SON DAKİKA

#savaş

İLKHABER-Gazetesi - savaş haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, savaş haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

2035: Gelecek ne getirecek? Üçüncü dünya savaşı çıkacak mı? İşte Atlantic Council anketinin bulguları Haber

2035: Gelecek ne getirecek? Üçüncü dünya savaşı çıkacak mı? İşte Atlantic Council anketinin bulguları

Dünya, önümüzdeki 10 yıl içinde büyük bir değişim sürecine girecek. Küresel güçlerin politikaları, teknolojik gelişmeler ve çevresel değişiklikler, gelecekteki dünya düzenini şekillendirecek. Yapılan araştırmalara göre, bu dönüşümün etkileri, hem ekonomik hem de sosyal yapılar üzerinde derin izler bırakacak. Küresel güvenlik uzmanları, savaş, iklim değişikliği, ekonomik krizler ve teknolojik gelişmeler gibi büyük tehditlerle karşı karşıya kalacağımızı öngörüyor. Peki, bu tehditler kaçınılmaz mı? Gelecekteki dünya nasıl bir yer olacak? Uzmanların görüşlerine göre, 2035 yılına kadar dünya, bugünkünden çok daha farklı bir yapıya bürünecek. Üçüncü Dünya Savaşı: Küresel Güçler Çatışacak mı? Uluslararası ilişkiler uzmanları, 2035 yılına kadar dünya çapında büyük bir savaşın patlak vermesinin olasılığının yüksek olduğunu öngörüyor. Özellikle ABD, Çin ve Rusya gibi küresel güçlerin dahil olacağı bir Üçüncü Dünya Savaşı, nükleer silahlar ve uzayda savaş gibi teknolojik gelişmelerle şekillenecek. Nükleer Silahlar ve Uzayda Savaş: Uzmanların %40,5’i, büyük güçlerin dahil olacağı bir savaşın nükleer silahlar ve uzayda savaş gibi gelişmeleri kapsayacağına inanıyor. 2019 yılında ABD’nin Uzay Kuvvetleri’ni kurması, bu öngörünün doğruluğunu artıran önemli bir işaret olarak kabul ediliyor. Yeni Küresel İttifaklar: Anket katılımcılarının %47,4’ü, Çin'in Rusya, İran ve Kuzey Kore ile yeni bir ittifak kuracağına inanıyor. Bu ittifak, olası bir küresel çatışmanın seyrini daha da karmaşık hale getirebilir. İklim Değişikliği: Geleceğin En Büyük Tehdidi Savaş tehditlerinin yanı sıra, dünyayı tehdit eden en önemli faktörlerden biri de iklim değişikliği. Yapılan anketlere göre, iklim değişikliği, gelecekteki en büyük küresel tehditlerden biri olarak öne çıkıyor. İklim Değişikliğine Karşı Küresel İşbirliği: Katılımcıların %29,9'u, önümüzdeki 10 yıl içinde iklim değişikliğinin en büyük tehdit olacağına inanıyor. Havanın ısınması, aşırı hava olayları ve doğa felaketleri, dünya çapında daha fazla iş birliğini gerektirecek. Çevresel Tehditler ve Felaketler: Orman yangınları, kasırgalar ve deniz seviyelerinin yükselmesi gibi felaketler, insanların yaşam alanlarını tehdit etmeye devam edecek. Yeni Salgın Riski: 2035’te Yeni Bir Pandemi Olabilir mi? Pandemi, son yıllarda dünyayı etkileyen en büyük küresel krizlerden biriydi. Uzmanlar, bir sonraki salgın riskinin 2035 yılına kadar devam edeceği konusunda uyarıyor. Ancak, pandemilerin küresel tehditler arasında en büyük tehdit olmayacağı öngörülüyor. Salgın