SON DAKİKA
Hava Durumu

#sergi

İLKHABER-Gazetesi - sergi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, sergi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Adana’da çaydan elde edilen “Vegan Deri” ile hazırlanan sergi açıldı Haber

Adana’da çaydan elde edilen “Vegan Deri” ile hazırlanan sergi açıldı

Adana’da Çukurova Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümü Araştırma Görevlisi Fazilet Ceyhanlı, kullanılmış çayın mayalanmasıyla elde ettiği vegan deri malzemeden oluşan eserlerini sanatseverlerin beğenisine sundu. Ceyhanlı, 5 yıl süren doktora tezi kapsamında gerçekleştirdiği bu yenilikçi çalışmasını, "Değişen Çağda Tekstil ve Moda Tasarımı Alanında Biyoteknoloji Olanağında Deneysel Arayışlar" adlı akademik araştırmasıyla geliştirdi. "HAYVAN KATLEDİLMEDEN DERİYE YAKIN BİR MALZEME ÜRETİLDİ" Fazilet Ceyhanlı, geliştirdiği vegan deriden hazırladığı 5 elbise ve 10 yüzey tasarımını, 100. Yıl Seyhan Çırçır Sanat Merkezi’nde açılan “ÖZ” sergisiyle sanatseverlere sundu. Sürdürülebilir ve doğa dostu bir ürün geliştirme hedefiyle çalıştığını belirten Ceyhanlı, "Hayvan katledilmeden deriye benzer, güçlü bir dokumasız yüzey elde edilebiliyor. Tekstil sektöründe dokuma, örme ve nakış gibi tüm teknikleri kullanarak geliştirdiğim bu malzeme, metale maruz kalmasına rağmen bozulmadı. Ayrıca mukavemet testlerinde olumlu sonuçlar elde edildi" dedi. PATENT SÜRECİ BAŞLATILDI Ceyhanlı, geliştirdiği vegan deri ile ilgili Türk Patent ve Marka Kurumu’na (TÜRKPATENT) faydalı model başvurusu yaptığını belirtti. SERGİ 26 MART’A KADAR AÇIK Sanat ve bilim arasındaki bu deneysel çalışmayı keşfetmek isteyenler için "ÖZ" sergisi, 26 Mart’a kadar 100. Yıl Seyhan Çırçır Sanat Merkezi’nde ziyaret edilebilecek.

Adana Büyükşehir Belediyesi Sergi Salonu, Abdullah Yılmaz’ın 32 eserlik sergisine ev sahipliği yaptı Haber

Adana Büyükşehir Belediyesi Sergi Salonu, Abdullah Yılmaz’ın 32 eserlik sergisine ev sahipliği yaptı

Adana Büyükşehir Belediyesi Sergi Salonu, sanatseverleri bir araya getiren özel bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. Ressam Abdullah Yılmaz’ın 32 eserden oluşan ilk kişisel resim sergisi, yoğun katılımla açıldı. Sanat hayatına çocukluk yıllarında başlayan Yılmaz, emeklilik sonrası yağlı boya çalışmalarına yöneldiğini belirterek, ilk sergisini sanatseverlerle buluşturmanın heyecanını yaşadığını dile getirdi. Açılışta konuşan Hulisi Güven, Adana'da kültür ve sanat etkinliklerinin artış göstermesinden duyduğu memnuniyeti ifade ederek, sergide emeği geçen herkese teşekkür etti. “Bu sergide çok değerli eserler var” Serginin açılış konuşmasını Hulisi Güven, “Bugün Abdullah beyin açacağı resim sergisindeyiz. Adana’mızda çok güzel etkinlikler olmaya başladı. Kültür, edebiyat ve sanatta arkadaşlarımız çok başarılılar. Ben bu sergide emeği geçen herkese teşekkür ederim. Burada çok güzel ve değerli eserler var” şeklinde konuştu. Abdullah Yılmaz’ın ilk sergisi sanatseverlerle buluştu Sanat hayatına çocukluk yıllarında başladığını belirten Abdullah Yılmaz, “Çocukluğumdan bu yana resim yapıyorum. Polis memuru olduktan sonrada robot resim çiziyordum. Daha sonra emekli olduktan sonra yağlı boya yapmaya başladım. Bu sergi de ilk defa kişisel olarak yer aldığım bir sergi. İlk sergim olduğu için çok heyecanlıyım ve çok fazla emek verdim. Resim sergimizde 32 tane resim yer alıyor ve 1 hafta boyunca ziyaretçilere açık olacak. Resim yaparken daha çok oryantalist seviyorum” diye ifade etti.

