TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Sosyal Güvenlik Kurumu

İLKHABER-Gazetesi - Sosyal Güvenlik Kurumu haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sosyal Güvenlik Kurumu haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Aydemir: Emekçilere, yoksullara ve sosyal yardımlara daha fazla kaynak ayrılmalı Haber

Aydemir: Emekçilere, yoksullara ve sosyal yardımlara daha fazla kaynak ayrılmalı

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 2025 yılı bütçesi üzerinde görüşmeler devam ederken, Adana’da Sosyal Güvenlik Kurumu önünde yapılan basın açıklamasında DEM Parti Adana İl Başkanı Seyfettin Aydemir, emekçilerin ve yoksulların beklentilerini dile getirdi. Aydemir, 2025 bütçesinde işçilere, emeklilere, kadınlara, gençlere ve engellilere ayrılacak payın belirlenmesinin önemli olduğunu vurguladı. “Emekçiler, yoksulluk ve sosyal yardımların için 2025 yılı bütçesi görüşülüyor” DEM Parti Adana İl Başkanı Seyfettin Aydemir, “Bugün Ankara’da TBMM’de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının bütçesi görüşülüyor. Yani 2025 yılında işçilere, emekçilere, emeklilere, işsizlere, kadınlara, gençlere, engellilere, emeğiyle geçinmeye, yaşamaya çalışanlara bu ülkede ürettiğimiz bütün değerden ne kadar pay ayrılacağı konuşuluyor.  Bizler çarşıda pazarda yaşadığımız yoksulluğu, alım gücümüzün günden güne nasıl düştüğünü yaşamaya, ayakta kalmaya çalışırken zaten biliyoruz. Ama bütçe rakamları da bunu net şekilde ortaya koyuyor. SGK'ye aktarılan kaynakların bütçeye oranı 2008'den bu yana uzun yıllar yüzde 15-20 aralığında iken 2024'te bu oranının ’a düştü.  6,5 milyon çocuk aşırı yoksulluk içinde yaşıyor. 17 milyon 114 bin 912 kişi, yaşamını sosyal yardımlarla sürdürmeye çalışıyor. Engelliler için bütçede ayırılan pay sadece yüzde 1,20 düzeyinde” diye ifade etti. “Kamusal kaynaklarla bölgesel eşitsizlikler ortadan kaldırılsın” Seyfettin Aydemir 2025 yılı bütçesinden beklentilerini sıralayarak şunları söyledi: “En düşük emekli maaşı en az yoksulluk sınırının yarısı düzeyine çıkartılsın, Emeklilere en az 25 bin lira bayram ikramiyesi verilsin, Tüm kamu emekçilerinin ve emeklilerinin 3.600 ek gösterge hakkını derhal sağlansın , İş cinayetlerinde ölmek istemiyoruz. İşçi sağlığı ve güvenliği koşulları tavizsiz uygulansın, Kamusal hizmetlere erişimde ve tüm alanlarda toplumsal cinsiyet eşitliğini esas alınsın, Kadın istihdamındaki cinsiyet temelli ayrımcılığı ortadan kaldıracak önlemler alınsın, Her mahalleye ücretsiz kreş açılsın, Tarlada, atölyede, evde kayıtsız çalışan kadınlara güvence ve eşdeğer işe eşit ücret sağlansın, Ev içi emeği görülmeyen kadınların sağlık ve emeklilik primleri bütçeden ödenerek emekli olmalarını sağlansın, 18 Yaşını geçmiş geliri olmayan/belli bir gelirin altındaki herkese insan onuruna yaraşır bir yaşam için temel gelir sağlansın. İhtiyaç sınırına kadar elektrik, su, doğalgaz, kömür ve internet ücretsiz olarak sağlansın, şehir içi toplu taşımayı ücretsiz olsun, yoksul ailelerin okul giderleri kamu tarafından karşılansın, yoksul ailelere kira desteği sağlansın, sağlık hizmetleri herkes için nitelikli, erişilebilir, anadilinde ve tamamen ücretsiz sağlansın, kamusal kaynaklarla bölgesel eşitsizlikler ortadan kaldırılsın.” “İnsanların yaşayabileceği bir gelire sahip olabilmesi için mücadele etmeye devam edeceğiz” Aydemir, “Asgari ücretin dört kişilik bir ailenin tüm ihtiyaçları gözetilerek yoksulluk sınırının en az yarısı olacak şekilde ve tümüyle vergiden muaf tutularak belirlenmesi ve emekli maaşlarının yoksulluk sınırının üzerinde olması için herkesin insan onuruna uygun şekilde yaşayabileceği bir iş ve gelire sahip olabilmesi için mücadele ediyoruz ve etmeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

