TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Şifa

İLKHABER-Gazetesi - Şifa haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Şifa haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Kış aylarında kaynar'a ilgi artıyor Haber

Kış aylarında kaynar'a ilgi artıyor

Kış mevsiminin gelmesiyle birlikte, Tarsus’un tarihi Kırkkaşık Bedesteni’nde üretilen Kaynar’a olan ilgi hızla artıyor. Soğuk günlerin vazgeçilmezi haline gelen bu şifa deposu içecek, hem lezzeti hem de sağlığa sunduğu faydalarla öne çıkıyor. Kaynar, özellikle bağışıklık sistemini güçlendiren ve enerji veren özellikleriyle dikkat çekiyor. Ziyaretçiler, bu geleneksel içeceği tatmak için Kırkkaşık Bedesteni’ne akın ediyor. Serpil Demir’in işletmesinde sunulan Kaynar, zencefil, havlıcan, ceviz ve baharatlarla zenginleştirilen özel tarifiyle, kış aylarında enerji ihtiyacını karşılıyor. Geleneksel olarak lohusa annelerin tükettiği Kaynar, son yıllarda herkesin beğenisini kazanarak geniş bir kitleye ulaştı. ŞİFA DEPOSU 'KAYNAR' Kırkkaşık Bedestenindeki kafenin ziyaretçileri, Kaynar’ın sıcak servis edilmesinin yanı sıra, soğuk algınlığına karşı da etkili bir çözüm sunduğunu belirtiyor. Kışın getirdiği hastalıklara karşı bağışıklığı güçlendiren bu içecek, Tarsus’un kültürel mirasını da yaşatmaya devam ediyor. Kaynar, özellikle bu mevsimde evde yapılmak üzere tariflerle de öne çıkıyor. Kendi mutfaklarında Kaynar hazırlamak isteyenler için, malzeme listesi ve yapım aşamaları Kırkkaşık Bedesteni’nde ziyaretçilerin beğenisine sunuluyor. Serpil Demir, “Kış aylarında Kaynar’a olan talep artıyor. Hem lezzetli hem de şifa kaynağı olan bu içeceği Tarsus’a gelen herkesin denemesini öneriyoruz” dedi.

Damlataş Mağarası: Bu mağaradan şifa akıyor Haber

Damlataş Mağarası: Bu mağaradan şifa akıyor

Antalya’nın Alanya ilçesinde yer alan ve 1948 yılında keşfedilen Damlataş Mağarası, astım hastalarına sunduğu şifa olanakları ve doğal güzellikleriyle dikkat çekiyor. Türkiye’de turizme açılan ilk mağara olarak bilinen Damlataş Mağarası, her yıl binlerce ziyaretçinin uğrak noktası haline gelmiş durumda. Geçen yıl 360 bin kişinin ziyaret ettiği mağarayı bu yıl ilk 8 ayda yaklaşık 180 bin kişi ziyaret etti. Şifa Arayanların ve Doğa Tutkunlarının Adresi 1948 yılında Alanya’da iskele inşaatı için taş ocağı açılırken dinamit patlatılması sonucu tesadüfen keşfedilen Damlataş Mağarası, şifa arayan astım hastalarının ilgi odağı haline geldi. Mağaranın içindeki yüksek nem oranı, sabit 22 derece sıcaklık ve temiz hava, özellikle astım hastalarının rahat nefes almasına yardımcı oluyor. Astım hastaları, doktor tavsiyesiyle mağaraya gelerek burada belirli bir süre vakit geçiriyor. Doğal Güzelliklerin Zenginliği Binlerce yılda oluşan dikit ve sarkıtlarıyla dikkat çeken Damlataş Mağarası, Alanya'nın doğal güzellikleri arasında öne çıkıyor. Yaz aylarında artan ziyaretçi sayısıyla bölge turizmine önemli bir katkı sağlayan mağara, hem sağlık turizmine hem de doğa tutkunlarına hitap ediyor. Yerli ve yabancı turistler, mağaranın mistik atmosferinde gezinerek hem fotoğraf çekiyor hem de doğanın binlerce yıl süren bu muhteşem sanat eserlerini yakından inceleme fırsatı buluyor. Bolu’dan Alanya’ya gelerek mağarayı ziyaret eden Nisa Nur Tuna, "Alanya'da arkadaşlarımızla birlikte ilk durak olarak Damlataş Mağarası'na uğradık. İçerisi oldukça büyüleyici, çok farklı bir ortam. Yalnız içeride biraz nem var, gelenlerin bunu göz önünde bulundurması iyi olur. Gelip gezilebilecek, gayet güzel bir ortam." dedi. Antalya’dan gelen Nurgül Yokuş ise “Bu tarz mağaraların astım hastalarına iyi geldiğini biliyorum. Burada yaz kış mağaranın sıcaklığı aynıymış, bence kışın gelmenizi tavsiye ederim. Burayı gezmiş görmüş ve eğlenmiş olduk.” ifadelerini kullandı. Antalya’da yaşayan Mehmet Aysal ise, “En son yaklaşık 10 yıl önce buraya gelme fırsatım oldu. Mağara görsel açıdan çok güzel ve turizm açısından nadir bulunan yerlerin başında geliyor. Yüzde 98 oranında bir nem var, astım hastalarına da iyi geliyor. Alanya'nın simgesi haline gelen bir mağara, herkese tavsiye ederim. Gelin ve mutlaka görün.” diyerek mağaraya olan hayranlığını dile getirdi.

