TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Sanayi ve Teknoloji Bakanı

İLKHABER-Gazetesi - Sanayi ve Teknoloji Bakanı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sanayi ve Teknoloji Bakanı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

TEKNOFEST Akdeniz Teknoloji Yarışmaları'nın Finali Antalya'da yapılıyor Haber

TEKNOFEST Akdeniz Teknoloji Yarışmaları'nın Finali Antalya'da yapılıyor

Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali (TEKNOFEST) Akdeniz Teknoloji Yarışmaları'nın finali Antalya'da gerçekleştiriliyor. TEKNOFEST alanını ziyaret eden Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “ANFAŞ'ta gerçekleştirdiğimiz 25 yarışma finali heyecanın zirveye çıktığı anlar ve inanıyorum ki; buralardan çıkan geleceğin Aziz Sancarları, Selçuk Bayraktarları, Türkiye'yi geleceğe taşıyacak” dedi. TEKNOFEST kapsamında 25 alanda düzenlenen teknoloji yarışmalarının finali, ANFAŞ Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi ev sahipliğinde devam ediyor. 8 Eylül'de sona erecek festival alanını ziyaret eden Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, gençlerin hazırladığı projeleri inceleyerek, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Kacır, milli teknoloji hamlesinin Türk gençliği ile buluşma noktası olan TEKNOFEST'i bu yıl Akdeniz şehirlerinde gerçekleştirdiklerini söyledi. Bakan Kacır: “TEKNOFEST, Türk gençliğinin milli teknoloji hamlesinin öncüsü olmaya devam edecek” Bakan Mehmet Fatih Kacır, şöyle devam etti: “49 yarışmanın yirmi beşinin finalisti olan 5 bine yakın genç ile birlikteyiz. 2018'de TEKNOFEST yolculuğuna başlamıştık, 14 yarışmada 4 bine yakın takımda 1 milyon gencimiz yarışmıştı. Bu yıl ise 49 farklı yarışmada 770 binden fazla takımda 1 milyon 600 binden fazla gencimiz; hayallerini araştırmaya, geliştirmeye ve projeye dönüştürerek TEKNOFEST'e katıldı. TEKNOFEST bu yönüyle her yıl kendi rekorunu tazeleyen ve yeni dünya rekorlarına imza atan bir etkinlik. TEKNOFEST kuşağı Türk gençliği milli teknoloji hamlesinin öncüsü olmaya devam ediyor ve edecek.” TEKNOFEST'in faaliyete geçtiği yıldan bu yana proje takımlarından doğan girişimleri memnuniyetler takip ettiklerini ifade eden Bakan Mehmet Fatih Kacır, “Türkiye'nin geleceği, milli teknoloji hamlesini gerçekleştirmek, Ar-ge ve inovasyon ekosistemini güçlendirmekle çok daha aydınlık olacak. Son 22 yılda Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye'nin 4 bir yanında Teknoparklar inşa ettik. Teknoparklarımızın sayısını 2 den 102'ye, Teknopark'ta faaliyet gösteren firma sayısını 60'tan 10 bin 500'e yükselttik. Türkiye bugün 270 binden fazla insandan oluşan bir Ar-ge ordusuna sahip. TEKNOFEST'lere katılan, proje geliştiren gençlerimizle Ar-ge ordusuna yeni neferler kazandırmaya devam ediyoruz” dedi.  30 milyon TL ödül ve 55 milyon TL malzeme desteği sağlanacak TEKNOFEST kapsamında gençlere 30 milyon TL'ye yakın ödül desteği ve 55 milyon TL'nin üzerinde malzeme ve ekipman desteği verileceğini açıklayan Bakan Kacır, şu ifadelere yer verdi: “Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı'nın öncülüğünde Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak 100 den fazla paydaş kurumumuz ile birlikte gençlerin önündeki engelleri kaldırmak, onların geliştirdiği projelere destek olmak, yapageldiğimiz en anlamlı işlerin başında geliyor. TEKNOFEST'in bu yıl çok sayıda yeni etkinliğe ev sahipliği yaptığını vurgulayan Bakan Kacır, konuşmasını şu şekilde tamamladı: “İlk kez quantum teknolojileri, nükleer enerjileri teknolojileri, yapay zeka büyük dil modeli, blok zincir finans teknolojileri, hava savunma sistemleri yarışmaları düzenliyoruz. Geçtiğimiz ay; Savunma Sanayi İcra Komitesi'nde Cumhurbaşkanımızın başkanlığında önemli bir karar almış, Türkiye'nin çelik kubbe projesinin yerli ve milli olarak geliştirilmesine yönelik adımlarımızı hızlandırmıştık. Bütün bu projelerden yetişen gençlerimiz savunma sanayiinde, sağlık teknolojilerinde, eğitim, tarım, finans, enerji teknolojilerinde geliştirdikleri projeler ile Türkiye ekonomisine değer katmayı sürdürüyor olacaklar. ANFAŞ'ta gerçekleştirdiğimiz 25 yarışma finali heyecanın zirveye çıktığı anlar ve inanıyorum ki; buralardan çıkan geleceğin Aziz Sancarları, Selçuk Bayraktarları, Türkiye'yi geleceğe taşıyacak. Burada, Türk gençliğinin hayallerini ufkun ötesine taşıyan Alper Gezeravcı gibi tarihi adımları milletimizle buluşturacak nice gencimiz var.” HackMasters Yarışması'nın açılışı yapıldı Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır'ın ziyareti öncesinde, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi, TEKNOFEST kapsamında “Yapay zekânın güvenliği” temasıyla düzenlediği HackMasters Yarışması'nın açılış seramonisini gerçekleştirdi. Bu yıl 39 farklı ülkeden 2248 bireysel, bine yakın takım başvurusu olan HackMasters'da, biri Azerbaycan'dan olmak üzere 10 takım finale katılmaya hak kazandı. HackMasters'da 10 takımın yarışacağı finalistlerin açılış töreni, Dijital Dönüşüm Ofisi Başkan Vekili Yusuf Tancan ve T3 Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Elvan Kuzucu Hıdır'ın katılımıyla gerçekleştirildi. HackMasters Yarışmasının 2024 teması, TEKNOFEST Akdenizin ana temasıyla uyumlu olarak Yapay Zekânın güvenliği olarak belirlenirken, yarışmacılar yapay zekâ tabanlı sistemlere yönelik saldırı ve savunma senaryolarını çözerek hedefe ulaşmaya çalışacak, tüm etapları tamamlayan ilk 3 takım ise dereceye girmeye hak kazanacak. Bu yarışma ile gençlerin siber güvenlik alanındaki ilgileri ve becerilerinin artırılması, sektöre nitelikli uzman kazandırılarak dijital altyapıların güvenliğine katkı sağlanması hedefleniyor. Açılış seramonisi, tanıtım videosunun ardından selamlama konuşmaları ile devam etti. Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı) Yönetim Kurulu Başkanı Elvan Kuzucu Hıdır, “Ülkemiz için en önemli alanlardan birisi siber güvenlik, geliştirmiş olduğumuz teknolojilerin ve sistemlerin çalışabiliyor olması çok önemli. Dolayısıyla burada da gençlerimiz yazılım alanında da önemli çalışmalara öncülük ediyor olacak. Burada belirli görevler var onları gerçekleştirecekler. Son 3'e kalan finalistlerimizi zorlu görevler bekliyor. Görevler tamamlandıktan sonra önemli çıktılar görüyor olacağız. Özellikle teknoloji yarışmaları TEKNOFEST'in kalbi, burada yetişen gençlerimiz ülkemizin kritik teknoloji alanlarındaki insan kaynağı ihtiyacı karşılanmasında önemli bir rol üstleniyor. Bu yıl ilk kez quantum teknolojileri üzerine yarışma düzenliyoruz, bu alanda ülkemizde de önemli merkezler kurma kararı çıktı. Burada yetişecek gençlerimiz TEKNOFEST'te yetişiyor olacak” diye konuştu. HackMasters açılış programı, geri sayım videosu ve başlangıç sireninin ardından başladı.