Uzm. Dr. Polatöz: Yenidoğan Çetesi olayı, sağlık sisteminin çürümesinin belgesidir Haber

Uzm. Dr. Polatöz: Yenidoğan Çetesi olayı, sağlık sisteminin çürümesinin belgesidir

Adana Tabipler Odası ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, Yenidoğan Çetesi skandalına dikkat çekmek amacıyla Adana İl Sağlık Müdürlüğü önünde basın açıklaması düzenledi. Açıklamada Adana Tabip Odası Başkanı Uzm. Dr. Özden Polatöz, yaşanan olayın sağlık sistemindeki piyasacı dönüşümün sonuçlarından biri olduğunu ifade etti. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Adana Şube Başkanı Erol Eren ise özel hastanelerin sorumluluğunu vurgulayarak, kamusal sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesi ve denetimlerin artırılması gerektiğini belirtti. Uzm. Dr. Polatöz, “Yenidoğan Çetesi Olayı, Sağlıkta Piyasacı Dönüşümün vahim sonuçlarından biridir” Adana Tabip Odası Başkanı Uzm. Dr. Özden Polatöz, “Yenidoğan Çetesi olayı, sağlıkta piyasacı dönüşümün vahim sonuçlarından birisidir. Buzdağının görünür hale gelen kısmıdır. Her an benzer haberleri duyabiliriz. Çözüm ise Kamucu, Eşit, Ulaşılabilir, Ücretsiz, Nitelikli bir sağlık sistemindedir. Bu alan insanların yaşam kalitesini, uzun ömürlülüğünü ve genel mutluluğunu doğrudan etkiler. Sağlıklı bir yaşam sürmek, sadece hastalıklardan korunmakla ilgili değil, aynı zamanda fiziksel, zihinsel ve duygusal dengemizi korumak anlamına da gelmektedir. Son günlerde yaşanan vahim olaylar maalesef biz sağlık emekçilerinin de ruh sağlığını olumsuz etkilemektedir. Bunların bir örneği Yenidoğan Çetesi Olayıdır. Yenidoğan Çetesi Olayı, Sağlıkta Piyasacı Dönüşümün vahim sonuçlarından biridir. Buzdağının görünür hale gelen kısmıdır. Her an benzer haberleri duyabiliriz. Çözüm ise Kamucu, Eşit, Ulaşılabilir, Ücretsiz, Nitelikli bir sağlık sistemindedir” diye ifade etti. Uzm. Dr. Polatöz, “Yenidoğan Çetesinin sorumluların en ağır şekilde cezalandırılmaları gerekiyor” Uzm. Dr. Polatöz, Yenidoğan Çetesinin gerekli cezaları alması gerektiğini belirterek şunları söyledi:  “Tüm ülkeyi şoka sokan, vicdanları yaralayan, aralarında hekimlerin ve sağlık çalışanlarının da olduğu bir çete tarafından tıbbi gereklilik olmadığı halde çok sayıda bebeği anlaşmalı özel hastanelerin yeni doğan yoğun bakım ünitelerine yönlendirildiği, bu yönlendirmeler sonucu çetenin Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan ve ailelerden haksız gelir elde ettiği ve daha vahimi bebeklerin bir kısmının yoğun bakım takipleri sırasında hayatını kaybettiğidir. Yaşanan bu vahim durum bir insanlık suçudur. Öncelikle, yetkili tabip odası olan İstanbul Tabip Odası'nın konuyla ilgili inceleme başlattığını, süreci hızlı ve titizlikle yürüttüğünü, Türk Tabipleri Birliği ve Adana Tabip Odası olarak yakından takip ettiğimizi kamuoyu ile paylaşmak isteriz.  Olayla ilgili kamuoyuna yansıyan ayrıntıların hekimlik değerleri bir yana, insanlıkla bağdaşmayacak nitelikte olduğu ve sorumluların en ağır şekilde cezalandırılmaları gerektiği açıktır.” Uzm. Dr. Polatöz, ‘‘Sağlıkta Dönüşüm Programı’ doğrultusunda sağlık hizmetlerinin halkın yararına olmadığı ve sağlık sisteminde yıkıcı sonuçları var” Uzm. Dr. Polatöz, “Bize göre açık olan bir diğer husus ise; bu olayın, yıllardır kamuoyunu ve yetkilileri uyardığımız  ‘Sağlıkta Dönüşüm Programı’ doğrultusunda sağlık hizmetlerinin halkın yararına olmadığı ve sağlık sisteminde yıkıcı sonuçlar doğurduğu gerçeğini tekrar ortaya koymuş olmasıdır. Sağlık hizmetlerinin ticarileştirilmesine ve halkın sağlık hizmetlerine ulaşımında eşitsizlik yaratmasına neden olan uygulamalara son verilmediği sürece ne yazık ki benzer olaylarla karşı karşıya gelme ihtimali artmaktadır. Nitekim bu olay, piyasacı kurallara teslim edilen Sağlıkta Dönüşüm Programı sağlık sistemimizin çürüdüğünün bir örneğidir. Sağlık Bakanlığı’nı hekimlik değerlerine doğrudan zarar veren, ülke kaynaklarını boşa harcayan ve bu son olayda gördüğümüz gibi insanlık değerlerini ayaklar altına alınmasına neden olan politikaları bir an önce terk etmeye çağırıyoruz. Halkın eşit, ulaşabilir ,ücretsiz ve nitelikli sağlık hizmeti alabilmesi için;  koruyucu hekimliğin ve birinci basamağın güçlendirildiği, sağlık emekçilerinin iyi koşullarda güvenli ve güvenceli çalışabildiği, verilen hizmetin sayısının değil, niteliğinin ve topluma katkısının değerlendirildiği bir sağlık sisteminin hayata geçirilmesidir. Ülkemizin hem maddi hem de emek gücü yönünden bunu başarmaya yeterli olduğunu inanıyoruz. Bu anlamda bugün buraya gelen siz değerli sağlık emekçilerine, sağlık bileşenlerimiz adına teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Adana Şube Başkanı Erol Eren Yenidoğan Çetesi yüzünden kapatılacak hastaneler hakkında şunları söyledi:  “Sağlık talebini kışkırtarak koruyucu sağlık hizmetlerini ortadan kaldırdığınız yetmediği gibi sağlık hizmeti için özel hastaneleri adres gösterdiniz! Özele sürekli kaynak aktardınız! Denetimleri bile isteye yapmadınız! Bu çürümüş sistemin kurbanı olarak bir kaç ilkesiz maşayı öne atıp bu olayı kapatmanıza müsaade etmeyeceğiz! Kar ederken ses çıkarmayan hastane patronları ya da özel hastane şirketlerinin yöneticileri de aynı derecede sorumludur. Bu hastaneleri kamulaştıracak ya da işsiz kalacak suçsuz emekçileri sağlık bakanlığında görevlendireceksiniz! Kamu hastanelerinde ki istihdam açığını hızla giderip liyakatsiz yöneticilerinizi geri çekeceksiniz! Kamusal! nitelikli, erişilebilir, ücretsiz ve anadilinde sağlık sisteminin garantisini vereceksiniz.”

