TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Sevgi̇

İLKHABER-Gazetesi - Sevgi̇ haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sevgi̇ haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Sevgi ve değer vermenin psikolojik, sağlık ve ilişkiler üzerindeki etkileri nelerdir? Haber

Sevgi ve değer vermenin psikolojik, sağlık ve ilişkiler üzerindeki etkileri nelerdir?

Sevgi eksikliği ve bağlanma sorunları, bireyin psikolojik sağlığı üzerinde uzun vadeli etkilere sahip olabilir. Ancak, bu zorlukların üstesinden gelmek mümkündür. Güvenli bağlanma modellerinin geliştirilmesi, bireyin psikolojik sağlığı ve ilişkisel başarısı için kritik öneme sahiptir. Toplum olarak, çocuklara karşı sevgi ve destek göstermek, sağlıklı bireylerin ve ilişkilerin gelişimine katkıda bulunur. Sevgi ve değer vermek, ilişkilerimizi zenginleştiren ve yaşam kalitemizi arttıran temel unsurlardır. İşte, sevgi ve değer verme kapasitelerinizi artırmak için uygulayabileceğiniz bazı pratik öneriler şu şekilde olabilir: 1. Kendini Dinlemek ve Anlamak • Günlük Tutun: Düşüncelerinizi ve duygularınızı yazarak kendinizi daha iyi anlayın. Bu, neye değer verdiğinizi ve sevdiklerinize nasıl daha iyi yaklaşabileceğinizi keşfetmenize yardımcı olur. • Meditasyon ve Farkındalık Pratikleri: Günlük meditasyon ve farkındalık pratikleri, duygusal dengeyi sağlar ve empati yeteneğinizi artırır. 2. Empatiyi Geliştirmek • Empati Egzersizleri: Başkalarının duygularını anlamaya çalışın. Bu, farklı perspektifleri dinlemek ve empatik iletişim becerilerinizi geliştirmek için mükemmel bir yoldur. • Rol Değişimi: Bir başkasının yerine kendinizi koymaya çalışarak, onların duygularını ve bakış açılarını daha iyi anlayabilirsiniz.  3. İletişim Becerilerini Güçlendirmek • Aktif Dinleme: Karşılıklı değer vermenin önemli bir parçası, aktif olarak dinlemektir. Karşınızdaki kişiye tam dikkatinizi verin ve onların söylediklerini gerçekten anlamaya çalışın. • Açık ve Dürüst İletişim: Düşüncelerinizi ve duygularınızı açık ve dürüst bir şekilde ifade edin.Bu, ilişkilerde güven ve saygıyı artırır.  4. Karşılıklı Değer Vermeyi Pratik Etmek • Küçük Jestler: Sevdiklerinize değer verdiğinizi gösteren küçük jestler yapın. Bu, bir teşekkür notu yazmak veya onların sevdiği bir şeyi paylaşmak olabilir. • Zaman Ayırmak: Kaliteli zaman geçirmek, değer verdiğinizi göstermenin önemli bir yoludur. Birlikte yapılabilecek aktiviteler planlayın ve bu zamanı değerli kılın. 5. Şükran Pratikleri • Şükran Günlüğü: Günlük hayatınızdaki iyi şeyler için şükranınızı ifade edin. Bu, pozitif duyguları artırır ve ilişkilerde daha fazla değer vermenize yardımcı olur. • Şükran Paylaşımı: Sevdiklerinize onlar için ne kadar minnettar olduğunuzu düzenli olarak ifade edin. Bu, ilişkinizi güçlendirir ve karşılıklı değer duygusunu pekiştirir. Uzman Klinik Psikolog Aslı Kanizi,'' Sevgi ve değer verme kapasitelerinizi geliştirmek, ilişkilerinizde derin ve anlamlı bağlar kurmanıza yardımcı olabilir. Yukarıdaki pratik öneriler, bu yolculukta sizin için bir başlangıç noktası olabilir. Unutmayın, sevgi ve değer vermek, sürekli bir öğrenme ve uygulama sürecidir. Kendinize ve sevdiklerinize karşı sabırlı ve anlayışlı olun ''diyerek ifade etti.

