TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Sanayi ve Teknoloji Bakanı

İLKHABER-Gazetesi - Sanayi ve Teknoloji Bakanı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sanayi ve Teknoloji Bakanı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

TEKNOFEST Adana'da Bayraktar TB3 ve ANKA III uçuş gösterisi yapılacak Haber

TEKNOFEST Adana'da Bayraktar TB3 ve ANKA III uçuş gösterisi yapılacak

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Bayraktar TB3 ve ANKA III'ün halka açık ilk uçuş gösterisini TEKNOFEST Adana'da yapacağını bildirdi.Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda gündeme ilişkin soruları yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.TEKNOFEST mevsimi geldiğinde gençlerin heyecanına, coşkusuna ortak olduklarını dile getiren Kacır, TEKNOFEST'in gelecek Türkiye'nin fragmanı gibi olduğunu söyledi. Kacır, 2018'den bu yana düzenlenen TEKNOFEST'in 7'inci yılında olunduğunu anımsatarak, şöyle devam etti: "Her düzenlediğimiz TEKNOFEST'te aslında milletimiz, Türkiye'nin milli teknoloji hamlesi yolculuğunda elde ettiği kazanımları, gelecek yıllarda hem savunma sanayinde hem de sivil teknolojilerde kullanıma girecek, yaygınlaşacak teknolojileri deneyimleme ve görme imkanı buluyorlar. Bu yıl Bayraktar TB3 ve insansız savaş uçaklarımızdan ANKA-3 halka açık ilk uçuş gösterisini TEKNOFEST Adana'da yapacak. TEKNOFEST gökyüzünde adeta muazzam bir gösteri sahnesi. Türkiye'nin milli kanatları KIZILELMA, Akıncı, TB2, Anka, Aksungur, Hürkuş, Hürjet, Gökbey, Atak gökyüzünde muazzam gösteriler gerçekleştiriyor. Bunun yanında Türk yıldızları, Solo Türk yine muazzam gösterilerle ve yankısı çok geniş coğrafyaya yayılarak TEKNOFEST'i zenginleştiriyor." Kacır, merkezinde teknoloji yarışmaları olan Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali'nin, Türk gençliğinin, TEKNOFEST kuşağının milli teknoloji hamlesine yol arkadaşı olmasına vesile olduğunu dile getirdi. İlk TEKNOFEST'in düzenlendiği 2018'deki 14 teknoloji yarışmasına 20 bin gencin katıldığını anlatan Kacır, "Bu yılın TEKNOFEST'inde 790 bin takımda 1 milyon 650 bin gencimiz projeleriyle yarışıyorlar. 50 farklı kategoride TEKNOFEST yarışmaları düzenleniyor. Her yıl yeni yarışmalar ekleniyor TEKNOFEST'e. Bütün yarışmalar geleceğin teknolojilerine yönelik hazırlanıyor." diye konuştu. Kacır, bu yılın festivalde kuantum hackathonu, nükleer enerji, akıllı Wi-Fi, hava savunma sistemlerine yönelik yarışmalarının yeni olduğunu vurgulayarak, bu yıl önceki yıla ilave olarak 11 farklı yarışmanın eklendiğini belirtti. Söz konusu yarışmaların sadece proje yarışması olmadığını, gençlerin TEKNOFEST yarışmalarıyla hayallerini araştırma ve geliştirmeye, projelere ve nihayetinde teknoloji girişimcilerine dönüştürdüklerine işaret eden Kacır, "TEKNOFEST'ten her yıl yüzlerce yeni teknoloji gelişimi doğuyor. Bunların arasında yapay doku teknolojisi, yapay zeka dil modelleri gibi geliştirilen girişimler var. Geliştirdikleri teknolojik ürünleri, 21 farklı ülkeye ihraç eden, milyon doların üzerinde ihracat yapan gencecik kardeşlerimizin kurduğu girişimler var. Bunlar gerçekten geleceğin Türkiye'sinin gençlerinin ayak sesleri." değerlendirmesinde bulundu. TEKNOFEST: Türkiye'nin teknoloji şöleni Kacır, bu teknoloji girişimlerini, toprağın altına ekilmiş tohum gibi gördüğünü dile getirerek, "Bir gün o toprak çatlıyor ve bir anda toprak yemyeşil oluyor. TEKNOFEST adım adım Türkiye'nin bu noktaya gelmesine vesile olacak. Bizim de hayatımıza anlam katan, hayatımız boyunca yaptığımız en kıymetli, anlamlı işlerin başında gelen bir proje, bir etkinlik." dedi. Adana'da da 2-6 Ekim'de muhteşem bir TEKNOFEST'in yaşanacağını belirten Kacır, katılımcılara toplu taşıma ve ring araçlarını kullanmaları tavsiyesinde bulundu. Kacır, TEKNOFEST katılımının rekorlara sahne olacağını dile getirerek, geçen yıl İstanbul, Ankara ve İzmir'de düzenlenen 3 TEKNOFEST'e 4,5 milyon misafirin katılım sağladığını anımsatarak şöyle konuştu: "Bu, dünyada eşi benzeri olmayan bir iş. TEKNOFEST adeta toplumsal dip dalgaya dönüştü. 7'den 77'ye, küçücük çocuklarını yanlarına alan anne-babalardan, 70'li yaşlarındaki büyüklerimize kadar herkes, Türkiye'nin bu yolculuğuna ortak olma heyecanı yaşamak arzusunda. Bu da çok anlaşılır çünkü Türkiye için bu işler, yitik sevda gibi. Türkiye'de her birimiz Vecihi Hürkuş'ların, Nuri Demirağ'ların hikayelerini dinleyerek büyüdük. Devrim otomobilinin yaşadığı makus talihi, akamete uğratılmış hikayesini okuduk, filmlerde izledik. Bazı büyüklerimiz, bizzat o günleri yaşadı. Şimdi o günlerden bugünlere gelindi. Savunma sanayinde dünyanın lider ülkelerinden biri olduk. İHA gibi alanlarda dünya birincisi bugün Türkiye. Savunma sanayi sistemlerinin yüzde 80'den fazlasını kendi imkanlarıyla karşılayan bir ülke. Kendi evlatlarının alın teriyle, akıl teriyle başarabilen bir ülke. Bu heyecana ortak olmak Türk milletinin hakkıdır. TEKNOFEST'ler bu heyecanla devam edecek. Adana'da hep birlikte bu heyecanı yaşayacağız." Türkiye'nin astronotlarının TEKNOFEST'te olacağını, uzay yolculuklarına ilişkin deneyimlerini gençlerle paylaşacaklarını anlatan Kacır, Türkiye'nin otomobilinin festivalde olacağını söyledi. Özellikle çocuklar için hazırlanan alanların bulunacağını ifade eden Kacır, çocukların