile her iki ailesinin arkadaşları Müslüman, Hıristiyan, Ermeni vesaire dinlerden oluşan geniş katılımlı davetli huzurunda Sevgi Gül ile Levent Çiftçi alkışlar altında  Hilton Oteli’nde  dillere destan muhteşem bir düğünle dünya evine girdiler. Genç çiftin nikah şahitliğini ise Bülent Çifçi, Meyda  Çifçi, Hiktorya Özaltın yaptı. Zılgıtlar arasında yapılan nikahtan sonra Türkiye’nin ve Avrupa’nın değişik ülkelerinden gelen iki ailenin akrabaları Türk düğünü özlemini de gidermenin mutluluğunu yaşarken, özellikle gelin ve damadın Mardin’in milli oyunu “Reyhani” oyununu büyük bir ustalıkla icra etmeleri büyük takdir ve alkış topladı. Gelin Sevgi Gül ile damat Levent Çifçi “Ailelerimize ne kadar teşekkür etsek azdır. Allah her seveni mutlu etsin.” diye teşekkür ettiler. “BARIŞ VE KARDEŞLİK GÜVERCİNLERİ UÇURDULAR” Gelin Sevgi Gül ile Damat Levent Çiftçi, ” Başta ülkemiz Türkiye Cumhuriyeti olmak üzere dünya ülkelerine birlik, beraberlik, kardeşlik ve mutluluklar dilemek için güvercinlerimizi beraberimizde getirerek barış için uçurtmaya sözü vermiştik. İnsanlar mutlu olmaları gerekirken neden birbirlerini silahla öldürüyor, neden kardeşçe yaşamıyoruz? Birbirimizle alıp veremediğimiz nedir? Dünya ülkeleri kendilerini medeniyet ve gelişmişlikten bahsederken neden terör estiriyorlar? Mutluluk varken neden gençler üzülsün? Biz Süryani gelin ve damat olarak bütün dünya ülkelerini barışa ve kardeşliğe çağırıyor ve bu iki beyaz güvercini dünya  kardeşliği için uçuruyoruz.” dediler.