'SGK'nın Genel Sağlık Sigortası (GSS) borcunu ödemeden önce itiraz edin' çağrısı Haber

'SGK'nın Genel Sağlık Sigortası (GSS) borcunu ödemeden önce itiraz edin' çağrısı

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), Genel Sağlık Sigortası (GSS), prim borçlarının ödenmesi hakkında dün SMS yoluyla kısa mesaj gönderdi. SGK, borcunu ödemeyenlere yasal takip başlatılacağı uyarısında bulundu. Borcu olup olmadığını bilmeyenler, emekli ve hâlihazırda çalışmaya devam eden SGK'lılar, bunun üzerine e-Devlet üzerinden kendilerinin ve yakınlarının adına borç sorgulamasına başladı. "Değerli sigortalımız, Genel Sağlık Sigortası kapsamında prim borcunuz bulunmaktadır. Borcunuzu e-Devlet üzerinden sorgulayabilir ve yine e-Devlet üzerinden veya anlaşmalı bankalar aracılığıyla ödeyebilirsiniz. Aksi takdirde yasal takip başlatılacaktır. Borcunuzu ödemiş olmanız halinde bu mesajı dikkate almayınız" ifadelerinin yer aldığı mesajla tedirgin olanlar, sorgulama sırasında adına borç çıkınca şaşkına uğradı. Bu durum, ülke genelinde milyonlarca vatandaşı tedirgin etti. Adana'da üniversite öğrencisi bir kişi de telefonuna aynı konuyla ilgili mesaj gelmesi üzerine babasını bilgilendirdi ve konuyu araştırmasını istedi. İsmini açıklamak istemeyen emekli baba, e-Devlet üzerinden yaptığı sorgulamada, kızının yaklaşık 15 TL'yi bulan GSS borcu ile karşılaştı. Bunun üzerine SGK Adana İl Müdürlüğü binasına giderek bilgi almak isteyen babaya, "Hata olmuş. Bu mesaj herkes gönderilmiş" denilerek, borç silindi. Ev kirası, elektrik, su ve telefon faturaları gibi giderlerle aldığı emekli maaşının yarısından fazlasının eridiğini belirten baba, "Geçim sıkıntısının hat safhaya ulaştığı, alım gücünün her geçen gün düştüğü bir dönemde böyle hata yapılır mı? Benim gibi çok sayıda kişi de SGK İl Müdürlüğü binasında duruma itiraz etti ve hata olduğu gerekçesiyle borç tutarları silindi. SGK'nın Genel Sağlık Sigortası (GSS) borcunu ödemeden önce mutlaka itiraz edilmeli" dedi. Bazı vatandaşlar ise sosyal medya ve internetteki şikayetvar.com üzerinden benzer paylaşımlarda bulundu. Bu mesajlardan bazıları şöyle: "Bu sabah aldığım mesaj sonucu zamanında silinen GSS prim borcunun hortladığını öğrendim. Ödeyin yoksa takip başlatılacaktır diye bir mesaj. Geçtiğimiz senelerde olmayan borç nasıl olduysa geri gelmiş ve 300 TL asıl borca 800 TL faiz işletmişler. E tabi para lazım, hakkımı helal etmiyorum. GSS prim borcu ödenmediği takdirde haciz gönderilecekmiş diye mesajı aldım. Ben yıllardır çalıştığım halde sigortam ücretli öğretmenlikte eksik ödenmesi sonucu 3600 bile olmadı. Tam 24 yıl hizmet ettim ve sonuç emekli hakkım bile olmadı. Hakkımız olan sigortamızı yatırmayıp bir de borç gönderiliyor."