Türkiye'de nerelerde termal su var? Mucize termal suyun faydaları nelerdir? Haber

Türkiye'de nerelerde termal su var? Mucize termal suyun faydaları nelerdir?

Termal sular, içerdikleri zengin mineral ve madensel tuzlarla sağlık açısından birçok fayda sunan doğal kaynaklardır. Genellikle 20-110 °C arasında değişen sıcaklıklara sahip olan bu sular, özellikle cilt rahatsızlıkları, romatizmal hastalıklar ve birçok kronik sağlık sorununda etkili tedavi seçenekleri sunar. Termal Suyun Faydaları Solunum Yolu Hastalıklarına İyi Geliyor Termal sular, astım, bronşit ve diğer allerjik üst solunum yolu rahatsızlıkları gibi solunum yolu hastalıklarında tedavi edici olarak kullanılır. İçerdikleri mineraller ve suyun yapısı, solunum yollarını rahatlatarak semptomların hafiflemesine yardımcı olabilir. Cilt Sağlığına Destek Sedef, egzama, akne gibi cilt rahatsızlıkları, termal suların düzenli kullanımıyla iyileşebilir. Suyun mineral içeriği, cildin yenilenmesini destekler ve cilt üzerindeki irritasyonları azaltabilir. Romatizmal Rahatsızlıklarda Rahatlama Sağlar Kireçlenme, bel fıtığı ve diğer romatizmal rahatsızlıklar, termal suların sağladığı ısı ve mineral etkisiyle rahatlayabilir. Sıcak suyun kaslara ve eklem bölgelerine olan etkisi, ağrıların azalmasına ve hareket kısıtlılıklarının giderilmesine katkı sağlayabilir. Kas ve İskelet Sistemi Sağlığı İçin Önemli Felç sonrası hareket bozuklukları, ameliyat sonrası rehabilitasyon ve çocuk felci gibi durumlar, termal suların düzenli kullanımıyla iyileştirilebilir. Su içinde yapılan terapi ve egzersizler, kasların güçlenmesine ve fonksiyonların geri kazanılmasına yardımcı olabilir. Mide ve Bağırsak Sağlığına Olumlu Etkiler Mide rahatsızlıkları, obezite, insülin direnci gibi sindirim sistemi sorunları, termal suların içme kürleriyle desteklenebilir. Mineral zenginliği sindirim süreçlerini düzenleyebilir ve mide-bağırsak sağlığının iyileşmesine yardımcı olabilir. Ürolojik ve Kadın Doğum Rahatsızlıklarında Etkili Böbrek taşı, idrar yolları enfeksiyonları, prostat gibi ürolojik sorunlar ve kadın doğum hastalıkları, termal suların tedavi edici etkilerinden faydalanabilir. Özellikle içme kürleri ve çamur banyoları, bu tür rahatsızlıkların yönetiminde etkili olabilir. Psikolojik ve Nörolojik Sağlık İçin Stres Giderici Termal suların sıcaklığı ve mineral zenginliği, sinir bozuklukları, stres ve diğer nörolojik problemler üzerinde olumlu etkiler yapabilir. Rahatlatıcı etkisiyle zihni ve bedeni yenileyebilir, genel olarak iyilik halini artırabilir. Türkiye'nin Termal Zenginlikleri: Türkiye'de nerrlerde termal su var? Türkiye, birçok bölgesinde doğal termal kaynaklarla zenginleşmiştir. Afyonkarahisar, Ankara, Bolu, Bursa, Yalova, Kütahya, Denizli, İzmir ve Eskişehir gibi şehirler, termal turizm açısından öne çıkan şehirlerdir.  Bu bölgelerdeki termal oteller, uzman hekimler tarafından önerilen kürlerle sağlık turizmi için ideal seçenekler sunar. İşte Türkiye'nin çeşitli bölgelerindeki önemli termal su merkezleri: Afyonkarahisar Gazlıgöl Termal Turizm Merkezi Ömer Kaplıcası Gecek Kaplıcası Heybeli Termal Turizm Merkezi Hüdai Termal Turizm Merkezi Ankara Ayaş Kaplıcaları Kızılcahamam Kaplıcaları Beypazarı – Dutlu – Tahtalı Kaplıcaları Kapullu Kaplıcası Haymana Kaplıcası Bolu Karacasu Kaplıcaları Babas Kaplıcası Sarot Kaplıcası Pavlu (Kesenözü) Kaplıcası Çatak Kaplıcası Bursa Çekirge Kaplıcaları Bademli Bahçe Kaplıcaları İnegöl Oylat Kaplıcaları Balıkesir Susurluk Kaplıcaları Sındırgı ve Emendere Kaplıcaları Gönen Kaplıcaları Pamukçu Termal Tesisleri Hisaralan Kaplıcaları Yalova Termal ilçesi (Yalova merkez) Armutlu Kaplıcaları Kütahya Yoncalı Kaplıcaları Emet Dereli Kaplıcaları Ilıca Harlek Termal Turizm Merkezi Gediz Murat Dağı Termal Turizm Merkezi Simav Eynal Kaplıcaları Denizli Pamukkale Kaplıcaları Karahayıt Kaplıcası Akköy Çamur Kaplıcaları Babacık (Kabaağaç) Kaplıcası İzmir Bademli Ilıcası Balçova Termal Çeşme Ilıcaları Eskişehir Sakarıılıca Kaplıcaları Hasırca Kaplıcası Sivrihisar Gümüşkonak Ilıcası Bu bölgeler Türkiye genelinde termal turizmin önemli merkezlerini oluşturmakta ve sağlık turizmi için ideal rotalar arasında yer almaktadır.

DOSYA HABER/TÜRKİYE'NİN MAĞARALARI - Mersin'in inanç, sağlık ve turizmde öne çıkan mağaraları mistik yolculuk yaşatıyor Haber

DOSYA HABER/TÜRKİYE'NİN MAĞARALARI - Mersin'in inanç, sağlık ve turizmde öne çıkan mağaraları mistik yolculuk yaşatıyor

