TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Staj

İLKHABER-Gazetesi - Staj haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Staj haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

TBMM Adalet Komisyonu'ndan noterlik ve avukatlık stajına ilişkin düzenlemeler Haber

TBMM Adalet Komisyonu'ndan noterlik ve avukatlık stajına ilişkin düzenlemeler

TBMM Adalet Komisyonu, noterlik ve avukatlık stajı süreçlerinde önemli değişiklikler içeren teklifi kabul etti. Teklifle, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı doğrultusunda Avukatlık Kanunu'nda değişikliğe gidiliyor. Buna göre, avukatlık stajına fiilen engel olmamak şartıyla herhangi bir işte sigortalı olarak çalışılması, avukatlık stajının yapılmasına engel olmayacak. Adli ve idari yargı hakim ve savcı adayları veya yardımcıları ile hakim ve savcılar hariç olmak üzere, kamu kurum ve kuruluşlarının kadro veya pozisyonlarında görev yapanlar da görev yeri saklı kalmak kaydıyla mahkemelerde yapılan staj sürecinde aylıksız veya ücretsiz izinli olarak avukatlık stajı yapabilecek. Bu dönemde ilgilinin talebi üzerine yıllık izinler de kullandırılabilecek. Avukat yanında yapılacak staj sürecinde ise kamu kurum ve kuruluşu tarafından ilgilinin ifa ettiği kamu görevini aksatmayacak şekilde çalışma saatleri ile izin dönemleri ve süreleri düzenlenebilecek. Ancak ifa edilen kamu görevinin niteliğinden dolayı aynı anda staj yapma durumunda kamu görevinde aksama ortaya çıkacağı hallerde avukat yanında yapılan staj sürecinde de ilgiliye aylıksız veya ücretsiz izin verilebilecek. İlgili mevzuatta memur kadrolarına geçiş hakkı tanınan sözleşmeli personel ancak memur kadrolarına geçiş hakkını kazandıktan sonra bu hükümlerden yararlanabilecek. Aylıksız veya ücretsiz izinler diğer mevzuatta yer alan sınırlamalara tabi olmayacak. Kamu kurum ve kuruluşlarının kadro veya pozisyonlarında görev yapanların staj sürecindeki izin dönemleri ve süreleri ile çalışma saatlerinin düzenlenmesine ilişkin usul ve esaslar Cumhurbaşkanlığınca çıkarılan yönetmelikle belirlenecek. Bu düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten önce avukatlık stajına başlamış olanlar hakkında önceki hükümler uygulanacak. Noterlere ilişkin düzenlemeler Noterlik Kanunu'nda yapılan değişiklikle noterlerin tatil gün ve saatlerinde çalışmasına ilişkin usul ve esaslar düzenleniyor. Buna göre, noterlerin tatil gün ve saatlerinde çalışması, Türkiye Noterler Birliğinin mütalaası alınarak Adalet Bakanlığınca yürürlüğe konulacak yönetmelikte düzenlenecek. Noterlik Ücret Tarifesi, her yıl mart ayı yerine ocak ayı başında düzenlenecek. Noterliklerde yapılan işlemler ve düzenlenen kağıtlar sebebiyle ödenmesi gereken vergi, resim, harç, değerli kağıt bedelleri, noterlik ücretleri ile diğer işlem giderleri nakit olarak veya banka kartı, kredi kartı ve benzeri kartlar kullanılarak tahsil edilecek. Noterlerin vergi, resim ve harçlar ile değerli kağıt bedellerine ilişkin beyanname verme usulü sadeleştirilecek. Buna göre, bir önceki aya ait beyannameler, her ayın ilk beş iş günü içinde hazırlanacak ve aynı süre içinde ilgili dairelere verilecek. Araç sicil ve tescil sistemi veri tabanında yer alan bilgilerin Karayolları Trafik Kanunu'nun ek 18'inci maddesi çerçevesinde kişi ve kurumlarla paylaşılması karşılığında sorgu veya dönen kayıt başına Türkiye Noterler Birliğince 2 lira işlem