hayallerinde milli teknoloji hamlesi bilincinin oluşmasının kıymetli olduğunu kaydetti. Siber güvenlik ve yeni önlemler Bakan Kacır, 7 Ekim 2023'ten bu yana İsrail'in "canlı yayında soykırım" yaptığını, dünyanın da bu soykırımı izlediğini ifade ederek "Türkiye olarak bir an evvel bu zulmün ve katliamın durması için Filistinli kardeşlerimizin ve tüm coğrafyanın huzura yeniden kavuşması için Sayın Cumhurbaşkanı'mızın liderliğinde hem diplomatik kanallardan hem insani yardımlar yoluyla elimizden geleni en ileri düzeyde yapmaya gayret ediyoruz. İsrail saldırıları, etik ve ahlaki değerler üzerine yükselmeyen teknolojinin insanlık için ancak felaket olacağına dair tarihte yaşadığımız bir örnek." diye konuştu. İsrail'in sahip olduğu teknolojik üstünlükleri hiçbir hak, hukuk tanımaksızın başka ülkelerin topraklarını işgal etmek, masum insanların canını almak için hunharca kullanabildiğine dikkati çeken Kacır, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'ndaki konuşmasını hatırlattı. Kacır, Lübnan'da çağrı cihazlarına yönelik yapılan saldırının hiç umulmadık teknolojik ürünlerin saldırı aracına dönüşebileceğini gösterdiğine işaret ederek buralarda siber güvenlik açıklarının olması ya da tedarik zincirlerinde güvensiz halkaların bulunmasının, ülkeleri hiç umulmadık ürünler üzerinden bir tehdit ve tehlikeyle karşı karşıya bırakabileceğini gösterdiğini anlattı. Kacır, son dönemde pek çok cihazın siber saldırılara açık hale geldiğine işaret ederek şu değerlendirmede bulundu: "Türkiye, merkezi ve kritik altyapılarını siber saldırılara karşı koruma konusunda çok kuvvetli imkanlara ve kabiliyetlere sahip. Bu konuda Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi ve bu merkezle birlikte yürütülen çalışmalar, bizim TÜBİTAK çatısı altında Siber Güvenlik Enstitümüz, üzerlerine düşen vazifeleri yerine getiriyorlar ama diğer pek çok devlette olduğu gibi bizim de aslında bu yarışta çok dinamik, çevik bir gayret içinde olma zorunluluğumuz var. Çünkü tehditler çeşitleniyor, farklılaşabiliyor. Daha önce çok daha sınırlı sayıda cihazla bağlantılı iken bugün hayatımızda pek çok cihaz artık internete açık. Kullandığımız saatten buzdolaplarına, çamaşır makinelerine, elektrikli süpürgelere, otomobillere kadar pek çok cihaz siber saldırılara açık hale geldi. Tabii ki biz de devlet olarak endüstriyel ürünlerdeki siber güvenlik ihtiyaçlarının karşılanmasına dönük tedbirlerimizi artırıyoruz." Siber Güvenlik Başkanlığı TBMM'nin ilk işlerinden olacak Kacır, bu cihazların patlayıcı hale gelebileceği gibi bir düşüncenin ortaya çıkmaması gerektiğini belirterek "Siber riskler açısından bu cihazların kontrolü, denetimi konusunda yeni adımlar atıyoruz, atacağız. Avrupa'nın bu konuda Siber Güvenlik Yasası var. Bu, gelecek yıllarda devreye girecek. Biz de bu yasayla uyumlu adımlar atıyoruz." ifadelerini kullandı. Bunların sanayinin ihracat kabiliyeti açısından da önemli olduğunu vurgulayan Kacır, Türkiye'nin 262 milyar dolarlık ihracatının 100 milyar dolarının Avrupa'ya yapıldığını, Avrupa Birliği'nin bu konudaki Siber Güvenlik Yasası kapsamında ortaya koyduğu düzenlere uyup aslında endüstrinin ihracat kabiliyetinin sürmesi için de bunların önem taşıdığını bildirdi. Kacır, bunlardan daha önemlisinin de milletin güvenliği olduğunu dile getirdi. Bu konuda daha dinamik bir gayret içinde olacaklarına işaret eden Kacır, şöyle konuştu: "Önümüzdeki dönemde Meclis'imizin gündemindeki ilk işlerden biri Siber Güvenlik Başkanlığına ilişkin yasa çalışması olacak. Böylelikle yeni bir otorite kurulmuş olacak. Türkiye'nin siber güvenlik alanında önümüzdeki dönemde atacağı adımları daha kuvvetli şekilde atması, kamuda farklı birimler arasında koordinasyonun güçlenmesini sağlayacak. Biz Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak hem TÜBİTAK bünyesinde Siber Güvenlik Enstitüsü eliyle bu hizmetleri kamu kurumlarına sunmaya devam ediyoruz hem de önümüzdeki dönemde endüstriyel ürünlerin siber güvenliğine ilişkin üzerimize düşecek görevlere hazırlanıyoruz." Ürün güvenliğinin artık geleneksel olarak yürütülen çalışmalardan ibaret olmadığını, bunun önemli bileşenlerinden birinin siber güvenlik haline geleceğini vurgulayan Kacır, gelecek dönemde Bakanlığın yetki ve sorumlulukları çerçevesinde özellikle endüstriyel ürünlere ilişkin tedbirleri almayı, denetimleri ve kontrolleri gerçekleştirmeyi amaçladıklarını sözlerine ekledi. Kacır, Togg için yabancı ortaklığın söz konusu olup olmadığının sorulması üzerine yüksek teknoloji alanlarında uluslararası işbirliklerinin mümkün olduğunu söyledi. Togg'un batarya teknolojileriyle ilgili şirket kurduğuna dikkati çeken Kacır, bu şirketin Çinli bir şirketle ortaklığı olduğunu ifade etti. Kacır, ortaklık kapsamında, batarya üretiminin ve AR-GE çalışmalarının Türkiye'de yapılmasının hedeflendiğini dile getirerek, "Bunun gibi işbirlikleri önümüzdeki dönemde çoğalabilir. Togg'u kuvvetlendirecek her türlü işbirliğini biz de olumlu karşılarız. Togg bizim milli markamız, bu anlayışla doğdu, bu anlayışla büyüyecek. Burada farkı bir manipülasyon oluşmasını arzu etmem." diye konuştu. Türkiye'de elektrikli otomobillere ilişkin altyapının durumunun sorulması üzerine Kacır, elektrikli araçların sessizlik, çevre dostu ve kullanım maliyeti açısından kullanıcılarına avantajlar