TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#sektör

İLKHABER-Gazetesi - sektör haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, sektör haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

İkinci el araç pazarında son 5 yılın en düşük durgunluğu yaşanıyor Haber

İkinci el araç pazarında son 5 yılın en düşük durgunluğu yaşanıyor

Son yıllarda artan ikinci el araç fiyatları ve sıfır araçlar için yapılan cazip kampanyalar, ikinci el otomobil pazarında önemli bir daralmaya yol açtı. Haziran 2024'te, TÜİK’in motorlu kara taşıtları istatistiklerine göre, ikinci el otomobil satışları bir önceki yıla göre yüzde 25 oranında azalarak 485 bin adette kaldı. Bu durum, son 5 yılın en düşük haziran ayı satış seviyesini oluşturdu. Pandemi ve Doğal Afetlere Rağmen Dip Seviyede Otomotiv sektöründe ekspertiz ve servis işletmeciliği yapan Ilgın Doğan, ikinci el araç pazarındaki daralmanın pandemi ve doğal afetler gibi kriz dönemlerinde bile bu kadar uzun süre yaşanmadığını belirtti. Doğan, “Son bir yıldır piyasa hareketlenmeden sürekli dip seviyelerde kalıyor. Pandemi ve yaşadığımız doğal afetlerde bile bu kadar uzun süreli bir durgunluk yaşanmamıştı” şeklinde konuştu. Kredi Erişiminin Azalması ve Yüksek Faizler Etkili Ilgın Doğan, piyasada yaşanan durgunluğun temel nedenlerinden birinin kredilere erişim zorluğu ve yüksek faiz oranları olduğunu ifade etti. “Sıcak paranın piyasada olmaması, insanların kredilere ulaşamaması gibi etkenler bu durgunluğu derinleştiriyor” dedi. Daha önce yaşanan daralmalarda piyasanın birkaç ay içinde toparlanıp eski seviyelerine dönebildiğini hatırlatan Doğan, şu anki durumun daha farklı olduğunu vurguladı. Ekspertiz ve Galeri Firmaları Kapanma Tehlikesinde Sektördeki daralmanın ekspertiz ve galeri işletmelerini ciddi şekilde etkilediğini belirten Doğan, Türkiye genelinde 3 bin 500'ün üzerinde ekspertiz firmasının mevcut olduğunu, her birinde ortalama 5 çalışan bulunduğunu söyledi. “Ancak şu anda birçok ekspertiz firması kapanma noktasına geldi. Galeri sayılarında da düşüş yaşanıyor. Galericiler artık alım satımı bırakıp farklı işlere yöneliyor” dedi.

Vural: Fuarcılığın güncel sorunları ile ilgili çözüm önerileri üretmek için ilk toplantıyı yaptık Haber

Vural: Fuarcılığın güncel sorunları ile ilgili çözüm önerileri üretmek için ilk toplantıyı yaptık

