TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Seçil Erzan

İLKHABER-Gazetesi - Seçil Erzan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Seçil Erzan haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Son Dakika! Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş hakkında iddianame hazırlandı Haber

Son Dakika! Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş hakkında iddianame hazırlandı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu hakkında 24 müştekiye karşı "nitelikli dolandırıcılık" suçunu işledikleri iddiasıyla 72'şer yıldan 240'ar yıla kadar hapis isteniyor.Kamuoyunda "yüksek karlı gizli fon" adıyla bilinen dolandırıcılık olayına ilişkin Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu hakkında 24 müştekiye karşı "nitelikli dolandırıcılık" suçunu işledikleri iddiasıyla 72'şer yıldan 240'ar yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame düzenlendi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca, İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davayla birleştirilmesi talebiyle hazırlanan iddianamede, Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu şüpheli olarak yer aldı.İddianamede, aralarında Fatih Terim, Arda Turan, Buse Terim, Emre Belözoğlu, Emre Çolak, Fernando Muslera ve Selçuk İnan'ın da bulunduğu 24 kişi ise "müşteki" sıfatıyla bulundu.Seçil Erzan'ın 600 şubesi bulunan Denizbank'ın bir şubesinin müdürü olduğu aktarılan iddianamede, Erzan'ın ifadesinde belirttiği gibi kendisinin ayrıcalıklı olarak tanındığı, herhangi bir şube müdürünün bu şekilde "illegal fon" adı altında müştekilerden para almasının mümkün olmadığı vurgulandı. "İlegal Fon" iddiası İddianamede, bu nedenle müştekilerin bir kısmı ile yakinen iletişim ve ilişki halinde olan şüpheliler Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu'nun "yüksek faiz getirili illegal fondan" haberdar olduklarının değerlendirildiği kaydedildi.İddianamede, Seçil Erzan'ın beyanında, müştekilerle arasındaki para alışverişinden şüphelilerin bilgilerinin olduğunu belirttiği aktarıldı. İddianamede, "bir banka içerisine yüklü miktarda paraların girip çıkması, tüm çalışanların bu duruma şahit olmaları, banka içerisine giren paraların resmi müşteri hesaplarına girdilerinin yapılmaması, yine para alışverişinin bankanın Levent şubesi içerisinde müdür odasında kameralar önünde gerçekleştiği" değerlendirmesi yapıldı. Müşteki Arda Turan'ın yüksek meblağlı kredi işleminin şüphelilerin bilgisi ve talimatı dahilinde hızlandırılıp gerçekleştirildiği vurgulanan iddianamede, Fatih Terim'in kredi borcunun Mehmet Aydoğdu'nun talimatıyla Seçil Erzan tarafından karşılanmasının da şüpheliler ile Erzan arasındaki fikir ve eylem birliğini gösterdiği aktarıldı. İddianamede, bu nedenle şüphelilerin üzerine atılı dolandırıcılık suçunun iştirak halinde işlendiği hususunun birlikte değerlendirilmesi için, dosyanın hukuki ve fiili bağlantı nedeniyle İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen dosya ile birleştirilmesi gerektiği ifade edildi. Şüpheliler suçlamaları reddetti İddianamede, ifadesine yer verilen Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş, 7 Nisan 2023'te dolandırıcılık olayından haberi olduktan sonra bankanın avukatlarıyla savcılığa gelerek suç duyurusunda bulunduklarını belirtti. Aynı gün müşteki Fatih Terim'le telefonda konuştuklarını, bir gün sonra görüşmek üzere randevulaştıklarını aktaran Ateş, Terim'in, müştekiler Turan ve Belözoğlu ile yanına geldiğini dile getirerek, söz konusu olayla ilgisinin olmadığını savundu. Ateş, müştekiler Selçuk İnan, Emrah Çolak, Musa Mert Çetin ve Nestor Fernando Muslera vekili tarafından yapılan şikayet dilekçesinde, "Seçil Erzan'ın Denizbank AŞ'nin CEO'su Hakan Ateş ve İcra Kurulu Üyesi Mehmet Aydoğdu önderliğinde özel bir fon kurduğu ve bu fonun Hakan Ateş ile Mehmet Aydoğdu tarafından yönetildiği" şeklindeki iddiaları kabul etmediğini bildirdi. Bu konunun doğrularla hiçbir şekilde bağdaşır bir yanı olmadığını savunan Ateş, "Herhangi bir fonun kurulması zaten SPK iznine tabidir. Bizim bu konuda herhangi bir inisiyatif almamız zaten söz konusu değildir. Bu fonlar zaten internet üzerinden bütün dünyaya açıktır. Hiçbir şekilde saklı, gizli, özel bir fon olarak adlandırılabilecek bir fon, sadece bizim bankamız özelinde değil, dünyada mümkün değildir. Bu husus bundan rant elde edebilecek insanların uydurmasıdır." ifadelerini kullandı. Ateş, üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini ifade ederek, şunları kaydetti: "Fatih Terim, Arda Turan ve Emre Belözoğlu isimli şahıslar en ufak bir bankacılık işleminde bile beni saat fark etmeksizin arayabilecek insanlardır. Hatta Fatih Terim en ufak bir kredi meselesinde beni aramıştır. Bu şekilde beni arayabilecek insanlar, bahsi geçen milyon dolarları Seçil Erzan isimli şahsa teslim etmeden önce beni arayıp sormamaları da çok garip bir durumdur. Hatta paralar geri ödenmemeye başladıktan sonra bile bu mağduriyetlerini beni arayarak bildirmemişlerdir, ta ki 7 Nisan'a kadar." 24 müştekiden hapis istemi Eski Denizbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Aydoğdu ise iyi bir Galatasaraylı olduğunu belirterek, "Denizbank da spor kulüplerine en çok kredi veren bankadır. Muhtemelen benim Galatasaraylı olmam kaynaklı ismim buralarda geçti. Hiçbir şube müdürü bana bağlı değildir. Benim konu hakkında herhangi bir ilgim ve bilgim yoktur." ifadelerini kullandı. Aydoğdu, bu iddialar nedeniyle "iftira" suçundan suç duyurusunda bulunduklarını kaydederek, "Ben fon ile alakalı bir genel müdür yardımcısı değilim, fonlarla ilgili hususları bilmem. Ayrıca benimle ilgili sahte bir mail düzenlendi. Mailin konusu fonla ilgili onayıma ilişkindi. Bununla ilgili de gerekli mercilerin yaptığı inceleme sonucunda da mailin sahte olduğu ortaya çıktı. Bu maili Semih Kaya'nın kullandığı ortaya çıktı. Bununla ilgili de suç duyurusunda bulunduk." bilgisini verdi. Bankada 24 genel müdür yardımcısı bulunduğunu belirterek, söz konusu dolandırıcılık konusuyla ilgili hiç haberi olmadığını iddia eden Aydoğdu, şunları kaydetti: "Söz konusu fonun kurulmasıyla ve işletilmesiyle alakalı bilgi sahibi olmadım. Arda Turan'ı tanırım. Kendisiyle Bebek Balıkçısı isimli restoranda olayların ortaya çıkmasından önce karşılaştık, sohbet ettik. Burada veya başka bir yerde söz konusu mağduriyetiyle ilgili bana herhangi bir anlatımda bulunmadı. Ayrıca Ayhan Akman'ı da gördüm onunla da aynı şekilde sohbet ettik. Kendisi de herhangi bir şekilde bu mağduriyetlerle ilgili herhangi bir anlatımda bulunmadı. Bu görüşmeler Aralık 2022 tarihinden önce oldu. Volkan Bahçekapılı'yı Fatih Terim'in yanında yıllar önce bir kere gördüm, Emre Belözoğlu'nu 7 Nisan'dan sonra gördüm. Diğer şahısları tanımam. Seçil Erzan'ın yönettiği bizim de kurduğumuz iddia edilen bu fon bankamızın bilgisi dahilinde değildir." İddianamede, Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu'nun 24 müştekiye karşı "nitelikli dolandırıcılık" suçunu işledikleri iddiasıyla 72'şer yıldan 240'ar yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istendi.İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilen iddianame üzerinde mahkeme heyetinin incelemesi sürüyor.