Riski ve Hazırlık: Uzmanların %1,7’si, yeni bir küresel salgının dünya için en büyük tehdit olacağını düşünüyor. Ancak çoğunluk, iklim değişikliği ve savaş gibi diğer tehditlerin daha acil ve büyük olacağı görüşünde. Ekonomik Düşüş: Borçlar ve Küresel Krizler Uluslararası stratejistler, dünya genelindeki ekonomik sorunlar ve artan mali borçların, gelecekte büyük bir kriz yaratabileceğine dikkat çekiyor. Doların Gücü Zayıflayabilir: Amerika'nın ekonomik ve diplomatik gücünün, artan borçlar ve siyasi gerilimler nedeniyle zayıflayabileceği öngörülüyor. Bu durum, küresel ekonomik dengeleri bozabilir ve yeni ticaret savaşlarına yol açabilir. Yeni Kriz Senaryoları: Küresel borçların, dünya ekonomisini felç etmesi ve büyük bir ekonomik krize yol açması mümkündür. Ancak bu senaryonun gerçekleşmesi için daha fazla ekonomik dengesizlik ve belirsizlik gerekecek. Yapay Zeka ve Otomasyon: Küresel Değişim Getiriyor Yapay zeka (YZ) ve otomasyon gibi teknolojik gelişmeler, gelecek 10 yılda dünya düzenini şekillendiren önemli faktörler arasında yer alıyor. Stratejistler, YZ'nin hem olumlu hem de olumsuz etkiler yaratabileceğini belirtiyor. Olumlu Etkiler: Katılımcıların %58’i, yapay zekanın küresel meselelerde olumlu bir etki yaratacağına inanıyor. Özellikle sağlık, enerji verimliliği ve çevre koruma gibi alanlarda yapay zekanın büyük katkılar sağlayabileceği düşünülüyor. İş Gücü Üzerindeki Etkiler: Ancak YZ ve otomasyonun, iş gücü üzerinde olumsuz etkiler yaratacağı, işsizlik oranlarını artıracağı ve ekonomik eşitsizliği derinleştireceği endişeleri de mevcut. Küresel Güvenlik ve Demokrasi Krizi: Siyasi Yapılar Zayıflıyor Demokrasi ve özgürlükler, gelecekteki küresel tehditlerin bir parçası olarak görülüyor. Birçok uzman, dünya çapındaki demokratik sistemlerin zayıflamaya devam edeceğini ve demokratik bunalım yaşanacağını öngörüyor. Siyasi Gerilimler: Uluslararası güvenlik ve siyasi gerilimler, dünya çapında daha fazla çatışmaya yol açabilir. Özellikle Orta Doğu’da, İsrail ve Suudi Arabistan’ın ilişkilerindeki normalleşme, bölgesel güvenliği yeniden şekillendirebilir. Diktatörlük ve Otoriter Rejimler: Demokrasilerin gerilemesi ve otoriter rejimlerin güç kazanması, küresel barışı tehdit edebilir. 2035: Gelecek Ne Getirecek? Gelecekteki dünya düzeni, yalnızca savaş ve iklim değişikliği gibi tehditlerle değil, aynı zamanda teknolojik gelişmeler ve ekonomik krizlerle de şekillenecek. Uzmanlar, bu tehditlerin birçoğunun kaçınılmaz olduğunu düşünse de, insanlığın bu tehlikeleri nasıl yöneteceği ve küresel iş birliği sağlama yeteneği, geleceği belirleyecek. Dünya, büyük bir dönüşümün eşiğinde ve bu dönüşüm, sadece devletler ve büyük güçler değil, her birimizi etkileyecek. 2035 yılına kadar, daha sürdürülebilir, adil ve güvenli bir dünya yaratmak mümkün mü? Gelecek, küresel iş birliği ve yeni teknolojilerin doğru kullanımı ile şekillenecek gibi görünüyor.