Fuarcılık Sektör Dernekleri Platformu üyeleri sektörün sorunlarını ortaya koyarak çözüm önerilerini değerlendirmek amacıyla bir araya geldi. İstanbul’da yapılan toplantıya, Uluslararası Fuar Yapımcıları Derneği (UFYD) Başkanı Ümit Vural, Tüm Uluslararası Fuarcılık ve Etkinlik Sektörleri Derneği (TÜFED) Başkanı Hüseyin Irmak, Avrasya Fuar Yapımcıları Derneği (AFYAD) Başkanı Zeki Erdoğan, Yurt Dışı Fuar Organizatörleri Derneği (YUFOD) Başkanı Özgür Sofuoğlu, Sergileme ve Stand Tasarımcıları Derneği (SSTD) Başkan Yardımcısı İsmail Arslan, İZFAŞ Yönetim Kurulu Başkan Vekili Canan Karaosmanoğlu Alıcı ve İBB Fuarlar Koordinatörü Uğur Fora başta olmak üzere 40’ın üzerinde fuar organizatörü katıldı. UFYD Başkanı Ümit Vural “5 derneğin birleşimiyle oluşan platformda fuarcılık camiasını, sektörün tüm paydaşlarını bir araya getirdik. Hem kendi aramızda iletişimi güçlendirmek, hem de fuarcılığın güncel sorunları ile ilgili çözüm önerileri üretmek için ilk toplantıyı yaptık. Sektörün problemleri ve bazı çözüm önerilerimizi bir rapor haline getirerek yetkili merciler ile paylaşacağız. Eminim ki bu rapor sorunların çözülmesinde kilit bir rol oynayacaktır. Fuarcılık sektörünün ülke ekonomisi, ihracat, turizm, seyahat, ulaşım, konaklama benzeri farklı sektörlere ciddi katkıları var, fuarcılık birçok sektörün lokomotifidir” diyerek ifade etti. Zeki Erdoğan: Fuarcılık sektörü ile ilgili milli bir politika belirlenmesi gerekiyor Fuarcılık sektörünün net tanımlamalara ihtiyacı olduğunu ve adeta bir “Fuarcılık Anayasası” hazırlanması gerektiğine dikkat çeken AYFAD Başkanı Zeki Erdoğan konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “2025 yılında ülkemizin bir fuarcılık politikasının olduğu ve resmi olarak yayınlandığı, fuarcılık sektörünün yönetiminin, yürütmesinin ve denetimin ayrıldığı bir teşkilat kanununun yürürlüğe girmesini bekliyoruz. Fuarcının, fuar alanı işletmeciliğinin, sektörlerin paydaşlarının doğru biçimde tanımlanarak, katılımcı haklarının da net ortaya konulduğu bir fuarcılık anayasası yapılması artık bir zorunluluk. Fuarcılık sektörü ile ilgili milli bir politika belirlenmesi gerekiyor. Dünyanın diğer ülkeleriyle rekabet edebilmek için global politikaları gözlemlemeliyiz. Fuarcılık sektörü son yıllarda Ortadoğu ve Körfez ülkelerine yoğunlaşıyor. Türkiye konumu itibarıyla kilit bir noktada. Fuarcılık sektöründen ülkemizin büyük bir pay alabilmesi için hızla bir fuarcılık politikası düzenleyerek sektörü yeniden dizayn etmemiz şart.” TÜFED Başkanı Hüseyin Irmak “Fuarcılık alanında dernekler uzun süredir büyük gayretler sarf ediyor. Bu gayretlerin sonucunda artık bürokrasi tarafından muhatap alınmaya başlandık. Fuarcılık sektörüne yeni bir bakış açısı kazandırılmalı. Bürokrasi sektör temsilcilerini dinlemeli, değerlendirmelerini dikkate almalı” dedi. Sofuoğlu, “Bir arada durmazsak iyice kaybolacağız” YUFOD Başkanı Özgür Sofuoğlu “Sektörümüzün bir araya gelmesine ihtiyaç var. Bir arada durmazsak iyice kaybolacağız. 2010 dan beri gözlemlediğimiz kadarıyla yurt dışı fuar yönetmelikleri yurt dışı fuar organizatörü olan özel sektör firmalarının lehine çalışmıyor. Fuarcılık sektörünün döviz kazandırıcı bir hizmet olduğuna dair Ticaret Bakanlığımızı ikna etmemiz gerekir. Fuarcının bir hizmet ihracatçısı olduğunu anlatmamız gerekir. O zaman resim, harç istisna belgesi alabilir, sözleşmelerimizi döviz ile yapabilir, yabancı katılımcılardan KDV almadan da hizmet verebiliriz. Yurt içindeki fuarcılık sektöründe karlılıklarımız sürekli erimektedir. Devletimiz yurt içi fuarcılığı destekleyecekse bu karlılık oranlarına bakması gerekmektedir. Bu konulara parmak basmamız ve düzeltilmesi için bakanlığımızı bilgilendirmemiz gerekir” diyerek aktardı. Sergileme ve Stand Tasarımcıları Derneği (SSTD) Başkan Yardımcısı İsmail Arslan konuşmasında şu ifadelere yer verdi:“ Biz fuar sektörünün dişlileri gibi bir birimize bağlıyız. Akrep ve yelkovanın saati göstermesi için sistemin çok iyi çalışması gerekir. Biz stand yapımcıları da bu sistemin bir parçasıyız. Bizim de sorunlarımız var. Ancak bunları tek başımıza çözmemiz mümkün değil. Fuar alanları sahipleri ile, fuar organizatörleri ile çözmemiz gerekir. Zamanla sektör geliştikçe bu problemleri de hep birlikte çözeceğimize inanıyoruz.” 

