SON DAKİKA

#savcı

İLKHABER-Gazetesi - savcı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, savcı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Savcı Mehmet Selim Kiraz'ın şehit edilişinin 10. yılı Haber

Savcı Mehmet Selim Kiraz'ın şehit edilişinin 10. yılı

İstanbul'da, 31 Mart 2015 tarihinde, Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz, terör örgütü DHKP/C tarafından İstanbul Adalet Sarayı'nda makam odasında rehin alınarak şehit edildi. Kiraz, Gezi Parkı odaklı olaylar kapsamında Berkin Elvan'ın ölümüne ilişkin soruşturmayı yürütüyordu. Saldırının üzerinden 10 yıl geçerken, savcı Kiraz'ın şehit edilmesi, Türk yargısı ve güvenlik birimleri için unutulmaz bir dönüm noktası oldu. Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın şehit edilmesinin üzerinden 10 yıl geçti. İstanbul Adalet Sarayı'nda 31 Mart 2015 tarihinde terör örgütü DHKP/C üyeleri tarafından rehin alınan ve öldürülen Kiraz, Gezi Parkı odaklı olaylarla ilgili soruşturmayı yürütüyordu. Savcı Kiraz, Berkin Elvan’ın ölümüne ilişkin soruşturmayı derinlemesine araştırırken, DHKP/C terör örgütü tarafından hedef alındı. Saldırı anında, teröristler Şafak Yayla ve Bahtiyar Doğruyol, adliyeye avukat kimliğiyle girmeyi başardılar. Ardından, savcı Kiraz'ın odasına girerek onu rehin aldılar. Gergin bir bekleyişin ardından, saatler süren müzakereler sonuçsuz kalınca savcı Kiraz, ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı ancak hayatını kaybetti. İki terörist de güvenlik güçlerince etkisiz hale getirildi. Kiraz’ın şehit edilmesinin ardından İstanbul Adalet Sarayı’nda önemli güvenlik önlemleri alındı. Yeni güvenlik önlemleri, adliye binasına girişlerin sıkı denetimlere tabi tutulması, avukatlar için X-ray cihazı kullanımına başlamak gibi adımlar içeriyordu. Savcı Kiraz’ın odası ise hiçbir zaman bir başka savcıya verilmedi ve ona olan saygı gösterisi olarak odasında fotoğrafı ve kişisel eşyaları saklanmaya devam ediyor. Savcı Mehmet Selim Kiraz Kimdir? Mehmet Selim Kiraz, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olup, uzun yıllar Türkiye’nin çeşitli illerinde savcılık yapmıştır. Özellikle Gezi Parkı olayları ve Berkin Elvan’ın ölümüne ilişkin soruşturma sürecinde büyük bir özveriyle görev almıştı. Kiraz, 2014 yılında Berkin Elvan'ın ölümüne ilişkin soruşturma dosyasını devralarak, olayın faillerinin tespiti için büyük çaba sarf etti. Ancak, bu soruşturma, onu DHKP/C terör örgütünün hedefi haline getirdi. Savcı Kiraz’ın Öldürülmesinin Sebebi DHKP/C terör örgütü, Savcı Kiraz'ı, Berkin Elvan'ın ölümüne ilişkin soruşturma nedeniyle hedef almıştı. Örgüt, Berkin Elvan’ın polis tarafından öldürülmesinin ardından Türkiye'deki hükümeti ve güvenlik güçlerini hedef alarak geniş çaplı bir eylem planı hazırlamıştı. Savcı Kiraz’ın, bu soruşturma kapsamında aktif bir şekilde çalışması, terör örgütü tarafından bir tehdit olarak algılandı. Kiraz, Gezi Parkı protestolarına katılan ve polis tarafından vurulan Berkin Elvan’ın davasını yürütürken, kamuoyunun büyük ilgisini çeken bu dava süreci, örgüt için bir fırsat haline geldi. DHKP/C, savcının şehit edilmesini, hükümet karşıtı duruşlarını desteklemek ve adaletin işlemesini engellemek adına gerçekleştirdi. Kim Tarafından Şehit Edildi? Savcı Kiraz, DHKP/C terör örgütü üyeleri Şafak Yayla ve Bahtiyar Doğruyol tarafından şehit edildi. 31 Mart 2015’te, her iki terörist, adliye binasına avukat kimliğiyle girmeyi başardı. Ardından, Kiraz’ı makam odasında rehin aldılar. 9 saat süren müzakerelere rağmen, teröristler savcıyı öldürdüler ve güvenlik güçleri tarafından etkisiz hale getirildiler. DHKP/C Terör Örgütü Neden Hedef Aldı? DHKP/C, Türkiye'de uzun yıllardır yasadışı eylemler gerçekleştiren ve hükümet karşıtı ideolojilerle bilinen bir terör örgütüdür. 2015 yılında, Savcı Kiraz, örgüt için bir tehdit haline gelmişti çünkü Berkin Elvan’ın davasını yürütürken, adaletin sağlanması adına önemli adımlar atıyordu. Kiraz’ın görevine sadık kalması ve dava sürecindeki kararlılığı, örgütün hedefi haline gelmesinde etkili oldu. Savcı Kiraz’ın Şehit Edilmesinin Ardından Yapılan Soruşturma Savcı Kiraz’ın ölümünün ardından başlatılan soruşturma, örgütün kirli planlarını gün yüzüne çıkardı. Yapılan araştırmalarda, saldırganların Yunanistan ile gerçekleştirdikleri telefon görüşmelerinde, savcının öldürülmesi talimatını aldıkları ortaya çıktı. İlgili soruşturmada, teröristlere silah temin eden ve onları barındıran şüpheliler de yakalandı.