Macron: “Rusya Avrupa için tehdit” Haber

Macron: “Rusya Avrupa için tehdit”

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Ukrayna’daki savaşın geldiği noktayı ve Rusya'nın Avrupa için oluşturduğu tehlikeyi değerlendirdi. Macron, Avrupa’nın Ukrayna’ya verdiği desteğin devam etmesi gerektiğini belirterek, Fransa’nın bu süreçteki rolüne dair önemli açıklamalarda bulundu. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Ukrayna'daki savaşın üçüncü yılına girerken, Fransa ve Avrupa'nın Ukrayna'ya verdiği desteğin önemini bir kez daha vurguladı. Macron, Rusya'nın sadece Ukrayna için değil, Avrupa için de bir tehdit oluşturduğunu belirterek, Fransa’nın bu savaşta aktif bir destekçi olmaya devam edeceğini söyledi. “Rusya’nın Savaşının Küresel Bir Çatışmaya Dönüşme Riski Var” Macron, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırılarını sadece bölgesel değil, küresel bir tehdit olarak tanımladı. Rusya'nın Avrupa'nın sınırlarını ihlal ettiğini, muhalifleri öldürdüğünü, Romanya ve Moldova’daki seçimleri manipüle ettiğini, ayrıca Avrupa’daki hastanelere siber saldırılar düzenlediğini belirtti. “Rusya, 2030 yılına kadar ordusunu 300 bin asker, 3 bin tank ve 300 savaş uçağıyla genişletmeyi planlıyor. Böyle bir durumda, Rusya'nın yalnızca Ukrayna'da duracağını kim düşünebilir?” dedi. "Moskova'nın Verdiği Sözlerine Güvenilmez" Ukrayna'nın barışa ulaşmasının, Rusya'nın dikte ettiği şartlarla olamayacağını belirten Macron, geçmişteki Minsk Anlaşmaları'nı hatırlatarak Moskova'nın verdiği sözlerin ihlal edildiğini vurguladı. “Ukrayna'nın barış ve güvenlik içinde yaşama hakkı var ve bu, Avrupa'nın güvenliği için de kritik bir konu” diyerek Fransa’nın Ukrayna’ya desteğinin süreceğini belirtti. Macron, “Ukrayna'nın müzakere yoluyla sağlam bir barışa ulaşana kadar direnmeyi sürdürmesi için desteğimizi devam ettirmeliyiz” dedi. Avrupa'nın Güvenliği İçin Yeni Yatırımlar Macron, Fransa'nın Avrupa'nın savunmasını güçlendirmek için yeni yatırımlar yapacağını, ancak bu süreçte vergilerin artırılmayacağını açıkladı. “Ordumuzun bütçesini son 10 yılda iki katına çıkardık. Yeni tehditler nedeniyle ek yatırımlar yapmamız gerekiyor. Bu yatırımlar hem özel hem de kamu kaynaklarıyla finanse edilecek, ancak vergiler artırılmayacak” şeklinde konuştu. “Avrupa'nın Geleceği Washington Ya da Moskova’da Belirlenmemeli” Fransa'nın NATO ve ABD ile olan işbirliğine bağlı kaldığını belirten Macron, Avrupa'nın savunma ve güvenlik konusunda daha bağımsız olması gerektiğine dikkat çekti. “Avrupa'nın geleceği Washington ya da Moskova'da belirlenmemeli” ifadelerini kullandı. “Belki de Avrupa Güçleri Ukrayna’da Barışı Garanti Altına Almalı” Macron, Avrupa'nın Ukrayna'daki barış sürecine daha fazla dahil olması gerektiğini belirtti. “Belki de Ukrayna'da barışı garanti altına almak için Avrupa güçlerinin devreye girmesi gerekecek. Bu birlikler cephede savaşmayacak, ancak barış anlaşmasının tam anlamıyla uygulanmasını denetleyecek” dedi. Fransa’nın Nükleer Gücü Avrupa’nın Güvenliği İçin Kritik Macron, Fransa'nın nükleer gücünün Avrupa'nın güvenliğinin temel unsurlarından biri olduğunu belirterek, Fransa'nın Avrupa müttefiklerini koruma konusunda nükleer caydırıcılık politikasını tartışmaya açacağını söyledi. “Son karar her zaman Fransa Cumhurbaşkanı’nın elinde olacak” diyerek, nükleer gücün Fransa için stratejik öneme sahip olduğunu vurguladı. ABD’nin Gümrük Vergilerine Tepki Macron, ABD’nin Avrupa’dan ithal edilen ürünlere koymayı planladığı ek gümrük vergisini eleştirerek, bu kararın Avrupa ve ABD ekonomileri için olumsuz sonuçlar doğuracağına dikkat çekti. Macron, Trump yönetiminin aldığı bu kararın Avrupa'nın ekonomik zorluklarını daha da artıracağını belirtti ve Fransa'nın yeni politikalar geliştireceğini ifade etti. "Barışın Meyvelerini Artık Göremeyecek Bir Nesiliz" Macron, “Özgürlük ve barış için mücadele etmeye devam edeceğiz. Avrupa ekonomik gücü, askeri kapasitesi ve insan kaynağıyla bu dönemin zorluklarına yanıt verebilir” dedi. “Barışın meyvelerini artık göremeyecek bir nesiliz. Ama eğer bugün doğru adımları atarsak, çocuklarımız yarın bu mücadelenin karşılığını alacak” şeklinde konuşarak geleceğe yönelik umutlu bir mesaj verdi.