SGK, 2024 Emekliler Yılı kapsamında yürütülen çalışmaları paylaştı Haber

SGK, 2024 Emekliler Yılı kapsamında yürütülen çalışmaları paylaştı

Sosyal Güvenlik Kurumunca (SGK), 2024 Emekliler Yılı kapsamında yürütülen çalışmalar paylaşıldı. SGK'den yapılan açıklamada, 2024'ün, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından "Emekliler Yılı" ilan edilmesinin ardından, yıl boyunca emeklilerin yaşam kalitesini artırmak, sağlıktan ulaşıma, sosyal imkanlardan kültürel faaliyetlere kadar haklarını genişletmek amacıyla yapılabilecek faaliyetlerle ilgili Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve SGK'nın eşgüdüm içinde geniş bir çalışma yürüttüğü ve yürütmeye devam ettiği bildirildi. Ayrıca tüm paydaşlarla çeşitli fikir alışverişlerinde bulunulduğu belirtilen açıklamada, çalışmalar sonucunda planlanan faaliyetlerin bir kısmının tamamlandığı, bir kısmıyla ilgiliyse teknik detayların kesinleşmesi sebebiyle çalışmaların sürdüğü ifade edildi. Çalışmaları tamamlanan faaliyetler Açıklamada, çalışmaları tamamlanan faaliyetlere yer verildi. Buna göre, emeklilere özgü kamu hizmetleri, emeklilere sağlanan haklar ile emeklilere özel ayrıcalık, indirim ve kampanyaların yer aldığı www.emekliler.gov.tr sitesi kullanıma açıldı. Sitenin tıklanma sayısı 7,5 milyonu aştı. ALO 170 Çalışma ve Sosyal Güvenlik İletişim Merkezinde emeklilere ayrıcalık tanınarak kendilerine çağrı merkezi danışmanca öncelikli olarak hizmet verilmesi için Emekli Danışmanı Uygulaması hizmeti hayata geçirildi. Uygulama ile günde ortalama 5 bin emekliye hizmet verildiği belirtildi. 81 ilde emeklilere özel birçok alanda indirim anlaşması sağlandı. 5 bin 500 üzerinde yerel firmayla indirim anlaşması yapıldı. İlk defa emekli olanlara Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kısa mesaj gönderilme sistemi geliştirildi. Bugüne kadar emekli olan 40 bin 492 vatandaşa Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın mesajı SMS olarak iletildi. Promosyon ödemeleri iki katına çıkarıldı Yürütülen çalışmalar sonucunda emeklilere verilen promosyon ödemeleri yaklaşık 2 katına çıkarıldı. Halihazırda emeklilere bankalarca 24 bin liraya varan promosyon verildiği aktarıldı. Bayram İkramiyesi tutarı artırılarak 3 bin liraya çıkarıldı. Emeklilere 2 bayram için 6'şar bin lira ödendi. SGK merkez birimleri ile 81 il müdürlüğünde emekli masası uygulaması hayata geçirildi. Uygulama ile emeklilerin talepleri rehber personel vasıtasıyla hızlıca karşılanmaya başlandı. PTTCELL tarafından emeklilere özel "Emekli Paketi" oluşturuldu. Paket ile emeklilerin özellikle paket aşımına engel olunması ve uygun fiyatlı arama ve internet hizmeti sunulacağı kaydedildi. TCDD'de Emekliler Yılı'na özel yıl boyunca emekliler için ana hat trenlerinde yüzde 10 indirim sağlandı. Bu indirim yoğun talep gördü ve bankalarla yapılan görüşmelerde indirimin devam etmesi için sponsor olabilecekleri iletildi. PTT KARGO'da emeklilere özel yüzde 20 indirim sağlandı. ayrıca emeklilere PTT bünyesinde bulunan misafirhanelerde 2024 yılı içinde yüzde 50, PTT lokal ve sosyal tesislerinde yüzde 20 indirim uygulanmak suretiyle PTT personeli fiyatlarından yararlandırılması imkanı getirildi. Şehirlerarası seyahatlerde yüzde 15 indirim Emeklilere, şehirlerarası seyahatlerde bilet ücretlerinde yüzde 15 indirim sağlandı. Gençlik ve Spor Bakanlığı ile işbirliği kapsamında emeklilerin Gençlik ve Spor Bakanlığı