Yargılanan Seçil Erzan'dan çarpıcı savunma: “Banka dışı borç aldım” Haber

Yargılanan Seçil Erzan'dan çarpıcı savunma: “Banka dışı borç aldım”

Yüksek karlı özel fon vaadiyle, aralarında ünlü futbolcular Fatih Terim, Arda Turan, Fernando Muslera, Emre Belözoğlu ve Selçuk İnan’ın da bulunduğu 30’dan fazla kişiyi dolandırdığı iddia edilen banka şube müdürü Seçil Erzan’ın yargılanmasına devam ediliyor. İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, tutuklu sanık Seçil Erzan, önceki celse tahliye olan tutuksuz sanık Ali Yörük ve bazı tutuksuz sanıklar da yer aldı. Duruşmada savunma yapan Erzan, dolandırıcılık suçlamalarına karşı açıklamalarda bulunarak, aldığı paraların kaynağını ve borç ilişkilerini detaylandırdı. Hazine ve Maliye Bakanlığı Davaya Katıldı Duruşmada, Hazine ve Maliye Bakanlığı avukatı da davaya katılma talebinde bulundu. Mahkeme heyeti, talebi kabul ederek Bakanlık’ın davaya katılmasına karar verdi. “Para Benden Değil, Başkalarından Geliyordu” Seçil Erzan, dolandırıcılık iddialarına karşı yaptığı savunmasında, para yatıran kişilere geri ödemeleri gerçekleştirdiğini belirtti. Erzan, “Benim aldığım para, bana değil, parayı getiren diğer kişiler arasında dönüyordu. Faizleri ödeyebilmek için tarla ve annemin evini sattım” dedi. Ayrıca, tefecilerden aldıkları paraları, söz konusu kişilere geri ödediğini ve bu işlemlerin kanıtları olduğunu söyledi. Tefecilerle İlişkisini Açıkladı Savunmasında, Hüseyin Eligül’den aldığını belirttiği paraları tefecilere ödediğini söyleyen Erzan, “Benden para alan herkesin finansal okuryazarlığı var, kimseye ‘gel bir fon var sana kayıt dışı para vereyim mi’ demedim. Bu işlemlerde, mağdur olmayan kişiler, benden daha fazla para alarak beni yönlendirdi” şeklinde konuştu. Fatih Terim’in Hesabından Para Çekmedim Erzan, ünlü futbolculara yönelik yapılan suçlamalara karşı da açıklamalarda bulundu. "Fatih Terim’in hesabından hiç para çekmedim" diyen Erzan, fonların aktarıldığı para akışını gişe dışı işlemlerle gerçekleştirdiğini belirtti. Erzan, Fatih Terim ve diğer futbolcularla hiçbir bankacılık işlemi yapmadığını vurguladı. “Banka Dışı Borç Alma Yasak Ama Ben Aldım” Sanık Erzan, duruşmada önemli bir itirafta bulunarak, “Banka dışı borç para almamız yasak ama ben bu süre içerisinde banka dışı borç para aldım” ifadelerini kullandı. Bu borçları, tefecilerden ve Atilla Baltaş’tan temin ettiğini belirten Erzan, bu para ile yatırımcı olan Fatih Terim’e ödeme yaptığını söyledi. Duruşmaya Devam Ediliyor Seçil Erzan’ın yargılandığı dava, mahkemede yeni savunmaların ve delillerin değerlendirilmesiyle devam ediyor. Erzan’ın, ünlü isimleri dolandırarak yaklaşık 25 milyon dolar ve 7 milyon 384 bin lira elde ettiği öne sürülüyor. Davanın sonuçlanması için yapılan işlemler ve savunmalar büyük bir merakla takip ediliyor.

Ünlü isimleri dolandırdığı iddia edilen banka müdürüne dört yeni dava açıldı Haber

Ünlü isimleri dolandırdığı iddia edilen banka müdürüne dört yeni dava açıldı

Yüksek karlı özel fon vaadiyle aralarında Fatih Terim, Arda Turan, Fernando Muslera ve Emre Belözoğlu gibi isimlerin de bulunduğu pek çok kişiyi dolandırdığı iddia edilen banka müdürü Seçil Erzan hakkında açılan 4 yeni dava, ana dava dosyasıyla birleştirildi. Yüksek karlı güvenilir bir fon olduğunu ve Fatih Terim gibi isimlerin de bu fona dahil olduğunu söyleyerek aralarında tanınmış futbolculardan Arda Turan, Fernando Muslera, Emre Belözoğlu ve Selçuk İnan’ın da bulunduğu 30'dan fazla kişiyi yaklaşık 25 milyon dolar ile 7 milyon 384 bin lira dolandırdığı iddia edilen banka şube müdürü Seçil Erzan, hakkında açılan 4 yeni dava çerçevesinde hakim karşısına çıktı. İstanbul 41.Ağır Ceza Mahkemesi’nce görülen duruşmalarda tutuklu sanık Seçil Erzan ve taraf avukatları hazır bulundu. Seçil Erzan'ın savunması  Sanık Seçil Erzan'ın müşteki Atilla Baltaş'a yönelik eylemleri gerekçesiyle görülen davada savunma yapan Erzan, "Atilla Baltaş’ı hiçbir zaman dolandırmadım. Florya şubesine tayinim çıktığında ödeme yapmam gerekiyordu. Atilla Baltaş’ın da işletmesi vardı. Ondan yardımcı olması konusunda destek istedim, Bana parayı bulabileceğini söyledi. 300-400 bin lira para yolladı. Ben de parasını gecikmeli de olsa kendisine ödedim. 2020 yılına kadar aramızda para alışverişi olmadı. 2020 yılında faizle ödemem şartıyla bana 250 bin dolar verdi. Ben bu parayı faiziyle birlikte toplam 650 bin dolar ödedim. Bu ödemenin ardından Atilla Baltaş bana ‘dövizci’ dediği kişiden 250 bin dolar getirdi. Ben yine 650 bin dolar karşılığında parayı kendisine ödedim. Sonrasında tekrar para alışverişi oldu. Atilla Baltaş bana toplamda 2 milyon 230 bin dolar para verdi. Kendisi benden 635 bin dolar faiz aldı" dedi. Savunmasına devam eden sanık Erzan, "Bankanın verdiği çanta mavi olandı. O çantanın Semih Kaya’ya da gösterilmesini istiyorum. Özellikle çantayı geri istedim ama bana gelmedi. O çanta bana çipli geldi. Semih Kaya beni Bodrum dönüşü aradı. Çantada çip olduğunu söyledi. Ben bankanın koyduğunu düşündüm. O çantayla önceki sefer Atilla Baltaş’a para vermiştim. O gece Atilla Baltaş’ı aradım. Bana ‘çocuklar karıştırıp koymuştur' dedi. Çanta mutlaka bankadan getirtilebilir. Semih Kaya çip olup olmadığını tanır. Atilla Baltaş, bana yapılan eziyetleri gördüğü için maddi ve manevi destek sağladı. Bana, ‘paraları daha sonra senden alırım, senin paran benim param, sonra sen bana ödersin’ diyordu. Merve ve Tanın bana küfür ediyor, Süleyman Aslan tehdit ediyordu. Ben de yapılan eziyetleri Atilla Baltaş’a anlatıyordum. Atilla Baltaş bana, ‘benimle gel’ dedi. Cizre’ye gitmem için bana bilet aldı. Ben havalimanına geldim. Aynı uçakla gitmemizin sorun olacağını söyledi. Ben de geri döndüm, gitmekten vazgeçtim” ifadelerini kullandı. Mağdurların ifadeleri Müşteki Atilla Baltaş ise ifadesinde, hayatı boyunca faize para yatırmadığını belirterek, "Eş, dosttan para alarak Seçil’e verdim. Bana ‘Fatih Terim para çekecek onu döndüremiyorum’, ‘Fatih hoca fondan para çekti onu tamamlamam lazım’ diyordu. Ben de 3 çanta içerisinde 2,5 milyon dolar parayı kendisine verdim. Bunları fon adı altında bana verdi. Ben hayatımda fon getirisinin ne olduğunu bilmem. Fon sisteminin nasıl çalıştığını Seçil’in kendisi bize anlatıyordu. Toplam zararım 5 milyon 420 bin dolardır. Seçil her şekilde beni insanlara borçlandırdı ve oyalama taktiğini uyguladı” dedi. Müşteki Baltaş’ın ifadesinin ardından sinirlenen Erzan, ‘yalan söylüyor’ diyerek mahkemede bağırdı. Sanık Erzan daha sonra müştekiler Tanın Yılmaz ve Merve Yılmaz'a yönelik eylemleri gerekçesiyle savunma yaptı. 3. davada müştekiler Tanın ve Merve Yılmaz mahkemeye katılmadı. Savunma yapan Erzan, müştekilerin kendisinden hiçbir şekilde alacakları olmadığını belirterek, "200 bin liralarını benim hesabımda değerlendirmem karşılığında verdiler. Merve 900 bin dolar, Tanın 500 bin dolardan fazla para aldı. Tanın özel bankacılıktan para çektiğini sandığını söylüyor. O bunu bilmeyecek biri değil" şeklinde konuştu. Fatih Terim'in rolü: "Bana nasıl kazandırıyorsan..." Son olarak görülen 4. davada ise sanık Erzan, müştekiler Ömer Kahraman, Volkan Bahçekapılı ve Mert Zeydanlı ile müşteki sanık Nur Erkasap'a yönelik eylemleri gerekçesiyle savunma yaptı. Sanık Erzan savunmasında, "Nur Erkasap bana Fatih Terim'in yönlendirmesiyle geldi. Fatih Terim beni arayarak, 'Seçil, bana nasıl kazandırıyorsan aynı şekilde Nur'a da kazandır' dedi. Dönem dönem küçük miktarlar ödedim, ana parası tamamlansın diye Volkan Bahçekapılı'nın parası onun hesabında kaldı. O dönemde hoca gayrimenkullerini satamıyordu. Bunları satabilmek için Ömer Kahraman, Nur hanımın hesabına para gönderdi. Hocanın, Ömer’in para gönderdiğinden haberi yok. Mert Zeydanlı'nın parası da hocanın gayrimenkullerini satabilmek içindi. Ben de Nur hanıma 'hoca para bulamıyor, ben para buldum, bu senedi imzalar mısın' dedim. O da 'tamam' dedi. Kafede üçümüz otururken Nur hanım imzaladı" diye konuştu. Paraların akışı ve çanta olayı Müşteki sanık Nur Erkasap ise savunmasında, "Seçil hanıma güvenerek 500 bin dolar verdim ve ara ara ödemeler yapıldı farklı miktarlarda. Toplamda 80 bin dolar aldım. Volkan Bahçekapılı beni aradı 'Nur abla senin hesaba para göndereceğim, bunu Seçil'e iletir misin' dedi. Bunu sorgulamadım aynı aileden olduğumuz için. Fon olayında bir açık oluyormuş bunun kapatılması için paraya ihtiyaç varmış, bana söylenen şuydu bu açığı kapatmalıyız ki senin açığı kapatabilelim. Mert Zeydanlı'dan para bulmuş ve senet imzalamış. Bana da söyleyince ben de paramı kurtarmak adına düşünmedim senedi imzaladım. Bana ayrıca Fatih terim fonu diye değil, Hakan Ateş ve akrabalarının içinde olduğu bir fon olduğunu söyledi. Ben Fatih Terim fonu olduğunu basından öğrendim" ifadelerini kullandı. Mahkeme süreci ve yeni davaların birleştirilmesi Mahkeme, görülen 4 davanın ardından tüm dosyaların ayrı ayrı ana dava dosyasıyla birleştirilmesine hükmetti. Ana davanın görülmesine ise 15 Kasım tarihinde İstanbul 41.Ağır Ceza Mahkemesi’nce devam edilecek.