Gençlerin gözü yükseklerde Haber

Gençlerin gözü yükseklerde

Hava yolcu trafiği sıralamasında dünyada ilk altı, Avrupa’da ise ilk üç sırada yer alan Türkiye’de hızla büyüyen havacılık sektöründe kalifiye eleman ihtiyacı da artıyor. Bahçeşehir Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Pilotaj Bölümü Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Tüzün Tolga İnan, “Gençlerin pilotluğa ilgisi yüksek. Üniversitelerin pilotaj bölümleri son yıllarda yüzde 100 oranında doluyor. Uçmayı seven, dünyayı keşfetmek isteyen ve yüksek maaş beklentisi olan gençler tercih ediyor.” dedi. 7 Aralık Uluslararası Sivil Havacılık Günü’nde havacılık sektörünün gelişmesi, kalifiye eleman ihtiyacı ve gençlerin sektöre olan ilgisi konusunda açıklamalar yapan Bahçeşehir Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Pilotaj Bölümü Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Tüzün Tolga İnan, Türkiye’de havacılık sektörünün hızla büyüdüğünü söyledi. Hava taşımacılığının başını çektiği gelişimin, sivil havacılık eğitim kurumlarının da gelişimini zorunlu hale getirdiğini belirten İnan, şöyle konuştu: “Sivil havacılık faaliyetleri yaygınlaşmakta ve kalifiye istihdam ihtiyacı artıyor. Dünya hava yolcu trafiği sıralamasında ilk altı, Avrupa hava yolcu trafiği sıralamasında ise ilk üçte yer almaktayız. 2003 yılında 65 bin çalışanın istihdam edildiği sektörde günümüz itibariyle bu sayı 260 binleri geçti ve istihdam edilen çalışan sayısı yılda ortalama 10 bin olmak üzere toplamda 200 bin arttı. Sivil havacılık sektöründe ileri bir seviyeye ulaşıldı. Bahçeşehir Üniversitesi olarak tüm havacılık işletmelerine ve akademik kurumlara güncel ve kaliteli bilgilerle donatılmış havacı personel yetiştirmek vizyonu ile eğitim veriyoruz. Bu eğitim yılında 300 öğrencimizin eğitim gördüğü pilotaj bölümümüz, ilk mezunlarını Haziran 2023 itibariyle verdi ve havayollarında istihdam ediliyorlar. Havayolu taşımacılığında hata payı çok düşük olduğu için kalifiye personel ihtiyacının çok önemli olduğuna dikkat çeken İnan, Türkiye’de her yıl pilot sayısının yüzde 10 arttığını belirtti. Başta pilotluk olmak üzere kabin görevlisi, uçak teknisyeni, loadmaster, dispeçer, hava trafik kontrolörü, uçak mühendisi ve yer işletme alanında harekât, yolcu ve kargo hizmetlerinin günümüzde gençler arasında popüler meslekler arasında yer aldığını dile getiren İnan, bu mesleklere istihdam imkanının gelecekte de devam edeceğini vurguladı. Üniversitelerin pilotaj bölümlerinin kontenjanının her yıl dolduğunu belirten İnan, “Gençlerin tercih etme nedenlerinin başında dünyayı keşfetme isteği, mesleğin olanakları ve yüksek maaş geliyor. Havacılık sektöründe çalışmak isteyen öğrencilere tavsiyem bu işin severek yapılması gereken bir meslek olduğunu bilsinler” dedi.