sunduğunu anlattı. Kacır, elektrikli araçlarda menzil kaygısının yeni kullanıcılar için soru işareti oluşturduğuna işaret ederek, şunları kaydetti: "Aracınızı kendi eviniz veya iş yerinizde şarj edebiliyorsunuz. Bunun yanında halka açık şarj istasyonları da çok önemli. Bunun için Bakanlık olarak önemli adımlar attık. Geçtiğimiz dönemde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) ile işbirliği yaparak bu alanda bir düzenleme çalışmasını yaptık. Bir lisans mekanizması kuruldu, bu alana özel sektör şirketlerinin yatırım yapmasının önü açıldı." Halihazırda Türkiye'de 23 bin 400 halka açık elektrikli şarj ünitesi bulunduğunu ve bunların 8 bin 850'sinin hızlı şarj ünitesi olduğunu belirten Kacır, "Hızlı şarj ünitelerinden kastımız, ortalama konuşuyorum, 25 dakikada aslında bataryanızı doldurabileceğiniz üniteler. Bizim bir hızlı şarj ünitesi destek programımız oldu. Şu anda 81 şehrin tamamında hızlı şarj üniteleri kurulmuş oldu. Türkiye elektrikli araç başına düşen şarj ünitesi sayısı açısından Avrupa'da lider konumda. Dolayısıyla kullanıcıların bu konuda artık bir kaygı yaşamamaları gerekir diye düşünüyorum." dedi. Elektrikli araç pazarının ve buna bağlı olarak şarj ünitelerinin artacağını anlatan Kacır, eksik bölgelerde şarj ünitelerinin yatırımlarını hızlandırmak için destek programları oluşturduklarını bildirdi. Kacır, elektrikli araçlar için Türkiye'nin altyapısının oldukça yeterli olduğunu vurgulayarak, kullanım yaygınlaştıkça altyapının gelişimini sürdüreceğini söyledi. Yüksek teknoloji yatırımları HIT-30 Yüksek Teknoloji Yatırım Programı'nın hedeflerine ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Bakan Kacır, şu ifadeleri kullandı: "HIT 30 son dönemde attığımız en önemli adımların belki de başında geliyor. Sayın Cumhurbaşkanı'mız dünyaya Türkiye'nin yüksek teknoloji yatırım programını ilan etti. HIT 30'daki 30'un 2 anlamı var. Bir anlamı hedef 2030, 2030'a dek bu programı sürdürmeyi amaçlıyoruz. Bir diğer anlamı da bu programla 30 milyar dolarlık bir teşvik paketini yüksek teknoloji yatırımlarına sunmayı amaçlıyoruz. Ülkede katma değerli üretimi ve yüksek teknoloji ihracatını artırmak için yatırımları artırmanız lazım, özellikle uluslararası yatırımları çekebilmeniz lazım." Kacır, Kovid-19 salgınından sonra dünyanın ucuz, tek merkezden tedarik yapması konusunda ciddi soru işaretleri doğduğuna işaret ederek, bu modelin risklerini bütün dünyanın deneyimlediğini anlattı. Türkiye'nin yüksek teknolojili ihracatını artırmasının önemini vurgulayan Kacır, şöyle devam etti: "Bunun için yeni yatırımları Türkiye'ye kazandırmalıyız. HIT 30 programıyla şunu yaptık. Özellikle elektrikli araçlar, batarya, yarı iletkenler yani çip üretimine ilişkin yatırımlar, güneş hücreleri, rüzgar türbinleri, veri merkezi yatırımları ve benzeri alanlarda çok kapsamlı teşvik paketleri hazırladık. Doğrudan nakit teşvikler, istihdam destekleri ve vergi avantajları sunduğumuz paketler hazırlanmış oldu. Elektrikli araçlarda 5 milyar dolar, çip yatırımlarına ilişkin 5 milyar dolar, batarya yatırımlarına ilişkin 4,5 milyar dolar, güneş hücrelerine ilişkin 2,5 milyar dolar, rüzgar türbinlerine ilişkin 1,7 milyar dolar, AR-GE merkezlerine ilişkin 1 milyar dolarlık kaynağı bu alanda gerçekleşecek yatırımlara önümüzdeki dönemde, inşallah, sunacağız." Kacır, program kapsamında 50'ye yakın firmayla görüşmeye başladıklarının altını çizerek, söz konusu firmaların 10'unun fizibilite paylaşımı aşamasına geldiğini söyledi. Salgın döneminden sonra Türkiye'nin avantajlı bir konuma geldiğini anlatan Kacır, bu avantajları değerlendirmeyi amaçladıklarını vurguladı. Kacır, HIT 30'un yüksek teknoloji yatırımlarında bir dönem noktası oluşturacağını da belirtti. Bakan Kacır, teknoloji girişimciliğinin yeni nesil ekonominin lokomotifi olduğuna dikkati çekerek, şu değerlendirmede bulundu: "Bu yeni nesil şirketlerin Türkiye'de sayılarını artırmak öncelikle hedeflerimizden biri. Bunun ekonomimiz için dönüştürücü bir güç ortaya çıkaracağına inanıyoruz. Son 22 yıl bu alanda temellerin atıldığı bir dönem oldu. 2002'de Türkiye'de 2 teknopark vardı. Bu 2 teknoparkta da 56 şirket araştırma, geliştirme, inovasyon yapıyordu. Bugün Türkiye'de teknoparkların sayısı 104'e yükseldi. Buralarda 10 bin 800 şirket AR-GE, inovasyon yapıyor. Bunların 3 bine yakını yeni doğan şirketler. Türkiye'nin AR-GE insan kaynağı 10 misline çıktı, AR-GE harcamaları da 10 misline çıktı, 1,2 milyar dolardan 12 milyar dolara geldi Türkiye'nin AR-GE harcaması. Yeni nesil şirketleri ortaya çıkaran AR-GE çalışmaları." Yeni nesil teknoloji şirketlerinin finansmana erişiminin de önemli olduğunun altını çizen Kacır, bu konuda son dönemde çeşitli adımlar attıklarını kaydetti. Kacır, AR-GE teşviklerine yönelik de düzenlemeler yaptıklarını bildirerek, büyük şirketlere AR-GE teşviklerinden sağladıkları kazanımları teknoloji girişimlerine yönlendirme zorunluluğu getirdiklerinin altını çizdi. Türkiye'de son 3,5 yılda teknoloji girişimlerine 4,5 milyar dolar yatırım yapıldığını belirten Kacır, bu yatırımların daha önceki dönemlere göre çok fazla arttığını söyledi.Kacır, 2030'da 100 bin teknogirişimin Türkiye'den doğmasını hedeflediklerini vurgulayarak, 100 girişimin de milyar dolar değerini aşmasını hedeflediklerini dile getirdi.

