TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Şiddet

İLKHABER-Gazetesi - Şiddet haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Şiddet haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Ecz. Yalbuzdağ: Eczacılar sıkıntılı süreçte Haber

Ecz. Yalbuzdağ: Eczacılar sıkıntılı süreçte

Güney Ecza Koop (GEK) Yönetim Kurulu Üyesi Ecz. Yasemin Emre ve eczacıların katıldığı seçimsiz genel kurulun açılış konuşmasını yapan Adana Eczacı Odası (ADEO) Başkanı Ecz. Ö. Mürsel Yalbuzdağ, “Artık hastaların değil, sağlık çalışanları can derdine düştüğü günlerden geçiyoruz. Hekime, eczacıya, sağlık çalışanına, kadına, hayvana şiddet artarak devam etmektedir. Masum çocuklar ölmektedir ve failleri cezasız kalmaktadır. Caydırıcı cezalar ve alınacak tedbirlerle kadına şiddet, sağlık çalışanlarına şiddet ve cinayetler sona erdirilmelidir. Huzurlu, adaletli, güvenli, mutlu bir Türkiye’de yaşamak istiyoruz” diye ifade etti. Divan Başkanlığını Ecz. Mustafa Muhittin Zeyneloğlu, 2’nci Başkanlığı Ecz. Başak Sayan, Yazmanlığı Ecz. Aysenem Uçaroğlu ve Ecz. Akdeniz Ekici’nin yaptığı Adana Eczacı Odası Mali Genel Kurulu; Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. “Mutsuzluktan kaynaklı yurt dışına beyin göçü yaşanmaktadır” 2024 yılı ‘Dünya Mutluluk Endeksi’ne göre Türkiye’nin 98. sırada yer aldığını belirten Ecz. Yalbuzdağ konu hakkında şunları söyledi: “Rapor, gençlerin yaşlılara göre daha mutsuz olduğunu gösteriyor. Mutsuzlaşmanın sebepleri arasında yaşanan ekonomik kriz, politik atmosfer, geleceğe dair belirsizlik yer alıyor. Mutluluk seviyesini artırmak için yapılabileceklerin birkaçı yoksulluk ve gelir adaletsizliğinin önüne geçmek için sosyal destek programları geliştirilmesi, sivil katılımın teşvik edilmesi ve hükümete duyulan güvenin artırılması, yolsuzlukların azaltılması olarak göstermektedir. Adalet ve hukuk alanında yaşananlar, yolsuzlukların ve haksızlıkların cezasız kalması sıkıntı yaratmaktadır. Mutsuzluktan kaynaklı yurt dışına beyin göçü yaşanmaktadır.” “Sağlığa ayrılan bütçe azalmaya devam ettikçe biz eczacılar sıkıntılı süreçte ayakta kalmaya çalışıyoruz” Ecz. Yalbuzdağ konuşmasında ülkemizde sağlığa ayrılan bütçenin azaldığına değinerek şunları söyledi: “Sağlıkta Dönüşüm’ün artık zarar verdiği; sağlığa ve ilaca erişimin her geçen gün zorlaştığı günleri yaşıyoruz. Sağlığa ayrılan bütçe azalmaya devam ettikçe biz eczacılar sıkıntılı süreçte ayakta kalmaya, hizmeti sürdürmeye çalışıyoruz. İlaç harcamalarının Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla içindeki payı 2023 yılında %0,77 iken 2024 yılı için %0,74 olarak tahmin edilmektedir. Sosyal devletten piyasacı anlayışa doğru yol almaktayız. İlaç erişilebilir, alınabilir olmalıdır. İlaca değer katan, anlam kazandıran eczacının karlılık ya da meslek hakkı olarak emeği ve hakkı verilmek zorundadır. Acilen eczane ekonomileri açısından tedbirler alınmalıdır.” “İlaç Fiyat Kararnamesi ve Dönemsel Avro Değerlendirmesi değişmek zorundadır” Başkan Ecz. Yalbuzdağ, “Zaman