İbadetlerimiz için kilise yapılmalı Haber

İbadetlerimiz için kilise yapılmalı

ÖZEL HABER Adnan AVUKA MARDİN(İLKHABER)- Münir Kilimci 1929 Mardin Gül mahallesinde dünyaya geldi. Çocukluğu ve gençliği Mardin Gül Mahallesi’nde geçti. Müslümanlar arasında kardeşçe yaşadı. 3 erkek, 3 kız  olmak üzere 6 kardeşe sahip Münir Kilimci. Baba Kilimci,  tarihi çarşılarda halı tüccarlığı yapmış, kilim alıp satmış. Kilimci soyadı da buradan geliyormuş. Münir Kilimci ve merhum kardeşi Cebrail Kilimci 1960 yılında  ‘Yeni Mardin Gazete ve Matbaası’nı kurdular. Yeni Mardin Gazetesi Yazı işleri Müdürü Cevdet Öztürk, ardından da bu görevi Servet  İçinsel üstlenmişti. Bu tarihlerde Mardin’de  gazetecilik yapmak çok zordu. Çünkü  Mardin, aşiretlerin ve çok nüfuslu  ailelerin memleketiydi.  O dönemin valisi ise merhum  Bekir Suphi Aktan  idi. Vali  Aktan bekar geldiği Mardin’de evlenmiş, eşini de çok sevdiği Mardin’den seçmişti. Münir Kilimci, basın hayatında unutamadığı anılarını şöyle dile getirdi: “Yeni Mardin gazetesini çıkarmak için  çok büyük zorluklara göğüs geriyorduk. Teknoloji bugünkü gibi değildi. Ben o dönemde Cumhuriyet, Hürriyet, Tercüman, Hür Vatan ve Akşam gazetesi il temsilciliğini yapıyordum. 1962 yılında Mardin’de meydana gelen kasırga şehri silip süpürdü, ama bu kasırga olayında hiç kimse ölmedi. Yaralanmalar oldu, maddi hasar çok olmuştu. Aynı tarihlerde benim gibi muhabirlik yapan Cemal  Işınay, Bedii Mungan vardı. Fırtınada bazı arkadaşlarımız haberlerinde ölenlerin olduğunu yazdılar oysa ben ölen olmadığını belirttim. İkinci gün bölge Müdürlerimiz gelip Mardin’de neler olduğunu araştırıyorlar. Vali Bekir Suphi Aktan’ı ziyaret ettik . Vali bey kasırga fırtınasında ölen  olmadığını bildirdi. Bunun üzerine savcı 3 muhabiri ifade vermeye çağırdı. İfadelerimizi aldılar ve bölge müdürümüz bana hak vererek tebrik etti. Vali Bey’i ziyaretimiz sırasında Meteoroloji Müdürü de Vali beyin odasında hazır bulunuyordu. O sırada Vali Bey Meteoroloji Müdürüne sormuştu.  ”Bu kasırga nasıl oldu?” diye. Vali Beyin bu sorusuna meteoroloji Müdürü, “Vali bey ben evde gece yatarken bir baktım üzerimizdeki evin çatısı  bile uçtu  ben de rüzgarın etkisinden uçmamak için kendimi sakladım” demesi üzerine ben de bir haber yaptım. ”Kasırga meteorolojiyi uçurttu” başlığı altında verdiğim haber Türkiye’de büyük yankı uyandırdı, günün haberi oldu. Vali bey  kasırgada ölüm haberi yapan arkadaşlara fırça çekerken bana çok teşekkür etti. Hayat bu şekilde devam ederken 1964 yılında Mardin’den İstanbul’a yerleştim. 52 yıldır Türkiye’nin ilk modern ofset matbaasını kurduk ve bugün ülkemizin matbaacılıkta söz sahibi olduğu bir yatırım yaptık. Kurucusu ve beş yıl başkanlığını yaptığım MAREV Vakfı şimdi çok zayıflamış durumda. Rahmetli  Vakıf Başkanı Avukat İbrahim Özlen gerçekten çok büyük gayretlerle çalışmış ve vakfa çok büyük faydası olmuştur. Vefatından sonra  hiç birimiz istenen, beklenen hizmeti yapamadık, çok zayıfladık. Şimdi temennim acilen vakfımızın  yeniden güçlenmesidir. Geniş çapta yeni yapılaşmaya ihtiyacı vardı, sadece çok paralı olanlardan değil, gerçek Mardin sevdalılarına bu kapı açılmalıdır.” DEVLET SÜRYANİLERE KİLİSE AÇMALIDIR Süryani kadim vatandaşı olan ve hayatı boyunca ülkesine ve bayrağına sadakatleri  ile  bilinen Süryani eski gazeteci  Münir Kilimci, ”Biz Süryani kadim vatandaşı olarak devletimize  sadakatlerimizle bilinen bir topluluğuz ve kimliğimizde de T.C. vatandaşı yazmaktadır. İstanbul’daki büyük ibadet yerlerimiz olmaması nedeniyle  kilise kiralıyoruz.  İbadet sıkıntısı çekiyoruz. Devletimizin bize ibadetlerimiz için kilise yapmasını istiyoruz, bu en tabi hakkımızdır.” diye konuştu. AKLIM FİKRİM HEP MARDİN’DE Münir Kilimci 1964 yılında Mardin’den ilk ayrılığının adeta bir ölüm ayrılığı olduğunu söyledi. Mardin’i ağlayarak terk eden Kilimci,  “Mardin’den ayrıldığımız zaman içim kan  ağladı, Çünkü bütün hayatımız gençliğimiz burada Gül Mahallesi’nde Gül Mahallesi’nin halkıyla geçti. Doğup, büyüdüğümüz bu yerden ayrılmak kolay değil. Şimdi ben her yıl  birkaç defa gelerek Mardin’i ziyaret ediyorum bu yıl ise terör nedeniyle  gelemedim. İnşallah bu terör belasından kurtulup yine sık sık Mardin’e gelip arkadaşlarımızla güzel sohbetler edeceğiz” Diye konuştu. GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE MATBAACILIK KONUSUNU ANLATIRMISINIZ?.... Her türlü ambalaj işlerinde kullanılan kutuları yapan bir matbaaya sahip olan Kilimci, geçmişten günümüze matbaacılık sektörünü şöyle anlattı. “Matbaa sektöründe yarım asırdan daha fazla  faaliyet gösteriyoruz. Kurduğumuz Resim Ofset Matbaası gerçekten büyük bir başarı ile yürütüyoruz. Ancak sizlerin de bildiği gibi son zamanlarda ülke genelinde işler iyiye gitmiyor. Matbaacılık sektöründe kazandırdığımız Kontrol panelli ofset baskı  makinesi, 4 ve 6 nokta kutu yapıştırma  makinası(Jagenberg) ve 50X70 varak yaldız makinesi,70X100 varak yaldız üniteli bobst kesim,  kesim makinası, kutu 90 derece döndürülebilen yapıştırma makinesi  olarak kısaca özetleyebilirim. Şu anda matbaamızda her türlü ambalaj işlerinde kullanılan ilaç kutusundan tutunuz, çikolata ambalaj kutularına kadar tüm işleri yapıyoruz. “ Başarısında eşinin de büyük katkısı olduğuna dikkat çeken Kilimci, eşi Feride hanımın emeğini şöyle dile getirdi: “Her erkeğin başarısında;  iyi ve kötü günde yanında bulunan eşinin,  çok büyük katkısı vardır. Bu başarıda eşinin çok büyük emeği vardır.  Çoğu zaman eve bile gidemediğimiz ve matbaada  yattığımızı hatırlıyorum. Ben 1957  yılında Feride hanım ile evlendim ve bana nur topu gibi üç erkek, üç kız,  toplam 6  çocuk verdi.  Yani kısaca her başarılı erkeğin arkasında mutlaka eşi olduğuna inanıyorum.” ARSLAN’A TEŞEKKÜR Mardin’den söz ederken; yıllardan bu yana Mardin için çalışan ve bir Mardin Sevdalısı olan Halil Arslan’ı anmadan geçemeyeceğini belirten Münir Kilimci, “Halil Arslan yıllardan beri Mardin için çalışan bir Mardin Sevdalısıdır. Yıllardır çıkardığı Güney Hakimiyet Gazetesi ile Mardin Sevdalılarını buluşturmuş, buluşturmaya da devam etmektedir. Zarar etme pahasına da olsa bu gazeteyi yıllardır çıkarmayı sürdürmektedir. Tek amacı Mardin’e, Mardin insanına, dünyadaki tüm Mardinlilere hizmet etmek, onları buluşturmak, Mardin kültürünü devam ettirmek, Mardin sevdalılarını buluşturmaktır. Onu, bu ulvi görevi özveriyle yaptığı için kutluyor, bir Mardinli olarak teşekkür ediyorum.” dedi.