tesislerinde, Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü bünyesindeki yurtlardan 1 ay boyunca ücretsiz faydalanmaları imkanı getirildi. Hazine ve Maliye Bakanlığı ile yapılan işbirliği kapsamında, kamu kurumlarının sosyal tesislerinde yüzde 15 indirim sağlanmasına yönelik düzenleme yapıldı. Emeklilere özel sosyal tesislerde, Türk-İş'e bağlı Tes-İş'te yüzde 30, Türk Metal'de yüzde 40, Koop-İş'te yüzde 30 indirim sağlandı. "Emekli" banka ve kredi kartı uygulaması başlatıldı. Konuyla ilgili 16 bankayla işbirliği protokolleri imzalandı. Bu kartlarla emeklilerin kendilerine özel tanımlanan indirim ve ayrıcalıklardan faydalanabileceği belirtildi. Emekliye özel banka/kredi kart ile ilgili hususlar tüm bankalarla görüşüldü, bazı özel ve kamu bankalarıyla önceden emekli olanlara mevcut kartları üzerinden, yeni emekli olanlara ise özel tasarımlı emekli kart üzerinden indirimlerin yansıtılması konusunda mutabakata varıldı. Tasarlanan kartlarda Türkiye Yüzyılı logosu ve Emekliler Yılı logosuna yer verileceği, bu kartlara giyim, sağlık, market gibi temel ihtiyaçlarda özel indirimler yapılacağı bildirildi. 2024 Emekliler Yılı kapsamında emeklilere özel indirim, ayrıcalık, fırsat ve kampanyalar sağlamak amacıyla SGK, TROY ile işbirliğine gitti. SGK ile TROY arasında 12 Haziran 2024 tarihinde karşılıklı işbirliği protokolü imzalandı. Protokolle TROY'un, emeklilerden TROY logolu Banka/Kredi kartı kullananlara özel indirim, fırsat, promosyon ve kampanya imkanlarını sağlayacağı ifade edildi. YÖK ile yapılan işbirliği kapsamında, Kuşaklararası Dayanışma ve Aktif Yaşlanma temelli 3. yaş üniversitelerinin yaygınlaştırılacağı bildirildi. 3. yaş üniversitelerinin emeklilere "Emeklilik" döneminin bir bitiş noktası olmadığını göstererek aksine hayat boyu devam eden bir öğrenme kurgusuyla yeni bir başlangıç sağlayan akademik bir eğitim modeli sunduğu, bu kapsamda SGK il müdürlüklerinin 41 üniversiteyle protokol imzaladığı kaydedildi.

Emeklilerin beklediği müjde gerçekleşti! Fark ödemeleri hesaplarda Haber

Emeklilerin beklediği müjde gerçekleşti! Fark ödemeleri hesaplarda

Milyonlarca emeklinin merakla beklediği emekli maaşı fark ödemeleri, bugün itibarıyla hesaplara yansımaya başladı. En düşük emekli maaşının 12.500 TL'ye yükseltilmesiyle ilgili olarak yapılan açıklamada, Temmuz ayı fark ödemelerinin 7 Ağustos'ta yatırılacağı belirtilmişti. SGK'DAN AÇIKLAMA Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) yetkilileri, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "En düşük emekli aylığının 12 bin 500 TL'ye yükseltilmesi kapsamında fark ödemelerini bugün hesaplara yatırıyoruz." dedi. Bu açıklama ile birlikte emekliler, hak ettikleri zammı almaya başladı. MECLİS'TEN GEÇEREK YÜRÜRLÜĞE GİRDİ En düşük emekli maaşının artırılması kararı, Meclis'te görüşülerek onaylanmış ve Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmişti. Böylece milyonlarca emekli, daha yüksek bir maaşa kavuşmuş oldu. TEMMUZ ZAMMI İLE BİRLİKTE BÜYÜK ARTIŞ Haziran ayının enflasyon verilerinin açıklanmasının ardından memur ve emeklilere yapılacak zam oranı da belirlenmişti. Bu oran doğrultusunda SSK ve BAĞ-KUR emeklilerinin alacağı en düşük emekli maaşı 10.000 TL'den 12.500 TL'ye yükseltilmişti. EMEKLİLERİN YÜZÜ GÜLDÜ Emeklilerin uzun süredir beklediği bu müjde, onların yüzünü güldürdü. Artan yaşam maliyetleri karşısında emeklilerin alım gücünün artması, ekonomik olarak onlara büyük bir destek oldu.