içerisinde bu grup ilaçları karşılayacak eczane bulunmakta zorluk çekilecektir. Bu konuda da acilen tedbir alınması gerekmektedir. İlaç Fiyat Kararnamesi ve Dönemsel Avro Değerlendirmesi değişmek zorundadır. İlacın ve dolayısıyla sağlığın bu kadar baskılanmasıyla artık ilaç erişilebilir ve bulunabilir olmaktan çıkmaktadır. Sağlık otoritesi bu konu ile ilgili ilaç firmalarına ve ecza depolarına herhangi bir yaptırım uygulamazken, meslektaşlarımız il il, depo depo, eczane eczane hastaların ilaçlarını bulabilmek için uğraşmaktadırlar. Dönemsel Avro Değerlendirmesinde enflasyonun altında alınan düzenlemeler eczane ekonomilerini olumsuz etkilemektedir. Kiraların, eczane çalışanları maaşlarının, elektrik ve su giderlerinin anormal arttığı bu dönemde meslektaşlarımız kepenk kapatma ile karşı karşıyadırlar” dedi. "Eczacı istihdam sorunu dağ gibi büyümektedir" Kamuda çalışan eczacıların özlük ve emeklilik haklarında iyileştirme yapılması gerektiğininde altını çizen Başkan Ecz. Yalbuzdağ, “Hekimler ve diş hekimleri ile kıyaslandığında eczacı maaş katsayısı hesaplamalarında uçurum oluşmaktadır, meslektaşlarımızın hak kayıpları düzeltilmelidir. İstihdam sorunu dağ gibi büyümektedir. Özellikle evde bakım hastaları ve geriatri hastalarının ilaç kullanım incelenmesinde eczacılar yer almalıdır. Polifarmasi, ilaç-ilaç etkileşimleri, ilaç-gıda etkileşimleri gibi sıkıntılar eczacıların yer almasıyla sona erecektir. Sürdürülebilir sağlık finansmanı sorunu, önümüzdeki dönemlerde “verimlilik”, “tasarruf” gibi kavramlarla halkın sağlığa ve ilaca erişimini kısıtlayacaktır. Hastaların doğru bilgilendirmeyi ve danışmanlığı alabileceği koruyucu sağlık hizmetlerinde halkın doğru yönlendirmesiyle hem halkın sağlığı korunacak, hem de zaten kısıtlı olan kaynaklar verimli kullanılacaktır. Sağlığın bir ekip çalışması olduğunu şüphesizdir ki sürdürülebilir bir sağlık sistemi için sürdürülebilir bir eczacılık modelinin olması gerekmektedir. Sorunların merkezileştiği bir ortamda, merkezde güçlü bir örgüt yapısının olması gerekmektedir. Tabandan gücünü alan, sorun ve sıkıntılara anında müdahale edebilecek eczacı odaları ve üyeleri ile her zaman iletişimde olan ortak aklı kullanan Türk Eczacıları Birliği için çalışmaktayız. Eğitimlerimizi meslektaşlarımızın talep ve isteklerine göre, ihtiyaç duyulan güncel konularda yapmaya devam edeceğiz. Plan ve projelerimizi hep birlikte hayata geçirmeye çalışacağız. Zorlu dönemde fedakarca çalışan, katılımları ile bizlere destek olan kurullarda çalışan meslektaşlarımıza, temsilci ve temsilci yardımcılarımıza, komisyonda çalışan meslektaşlarıma ve tüm meslektaşlarıma teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum” diye konuştu. Konuşmanın ardından ADEO Genel Sekreteri Ecz. Erdem Kızıltepe’nin Yönetim Faaliyet Raporu ibrası ve ADEO Saymanı Ecz. Mehmet Ceyhun Dalkıran’ın sunduğu Mali bilanço oy birliği ile kabul edildi. Genel Kurula katılan eczacılar yapılan çalışmalar ve hizmet için mevcut yönetime teşekkür ettiler.