 Bakanı Kacır: Medya ve yapay zeka, ahlaki ilkelerle şekillendirilmeli Haber

 Bakanı Kacır: Medya ve yapay zeka, ahlaki ilkelerle şekillendirilmeli

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "Anadolu Ajansı (AA) ve TRT, cesur gazetecileriyle Gazze'deki korkunç olayları dünyaya duyurmuştur." dedi. Bakan Kacır, Anadolu Ajansı (AA) ev sahipliğinde İstanbul'da düzenlenen ve "Yapay Zeka ve Medya İlişkisine Yön Vermek" temasıyla toplanan 32. Balkan Haber Ajansları Birliği-Güneydoğu Avrupa (ABNA-SE) Genel Kurulu ve Konferansı'nın açılışında konuştu. Kacır, doğru haberlerin, yalnızca Türkiye'deki 85 milyon insana değil, aynı zamanda dünya genelindeki izleyicilere ulaşmasını sağlamanın, ilkeli gazeteciliğe olan bağlılık doğrultusunda ahlaki bir görev olduğunu söyledi. Kacır'dan gazze olaylarına medya desteği övgüsü İsrail'in Filistin'de uyguladığı baskının, teknolojik gücün ahlaki ilkelerden ayrıldığında insanlık için nasıl süregelen bir yıkıma yol açabileceğini açıkça gösterdiğini belirten Kacır, ancak Türkiye'nin bu konuda uyanık kalmaya devam ettiğini belirtti.Kacır, "Gazze'deki vahşetin ilk gününden itibaren, medya kuruluşlarımız mazlum Filistinlilerin sesi olmuştur. Anadolu Ajansı ve TRT, cesur gazetecileriyle Gazze'deki korkunç olayları dünyaya duyurmuştur. Ulusal ve yerel medyamız, Filistin'deki zulüm meselesini haberlerde canlı tutmuştur." açıklamasında bulundu. Bakan Kacır, Balkan medyasının, bölgenin etik ve kültürel değerlerine bağlı, barış ve özgürlüğe adanmış bir şekilde etkisini artırmasının, demokratik kültürü de güçlendireceğine inandıklarını söyledi. Dünyanın önemli bir dijital dönüşüme tanıklık ettiğini belirten Kacır, yapay zeka teknolojilerinin hızla gelişmesi, üretim süreçleri, meslekler, günlük yaşam ve örgütsel yapılar üzerinde derin ve dönüştürücü bir etki oluşturduğunu açıkladı. Kacır, şunları kaydetti: "Bundan 65 yıl önce, ünlü Türk Profesör Cahit Arf, 'Makineler düşünebilir mi?' diye sorduğunda, bugün tanık olduğumuz derin dönüşüme işaret ediyordu. Çeşitli sektörlerde kullanılan akıllı sistemlerin merkezinde yer alan yapay zeka, günlük yaşamımızı kolaylaştırırken, kaynakların ve zamanın daha verimli kullanılmasını sağlıyor. Yapay zekadan gelecekteki beklentiler son derece yüksek. Medya, yapay zekanın yeniden şekillendirdiği ve yönlendirdiği başlıca sektörlerden biri. Bugün, birçok dijital içerik üreticisi ve sağlayıcısı, başarılarını yapay zekayı etkin bir şekilde kullanmalarına borçlu. Algoritmik gazetecilik uygulamaları, yapay zekayı kullanarak haber değeri taşıyan güncel ve doğru bilgileri filtreleyip, içeriği halkla buluşturarak, gerçek yazarlar tarafından yazılmış metinlerden ayırt edilemeyen içerikleri anında sunuyor. Yapay zekanın medya üzerindeki yeteneklerini ve etkilerini keşfetmeye devam ederken, büyük teknolojik ilerlemelerle büyük zorlukların da geldiğini unutmamak önemli. Haber akışları, reklamlar ve sosyal medya kampanyaları gibi çeşitli kanallar aracılığıyla manipülasyon potansiyeli giderek artıyor. Yapay zeka destekli derin sahtekarlık teknolojisi, son derece gerçekçi görüntüler ve sesler oluşturma kapasitesiyle, yanlış bilgilendirme için yeni bir zemin oluşturuyor. Medyada sahtecilik ile gerçeklik arasındaki çizgi giderek bulanıklaşıyor. Doğru ve güvenilir haberler sunma sorumluluğu hiç bu kadar hayati veya zor olmamıştı." Mehmet Fatih Kacır, politika yapıcılar olarak, veri koruma, gizlilik, etik, hesap verebilirlik ve güvenlik konularında yapay zeka uygulamalarının sınırları zorladığını da birinci elden gördüklerini belirtti. Yapay zeka gelişiminin hızlı ilerlemesinin, yasaların bu teknolojik gelişmelere ayak uyduracak şekilde sürekli olarak gözden geçirilmesi ve uyarlanması gerektiği anlamına geldiğinin altını çizen Kacır, "Yapay zeka alanındaki mevcut durumu net bir şekilde anlamak için 3 temel gözlemimi vurgulamak istiyorum. Öncelikle, yapay zeka bir boşlukta gelişmiyor. Kuantum bilişim ve biyoteknoloji gibi diğer ileri teknolojilerle birlikte ilerliyor. Bu da hem şu anki hem de gelecekteki etkilerinin katlanarak büyüdüğü anlamına geliyor. Bu birbirine bağlı büyüme, düzenleme ve denetim açısından karmaşık zorluklar sunuyor." dedi. Kacır, ikinci olarak, yapay zekadaki ilerlemenin büyük bir kısmı özel şirketler tarafından yönlendirildiğini ve bu şirketlerin öncelikli odak noktası kar maksimizasyonu