katılım payı alınacak. Bu miktar, her yıl bir önceki yıla ilişkin Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında takvim yılı başından geçerli olmak üzere artırılarak uygulanacak. Genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinden katılım payı alınmayacak. Katılım payından muaf olan diğer kişi ve kurumlar ile uygulamaya ilişkin hususlar yönetmelikle belirlenecek. El yazısıyla imzalanarak hazırlanan noterlik işlemleri, güvenli elektronik imzayla Türkiye Noterler Birliğinin bilişim sistemine kaydedilecek. Teklifle Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı doğrultusunda Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay başkanlıkları ile hakim ve savcı kadrolarına ilişkin düzenlemeye gidiliyor. Türk Medeni Kanunu'ndaki değişiklikler Türk Medeni Kanunu'nda yapılan değişiklikle adın değiştirildiği nüfus siciline kayıt ve Basın İlan Kurumunun ilan portalında ilan edilecek. Bu ilanda; hükmü veren mahkeme, kararın verildiği tarih, dosyanın esas ve karar numarası ile adının değiştirilmesine karar verilen kişinin nüfusa kayıtlı olduğu yer, doğum tarihi, anne ve baba adı, önceki adı ve soyadı, mahkeme kararıyla verilen yeni adı ve soyadı yer alacak. Boşanma davası reddinin kesinleşmesinden sonra ortak hayatı kuramayan çiftlerin yeniden dava açabilmesi için gereken süre 3 yıldan 1 yıla indirilecek. Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak 1 yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa, evlilik birliği temelden sarsılmış sayılacak ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilecek. Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'da değişiklik yapılacak. Buna göre en kıdemli Cumhuriyet savcısının, Cumhuriyet başsavcıvekili olarak görev yapmasına ilişkin düzenleme kaldırılacak. Bölge adliye mahkemelerinde Cumhuriyet başsavcıvekili Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenecek. Ayrıca iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde birden fazla Cumhuriyet başsavcıvekili görevlendirilebilecek. Casuslukla ilgili yeni suç ihdas edilecek Türk Ceza Kanunu'nda yapılan (TCK) değişiklikle casuslukla ilgili yeni suç ihdas edilecek. Buna göre, TCK'nin "Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk" bölümüne eklenecek madde, Kanun'un "Devlet güvenliği ile ilgili belgeleri elinde bulundurma" başlıklı maddesinden sonra "Devletin güvenliği veya siyasal yararları aleyhine suç işleme" başlığıyla yer alacak. Söz konusu kanunda yaptırıma bağlanan "belge ve bilgi temini veya bunların açıklanması" dışında devletin güvenliği veya iç ya da dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda suç işleyenler, 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezasına çarptırılacak. Fail hakkında hem bu suçtan hem de işlediği ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmedilecek. Fiil, savaş sırasında işlenmiş veya devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askeri hareketlerini tehlikeyle karşı karşıya bırakmışsa faile 8 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası verilecek. Suçun, milli güvenlik açısından stratejik önemi haiz birimler ile proje, tesis ve hizmetleri yerine getiren kurum ve kuruluşlarda görev yapanlar tarafından işlenmesi halinde verilecek ceza bir kat artırılacak. Bu suçtan dolayı kovuşturma yapılması, Adalet Bakanının iznine bağlı olacak. Ceza Muhakemesi Kanunu'nda (CMK) yapılan değişikliğe göre, suçun niteliğinin değişmesi durumunda müdafinin yanı sıra ek savunma hakkına ilişkin bildirimler sanığa da yapılabilecek. Müdafi sanığa tanınan haklardan onun gibi yararlanacak. Sanığın dosyadaki son adresine bildirim yapılamaması veya bildirime rağmen duruşmaya gelmemesi halinde müdafiye yapılan bildirimler yeterli kabul edilecek. Devlet üniversiteleri ÇİM kurabilecek CMK'deki diğer bir düzenlemeyle de devlet üniversiteleri Çocuk İzlem Merkezi (ÇİM) kurabilecek. Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'daki değişiklikle hükümlülerin örgün ve yaygın öğretim haklarının kapsamı genişletilecek. Buna göre, açık ceza infaz kurumları ile çocuk eğitimevlerinde bulunan hükümlülerin tüm öğretim türlerinden; diğer ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlülerin ise kurum içinde verilebilen yaygın, dışarıdan ve açık öğretim programlarından yararlanmaları sağlanacak. Kapalı ceza infaz kurumunda bulunan iyi halli hükümlüler, kurum içinde açılan örgün öğretim programlarına, kurum disiplin, düzen ve güvenliğini tehlikeye düşürmeyecek şekilde, kurumsal kapasite ve imkanların uygunluğu ölçüsünde devam edebilecek. Yaş, eğitim düzeyi, engellilik durumu, sosyal ve ekonomik durum ile benzeri ölçütlere göre ihtiyacı olan hükümlülere öncelik verilecek. Kayıtlı olduğu eğitim kurumlarının ilgili mevzuatına göre gerekli şartları taşıyan ve kapalı ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülerin sınavları, kişi ve kurum güvenliği ile kurum disiplin ve düzeninin bozulmasını önleyici tedbirler alınarak belirtilen usule göre ceza infaz kurumu içinde yapılacak. Buna göre, ortaöğretim, ön lisans, lisans ve benzeri öğretim programları kapsamındaki sınavlar ile mesleki yeterlilik gibi yazılı veya sözlü sınavlar, ilgili kurum ile koordinasyon sağlanarak öncelikle çevrim içi, bunun mümkün olmaması halinde ise ilgili eğitim kurumu görevlisinin gözetiminde yüz yüze yapılacak. Hükümlüler, merkezi sınavlar ile açık öğretim kurumları sınavlarına, sınav merkezi olarak belirlenen ceza infaz kurumlarında katılacak. Kurum ve kuruluşlar ile üniversiteler, sınavlara ilişkin gerekli düzenlemeleri yapmak ve tedbirleri almakla yükümlü olacak. Açık ceza infaz kurumları ile çocuk eğitimevlerinde bulunan hükümlülerin öğretimden yararlanması veya sınavlara katılması, hükümlünün; başarısız olması, devamsızlık göstermesi, eğitim ve sınav alanlarında Kanun'da yazılı disiplin cezasını gerektiren eylemlerden birini gerçekleştirmesi veya öğretim programının ceza infaz kurumunun işleyişine yer ve zaman itibarıyla uygun olmaması halleri dışında engellenemeyecek. Öğretime ve sınavlara ilişkin usul ve esaslar, Milli Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulunun (YÖK) görüşü alınarak Adalet Bakanlığınca çıkarılan yönetmelikle belirlenecek. Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu'ndaki değişikliğe göre ise esnaf ve sanatkarlar meslek kuruluşlarında genel kurul üyelerinin dörtte birinin başvurusu üzerine genel kurul olağanüstü toplantıya çağrılabilecek. Teklifin kabul edilmesinin ardından açıklamalarda bulunan Komisyon Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Cüneyt Yüksel, TUSAŞ'ın Kahramankazan'daki yerleşkesini hedef alan terör saldırısını lanetledi. Yüksel, katılımcı anlayışla görüşmeleri yapılan teklifin TBMM Genel Kurulunun gündemine geleceğini belirtti.