Şahin: Şiddet, toplumun sağlığına ve güvenliğine yönelik bir tehdittir Haber

Şahin: Şiddet, toplumun sağlığına ve güvenliğine yönelik bir tehdittir

Adana'nın Seyhan ilçesinde, Dumlupınar Aile Sağlığı Merkezi'nde görevli Dr. Can Cevher Gürler, muayene sırasında Seracettin D. tarafından saldırıya uğradı. Olayın ardından Dr. Gürler, Seyhan Devlet Hastanesi'nde yoğun bakıma alındı. Saldırganın, Milli Eğitim Müdürlüğü için işe giriş raporu talep ettiği ve talebinin reddedilmesi üzerine saldırıyı gerçekleştirdiği öğrenildi. Dr. Gürler'in sağlık durumu ciddiyetini koruyor. Adana’da sağlık çalışanları, Seyhan Devlet Hastanesi Acil Polikinik önünde basın açıklaması düzenledi. Açıklama, AHEF Adana Aile Hekimleri Federasyonu 2. Başkanı Yakup Şahin ve  Genel- İş Sendikası Genel Başkanı Musa Uğur tarafından okundu. Basın açıklamasına Adana Aile Hekimleri Derneği, Osmaniye Aile Hekimleri Derneği, Genel Sağlık-İş Sendikası, Hekim Birliği Sendikası, Birinci Basak Sağlık Çalışanları Birlik ve Dayanışma Sendikası, Tüm Yerel-Sendikası Adana Şubesi, Eğitim-İş Adana Şubeleri, Birleşik Kamu İş Konfederasyonu Adana Başkanı, Mersin Aile Hekimleri Derneği ve Sağlık-Sen Birlik Dayanışma Sendikası katıldı. AHEF Adana Aile Hekimleri Federasyonu  2. Baskani Yakup Şahin, “Dün, Dumlupınar Aile Sağlığı Merkezinde görev yapan aile hekimi meslektaşımız Doktor Can Cevher Gürler, bir şahsın usulsüz rapor talebine hayır dediği için sağlık teröristlerince kafasına  vurularak vahşice darp edildi. Yaşanan bu şiddet olayı sonucunda Doktor Gürler’in sol omuzu çıkmış, kafasında 5 sütür gerektiren bir kesi meydana gelmiştir. Seyhan Devlet Hastanesi yoğun bakımında yatan meslektaşımızın hayati tehlikesi sürmektedir. Şiddete karşı tepkimizi göstermek adına Adana ilimiz için 1 günlük iş bırakma kararı aldık. Aile hekimliği çalışanlarının daha güvenli koşullarda hizmet verebilmesi ve bu tür saldırıların bir daha yaşanmaması için meslektaşlarımızla buradayız” diye ifade etti. Şahin, “Bu tür saldırı, aslında toplumun sağlığına ve güvenliğine yapılmış bir saldırıdır” Sağlık çalışanlarına yönelik her türlü saldırının toplumun sağlığına yapıldığını vurgulayan Yakup Şahin şunları söyledi: “Bu yaşanan vahim olay, sağlıkta şiddetin geldiği kabul edilemez boyutu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Hayatlarını insan sağlığına adamış sağlık çalışanlarına yönelik her türlü saldırı, aslında toplumun sağlığına ve güvenliğine yapılmış bir saldırıdır. Bizler korunmadan, toplumsal sağlığın sürdürülebilirliği mümkün değildir. Şiddet gören kişi dün Can’dı, Hürkal’dı, Öner’di.. Sadece yakın zamanda bile aile sağlığı merkezlerinde yaşanan şiddet olaylarının ne denli çok olduğu ortada! Usulsüz isteklere, hukuksuz taleplere bilimin ışığında boyun eymediğimiz, hayır dediğimiz için hastalarla karşı karşıya getiriliyoruz. Darp ediliyoruz, öldürülüyoruz. Yarın sıranın kime geleceğini bilmiyoruz. Aile sağlığı merkezlerimizde can güvenliğimiz yok, güvenli çalışma ortamları istiyoruz, bize sahip çıktığını bildiğimiz bir Sağlık Bakanlığı istiyoruz.” Şahin, “Şiddetin