Karslıoğlu: “İnşaat sektöründe eleman sıkıntısı had safhada” Haber

Karslıoğlu: “İnşaat sektöründe eleman sıkıntısı had safhada”

Doğu Akdeniz İnşaat Müteahhit Birlikleri Federasyonu (DAİMFED) Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu, DAİMFED Genel Başkan Yardımcısı Sayım Azmaz ve DAİMFED Genel Sekreteri Enes Yılmaz, Adana İŞKUR Müdürü Ahmet Karaveli’nin bir araya geldiği görüşmede inşaat sektörünün son yıllarda had safhada yaşadığı eleman sıkıntısının çözümü noktasında istişarede bulundular. DAİMFED Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu, inşaat sektörünün son birkaç yıl içerisinde eleman bulamama sorunu yaşadığını söyleyerek, “Son olarak yaşadığımız asrın felaketi depremlerden sonra eleman sıkıntımız had safhaya gelmiştir. Çözüm noktasında birikimine, tecrübesine güvendiğimiz İŞKUR Müdürümüz Ahmet Karaveli ile birlikte önce teşhis koyarak karşılıklı neler yapabileceğimizi mütalaa ettik. Çözüm noktasında birtakım kararlar alarak sonuca ulaşacağımızı umuyorum. İŞKUR yapacağımız çalışmalara ilave olarak, mahkumlara sağlayacağımız iş makinesi eğitimlerimizin neticesinde önemli yol katedeceğimize inanıyorum” diye konuştu. “Vasıflı, vasıfsız eleman sıkıntılarını biliyoruz” Adana İŞKUR Müdürü Ahmet Karaveli de DAİMFED’in çalışmalarını yakından takip ettiklerini ifade ederek, “Sektör olarak yaşadığı iş gücü, vasıflı, vasıfsız eleman sıkıntılarını elbette biliyoruz. İŞKUR olarak bu konuda iş başı eğitimleri, iş ve meslek danışmanlığı, teşvikler olarak süre gelen çalışmalarımız devam etmektedir. Ancak pandemi ve akabinde deprem felaketiyle oluşan süreçte ülke olarak sıkıntılar yaşamaktayız. Bunların çözümü noktasında bakanlık düzeyinde bir takım teşvik çalışmaları sürmektedir. DAİMFED’in gayretlerini de biliyor ve takdirle karşılıyoruz. DAİMFED ile istişarelerimizin bir sonuca ulaşacağına inanıyorum” şeklinde konuştu.