olduğunun altını çizerek, kamuya doğrudan bir sorumlulukları olmadığını söyledi. Yapay zekanın medyada etik kullanımı ve kültürel çeşitlilik Son olarak, ABD ve Çin'in öncülük ettiği ve genel olarak yeni bir hakimiyet yarışı alanı olarak görülen yapay zeka sahasında geliştirme, dağıtım ve uygulamalar konusunda küresel bir çerçeve eksikliğinin dikkati çektiğini belirten Bakan Kacır, şunları kaydetti: "Bu noktalar, yapay zeka yönetimi konusunda daha birleşik, şeffaf ve küresel olarak koordine edilmiş bir yaklaşıma duyulan acil ihtiyacı vurgulamaktadır. Buna ek olarak, yapay zekanın, kendi oluşturduğu tehditlerle mücadele etmek için hem suçlu hem de tek gerçek umut olduğunu görüyoruz. Yapay zekanın getirdiği dönüşümü benimsemek ve etkili bir şekilde yönetmek, hepimiz için bir zorunluluk haline gelmiştir. Bu yaklaşım, Türkiye'nin küresel rekabet gücünü artırmayı ve ülkemizin ekonomik ve teknolojik bağımsızlığını sağlamayı amaçlayan Milli Teknoloji Hamlemiz ile uyumludur. Bu vizyon doğrultusunda, Türkiye'yi yapay zeka alanında öncü bir konuma yükseltmek amacıyla gerekli araştırma altyapısını geliştirmeye ve insan sermayemizi güçlendirmeye odaklandık. 2021 yılında Ulusal Yapay Zeka Stratejimizi başlattık. Türkiye'yi sadece yapay zeka teknolojileri ve uygulamaları için bir pazar olarak değil, aynı zamanda bu teknolojilerin üreticisi olarak konumlandıracak politikalar ve projeleri içeren kapsamlı bir yol haritası oluşturduk." Kacır, yapay zeka ekosistemini harekete geçirmek ve paydaşlar arasındaki iş birliğini güçlendirmek için TÜBİTAK bünyesinde Yapay Zeka Enstitüsünü kurduklarını hatırlattı. Dünyanın en büyük havacılık ve teknoloji festivali olan TEKNOFEST'te, gençleri geleceğin teknolojileri üzerinde çalışmaya teşvik etmek için çeşitli yarışmalar düzenlediklerini kaydeden Kacır, "Yapay zeka teknolojilerinin geliştirilmesi ve uygulanması için veri işleme altyapılarının kritik öneme sahip olduğunu kabul ediyoruz. Bu nedenle, Türkiye Ulusal Bilim e-Altyapısı (TRUBA) bünyesine yeni bir süper bilgisayar ekledik." şeklinde konuştu. Kacır, 8 milyar avroluk Dijital Avrupa Programı'na katılımla, yüksek performanslı hesaplama ve yapay zeka için stratejik altyapılar kurduklarını ve bu alanlarda gerekli insan kaynaklarını geliştirdiklerini belirterek, "EuroHPC Ortak Girişimi'ne katılımımız, dünyanın en gelişmiş süper bilgisayarlarından biriyle doğrudan çalışma ayrıcalığını bize sağladı. Yapay zeka geliştirmeye yaklaşımımız, sadece ekonomik refahımızı ve kamu düzenimizi şekillendirmekle kalmıyor, aynı zamanda etik standartları ve şeffaflığı vurgulayan bir çerçeveyi teşvik etmeye de bağlıyız." açıklamasında bulundu. Yapay zeka teknolojilerinin sorumlu geliştirilmesini ve kullanılmasını teşvik etmek için uluslararası işbirliklerine aktif olarak katıldıklarını belirten Kacır, "Küresel Yapay Zeka Ortaklığı'na (GPAI) üye olduk. Bu fırsatı değerlendirerek, yapay zekanın etik, şeffaf ve gizlilik odaklı kullanımını destekleme taahhüdümüzü vurgulamak istiyorum." diye konuştu. Yapay zeka modellerinin farklı dillerin nüanslarını ve kültürel bağlamlarını anlamadaki sınırlamalarının, yapay zekanın kültürel tahakküm ve dijital faşizm aracı olma riski taşıdığı gerçeğiyle karşı karşıya olduklarını belirten Kacır, şunları kaydetti: "Türkiye, güçlü teknoloji altyapısı ve yetenekli iş gücüyle, yapay zekanın medyada etik kullanımını sağlamak için araçlar oluşturma yolunda liderlik etmeye hazırdır ve Güneydoğu Avrupa'daki ortaklarımızla işbirliği yapmaya isteklidir. Küresel medyada tekdüzelik eğilimine karşı durarak, çeşitli ve çoğulcu bir medya ortamını teşvik etmeyi görevimiz olarak görüyoruz. Yapay zekanın tüm insanlık için fayda oluşturmasını sağlamak, ayrımları derinleştirmek veya kültürel çeşitliliği aşındırmak yerine, ne kadar kritik olduğunun farkındayız. Tarih, ahlaki prensipler rehberliğinde yönlendirilmediğinde, teknolojik ilerlemelerin insanlık için felaketlere yol açtığı sayısız örnek sunmaktadır. Bunun en net şekilde son dönemdeki Filistin olaylarında gördük. İnsanlığa adalet ve merhametle köklenen bir ahlaki ittifak oluşturma çağrısında bulunuyoruz. Konuşmamı tamamlarken, medya teknolojilerinde işbirliğimizin devam etmesini temenni ediyorum. Bu zirvenin düzenlenmesindeki çabaları için Anadolu Ajansı başta olmak üzere tüm paydaşlara şükranlarımı sunmak istiyorum."