“Adana’nın Çizgi Dışı Yıldızları” Sergisi sanatseverlerle buluştu Haber

“Adana’nın Çizgi Dışı Yıldızları” Sergisi sanatseverlerle buluştu

Adana Büyükşehir Belediyesi, 14 yaşındaki Ahmet Güney Sağlam’ın “Adana’nın Çizgi Dışı Yıldızları” adlı ilk kişisel sergisine ev sahipliği yaparak genç sanatçının yeteneğini sanatseverlerle buluşturdu. Ahmet Güney Sağlam’ın hazırladığı eserler arasında edebiyat dünyasının usta kalemi Orhan Kemal, ünlü yönetmen Ercan Kont, arabesk müziğin efsane ismi Müslüm Gürses, gazeteci Nebil Özgentürk, köşe yazarı Ayşe Arman, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, teknik direktör Fatih Terim ve yazar Muzaffer İzgü gibi pek çok tanınmış ismin karikatürleri yer aldı. Serginin açılışına Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Adana Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Daire Başkanı Mahmut Göğebakan, Altın Koza Yürütme Kurulu Başkanı Hüseyin Orhan, Adanalı yönetmen Nebil Özgentürk ve birçok sanatsever katıldı. Açılışta konuşan Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, gençlerin sanata olan katkısını her zaman destekleyeceklerini belirterek, “Ahmet Güney Sağlam’ın ortaya koyduğu eserler gerçekten takdir edilecek düzeyde. Gençlerimizin emeklerini boşa çıkarmayacağız ve sanata verdikleri katkıyı her zaman destekleyeceğiz” dedi. “Gençlerimizin sanata verdikleri katkıyı her zaman destekleyeceğiz” Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar  konuşmasında gençlerin her zaman yanlarında olacaklarını belirterek şunları söyledi: “Ahmet Güney Sağlam’ın ortaya koyduğu eserler gerçekten takdir edilecek düzeyde. Gençlerimizin emeklerini boşa çıkarmayacağız ve sanata verdikleri katkıyı her zaman destekleyeceğiz. Hemşehrilerimizi bu özel sergiyi ziyaret etmeye davet ediyorum.”

Mersin'de tasavvuftan ilham alan kaligrafi sergisi, depremzede öğrencilere destek sağlayacak Haber

Mersin'de tasavvuftan ilham alan kaligrafi sergisi, depremzede öğrencilere destek sağlayacak