Sevginin sembolü çiçekler, kadınların ellerinde işlenip ihraç ediliyor Haber

Sevginin sembolü çiçekler, kadınların ellerinde işlenip ihraç ediliyor

ANTALYA (AA) - HATİCE ÖZDEMİR TOSUN - Ülke ekonomisine yıllık ortalama 150 milyon dolarlık döviz girdisi sağlayan çiçek, kadınların ellerinde işlenip ihraç ediliyor.Kesme çiçek üssü Antalya başta olmak üzere Sakarya, Isparta, İzmir, Mersin, Adana gibi bölgelerde yetiştirilen karanfilden iç ve dış mekan bitkilerine kadar farklı çiçek türleri, büyük bölümü Avrupa olmak üzere 80 ülkeye gönderiliyor. Yaklaşık 60 bin dekar alanda dikimi yapılan çiçek, doğrudan 100 bin, dolaylı ise 300 bin kişiye geçim kaynağı oluyor.Sektördeki istihdamın yüzde 80'ini kadınlar oluşturuyor. Kadınlar tarafından gerek seralarda gerek açık alanlarda toplanan çiçekler, önce depolarda paketleniyor. Ambalaj içinde yeni bir görsele kavuşan çiçekler, tırlar ya da uçaklarla yola çıkıyor. Sevginin sembolü olarak nitelendirilen çiçekler, kadınların ellerinde şekillenip ülke ekonomisine döviz olarak dönüyor.- "Ben eşime buradan çiçek götürüyorum, o mutlu oluyor"Antalya'da 25 yıldır çiçekle uğraşan Muazzez Tekeli, 11 yaşında serada çiçek toplayarak işe başladığını, yıllar içinde tecrübe kazanarak ustalığa kadar ulaştığını söyledi.Ailesine katkı sağlamak için bir serada işe başladığını dile getiren Tekeli, "Çekirdekten yetiştim. İlkokulu bitirdikten sonra çalışmaya başladım. Bekarken ailem, kardeşlerim için çalıştım, şimdi kendi ailem, çocuklarım için çalışıyorum. Buradan sağladığım gelirle çocuklarımı okutuyorum. Onlar da tatillerde buraya gelip çalışıyorlar. Çiçek, ailemizin geçim kaynağı oldu." dedi.Çiçekle uğraşmanın zevkli olduğunu belirten Tekeli, güne çiçek kokularıyla başladıklarını dile getirdi.Başkalarını mutlu eden, kalplerini okşayan çiçeklerin kendi ellerinden geçtiğini anlatan Tekeli, "Başka bir kadına çiçek gittiğinde tabii ki şaşırıp mutlu oluyordur. Ama bizde olmuyor çünkü sabahtan akşama kadar çiçeğin içindeyiz. Çiçek bizim mesleğimiz oldu. Bilakis ben eşime buradan çiçek götürüyorum, o mutlu oluyor." diye konuştu.- Aile boyu sektördelerYaklaşık 29 yıldır sektörde çalışan Duray Yıldız da aile ekonomisine katkıda bulunmak amacıyla kardeşi ve yakınlarıyla işe başladıklarını söyledi.Daha önce de sebze ve meyve yetiştirdiklerini ancak çiçekle uğraşmanın daha farklı olduğunu belirten Yıldız, "Önce eşime destek olayım diye başladım. Bir müddet sonra işten kopamadım." dedi.Yıldız'ın kardeşi Türkan Şensoy da işini severek yaptığını ifade etti.Sabah çiçekle uyandıklarını, akşama kadar da güzel kokular içinde çalıştıklarını anlatan Şensoy, "Ailecek çalışılabilecek bir iş. Erkek kardeşim, yengem, amcamın eşi, ablam hepimiz burada, bir arada çalışıyoruz. İki kızım ve bir oğlum var, onlar da okul tatile girdiğinde bize katılıyorlar. Hem harçlıklarını çıkarıyorlar hem de vakitlerini iyi değerlendiriyorlar." diye konuştu.Mardin'den kente gelen Pervin Ay da 7 yıldır çiçek sektöründe çalıştığını söyledi.Kızının da okul harçlığını çıkarması için ara ara kendisiyle çalıştığını dile getiren Ay, "Çiçek işi eğlenceli bir iş. Çiçekleri seralardan alıp satışa sunulacak hale kadar getiriyoruz. Kopardığımız çiçekleri düzenliyoruz, paketliyoruz ve kutulara yerleştiriyoruz." dedi.

Kahramanmaraş'taki metal mutfak eşyası üreticileri zor günleri el birliğiyle aşmayı hedefliyor Haber

Kahramanmaraş'taki metal mutfak eşyası üreticileri zor günleri el birliğiyle aşmayı hedefliyor