son bulması için harekete geçecek misiniz?” Genel- İş Sendikası Genel Başkanı Musa Uğur basın açıklamasında Sağlık Bakanlığına seslenerek şunları söyledi: “Unutulmamalıdır ki, şiddetin tamamen son bulması adına kalıcı ve etkin çözümler kaçınılmazdır. Bu sebeple yetkilileri bir kez daha sağlık sistemindeki şiddeti körükleyen aksaklıkları gidermeye, sağlıkta şiddetle mücadelede sağlık teröristlerini en ağır şekilde cezalandıracak yasal düzenlemeleri acilen hayata geçirmeye çağırıyoruz. Sağlık Bakanımız koruyucu sağlık hizmetlerini öncelediğini söylüyor, bunu ancak çalışanlarını koruyarak yapabilir. Söyleyin gerçekten yanımızda mısınız? Şiddetin son bulması için harekete geçecek misiniz? Yoksa siz de bizleri korumasız bir şekilde aile sağlığı merkezlerinde yalnızlığımıza terk mi edeceksiniz? Şifa vermek için güvenliğimizin nasıl sağlanacağının çözümleri biz de gelin, birlikte sağlıkta şiddete dur diyelim.” Uğur, “Geleceği belli olan bu felaket sağlıkta şiddet konusunda caydırıcı önlemlerin alınmaması sonucunda ortaya çıkmıştır” Musa Uğur basın açıklamasında saldırganın daha öncedende aynı doktoru benzer sebepler yüzünden karakolluk olduklarına değinerek şu ifadeleri kullandı:  “Aile Hekimi, tıbben gerekli görerek hastaya rapor verebilir veya uygun görmeyerek vermeyebilir. Cani, doktorun bu yetkisini görmeyerek, bu raporu vereceksin diyerek ısrar etmiştir. Bu yetmez gibi doktor meslektaşımıza çelik çaydanlık fırlatarak yaralanmasına, fiziksel müdahale yaparak da sol omzunda çıkık, kafa tasında çatlak ve bedeninde çeşitli yaralar oluşmasına neden olmuştur. Doktor meslektaşımız kafasına dikiş atılarak Beyin Cerrahi Yoğun Bakımda gözlem altına alınmıştır. Şu anda basın açıklaması yaptığımız bu binada yaşam mücadelesi vermektedir. Bu saldırgan, daha önce de aynı doktorumuzla benzer sebeplerden karakolluk olmuş, emniyet mensupları tarafından uzlaşı sağlanmış sonrasında Aile Hekimliği kaydını başka bir hekime taşımak zorunda kalmıştır. Geleceği belli olan bu felaket sağlıkta şiddet konusunda caydırıcı önlemlerin alınmaması sonucunda ortaya çıkmıştır.” Uğur, “Sağlıkta şiddetin önüne geçilebilmesi için sağlık bakanlığından, hastane idaresine kadar herkes üstüne düşün sorumluluğu yapmalı” Uğur, "Ülkemizde; hekimlerin kurşunlandığı, bıçaklandığı, kafasında kaldırım taşı kırıldığı ya da kafasına çaydanlık fırlatıldığı günler yaşanmaktadır.  Sağlık emekçileri, görevlerini yaparken can güvenlikleri hiçe sayılmakta ve her geçen gün artan şiddetin kurbanı olmaktadırlar.  Sağlık çalışanları, çalışma alanlarında şiddeti iliklerimize kadar  hissetmektedir.  üstelik şiddet ortamının çalışma hayatımızın bir parçası haline gelmesi  sağlık hizmetlerini sağlıklı şekilde vermemizi engellemektedir. Yaşanan bu şiddetin en önemli sebeplerinden birisi kurumların birbirinden bağımsız, keyfiyetlerine göre istedikleri sağlık raporlarıdır.  Sağlıkta şiddetin önüne geçilebilmesi için sağlık bakanlığından, hastane idaresine, medyadan, hasta ve hasta yakınlarına kadar herkes üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmelidir” dedi.