DAİMFED ve Alparslan Türkeş Üniversitesi'nden Mühendislik öğrencilerine destek projeleri Haber

DAİMFED ve Alparslan Türkeş Üniversitesi'nden Mühendislik öğrencilerine destek projeleri

Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adnan Sözen, Doğu Akdeniz İnşaat Müteahhit Birlikleri Federasyonu (DAİMFED) Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu ve yönetim kurulu üyelerine iadeyi ziyarette bulundu. Ziyarette, Rektör Sözen ve Genel Başkan Karslıoğlu, DAİMFED ve Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi (ATÜ) Mühendislik Fakültesi Dekanlığı ile başlatılan işbirliği üzerine görüş alışverişinde bulundu. Ele alınan konuların başında, DAİMFED ve ATÜ ortaklığıyla kurulması planlanan Beton Deney Laboratuvarı, Mühendislik Fakültesi mezunlarının istihdamı, ‘Mesleğim Elimde’ ve ‘İlk Baretim İlk Yeleğim’ projeleri hakkında destek istendi. Karslıoğlu, “Bu proje, sektöre maddi manevi katkı sağlanacak ve Adana ekonomisine de güç katacak” DAİMFED Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu, “ATÜ, bilim ve teknoloji anlamında sektörümüzün gelişimini sağlayan donanımlara sahip bir üniversite. DAİMFED olarak bu konuda üniversitemize kayıtsız kalmamız, mesleğimizi üniversiteden habersiz ilerletebilmemiz mümkün değil. Bizim en önemli projelerimizden biri Beton Deney Laboratuvarının kurulması. Hem beton, hem demir, hem de su boruları deneyini üniversitemizde kurulmasını istiyoruz. Bu proje, sektöre maddi manevi katkı sağlanacak ve Adana ekonomisine de güç katacak” şeklinde konuştu. Karslıoğlu, “İlk Baretim İlk Yeleğim’ projesi, birinci sınıf öğrencileri için muazzam bir projedir” ‘İlk Baretim İlk Yeleğim’ projesi hakkında da bilgiler veren DAİMFED Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu şunları söyledi: “Federasyon olarak ‘İlk Baretim İlk Yeleğim’ Projesi, ATÜ Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Beycioğlu ile birlikte yürüttüğümüz güzel bir projedir. Birinci sınıfta okuyan gençlerimizin mesleğe ilk girişinin hediyesi olarak sunuyoruz. Mühendislik Fakültesi’nde okuyan öğrencilerimiz, bir yelek ve baretle mesleğini daha çok önemsemesini ve ciddiyetinin farkına varmasını sağlama amacındayız. Bu projenin Türkiye geneline yayılmasını sağlayacağız. ‘İlk Baretim İlk Yeleğim’ projesi, birinci sınıf öğrencileri için muazzam bir projedir.”    Karslıoğlu, “Federasyonumuzda Genç DAİMFED aracılığıyla sektör temsilcileriyle buluşturup, işe başlatıyoruz. Tabii bu üniversite yıllarında başlıyor. Üniversite yıllarında başlayan staj, DAİMFED’le tanışma fırsatı oluyor gençlerimiz için. Bu fırsatı Genç DAİMFED’le devam ettiriyor arkadaşlarımız. Mezun olduktan sonra da kolaylıkla yurtiçi-yurtdışı iş yapan firmalarımızda işe başlamış oluyorlar. Her Cumartesi DAİMFED’te toplanan gençlerimiz, işe başlayana kadar nöbetini devam ettirir. Ta ki işe girdikten sonra, artık kendi işine devam eder. Bu bizde bayrak yarışıdır” dedi.    Sözen: “Üniversitemiz ile DAİMFED’in çok güzel projelere imza atacağından hiç şüphem yok” Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adnan Sözen, “Özellikle deprem felaketlerinden sonra inşaat sektörünün yaşamış olduğu sıkıntılar hepimizin malumu. Bu bağlamda DAİMFED Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu ve ekibinin, sektörün bu zorlu süreçten bir an evvel kurtulması için vermiş oldukları çabalarını takdirle karşılıyoruz. Ayrıca DAİMFED’in üniversiteler ile yapmış olduğu projelerin, sektör adına son derece olumlu olduğunu düşünüyorum. Üniversitemiz ile DAİMFED’in çok güzel projelere imza atacağından hiç şüphem yok. ATÜ ve DAİMFED işbirliği ile arzu etmiş olduğunuz araştırma laboratuvarında deneylerin yapılabilecek bir araştırma konusuna gidilip, uygun şartlarda paydaş olamaya hazırız” şeklinde konuştu. 