KAHRAMANMARAŞ (AA) - FUAT KABAKCI - Kahramanmaraş'ta 6 Şubat'ta meydana gelen depremlerin ardından metal mutfak eşyası sektörü üreticileri, işletmelerin yeniden ayağa kalkması ve üretime devam edilmesi için el birliğiyle çalışıyor.6 Şubat'ta meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin merkez üssü Kahramanmaraş'ta enkaz kaldırma işlemleri sürerken iş dünyası da yaralarını sarmak için harekete geçti.Kentte imalat ve ihracat alanındaki büyüklüğüyle binlerce kişiye istihdam sağlayan ve tencere, çaydanlık gibi küçük ev eşyalarının üretildiği mutfak eşyaları sektörü temsilcileri de afetten etkilenen işletmelerden malların çıkarılarak güvenli alanlara taşınması için çalışmalarını sürdürüyor.Sektör, işletme ve fabrikaların yeniden ayağa kalkabilmesi amacıyla omuz omuza çaba harcarken ağır hasır alan iş yerlerinin üretime devam edebilmesi için yeni projelerin uygulamaya alınmasını hedefliyor.- "Bu şehri ayağa kaldıracağız"Kahramanmaraş'taki Yeni Sanayi Sitesi'nde faaliyet gösteren Asilsoy Mutfak Eşyaları Genel Müdürü Mehmet Yunus Asilsoy, AA muhabirine, söz konusu sektörün imalat alanında tekstilden sonra ikinci sırada bulunduğunu söyledi.Kentte bu alanda büyük firmalar ve yatırımlar olduğunu ifade eden Asilsoy, "Sektörde 30 binin üzerinde istihdamımız var. Bu alanda dünya sıralamasında ilk 5'teyiz. Kahramanmaraş, Türkiye'de imal edilen mutfak eşyasında, küçük ev aletleri, paslanmaz çelik, teflon, çatal, kaşık, bıçak gibi araç gereçlerde toplam imalatın yüzde 80'ini karşılar ama Rabb'imizden gelen bir afet, bizim hatalarımızdan kaynaklanan binaların yanlış yapımı ve imar kurallarına uymamanın bedeli ağır oldu. Şu anda sanayimiz deprem afetinden etkilenmiş durumda. Bu vatan bizim, bu şehir bizim. Allah'ın izni, devletimizin desteği ve milletimizin gayretiyle bu şehri ayağa kaldıracağız." dedi.Yetkililerin sektörün toparlanması konusunda kendilerinden proje istediğini belirten Asilsoy, şöyle konuştu:"Ben de Mehmet Yunus Asilsoy olarak burada depremden zarar gören meslektaşlarımı toparladım. Çevremizde yıkılmamış yerler ve atıl olmayan işlevsel birkaç projeye ilişkin bilgileri devletimize sunduk. Yetkililer hemen işe koyuldular. Bununla alakalı ciddi çalışmalar yapılıyor. Geçici de olsa imalatımıza başlamak, sonrasında da kalıcı yerlerimizde üretim ve istihdamı devam ettirmek istiyoruz. Şu anda devlet her gün burada, biz bunu görüyoruz."- "Kalifiye elemanlarımızın şehrimizi terk etmesini istemiyoruz"İhtiyaç duydukları kalifiye insan gücünün yetişmesinin yıllar aldığına dikkati çeken Asilsoy, sektörün kendi elemanını usta-çırak usulüyle yetiştirdiğini ve Kahramanmaraş'ı bu alanda güçlü kılanın kalifiye elemanlar olduğunu söyledi.Asilsoy, söz konusu çalışanlara ilişkin endişesini şu sözlerle anlattı:"Tek kaygımız, meslektaşlarımızın, bu işin duayeni olanların İstanbul'a gitmeleri, sermayenin ve sanayinin Kahramanmaraş'ta kalmamasıdır. Bu sektörde istihdam ettiğimiz kalifiye elemanlarımızın başka sektörlere kayarak şehrimizi terk etmesini istemiyoruz. Bunlar bizim için çok büyük bir kayıp olur. Çünkü Kahramanmaraş'ta sektörü dünya çapında sıralamaya sokan bu kalifiye elemanlar ve sektörümüzün altyapısıdır."- "Önceliğimiz makinelerimizin enkaz altından kurtarılması"İşletmelerdeki makine ve kalıp tezgahlarının enkazdan çıkarılması için yetkililerin ihtiyaca göre vinç ve kepçe başta olmak üzere çeşitli iş makineleri gönderdiğini vurgulayan Asilsoy, "Şu an birinci önceliğimiz can güvenliğinin sağlanarak makinelerimizin enkaz altından kurtarılması." ifadesini kullandı.Asilsoy, bunun yanında makinelerin yerleştirileceği yeni yerler konusunda yetkililerle görüştükleri bilgisini vererek, "Bunlar belki birkaç ay zaman alacağa benziyor. Bunlar da çözüldüğünde buradaki sanayimizin neredeyse yarıya yakınına geçici bir çözüm, bir alternatif bulmuş olacağız." değerlendirmesinde bulundu.- Depremden etkilenmeyen firmalar imalata devam ediyorDepremden etkilenmeyen mutfak eşyaları imalatçılarının üretime devam ettiğini vurgulayan Asilsoy, afetten etkilenenlerin sektörün yüzde 30'unu bulduğunu, yüzde 70'inin zarar görmediğini ve faaliyetine devam ettiğini dile getirdi.Asilsoy, "Aşağı yukarı 1000 ile 5 bin metrekare alan yerlerde iş yapan meslektaşlarımız zarar görmüş durumdalar. Sektörümüzün, demoralize olmadan ayağa kalkacağına inanıyoruz." dedi.