Dr. Erdoğan: Aile hekimleri can güvenliği olmadan çalışıyor Haber

Dr. Erdoğan: Aile hekimleri can güvenliği olmadan çalışıyor

Sağlıkta şiddet olayları artarak devam ediyor. Son olarak Mersin’de bir aile hekimine yönelik gerçekleştirilen bıçaklı saldırı, Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF) tarafından kınandı. AHEF Yönetim Kurulu Genel Sekreteri Dr. Gökhan Erdoğan, “Defalarca dile getirdik ancak Sağlık Bakanlığı’na tekrar sesleniyoruz, aile hekimleri can güvenliği olmadan çalışıyor! Koruyamıyorsunuz! Korumak için daha ne bekliyorsunuz” dedi. AHEF Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu Yönetim Kurulu Genel Sekreteri Dr. Gökhan Erdoğan yaşanan olayı şu şekilde anlattı: “Mersin Toroslar Ayışığı Aile Sağlığı Merkezinde bir hastanın usulsüz talebi, işini doğru yapmaya çalışan bir aile hekimin hayatının tehdit edilmesi ile sonuçlandı. Sözde askere alınma muayenesi için meslektaşımıza başvuru yapan hasta, aile hekimi tarafından muayene sonucunda psikiyatri bölümüne sevk edilmeyi kabul etmeyerek önce aile hekiminin üzerine yürüyüp sonra ‘bıçak’ çekti ve meslektaşımızdan yazdığı raporu iptal etmesini istedi” “Aile hekimlerini korumak için daha ne bekliyorsunuz?” Dr. Gökhan Erdoğan, “Defalarca dile getirdik ancak Sağlık Bakanlığı’na tekrar sesleniyoruz, aile hekimleri can güvenliği olmadan çalışıyor! Koruyamıyorsunuz! Korumak için daha ne bekliyorsunuz? Kaç hekimin daha darp edilmesini, şiddete uğramasını ve öldürülmesini bekliyorsunuz? Bizler söylemekten yorulduk ancak sizler duymamaya devam ediyorsunuz” dedi. “Sağlıkta şiddet terörüne artık çözüm bekliyoruz” Dr. Erdoğan konuşmasında Anayasanın 17. Maddesine değinerek şunları söyledi: “Herkes yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. Biz hekimler olarak çok şey istemiyoruz. En temel haklardan biri olan yaşama hakkımızı istiyoruz. Her gün sıra bana ne zaman gelecek korkusuyla sunulan bir sağlık hizmetinden nasıl bir verim beklenebilir ki? Başka insanlara şifa olmayı görev edinmiş kişiler yani hekimler olarak bizler bu kronikleşmiş soruna sağlıkta şiddet terörüne artık çözüm bekliyoruz. Sağlık Bakanlığı’nın işveren olarak görevini yapmasını ve çalışanının güvenliğini sağlamasını istiyoruz!” “Yapılan hatalı mevzuat düzenlemeler yüzünden vatandaşlarımız ile karşı karşıya gelmek istemiyoruz” AHEF Yönetim Kurulu Sekreteri Dr. Erdoğan, “Tek bir yerden ve uygulama farklılıkları olmadan düzenlenecek sağlık raporları ile hem vatandaş hem de hekimler için daha uygun hale gelecektir. Aile hekimleri olarak angarya işlerde, sistemin açığını kapatmak için çalışmak istemiyoruz. Bizler kendi görevlerimizi yapmak istiyoruz. Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi birinci basamağın asli görevini yani koruyucu sağlık hizmetlerini yerine getirmek istiyoruz. Özetle biz önce can güvenliğimizin sağlanmasını istiyoruz. Yapılan hatalı mevzuat düzenlemeler yüzünden vatandaşlarımız ile karşı karşıya gelmek istemiyoruz. Bizler hekimlik yapmak istiyoruz” diye ifade etti.

Adanalı gazeteciler Murat Ağırel ve Hakan Çelik’e yönelik tehdit girişimleri kınandı Haber

Adanalı gazeteciler Murat Ağırel ve Hakan Çelik’e yönelik tehdit girişimleri kınandı