Pizza diyarında belgesel galası Haber

Pizza diyarında belgesel galası

ADNAN AVUKA MARDİN(İLKHABER)- İzla Pizzeria’nın ev sahipliğinde, düzenlenen Kadim Süryani Halkının tarihine ve kültürüne tanıklık eden Şahit Belgeselinin galası yapıldı.  Mardin’in Midyat İlçesine bağlı Üçköy (Kah)’de, Gevrriye Çil ve Morris Dal tarafından işletilen İzla Pizzeria’nın ev sahipliğinde galası yapılan Şahit belgeseli beğeni topladı. Belgeselde, olumsuz şartlara dayanamayan Süryanilerin Avrupa Ülkelerine göç etmesine karşın, köyünde kalmayı tercih eden, tüm zorlukları göğüsleyen Benyamin Aydın’ın hikayesi anlatılıyor.  Sinema sektöründe bulunan Ahmet Kılıç, Ezel dizisinin senaristleri tarafından kurulan Yazı Odası şirketinde 2,5 yıl boyunca sinema eğitimi aldıktan sonra profesyonel kariyerine senaryo yazarlığı yaparak başladığını söyledi. Şahit belgeselin, yazarı, yapımcı  ve senaristliğini yapan Ahmet Kılıç, belgeseli şöyle özetliyor, ”Mezopotamya’nın en eski halklarından olan Süryaniler, geçmiş yıllarda bir taraftan  baskılardan, diğer taraftan ekonomik sorunlardan dolayı doğup büyüdükleri topraklarını terk etmek zorunda bırakıldılar ve zamanla Mezopotamya coğrafyasında azınlık durumuna düştüler. Eskiden büyük bir şehir merkezi olduğu bilinen Süryani-Hristiyan Hah (Anıtlı) köyünde yaşayan Benyamin Aydın ise köy işleri dışında Süryanice dil öğretmenliği yapmaktadır. Kendi dillerini bilmedikleri için annesi ve babasıyla Kürtçe konuşmak zorunda olan öğretmen Benyamin de orada yaşayan ve ölen insanlar gibi, zaman gibi ve Mezopotamya bölgesinde bulunan o eski yapılar gibi olan bitenlere bir şahittir. Şahit Belgeselinin galasına, Midyat Belediye Başkan Yardımcısı Ali Alptekin, Güneydoğu Anadolu Gazeteciler Federasyonu Başkanı Mehmet Çelik, İş İnsanı, İlkhaber, Güney Hakimiyet ve İlkses Gazetelerinin İmtiyaz Sahibi Halil Arslan, Küresel Gazeteciler Konseyi Mardin Temsilcisi Adnan Avuka, Mardin Turizm İşletmeleri Derneği Başkanı Aslan Paşaoğlu, Mardin Toplumsal Dayanışma Federasyonu Başkanı M. Şerif Öter, Süryani Dili-Kültürü ve Edebiyatı Derneği Başkanı Yusuf Beğtaş dünyaca ünlü Çerez sahibi Yaşarbey ve çok sayıda davetli katıldı.  Gala sonrasında Süryani müziği eşliğinde halaylar çekildi.  ŞAHİT BELGESELİNİN YÖNETMENİ AHMET KILIÇ KİMDİR?   2015 yılından beri sinema sektöründe bulunan Ahmet Kılıç, Ezel dizisinin senaristleri tarafından kurulan Yazı Odası şirketinde iki yıl boyunca sinema eğitimi aldıktan sonra profesyonel kariyerine senaryo yazarlığı yaparak başladı.   2017 yılında senaryo ekibi içinde bulunduğu Tepedeki Ev isimli kısa film Antalya Altın Portakal Film Festivali’ne seçildi.  Çeşitli film yapım şirketlerinde senaryo yazarlığı yaptıktan sonra 2020 yılında kendi film yapım şirketini (İz Yapım) kurdu. Daha sonra birçok tanıtım filminin yazarlığını ve yönetmenliğini üstlendi. 2021 yılında ise ilk belgesel filmi olan İZLER Boncuklu Tarla’yı çekti.  İZLER Boncuklu Tarla isimli belgesel draması yurt içi ve yurt dışından uluslararası birçok festivale seçildi. Aynı belgesel Foça Film Günleri’nde gösterildikten sonra Best Of Foça 2022’nin özel seçkisi arasında yer aldı.