Macron'dan çarpıcı "Rusya" açıklaması: Avrupa'daki tüm komutanlarla toplantı yapacağız Haber

Macron'dan çarpıcı "Rusya" açıklaması: Avrupa'daki tüm komutanlarla toplantı yapacağız

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Ukrayna-Rusya savaşının ilerleyişine dair endişelerini dile getirerek, Rusya'nın sadece Ukrayna ile yetinmeyeceğini ve tüm Avrupa için büyük bir tehdit oluşturduğunu ifade etti. Macron, gelecek hafta Paris'te tüm Avrupa ordu komutanlarının katılacağı önemli bir toplantı düzenlemeyi planladığını açıkladı. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Rusya'nın Ukrayna'daki askeri saldırıları devam ederken, Avrupa'nın güvenliği konusunda çarpıcı açıklamalarda bulundu. Macron, Rusya'nın sadece Ukrayna'yı hedef almadığını, Fransa ve Avrupa için büyük bir tehdit oluşturduğunu belirterek, Avrupa'nın güvenliği için stratejik bir adım atmaya karar verdiklerini söyledi. Macron, “Rusya, Fransa ve Avrupa için bir tehdit haline geldi” ifadelerini kullandı. Avrupa'daki güvenliği sağlamak adına önemli bir adım attıklarını vurgulayan Macron, gelecek hafta Paris’te tüm Avrupa ordu komutanlarının katılacağı bir toplantı düzenleyeceklerini açıkladı. Bu toplantının, Avrupa'nın güvenliğine dair stratejik bir tartışma başlatmak için çok önemli olduğunu belirtti. Macron, Avrupa'nın geleceği hakkında da çarpıcı bir görüş ortaya koydu. “Avrupa'nın geleceği, Rusya ya da Washington tarafından belirlenmeyecek” diyen Macron, Fransa’nın nükleer caydırıcılığıyla Avrupa'daki müttefiklerini koruma stratejisinin tartışılacağını ifade etti. “Müstakbel Alman Şansölyesinin tarihi çağrısına yanıt olarak bu stratejiyi başlatmaya karar verdim” diyen Macron, Avrupa'nın yalnızca Amerika'nın değil, kendi güvenliğini de kendi içindeki müttefiklerle birlikte sağlaması gerektiğini vurguladı. Macron: ''Bugünün Rusya’sının yalnızca Ukrayna ile yetineceğine kim inanabilir?'' Ayrıca, Macron, yarın Brüksel’de yapılacak olan olağanüstü zirveye de dikkat çekerek, burada 27 Avrupa devlet ve hükümet başkanının bir araya geleceğini ve önemli adımlar atılacağını söyledi. Macron, “Bugünün Rusya’sının yalnızca Ukrayna ile yetineceğine kim inanabilir? Ukraynalıların direnmesine yardımcı olmaya devam etmeliyiz” diyerek, Avrupa'nın Ukrayna'ya desteğinin süreceğini belirtti.

Suriye'deki Esad rejiminin yıkılmasıyla Suriyeliler memleketlerine dönmeye başladı Haber

Suriye'deki Esad rejiminin yıkılmasıyla Suriyeliler memleketlerine dönmeye başladı

