Karanlığı ışıkla delen kahramanların sergisi açıldı
ALİ GÜRELİ-CANSU ERSOY
ADANA (İLKHABER) - Lösemili Çocuklar Sağlık ve Eğitim Vakfı'nın (LÖSEV) lösemiyi yenen ve bu hastalıkla mücadele eden genç üyelerinin Altınoran Düşünce ve Sanat Derneği'nin katkılarıyla yaptığı "Ben Bir Kahramanım" isimli fotoğraf çalışmasının sergisi, törenle açıldı.
Yeni sanat sezonunu geçtiğimiz günlerde düzenlenen bir dizi etkinlikle açan Altınoran Düşünce ve Sanat Derneği, Lösemili Çocuklar Sağlık ve Eğitim Vakfı'nın lösemiyle mücadelede farkındalık oluşturmak amacıyla hazırladığı fotoğraf çalışması projesine destek sağladı.
LÖSEV ile Altınoran Düşünce ve Sanat Derneği'nin ortaklaşa yaptığı çalışmada, lösemiyi yenen ve bu hastalıkla mücadele eden 9 genç ile Adana'ya bilim, sanat ve iş dünyası alanında katkı sağlayan 9 kişi bir araya getirildi.
Projede, LÖSEV'den Aslı Nil Büyüknisan, Yiğit Kaymak, Hüseyin Akalan, Latife Nur Bilir, Mustafa Can Giriş, Serkut Sevgili, Sezer Özdemir, Şeyhmus Kayan ve Aysima Yaşar yer aldı.
Sosyal sorumluluk projesi kapsamındaki çalışmada, gençlere öncelikle fotoğraf, felsefe ve sanat tarihi konusunda eğitimler verildi. Gençler, ellerindeki imkânları doğru kullanarak lösemi gibi bir hastalığın üstesinden geldikleri gibi, basit cep telefonlarıyla bile mucizeler yaratabileceklerini sergiledi.
"Ben Bir Kahramanım" isimli projede yer alan gençler, barok sanatının 'karanlığı delen ışık' olarak bilinen, aydınlık gölge ilişkisine dayanan sistemle, fotoğraf çalışması gerçekleştirdi. LÖSEV'in 'karanlığı ışıkla delen' kahramanları, bulundukları yere büyük zorlukları aşarak gelen ve Adana'ya güç veren Ali Haydar Bozkurt, Çetin Yiğenoğlu, İsmail Timuçin, Mesut ve Eda Dikel, Serhan Kelleözü, Yeşim Mendi, Yıldız Kaçar ve İlknur Solmaz'ın fotoğraflarını çekti.
"Ben Bir Kahramanım" isimli fotoğraf sergisi, Adana Ramada Otel'de düzenlenen törenle çok sayıda davetlinin katılımıyla açıldı.
"Her çocuğun bir kahramanı vardır"
LÖSEV Adana Ofisi Koordinatörü Betül Özgüven, serginin açılış konuşmasında, bu anlamlı günün baş kahramanlarının, tedavisi devam eden ve tedavisi bitmiş olan çocuklar olduğunu söyledi.
Özgüven, “Kahramanlarımızın hayata tutundukları başarı hikâyelerini, Adana'mızı yurt içi ve yurt dışında başarıyla temsil eden isimlerin hikâyeleri ile bu gördüğünüz sanat eserleri hâline gelen fotoğraflarda bir araya getirdik. Her çocuğun bir kahramanı vardır. Bizim çocuklarımızın kahramanı da LÖSEV'in kurucusu ve yönetim kurulu başkanı, Lösemili çocuklarımızın ve LÖSEV ailesinin 'Şirin Babası' Pediatrik Hematolog Sayın Dr. Üstün Ezer'dir" dedi.
"1900'lü yıllarda tedaviyi yarıda bırakma oranı yüzde 54'tü"
LÖSEV'in kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Pediatrik Hematolog Üstün Ezer ise yaptığı konuşmada şunları söyledi:
"Lösemili çocuklarımızın aslında bu hastalıktan ölmediğini gördük. Kaybettiğimiz çocuklarımız ne yazık ki lösemiden ölmüyorlardı. Enfeksiyondan, açlıktan, yokluktan ve umutsuzluktan ölüyorlardı. 1900'lü yıllarda tedaviyi yarıda bırakma oranı yüzde 54'tü.
Ya bu mesleği bırakacaktım ya da bu işi çözecektim. Ben zor olan tarafı seçtim. 8 Kasım 1998'de bir grup arkadaşla LÖSEV'i kurduk. Bir masa bir sandalyemiz ama kocaman yüreğimiz vardı. Giderek büyüttük. Çünkü hastalığı ilaçla yenemiyorsunuz. Yüzde 50 ilaçlarsa diğer yüzde 50'de iyi beslenme ve yüksek moral, motivasyondur. Umut, sevgi, iyilikle mücadele ettikleri zaman hastalarımızın daha hızlı iyileştiklerini gördüm."
"Belki ölüme çare bulamadık ama 13 senedir çocukların ölmemesine çare bulduk"
Ezer, doktor olmaya karar verme hikâyesini de şöyle anlattı:
"Ben ilkokula başladığımda okulda aşı olurken bir doktor amca geldi ve bana 'Gel senin aşını ben yapayım, hiç acımayacak' dedi. Aşımı yaptı. Hiç de acımadı. Eve gittiğimde aşı olduğumu anneme söyledim ve ardından anneme bir karar verdiğimi dile getirdim. 'Anne ben doktor olacağım' dedim. Ben beş buçuk yaşında doktor olmaya karar verdim ve bu kararımı hiç de değiştirmedim. 13 yaşıma geldiğimde bir edebiyat öğretmenim 'Neden doktor olacaksın?' dedi. 'Ölüme çare bulmak istiyorum' dedim. Belki ölüme çare bulamadım ama 13 senedir çocukların ölmemesine çare bulduk."
Altınoran Düşünce ve Sanat Derneği Başkanı Haluk Uygur da, "Sanatseverleri, her biri 'lösemi' denilen karanlığı yenmiş birer ışık olan kahramanlarımızın bu sergisini görmeye davet ediyoruz." dedi.
"Sanatın gücü lösemiyi de yenebilir"
Dr. Uygur, şunları kaydetti:
"İlk bakışta, sanatın bir dalı olan fotoğraf alanında lösemi ile mücadele eden gençlerimizi eğitmek gibi bir amacımızın olduğu görünse de; asıl amacımız, fotoğraftan yola çıkarak, yaşamda önümüze çıkan zorlukları nasıl yeneceğimiz konusu ile ilgili, davet ettiğimiz misafirlerin tecrübesini gençlerimizin dünyasına katacak bir düşünme alanı oluşturmaktı. Sanatın duvara astığımız işler değil, insan zihnindeki yaratım gücü olduğu ve her insanın bu güce az veya çok sahip olduğu bilinciyle yaptık bunu. Bize göre sanatın gücü lösemiyi de yenebilir."
Konuşmaların ardından projede yer alanlara teşekkür plaketleri verildi.
Serginin LÖSEV Haftası boyunca Ramada Otel'de 8 Kasım'a kadar açık kalacağı ve eserlerin artırma yoluyla satışa sunulacağı belirtildi.