TOGG'un yeni modeli T10F ile hedef kitle genişliyor Haber

TOGG'un yeni modeli T10F ile hedef kitle genişliyor

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "T10F ile birlikte aslında çok farklı bir hedef kitleye TOGG artık sesleniyor olacak, biraz daha spor ama aynı zamanda bir sedan araçtan beklentileri de karşılayacak şekilde tasarlandı." dedi. T10F ile yeni hedef kitle Bakan Kacır, Bursa'nın Gemlik ilçesinde yer alan Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubunun (TOGG) teknoloji kampüsünü ziyaret etti. Şirket yetkililerinden faaliyetlerine ilişkin bilgi alan Kacır, güvenlikten dayanıma test süreçleri başlatılan TOGG'un ilk sedan modeli olan T10F ile test sürüşü gerçekleştirdi. Kacır, burada yaptığı açıklamada, TOGG'un hem AR-GE hem de üretim faaliyetlerinin doludizgin devam ettiğini bildirerek, "Malumunuz Eylül ayından itibaren Türkiye'de küresel güvenlik regülasyonlarına uyum sürecini başlatmış olduk. Genel Güvenlik Regülasyonları (GSR) 2 düzenlemeleri eylül ayından itibaren Türkiye'de zorunlu hale geldi. TOGG da tabii bu yeni düzenlemeye en hızlı şekilde uyum sağladı. Ben de az önce TOGG'un özellikle otonom sürüş kabiliyetlerine ilişkin bir deneyim gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşadım." ifadelerini kullandı. Menzi̇l avantajı Gelecek yıl TOGG'un yeni modeli T10F'in piyasaya sunulacağını aktaran Kacır, şöyle devam etti: "T10F ile birlikte aslında çok farklı bir hedef kitleye de Togg artık sesleniyor olacak, bu model biraz daha spor ama aynı zamanda bir sedan araçtan beklentileri de karşılayacak şekilde tasarlandı. Yine T10F, mevcut SUV modelden 80 kilometre daha fazla menzile sahip olacak. Bu da elektrikli araç kullanıcılarının çokça memnun olacağı bir unsur aslında. Malumunuz biz hem TOGG'un hem de diğer elektrikli araçların Türkiye'de yaygınlaşmasını çok önemsiyoruz." Kacır, desteklerle elektrikli araçlara ilişkin şarj istasyonlarının ülkenin tüm şehirlerinde yaygınlaşmasını sağladıklarına işaret ederek, halihazırda tüm şehirlerde 23 bin halka açık şarj noktası olduğunu ve bunların 8 bininin hızlı şarj imkanı sunduğunu bildirdi. Gelecek dönemde desteklerle özel sektörün şarj istasyonu yatırımlarını daha da büyüteceklerine dikkati çeken Kacır, şunları kaydetti: "Türkiye, halihazırda Avrupa'da elektrikli araç başına düşen halka açık şarj istasyonu noktası açısından lider ülkelerden biridir. Bu liderlik rolümüzü daha da güçlendireceğiz ve inşallah TOGG, hem AR-GE, inovasyon alanında hem üretim yetkinlikleriyle Türkiye'nin gururu, iftihar kaynağımız olmaya devam edecek. Biz de her daim Togg'un yanında olmayı, desteklemeyi sürdüreceğiz. Burada muhteşem, gencecik ve deneyimli bir ekip var. Dolayısıyla bu ekibin alın teriyle, akıl teriyle Türkiye'nin geleceği için yürüttükleri bu çalışmalarda biz de her daim yanlarında olacağız."

Bakan Kacır: Türkiye, dijital teknolojilerde Haber

Bakan Kacır: Türkiye, dijital teknolojilerde "Devler Ligi"ne taşınıyor

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “Modern çağın en önemli teknolojik devriminin merkezinde yer alan bu cep telefonlarının yaşam döngüsünü uzatmada ülkemiz için önemli bir altyapıyı devreye alıyoruz. Girişimcilerimiz sadece yerel değil, uluslararası arenada da büyük başarılara imza atıyorlar. Hem genç nüfusumuzun enerjisi hem de gelişmiş teknoloji altyapımızla, ülkemizi Türkiye Yüzyılında dijital teknolojilerde devler ligine taşıyacağız" dedi. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Kağıthane'de Getmobil Yenileme Merkezi'nin açılış törenine katıldı. Programa; Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır'ın yanı sıra Kağıthane Belediye Başkanı Mevlüt Öztekin, Kağıthane Kaymakamı Niyazi Erten, AK Parti Kağıthane İlçe Başkanı Serkan Cantürk, Getmobil kurucu ortaklarından Mehmet Uygun, girişimciler ve şirket çalışanları katıldı. Bakan Kacır, hem genç nüfusun enerjisi hem de gelişmiş teknoloji altyapıyla, Türkiye'yi Türkiye Yüzyılında dijital teknolojilerde devler ligine taşıyacaklarını belirtti. Ayrıca cep telefonlarının yaşam döngüsünü uzatmada Türkiye için önemli bir altyapıyı devreye aldıklarını da vurguladı. Dijital teknolojilerde "Türkiye Yüzyılı" vurgusu: Törende bir konuşma yapan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “Ar-Ge teşviklerimizle; teknopark uygulamalarımızla; TÜBİTAK desteklerimizle; dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali TEKNOFEST'le teknolojinin öncüsü Türkiye'yi inşa ediyoruz. Son 22 yılda kamu olarak teknoloji ekosistemimizi büyüten adımlarımızın sonucu olarak bugün girişim ekosistemimizde doğan başarılı mobil uygulamalar, dünya genelinde büyük ses getiriyor, yüksek yatırımlarla hızla ölçekleniyor. Yazılım geliştirme ve inovasyon alanındaki yeteneklerimizle, küresel pazarlarda kendimize sağlam bir yer edinmiş durumdayız. Girişimcilerimiz sadece yerel değil, uluslararası arenada da büyük başarılara imza atıyorlar. Bu uygulamalar; finans, eğitim, sağlık gibi pek çok sektörde çığır açıyor ve Türkiye'nin teknoloji üreticisi kimliğini günden güne güçlendiriyor. Hem genç nüfusumuzun enerjisi hem de gelişmiş teknoloji altyapımızla, ülkemizi Türkiye Yüzyılında dijital teknolojilerde devler ligine taşıyacağız” dedi. “Geri dönüşüm tesisi kuruyoruz" Açılışın yaptıkları Getmobil Yenileme Merkezi'yle, aslında modern çağın en önemli teknolojik devriminin merkezinde yer alan cep telefonlarının yaşam döngüsünü uzatmada Türkiye için önemli bir altyapıyı devreye aldıklarını söyleyen Bakan Kacır, “E-atık geri dönüşüm tesislerine sağladığımız teşviklerle elektronik atıkların ekonomiye yeniden kazandırılması için ülkemizde önemli bir altyapı oluşturduk. 2012 yılından bu yana elektronik atıkların geri dönüşümüne yönelik toplam yatırım tutarı 2 milyar lirayı aşan 16 yatırım için teşvik belgesi düzenledik. Rekabetçi Sektörler Programı kapsamında hayata geçirdiğimiz 'Türkiye'nin Nadir Toprak Elementleri Araştırma ve Yenilik Kapasitesinin Geliştirilmesi Projesi'yle de; Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA) bünyesinde elektronik atıklardan nadir toprak elementlerinin çevreci yöntemlerle geri kazanımına imkan tanıyacak bir pilot geri dönüşüm tesisi de kuruyoruz. Her yenilenmiş cihazın, çöplüğe gitmekten kurtarılan bir kaynak olduğunun, her geri dönüştürülen elektronik parçanın, yeni maden çıkarma ihtiyacını azaltan bir adım olduğunun farkındayız" diye konuştu. "Sektörün büyüme ivmesi artıyor" Geçen yıl cep telefonu ithalatının 2,4 milyar dolar düzeyinde olduğunu ifade eden Bakan Kacır, "Elektronik sektörümüzün ithalatı ise aynı yıl 33,9 milyar dolar olarak gerçekleşti. İstiyoruz ki teknoloji geliştirme altyapımızı ve insan kaynağımızı da elektronik ürünlerin çevreci ve sürdürülebilirlik anlayışıyla kullanımı için harekete geçirelim. Mevcut ithalatı daha makul seviyelere çekelim. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak bu hususta diğer Bakanlıklarla yakın istişare halindeyiz. Tabi elektronik cihazların el değiştirmesinde tüketicinin öncelikli beklentisinin güven olduğunun bilincindeyiz. Bu anlamda Ticaret Bakanlığımız tarafından gerçekleştirilen yasal düzenlemelerle kayıt dışılığın önüne geçilerek vatandaşımızın, sektörümüzün ve kamunun yaşayabileceği muhtemel mağduriyetler de engellenmiş oldu. Sektörde haksız rekabeti önleyen, standart sağlayan ve tüm bunları yasal düzenlemelerle hayata geçiren ilk ülke olarak da emsal teşkil ettik. Kurduğumuz güçlü mevzuat altyapısı ve yenilenmiş telefonlar için sunduğumuz vergi avantajı da yenilenmiş cihaz sektörümüzün büyüme ivmesini yükseltti. Sektörümüz girişim sermayelerinin radarına girdi. Bugün açılışını yapacağımız Getmobil Yenileme Merkezi'yle, aslında modern çağın en önemli teknolojik devriminin merkezinde yer alan bu cep telefonlarının yaşam döngüsünü uzatmada ülkemiz için önemli bir altyapıyı devreye alıyoruz. Sürdürülebilir ekonomi inşasında önemli katkı sunacak bu tesis aynı zamanda elektronik ithalatını kayda değer düzeyde azaltmamıza da yardımcı olacak. Her yenilenen cihaz, her geri dönüştürülen parça, gelecek nesillere bırakacağımız mirasın bir değeridir” ifadelerini kullandı.