Mersin'de, bazıları çeşitli keşif hikayeleriyle ortaya çıkarılan mağaralar, ziyaretçilerine tarih, sağlık, spor, inanç ve turizm yönünden mistik yolculuk yaşama fırsatı sunuyor. Anadolu Ajansının (AA) "Türkiye'nin Mağaraları" dosya haberinin dokuzuncusunda, Mersin'deki mağaraların keşif hikayeleri, ilginç yapıları ve turizme katkıları ele alındı. Birbirinden farklı gizemli hikayeleriyle dikkati çeken mağaralar, bölgenin ev sahipliği yaptığı medeniyetlerin izlerini ortaya çıkıyor. Doğu Akdeniz'de 321 kilometrelik uzunluğuyla Türkiye'nin en uzun sahil şeridine sahip Mersin'de, kentin bir ucundan diğer ucuna uzanan mağaralar, yılın her döneminde yerli ve yabancı turistleri ağırlıyor. - Buzul Dönemi'ne yolculuk: Gilindire Mağarası Aydıncık ilçesinde, 1999'da hayvanlarını otlatan çobanın, bir kirpiyi takip ederken keşfettiği Gilindire Mağarası, çok sayıda ilginç figürlü sarkıt, dikit ve sütunun yanı sıra mağara incisi, bayrak traverten ve duş başlığı gibi oluşumları barındırıyor. Dördüncü zaman (kuvaterner) başındaki son iklim değişikliğiyle buzul sonrası döneme geçişte oluştuğu anlaşılan mağaranın, son kısmı sular altında bulunuyor. Mağaradaki sarkıt ve dikitlerin, su altında kalmasından dolayı atmosferik değişimlerden etkilenmeden günümüze kadar ulaştığı belirlendi. Denizden 45 metre yüksek yamaçta olan, 555 metre yatay uzunluğa ve 46 metre derinliğe sahip mağarada dev boyutlara ulaşan ve her biri görsel şölen sunan damla taşlar, ana galeriyi çok sayıda salon ve odaya ayırıyor. Mağaraya giren ziyaretçiler, çok sayıda ilginç figürlü sarkıt, dikit ve sütunun yanı sıra mağara incisi, bayrak traverten ve duş başlığı gibi oluşumları inceleyebiliyor. Yaklaşık 46 metre derinliğinde su bulunan Gilindire, bu özelliği nedeniyle halk arasında "Aynalıgöl" olarak da anılıyor. Gölün su kotunun eksi 47 metre seviyesinde bulunması, mağaranın deniz seviyesinin altında da devam ettiğini gösteriyor. Buzul Dönemi'ne ilişkin hidrolojik ve atmosferik verileri içerisinde saklı tuttuğu tespit edilen mağara, bu özelliğiyle Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Balkanları kapsayacak şekilde Doğu Akdeniz'de bulunan tek kayıt noktası olarak kabul ediliyor. Mağarayı gezmek isteyen ziyaretçiler, Aydıncık ilçe merkezine 4 kilometre mesafede Mersin-Antalya kara yolundan deniz tarafına saparak bölgeye ulaşabiliyor. - "Kutsal uyku"nun hikayesi: Ashab-ı Kehf Mağarası Milattan Sonra 2. yüzyıl başlarında putlara tapmayı reddeden 7 gencin sığınarak 