Haber

"Süper babaanne" sevgisiyle otizmli torununu hayata bağladı

ANTALYA (AA) - HATİCE ÖZDEMİR TOSUN - Antalya'da 2,5 yaşındayken otizm teşhisi konulan 20 yaşındaki Yiğit Karaaslan, hayatındaki zorlukları babaannesinin ilgisi ve sevgisiyle aşıyor.Polis baba ile ev hanımı annenin tek çocuğu olarak Ankara'da dünyaya gelen Karaaslan'ın, 2 yaşından sonra gelişimi yavaşladı. Daha hırçın bir çocuk olmaya başlayan ve ailesi tarafından doktora götürülen Karaaslan'a, otizm teşhisi konuldu. Çiftin yaklaşık 1,5 yıl sonra ayrılma kararı alması üzerine babasıyla kalan Yiğit'i babaannesi Ayşe Karaaslan yanına aldı.Babaannesiyle Antalya'ya yerleşen Karaaslan, görev yeri nedeniyle ayrı kaldığı babasına da yaklaşık 1 yıl sonra kavuştu. 14 yaşına geldiğinde babasını kalp krizi nedeniyle kaybeden Karaaslan, tuvalet alışkanlığından yemek yemeye kadar tüm davranışları öğrendiği babaannesiyle hayatını sürdürüyor.Özel eğitim okullarına derslere giden, daha sonra da Akdeniz Otizm Spor Kulübü Derneği ile tanışan babaanne ve torun, sabah servisle Aksu ilçesindeki derneğin merkezine giderek sosyal etkinliklere katılıyor. Babaanne diğer otizmli bireylerin anneleriyle el işleri yaparken, torunu da resim ve sporla uğraşıyor, merkezdeki hayvanlarla oynayarak enerjisini atıyor.- "Onunla yeniden büyüdüm"Torunuyla sıkı bir bağ kuran 72 yaşındaki Karaaslan, AA muhabirine, eşini erken kaybettiğini ve torununun kendisine hayat arkadaşı olduğunu söyledi.Yiğit'in otizmli olması nedeniyle çok sıkıntılar yaşadığını anlatan Karaaslan, krizleriyle tek başına mücadele ettiğini belirtti.Torunuyla her gün yeni bir şeyler öğrendiğini ifade eden Karaaslan, "Küçükken beni çok ısırdı, her tarafımı mosmor ederdi, o ısırdıkça ben severdim. Hiç ters tepki vermedim. Sadece 'acıyor' dedim. Günden güne bu hareketi de bıraktı. Çok sinirli olduğu zaman banyoya soktum, devamlı duş aldırdım. Ayaktan başlardım başına kadar masaj yapardım, sakinleşsin diye. Çocuğun istediğini pişirirdim, masajını yapardım, saatinde uyutmaya çalışırdım. Onunla yeniden büyüdüm." dedi.Yiğit'i severek büyüttüğünü dile getiren Karaaslan, hırçın, yerinde durmayan, saldırgan, sürekli ısıran ve bağıran bir çocuğu sakin, bütün işlerini kendisi yapan, evin işlerine yardımcı olan bir çocuğa dönüştürdüğünü kaydetti.Karaaslan, bu aşamaya gelinceye kadar çok zor anlar yaşadıklarını, bir gün olsun torununa kötü davranışta bulunmadığını aktardı.- "Allah'ın bana verdiği bir hediye"Yiğit ile yoldaş, sırdaş ve arkadaş olduklarını, bir an ayrı kalamadıklarını vurgulayan Karaaslan, sözlerini şöyle sürdürdü:"Geceleri bile ayrılmamak için aynı odada yatıyoruz. Benim yatağımı da o hazırlar, sabah kalkınca düzeltir. O, Allah'ın bana verdiği bir hediye. Torun sevgisi başka oluyor ama Yiğit özel bir çocuk. Allah oğlumu aldı, onu verdi. Onun acısını bunda unutuyorum, emanet gibi geliyor bana. Yiğit'e bakınca oğlumu görüyorum. Komşularım da bana 'süper babaanne' diyorlar. Annesi çıksa istese, dayanamam, ben de giderim onunla beraber. Zaten Yiğit de gitmez, her yerde gözüyle beni takip eder."Üç çocuk büyüttüğünü ancak Yiğit'in durumunun çok farklı olduğunu dile getiren Karaaslan, "Benim gibi otizmli çocuğu olan herkesin tek kaygısı var, biz öldükten sonra bu çocuklar nereye gidecek, ben öldükten sonra bu çocuğu nereye emanet edeceğim. Yıllardır verdiğimiz emek boşa gitmemeli." ifadelerini kullandı.Ayşe Karaaslan, Yiğit'e halası Nilgün Çolak ve ailesinin de çok destek olduğunu, Akdeniz Otizm Spor Kulübü Derneğinin gelişimine ciddi katkı sağladığını anlattı.