Suriye'deki iç savaş nedeniyle Türkiye'ye sığınan Suriyeliler, 11 yıl sonra yeniden açılan Hatay'daki Yayladağı Sınır Kapısı'ndan ülkelerine dönmeye başladı. Türkiye'nin Suriyelilere sağladığı güvenli geri dönüş süreci hızla devam ederken, işlemler için yeni tedbirler ve düzenlemeler hayata geçirildi.Yeni düzenlemelerle, geçiş işlemleri hızlandırılırken, Suriyelilerin güvenli ve onurlu bir şekilde geri dönmeleri için gerekli tüm insani tedbirler alındı. Göç İdaresi Mobil Hizmet Birimi de süreç boyunca Suriyelilere yardımcı olmak için sınır kapısında konuşlandırıldı. "Babamın Mezarı, Ailem ve Ülkeme Dönmek İstiyorum" Adana'da yaşayan 15 yaşındaki Cemile, babasının Esad rejimi tarafından öldürülmesinin ardından ülkesine dönme kararı aldı. Cemile, "Babam Ahmet, Esad bombasıyla öldü. Ülkeme dönüp onun hiç gidemediğim mezarına gitmek istiyorum" diyerek, yıllardır özlemini çektiği babasının mezarına kavuşma arzusunu dile getirdi.  “Türkiye'de çok mutlu olduk. Şimdi geri dönmeye hazırlanıyoruz” Suriye'den gelen diğer Suriyeli göçmenler de Türkiye'deki misafirperverlikten duydukları memnuniyeti dile getiriyor. Kahramanmaraş'ta esnaflık yapan Suriyeliler, ülkelerine dönmek için hazırlıklara başladıklarını ifade etti. Hasan Osman, “Türkiye'de çok mutlu olduk. Şimdi geri dönmeye hazırlanıyoruz” derken, Ahmet Şeab ise “11 yıl oldu geleli, şimdi evimize döneceğiz. Erdoğan’a teşekkür ederim” diyerek, Türkiye’ye olan minnettarlığını belirtti. Türkiye'ye Minnettarlık Esad rejiminin yıkılmasının ardından Suriye'ye geri dönen Suriyeliler, Türkiye’ye olan minnettarlıklarını dile getirdi. Enver Şerif, yaşadıklarını anlatırken, "Esad gitti, çok güzel oldu. Türkiye'ye çok teşekkür ediyorum. Hastanede, okulda yardım etti. Türkiye kardeş, hepinizden Allah razı olsun" ifadelerini kullandı.

Altın fiyatları, Suriye'deki gelişmelerle dalgalandı! İşte 8 Aralık 2024 güncel altın fiyatları Haber

Altın fiyatları, Suriye'deki gelişmelerle dalgalandı! İşte 8 Aralık 2024 güncel altın fiyatları

Suriye'deki rejim değişikliği ve bölgedeki sıcak gelişmeler, küresel piyasalarda büyük etkilere yol açarken, Türkiye'deki altın fiyatlarını da doğrudan etkiledi. Beşşar Esad rejiminin sona erdiği haberinin ardından, özellikle Türk lirası ve altın fiyatlarında dalgalanmalar gözlemlendi. 8 Aralık 2024 itibarıyla gram altın fiyatı 2.942 TL'yi bulurken, çeyrek altın 4.950 TL seviyelerinde işlem görmeye devam ediyor. Suriye'deki gelişmeler, sadece bölgedeki güvenlik dengelerini değil, küresel finans piyasalarını da etkiliyor. Altın, dünya çapında güvenli liman olarak görüldüğü için, savaş, istikrarsızlık ve rejim değişiklikleri gibi siyasi faktörler, değerinin artmasına neden olabiliyor. Son dönemdeki gelişmelerin ardından, yatırımcılar altın gibi değerli metallerdeki yükselişe yönelirken, Suriye'deki belirsizlikler de altın fiyatlarında kısa vadeli dalgalanmalara yol açtı. Döviz Kurları ve Altın Arasındaki İlişki Döviz kurlarındaki hareketlilik, altın fiyatlarıyla doğrudan ilişkilidir. Özellikle Türk lirasındaki değer kaybı, altının TL cinsinden değerinin yükselmesine neden oluyor. Son günlerde yaşanan bu gelişmeler, altına olan talebi artırırken, yatırımcılar birikimlerini korumak için gram altın, çeyrek altın gibi yatırım araçlarına yönelmeye başladı. Piyasaların kapanışına doğru, altının ons fiyatı 2.631 dolar seviyelerine yükselirken, bu durum yerel piyasalarda altın fiyatlarının artmasına yol açtı. Altın Fiyatları Ne Olur? Suriye'deki gelişmelerin yanı sıra, küresel ekonomik dalgalanmalar ve ABD'nin dış politikası da altın fiyatlarını etkilemeye devam edecek. Uzmanlar, altın fiyatlarının 2024 yılı sonuna kadar daha fazla yükselmesi olasılığının bulunduğunu belirtiyor. Küresel jeopolitik riskler ve Suriye'deki gelişmeler, altının değer kazanmasına neden olabilirken, yatırımcıların dikkatle takip etmeleri gereken bir dönemdesiniz. Canlı Altın Fiyatları (8 Aralık 2024): Gram Altın: 2.942,43 TL (alış), 2.942,91 TL (satış) Çeyrek Altın: 4.893,00 TL (alış), 4.950,00 TL (satış) Tam Altın: 19.570,00 TL (alış), 19.723,00 TL (satış) Cumhuriyet Altını: 20.003,00 TL (alış), 20.306,00 TL (satış) Yarım Altın: 9.815,00 TL (alış), 9.899,00 TL (satış) Piyasaların Suriye'deki gelişmelerin etkisiyle nasıl şekilleneceği merakla bekleniyor. Altın fiyatlarının önümüzdeki günlerde artıp artmayacağı ise küresel ekonomik gelişmelere ve siyasi belirsizliklere bağlı olacak. 