Bakan Kacır: Türkiye, yenilikçi teknolojilerin üretim ve ar-ge üssü olacak Haber

Bakan Kacır: Türkiye, yenilikçi teknolojilerin üretim ve ar-ge üssü olacak

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "Türkiye, yenilikçi teknolojilerin üretim, AR-GE ve inovasyon üssü haline gelecek. Türkiye'nin yenilikçi teknolojilerin geliştirme ve üretim üssü haline gelebilmesi için çabalarımızı daha da kuvvetli bir şekilde sürdüreceğiz." dedi. Kacır, Bursa Uludağ'da düzenlenen ve 11 Ağustos'a kadar sürecek olan TÜBİTAK'ın 26. Gökyüzü Gözlem Etkinliği'nde basın mensuplarına değerlendirmelerde bulundu. TÜBİTAK'ın 26 yıldır gökyüzü gözlem etkinlikleri düzenlediğini belirten Kacır, önceki yıllarda Antalya, Diyarbakır ve Erzurum dahil Türkiye'nin farklı noktalarının ardından bu yıl ilk kez Bursa'da bu etkinliği icra ettiklerini söyledi. Bu yıl sadece 1 hafta çağrıda bulunmalarına rağmen yaklaşık 15 bin ile rekor sayıda başvuru aldıklarını vurgulayan Kacır, "Bunun, Türkiye'nin 2024'ü adeta uzay yılı olarak yaşıyor olmasının doğal bir sonucu diye düşünüyorum. Çünkü 2024'ün ilk haftalarında Türkiye'nin ilk astronotu Alper Gezeravcı Uluslararası Uzay İstasyonu'na 18 günlük yolculuğa çıkmış ve 13 farklı bilimsel deneyi orada icra etmişti. Böylelikle Türkiye'nin insanlı ilk Uzay Bilim Misyonu'nu gerçekleştirmişti. O misyon Türkiye'de bilime ve uzay bilimine olan ilginin sıçramasına vesile oldu. Biz o misyonun hemen ardından TÜBİTAK bilim dergilerimize ilginin de katlanarak arttığını gördük. Bugün TÜBİTAK Bilim dergilerinin abone sayısı bir önceki yılın 5 misli düzeyinde." diye konuştu. Kacır, sonraki aylarda Tuva Cihangir Atasever'in yörünge altı araştırma misyonunu gerçekleştirdiğini, ardından Türkiye'nin ilk milli haberleşme uydusu Türksat 6A'yı uzaya gönderdiklerini hatırlattı. "Bu yolculuğu daha da hızlandıracağız" Uzay bilimi ve teknolojilerinde gerçekleştirdikleri önemli işleri anımsatan Kacır, şöyle devam etti: "Önümüzdeki dönemde bütün bu yolculuğu daha da hızlandıracağız ve bunun için de insan kaynağımıza yatırım yapmaya devam edeceğiz. Gökyüzü gözlem etkinliğinde yüzlerce gencimizin Türkiye'nin tüm şehirlerinden bizimle buluşması aslında bu niyette olduğumuzun en somut göstergesidir. Onların uzay merakını güçlendirebilmek adına kurduğumuz istasyonlarda astronomlarla ve bu yıl ilk kez artık Türk astronotlarla uzay gözlemleri yapmasını sağlıyoruz. Burada eğitimler, seminerler, çalıştaylar düzenliyoruz. Farklı alanlarda çalışma yürüten bilim insanlarımızla gençlerimizi bir araya getiriyoruz ve umut ediyoruz ki burada bizimle birlikte olan gençlerimizin arasından Türkiye'nin nice bilim insanı, Alper Gezeravcıları, Aziz Sancarları, Selçuk Bayraktarları yetişsin. Onlar daha büyük işlere imza atsınlar ve Türkiye Milli Uzay Programı'ndaki hedeflerini bir bir gerçekleştirmeye Milli Teknoloji Hamlesi ufkuna yürümeye devam etsin." Kacır, etkinliğe çok farklı yaş gruplarından katılımcılar olduğunu dile getirerek, uzaya yüksek merak duyanlar, yıllar boyunca uzayın peşinde koşanlar ve uzayı gözlemleyenlerden de buraya gelenler olduğunu anlattı. "Yarışta biz de varız" Medeniyet kodları itibarıyla uzaya ilgi duyan bir millet olduklarına dikkati çeken Kacır, bu medeniyetin bilim insanlarının