Seçil Erzan hakkındaki 4 yeni dolandırıcılık davası ana davayla birleştirildi Haber

Seçil Erzan hakkındaki 4 yeni dolandırıcılık davası ana davayla birleştirildi

Yüksek karlı güvenilir bir fon olduğunu ve Fatih Terim gibi isimlerin de bu fona dahil olduğunu söyleyerek aralarında tanınmış futbolculardan Arda Turan, Fernando Muslera, Emre Belözoğlu ve Selçuk İnan’ın da bulunduğu 30'dan fazla kişiyi yaklaşık 25 milyon dolar ile 7 milyon 384 bin lira dolandırdığı iddia edilen banka şube müdürü Seçil Erzan, hakkında açılan 4 yeni dava çerçevesinde hakim karşısına çıktı. İstanbul 41.Ağır Ceza Mahkemesi’nce görülen duruşmalarda tutuklu sanık Seçil Erzan ve taraf avukatları hazır bulundu. "Toplamda 2 milyon 230 bin dolar para verdi, 635 bin dolar faiz aldı" Sanık Seçil Erzan'ın müşteki Atilla Baltaş'a yönelik eylemleri gerekçesiyle görülen davada savunma yapan Erzan, "Atilla Baltaş’ı hiçbir zaman dolandırmadım. Florya şubesine tayinim çıktığında ödeme yapmam gerekiyordu. Atilla Baltaş’ın da işletmesi vardı. Ondan yardımcı olması konusunda destek istedim, Bana parayı bulabileceğini söyledi. 300-400 bin lira para yolladı. Ben de parasını gecikmeli de olsa kendisine ödedim. 2020 yılına kadar aramızda para alışverişi olmadı. 2020 yılında faizle ödemem şartıyla bana 250 bin dolar verdi. Ben bu parayı faiziyle birlikte toplam 650 bin dolar ödedim. Bu ödemenin ardından Atilla Baltaş bana ‘dövizci’ dediği kişiden 250 bin dolar getirdi. Ben yine 650 bin dolar karşılığında parayı kendisine ödedim. Sonrasında tekrar para alışverişi oldu. Atilla Baltaş bana toplamda 2 milyon 230 bin dolar para verdi. Kendisi benden 635 bin dolar faiz aldı" dedi. "O çanta bana çipli geldi" Savunmasına devam eden sanık Erzan, "Bankanın verdiği çanta mavi olandı. O çantanın Semih Kaya’ya da gösterilmesini istiyorum. Özellikle çantayı geri istedim ama bana gelmedi. O çanta bana çipli geldi. Semih Kaya beni Bodrum dönüşü aradı. Çantada çip olduğunu söyledi. Ben bankanın koyduğunu düşündüm. O çantayla önceki sefer Atilla Baltaş’a para vermiştim. O gece Atilla Baltaş’ı aradım. Bana ‘çocuklar karıştırıp koymuştur' dedi. Çanta mutlaka bankadan getirtilebilir. Semih Kaya çip olup olmadığını tanır. Atilla Baltaş, bana yapılan eziyetleri gördüğü için maddi ve manevi destek sağladı. Bana, ‘paraları daha sonra senden alırım, senin paran benim param, sonra sen bana ödersin’ diyordu. Merve ve Tanın bana küfür ediyor, Süleyman Aslan tehdit ediyordu. Ben de yapılan eziyetleri Atilla Baltaş’a anlatıyordum. Atilla Baltaş bana, ‘benimle gel’ dedi. Cizre’ye gitmem için bana bilet aldı. Ben havalimanına geldim. Aynı uçakla gitmemizin sorun olacağını söyledi. Ben de geri döndüm, gitmekten vazgeçtim” ifadelerini kullandı. "Fatih hoca fondan para çekti onu tamamlamam lazım diyordu" Müşteki Atilla Baltaş ise ifadesinde, hayatı boyunca faize para yatırmadığını belirterek, "Eş, dosttan para alarak Seçil’e verdim. Bana ‘Fatih Terim para çekecek onu döndüremiyorum’, ‘Fatih hoca fondan para çekti onu tamamlamam lazım’ diyordu. Ben de 3 çanta içerisinde 2,5 milyon dolar parayı kendisine verdim. Bunları fon adı altında bana verdi. Ben hayatımda fon getirisinin ne olduğunu bilmem. Fon sisteminin nasıl çalıştığını Seçil’in kendisi bize anlatıyordu. Toplam zararım 5 milyon 420 bin dolardır. Seçil her şekilde beni insanlara borçlandırdı ve oyalama taktiğini uyguladı” dedi. Müşteki Baltaş’ın ifadesinin ardından sinirlenen Erzan, ‘yalan söylüyor’ diyerek mahkemede bağırdı. "Merve 900 bin dolar, Tanın 500 bin dolardan fazla para aldı" Sanık Erzan daha sonra müştekiler Tanın Yılmaz ve Merve Yılmaz'a yönelik eylemleri gerekçesiyle savunma yaptı. 3. davada müştekiler Tanın ve Merve Yılmaz mahkemeye katılmadı. Savunma yapan Erzan, müştekilerin kendisinden hiçbir şekilde alacakları olmadığını belirterek, "200 bin liralarını benim hesabımda değerlendirmem karşılığında verdiler. Merve 900 bin dolar, Tanın 500 bin dolardan fazla para aldı. Tanın özel bankacılıktan para çektiğini sandığını söylüyor. O bunu bilmeyecek biri değil" şeklinde konuştu. "Fatih Terim beni arayarak, 'Seçil, bana nasıl kazandırıyorsan aynı şekilde Nur'a da kazandır'  Son olarak görülen 4. davada ise sanık Erzan, müştekiler Ömer Kahraman, Volkan Bahçekapılı ve Mert Zeydanlı ile müşteki sanık Nur Erkasap'a yönelik eylemleri gerekçesiyle savunma yaptı. Sanık Erzan savunmasında, "Nur Erkasap bana Fatih Terim'in yönlendirmesiyle geldi. Fatih Terim beni arayarak, 'Seçil, bana nasıl kazandırıyorsan aynı şekilde Nur'a da kazandır' dedi. Dönem dönem küçük miktarlar ödedim, ana parası tamamlansın diye Volkan Bahçekapılı'nın parası onun hesabında kaldı. O dönemde hoca gayrimenkullerini satamıyordu. Bunları satabilmek için Ömer Kahraman, Nur hanımın hesabına para gönderdi. Hocanın, Ömer’in para gönderdiğinden haberi yok. Mert Zeydanlı'nın parası da hocanın gayrimenkullerini satabilmek içindi. Ben de Nur hanıma 'hoca para bulamıyor, ben para buldum, bu senedi imzalar mısın' dedim. O da 'tamam' dedi. Kafede üçümüz otururken Nur hanım imzaladı" diye konuştu. "Fatih terim fonu diye değil, Hakan Ateş ve akrabalarının içinde olduğu bir fon olduğunu söyledi" Müşteki sanık Nur Erkasap ise savunmasında, "Seçil hanıma güvenerek 500 bin dolar verdim ve ara ara ödemeler yapıldı farklı miktarlarda. Toplamda 80 bin dolar aldım. Volkan Bahçekapılı beni aradı 'Nur abla senin hesaba para göndereceğim, bunu Seçil'e iletir misin' dedi. Bunu sorgulamadım aynı aileden olduğumuz için. Fon olayında bir açık oluyormuş bunun kapatılması için paraya ihtiyaç varmış, bana söylenen şuydu bu açığı kapatmalıyız ki senin açığı kapatabilelim. Mert Zeydanlı'dan para bulmuş ve senet imzalamış. Bana da söyleyince ben de paramı kurtarmak adına düşünmedim senedi imzaladım. Bana ayrıca Fatih terim fonu diye değil, Hakan Ateş ve akrabalarının içinde olduğu bir fon olduğunu söyledi. Ben Fatih Terim fonu olduğunu basından öğrendim" ifadelerini kullandı. 4 dava da ana dava dosyasıyla birleştirildi Mahkeme, görülen 4 davanın ardından tüm dosyaların ayrı ayrı ana dava dosyasıyla birleştirilmesine hükmetti. Ana davanın görülmesine ise 15 Kasım tarihinde İstanbul 41.Ağır Ceza Mahkemesi’nce devam edilecek.