Suriye'de tarihi dönüm noktası: Muhalifler Şam'ı ele geçirdi, Baas rejimi sona erdi Haber

Suriye'de tarihi dönüm noktası: Muhalifler Şam'ı ele geçirdi, Baas rejimi sona erdi

Suriye'deki iç savaşta tarihi bir gelişme yaşandı. Muhalif gruplar, yıllardır Esad rejiminin kontrolünde bulunan başkent Şam'ı ele geçirdi. Şam'da kontrolü sağladıklarını duyuran muhalifler, "Zalim Beşar Esad kaçtı, Şam şehrini özgür ilan ediyoruz" açıklamasında bulundu. Şam'ın düşmesiyle birlikte, Suriye'nin 61 yıllık Baas rejiminin sona erdiği belirtildi. Baas Yönetimine Son: Yeni Bir Dönem Başladı Muhalifler, yaptıkları açıklamada, Baas yönetiminin 50 yıl süren baskı, 13 yıl süren suçlar, zulüm ve zorla yerinden edilmenin ardından sona erdiğini vurgulayarak, “Bugün, Suriye için yeni bir dönemin başladığını ilan ediyoruz” dedi. Ülke dışında yaşayan Suriyelilere de seslenen muhalifler, “Özgür Suriye’ye dönün. Şam, Beşar Esad’sız artık özgür!” ifadelerini kullandı. Ebu Muhammed El Cevlani'den Sert Uyarılar: Kamu Kurumlarına Yaklaşmak Yasak HTŞ lideri Ebu Muhammed El Cevlani, Şam’daki resmi kurumlara yaklaşılmaması gerektiğini duyurdu. Cevlani, “Şam kentindeki tüm askeri güçlere, resmi olarak teslim edilene kadar eski başbakanın gözetiminde kalacak olan kamu kurumlarına yaklaşmak kesinlikle yasaktır. Ayrıca havaya ateş açmak da yasaktır” dedi. Esad’ın Şam’dan Kaçtığı İddia Edildi Suriye ordusuna yakın kaynaklardan gelen açıklamalara göre, Beşar Esad, bilinmeyen bir yere gitmek üzere Şam’dan ayrıldı. Reuters'a konuşan iki üst düzey ordu yetkilisi, Esad’ın radardan kaybolduğunu ve muhtemelen uçak transponderinin kapalı olduğunu belirtti. Bir diğer yetkili ise Esad’ın uçağının düşürülmüş olabileceğini öne sürdü. Humus ve Kusayr de Ele Geçirildi: Muhalifler Başarılarını Sıralıyor Şam’daki zaferin ardından, muhalif gruplar Suriye’nin merkezindeki Humus şehrini de tamamen kontrol altına aldı. Humus’taki başarılı operasyonu yöneten komutan Hasan Abdul Ghany, şehri "tamamen özgürleştirdiklerini" duyurdu. Ayrıca Lübnan sınırına yakın Kusayr kenti de muhaliflerin eline geçti.

HTŞ nedir? HTŞ açılımı nedir? Lideri kimdir? Haber

HTŞ nedir? HTŞ açılımı nedir? Lideri kimdir?