Mersin'de tasavvuftan ilham alan kaligrafi sanatçısı Faik Güçlü, 75 özgün eserini sanatseverlerle buluşturdu. Sergide yer alan eserlerin satışından elde edilecek gelir, üniversitede okuyan depremzede öğrencilere bağışlanacak. Güçlü, "Özellikle depremzede kız çocuklarımıza destek amaçlıyoruz" dedi. Mersin Kültür ve Turizm Müdürlüğü Sergi Salonu'nda açılan sergide, Güçlü'nün kaligrafi eserleri, tasavvuf ve sufilikten ilham alarak, insanın kendini bulma ve arayışın sembolü olan derinlik temasını işliyor. Kaligrafi sanatının 'vav, hak ve hiç' gibi kelimeleriyle zenginleşen eserler, hem görsel hem de düşündüren bir yolculuk sunuyor. Sergiden elde edilecek gelir ise depremzede kız çocukları ve üniversite öğrencilerine destek sağlamak amacıyla kullanılacak. Eserlerindeki elif harfinin büyük bir önem ve mesaj içerdiğini belirten Güçlü, "Şu anda sergilenen 75 eserin ana teması derinlik. Tasavvufta ve sufilikte derinlik çok önemlidir. O mertebelerden en önemli aşamaya gelmeyi temsil eder; insanın kendini bulmasını, arayışın sonucunu temsil eder. Biz burada o derinliği yakalayan, kendini bulan, daha doğrusu yoklukta kendini bulan insanı temsil etmeye, resmetmeye çalıştık. Vav, hak, hiç, kelimelerinin yoğun biçimde kullanıldığı bir tema etrafında dolandık. Elif harfinin büyük bir önemi ve mesajı var. Vav kelimesinin yine hakeza böyle bir mesajı var. Biz bu mesajları kaligrafi çizimlerimize yansıtmaya çalıştık. Özellikle bu klasik hattın dışında bir çizim tekniği, bu tamamen süslemenin ön planda olduğu, harfin ve kelimenin farklı yönlerinin vurgulandığı bir çizim yöntemi" diye konuştu. "UMARIM KALİGRAFİYE MEYİLLİ GENÇLERİN ARAP KALİGRAFİSİNE DE İLGİSİ ARTAR" Yaptığı arıştırmalarda, kaligrafi sanatının genelde Latin harflerinin kaligrafik çizimi üzerine kurulu olduğunu ifade eden Güçlü, "Türkiye'de dijital ve kaligrafi sanatı var ama genelde Latin harflerinin kaligrafik çizimi üzerine kurulu bu sanat. Katar gibi Arap ülkelerinde internet aracılığıyla yaptığım araştırmalarda, Arap alfabesi üzerine kaligrafiye çok rastlamadım. Umarım kaligrafiye meyilli olan gençlerin Arap kaligrafisine de ilgisi artar" dedi. "SANATLA İÇLİ DIŞLI OLAN İNSANIN DÜNYAYA BAKIŞI BAMBAŞKADIR" Kitap okuyan, sanatla içli dışlı olan insanın dünyaya bakışının bambaşka olduğunu belirten Güçlü, "Sanatın, insanın inşası noktasında en önemli ham maddelerden biri olduğuna inananlardanım. Sanatsız bir ruh, sanatla beslenmemiş bir gönül, bir akıl, bir kalp hep eksiktir, çiğdir, tamamlanmamıştır. İnsan ruhunu sanatla beslediğinde ancak gerçek bir kimliğe kavuşur, gerçek bir insan olma, birey olma yolunda adım atmış olur. Kitap okuyan, sanatla içli dışlı olan insanın dünyaya bakışı bambaşkadır" şeklinde konuştu. "ELDE EDİLECEK GELİRİ, DEPREMZEDE ÖĞRENCİLERİMİZE AKTARACAĞIZ" Sergideki eserlerin satışından elde edilecek gelirin öğrencilere bağışlanacağında belirten Güçlü, "Bu sergimizden elde edilecek gelirle özellikle depremzede kız çocuklarımız için, üniversite okuyan öğrencilerimiz için destek amaçlıyoruz. Kısmetse, gelirimizi oraya aktaracağız" dedi. "ESERLER RUHUMUN ŞÖLENİ DİYEBİLİRİM” Sergiyi gezen ziyaretçilerden Nurhan Kılıçkaya da, "Hissettiğim şeyi kelimelere dökmek zor. O kadar muhteşem ki, eserler ruhumun şöleni diyebilirim. Faik hocamı zaten tanıyorum; bu eserleri ürettiğini biliyordum ama sergiye geldiğimde apayrı bir yolculuğa çıktım. Hepsi çok kıymetli sanat eserleri. Ruhu doyuruyor, sadece ruhu doyurmakla kalmıyor, ruha bir bayram havası getiriyor. Görünenin ötesine götürüyor, gözün gördüğünün, kulağın duyduğunun ötesine götürüyor bizi" ifadelerini kullandı.