TEKNOFEST Akdeniz Teknoloji Yarışmaları'nın Finali Antalya'da yapılıyor Haber

TEKNOFEST Akdeniz Teknoloji Yarışmaları'nın Finali Antalya'da yapılıyor

Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali (TEKNOFEST) Akdeniz Teknoloji Yarışmaları'nın finali Antalya'da gerçekleştiriliyor. TEKNOFEST alanını ziyaret eden Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “ANFAŞ'ta gerçekleştirdiğimiz 25 yarışma finali heyecanın zirveye çıktığı anlar ve inanıyorum ki; buralardan çıkan geleceğin Aziz Sancarları, Selçuk Bayraktarları, Türkiye'yi geleceğe taşıyacak” dedi. TEKNOFEST kapsamında 25 alanda düzenlenen teknoloji yarışmalarının finali, ANFAŞ Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi ev sahipliğinde devam ediyor. 8 Eylül'de sona erecek festival alanını ziyaret eden Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, gençlerin hazırladığı projeleri inceleyerek, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Kacır, milli teknoloji hamlesinin Türk gençliği ile buluşma noktası olan TEKNOFEST'i bu yıl Akdeniz şehirlerinde gerçekleştirdiklerini söyledi. Bakan Kacır: “TEKNOFEST, Türk gençliğinin milli teknoloji hamlesinin öncüsü olmaya devam edecek” Bakan Mehmet Fatih Kacır, şöyle devam etti: “49 yarışmanın yirmi beşinin finalisti olan 5 bine yakın genç ile birlikteyiz. 2018'de TEKNOFEST yolculuğuna başlamıştık, 14 yarışmada 4 bine yakın takımda 1 milyon gencimiz yarışmıştı. Bu yıl ise 49 farklı yarışmada 770 binden fazla takımda 1 milyon 600 binden fazla gencimiz; hayallerini araştırmaya, geliştirmeye ve projeye dönüştürerek TEKNOFEST'e katıldı. TEKNOFEST bu yönüyle her yıl kendi rekorunu tazeleyen ve yeni dünya rekorlarına imza atan bir etkinlik. TEKNOFEST kuşağı Türk gençliği milli teknoloji hamlesinin öncüsü olmaya devam ediyor ve edecek.” TEKNOFEST'in faaliyete geçtiği yıldan bu yana proje takımlarından doğan girişimleri memnuniyetler takip ettiklerini ifade eden Bakan Mehmet Fatih Kacır, “Türkiye'nin geleceği, milli teknoloji hamlesini gerçekleştirmek, Ar-ge ve inovasyon ekosistemini güçlendirmekle çok daha aydınlık olacak. Son 22 yılda Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye'nin 4 bir yanında Teknoparklar inşa ettik. Teknoparklarımızın sayısını 2 den 102'ye, Teknopark'ta faaliyet gösteren firma sayısını 60'tan 10 bin 500'e yükselttik. Türkiye bugün 270 binden fazla insandan oluşan bir Ar-ge ordusuna sahip. TEKNOFEST'lere katılan, proje geliştiren gençlerimizle Ar-ge ordusuna yeni neferler kazandırmaya devam ediyoruz” dedi.  30 milyon TL ödül ve 55 milyon TL malzeme desteği sağlanacak TEKNOFEST kapsamında gençlere 30 milyon TL'ye yakın ödül desteği ve 55 milyon TL'nin üzerinde malzeme ve ekipman desteği verileceğini açıklayan Bakan Kacır, şu ifadelere yer verdi: “Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı'nın öncülüğünde Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak 100 den fazla paydaş kurumumuz ile birlikte gençlerin önündeki engelleri kaldırmak, onların geliştirdiği projelere destek olmak, yapageldiğimiz en anlamlı işlerin başında geliyor. TEKNOFEST'in bu yıl çok sayıda yeni etkinliğe ev sahipliği yaptığını vurgulayan Bakan Kacır, konuşmasını şu şekilde tamamladı: “İlk kez quantum teknolojileri, nükleer enerjileri teknolojileri, yapay zeka büyük dil modeli, blok zincir finans teknolojileri, hava savunma sistemleri yarışmaları düzenliyoruz. Geçtiğimiz ay; Savunma Sanayi İcra Komitesi'nde Cumhurbaşkanımızın başkanlığında önemli bir karar almış, Türkiye'nin çelik kubbe projesinin yerli ve milli olarak geliştirilmesine yönelik adımlarımızı hızlandırmıştık. Bütün bu projelerden yetişen gençlerimiz savunma sanayiinde, sağlık teknolojilerinde, eğitim, tarım, finans, enerji teknolojilerinde geliştirdikleri projeler ile Türkiye ekonomisine değer katmayı sürdürüyor olacaklar. ANFAŞ'ta gerçekleştirdiğimiz 25 yarışma finali heyecanın zirveye çıktığı anlar ve inanıyorum ki; buralardan çıkan geleceğin Aziz Sancarları, Selçuk Bayraktarları, Türkiye'yi geleceğe taşıyacak. Burada, Türk gençliğinin hayallerini ufkun ötesine taşıyan Alper Gezeravcı gibi tarihi adımları milletimizle buluşturacak nice gencimiz var.” HackMasters Yarışması'nın açılışı yapıldı Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır'ın ziyareti öncesinde, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi, TEKNOFEST kapsamında “Yapay zekânın güvenliği” temasıyla düzenlediği HackMasters Yarışması'nın açılış seramonisini gerçekleştirdi. Bu yıl 39 farklı ülkeden 2248 bireysel, bine yakın takım başvurusu olan HackMasters'da, biri Azerbaycan'dan olmak üzere 10 takım finale katılmaya hak kazandı. HackMasters'da 10 takımın yarışacağı finalistlerin açılış töreni, Dijital Dönüşüm Ofisi Başkan Vekili Yusuf Tancan ve T3 Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Elvan Kuzucu Hıdır'ın katılımıyla gerçekleştirildi. HackMasters Yarışmasının 2024 teması, TEKNOFEST Akdenizin ana temasıyla uyumlu olarak Yapay Zekânın güvenliği olarak belirlenirken, yarışmacılar yapay zekâ tabanlı sistemlere yönelik saldırı ve savunma senaryolarını çözerek hedefe ulaşmaya çalışacak, tüm etapları tamamlayan ilk 3 takım ise dereceye girmeye hak kazanacak. Bu yarışma ile gençlerin siber güvenlik alanındaki ilgileri ve becerilerinin artırılması, sektöre nitelikli uzman kazandırılarak dijital altyapıların güvenliğine katkı sağlanması hedefleniyor. Açılış seramonisi, tanıtım videosunun ardından selamlama konuşmaları ile devam etti. Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı) Yönetim Kurulu Başkanı Elvan Kuzucu Hıdır, “Ülkemiz için en önemli alanlardan birisi siber güvenlik, geliştirmiş olduğumuz teknolojilerin ve sistemlerin çalışabiliyor olması çok önemli. Dolayısıyla burada da gençlerimiz yazılım alanında da önemli çalışmalara öncülük ediyor olacak. Burada belirli görevler var onları gerçekleştirecekler. Son 3'e kalan finalistlerimizi zorlu görevler bekliyor. Görevler tamamlandıktan sonra önemli çıktılar görüyor olacağız. Özellikle teknoloji yarışmaları TEKNOFEST'in kalbi, burada yetişen gençlerimiz ülkemizin kritik teknoloji alanlarındaki insan kaynağı ihtiyacı karşılanmasında önemli bir rol üstleniyor. Bu yıl ilk kez quantum teknolojileri üzerine yarışma düzenliyoruz, bu alanda ülkemizde de önemli merkezler kurma kararı çıktı. Burada yetişecek gençlerimiz TEKNOFEST'te yetişiyor olacak” diye konuştu. HackMasters açılış programı, geri sayım videosu ve başlangıç sireninin ardından başladı.