Paskalya Bayramı Kırklar Kilisesi’nde kutlandı Haber

Paskalya Bayramı Kırklar Kilisesi’nde kutlandı

ADNAN AVUKA-ÖZEL HABER MARDİN (İLKHABER)-Mardin Diyarbakır Metropoliti Saliba Özmen ile Kırklar Kilisesi Başpapazı Gabriel Akyüz tarafından icra edilen bayram törenine katılım çok yoğun oldu.   Süryanice ilahilerin icra edildiği Paskalya Bayram törenine Mardin Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mahmut Demirtaş, Artuklu Belediye  Başkanı Mehmet Tatlıdede, Artuklu Kaymakamı  Mesut Tabakoğlu, İl jandarma Komutanı Tuğgeneral İdris Tataroğlu, Siyasi parti teşkilatları kanaat önderleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Vali ve beraberindeki heyet  Kırklar kilisesinde petropolitin makamında Süryani ve diğer vatandaşlarla bir araya geldi. Vali Demirtaş, Paskalya Bayramı’nın Hristiyanlar tarafından kutlanan önemli bir bayram olduğunu dile getirerek Süryani vatandaşların Paskalya Bayramını kutladı.  Paskalya Bayramı hakkında bilgi veren Metropolit Saliba Özmen, Hristiyanların Paskalya Bayramında neyi kutladıklarını anlattı. Ülkemizde 6 Şubat’ta yaşanan deprem konusunda da üzüntülerini dile getiren Metropolit Saliba Özmen, acıların halen devam ettiğini dile getirdi. Yetkililerin depremin yaralarını sarmak için önemli çalışmalar yaptığına dikkat çeken Metropilit Özmen, acılı ailelere sabır ve başsağlığı diledi.  Törende Pakalya kutlamasına gelenlere yumurta dağıtıldı. Gelen konuklar yumurtalarını birbirleriyle tokuşturdu. Törende Vali Demirtaş ve Metropolit Özmen yumurtalarını tokuyturdu. Törenden sonra ise hatıra fotoğrafı çektirildi.  Kutsal Hafta ve Paskalya Bayramı Paskalya Bayramı Hz. İsa’nın çarmıha gerilerek ölümünün ardından yeniden dirilişinin haftasıdır. Bu yüzden Pazar günü Paskalya bir diriliş bayramıdır. Hristiyanlar İsa’nın ölümden sonra dirilişini kutlarlar. Bu hem Hz. İsa’nın  ölüm karşısındaki zaferidir hem de onun aracılığıyla insanların ölüm karşısındaki zaferidir. Çünkü İsa insanlara, kendi dirilişi gibi bir diriliş ve sonsuz yaşam vaat etmiştir.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.