Staj ve çıraklık sigortası mağdurlarından Cumhurbaşkanlığına çözüm dosyası Haber

Staj ve çıraklık sigortası mağdurlarından Cumhurbaşkanlığına çözüm dosyası

Türkiye Staj ve Çıraklık Sigortası Mağdurları Platformu Başkanı Semiha Özek, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'a, mağdurların sorunlarını ve çözüm önerilerini içeren kapsamlı bir dosya sundu. Platformun hazırladığı bu dosyada, mağduriyetlerin Türkiye'deki ara eleman sorununa olan etkileri ve çözüm önerileri detaylı bir şekilde ele alındı. ARA ELEMAN SORUNU DERİNLEŞİYOR Dosyada, Türkiye'de giderek artan ara eleman açığına dikkat çekildi. Özellikle mesleki ve teknik eğitimin tercih edilmemesinin, işverenler için büyük bir sorun olduğu vurgulandı. Birçok işveren, yatırımlarına rağmen kalifiye işgücü bulmakta zorlanırken, bu durumun en önemli nedenlerinden biri olarak mesleki eğitimdeki eksiklikler gösterildi. GEÇMİŞTEKİ MAĞDURİYETLERİN ETKİSİ Dosyada, meslek liselerinin ve çıraklık okullarının tercih edilme oranlarının düşük olmasının en önemli nedenlerinden birinin, geçmişte bu okullardan mezun olan kişilerin sigorta mağduriyeti yaşaması olduğu belirtildi. Bu durum, gençlerin mesleki eğitimi tercih etmesini olumsuz etkiledi. Ayrıca, düşük eğitim kalitesi ve mezuniyet sonrası düşük maaş beklentileri de bu tercihi etkileyen diğer faktörler arasında yer aldı. ÇÖZÜM ÖNERİLERİ VE EKONOMİK ETKİLER Platform, mağduriyetlerin giderilmesi, tam sigorta girişi, yıpranma hakkı, kariyer planlaması ve askerlik teşviki gibi konularda önemli çözüm önerileri sundu. Bu önerilerin, sigorta prim gelirleri ile SGK'ya yaklaşık 1 trilyon TL'nin üzerinde bir katkı sağlayabileceği belirtildi. Önerilen Çözümler: Mağduriyetlerin Giderilmesi: Geçmişte sigorta mağduru olan çırakların ve stajyerlerin haklarının iade edilmesi. Tam Sigorta Girişi: Meslek liselerinde eğitim gören tüm öğrencilerin sigorta girişinin yapılması. Yıpranma Hakkı: Mesleki okullarda okuyan öğrencilere, ağır işlerde çalışanlar gibi yıpranma hakkı verilmesi. Kariyer Planlaması: Meslek liselerinde okuyan öğrencilere kariyer planlaması yapılması. Askerlik Teşviki: Meslek lisesi mezunlarının askerlik sürelerinin kısaltılması veya muaf tutulması.

Adana'da staj mağduru kadın, sigorta başlangıcı olmadığı için intihara kalkıştı Haber