27 Kasım’da, Hey'etu Tahrîri'ş-Şâm (HTŞ) öncülüğündeki Suriyeli muhalifler, Beşşar Esad rejimine karşı büyük bir ayaklanma başlattı. HTŞ’nin liderlik ettiği bu operasyon, Suriye’nin Halep şehrine yönelik gerçekleştirilen saldırılarla dikkat çekti. Bazı iddialara göre, Esad’a ait fotoğraflar ele geçirilmiş ve rejime karşı moral bozucu bir propaganda yapılmıştı. Dünya, HTŞ’nin başını çektiği bu büyük operasyonu konuşurken, örgütün kimlerden oluştuğu ve liderlerinin kim olduğu da merak konusu oldu. Peki, HTŞ nedir? Açılımı ne anlama gelir? Liderleri kimdir? İşte detaylar... HTŞ NEDİR? HTŞ AÇILIMI NEDİR? HTŞ (Hey'etu Tahrîri'ş-Şâm), Arapça'da "Şam Kurtuluş Heyeti" olarak bilinen, Suriye İç Savaşı'na katılan selefi cihadist bir örgüttür. 28 Ocak 2017'de bir dizi silahlı grup ve hareketin birleşmesiyle kuruldu. Bu gruplar arasında Cebhe Fetih el-Şam (eski adıyla el-Nusra Cephesi), Ensaruddin Cephesi, Ceyşu's-Sünne, Liva El-Hak ve Nureddin Zengi Hareketi yer alıyordu. Bu birleşim sonucunda ortaya çıkan HTŞ, başlangıçta el-Kaide'nin Suriye şubesi olarak kabul edilse de, örgüt kendi bağımsızlığını ilan etmiş ve El-Kaide ile olan bağlarını reddetmiştir. HTŞ'nin en önemli hedeflerinden biri, Suriye'deki mevcut rejime karşı mücadele etmek ve ülkeyi "İslami emirlik" olarak şekillendirmektir. Bu örgüt, özellikle Suriye'nin İdlib bölgesinde güçlü bir varlık gösterirken, aynı zamanda Suriye'nin diğer bölgelerinde de etkili olmaya çalışmaktadır. Örgütün liderliğini Ebu Muhammed el-Colani yapmaktadır. Colani, 2017 yılından itibaren HTŞ'nin başında bulunuyor ve ABD'nin onu yakalamak için ödül koyduğu bilinen bir figürdür. 27 Kasım günü HTŞ'nin liderlik ettiği Suriyeli muhalifler, rejime karşı ayaklandı. Beşşar Esad'a ait bazı fotoğrafların ele geçirildiği iddia edildi. HTŞ'nin başı çektiği muhalifler, Halep'e karşı büyük bir operasyon başlattı. Ordu sırasıyla Halep, İdlib’in tamamı, Hama ve Humus’ta kontrolü kaybetti.  Suriye Başbakanı Muhammed Gazi el-Celali ‘ülkeyi terk etmeyeceğini’ açıkladı: “Bu sabah iktidarı devretmeye hazır olarak bakanlar kurulunda olacağım.” ‘Kamu kurumlarına yaklaşmak kesinlikle yasaktır’ HTŞ lideri de Colani de sosyal medya hesabından başbakanı işaret etti ve örgüt militanlarına çağrı yaptı: “Kamu kurumlarına yaklaşmak kesinlikle yasaktır. Bu kurumlar, resmen devredilene kadar eski Başbakanın gözetimi altında kalacaktır. Havaya ateş açılması da yasaktır.” ‘Özgür devrimciler, başınız eğik ve alçakgönüllü şekilde Şam’a girin’ Colani ardından ikinci bir açıklama yaptı: “Kardeşlerim, özgür devrimciler; başınız eğik ve alçakgönüllü bir şekilde Şam’a girin, iyi davranın ve onları koruyun. Kamu kurumlarını ve mallarını koruyun. Onlar büyük Suriye halkına aittir ve siz de onların koruyucularısınız. Gelin; yakın tarihin en büyük devriminin zaferini birlikte inşa edelim.” HTŞ Terör Örgütü mü? ABD, BM ve Türkiye'nin HTŞ'yi bir terör örgütü olarak değerlendirdiği biliniyor. HTŞ VE ÖSO aynı mı? Suriye Millî Ordusu, önceki ismiyle Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) veya Türk destekli Özgür Suriye Ordusu (TÖSO), Suriyeli muhalif örgütleri kapsayan ve çoğunluğu Suriyeli Arap ve Türkmen milislerden oluşan koalisyon. 30 Mayıs 2017'de Türkiye'nin himayesinde kurulmuştur ve Haziran 2011'den bu yana Suriye İç Savaşı'nda faaliyet gösteren muhalif örgütleri kapsamaktadır. Çoğunlukla Türkiye tarafından gerçekleştirilen Şah Fırat Operasyonunu, Afrin Operasyonu veya benzer operasyonlara katılan grup, müttefik olan aktif ülkenin bir parçası olarak hareket etmiştir. Suriye Ulusal Ordusu'nun oluşumu olarak 30 Aralık 2017'de Azez'de ilan edildi. Grubun genel amacı, destek aldıkları Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının Suriye'de "güvenli bölge" yaratma ve Fırat Kalkanı Operasyonu ve Hawar Kilis Operasyon Odası'nın kazandırdığı topraklarda faaliyet gösterecek bir Ulusal Ordu kurulması konusunda yardımcı olmaktır. Ordu, Türkiye tarafından desteklenmekle brlikte kendi içinde TÖSO'dan ayrı bir Serbest Polis Teşkilatı kanuni muafiyeti vardır.