vaktiyle uzay araştırmalarına insanlık tarihinde öncülük ettiğini söyledi. Kacır, bu alanlara öncülük eden bir medeniyet olmalarına karşın son yüzyılda bu yarışta birkaç adım geri kaldıklarını ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Şimdi yeniden 'Yarışta biz de varız' diyoruz. Yeniden yarışta öne çıkabilmek adına adeta bir toplumsal seferberlikle toplumun kültürel kodlarını da dönüştürerek bilime ve teknolojiye olan ilgiyi yükseltiyor, peşi sıra iddialı projeleri programları hayata geçirerek aslında Milli Uzay Programı'nı icra ederek bu yarışa Türk milletinin dahil olmasını sağlıyoruz. Ben görüyorum ki yürüttüğümüz Milli Uzay Programı projeleri önümüzdeki dönemde gerçekleştireceğimiz Ay Programı gibi iddialı hedefleri olan projeler, milletimizde muazzam bir ilgi ve heyecan uyandırıyor. Biz milletimizle özellikle de gençlerimizle birlikte bu heyecanı yükseltmeye devam edeceğiz." "Türkiye'nin adı artık daha fazla duyulacak" Sanayi ve teknolojinin tüm alanlarda da muazzam bir dönüştürücü etkiye sahip olduğunu kaydeden Kacır, özellikle üretim ötesindeki sektörlerde kuvvetli bir değişime sebebiyet verdiğini dile getirdi. Kacır, görevlerinin aslında Türkiye'nin yüksek teknolojiyle özellikle insanlık ailesinin ortak sorunlarına çözüm bulma iddiasına sahip bir ülke haline gelebilmesi olduğunu bildirdi. Bunun için tüm alanlarda dönüşümü tetikleyen işler yapmaya gayret ettiklerini vurgulayan Kacır, şu ifadeleri kullandı: "Yüksek teknolojinin nihayetinde insanlık yararına geliştirilmesine örnek teşkil edecek işleri önceliklendiriyoruz. İnanıyoruz ki yüksek teknoloji ancak insanlığa hizmet ettiği ölçüde kıymetlidir. Yüksek teknoloji, bugünün dünyasında sahip olanlar tarafından acımasızca insanlığın aleyhine kullanılabiliyor. O vakit bize düşen hem yüksek teknoloji geliştirme yolculuğunda hızlanmak hem de yüksek teknolojiyi insanlık yararına geliştirme konusunda insanlığa örnek olmak adına işler, projeler gerçekleştirmek. Son dönemde mobilite teknolojilerinde yürütülen çalışmalarda çevresel etki gözeterek yürütülen yüksek teknoloji projelerinde, iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik projelerde, Türkiye'nin adı artık daha fazla duyuluyor ve daha fazla duyulacak. Türkiye yenilikçi teknolojilerin üretim, AR-GE ve inovasyon üssü haline gelecek. Önümüzdeki dönemde tüm yatırım programlarımızda bu hedefleri önceliklendirmeye devam edeceğiz ve Türkiye'nin yenilikçi teknolojilerin geliştirme ve üretim üssü haline gelebilmesi için çabalarımızı daha da kuvvetli bir şekilde sürdüreceğiz."  "Farkındalıktan daha çok sorumluluğu oluşturmaya çalışıyoruz" TÜBİTAK Başkanı Hasan Mandal da 1998'de başlayan gökyüzü gözlem etkinliklerinin toplumda bir gök bilim farkındalığı oluşturduğunu söyledi. Asıl amaçlarının da bu farkındalığı oluşturmak olduğunu belirten Mandal, şöyle konuştu: "Bugün için artık o farkındalıktan daha çok sorumluluğu oluşturmaya çalışıyoruz. Buraya gelen ve 'Bu alanda sorunu çözeceğim, bu alanda tasarım yapacağım, geliştireceğim' diyen gençlerimiz var. Gençlerimiz ve çocuklarımızdan gerçekten umutluyuz. Ben gelecek yıllarda gökyüzü gözlem etkinliğimizde bu eğilimin artarak devam edeceğini inanıyorum, gençlerimize ve çocuklarımıza güveniyorum."