Tanınmış futbolcuları dolandırdığı iddia edilen banka müdürü Seçil Erzan’a 4 yeni iddianame Haber

Tanınmış futbolcuları dolandırdığı iddia edilen banka müdürü Seçil Erzan’a 4 yeni iddianame

Yüksek karlı özel fon vaadiyle aralarında Arda Turan, Fernando Muslera ve Emre Belözoğlu gibi isimlerin de bulunduğu pek çok kişiyi dolandırdığı iddia edilen banka müdürühakkında 4 yeni iddianame hazırlandı. Bu çerçevede Erzan’ın yargılanmasına Cuma günü başlanacak. Yüksek karlı güvenilir bir fon olduğunu ve Fatih Terim gibi isimlerin de bu fona dahil olduğunu söyleyerek aralarında tanınmış futbolculardan Arda Turan, Fernando Muslera, Emre Belözoğlu ve Selçuk İnan’ın da bulunduğu 30'dan fazla kişiyi yaklaşık 25 milyon dolar ile 7 milyon 384 bin lira dolandırdığı iddia edilen banka şube müdürü Seçil Erzan hakkında 4 yeni iddianame hazırlandı. Dolandırıcılık iddiaları artıyor 4 ayrı iddianamenin ana dava dosyasıyla birleştirilmemesiyle birlikte Seçil Erzan’ın 4 ayrı dava çerçevesinde yargılanmasına İstanbul 41.Ağır Ceza Mahkemesi’nde 4 Ekim Cuma tarihinde başlanacak. Müşteki Baltaş’ın açıklamaları Öte yandan Atilla Baltaş’ın ‘müşteki’, Seçil Erzan ise ‘şüpheli’ sıfatıyla yer aldığı iddianamenin detaylarına ulaşıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, şüpheli Erzan’ın müşteki Baltaş’ı banka bünyesinde yatırım yapacağının söyleyerek kandırdığı, fona para yatırmaya ikna ettiği, toplamda 3 milyon doları teslim aldığı, sonrasında ise müştekiye sahte oluşturduğu belgeleri verdiği ve bu şekilde müştekiyi dolandırdığı anlatıldı. Seçil Erzan, Baltaş’ın kendisinden aldığı paraların faiz olduğunu iddia etti. Şüpheli Erzan ile müşteki Baltaş’ın yazışmalarına da yer verilen iddianamede, Baltaş’ın ‘’Dün bile ne şartlarda getirip sana parayı veriyorum’’, ‘’Bunca insana ben bunları sana nasıl inanarak yaptım ya’’, ‘’Benim saf ve temiz sevgimi kullandın ya yazıklar olsun’’, ‘’Sevdiğim için tüm insanlardan aldım sana verdim’’, ‘’Beni aptal yerine sokuyorsun, yurt dışı falan diyorsun, düne kadar buradaydı senin bankadaydım işlemler bugün başka yerde diyorsun’’ şeklinde Erzan’a mesajlar gönderdiği kaydedildi. ‘’Beni yurt dışına kaçırmak istemişti’’ Şüpheli Seçil Erzan’ın konuya ilişkin alınan Savcılık ifadesinde ise müşteki Baltaş’ın kendisinden verdiği paraları katbekat faizle aldığını belirterek, ‘’Bana verdiği paranın çok üzerinde 1 milyon dolar parayı kendisine ödedim. Ayrıca ondan kesinlikle fon adı altında para almadım, tam olarak faiziyle satın aldım çünkü fon adı altında ikna ettiğim insanlara para ödemek zorundaydım. Beni kesinlikle mağdur etmiştir. Ayrıca son günlerde zorla benden bankada bana baskı kurarak evrak yazmamı istedi. Benden bankada bir takım borçlu olduğuma ilişkin senetler aldı. Ona verdiğim belgelerin hiçbiri gerçeği yansıtmamaktadır. Şırnak’a beni kaçırmak için uçak bileti almıştı, daha doğrusu zorla bana uçak bileti aldırmıştır. O sırada müştekilerden para da toplamıştım. O paralar ile beni yurt dışına kaçırmak istemişti’’ ifadelerini kullandığı aktarıldı. Cezai talep: 13 yıla kadar hapis Hazırlanan iddianamede Seçil Erzan’ın ‘nitelikli dolandırıcılık’ ve ‘özel belgede sahtecilik’ suçlarından toplamda 4 yıldan 13 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.