Adana'da staj mağduru kadın, sigorta başlangıcı olmadığı için intihara kalkıştı

Staj ve çıraklık mağdurları, Türkiye genelinde emeklilik haklarına erişim için seslerini yükseltiyor. Staj ve çıraklık süreçlerinde uzun dönem sigorta primi yatırılmaması sebebiyle mağdur olduğunu kamuoyuna anlatmaya çalışan emekçi bireyler, dikkat çekici eylemler gerçekleştiriyorlar. Bu güne kadar yüzleri gülmeyen mağdurlar, aralarında Adana’nın da bulunduğu 18 ilde dernekleşip, federasyon çatısı altında da birleşti. Zaman zaman bireysel çalışmalar da yapan staj mağdurlarından en ilginç eylem Adana’dan geldi. Adana’da 2 çocuk annesi F.D, Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER)Alo 150 hattını arayıp staj mağduru olduğunu, stajdaki sigortanın emeklilikte başlangıç sayılmadığı için intihar etmeyi düşündüğünü söyledi. CİMER birimi söz konusu durumu ciddiye alarak polis merkezine bildirdi. Mağdurun evine gelen polis memuru, F.D ile ikna görüşmesi yaptı. Mağduru intihardan vazgeçirmeye çalışan polis memuru bir süre dil döktü ve tutanak tutuktan sonra evden ayrıldı. “Stajın sigorta başlangıcı sayılmadığını bilseydim, çalışıp kendi sigortamı başlatırdım” Staj ve çıraklık sigorta başlangıcı oluncaya kadar mücadele etmeye devam edeceklerini kaydeden F.D,  Adana Çobanoğlu Ticaret Meslek Lisesi’nde Bankacılık bölümünde 1996 yılında zorunlu staj yapan F.D, haftanın iki günü okula gidip, üç gün staj yaptığını söyledi. Öğretmenlerinin kendilerine verilen SSK Sicil Kartlarıyla ilgili olarak, “Bu SSK kartının değerini emekli olurken göreceksiniz” dediklerini hatırlatan F.D, staj sigortasının uzun vadeli sigorta kollarına başlangıç sayılmadığını yıllar sonra öğrendiğini kaydederek, “Stajımın sigorta başlangıcı sayılmadığını bilseydim, bir işyerinde çalışıp kendi sigortamı başlatırdım. Staj ve çıraklık sigorta başlangıcı sayılmalı” dedi.    

Gürer: Denetimsizlik ve güvenlik önlemlerinin eksikliği iş kazalarının artmasına sebep oluyor Haber

Gürer: Denetimsizlik ve güvenlik önlemlerinin eksikliği iş kazalarının artmasına sebep oluyor

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Ankara'da bir stajyer öğrencinin iş kazası sonucu hayatını kaybetmesinin ardından Türkiye'deki iş cinayetlerinin artışını ve emek sömürüsünü kınadı. Gürer, iş kazalarının denetimsizlik ve güvenlik önlemlerinin eksikliğinden kaynaklandığını vurgulardı. Gürer, "Aşırı kazanç hırsıyla gözü kararan zihniyetin yarattığı acımasız sistem, emek sömürüsünde sınır tanımıyor. Daha fazla kazanç ve kâr elde etme hırsıyla insanları ahlaksızca sömürenlerin varlığı, sorunları daha da katlıyor" dedi. “Son 6 yılda toplam 12.908 iş cinayeti ile hayatlar sona erdi” Ankara'da yaşanan son iş cinayeti olayına dikkat çeken Ömer Fethi Gürer, "Ankara'da yine acı bir iş cinayeti yaşandı. Bu ne ilk ne de son olacak gibi görünüyor. 2002 yılında yılda 146 iş cinayeti yaşanırken, 2023 yılında bu sayı 1932'ye yükseldi. 2020 yılında ise 2427 iş cinayeti ile AKP dönemi en fazla can kaybının yaşandığı dönem oldu. Son 6 yılda toplam 12.908 iş cinayeti ile hayatlar sona erdi" diye ifade etti. “Son aylarda, staj yapan öğrencilerin omuzlarına yüklenen ağır işlerin artışı dikkat çekici” CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, staj yapan öğrencilerin emek sömürüsüne maruz kaldığına değinerek şunları söyledi: " Son aylarda, staj yapan öğrencilerin omuzlarına yüklenen ağır işlerin artışı dikkat çekici" dedi. Çocuk işçiliği ve ekonomik krizin etkileri Ömer Fethi Gürer, "Bu cinayetlerin ve iş kazalarının olmasının nedeni, gerekli önlemlerin alınmaması ve ekonomik kriz nedeniyle işçi statüsünde olanların yapması gereken işlerin staj öğrencilerine yaptırılmasıdır. Bu durum, daha fazla kazanç sağlamak isteyenlerin sorumsuzluğudur" diye ifade etti. “18 yaşın altında işe başlayanlar sadece kaza sigortası ile sigortalanıyor ve emekliliğe esas sigorta işe başladığı gün başlatılmıyor” Gürer, "Bu nedenle de 18 yaşın altında işe başlayanlar sadece kaza sigortası ile sigortalanıyor ve emekliliğe esas sigorta işe başladığı gün başlatılmıyor. Bu büyük bir sömürü" dedi. Gürer, çalışanları zor durumda bırakan sorunlara değinerek şunları söyledi: "İş cinayetlerinin yanı sıra çırak ve staj mağdurlarının sorunlarının giderilmemesi, emeklilere düşük maaş verilmesi, esnaflara vaat edilen 9.000 prim gününün 7.200'e düşürülmemesi, asgari ücretin artırılmaması, en düşük emekli aylığının asgari ücret seviyesine çıkarılmaması ve emeklilikte adalet arayanların sorunlarının çözülmemesi gibi konular, geçici mevsimlik işçilerle taşeronlara ve belediye şirket işçilerine kadro verilmemesi gibi durumlar, çalışma yaşamını olumsuz etkiliyor.” Gürer, bu sorunların çözülmediği sürece ucuz emek sömürüsünün devam edeceğini ve iş cinayetlerinin süreceğini söyledi.