SGK'ye en fazla borcu olan 5 belediye Haber

SGK'ye en fazla borcu olan 5 belediye

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, na (SGK) en fazla borcu olan 5 belediyeyi açıkladı. Bakan Işıkhan, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, belediyelerin SGK'ye olan prim borçları ile ilgili birtakım gerçekleri millete aktarma ve CHP'li bazı yetkililerin ortaya attığı yanlış bilgileri düzeltme gereği duyduklarını belirtti. SGK, belediyelerden 96 milyar liralık prim alacağı için harekete geçti SGK'ye en fazla prim borcu olan 5 belediyenin tamamının CHP'li belediyeler olduğunu kaydeden Işıkhan, "Bu gerçek yerel seçimler öncesinde de böyleydi. Seçimlerden önce yaptığımız açıklamada da bunu ifade etmiştik. Türkiye genelinde belediyelerin SGK'ye olan toplam prim borcu 96 milyar liraya ulaşmış durumda. Bu borçların yüzde 67,7'si tek başına CHP’li belediyelere ait." ifadesini kullandı. SGK'ye en fazla prim borcu bulunan belediyenin 5 milyar 751 milyon lira ile Ankara Büyükşehir Belediyesi olduğunu aktaran Işıkhan, şu bilgileri verdi: "Belediyeyi 2019'da AK Parti'den devraldığında borcu 225 milyon lirayken, bugün itibarıyla 25,5 katına çıkmıştır. Dolayısıyla 'seçim oldu' diyerek kafa karışıklığı yaratmaya, aziz milletimizi yalanlarla aldatmaya çalışmanın kimseye faydası yoktur. CHP'li belediye başkanlarına tavsiyemiz, emekçilerin alın terinin hakkı olan sigorta primlerini bir an evvel ödemeleridir. Meseleyi siyasi parti rekabeti veya hamaset üzerinden değil veriler ve rakamlar üzerinden sadece gerçekleri söyleyerek paylaşmamız gerekiyor." Bakan Işıkhan, açıklamasında "İşte en borçlu 5 belediye" ifadeleriyle, şu verileri paylaştı: "Ankara Büyükşehir Belediyesi 5,7 milyar lira, İzmir Büyükşehir Belediyesi 5,3 milyar lira, İstanbul Büyükşehir Belediyesi 3,3 milyar lira, Adana Büyükşehir Belediyesi 3 milyar lira ve Şişli Belediyesi 1,8 milyar lira."