309 yıl uyudukları rivayet edilen Tarsus ilçesindeki Ashab-ı Kehf Mağarası, inanç turizminde öne çıkıyor. Kur'an-ı Kerim'de Kehf Suresi'nde bahsi geçen ve "Yedi Uyurlar Mağarası" olarak bilinen mağaranın tam nerede bulunduğuyla ilgili kesin bilgi bulunmuyor. Dünyanın çeşitli kentleri ile Mersin'in Tarsus ve Kahramanmaraş'ın Afşin ilçelerinde de Ashab-ı Kehf'e atfedilen mağaralar yer alıyor. Hristiyan ve Müslümanlar tarafından kutsal sayılan Tarsus'taki mağara, diğer semavi dinlerin kitaplarında da yer almasıyla kendini özel kılıyor. Gizemli hikayesi ve "mistik" yapısıyla ziyaretçilerin ilgisini çeken Ashab-ı Kehf, dua edip, dilek tutmak isteyenlerle dolup taşıyor. Mağara, özellikle ramazan ayında kutsal yerleri ziyaret ederek değerlendirmek isteyen ziyaretçilerle dolup taşıyor. - Duvarlarından akan suyun "şifasına" inanılıyor: Astım Mağarası Silifke ilçesinde yerin 15 metre altındaki Astım Mağarası'nın, duvarlardan akan suyun "kutsal" olduğuna ve astım hastalarına iyi geldiğine inanılıyor. Narlıkuyu Mahallesi'ndeki mağara, bu yönüyle çeşitli kentlerden astım hastalarını kendine çekiyor. Birbiriyle bağlantılı toplam uzunluğu 200 metreyi bulan galerileri, ilginç şekilli sarkıtları ve dikitleriyle dikkati çeken mağara, fotoğraf meraklılarının da ilgi gösterdiği mekanlar arasında yer alıyor. - ABD'li dağcının tahliyesiyle gündeme gelen Morca Mağarası Anamur ilçesindeki Morca Mağarası, Türkiye'nin en derin mağaraları arasında yer alıyor. Orta Toroslar'daki Taşeli Platosu sınırlarında kalan 1276 metre derinliğindeki mağaraya, zaman zaman çeşitli ülkelerden mağara bilimi üzerine çalışmalar yapan kurum, dernek ve federasyonlar tarafından gezi düzenleniyor. Özellikle bilim insanları ve mağara bilimcilerin keşif çalışması yapmak için indiği mağara, tıp dünyasında çeşitli tanımlamaların ortaya çıkarıldığı yer olarak da biliniyor. Morca Mağarası, son olarak ABD'li dağcı Mark Dickey'in tahliyesiyle gündeme gelmişti. Keşif için 3 Eylül'de mağaraya giren, aralarında yabancı mağara bilimcilerinin de bulunduğu 15 kişilik ekipte yer alan Mark Dickey'in mide kanaması geçirdiği ihbarı üzerine bölgeye ekipler sevk edilmişti. Mağarada ilaç tedavisi uygulanan Dickey için doktorların onay vermesinin ardından 9 Eylül'de tahliye çalışması başlatılmıştı. Ekiplerin çalışmaları sonucu 12 Eylül'de tahliye edilen Dickey, Mersin Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi altına alınmış, daha sonra iyileşerek 17 Eylül'de taburcu edilmişti.