Çağlar Yalı: İşe alımı dijitalleştiren şirketler 162 bin TL kâr elde ediyor Haber

Çağlar Yalı: İşe alımı dijitalleştiren şirketler 162 bin TL kâr elde ediyor

Yeni mezunların iş arayışı, staj başvuruları, iş değiştirmek isteyen çalışanlar ve şirketlerin yetenek açığını kapatma hedefi dolayısıyla insan kaynakları departmanları vakitlerinin önemli bir bölümünü işe alım süreçleri için harcıyor. Ancak bu süreci manuel olarak yürüten şirketler  verimlilik kaybı yaşarken maliyetleri de büyük ölçüde artıyor. İnsan kaynakları ve personel yönetim platformu Kolay İK’nın CEO’su Çağlar Yalı, işe alım süreçlerini aday takip sistemi (ATS) kullanarak dijitalleştiren şirketlerin, manuel yürüten şirketlere göre maliyet ve zaman yönünden yüzde 60 kâr sağladığını söyledi. Buna göre yalnızca işe alım için harcanan ortalama vakit yılda 780 saatten 312 saate, işe alım maliyeti ise 269,9 binden 107,9 bine düşüyor. Bu da 468 saat ve 162 bin TL kâr anlamına geliyor. Kolay İK’nın CEO’su Çağlar Yalı, işe alım süreçlerini manuelden dijitale taşımanın sağladığı zaman ve maliyet avantajı hakkında bilgi verdi. “İse işe alım süreçlerini dijitalleştirmekten yani aday takip sisteminden geçiyor” Çağlar Yalı, “Kolay İK olarak yaptığımız hesaplamalara göre bir İK departmanının dijitalleşmesi o departmanın operasyon yükünü yüzde 76 azaltıyor. Bunun en iyi örneklerinden birini işe alım sürecinde görüyoruz. Çünkü işe alım oldukça uzun ve meşakkatli bir süreç. Bunu kısaltıp hem zaman, maliyet ve verimlilik avantajı sağlamanın hem de hata payını azaltmanın yolu ise işe alım süreçlerini dijitalleştirmekten yani aday takip sisteminden (ATS) geçiyor” diye ifade etti. “Maliyet 269,9 bin TL’den 107,9 bin TL’ye düşüyor” Yalı, “Hizmet verdiğimiz müşteriler ve kariyer sitelerinden derlediğimiz bilgilere göre orta düzey bir İK yöneticisi veya profesyoneli ortalama 60 bin TL (yıllık maaşı 720 bin TL) maaş alıyor. Bu yönetici işe alım sürecini manuel olarak yönettiği takdirde bu işe haftada 15 saat (yılda 780 saat) mesai harcıyor. Haftada 40 saatten yılda 2.080 saat çalışan bu yöneticinin saatlik maliyetli 346,15 TL. Buna göre yıllık manuel işe alım maliyeti ise 269 bin 997 TL. Aynı yöneticinin işe alım sürecini ATS ile yürüttüğünü varsayalım. Bu durumda yöneticinin işe alım için haftada harcayacağı zaman 6 saate düşüyor. Bu da yılda 312 saat ediyor. Buna göre yıllık ATS ile işe alım maliyeti 107 bin 988 TL. Dolayısıyla işe alım sürecini manuel yerine dijital olarak yapmak yüzde 60 maliyet ve zaman avantajı sağlıyor. Bir başka deyişle şirketler 468 saat ve 162 bin TL kâr elde ediyor” dedi. “Süreyi kısaltırken İK departmanlarının çok daha verimli işlere odaklanmasına olanak tanıyor” Çağlar Yalı, ATS ile işe alım yapmanın zaman ve maliyeti nasıl düşürdüğünü ise şu sözlerle anlattı; “İşe alım sürecinde ATS kullanımı; farklı platformlarda aynı anda ilan açma, gelen başvuruları yapay zeka desteği ile otomatik olarak filtreleme, görüşme organizasyonunu tek tık ile yapma, aday yorumları ve öz geçmişleri anlık olarak iş birimleri ile paylaşma, ilgili birimleri işe alım sürecine anlık olarak dahil etme, adaylara süreç hakkında otomatik mail atma, adaylara tek platform üzerinden test, form vb. gönderme gibi çok sayıda avantaj sağlıyor. Bu da süreyi kısaltırken İK departmanlarının çok daha verimli işlere odaklanmasına olanak tanıyor.”