Türkiye Gazeteciler Federasyonu Başkanvekili ve Çukurova Gazeteciler Cemiyeti (ÇGC) Başkanı Cafer Esendemir, Adanalı gazeteciler Murat Ağırel ve Hakan Çelik’e yönelik tehdit girişimlerini şiddetle kınadı. Esendemir, yaptığı açıklamada, basın özgürlüğüne yönelik tehditlerin kabul edilemez olduğunu vurguladı. Esendemir: ''Tehditler ve Baskılar Artıyor'' Esendemir, açıklamasında gazetecilerin çalışma koşullarının her geçen gün zorlaştığını, yaptıkları haberler ve yorumlar nedeniyle sık sık soruşturmalarla karşı karşıya kaldıklarını belirterek, ''Adanalı gazeteciler Murat Ağırel ve Hakan Çelik, yaptıkları haber nedeniyle açık açık tehdit edilip, hedef gösterilmiştir. Gazetecilerin yaptıkları haber nedeniyle baskı ve şantaja maruz kalmaları, hedef gösterilmeleri asla kabul edilemez. Objektif, tarafsız ve basın meslek ilkelerine uygun olarak haber yapan, tek amacı halkı bilgilendirmek, halkın haber alma ve haber verme hakkını kullanmak olan gazeteciler; aynı zamanda düşünce ve ifade özgürlüğü sınırları içerisinde hareket etmektedir. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün de ifade ettiği gibi, “Basın özgürlüğünden doğan sakıncaların giderilme vasıtası yine basın özgürlüğüdür” sözünden hareketle; meslektaşlarımızın yaptığı haberler yasal mevzuatlar içerisinde değerlendirilmeli, rahatsızlık veya varsa aksi bir görüş ve bilgi/belge ile birlikte yasal yollarla hak arayışına gidilmelidir. Gazetecilerin hedef gösterilmesi ve tehdit edilmesi suçtur. Gerek İçişleri Bakanlığı ve gerekse de Adalet Bakanlığı başta olmak üzere ilgili kurum ve kuruluşların anayasal suç olan gazeteciyi hedef gösterip-tehdit etme suçundan dolayı harekete geçmeye davet ediyoruz.'' ifadelerini kullandı.

Aile hekimleri her Pazartesi  siyah giysilerle muayene yapıyor Haber

Aile hekimleri her Pazartesi siyah giysilerle muayene yapıyor

Temmuz ayının son günlerinde Muğla’nın Bodrum ilçesinde hasta ve hasta yakını şiddeti sonucu kalbi duran ve hala yoğun bakımda tedavisi süren aile hekimi Dr. Mustafa Hürkal Tezvar’ın uğradığı şiddet için meslektaşları 'Siyah Protesto' başlattı. Dr. Tezvar’ın aile hekimliğine devam etmeyeceği haberi alınırken AHEF Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Türkü Yağmur Nehir, şiddet yüzünden bir aile hekiminin daha görevini bırakmasından büyük üzüntü duyduklarını, her pazartesi muayenelerini siyah giyinerek yapmaya devam edeceklerini söyledi. “Sağlık çalışanına şiddet için acilen yasal düzenleme ve ağır cezai yaptırımlar bekliyoruz” Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu aile hekimlerinin yurt genelinde şiddeti protesto için başladığı siyah eylem bir ayını doldurdu. Muğla’da meslektaşlarının şiddete uğramasından bu yana her Pazartesi muayenelerini siyah giyinerek yapan aile hekimleri, mesleklerinin en büyük çilesi olan şiddetin son bulmasını istiyor. AHEF Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Türkü Yağmur Nehir aile hekimlerinin maruz kaldığı şiddet ile ilgili şunları söyledi: “Özellikle de son beş yıldır toplumumuzda şiddet eğiliminin ciddi oranda arttığını haberlerden ve çevremizde yaşanan olaylardan gözlemliyoruz. Ne yazık ki bu durumdan en çok nasibini alan da sağlık çalışanları oluyor. Son yıllarda aile hekimlerinin şiddete uğrama sayısındaki artış endişe verici. Bu nedenle bazı meslektaşlarımız aile hekimliğini bırakırken yeni mezun tıp öğrencileri de aile hekimliğine sıcak bakmıyor. Sağlık çalışanına şiddet için acilen yasal düzenleme ve ağır cezai yaptırımlar bekliyoruz. Yeni Sağlık Bakanımızın bu konuya eğileceğine dair ümitlerimiz büyük. Kendisine büyük görev düşüyor ve bizleri mağdur etmeyeceğine inanmak istiyoruz.” “Hekime yönelik şiddet, hiçbir gerekçeyle mazur görülemez” Dr. Türkü Yağmur Nehir, “Hekime yönelik şiddet, hiçbir gerekçeyle mazur görülemez. Mevcut hukuki düzenlemelerin caydırıcılığı çok yetersiz. Artık bu kadar şiddet yeter! Halkımızı kim eğitecek, gerekli cezaların verilmesini kim sağlayacak. Bu konularda harekete geçilmeli ve aile hekimleri iç rahatlığı ile işlerini yapabilmelidir” dedi.