Fatih Terim, dolandırıcılık davasında Bodrum Adliyesi'nde ifade verdi Haber

Fatih Terim, dolandırıcılık davasında Bodrum Adliyesi'nde ifade verdi

Yüksek karlı özel fon vaadiyle aralarında Arda Turan, Fernando Muslera ve Emre Belözoğlu gibi isimlerin de bulunduğu pek çok kişiyi dolandırdığı iddia edilen banka müdürü Seçil Erzan davasında Fatih Terim, müşteki sıfatıyla Bodrum Adliyesi’nde ifade verdi. Fatih Terim Bodrum Adliyesi’nde verdiği ifadesinde, “Denizbank’ın banka tarafından ödül almış, 20 senedir bankada çalışan şube müdürünü, Denizbank’ın Genel Müdürü ile tanıştıracak kişi ben değilim” dedi Yüksek kâr getirisi bulunan güvenilir bir fon olduğunu ve Fatih Terim gibi isimlerin de bu fona dahil olduğunu söyleyerek aralarında tanınmış futbolcular Arda Turan, Fernando Muslera, Emre Belözoğlu ve Selçuk İnan’ın da bulunduğu 28 kişiyi yaklaşık 25 milyon dolar ile 7 milyon 384 bin lira dolandırdığı iddia edilen ve İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden Seçil Erzan davasında Fatih Terim Bodrum Adliyesi’nde müşteki sıfatıyla ifade verdi. “Hakan Ateş çok ısrar etti, bankanın sağlayacağı avantajlardan bahsetti” Fatih Terim Bodrum Adliyesi’nde verdiği ifadede, yaklaşık 13 yıl Galatasaray Teknik Direktörüyken Galatasaray’ın Denizbank ile anlaşma yapmasıyla Denizbank’la çalışmaya başladığını belirterek, “Denizbank’la çalışmaya başladığımız tarihe yakın bir zamanda şampiyonlar ligi seyahatinde, uçakta bankanın genel müdürü Hakan Ateş ile tanıştım. O dönemki eşiyle birlikte bir arka sıramda oturuyordu, bana yaklaştı ve kendini tanıttı, ‘Kulüple anlaştık, sizin de hesaplarınızı bizim bankaya taşıyalım hocam’ dedi. İlk tepkim olumsuzdu, çünkü yıllardır başka bir bankayla çalışıyordum ve çok sık hesap değiştiren etrafımdaki danışmanları, hizmet aldığım insanları ve firmaları değiştirmeyi sevmem, uzun vadeli güven üzerine ilişkiler kurarım. Hakan Ateş o esnada çok ısrar etti, bankanın sağlayacağı avantajlardan bahsetti, kulüpteki diğer çalışanların da Denizbank’a geçtiğini anlattı, bunun üzerine ben de diğer bütün kulüp çalışanları gibi bazı banka hesaplarımı Denizbank’a aktardım. Sonrasında Hakan ile arkadaş da olduk, ya da en azından ben öyle sandım. Çok yakın ilgi alaka gösterdi, bana en iyi hizmeti vermek üzere çok özel bir müşteri olarak hissettirdi” ifadelerini kullandı. “Seçil Erzan’ı benim özel bankacım olarak belirleyen, bu şekilde çalıştıran ve bunu takip eden de Denizbank üst yönetimidir” Terim, ifadelerinin devamında davaya konu olan olaylar gelmeden önce 13 yıl boyunca Denizbank müşterisi olduğunu söyleyerek, “Hatırladığım kadarıyla 2016 veya 2017 yılında Seçil Erzan’la Denizbank’ın yeni Florya Şubesi Müdürü olarak tanışmıştım. Denizbank beni özel bir müşterisi olarak kabul etti ve hep bu şekilde muamele gördüm. Denizbank Genel Müdürü olan Hakan Ateş ile samimiyetimiz vardı ancak olaylar sonrası ilişkilerimiz koptu. Gösterdiği yakın alaka, çerçevesinde benim Denizbank’taki hesaplarımla ilgili bana özel ihtimam gösterilirdi. Seçil Erzan’ı benim özel bankacım olarak belirleyen, bu şekilde çalıştıran ve bunu takip eden de Denizbank üst yönetimidir” dedi. “Denizbank’ın banka tarafından ödül almış, 20 senedir bankada çalışan şube müdürünü, Denizbank’ın Genel Müdürü ile tanıştıracak kişi ben değilim” İfadesinde Hakan Ateş’in savcılığa verdiği ifadeye de değinen Terim, “Hakan Ateş, savcılığa verdiği ifadede kendisinin Seçil Erzan’la benim düzenlediğim bir etkinlikte tanıştığını söylemiş. Bu, akla hayale sığmayacak bir senaryodur. Denizbank’ın banka tarafından ödül almış 20 senedir bankada çalışan şube müdürünü, Denizbank’ın genel müdürü ile tanıştıracak kişi ben değilim” diyerek Bölge Müdürü Sermin Hanım’ın kendisine Seçil Erzan’ın en iyi banka şube müdürleri arasında olduğunu söylediğini ifade etti. En ufak bankacılık işlemlerimi dahi Seçil Erzan’a yaptırdığına söyleyen Fatih Terim, uzun yıllardır bir banka şubesine gitmediğini, hatta Denizbank Florya Şubesi’ne ve Denizbank Büyükdere Şubesi’ne bir defa dahi adım atmadığını ifadesinde belirtti. Terim, “Çalışma hayatımın özellikle son 15-20 senesi boyunca para yatırma ve çekme işlemleri ile imzalanacak belgeler banka çalışanlarının bulunduğum yere gelmesi ile yapılmıştır. Seçil Erzan bizzat kendisi gelip kimi zaman Florya tesislerinde herkesin içinde kimi zaman evimde toplu olarak getirdiği belgeleri bana imzalatırdı, hiç okuma ihtiyacı duymadan imzalardım. Hatta yurt dışına seyahat edeceğim zamanlarda benim Seçil Hanım ile konuşmam ya da mesajlaşmam üzerine havaalanına nakit para getirildiği dahi olmuştur. Her zaman Seçil Hanım değil başka Denizbank çalışanları da gelirdi, para getirirlerdi para götürürlerdi, bazen imza alırlardı bazen almazlardı. Seçil