Yuvadaki kucaklaşmadan etkilenip küçük Ceyda'nın koruyucu ailesi oldular Haber

Yuvadaki kucaklaşmadan etkilenip küçük Ceyda'nın koruyucu ailesi oldular

ANTALYA (AA) - SÜLEYMAN ELÇİN - Antalya'da yaşayan iki çocuk sahibi Yasin ve Sultan Koç çifti, kendilerine sımsıkı sarılmasından etkilendikleri 3 yaşındaki Ceyda'nın koruyucu ailesi oldu. Tek amaçları bir yetimi, öksüzü anne, baba sözcüğünden mahrum bırakmamak olan ailelerden Yasin (45) ve Sultan Koç (37), mutlu evliliklerinde biri kız iki çocuk sahibi oldu. Çift, "kimsesiz bir çocuğun hayatına dokunalım" düşüncesiyle koruyucu aile olmaya karar verdi. Eşiyle çocuk yuvasını ziyarete giden Sultan Koç, bu sırada doğuştan sol eli olmayan 3 yaşındaki Ceyda'nın koşup sımsıkı sarılmasından etkilenerek çocuğun koruyucu ailesi olmaya karar verdi. Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne yaptıkları başvurunun olumlu sonuçlanmasıyla minik Ceyda'nın koruyucu ailesi olan Koç çifti, bağırlarına bastıkları çocuğa sevgi ve şefkatle yaklaşıyor. Aile, çocuğa güzel bir gelecek hazırlamak istiyor. - "Engelli olması sevgimize engel olmadı" Anne Sultan Koç, AA muhabirine, minik Ceyda ile ilk göz göze geldiklerinde çok farklı duygular yaşadığını söyledi. Ceyda'nın sarılmasından etkilendiğini belirten Koç, "İlk sarılmada benim kalbimden doğan bir parça olduğunu hissettim. O an çok duygulandım, görevliler bile ağlamıştı. Keşke daha önce tanışsaydım diye düşündüm." dedi. Koç, "Aile olarak mutluyduk ama cennet kuşumuzun gelmesiyle çok daha mutlu olduk. Engelli olması sevgimize engel olmadı. Onun için hep daha çok güçlü olacağız. Ona güzel bir gelecek hazırlamak istiyoruz. Artık onun yanında kocaman bir ailesi var." diye konuştu. Baba Yasin Koç, kendisinin yetim büyüdüğünü ve bu nedenle kimsesiz çocukların hayatına dokunmak istediğini dile getirdi. Koruyucu aile olurken "engelli bir çocuk da olabilir" düşüncesiyle başvurduklarını ifade eden Koç, "Herkes bir engelli adayı. Kızımızın engelli olduğunu biliyorduk ve bu engeli bizim mutluluğumuza engel olmayacağını biliyorduk." ifadelerini kullandı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.