Adana Tabip Odası, savaşın sağlık üzerindeki etkilerini tartıştı Haber

Adana Tabip Odası, savaşın sağlık üzerindeki etkilerini tartıştı

Adana Tabip Odası tarafından düzenlenen “Ortadoğu’da Savaş Nereye Gidiyor, Hedefleri Neler, Savaş, Göç ve Sağlık” başlıklı panel, büyük bir katılımla gerçekleştirildi. Panelin açılış konuşmasını Adana Tabip Odası Başkanı Uzm. Dr. Özden Polatöz yaptı. Etkinlik öncesinde, panelistlerden Gazeteci Faik Bulut katılımcılar için kitaplarını imzalayarak kısa bir söyleşi gerçekleştirdi. Dr. Polatöz, "Savaşlar, sağlık sistemini çökertmekte ve sağlık hizmetlerine erişimi ciddi şekilde kısıtlamaktadır" diyerek savaşın sağlık üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekti. Panelde Gazeteci Faik Bulut ve İslam Özkan, Ortadoğu’daki savaşların toplumsal ve sağlık üzerindeki etkilerini geniş bir perspektifle değerlendirdiler. Etkinlikten önce, panelistlerden Gazeteci Faik Bulut, katılımcılar için kitaplarını imzalayarak kısa bir söyleşi gerçekleştirdi. Ardından, Dr. Polatöz , “Panelimize hoş geldiniz. Gazeteci Faik Bulut ve Gazeteci İslam Özkan gibi değerli panelistlerimizi burada görmekten mutluluk duyuyoruz. Etkinliğin moderatörlüğünü üstlenen Dr. Halit Atik’e de teşekkür ederiz” diye ifade etti. “Savaş, sağlık sistemini çökertmekte ve sağlık hizmetlerine erişimi ciddi oranda kısıtlamaktadır” Dr. Polatöz, “Savaşlar, çocuklar, kadınlar ve engelliler gibi dezavantajlı grupları en çok etkileyen olaylardır. Savaş, sağlık sistemini çökertmekte ve sağlık hizmetlerine erişimi ciddi oranda kısıtlamaktadır. Bugün okuduğum Birleşmiş Milletler verilerine göre, Gazze’de hayatını kaybedenlerin %70’ini çocuklar ve kadınlar oluşturmaktadır” şeklinde konuştu. Etkinlikte sağlık çalışanları ve halk arasında farkındalık yaratmayı amaçladı Panelde gazeteciler Faik Bulut ve İslam Özkan, Ortadoğu’daki savaşların hedefleri, bu çatışmaların geleceği, toplumsal yaşam ve sağlığa etkileri üzerine kapsamlı değerlendirmelerde bulundular. Etkinliğin moderatörlüğünü üstlenen Dr. Halit Atik de bölgedeki insani krizlere dair analizleriyle katkıda bulundu. Bu etkinlik, savaş, göç ve sağlığın kesişim noktalarına dikkat çekerek sağlık çalışanları ve halk arasında farkındalık yaratmayı amaçladı.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
İLKHABER-Gazetesi En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.