Uraz Kaygılaroğlu'ndan özür dileyerek sergi hakkında açıklama yaptı Haber

Uraz Kaygılaroğlu'ndan özür dileyerek sergi hakkında açıklama yaptı

Fatih'te Semih Çelik'in Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner'i katletmesinin ardından Türkiye'de kadın cinayetleri ile ilgili tepkiler giderek artıyor. Bu olay sonrası, oyuncu Uraz Kaygılaroğlu’nun geçmişte verdiği pozlar yeniden gündeme geldi. Kaygılaroğlu, sosyal medya üzerinden gelen eleştirilerin ardından özür dileyerek, sergide yer alan eserlerin kadın cinayetleriyle bir ilgisi olmadığını savundu. "Bir Akıl Tutulması Yaşadım" Kaygılaroğlu, serginin kendisine ait olmadığını, sadece bir sanatçının eserinde yer aldığını belirterek, ''Hem Ayşenur'un hem İkbal'in ailesi ve sevenleri özelinde, tüm Türkiye özelinde çok üzgün olduğumuzu söylemek istiyorum. Semih Çelik adlı caninin yaptığı bu eylemin sonucunda bu işin öznelerinden biri haline gelmiş olmak beni çok üzdü. Genelde bu iş biraz cambaza bak gibi oluyor yani olup bitenden ziyade bir hedef belirleniyor. Aslında konunun özelinden biraz uzaklaşıyoruz gibi oluyor. Eğer bunların bitmesi ben ve benim gibi üçüncü şahısların toplumdan men edilmesi bir daha göz önüne çıkmamasıysa ben bunu seve seve can-ı gönülden kabul ederim. Bir daha sahneye çıkmak televizyona çıkmak zorunda değilim, başka bir iş yaparım.  Ben kendi can güvenliğimden de üçüncü bir şahıs olarak, hedef gösterildiğim için endişe eder haldeyim. Sorunun kaynağı başka bir yer değil, sistematik olarak isimlerimiz bir şekilde sosyal medyadan pompalanıyor. Suçlu cadı avı yapılan hedef gösterilen bir durumdan bahsediyoruz. Ben parmağıma oje sürmüşüm, etek giymişim, rol icabı başka erkekle öpüşmüşüm, bir yerde yer almışım. Bunların hiçbirisi suç değil, beni suçlu yapmaz. İnsanlar istedikleri gibi yaşayabilir, bir kişiye verdiğim zarar yok konu bununla alakalı. Yani sizin beğendiğiniz toplumun istediği şekilde var olmuyor diye insanlar kötü olmazlar. Toplum olarak yaşadığımız bu cinnet anlarını bir yere yönlendirirken nereye yönlendirdiğime bir bakalım." ifadelerini kullandı. Endişelerini Paylaştı Kaygılaroğlu, Ayşenur ve İkbal'in aileleri için üzüntüyü dile getirerek, "Semih Çelik adlı caninin yaptığı bu eylemin sonuçta bu işin öznelerinden biri haline gelmiş olmak beni çok üzdü" şeklinde konuştu. Ayrıca hedef gösterilenden endişe duyduğunuzu ve sosyal medya üzerinden gizli bir şekilde algılandığını söyledi. "Ben parmaklarıma oje sürmüşüm, etek giymişim... Bunların içindekiler suç değil, beni suçlu yapmaz" diyerek, yaşam tarzlarının sorgulanmaması gerektiğine dikkat çekildi. Ne Olmuştu? Fotoğraf sanatçısı Uraz Kaygılaroğlu, Sayna Soleimanpour'un 'Life in Plastic'  adlı sergisi için poz sözü verdi. Ancak sergideki kadın cinayetleri arasındaki tartışmalara yol açması sonucu Kaygılaroğlu, sosyal medya hesaplarından şu açıklamayı yaptı: ''Dün açılışını yaptığımız 'Life in Plastic' başlıklı sergimde yer alan 'Hamdım, Yandım, Piştim' I ve II isimli eserlerin medyada anlamından bağımsız noktalara çekilerek yorumlanmasını şaşırarak ve üzülerek seyrediyorum. Öncelikle bu eserlerin "kadına şiddet" veyahut "şiddet propagandası" şeklinde yorumlanması kısmına bir açıklama getirmek isterim. Bu eserlerin aktivist veyahut eleştirel bir noktadan "kadına şiddet" konusu ile ilgisi kesinlikle yoktur. Ben kadın bedenine sahip bir insanım ve fotoğraflarımda kendi bedenimi model olarak kullanmak benim üretim pratiğimin içerisinde yer alan öznel bir dildir. Ben doğuştan "kadın" bedenine sahip olduğum için otoportre çalışmalarımda doğal olarak "kadın" bedeni yer alıyor, şayet erkek olsaydım aynı fotoğraflardaki uzuv parçaları bir erkeğe ait olacaktı. Sergi alanında bu 2 eserin hemen yanında sergilenen 'Maske' isimli eserde, yaşadığım ruhsal dönüşümün ardından kendi kimliklerimle yüzleşmemin sonucunda metaforik olarak maskelerimin düştüğü görülmektedir, hikayenin devam niteliğinde olan 'Hamdım, Yandım, Piştim' I ve II isimli 2 eser ise yine metaforik olarak bedenimden ve kimliğimden ayrışarak ruhsal anlamda kendimi parçalara bölünmüş hissetmiş olmamı simgelemektedir. Bu fotoğrafların 'kadına şiddet' konusuyla bir ilgisi yoktur. 10 fotoğraflık bir seriden oluşan bu serginin 2 parçası olan fotoğraflar sergi ile bir bütün halinde okunması gereken parçalardır, bu eserleri sergiden ve benim anlatımımdan bağımsız olarak bağlamından koparan insanların ne benim şahsımdan ne de daha önceki üretimlerimden haberdar olmadıkları aşikar."  Tepkiler Devam Ediyor Uraz Kaygılaroğlu'nun dünyadaki pozları ve açıklamaları, sosyal medyanın geniş yankıları uyandırırken, kadın cinayetleri ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği insanların tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Kaygılaroğlu'nun özrü ve sergi hakkında yaptığı açıklamalar, toplumda ciddi bir tepkiyle karşılaştı.