Uzm. Dr. Polatöz sağlıkta şiddet ve psikolojik sorunlar için Sağlık Bakanlığına çağrıda bulundu Haber

Uzm. Dr. Polatöz sağlıkta şiddet ve psikolojik sorunlar için Sağlık Bakanlığına çağrıda bulundu

Adana Tabip Odası Başkanı Uzm. Dr. Özden Polatöz, ülkemizde son zamanlarda sağlık sektöründe artan şiddet olaylarının kökeninde sağlık sistemindeki yetersizliklerin ve hizmete erişimdeki zorlukların yattığını belirtti. Polatöz, sağlık çalışanlarının bu olumsuz koşullar yüzünden halkın öfkesinin hedefi haline geldiğini vurgulayarak, asıl problemin çözülmesi gerektiğini ifade etti. Sağlık Bakanlığı'nın bu sorunları çözmek için yeni bir politika geliştirmesi gerektiğine dikkat çeken Polatöz, sistem sorunlarının acilen ele alınarak çözülmesini ve sağlık çalışanlarına yönelik psikolojik şiddetin önlenmesini talep etti “Sağlık emekçilerini hedef haline gelmesine neden olan sorunları halletmesini bir an önce bekliyoruz” Adana Tabip Odası Başkanı Uzm. Dr. Özden Polatöz konuşmasına başlarken son zamanlarda sağlıkta yaşanan şiddetin nedenlerine değinerek şunları söyledi: “Son zamanda sağlıkta yaşanan şiddetin ülkemizde meydana gelen yetersizlik, sağlığa ulaşmada zorluk halkımızın öfkesini sağlık çalışanlarına yönlendirdiği için asıl problemin çözülmesi gerektiğini düşüyorum. Bu da Sağlık Bakanlığının yeni bir politika ile sağlıktaki sorunların bir an önce çözülüp, sağlık emekçilerini hedef haline gelmesine neden olan sorunları halletmesini bir an önce bekliyoruz.” “Sağlıkta şiddetin önlenmesi için sistem sorunları çözülmeli” Uzm. Dr. Polatöz, “Türk Tabipler Birliği sağlık bakanlığı ile sürekli iletişim halinde, yazılarımızı gönderiyoruz. Milletvekilleri ile görüşlerimiz ile de paylaşıyoruz. Muhtemelen sağlıkta şiddet ile ilgili yasanın çıkmasını tamamen kapsayıcı olmasını dileyerek bekliyoruz. Hastanedeki polikliniklerde yük nedeniyle ve karşılanmayan sağlık ihtiyacı olduğu için hastanede güvenliğin yeterli gelmesi mümkün değil. Randevu almakta insanlar zorlanıyor. Bundan dolayı halkımız çok mağdur durumda. Bir şekilde tepkisini göstermek istiyor ama yanlış yöne gösteriyor. Sağlık çalışanlarına, hekimlere, hemşirelerimize gösteriyor. Bu da doğru bir tutum değil. Asıl problem sağlık sisteminin yeni baştan, tekrardan ele alınıp sorun yaratan alanların bir an önce bakanlığımız tarafından çözümlenmesi gerekiyor” diye ifade etti. “Bir çok hekim tükenmişlik sendromu dediğimiz sendromu yaşıyor” Uzm. Dr. Özden Polatöz, “Bir çok hekim tükenmişlik sendromu dediğimiz sendromu yaşıyor. Mesleğini yaparken zorlanıyor. Psikolojik şiddet çok yoğun. Asıl problemler gözden kaçıyor. Bunların ele alınıp düzeltilmesi lazım. Problemlerin sağlıklı bir şekilde çözüleceğine benim inancım tam” dedi. “Sağlık çalışanları psikolojik şiddet nedeniyle tükenmişlik yaşıyor, bakanlıktan acil çözüm bekleniyor” Adana Tabip Odası Başkanı Uzm. Dr. Özden Polatöz konuşmasında sağlık bakanlığından beklentilerini dile getirerek şunları söyledi: “Bir an önce bakanlığımızdan beklediğimiz şey uygun, kararlı ve sağlıktaki sorunları çözecek bir çalışma bekliyoruz. Bu şekilde bütün sağlık çalışanlarımızın büyük oranda sorunların çözüleceğine inanıyorum. Sağlıkta yaşanan şiddet olaylarının azalacağına inancım tam. Psikolojik şiddet, kavramı nihayet gündeme geldi. Son 3-5 yılda farkındalık arttı. Psikolojik şiddet fiziksel şiddet kadar etkileyici. Hekimlerin mesleği bırakma isteğinin veya sağlık çalışanlarının bir an önce emekli olma isteğinin tek nedeni uğradıkları psikolojik şiddettir. Ekonomik krizle birlikte herkeste yoğun tükenmişlik var. Dolayısıyla halkımızın tepkileri bütün çalışanlarda özellikle sağlıkta psikolojik şiddet olarak yansıyor.”