SGK, geçen yıl 88 bin 455 kişinin sigortalılığını iptal etti Haber

SGK, geçen yıl 88 bin 455 kişinin sigortalılığını iptal etti

Sosyal Güvenlik Kurumunca (SGK), 2023 yılında yapılan denetimlerde, 1533 iş yerinin sahte olduğu belirlenirken, çalışmadığı halde sigorta primi ödenen ya da sahte iş yeri üzerinden sigortalı gösterilen 88 bin 455 kişinin sigortalılığı iptal edildi. Kayıt dışı istihdamla mücadele kapsamında, sahte iş yeri ve sahte sigortalılara yönelik denetimlerini sürdüren SGK, "Sahte Sigortalılık ve Sahte İş Yeri Takip Platformu" üzerinden bu alandaki çalışmalarına hız verdi. Geçen yıl, kayıt dışı istihdamın yoğun olduğu iller başta olmak üzere Türkiye genelindeki toplam 101 bin 794 denetimde, 1533 iş yerinin sahte olduğu belirlenirken, 88 bin 455 kişinin çalışmadığı halde sigorta priminin ödendiği ya da sahte iş yeri üzerinden sigortalı gösterildiği tespit edildi. Bu yolla sigortalı gösterilenlerin sigortalılığını iptal eden SGK, sahte olduğu tespit edilen hizmetleri silerken, bağlanan aylıkları iptal etti, yapılan maaş ve diğer ödemeler ise faiziyle geri aldı. Sahteciliğin tespiti halinde iş yerlerine de yaptırımlar uygulayan kurum, baştan beri sahte olduğu tespit edilen iş yerinin tescil kaydı, e-sigorta şifresi ve iş yeri sicil numarasını iptal ederken, yersiz yararlanılan teşvik ve destekleri ise gecikme cezası ve gecikme zammıyla tahsil etti. "Sahte sigortalılık, tanıdıklara ait iş yerlerinde yapılıyor" Sosyal Güvenlik Denetmenleri Derneği Genel Başkanı Mustafa Şahin, sahte iş yeri ve sahte sigortalılığın sosyal güvenlik sisteminin kronik sorunlarından biri olduğunu belirtti. SGK'nin 2 bin 750 sosyal güvenlik denetmeniyle Türkiye genelinde çalışmalarını sürdürdüğünü vurgulayan Şahin, şunları söyledi: "Sahte iş yeri ve sahte sigortalılık durumları daha çok kayıt dışının yüksek olduğu illerde görülüyor. Sahte sigortalılık, yaygın olarak akraba veya tanıdıklara ait iş yerleri üzerinde yapılıyor. Son dönemde özellikle hamilelerin sahte sigortalılığında artış tespit ettik. Hem SGK'den geçici iş göremezlik ödeneği alabilmek hem de özel hastanedeki doğum masraflarının bir kısmını kuruma ödetmek için bu yola başvuruluyor. Sosyal güvenlik denetmenleri olarak sosyal güvenlik alanında devleti zarara uğratan tüm yol ve yöntemlere karşı titizlikle çalışmalarımızı sürdürüyoruz." Şahin, yapılan işin riskine ve niteliğine göre diğer kamu denetim elemanlarından daha düşük özlük haklarına sahip olduklarını ve özlük haklarının merkezi denetim elemanlarıyla eşitlenmesini istediklerini belirterek, şunları kaydetti: "İl müdürlüklerine bağlı çalışan sosyal güvenlik denetmenlerinin SGK merkez teşkilatına bağlı olarak ve büyükşehirlerde grup başkanlıkları şeklinde örgütlenmesini talep ediyoruz. Kamudaki tasarruf tedbirlerine uygun şekilde, sosyal güvenlik denetmenlerinin daha etkin ve verimli çalışabilmesini sağlayacak bu talebimizi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına ve SGK Başkanlığına ilettik."