Erzan yıllardır benim özel bankacımdı. Ben Denizbank tarafından oluşturulan güven ve Denizbank’ın bana gösterdiği kişi olduğu için Seçil Erzan’a özel bankacım olarak güvendim. Ben hayatım boyunca bütün ilişkilerimi güven üzerine kurdum. Bundan sonra da böyle olacak güvensiz yaşanmaz” diye konuştu. “Bankanın yönetimi bana da bizzat gelip ‘en iyi şube müdürlerimizden biri’ dedi” Bankadaki hesaplarını zaman zaman Seçil Erzan’a, o yoksa onun yönlendirdiği bir bankacıya sorduğunu aktaran Terim, “Onlar da bankadaki ekranlarına bakarak bana varlık durumu ekranının fotoğrafını atarlardı. Nakit parayla ilgili işlemlerimi de genelde şoförüm Umut Akgöze vasıtasıyla yapardım. Umut Akgöze dışında da güvendiğim birçok kişiyle, o an yakınımda kim varsa ona güvenerek, bu tür işlemler yapmışlığım olmuştur. Ben geçmişte de birçok nakit çekme ve yatırma işlemini güvendiğim insanlar aracılığıyla yapmıştım. Seçil Erzan benim Denizbank hesaplarımdaki bütün işlemlerimle özel olarak ilgilenirdi. Bana finansal olarak söylediği her tavsiyeyi bankanın görüşü olarak gördüm, zira bankanın yönetimi ona güvenmiş onu o pozisyona getirmiş hatta bana da bizzat gelip ‘en iyi şube müdürlerimizden biri’ dediler, ben de bunun üzerine ayrıca bir teyit yapmaya ya da sorgulamaya gerek görmedim. Bana özel bankacım olarak hizmet veren Seçil Erzan, ‘hocam bankada şu kadar paranız var, bu ay bu paraya dokunmadınız heba olmasın, değerlendirelim’ gibi sözler söylediğinde de ben doğal olarak bunun altında kötü bir amaç aramadım, bu durumu sorgulamadım. Sorgulamadım çünkü doğal olarak güven duyuyordum. Bu tür durumlarda, ‘siz daha iyi bilirsiniz, öyle daha iyi olacaksa o şekilde hareket edelim, nasıl değerlendirmeyi uygun görürseniz öyle değerlendirelim’ gibi sözler söyledim. Daha sonra da kendisi gerekli işlemleri yapar, onayım gereken hallerde de ya arar ya da imzamı alırdı” ifadelerini kullandı. “Kimseyi herhangi bir fon, yatırım ya da Seçil Hanım’ın yönettiği bir sisteme yönlendirmişliğim yok” Hiç kimseyi herhangi bir finansal yatırım yapması için de yönlendirmediğini söyleyen Fatih Terim, “Bu davada benim tanıdığım, tanımadığım da müştekiler var, çoğunu da tanımam. Bu 30’dan fazla müşteki ve sanıklardan tek biri dahi, benim birini bir sözde fona yönlendirdiğimi, aradığımı, arandığımı söyleyebilecek tek bir insan dahi olamaz. Varsa, lütfen gelsin çıksın söylesin, mahkemede söylesin, başka yerde söylesin. Benim bir yerlere para yönlendirdiğimi iddia eden tek biri vardır, o da bankadır ve bankanın reklam alanlarıdır. Davaya taraf olmayan bankanın böyle yapmasının tek sebebi de kendi iletişim stratejisidir. Bana ‘Seçil Erzan’ı tanıyor musun’ diye sormuşlarsa da, elbette Seçil Erzan’ı tanıdığımı ve güvendiğim bir bankacı olduğunu söylemişimdir. Ama kimse bana gelip böyle bir fon olduğundan ya da Seçil Hanım’ın benimle adlandırdığı bir fon olduğundan bahsetmedi. Tek bir insanı dahi herhangi bir fon, yatırım ya da Seçil Hanım’ın yönettiği veya yönettiğini iddia ettiği bir sisteme yönlendirmişliğim yok, olamaz çünkü böyle bir sözde fonla ilgili bir bilgim de hiç olmadı” ifadelerini kullandı. “3 milyon dolar civarında para bulunmalı ama sonra Denizbank bana böyle bir paranın olmadığını söyledi” 7 Nisan 2023 günü Emre Belözoğlu ile Arda Turan’ın Fatih Terim’in eşi Fulya Terim’le temasa geçene kadar, olaylardan haberinin olmadığını söyleyen Terim, “Bu olayla ilgili maddi ve manevi zararlarım var. Ben bu olay ortaya çıktıktan sonra hesaplarımı incelettim. Yapılan incelemeler neticesinde de Denizbank’a yatırılması için gönderdiğim ve çektiğim tutarlar arasında ciddi bir eksiklik olduğunu tespit ettik. Zaten banka çalışanı Rüya Hanım’dan yine SMS ile aldığım bilgiye göre bir saklama hesabım olmalı ve orada 3 milyon dolar civarında para bulunmalı ama sonra Denizbank bana böyle bir paranın olmadığını söyledi” dedi. “Biri paramı diğeri de itibarımı kullandı, kullanmaya devam ediyor” Bankaya ve bir banka müdürüne güvendiğini belirten Terim, “Biri paramı diğeri de itibarımı kullandı, kullanmaya devam ediyor. Benim kamuoyu açıklamalarım kimsenin adını lekelemek üzere değil gerçekleri paylaşma amaçlı olur. Şunun da merakı içindeyim; benim tüm mesajlarım hatta banka kredilerim hesaplarım T.C. kimlik numaram, telefon numaram, ailemin ev adresi birilerine servis ediliyor, birileri de benden izin almadan bunları vicdansızca kullanıyor. Banka yöneticilerinin mesajları ise deşifre edilmiyor” diye konuştu. Seçil Erzan ve Rüya Sağır’ın etkin pişmanlıktan faydalanmasını istemedi İfadesinin ardından Fatih Terim, Seçil Erzan ve Rüya Sağır’ın etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmalarını istemediğini belirterek şikayetçi oldu ve davaya katılmak istediğini söyledi.