Akın Gürlek kimdir? İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı hakkında merak edilenler Haber

Akın Gürlek kimdir? İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı hakkında merak edilenler

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek, son dönemde yürüttüğü önemli soruşturmalar ve aldığı kararlarla adından sıkça söz ettiriyor. Gürlek, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na atanmasının ardından da çarpıcı davalara imza attı. Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ ve menajer Ayşe Barım gibi isimlerin tutuklanmasına yol açan soruşturmalarla gündeme gelen Gürlek, özellikle CHP lideri Özgür Özel ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun eleştirilerine maruz kaldı. Bu olaylardan sonra adını sıkça duyduğumuz Akın Gürlek kimdir? İşte yanıtı... Akın Gürlek Kimdir? Nerelidir? 1982 doğumlu olan Akın Gürlek, Nevşehir’de dünyaya gelmiştir. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun olduktan sonra hakimlik kariyerine başlamıştır. Çeşitli il ve ilçelerde görev yaptıktan sonra İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi ve 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı görevlerinde bulunmuştur. 2022’de Adalet Bakan Yardımcılığı görevine atanan Gürlek, 2 Ekim 2024’te İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı olarak atanmıştır. Akın Gürlek’in Dikkat Çeken Davaları Gürlek, hâkim olarak görev yaptığı dönemde, özellikle muhalif figürlerin yargılandığı davalarda verdiği kararlarla gündeme gelmiştir. 2018’de Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) ve Halkın Hukuk Bürosu (HHB) üyelerinin yargılandığı davada ve 2019’da CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun sosyal medya paylaşımları nedeniyle aldığı ceza ile dikkatleri üzerine çekmiştir. Gürlek'in başkanı olduğu mahkeme, 2020 yılında gazeteci Can Dündar’ı “kaçak” ilan etmiş ve gayrimenkullerine el koyma kararı almıştır. Ayrıca, eski TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı’ya terör örgütü propagandası suçundan hapis cezası verilmiştir. Ekrem İmamoğlu ve Özgür Özel Akın Gürlek Hakkında Ne Dedi? İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek, özellikle Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında yaptığı açıklamalarla da gündeme gelmiştir. Özgür Özel, Gürlek'i "seyyar giyotin" olarak nitelendirirken, İmamoğlu da Gürlek'e yönelik eleştirilerde bulunmuştur. Bu açıklamalar üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu hakkında soruşturma başlatmıştır. Gürlek’e Yönelik Eleştiriler ve Destek Gürlek’e yönelik eleştiriler, özellikle muhalefet tarafından yoğunlaşırken, iktidar kanadından da tam destek açıklamaları gelmektedir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kimse yargı camiamıza parmak sallayamaz" diyerek başsavcıyı savunmuş, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir ise Gürlek’i "ülkesine ve milletine sadakatle bağlı bir hukuk insanı" olarak tanımlamıştır.