Gürer: Ekonomik krizin etkisi ile ucuz ve güvencesiz çalışma hortlamıştır Haber

Gürer: Ekonomik krizin etkisi ile ucuz ve güvencesiz çalışma hortlamıştır

Sosyal güvenlik sistemlerinin sürdürülebilirliği, çalışan nüfus ile emekli nüfus arasındaki dengenin korunmasına bağlı olduğunu belirten CHP Milletvekili Ömer Fethi  Gürer, “ Dünyada çoğu ülkede genel kabul olarak ‘4 çalışan 1 emekliye bakar’ yönündedir. Ülkemizde, bu denge olumsuz biçimde bozulmuştur. Ekonomik krizin etkisi ile ucuz ve güvencesiz çalışma hortlamıştır. Çalışan nüfusun emekli nüfusa oranda bozulan denge kayıt dışı ile mücadelenin artırılmasını gerektirmektedir.” şeklinde konuştu. “Türkiye'de toplam 25 milyon 193 bin 80 aktif sigortalı bulunmaktadır” CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, sosyal güvenlik sitemine ilişkin verileri üzerinden konuşmasını sürdürerek şunları söyledi: “Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK) Mart 2024 tarihli verilerine göre, Türkiye'de toplam 25 milyon 193 bin 80 aktif sigortalı bulunmaktadır. Bu sigortalıların 18 milyon 482 bin 440'ı Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) 4a statüsünde, 3 milyon 59 bin 331'i Bağ-Kur 4b statüsünde ve 3 milyon 651 bin 309'u Emekli Sandığı (4c) statüsünde yer almaktadır. Buna karşın, pasif sigortalı olarak sınıflandırılan ve emeklilik, malullük, ölüm aylığı ile dul ve yetim maaşı alan toplam 15 milyon 430 bin 717 kişi bulunmaktadır. Bu kişilerden 10 milyon 397 bin 414'ü SSK'li, 2 milyon 722 bin 464'ü Bağ-Kur'lu ve 2 milyon 310 bin 839'u Emekli Sandığı'ndan faydalanmaktadır.” “Sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliğini sağlamak için aktif sigortalı sayısı artırılmalıdır” Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “2020 yılına kıyasla, çalışan sayısı 1 milyon 848 bin 533 kişi artarken, pasif sigortalı sayısı 2 milyon 940 bin 3 kişi artış göstermiştir. Sosyal güvenlik sisteminde toplam 25 milyon 193 bin 80 çalışan, 15 milyon 430 bin 717 emekli ve hak sahibini finanse ederken, aktif sigortalıların pasif sigortalılara oranı 2020 yılında 1,93 iken 2024 yılında bu oran 1,63 düzeyine gerilemiştir. Aktif sigortalıların pasif sigortalılara oranının olumsuzluğu dikkat çekicidir. Sistemin finansal yüküne olumsuz yansıması sorun üretecektir. Sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliğini sağlamak için aktif sigortalı sayısı artırılmalıdır. Kayıt dışında gözle görülür bir artış dengeyi bozmaktadır. Göç ve mülteci olarak gelenlerin hizmet ve tarım sektöründe sigortasız çalıştığı ve özel sektörde kayıt dışına yönelişin artmaktadır. Hizmet sektörü ve tarım sektöründe çalışanlarda SGK’lı sayısı düşmektedir. Kayıt dışı çalışma Sosyal Güvenlik Sistemini çökertme noktasına doğru gitmektedir. Göç ve mülteci sorunu SGK içinde risk yaratmaktadır. SGK da dengeler bozuldukça emekli için tehlike çanları çalmaktadır. SGK açığı artması sistemin sorunlarının ve dengesinin bozulmasına yol açmaktadır” dedi. “İstihdamın artırılması ve genç işsizliğin azaltılması öncelikli hedefler arasında yer almalıdır” Gürer, “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından öğrenci sayılarak yaşlılık sigortası kapsamına alınmayan bu grup, TÜİK tarafından işçi olarak değerlendirilmektedir. Bu nedenle, stajyer ve çıraklar değerlendirme dışı bırakıldığında, her bir emekliye düşen çalışan sayısı 2 kişinin de altındadır. Bu oran, sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliği açısından büyük bir tehdit oluşturmaktadır ve sistemin tıkanmasına yol açma riski taşımaktadır. Dolayısıyla, istihdamın artırılması ve genç işsizliğin azaltılması öncelikli hedefler arasında yer almalıdır” diyerek belirtti. “Kayıt dışı istihdamın önlenmesi ve göçmen işçilerin kayıt altına alınması gerekiyor” Ömer Fethi Gürer, “Türkiye'de kayıt dışı istihdama bakıldığında özellikle göçmenler ve mülteciler arasında kayıt dışı çalışanların sayısı oldukça fazladır. Bu durum, hem ekonomik hem de sosyal açıdan ciddi sorunlara yol açmaktadır. Kayıt dışı istihdamın boyutlarını tam olarak belirlemek zor olsa da, tahminlere göre on milyona yaklaşan bir nüfustan söz edilmektedir. Bu nüfus, tatil bölgelerinde ve tarım sektöründe yoğunlaşmakta ve bu kişiler hizmet ve tarım sektörü başta olmak üzere farklı alanlarda kayıt dışı olarak çalışmaktadır. Kayıt dışı istihdamın önlenmesi ve göçmen işçilerin kayıt altına alınması için ciddi politikaların hayata geçirilmesi gerekmektedir. Özel sektörün ekonomik krizinde etkisi ile ucuz işgücü yönelmesi sorunu derinleştirmektedir.” ifadelerini kullandı. Gürer, “Gıda sektöründe çalışanların sağlık taramalarının düzenli olarak yapılmaması, bulaşıcı hastalıkların yayılma riskini artırmaktadır. Özellikle portör ve akciğer filmi gibi sağlık kontrollerinin yetersizliği, gıda güvenliğini tehdit etmektedir” diyerek ifade etti. “Ülkenin sosyal güvenlik sisteminin çökmesine ve yeni ekonomik yüklerin ortaya çıkmasına yol açabilir” Kayıt dışı istihdamın SGK'ye bildirilmesi konusunda yeterli yöntemlerin geliştirilmediği sürece, sosyal güvenlik sistemi gelecekte sürdürülemez bir boyuta ulaşacağı konusunda uyarılarda bulunan CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer konuşmasına şu şekilde devam etti “İktidarın katı ve kuralcı tedbirler alması gerekmektedir. Aksi takdirde, SGK'nın geleceği pek parlak görünmemektedir. Bu durum, ülkenin sosyal güvenlik sisteminin çökmesine ve yeni ekonomik yüklerin ortaya çıkmasına yol açabilir. İktidarın, kayıt dışı istihdamla mücadelede etkili adımlar atması ve bu konuda ciddiyetle hareket etmesi, ülkenin sosyal ve ekonomik durumu için acil bir gerekliliktir. Yalnızca söylem düzeyinde değil, somut politikalarla bu sorunu kökten çözmeye odaklanması gerekmektedir. Aksi halde, kayıt dışı istihdamın negatif etkileriyle mücadele etmek çok daha zor hale gelecektir.” ...

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.