Başörtüsü yasağı nedeniyle kolej yetkilisine hapis cezası Haber

Başörtüsü yasağı nedeniyle kolej yetkilisine hapis cezası

İstanbul'da üniversite öğrencisi Nezaket Akbulut'un okulu tarafından staj için yönlendirildiği koleje başörtüsü nedeniyle alınmadığı iddiasına ilişkin yargılanan kolej yetkilisi 3 yıl 4 ay hapisle cezalandırıldı. İstanbul 14. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya taraf avukatları ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı katıldı. Müşteki Nezaket Akbulut'un avukatı, sanığın üzerine atılı suçtan cezalandırılmasını istedi. Sanık Özlem Öztoprak'ın avukatı ise müvekkilinin beraatine karar verilmesini talep etti.Davayı karara bağlayan mahkeme heyeti, sanık Özlem Öztoprak'ı "kamu görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle eğitim ve öğretim hakkının engellenmesi" suçundan 3 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırdı. Olayın geçmişi İstanbul'da üniversite öğrencisi Nezaket Akbulut, okulu tarafından staj için yönlendirildiği koleje başörtüsü nedeniyle alınmadığını iddia ederek, yetkililer hakkında şikayetçi olmuştu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunup ifade veren Akbulut, bir vakıf üniversitesinin Psikoloji Danışmanlık ve Rehberlik bölümünde 3'üncü sınıfta okuduğunu bildirmişti. İfadesinde, okuduğu üniversitenin 3'üncü sınıf öğrencilerine staj yeri bulduğunu anlatan Akbulut, 22 Eylül 2022'de staja başlamak için Kağıthane'deki bir koleje sınıf arkadaşıyla gittiğini aktarmıştı. Akbulut, staj yerine giderken kılık kıyafetine dikkat ettiğini, siyah gömlek ve başörtüsüyle kahverengi ceket giydiğini belirterek, arkadaşıyla yanına gittikleri okul müdür yardımcısı Özlem Öztoprak'ın kendilerine "Okullarının kılık kıyafet yönetmeliği ve kurallarının olduğunu, başörtülü hiçbir öğrenci ve öğretmen bulunmadığını ve bulunmayacağını" söylediğini kaydetmişti. "Staja başlamak istemesi halinde başörtüsünü çıkarmasının, aksi halde stajyer olarak alınmayacağının" kendisine söylendiği bilgisini veren Akbulut, bu yüzden Özlem Öztoprak ve kolej hakkında şikayette bulunduğunu aktarmıştı. Suç duyurusunun ardından yürütülen soruşturma sonucunda, Öztoprak hakkında "kamu görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle eğitim ve öğretim hakkının engellenmesi" suçundan 4 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılmıştı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.