Necip Taşkın: Sağlık çalışanlarına karşı şiddetin son bulmasını umuyoruz Haber

Necip Taşkın: Sağlık çalışanlarına karşı şiddetin son bulmasını umuyoruz

Anadolu Sağlık Sen Genel Başkanı Necip Taşkın, Van'da sendika üyesi bir hemşirenin uğradığı saldırıya sert tepki gösterdi. Taşkın, saldırıyı kınayarak, sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin son bulması gerektiğini vurguladı. Saldırganın en ağır şekilde cezalandırılması çağrısında bulunan Taşkın, "Sağlık çalışanları bu şiddeti hak etmiyor. Hemşire arkadaşımızın yanındayız ve hukuki sürecin takipçisi olacağız" dedi. Anadolu Sağlık Sen Genel Başkanı Necip Taşkın, “Van Yönetim Kurulu Üyemize geçmiş olsun diyoruz. Allah’tan acil şifalar diliyoruz. Yönetim Kurulu Üyemize yapılan saldırıyı kınıyor, bu yobazın en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyoruz” diye ifade etti. “Hemşire arkadaşımıza yapılan bu saldırıyı şiddetle kınıyor ve lanetliyoruz” Necip Taşkın Şiddet yanlılarının en ağır şekilde cezalandırılası gerektiğini belirterek şunları söyledi: “Sağlık çalışanlarına saldıran şiddet yanlıları psikolojik rahatsızlığı olan insanlardır. Bunların tedavileri yine saldırdıkları sağlık çalışanları tarafından yapılıyor. Bencil ve hasta ruhlu bu insanların sorumsuzluğundan bıktık! Üniversite Rektörlüğü ve Hastane Başhekimliği kendi personeline sahip çıkmalıdır. Şiddet yanlılarının en ağır şekilde cezalandırılmaları için çalışma yapmalıdır.  Sendikamızın Van Yönetim Kurulu Üyesi olan hemşire arkadaşımıza yapılan bu saldırıyı şiddetle kınıyor ve lanetliyoruz! Hemşire arkadaşımız görevini yapmak isterken darp edilmiştir. Şiddet yanlısı hasta ruhlu bu şahıs, tamamen haksız ve hukuki hiçbir gerekçesi bulunmadan kendisini uyaran hemşire arkadaşımıza arkadan saldırarak burnunu kırmıştır.” “Sağlık çalışanlarının da insan olduğu unutulmamalıdır” Taşkın konuşmasını sonlandırırken şu ifadelere yer verdi: “Sağlık çalışanları her zaman vatandaşlarımızın sağlığına kavuşması için tedavilerine destek oluyor. 24 saat uykusuz, yoğun ve yorucu mesai yapıyorlar. Sağlık çalışanları bu haksızlıkları, şiddeti, görevi başında hakarete uğramayı, darp edilmeyi hak etmiyor. Sağlık çalışanlarının da insan olduğu unutulmamalıdır. Sağlık çalışanlarına karşı şiddetin son bulmasını umuyoruz. Saldırıya uğrayan hemşire arkadaşımızın yanında olduğumuzu ve her türlü hukuki desteği vererek yakından takip edeceğimizin bilinmesini istiyoruz.”

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.