TÜBİTAK'ın burs miktarları artırıldı Haber

TÜBİTAK'ın burs miktarları artırıldı

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "Türkiye'yi dünyada en üst sıralara taşıyacak, bu ülkenin aydınlık geleceğini inşa edecek araştırmacı insan kaynağımıza yönelik desteklerimizi sürdüreceğiz." ifadesini kullandı. TÜBİTAK'ın araştırmacı, bilim insanları ve öğrencilere sunduğu burs miktarlarında artışa gidildi. Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, TÜBİTAK Araştırma Destek Programları Başkanlığı (ARDEB), Bilim İnsanları Destekleme Programı Başkanlığı (BİDEB) ile Genel Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığı (TEYDEB) tarafından desteklenen projelerde, öğrencilere yapılan burs ödemelerinin aylık üst limitlerinde artışa gidildi. Buna göre, ön lisans veya lisans öğrencilerine verilen burs miktarı 4 bin liradan 4 bin 800 liraya yükseltildi. Yüksek lisans öğrencilerine verilen burs miktarı 13 bin 500 liradan 16 bin 500 liraya, doktora öğrencilerinin aldığı burs miktarı da 20 bin liradan 24 bin liraya çıkarıldı. Doktora sonrası araştırmacılara verilen burs miktarı ise 27 bin lira iken 32 bin lira olarak güncellendi. Bu arada, BİDEB 2250 Lisansüstü Bursları Performans Programı'nda yer alan performans kriterlerine göre başvuru yapmaları durumunda, doktora öğrencileri 8 bin 700 liraya ve doktora sonrası araştırmacılar da 10 bin 500 liraya kadar performans ödemesi alabilecek. "İnsan kaynağımıza yönelik desteklerimizi sürdüreceğiz" Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır da sosyal medya hesabından konuya ilişkin paylaşımda bulunarak, "Bilim insanlarımıza, araştırmacılarımıza ve öğrencilerimize sunduğumuz TÜBİTAK burslarını artırdık. Türkiye'yi dünyada en üst sıralara taşıyacak, bu ülkenin aydınlık geleceğini inşa edecek araştırmacı insan kaynağımıza yönelik desteklerimizi sürdüreceğiz. Milli Teknoloji Hamlesi hedeflerimizi yetişmiş insan kaynağımızla gerçekleştireceğiz." ifadelerini kullandı.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Kacır: İstihdam oranında yüzde 50 ile tarihi bir zirveye ulaştık Haber

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Kacır: İstihdam oranında yüzde 50 ile tarihi bir zirveye ulaştık