Mersin, yaş meyve sebze ihracatında liderliğini sürdürdü Haber

Mersin, yaş meyve sebze ihracatında liderliğini sürdürdü

MERSİN (AA) - MUSTAFA ÜNAL UYSAL - Türkiye'de geçen yıl yapılan 2 milyar 951 milyon dolarlık yaş meyve sebze ihracatının 703 milyon 857 bin dolarlık kısmını gerçekleştiren Mersin, sektörde en fazla dış satım yapan kent unvanını korudu.AA muhabirinin Akdeniz İhracatçı Birlikleri verilerinden derlediği bilgilere göre, yaş meyve ve sebze ihracatında 2019, 2020 ve 2021'i zirvede tamamlayan Mersin, 2022'de kayıtlara geçen 703 milyon 857 bin dolarlık dış satımla bu alanda en fazla döviz girdisi sağlayan iller sıralamasındaki liderliğini sürdürdü.Söz konusu dönemde ihracatını değer bazında yüzde 6 artıran kentin 1 milyon 182 bin ton ürünü dış piyasada değerlendirildi.Türkiye'nin geçen yılki 2 milyar 951 milyon dolarlık yaş meyve sebze ihracatının yüzde 24'ünü tek başına gerçekleştiren Mersin'i ihracat gelirinde sırasıyla Antalya, Hatay ve Trabzon takip etti.Akdeniz kenti, muz, limon, yenidünya, çilek, erik, kabak, keçiboynuzu ve badem üretimindeki birinciliğini de devam ettirdi.- Kentte 12 ay tarım yapılıyor"İl Tarım ve Orman Müdürü Arif Abalı, AA muhabirine, Mersin'in elverişli iklim yapısıyla ülke tarımında öne çıktığını söyledi.Ürün çeşitliliğinin, dış satımda başarı getirdiğini belirten Abalı, şöyle devam etti:"Tarımsal üretimde birinci sıradayız. Bunun en büyük nedenleri Mersin'de 12 ay tarım yapılıyor olması ve çiftçilerin yıl boyunca durmadan çalışması. Bu kadar çok üretimin olduğu kentte ihracat birinciliği doğal bir sonuç olarak ortaya çıkıyor. Mersin çiftçisi pandemi döneminde olduğu gibi geçen yıl da hiç durmadı, yeri geldi bir tarlada 3 kez ekerek çalıştı. Üreticilerimize ve ihracatçılarımıza teşekkür ederiz."Abalı, çiftçilere yönelik saha çalışmalarının sektöre katkı sağladığını işaret ederek, 2023'te de üreticiler için birçok projelerinin olduğunu anlattı.- Tarımsal üretimde dünya kentiYaş meyve sebze dış satımında liderliği gelecek dönemlerde de sürdürmeyi istediklerini ifade eden Abalı, şunları kaydetti:"İklim şartları iyi gittiği sürece çiftçilerimiz Türkiye'de birincilikler elde etmeye devam edecektir. Mersin 321 kilometre sahili olan bir kent. Sıfır rakımda su ürünleri ve balıkçılık, 2000 rakımda hayvancılık yapılıyor. Toroslar ve Akdeniz'in ortasında büyük bir üretim gerçekleşiyor. Mersin, ülkemizi beslerken aynı zamanda da birçok ülkeye ihracat gerçekleştiriyor. Tarımsal üretimde bir dünya kenti."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.