 Bakanı Kacır: Medya ve yapay zeka, ahlaki ilkelerle şekillendirilmeli Haber

 Bakanı Kacır: Medya ve yapay zeka, ahlaki ilkelerle şekillendirilmeli

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "Anadolu Ajansı (AA) ve TRT, cesur gazetecileriyle Gazze'deki korkunç olayları dünyaya duyurmuştur." dedi. Bakan Kacır, Anadolu Ajansı (AA) ev sahipliğinde İstanbul'da düzenlenen ve "Yapay Zeka ve Medya İlişkisine Yön Vermek" temasıyla toplanan 32. Balkan Haber Ajansları Birliği-Güneydoğu Avrupa (ABNA-SE) Genel Kurulu ve Konferansı'nın açılışında konuştu. Kacır, doğru haberlerin, yalnızca Türkiye'deki 85 milyon insana değil, aynı zamanda dünya genelindeki izleyicilere ulaşmasını sağlamanın, ilkeli gazeteciliğe olan bağlılık doğrultusunda ahlaki bir görev olduğunu söyledi. Kacır'dan gazze olaylarına medya desteği övgüsü İsrail'in Filistin'de uyguladığı baskının, teknolojik gücün ahlaki ilkelerden ayrıldığında insanlık için nasıl süregelen bir yıkıma yol açabileceğini açıkça gösterdiğini belirten Kacır, ancak Türkiye'nin bu konuda uyanık kalmaya devam ettiğini belirtti.Kacır, "Gazze'deki vahşetin ilk gününden itibaren, medya kuruluşlarımız mazlum Filistinlilerin sesi olmuştur. Anadolu Ajansı ve TRT, cesur gazetecileriyle Gazze'deki korkunç olayları dünyaya duyurmuştur. Ulusal ve yerel medyamız, Filistin'deki zulüm meselesini haberlerde canlı tutmuştur." açıklamasında bulundu. Bakan Kacır, Balkan medyasının, bölgenin etik ve kültürel değerlerine bağlı, barış ve özgürlüğe adanmış bir şekilde etkisini artırmasının, demokratik kültürü de güçlendireceğine inandıklarını söyledi. Dünyanın önemli bir dijital dönüşüme tanıklık ettiğini belirten Kacır, yapay zeka teknolojilerinin hızla gelişmesi, üretim süreçleri, meslekler, günlük yaşam ve örgütsel yapılar üzerinde derin ve dönüştürücü bir etki oluşturduğunu açıkladı. Kacır, şunları kaydetti: "Bundan 65 yıl önce, ünlü Türk Profesör Cahit Arf, 'Makineler düşünebilir mi?' diye sorduğunda, bugün tanık olduğumuz derin dönüşüme işaret ediyordu. Çeşitli sektörlerde kullanılan akıllı sistemlerin merkezinde yer alan yapay zeka, günlük yaşamımızı kolaylaştırırken, kaynakların ve zamanın daha verimli kullanılmasını sağlıyor. Yapay zekadan gelecekteki beklentiler son derece yüksek. Medya, yapay zekanın yeniden şekillendirdiği ve yönlendirdiği başlıca sektörlerden biri. Bugün, birçok dijital içerik üreticisi ve sağlayıcısı, başarılarını yapay zekayı etkin bir şekilde kullanmalarına borçlu. Algoritmik gazetecilik uygulamaları, yapay zekayı kullanarak haber değeri taşıyan güncel ve doğru bilgileri filtreleyip, içeriği halkla buluşturarak, gerçek yazarlar tarafından yazılmış metinlerden ayırt edilemeyen içerikleri anında sunuyor. Yapay zekanın medya üzerindeki yeteneklerini ve etkilerini keşfetmeye devam ederken, büyük teknolojik ilerlemelerle büyük zorlukların da geldiğini unutmamak önemli. Haber akışları, reklamlar ve sosyal medya kampanyaları gibi çeşitli kanallar aracılığıyla manipülasyon potansiyeli giderek artıyor. Yapay zeka destekli derin sahtekarlık teknolojisi, son derece gerçekçi görüntüler ve sesler oluşturma kapasitesiyle, yanlış bilgilendirme için yeni bir zemin oluşturuyor. Medyada sahtecilik ile gerçeklik arasındaki çizgi giderek bulanıklaşıyor. Doğru ve güvenilir haberler sunma sorumluluğu hiç bu kadar hayati veya zor olmamıştı." Mehmet Fatih Kacır, politika yapıcılar olarak, veri koruma, gizlilik, etik, hesap verebilirlik ve güvenlik konularında yapay zeka uygulamalarının sınırları zorladığını da birinci elden gördüklerini belirtti. Yapay zeka gelişiminin hızlı ilerlemesinin, yasaların bu teknolojik gelişmelere ayak uyduracak şekilde sürekli olarak gözden geçirilmesi ve uyarlanması gerektiği anlamına geldiğinin altını çizen Kacır, "Yapay zeka alanındaki mevcut durumu net bir şekilde anlamak için 3 temel gözlemimi vurgulamak istiyorum. Öncelikle, yapay zeka bir boşlukta gelişmiyor. Kuantum bilişim ve biyoteknoloji gibi diğer ileri teknolojilerle birlikte ilerliyor. Bu da hem şu anki hem de gelecekteki etkilerinin katlanarak büyüdüğü anlamına geliyor. Bu birbirine bağlı büyüme, düzenleme ve denetim açısından karmaşık zorluklar sunuyor." dedi. Kacır, ikinci olarak, yapay zekadaki ilerlemenin büyük bir kısmı özel şirketler tarafından yönlendirildiğini ve bu şirketlerin öncelikli odak noktası kar maksimizasyonu