30 yıllık müze koleksiyonu ile kültür mirasını yaşatıyor Haber

30 yıllık müze koleksiyonu ile kültür mirasını yaşatıyor

Mersin'in Mut ilçesine bağlı Kale Mahallesi'nde yaşayan 59 yaşındaki Murat Tatlı, köyünün kültürünü yaşatmak için 30 yıldır topladığı tarım aletleri ve ev eşyalarından küçük bir müze oluşturdu. Yaklaşık 200 yıllık objeleri bir araya getiren Tatlı, evini adeta bir müzeye çevirerek Yörük kültürünü yaşatmayı amaçlıyor. 100’e Yakın Tarihi Eser Evinin Bahçesinde Sergileniyor Murat Tatlı, çocukluk yıllarından bu yana süregelen koleksiyon tutkusuyla evinin bahçesinde tarım aletleri, işlemeli ahşap kapılar, eski av tüfekleri, radyolar, güğümler, kar çorapları, mutfak aletleri ve halı tezgahı gibi 100’e yakın köye ait tarihi eşyayı sergiliyor. Tatlı, bu eşyaların birçoğunu dedesi, babası, annesi ve komşularından topladığını belirterek, “Her şeyin eskisine meraklıyım. Yeni nesil, benim yaş grubumun çoğu bunları biliyor ama bizden sonrakiler pek bilmez. Birimizin bu eşyaları koruması gerektiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı. “Müze Olsa Eşyalarımı Bağışlarım ve Sergilerim” Tatlı, topladığı tarihi eşyaların bir müze ortamında sergilenmesini istediğini vurgulayarak, “Eğer bir müze olmuş olsa, birçoğunu bağışlarım ve sergilerim. Amacım, Mut’a ait kültürel mirasın başka yerlere gitmemesi. Öğrenciler ve meraklılar buraya gelsin, baksınlar” dedi. Murat Tatlı’nın çabası, köyünün kültürünü yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak adına büyük bir değer taşıyor.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
İLKHABER-Gazetesi En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.