Sedir kozalakları kışın kazanlarda şifaya dönüşüyor Haber

Sedir kozalakları kışın kazanlarda şifaya dönüşüyor

ADANA (İHA) - Adana'nın Aladağ ilçesinde orman kesim sahalarından bin bir emekle çuvallara toplanan sedir kozalakları soğuk kış günlerinde herkese şifa oluyor. İlçede bin 800 rakımdan kış öncesi toplanan sedir ağacı kozalakları kazanlarda şuruba dönüşüyor. Kovid-19 salgınında köylünün kendini korumak için toplayıp kaynattığı sedir kozakları, kış öncesi üst solunum yolu hastalıklarında kullanılmak üzere kazanlarda saatlerce kaynatılarak şurup oluyor. Aladağ ilçesinde pandemi ile sedir kozalağı şurubu üretimine başlayan Beyhan Tuğ, öksürük ve astım rahatsızlığının iyileşmesiyle başladığı sedir kozalağı şurubunu hem sağlığı için tüketiyor, hem de talep oldukça satarak evine ek gelir sağlıyor. Tuğ, “Ormanda toplayıp kasım aylarında yıkayıp kaynatıyoruz. Öksürük, astım bronşit, koah hastalığı olanlar çok tüketiyor. Kendimde çok sıkıntılıydım. Pekmez her zaman kullanılabilir ama sedir kozalak şurubu hastalık sürecinde daha çok kullanılan bir şurup. Bin 800 rakımda sedir ağaçları çok faydalı. Şifa diyoruz. Köyde çok bilinmiyor. Sedir kozalağı şurubu pandemi de başladı. Birkaç aile bunu üretiyor. Yıllık 50 kavanoz yapıyorum. Eşe dosta ve çocuklarıma yaparken birden ticareti oldu. 100 TL İle 150 TL arasında satılıyor. 12 saat süren bir kaynama süreci oluyor. İçerisindeki uçucu yağların tutulması için bir süre kapalı kazanda sonra şurup kıvamına gelene dek uzun bir emeği var” dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.