Haber

"Yüksek karlı gizli fon" dolandırıcılığı davasında müşteki Fatih Terim ifade verdi

Kamuoyunda "yüksek karlı gizli fon" diye bilinen dolandırıcılık davasında müşteki olan Fatih Terim, talimatla ifade verdi.Terim, avukatlarıyla İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen dava kapsamında ifade vermek için Bodrum Adliyesine gitti. Müşteki Terim'in Bodrum Ağır Ceza Mahkemesince talimatla ifadesi alındı. İfadesinde Seçil Erzan'la 2016 veya 2017 yılında tanıştıklarını belirten Terim, şunları kaydetti: "Denizbank, beni özel bir müşterisi olarak kabul etti ve hep bu şekilde muamele gördüm. Denizbank Genel Müdürü olan Hakan Ateş, benim ilk ismiyle hitap ettiğim, bu olaylar yaşanana kadar arkadaş bildiğim, hem yazlık hem kışlık evimde misafirim olan, benim de onun evinde misafir olduğum, samimi olduğumuz, en azından öyle bildiğim bir insandı. Bu olaylardan sonra kendisiyle hiçbir ilişkim kalmamıştır. Gösterdiği yakın alaka çerçevesinde Denizbank'taki hesaplarımla ilgili bana özel ihtimam gösterilirdi. Seçil Erzan'ı özel bankacım olarak belirleyen, bu şekilde çalıştıran ve bunu takip eden de Denizbank üst yönetimidir." Terim, çalışma hayatının özellikle son 15-20 senesi boyunca para yatırma ve çekme işlemleri ile imzalanacak belgelerin banka çalışanlarınca bulunduğu yere getirilip yapıldığını anlatarak, "Seçil Erzan, bizzat kendisi gelip kimi zaman Florya Tesisleri'nde herkesin içinde, kimi zaman evimde toplu olarak getirdiği belgeleri bana imzalatırdı. Hiç okuma ihtiyacı duymadan imzalardım hatta yurt dışına seyahat edeceğim zamanlarda benim Seçil Hanım ile konuşmam ya da mesajlaşmam üzerine havaalanına nakit para getirildiği dahi olmuştur. Her zaman Seçil Hanım değil başka Denizbank çalışanları da gelirdi, para getirirlerdi, para götürürlerdi, bazen imza alırlardı, bazen almazlardı." beyanında bulundu. Seçil Erzan'ın özel bankacısı olduğunu ifade eden Terim, özel bankacısı olarak ona güvendiğini belirtti. Fatih Terim, kendisine özel olarak hizmet veren Erzan'ın "Hocam, bankada şu kadar paranız var, bu ay bu paraya dokunmadınız, heba olmasın, değerlendirelim." dediğinde altında kötü bir amaç aramadığını, durumu sorgulamadığını çünkü güven duyduğunu anlattı. Erzan'ın kendisine hiçbir zaman özel olarak bir fona para yatırılacağını ve yüksek gelir sağlanacağını söylemediğini, kendisine paranın bankanın saklama hesaplarında değerleneceğini söylediğini ifade eden Terim, saklama hesabına yattığını söylediği paraların böyle bir hesaba yatmadığını şimdi anladığını kaydetti. "Bana Seçil Hanım'la ilgili soru soranlara onun iyi ve ilgili bir bankacı olduğunu söylerdim" Erzan'ın başkalarına yönelik kendisinin adını kullandığını bu olaylardan sonra öğrendiğini belirten Terim, "Bana Seçil Hanım'la ilgili soru soranlara onun iyi ve ilgili bir bankacı olduğunu söylerdim. Çok sonra öğrendim ki benim haberim olmadan, etrafımdaki birçok kişiden para istemiş, bazılarından da paralar almış. Ayrıca yakın aile dostlarımızdan da almış hatta daha fazla alınması için uğraşmış. Bunları çok sonra öğrendim." beyanında bulundu. Terim, Erzan'ın kendisini bir yatırıma ikna etmek için hiçbir zaman özel çaba içine girmediğini ifade etti. Hiç kimseyi finansal yatırım yapması için yönlendirmediğini savunan Terim, şunları kaydetti: "Bu davada benim tanıdığım müştekiler var, tanımadığım da müştekiler var hatta daha çoğunu da tanımam. Bu 30'dan fazla müşteki ve sanıklardan benim birini bir sözde fona yönlendirdiğimi, aradığımı söyleyebilecek tek bir insan dahi olamaz. Varsa lütfen gelsin, çıksın söylesin, mahkemede söylesin, başka yerde söylesin. Benim bir yerlere para yönlendirdiğimi iddia eden tek biri vardır, o da bankadır ve bankanın reklam alanlarıdır. Davaya taraf olmayan bankanın böyle yapmasının tek sebebi de kendi iletişim stratejisidir." Fatih Terim, bu olayla ilgili maddi ve manevi zararlarının olduğunu belirterek, "Ben bu olay ortaya çıktıktan sonra hesaplarımı incelettim. Yapılan incelemeler neticesinde de Denizbank'a yatırılması için gönderdiğim ve çektiğim tutarların arasında ciddi bir eksiklik olduğunu tespit ettik. Zaten banka çalışanı Rüya Hanım'dan yine SMS ile aldığım bilgiye göre bir saklama hesabım olmalı ve orada 3 milyon dolar civarında para bulunmalı. Bana verilen bilgi buydu ama sonra Denizbank bana böyle bir paranın olmadığını söyledi." ifadelerini kullandı. "Bir bankaya ve banka müdürüne güvendim, biri paramı, diğeri de itibarımı kullandı" Terim, Emre Belözoğlu ile Arda Turan'ın 7 Nisan 2023'te eşiyle temasa geçmelerine kadar olaylardan haberinin olmadığını anlattı. Terim, şöyle devam etti: "8 Nisan Cumartesi sabah, sadece Hakan'la görüşeceğimizi sanarak beraberce banka genel müdürlüğüne gittik. Hakan, bizi binanın girişinde karşıladı, daha önceki nezaketen yaptığım ziyaretimde de öyle yapmıştı, öyle saygı gösteren ve alakalı, özenli bir insan olarak tanımıştım onu ama bir anda bizi yukarı çıkardığında karşımıza hatırladığım kadarıyla 10-15 kişi çıktı, bankanın tüm üst düzey yönetimi oradaydı. Çok şaşırdık. Hakan'la konuşmaya, olayı anlamaya ve Arda ile Emre'nin mağduriyetleri için ne yapılabilir diye konuşmak üzere gittiğimizi sanırken bana da soruldu bir kaybım olup olmadığı. 'Ben şu an bilmiyorum, bir hasar tespiti yapmadım. Mümkünse hasar tespitimizi yapalım, sonra net bir şey söyleyelim.' gibi bir şey söyledim. Arda ve Emre, 'Biz, Fatih Hoca'nın tavsiyesiyle Seçil Erzan'a para gönderdik.' demediler. Toplantıda böyle bir söz söylendiğini beyan edenler yalancıdır, yalan söylüyorlar." Fatih Terim, konunun adalet önünde tartışılmasının ve suçlu kimse ortaya çıkmasının en büyük arzusu olduğunu ifade ederek, kendisi için en önemli konunun, isminin ve ailesinin böyle bir olayda paravan olarak kullanılıp üzerinden kamuoyunun dikkatinin farklı yönlere çekilmeye çalışılması olduğunu belirtti. Seçil Erzan'la çok yakın olduğuna dair söylentilere ilişkin de Terim, onun yıllarca güvenip parasını emanet ettiği kişi olduğunu, kendisinin eski avukatıyla nişanlanırken davet edildiği için de törene gittiğini kaydetti. Terim, Seçil Erzan'a yaşça büyük olmasına rağmen bir defa bile "Seçil" demediğini, yazışmalarından da görüleceği üzere her zaman mesafeli, seviyeli ama bir o kadar da güvene dayalı bankacı-müşteri ilişkilerinin olduğunu vurguladı. Bu olayla ilgili ailesi ve avukatları dışında kimseyle konuşmadığını ifade eden Terim, şunları bildirdi: "Konuşmadan bugünü beklemek benim için çok zordu ama hukuka ve yargıya olan güvenim ve saygım beni buna mecbur etti. 50 senedir kamuoyunun gözü önünde yaşıyorum. Kamuoyunun da benden açıklama beklediğinin farkındayım. Bundan sonraki süreçte salt reklam sevenlerin ve reklam meraklılarının tatmini için değil reklam verenlerin bugüne kadarki iletişimlerinin nasıl bir senaryo olduğunu, doğru muhatap olarak gördüklerime en doğru şekilde gerekli görürsem gerekli bilgilendirme yapılacaktır. Bir bankaya ve banka müdürüne güvendim, biri paramı, diğeri de itibarımı kullandı, kullanmaya devam ediyor. Benim kamuoyu açıklamalarım kimsenin adını lekelemek üzere değil gerçekleri paylaşma amaçlı olur." Fatih Terim, ayrıca sanıklar Seçil Erzan ile Rüya Sağır'ın dava kapsamında etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmalarına rızasının olmadığını belirtti. İddianameden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede sanık Seçil Erzan'ın bir bankanın Levent'teki şubesinde müdür olarak çalıştığı ve müşteki Bülent Çeviker'den kişisel güven ilişkisine dayalı 2 milyon dolar alarak yüksek kar vaadiyle yeniden kendisine iade edeceğini bildirdiği kaydediliyor. İddianamede, para karşılığında yazılı evrak verildiği ancak müşteki Çeviker'in daha sonra Erzan'a ulaşmaya çalışsa da ulaşamadığı, durumu bankaya bildirdiği, banka tarafından araştırma yapıldığı, Erzan hakkında suç duyurusunda bulunulduğu ifade ediliyor. Sanık Erzan'ın bu yöntemle futbolcular, iş insanları ve çeşitli meslek gruplarından müştekilere, yüksek kar getirisi olan güvenilir bir fon bulunduğunu ve kamuoyunda tanınan Fatih Terim ve Hakan Ateş gibi isimlerin bu fona dahil olduğunu söyleyerek müştekileri bu fona para yatırmaya ikna ettiği anlatılan iddianamede, gerçekte ise böyle bir fonun hiç olmadığının tespit edildiği belirtiliyor. İddianamede, Erzan'ın, müştekilerin verdiği paralara ilişkin sahte belgeler oluşturduğu, bu belgelere bankanın kaşesini ve ıslak imzasını atıp müştekilere teslim ettiği ve dolandırıcılık kastıyla hareket ettiği kaydediliyor. Sanık Erzan'ın 93 yıldan 305 yıla kadar hapsi isteniyor Sanık Erzan'ın "özel belgede sahtecilik" ve "tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında nitelikli dolandırıcılık" suçlarından 93 yıldan 305 yıla kadar hapsi isteniyor. Sanıklar Ali Yörük, Kerem Can, Hüseyin Eligül, Nazlı Can, Atilla Yörük ve Asiye Öztürk'ün ise aynı suçlardan 3 ile 98 yıl arasında hapisle cezalandırılması istenen iddianamede, sanık Rüya Sağır'ın da "nitelikli dolandırıcılık" suçundan 3 yıldan 10 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.

'Yüksek karlı gizli fon' dolandırıcılığına ilişkin yeni iddianame hazırlandı Haber