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Manisa'da Organize Sanayi Bölgesi'nde (OSB) incelemelerde bulunarak sanayicilerle istişare toplantısı yaptı. Olgun Çelik firmasının OSB'deki yeni yatırımının açılış törenine katılan Kacır, burada yaptığı konuşmada yeni yatırımın heyecanını paylaştıklarını, Türk ekonomisine güvenen, ülkenin kalkınmasına katkı veren herkesi baş tacı etmeye devam edeceklerini söyledi. Son 22 yılda asra bedel projeleri ve yatırımları hayata geçirerek Türkiye'yi küresel bir üretim üssü haline getirdiklerini ifade eden Kacır, ülkenin dört bir yanında yükselen fabrikalarla artık küresel tedarik zincirlerinin vazgeçilmez oyuncusu, üretim rekorları kıran bir Türk sanayisi olduğunu belirtti. Türkiye ekonomisinin son 15 çeyrektir kesintisiz ve istikrarlı büyümesini sürdürdüğünü aktaran Kacır, şöyle konuştu: "İstihdamımız 32 milyon 900 bini aştı. İstihdam oranında yüzde 50 ile tarihi bir zirveye ulaştık. İşsizlik oranımız yüzde 8,4 ile son 12 yılın en düşük seviyesine geriledi. İhracatta cumhuriyet tarihimizin en yüksek seviyelerindeyiz. Bir başarı hikayesinin özeti niteliğindeki bu göstergeler asla tesadüfi değildir. Devletimizin bu ülke için taş üstüne taş koyan her teşebbüsün her daim yanında yer alması ve özel sektörümüzün devletimizle omuz omuza hareketi bu başarı tablosunu ortaya çıkardı. Siyasi istikrarla tahkim edilen ekonomik istikrar, yeni yatırımların önünü açtı. Teknolojideki paradigma değişimlerinin tehdit değil aksine doğru adımlarla bir fırsat olduğu anlayışı bizler için yüksek teknolojili sektörlerde yeni atılımları mümkün kıldı." Kacır, Türkiye sanayisinin lokomotifi konumundaki otomotiv sektörünün farklı devrimleri eş zamanlı yaşadığını ifade etti. Batarya maliyetlerinde yaşanan düşüşler ve iklim değişikliği etkisinin elektrikli araçlara yönelimi hızlandırdığını vurgulayan Kacır, sensör, haberleşme ve yapay zeka teknolojileriyle araçların çevre unsurlarıyla ve birbirleriyle haberleşebilen bağlantılı ve otonom araçlara dönüştüğünü kaydetti. "BYD, 1 milyar dolar büyüklüğünde yatırım gerçekleştirecek" Türkiye'nin son 22 yılda adeta sıfırdan inşa ettiği AR-GE ve inovasyon ekosistemi, güçlü üretim altyapısıyla otomotiv sektörünün yeni mobilite ekosistemi dönüşümüne liderlik etmeye hazır olduğunu dile getiren Kacır, "İşte bu anlayışla, elektrikli araç devrimini doğru zamanda yakalayarak Türkiye Yüzyılı'nda da teknolojide öncü, üretimde güçlü bir Türkiye için adımlarımızı kararlılıkla atıyoruz. Yeni nesil endüstri politikamızın somut örneği doğuştan elektrikli ve akıllı otomobil TOGG'u Sayın Cumhurbaşkanımızın iddiası ve güçlü liderliğiyle yollara çıkardık." diye konuştu. Hızlı şarj istasyonlarının kurulumunu destekleyerek çevre dostu elektrikli araçların yurdun dört bir köşesinde kullanımını yaygınlaştırdıklarını anlatan Kacır, sağladıkları desteklerle 7 bin 600'ü hızlı şarj olmak üzere 20 bin 900 şarj bağlantı noktasına ulaştıklarını ve hızlı şarj altyapısını sadece bir yılda 5 katına çıkardıklarını bildirdi. Dünyanın en büyük elektrikli araç üreticisi olan BYD'nin Türkiye'de büyük ölçekte bir üretim tesisi ve AR-GE inovasyon merkezi kurması için sıkı bir temas yürüttüklerini anlatan Kacır, şöyle devam etti: "Ölçeği ve niteliği itibarıyla tarihi bir yatırımı Manisa'mıza, Türkiye'mize kazandırmayı amaçlıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın huzurunda imzaladığımız yatırım anlaşması doğrultusunda BYD, 1 milyar dolar büyüklüğünde yatırım gerçekleştirerek yıllık başlangıçta 150 bin elektrikli araç üretim kapasitesine sahip bir üretim tesisini ve yeşil teknolojilere yönelik AR-GE merkezini Manisa'da kuracak. Kritik bileşenleri üretim ve tedariği dahil elektrikli araç üretimindeki farklı süreçleri içeren yüksek katma değerli bu yatırımla BYD, elektrikli araçları ülkemizde üretecek, başta Avrupa pazarları olmak üzere dünyaya Manisa'dan ihraç edecek. Doğrudan 5 bin kişiye oluşturacağı değer zinciriyle 25 bine yakın vatandaşımıza istihdam sağlayacak bu yatırımın Manisa'mıza, ülkemize, milletimize, sektörümüze hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum." Kacır, BYD firmasının gerek Çin'de gerek dünyanın farklı ülkelerinde bugüne kadar gerçekleştirdikleri yatırımlarda 1,5 yıl gibi rekor olarak tarif edilebilecek sürelerde üretime geçtiğini, Manisa'da da aynı şekilde bir yatırım olmasını beklediklerini söyledi. Türk otomotiv sanayi için yeni bir dönemin kapılarını aralayan bu yatırımla beraber Manisa'nın artık daha güçlü şekilde yüksek teknolojili üretimle anılmaya başlayacağını dile getiren Kacır, "Yatırım olgunlaştıkça otomotiv yan sanayimiz başta olmak üzere otomotiv sektörüyle güçlü tedarik bağlantıları bulunan farklı sektörlerde yeni yatırımların kapılarını aralayacak. Elverişli konumu, güçlü lojistik bağlantıları, nitelikli insan kaynağıyla yatırımcıların ihtiyaçlarına cevap sunan Manisa'yı ülkemiz kıymetli yeni yatırımların adresi olmaya aday görüyoruz." dedi. Kacır, son 22 yılda Manisa'daki yeni ya da ilave yatırımlar için 2 bin 758 yatırım teşvik belgesi düzenlendiğini, bu teşvikler kapsamında 350 milyar lira tutarında sabit yatırımın ve 88 binden fazla nitelikli istihdamın önünü açtıklarını anlattı. Bugün makas ve süspansiyon sisteminde kompozit çözüm sunan Türkiye'nin ilk tesisinin açılışını gerçekleştirdiklerini belirten Kacır, 15 milyon avroluk bir yatırımla üretime geçen bu tesiste üretilecek teknoloji odaklı ürünlerin elektrikli araçların batarya sistemlerinin ağırlığını önemli ölçüde düşüreceğini, araçların enerji verimliliğini artıracağını ve daha uzun menzil kat etmelerini sağlayacağını sözlerine ekledi. Konuşmaların ardından tesisin açılışını gerçekleştiren Bakan Kacır, tesisi gezip bilgi aldı. Açılışa, Manisa Valisi Enver Ünlü, AK Parti Manisa Milletvekili Murat Baybatur, Manisa Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Sait Türek, AK Parti İl Başkanı Salih Hızlı ve davetliler katıldı.

Türksat 6A'nın yörünge yolculuğunda son ateşleme başarıyla gerçekleştirildi Haber