olduğunun altını çizerek, kamuya doğrudan bir sorumlulukları olmadığını söyledi. Yapay zekanın medyada etik kullanımı ve kültürel çeşitlilik Son olarak, ABD ve Çin'in öncülük ettiği ve genel olarak yeni bir hakimiyet yarışı alanı olarak görülen yapay zeka sahasında geliştirme, dağıtım ve uygulamalar konusunda küresel bir çerçeve eksikliğinin dikkati çektiğini belirten Bakan Kacır, şunları kaydetti: "Bu noktalar, yapay zeka yönetimi konusunda daha birleşik, şeffaf ve küresel olarak koordine edilmiş bir yaklaşıma duyulan acil ihtiyacı vurgulamaktadır. Buna ek olarak, yapay zekanın, kendi oluşturduğu tehditlerle mücadele etmek için hem suçlu hem de tek gerçek umut olduğunu görüyoruz. Yapay zekanın getirdiği dönüşümü benimsemek ve etkili bir şekilde yönetmek, hepimiz için bir zorunluluk haline gelmiştir. Bu yaklaşım, Türkiye'nin küresel rekabet gücünü artırmayı ve ülkemizin ekonomik ve teknolojik bağımsızlığını sağlamayı amaçlayan Milli Teknoloji Hamlemiz ile uyumludur. Bu vizyon doğrultusunda, Türkiye'yi yapay zeka alanında öncü bir konuma yükseltmek amacıyla gerekli araştırma altyapısını geliştirmeye ve insan sermayemizi güçlendirmeye odaklandık. 2021 yılında Ulusal Yapay Zeka Stratejimizi başlattık. Türkiye'yi sadece yapay zeka teknolojileri ve uygulamaları için bir pazar olarak değil, aynı zamanda bu teknolojilerin üreticisi olarak konumlandıracak politikalar ve projeleri içeren kapsamlı bir yol haritası oluşturduk." Kacır, yapay zeka ekosistemini harekete geçirmek ve paydaşlar arasındaki iş birliğini güçlendirmek için TÜBİTAK bünyesinde Yapay Zeka Enstitüsünü kurduklarını hatırlattı. Dünyanın en büyük havacılık ve teknoloji festivali olan TEKNOFEST'te, gençleri geleceğin teknolojileri üzerinde çalışmaya teşvik etmek için çeşitli yarışmalar düzenlediklerini kaydeden Kacır, "Yapay zeka teknolojilerinin geliştirilmesi ve uygulanması için veri işleme altyapılarının kritik öneme sahip olduğunu kabul ediyoruz. Bu nedenle, Türkiye Ulusal Bilim e-Altyapısı (TRUBA) bünyesine yeni bir süper bilgisayar ekledik." şeklinde konuştu. Kacır, 8 milyar avroluk Dijital Avrupa Programı'na katılımla, yüksek performanslı hesaplama ve yapay zeka için stratejik altyapılar kurduklarını ve bu alanlarda gerekli insan kaynaklarını geliştirdiklerini belirterek, "EuroHPC Ortak Girişimi'ne katılımımız, dünyanın en gelişmiş süper bilgisayarlarından biriyle doğrudan çalışma ayrıcalığını bize sağladı. Yapay zeka geliştirmeye yaklaşımımız, sadece ekonomik refahımızı ve kamu düzenimizi şekillendirmekle kalmıyor, aynı zamanda etik standartları ve şeffaflığı vurgulayan bir çerçeveyi teşvik etmeye de bağlıyız." açıklamasında bulundu. Yapay zeka teknolojilerinin sorumlu geliştirilmesini ve kullanılmasını teşvik etmek için uluslararası işbirliklerine aktif olarak katıldıklarını belirten Kacır, "Küresel Yapay Zeka Ortaklığı'na (GPAI) üye olduk. Bu fırsatı değerlendirerek, yapay zekanın etik, şeffaf ve gizlilik odaklı kullanımını destekleme taahhüdümüzü vurgulamak istiyorum." diye konuştu. Yapay zeka modellerinin farklı dillerin nüanslarını ve kültürel bağlamlarını anlamadaki sınırlamalarının, yapay zekanın kültürel tahakküm ve dijital faşizm aracı olma riski taşıdığı gerçeğiyle karşı karşıya olduklarını belirten Kacır, şunları kaydetti: "Türkiye, güçlü teknoloji altyapısı ve yetenekli iş gücüyle, yapay zekanın medyada etik kullanımını sağlamak için araçlar oluşturma yolunda liderlik etmeye hazırdır ve Güneydoğu Avrupa'daki ortaklarımızla işbirliği yapmaya isteklidir. Küresel medyada tekdüzelik eğilimine karşı durarak, çeşitli ve çoğulcu bir medya ortamını teşvik etmeyi görevimiz olarak görüyoruz. Yapay zekanın tüm insanlık için fayda oluşturmasını sağlamak, ayrımları derinleştirmek veya kültürel çeşitliliği aşındırmak yerine, ne kadar kritik olduğunun farkındayız. Tarih, ahlaki prensipler rehberliğinde yönlendirilmediğinde, teknolojik ilerlemelerin insanlık için felaketlere yol açtığı sayısız örnek sunmaktadır. Bunun en net şekilde son dönemdeki Filistin olaylarında gördük. İnsanlığa adalet ve merhametle köklenen bir ahlaki ittifak oluşturma çağrısında bulunuyoruz. Konuşmamı tamamlarken, medya teknolojilerinde işbirliğimizin devam etmesini temenni ediyorum. Bu zirvenin düzenlenmesindeki çabaları için Anadolu Ajansı başta olmak üzere tüm paydaşlara şükranlarımı sunmak istiyorum."