'Yüksek karlı gizli fon' dolandırıcılığına ilişkin yeni iddianame hazırlandı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 2'si tutuklu 7 sanığın yargılandığı davayla birleştirilmesi talebiyle yeni bir iddianame hazırlandı. İddianamede, Seçil Erzan "şüpheli", Nur Erkasap "müşteki-şüpheli", Ömer Kahraman, Mert Zeydanlı ve Volkan Bahçekapılı ise "müşteki" olarak yer aldı. Erzan'ın iddianamede yer verilen savcılık ifadesinde, vadettiği fona Erkasap'ın da para yatırmak istediğini ancak nakit parası olmaması nedeniyle para yatıramadığını söylediği belirtildi. İddianamede Erzan'ın, "Tam tarihini hatırlayamadığım bir gün şubede odamda Nur Erkasap ile birlikte Mert Zeydanlı'nın olduğu bir senet oluşturduk. Bu senede Nur Erkasap borçlu olarak yazılıyordu. Ben de kefil oldum. Zeydanlı da alacaklıydı. Sonra senedin vadesi geldiğinde ben Zeydanlı ile konuşup senedi iptal ettirdim. Erkasap'tan nakit para hiç almadım." dediği aktarıldı. Nur Erkasap ise iddianamede yer alan savcılık ifadesinde, yaklaşık 2 yıl önce Seçil Erzan'ın kendisine Hakan Ateş'in içinde olduğu yüksek getirili fondan bahsettiğini, o dönem insanların buradan çok para kazandığını, parasını nasıl yöneteceğini bilemediği için buraya para yatırmaya karar verdiğini anlattı. 500 bin dolarını Erzan'a bankadaki odasında teslim ettiğini, Erzan'ın da kendisine bin, 2 bin dolar şeklinde ödemeler yaptığını söyleyen Erkasap, Fatih Terim ve ailesiyle sık görüştüğünü, müşteki Volkan Bahçekapılı'yı da Terim'in damadı olması nedeniyle tanıdığını dile getirdi. Erkasap, Bahçekapılı'nın Erzan'a göndereceği 1 milyon doları işin acil olması nedeniyle kendi hesabına gönderdiğini, aynı gün parayı Erzan'a teslim ettiğini söyledi. Müşteki Ömer Kahraman'ı tanımadığını öne süren Erkasap, Erzan'ın fonda açık olduğunu, zaman zaman hesabına para gelebileceğini söyleyerek, bu paraları çekip kendisine teslim etmesini istediğini, Kahraman tarafından kendisine gönderilen 5 milyon 884 milyon lirayı da Erzan'a teslim ettiğini anlattı. Nur Erkasap, Mert Zeydanlı'yı Seçil Erzan'ın eski çalıştığı bankanın odasında tanıdığını ve aralarında ticari ilişki olmadığını söyleyerek, Erzan'ın bahsettiği gibi aralarında bir senet imzalanmadığını savundu. Müştekilerden Ömer Kahraman da ifadesinde, Erzan'ın fonda açık olması nedeniyle kendisinden Erkasap'ın hesabına para göndermesini istemesi üzerine 5 milyon 884 bin lira gönderdiğini belirtti. 100 ve 150 bin dolar olmak üzere iki parça halinde fon getirisi adı altında Erzan'dan para aldığını ancak ana parasının geri verilmediğini ifade eden Kahraman, Erzan'ın bankanın ekranından fona ait resimler göstererek paranın yurt dışından geldiğine ilişkin sözlerle kendisini ikna ettiğini söyledi. Kahraman, Erzan ve Erkasap ile banka yetkililerinden şikayetçi oldu. Erkasap, Erzan ile birlikte hareket etmekle suçlandı Bankanın teftiş kurulu tarafından hazırlanan raporuna da değinilen iddianamede, "Nur Erkasap, Mert Zeydanlı'nın Seçil Erzan'a para vermesi hususunda güven sağlamak için, borçlusu kendisi olan senedi Zeydanlı'ya vermiştir. Volkan Bahçekapılı, Seçil Erzan'a ulaştırması için 400 bin dolar tutarındaki parayı Nur Erkasap'ın hesabına transfer etmiştir. Bunlardan ve Nur Erkasap'ın yazdığı nottan hareketle adı geçenin Seçil Erzan'ın gerçekleştirdiği işlemlerden haberdar olduğu ve Erzan ile birlikte hareket ettiği anlaşılmıştır." ifadesi yer aldı. Erkasap'ın sanık Erzan tarafından yönlendirmesiyle hareket ederek zaman zaman hesabına gelen, zaman zaman da bizzat gidip teslim aldığı paraları Erzan'a teslim ettiğine dikkat çekilen iddianamede, Erkasap ile Erzan aralarındaki ilişkinin bankacı-müşteri ilişkisinden öteye geçtiği vurgulandı. İddianamede, Erkasap'ın başlangıçta Erzan'a inanarak fon vaadiyle para yatırıp mağdur konumda bulunmasına rağmen, zamanla Erzan'la kurduğu yakın güven ilişkisi neticesinde Erzan'ın gerçekleştirdiği dolandırıcılık eylemlerinden haberdar olduğu, buna rağmen ilişkisini sonlandırmadığı, bilerek ve isteyerek Mert Zeydanlı, Volkan Bahçekapılı ve Ömer Kahraman'a karşı nitelikli dolandırıcılık eylemlerini gerçekleştirdiği kaydedildi. Erkasap'ın, "tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında dolandırıcılık" suçundan 9 yıldan 30 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilen iddianamede, Erzan'ın ise Erkasap'a yönelik "dolandırıcılık" suçundan 3 yıldan 10 yıla kadar hapsi istendi. İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilen iddianame, mahkeme heyeti tarafından değerlendiriliyor. Seçil Erzan'ın ana davada 93 yıldan 305 yıla kadar hapsi isteniyor Aynı mahkemede devam eden ana davanın iddianamesinde ise sanık Seçil Erzan'ın, bir bankanın Levent'teki şubesinde müdür olarak çalıştığı ve müşteki Bülent Çeviker'den kişisel güven ilişkisine dayalı 2 milyon dolar alarak, yüksek kar vaadiyle yeniden kendisine iade edeceğini bildirdiği kaydediliyor. İddianamede, müşteki Çeviker'e para karşılığında yazılı evrak verildiği ancak daha sonra Çeviker'in Erzan'a ulaşmaya çalışsa da ulaşamadığı, durumu bankaya bildirdiği, banka tarafından araştırma yapıldığı, Erzan hakkında suç duyurusunda bulunulduğu ifade ediliyor. Sanık Erzan'ın bu yöntemle futbolcular, iş insanları ve çeşitli meslek gruplarından müştekilere, yüksek kar getirisi olan güvenilir bir fon bulunduğunu ve yine kamuoyunda tanınan Fatih Terim ve Hakan Ateş gibi isimlerin bu fona dahil olduğunu söyleyerek, müştekileri bu fona para yatırmaya ikna ettiği anlatılan iddianamede, gerçekte ise böyle bir fonun hiç olmadığının tespit edildiği belirtiliyor. İddianamede, Erzan'ın, müştekilerin verdiği paralara ilişkin sahte belgeler oluşturduğu, bu belgelere bankanın kaşesini ve ıslak imzasını atıp müştekilere teslim ettiği ve dolandırıcılık kastıyla hareket ettiği kaydediliyor. Sanık Erzan'ın "özel belgede sahtecilik" ve "tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında nitelikli dolandırıcılık" suçlarından 93 yıldan 305 yıla kadar hapsi isteniyor. Sanıklar Ali Yörük, Kerem Can, Hüseyin Eligül, Nazlı Can, Atilla Yörük ve Asiye Öztürk'ün ise aynı suçlardan 3 ile 98 yıl arasında hapisle cezalandırılması istenilen iddianamede, sanık Rüya Sağır'ın da "nitelikli dolandırıcılık" suçundan 3 yıldan 10 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.

Haber

"Yüksek karlı gizli fon" dolandırıcılığına yeni dava

Kamuoyunda "yüksek karlı gizli fon" adıyla bilinen dolandırıcılık olayına ilişkin Seçil Erzan, Süleyman Aslan ve "Moci" olarak bilinen Mojtaba Haghani hakkında yeni dava açıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Seçil Erzan "sanık", Süleyman Aslan ve Mojtaba Haghani ise "müşteki-sanık" olarak yer aldı. İddianamede Erzan'ın, Denizbank'ın bünyesinde özel bir fon olduğunu ve yüksek kar getirdiğini söyleyerek, Haghani ve Arslan'ı bu fona para yatırmaya ikna ettiği, Haghani'den 200 bin dolar, Aslan'dan ise 2 milyon dolar aldığı anlatıldı. İlerleyen süreçte taraflar arasındaki ilişkinin bankacı-müşteri ilişkisinin ötesine geçtiği vurgulanan iddianamede, Erzan'ın acil kredi ihtiyacında müştekilerden kazanç karşılığında ödünç para aldığına işaret edildi. İddianamede, Erzan'ın savcılıkta alınan ifadesinde, "Süleyman Aslan büyük bir tefecidir. Benden bu zamana kadar defalarca para karşılığı faiz almıştır. Süleyman Aslan isimli tefeciden Moci ile 10 milyon lira para aldım, 14 milyon lira olarak geri ödedim. Moci bana verdiği paraların hiçbir zaman bankada yasal olarak değerlendirilmediğini biliyordu. Buna rağmen bana dönem dönem para getirip kısa sürede yüzde 40 faizle geri alıyordu." dediği aktarıldı. Aslan'ın birden çok kez yüklü miktarda parayı Erzan'a verdiğini beyan ettiği, Haghani'nin ise ifadesinde Erzan'ın Aslan'dan 14 milyon lira geri ödemeli 10 milyon lira ödünç para aldığını, bu parayı Erzan'ın evine kendisinin götürüp bıraktığını, zaman zaman Erzan'ın kendisine 100 bin dolar para verdiğini ancak kendi verdiği 200 bin dolar ana parasını alamadığını söylediği iddianamede yer aldı. Erzan'ın "nitelikli dolandırıcılık" suçundan 6 yıldan 20 yıla kadar hapsi istenen iddianamede, Aslan ve Haghani'nin ise "tefecilik" suçundan ayrı ayrı 2'şer yıldan 6'şar yıla kadar hapis ve 500 günden 5 bin güne kadar adli para cezasına çarptırılması talep edildi. Sanıklar, 4 Ekim'de İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkacak.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.