Türksat 6A'nın yörünge yolculuğunda son ateşleme başarıyla gerçekleştirildi

Türksat 6A'nın yörünge yolculuğunda 5. ve son ateşleme de başarıyla gerçekleşti. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Kacır, TÜBİTAK Uzay'da düzenlenen Türksat 6A 5. Ateşleme Programı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin Milli Teknoloji Hamlesi yolculuğunda Milli Uzay Programı'nın en önemli projelerinden biri olan Türksat 6A Projesi'nde çok önemli bir aşamayı, buradaki mühendislerin, araştırmacıların akıl ve alın teriyle başarıyla tamamladıklarını kaydetti. Bu projeye yıllardır emek veren araştırmacılara, mühendislere, Türksat’ın, TÜBİTAK'ın, TUSAŞ'ın, ASELSAN'ın ve C-Tech’in bütün çalışanlarına teşekkür eden Kacır, Türkiye'nin uzay yolculuğunun 40 yıllık bir hayal olduğunu, 1985’te Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Yerleşkesi'nde TÜBİTAK ve ODTÜ arasında imzalanan bir protokolle Ankara Elektronik Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü’nün kurulduğunu hatırlattı. O yıllarda Türkiye'nin kendi uydularını geliştirmesinin planlarının yapılmaya başlandığını ifade edem Kacır, "Fakat maalesef 80'li ve 90'lı yıllar Türkiye'de dönem dönem siyasi ve ekonomik istikrarsızlıkların yaşandığı ve nihayetinde Türkiye'nin uzay yarışında dünya çapında işler ortaya koyma imkanı bulamadığı yıllar oldu. Ta ki 2000'lere kadar. 2000'li yıllardan sonra Sayın Cumhurbaşkanı'mızın liderliğinde Türkiye, kendi uydularını geliştirebilen, üretebilen ve kendi uydularından istifade edebilen bir ülke olabilmek adına peşi sıra pek çok başarılı projeyi hayata geçirdi. BİLSAT, RASAT, GÖKTÜRK ve geçtiğimiz yıl uzaya gönderdiğimiz yüksek çözünürlüklü görüntüleme uydumuz İMECE'yle, özellikle görüntüleme uydularında muazzam bir yerli kabiliyet elde ettik" dedi. "Dünya nüfusunun yaklaşık 5 milyarının yaşadığı coğrafyalara erişme imkanına kavuşmuş olduk" Kacır, haberleşme uydularını geliştirmenin, görüntüleme uydularıyla mukayese edildiğinde daha iddialı ve ileri bir hedef olduğunu dile getirdi. Daha önceki haberleşme uydularını yurt dışından temin eden Türkiye’nin Türksat 6A ile ilk kez kendi haberleşme uydusunu kendi ekiplerinin geliştirmeleriyle, tasarımlarıyla ürettiğini ve nihayetinde uzaya gönderdiğini vurgulayan Kacır, şu değerlendirmede bulundu. "Türksat 6A, Türkiye'nin bugüne kadar ürettiği en yüksek kıymete sahip teknoloji platformu, teknoloji ürünüdür. Türksat 6A ile Türkiye artık kendi haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülkeden biri haline gelmiştir. Türksat 6A'nın geliştirilme süreci boyunca 23 farklı çeşitte 84 ekipmanı yerli olarak ürettik. 396 çevresel ve fonksiyonel testi kendi merkezimizde TUSAŞ Yerleşkesi'nde bulunan USET Merkezi'nde kendi imkanlarımızla başarıyla tamamladık. Nihayetinde Türksat 6A'da yüzde 80'in üzerinde yerlilik oranı yakaladık. Türksat 6A'nın da dahil olmasıyla birlikte artık Türksat haberleşme uydularının kapsama alanı dünya nüfusunun yaklaşık 5 milyarının yaşadığı coğrafyalara erişme imkanına kavuşmuş olduk. Özellikle Hindistan, Endonezya, Malezya ve Tayland, Türksat 6A ile birlikte Türksat haberleşme uydularının kapsama alanına dahil oldu. Türksat 6A'da yaşadığımız ilklerden en önemlisi belki de yörünge transferlerini kendi ekiplerimizin kabiliyetleriyle yapabilmekti. Çünkü bu yetkinlik, Türkiye'nin önümüzdeki yıllarda geliştireceği yeni uydu ve uzay sistemlerinde, yeni projelerinde değerlendireceğimiz önemli bir kabiliyeti bize getirmiş oldu." Türksat 6A'yı 9 Temmuz'da uzaya gönderdiklerini hatırlatan Kacır, "Fırlatmanın 67. dakikasında ekiplerimiz uydudan ilk sinyali aldı. İlk sinyalden yaklaşık bir saat sonra uyduya ilk komutu yine ekiplerimiz göndermiş oldu. Daha sonra yine ekiplerimiz tarafından gönderilen komutla önemli aşamalardan biri olarak kabul ettiğimiz güneş panellerinin açılışını gerçekleştirmiş olduk." dedi. Kacır, 10-12-14 ve 16 Temmuz'da dört farklı ateşleme yaparak uydunun roketten ayrıldıktan sonra hareket etmekte olduğu 300 kilometre ve 70 bin kilometre arasındaki eliptik yörüngeden adım adım nihai görev yörüngesi olan 35 bin 786 kilometrelik dairesel yörüngeye transfer ettiklerini vurgulayarak, şu değerlendirmede bulundu: "Transfer işlemlerinin sonuncusuna da birlikte şahitlik etmiş olduk. 5 dakika 22 saniye süren ateşleme ile artık Türksat 6A, nihai görev yörüngesi olan 35 bin 786 kilometre irtifadaki dairesel yörüngeye yerleşti. Şimdi önümüzdeki aylarda yaklaşık 50 derecelik yörüngede Türksat 6A, testlerini tamamlayacak ve sonrasında da nihai görev yörüngesi olan 42 dereceye transfer olacak ve ekiplerimiz tarafından faaliyet göstermek üzere en az 15 yıl boyunca görev yapmak üzere Türksat'ımıza teslim edilmiş olacak." Gelecek yıllarda yeni uydu projeleriyle yine Milli Uzay Programı'nın en önemli aşamalarından biri olan Ay Misyonu ile bu kabiliyetleri çok daha ileri düzeylere ekipler sayesinde taşıyacaklarını dile getiren Kacır, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye'nin adını uzaya yazdırmaya, Türkiye'yi uzay teknolojilerinde lider ülkelerden biri kılmaya yönelik pek çok projeyi hayata geçirmeye devam edeceklerini söyleyerek, sözlerine şöyle devam etti: "Ben huzurlarınızda, Sayın Cumhurbaşkanı'mıza, Türksat 6A Projemizi ve tüm Milli Teknoloji Hamlesi Program ve projelerini en güçlü şekilde himaye ettikleri için Kıymetli Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız Abdulkadir Uraloğlu'na, Türksat 6A Projesi'ne bugüne kadar sundukları sahiplenme ve destek için yine TÜBİTAK Uzay'a, TUSAŞ, ASELSAN, CTech ekiplerine ve elbette nihai olarak uyduyu kullanacak olan Türksat ekiplerimize, bütün süreç boyunca gösterdikleri gayretli çalışmalar için teşekkür ediyorum. Türksat 6A, Türk milletine hayırlı, uğurlu olsun."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.