Yenidoğan çetesinin kan donduran yöntemleri ortaya çıktı Haber

Yenidoğan çetesinin kan donduran yöntemleri ortaya çıktı

Son günlerde kamuoyunun gündemine oturan "yenidoğan çetesi" skandalı, sağlık sistemindeki yolsuzlukları gözler önüne serdi. Soruşturma, İstanbul'da birçok özel hastaneye sızan bir çetenin, bebeklerin yoğun bakım ihtiyaçlarını suistimal ederek devletten haksız kazanç sağladığını ortaya çıkardı. Yoğun Bakım Usulsüzlükleri Çetenin sağlık çalışanları ile anlaşarak, yoğun bakıma ihtiyacı olmayan bebekleri çetenin işlettiği sağlık birimlerine yönlendirdiği anlaşıldı. İddianamede, bazı doktorların hasta yakınlarına daha iyi bakım imkanı sunduklarını ileri sürerek bu yönlendirmeleri yaptığı belirtildi. Normalde, bebeklerin yoğun bakıma ihtiyaçları olduğunda, doktorların 112 nakil birimini arayarak uygun hastanelerde yer bulması gerekiyor. Ancak, bazı 112 çalışanlarının bu süreci kendi özel telefonları ile yürütmesi ve hastaları kendi anlaştıkları hastanelere yönlendirmesi, ciddi bir yolsuzluk olarak değerlendirildi. İstanbul'da sağlık sistemi büyük zarar veren "Yenidoğan Çetesi" soruşturmasında, çetenin bebekleri kar amacıyla işletilen özel hastane birimlerinde uzun süre kullanılmakta, SGK ve hasta tarafından tutulan yüksek faturalar tahsil edilerek gereksiz tıbbi işlemler yapılarak tespit edilmektedir. İddianamede, çetenin başını açan Doktor Fırat Sarı'nın, bazı 112 çalışanlarını ve sağlık birimindeki diğer personelleri maaş ve prim sistemleriyle çeteye bağladığı belirtildi. Çete, hasta bebeklerin gerçek varlığını gizleyerek, sahte tahlil ve evraklarla tedavi faturalarını şişiriyordu. Çetenin İşleyiş Şeması 112 İşbirliğiyle Bebek Sevkleri: Çete, bazı 112 çalışan ile anlaşarak hasta bebeklerin kendi işleyişini başlatma ünitelerine sevk edilmesini sağlıyordu. Bebeklerin iyileşmelerinden ziyade uzun süre ünitede kalması çeteye kâr getiriyordu. Gereksiz Yoğun Bakım İşlemleri: Çete, durumu stabil olan bebekleri yoğun bakıma alarak burada daha uzun süre kullanıyor ve SGK'ya sahte belgelerle yüksek ödemeler çıkarıyordu. İlaç Satışı ve Usulsüz Kira Gelirleri: Çete, hastanedeki doğum birimlerini değişikliklerine aykırı olarak farklı sağlık çalışanlarına kiralıyor, kullanmadığı yatırımları satıyor ve elde edilen kazançları paylaşmak üzere örgütlenmiş bir yapıyı sürdürüyordu. Bebeklerin Ölüm Kayıtları Gizleniyordu: İddianamede yer alan bir başka dökülen ayrıntılar ise, çetenin ölümle bazı bebekleri gizleyerek, SGK'dan kazanç elde etmek amacını taşıyor. Bebek ölümlerini örtbas etmek için tahlil sonuçları sürekli çete, hastanelerdeki işbirlikçi doktorlar sayesinde SGK'yı sürekli olarak yanıltıyordu. Yenidoğan Çetesi İddianamesi Kabul Edildi Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi, yenidoğan çetesi iddianamesini kabul etti; ancak savcının bazı talepleri mahkemece reddedildi. Gazeteci Emrullah Erdinç’in edindiği bilgilere göre, yenidoğan çetesi ile ilgili hazırlanan iddianame Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. İddianamede, adı geçen hastanelerin ve tüzel kişiliklerin suçta kullanıldığı, bebeklerin yaşam hakkının ihlal edildiği, usulsüz TPN sözleşmeleri yapıldığı ve hijyenik olmayan ortamlarda hazırlanan besleyici sıvıların kullanıldığı belirtiliyor. Savcı, söz konusu hastanelerin kapatılmasını ve mal varlıklarına el konulmasını talep etmişti. İddianamede, "Yenidoğan bebeklerin yaşam hakkının elinden alındığı, gerekli vitamin, mineral, magnezyum ve protein desteğinin verilmediği" vurgulandı. Ancak mahkeme, savcının bu taleplerini kabul etmedi. Özellikle bazı hastane sahiplerinin tutuklanmasına gerek görülmediği ifade edildi. Savcının iddiaları arasında, "hijyenik olmayan ortamlarda hazırlanan ve yeterli şartları taşımayan besleyici sıvıların" kullanılmasıyla bebek ölümlerine yol açıldığı yer aldı. İlk duruşmaya kadar yapılması gereken işlemler ve duruşma günü belirlenmesi amacıyla hazırlanan tensip tutanağında, mahkemenin savcının taleplerini neden reddettiği ise henüz açıklanmadı. İLK DURUŞMA 18 KASIM'DA İlk Duruşma 18 Kasım'da Yargı sürecinin başlamasıyla, çetenin sağlık sisteminin nasıl sızdığı, bölgelerinin nasıl mağdur olduğu ve devletin kişilere nasıl zarar verdiği daha ayrıntılı bir şekilde ortaya çıkacak.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
İLKHABER-Gazetesi En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.