Bakan Kacır: Türkiye, yenilikçi teknolojilerin üretim ve ar-ge üssü olacak Haber

Bakan Kacır: Türkiye, yenilikçi teknolojilerin üretim ve ar-ge üssü olacak

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "Türkiye, yenilikçi teknolojilerin üretim, AR-GE ve inovasyon üssü haline gelecek. Türkiye'nin yenilikçi teknolojilerin geliştirme ve üretim üssü haline gelebilmesi için çabalarımızı daha da kuvvetli bir şekilde sürdüreceğiz." dedi. Kacır, Bursa Uludağ'da düzenlenen ve 11 Ağustos'a kadar sürecek olan TÜBİTAK'ın 26. Gökyüzü Gözlem Etkinliği'nde basın mensuplarına değerlendirmelerde bulundu. TÜBİTAK'ın 26 yıldır gökyüzü gözlem etkinlikleri düzenlediğini belirten Kacır, önceki yıllarda Antalya, Diyarbakır ve Erzurum dahil Türkiye'nin farklı noktalarının ardından bu yıl ilk kez Bursa'da bu etkinliği icra ettiklerini söyledi. Bu yıl sadece 1 hafta çağrıda bulunmalarına rağmen yaklaşık 15 bin ile rekor sayıda başvuru aldıklarını vurgulayan Kacır, "Bunun, Türkiye'nin 2024'ü adeta uzay yılı olarak yaşıyor olmasının doğal bir sonucu diye düşünüyorum. Çünkü 2024'ün ilk haftalarında Türkiye'nin ilk astronotu Alper Gezeravcı Uluslararası Uzay İstasyonu'na 18 günlük yolculuğa çıkmış ve 13 farklı bilimsel deneyi orada icra etmişti. Böylelikle Türkiye'nin insanlı ilk Uzay Bilim Misyonu'nu gerçekleştirmişti. O misyon Türkiye'de bilime ve uzay bilimine olan ilginin sıçramasına vesile oldu. Biz o misyonun hemen ardından TÜBİTAK bilim dergilerimize ilginin de katlanarak arttığını gördük. Bugün TÜBİTAK Bilim dergilerinin abone sayısı bir önceki yılın 5 misli düzeyinde." diye konuştu. Kacır, sonraki aylarda Tuva Cihangir Atasever'in yörünge altı araştırma misyonunu gerçekleştirdiğini, ardından Türkiye'nin ilk milli haberleşme uydusu Türksat 6A'yı uzaya gönderdiklerini hatırlattı. "Bu yolculuğu daha da hızlandıracağız" Uzay bilimi ve teknolojilerinde gerçekleştirdikleri önemli işleri anımsatan Kacır, şöyle devam etti: "Önümüzdeki dönemde bütün bu yolculuğu daha da hızlandıracağız ve bunun için de insan kaynağımıza yatırım yapmaya devam edeceğiz. Gökyüzü gözlem etkinliğinde yüzlerce gencimizin Türkiye'nin tüm şehirlerinden bizimle buluşması aslında bu niyette olduğumuzun en somut göstergesidir. Onların uzay merakını güçlendirebilmek adına kurduğumuz istasyonlarda astronomlarla ve bu yıl ilk kez artık Türk astronotlarla uzay gözlemleri yapmasını sağlıyoruz. Burada eğitimler, seminerler, çalıştaylar düzenliyoruz. Farklı alanlarda çalışma yürüten bilim insanlarımızla gençlerimizi bir araya getiriyoruz ve umut ediyoruz ki burada bizimle birlikte olan gençlerimizin arasından Türkiye'nin nice bilim insanı, Alper Gezeravcıları, Aziz Sancarları, Selçuk Bayraktarları yetişsin. Onlar daha büyük işlere imza atsınlar ve Türkiye Milli Uzay Programı'ndaki hedeflerini bir bir gerçekleştirmeye Milli Teknoloji Hamlesi ufkuna yürümeye devam etsin." Kacır, etkinliğe çok farklı yaş gruplarından katılımcılar olduğunu dile getirerek, uzaya yüksek merak duyanlar, yıllar boyunca uzayın peşinde koşanlar ve uzayı gözlemleyenlerden de buraya gelenler olduğunu anlattı. "Yarışta biz de varız" Medeniyet kodları itibarıyla uzaya ilgi duyan bir millet olduklarına dikkati çeken Kacır, bu medeniyetin bilim insanlarının vaktiyle uzay araştırmalarına insanlık tarihinde öncülük ettiğini söyledi. Kacır, bu alanlara öncülük eden bir medeniyet olmalarına karşın son yüzyılda bu yarışta birkaç adım geri kaldıklarını ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Şimdi yeniden 'Yarışta biz de varız' diyoruz. Yeniden yarışta öne çıkabilmek adına adeta bir toplumsal seferberlikle toplumun kültürel kodlarını da dönüştürerek bilime ve teknolojiye olan ilgiyi yükseltiyor, peşi sıra iddialı projeleri programları hayata geçirerek aslında Milli Uzay Programı'nı icra ederek bu yarışa Türk milletinin dahil olmasını sağlıyoruz. Ben görüyorum ki yürüttüğümüz Milli Uzay Programı projeleri önümüzdeki dönemde gerçekleştireceğimiz Ay Programı gibi iddialı hedefleri olan projeler, milletimizde muazzam bir ilgi ve heyecan uyandırıyor. Biz milletimizle özellikle de gençlerimizle birlikte bu heyecanı yükseltmeye devam edeceğiz." "Türkiye'nin adı artık daha fazla duyulacak" Sanayi ve teknolojinin tüm alanlarda da muazzam bir dönüştürücü etkiye sahip olduğunu kaydeden Kacır, özellikle üretim ötesindeki sektörlerde kuvvetli bir değişime sebebiyet verdiğini dile getirdi. Kacır, görevlerinin aslında Türkiye'nin yüksek teknolojiyle özellikle insanlık ailesinin ortak sorunlarına çözüm bulma iddiasına sahip bir ülke haline gelebilmesi olduğunu bildirdi. Bunun için tüm alanlarda dönüşümü tetikleyen işler yapmaya gayret ettiklerini vurgulayan Kacır, şu ifadeleri kullandı: "Yüksek teknolojinin nihayetinde insanlık yararına geliştirilmesine örnek teşkil edecek işleri önceliklendiriyoruz. İnanıyoruz ki yüksek teknoloji ancak insanlığa hizmet ettiği ölçüde kıymetlidir. Yüksek teknoloji, bugünün dünyasında sahip olanlar tarafından acımasızca insanlığın aleyhine kullanılabiliyor. O vakit bize düşen hem yüksek teknoloji geliştirme yolculuğunda hızlanmak hem de yüksek teknolojiyi insanlık yararına geliştirme konusunda insanlığa örnek olmak adına işler, projeler gerçekleştirmek. Son dönemde mobilite teknolojilerinde yürütülen çalışmalarda çevresel etki gözeterek yürütülen yüksek teknoloji projelerinde, iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik projelerde, Türkiye'nin adı artık daha fazla duyuluyor ve daha fazla duyulacak. Türkiye yenilikçi teknolojilerin üretim, AR-GE ve inovasyon üssü haline gelecek. Önümüzdeki dönemde tüm yatırım programlarımızda bu hedefleri önceliklendirmeye devam edeceğiz ve Türkiye'nin yenilikçi teknolojilerin geliştirme ve üretim üssü haline gelebilmesi için çabalarımızı daha da kuvvetli bir şekilde sürdüreceğiz."  "Farkındalıktan daha çok sorumluluğu oluşturmaya çalışıyoruz" TÜBİTAK Başkanı Hasan Mandal da 1998'de başlayan gökyüzü gözlem etkinliklerinin toplumda bir gök bilim farkındalığı oluşturduğunu söyledi. Asıl amaçlarının da bu farkındalığı oluşturmak olduğunu belirten Mandal, şöyle konuştu: "Bugün için artık o farkındalıktan daha çok sorumluluğu oluşturmaya çalışıyoruz. Buraya gelen ve 'Bu alanda sorunu çözeceğim, bu alanda tasarım yapacağım, geliştireceğim' diyen gençlerimiz var. Gençlerimiz ve çocuklarımızdan gerçekten umutluyuz. Ben gelecek yıllarda gökyüzü gözlem etkinliğimizde bu eğilimin artarak devam edeceğini inanıyorum, gençlerimize ve çocuklarımıza güveniyorum."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.